1. 26.
    +2 -5
    O anda tam anlamıyla bittim tabi ben. Şimdi ya o an biri girse, hiç düşünmedin mi diyenler olabilir. inanın o anda her şeyi göze aldım, hatta hiçbir şey düşünemedim bile Zaten öğle arasıydı, şükür kimseye de yakalanmadım. Kasayı bulup aygıtı takmaya çalışırken azcık zaman geçirdim tabi, ayaklarına bakmaya çalışıyordum hocamın. O anda ayağını salladı, ayağı burnuma değdi (trabzonlu olduğumuz için burunde uzun oluyor). Hissetmiş olacak ki eğilip bana baktı ve kahkaha atmaya başladı. Hahaha Can vallahi alemsin, dur daha tanışalı 1-2 ay oldu hemen kul köle olup ayaklarıma mı kapandın dedi. Hocam sizin yüzünüzden sıkıştım burada, bir de ayaklarınızla kanka oldum siz ne diyorsunuz dedim. Belli belli kanka olduğun, dur tırnaklarımı gözüne sokayım da bir daha ayak tırnaklarıma laf söyleyeme deyip gülmeye devam etti Hocam maymun ettiniz resmen beni burada ya, iyiki bir iyilik istedik ha. Ayak tırnaklarınızda çok çirkin işte, siz daha dinlemeyin beni dedim. Amacım onu sinir etmekti o anda, sinirde oldu zaten Bak sen az önce ayaklarımı öpüyordun be, hatta dur inkar edersin şimdi deyip ayak parmaklarını dudağıma değdirdi. inanın o anda sadece hocama bakıp sırıtmışım. Hayatımda bu kadar rahat ve bu kadar güzel gülen bir insan daha görmedim Bak işte gözlerimin içine bakarak öptün de, hadi şimdi çık oradannn deyip yüzüme ayağını yavaşta değdirerek daha da hızlı çıkmamı sağladı. Kalkıp ona baktığımda ayak ayak üstüne atmış bana gülüyordu hala. Bende tırnaklarınız bakımsız ama tadı fena değilmiş en azından deyip sırıttım iyi iyi çok yoruluyoruz burada zaten, artık tüm bunları sana yaptırırız. Tadı da hoşuna gitmiş nasıl olsa yerini yadırgamazsın. Eee efendinim de ayrıca değil mi deyip göz kırptı, bende hıhıı valkmanıme iyi bakarsanız sevinirim deyip çıktım. Daha doğrusu konuyu uzatmadan kaçtım resmen. Çünkü bunları yaşadıktan sonra onunla konuşurken ne kadar utandığımı da gördüm nedense
    ···
  2. 27.
    +2 -4
    Ardından ee kalkta bir bak demesiyle hemen kendime gelip kalkıp yanına geldim, daha doğrusu karşısına geçtim. Hocam inanın bu çizmeler bir insana ancak bu kadar yakışır, muhteşemsiniz dedim. Haha şımart beni şımart, bakalım yakında bunların sonu nereye varacak dedi. Yalnız hocam ilk defa giymenize rağmen nasıl bu kadar kirletebildiniz, saat daha 14.00 yani 6 saattir ayakkabıyı kullanıyorsunuz ve şu duruma bakın. Topukları sanki çamura girmiş dedim gülerek. Sinsi bir bakış atıp, ya bizim oraların yolları bozuk dün gece fazlaca yağmur yağınca da bu durum kaçınılmaz oldu her ne kadar arabayla gelmiş olsam da. Odama girip oturduğumda bende farkettim ama eğilip temizlemeye üşendim doğrusu. Madem sende geldin artık bir el atarsın herhalde demi? dedi. Hay hay efendim, siz isterseniz de yapmaz mıyım. Seve seve hemde dedim. Sonra birden kız doğru söyle sen ayak fetişi misin demez mi? Allah'ım o an nedenini hiç bilmediğim bir sebepten dona kaldım ve yer yarılsa da içine girebilsem keşke dedim kendi kendime. Hoca gülümseyerek bana bakıyor, ben ise düşüncelere dalmış bir şekilde kendisine. O anda evet ayak fetişiyim hocam deyip ayaklarına kapanmayı oldukça isterdim ama yemedi tabi, ya kaybedersem onu ya aileme iletirse? gibi bin bir düşünce geçti aklımdan bir anda. Tabi bunun sonucunda da yemedi ve söyleyemedim. E o ne ki desem inanmazdı, o kadar da kültürsüz değildik. En iyisi az biraz salağa yatıp birazda taşkalaya alarak cevaplayayım dedim ve ayak fetişti mi? Hahaha keşke sadece o olsa hocam, bende güzel bayanlara karşı her türlü fetiş vardır yeterki açığa çıkarmasını bilsinler deyiverdim.
    ···
  3. 28.
    +2 -4
    Yerde koltuğun arasında uzanmış kapıdan kimin geleceğini merakla bekliyordum. Oldukça korkuyordum, acaba gelen herhangi bir erkek arkadaşları falan mıydı diye ama beklenen olmadı hatta hiçbir şey olmadı. Gelen sadece kapıcıymış, kaloriferlerle ilgili bir durumu bildirmeye gelmiş! Zaten anlamalıydım bir sürpriz olmadığını, çünkü Yeliz hoca da kapının çalınmasıyla oldukça şaşırmıştı. Neyseki rahat bir şekilde geri geldi ve bana bakıp keyfine bak tatlım gelen giden kimse yok, sadece benimsin deyip gülmeye devam etti. O ara sadece uzanmış neler olacağını bekliyordum. Başımın etrafında dolanıp duruyordu, en sonra tepemde durup eğildi ve ağzını aç bakıyım dedi. Tabi benim kafada köle olma olayı yok, her şeye genelde bir soruyla cevabım vardı. Neden efendim dedim hemen? Ama her komutuma soruyla cevap verirsen işimiz iş seninle ha deyip sence ne yapabilirim bu durumda dedi ve gülümseyerek bakmaya devam etti. Hocam tükürecekseniz azcık doğrulayım, genzime kaçar falan dedim ciddi bir tonda (her an kendimi düşünmeden edemiyordum tabi, her ne kadar mutlu olsam da). Yeliz hoca bana bakıp, unutmuşum senin ne kadar nazlı ve canının tatlı olduğunu; iyi tamam doğrul bakalım. Daha ilk günden başımıza bela almayalım dedi. Azcık doğruldum tabi, aç ve ben kapat diyene kadar kapatma dedi. Peki deyip beklemeye başladım. ilk önce ufak bir tükürük bıraktı ağzıma, zaten ağzıma girdiği an benim tükürüğümle birleşip normal bir tükürük yutma işlevi gibi oldu. O da bunu anlamış olacak ki, bekle geliyorum deyip içeri gitti ve kendine bir bardak su aldı. Suyu yudumlayıp, ağzında çalkaladı ve dikkat et geliyor deyip yavaşta ağzıma bıraktı. Bu da su tadındaydı ama sıcak ve fazlaydı, pek hoşuma gitmemiş olacak ki yüzümü ekşittim yutarken. ilginçtir ki asıl istediği de buymuş, resmen rahatsız olmamdan zevk alıyordu. El tırnakları fazlasıyla uzamıştı, bekle geliyorum deyip içeriye gitti ve tırnak makasıyla geri döndü. Acaba ne yapacak derken, tv'nin karşısında yavaş yavaş el tırnaklarını kesmeye başladı. Her bir parmağın tırnağını kestikçe uzattığım dilime koyuyordu, 10 tırnağını da düzgün bir şekilde kesti tabi o 10 tırnaktan 20 parça tırnak geldi dilime. inanın o an yut dememesi için yalvarabilirdim ona kii yutturmadı da. En son işi bittiğinde o şekilde fotoğrafımı çekti ve banyoya gidip tükür dilindekileri, boğazına takılır falan uğraştırma hiç beni dedi gülerek. Altından kalkıp hemen banyoya gittim, iyice dilimi temizledim ve tekrar yanına döndüm. Ellerini yıkamamıştı, gel buraya deyip dilini çıkart tekrar dedi. Önünde diz çöküp dilimi çıkarttım, tek tek tırnaklarını dilime sürtüp temizledi; temizlerken de dilimi bayağı bir çizdi ama pek umursamadı bu durumu tabi. Tekrar lavaboya yollar herhalde derken hiç takmadı ve tekrar yere uzan bakayım şirin çocuk dedi. Tam uzanacakken dur! önce sıcak çikolata yap bana dedi ve tv izlemeye devam etti. Sıcak çikolata yaparken aynadan dilimi de kontrol ediyordum, bazı yerleri öyle bir sıkmışki azcık da olsa kanatmıştı. Bu denli acımasız olaması korkutmuştu o anda beni. Yani tırnaklarını yutturmamıştı ama bunu yapmıştı, beni düşünüyor muydu yoksa ne yapmaya çalışıyordu pek anlam veremiyordum..
    Tümünü Göster
    ···
  4. 29.
    +3 -3
    Eylül hocama hala tapıyorum yalan yok ama bu kadar büyük senaryolar kurabileceğini asla tahmin edemezdim. Bunu yalanlama gibi bir şansımda yoktu, hem elinde fotoğraflar hemde o anki rezil durumum vardı sonuç olarak. Neyse o ana tekrar dönelim en iyisi. Yeliz ile Eylül hocam karşımda kahkahalar atarak bana bakıyorlar, ben ise yerde oturmuş yüzlerine dahi bakamıyordum. Bir süre sonra Yeliz hoca Eylül hocaya: Peki her istediğini yapıyor mu? Şuan gördüğüm kadarıyla bayağı bir hükmediyorsun ama görmekte isterim yani dedi. Eylül hoca da bu da laf mı be görmüyor musun durumunu çocuğun. Yada dur bekle ya, Can'cım çizmemi çıkart bakıyım dedi. ilk önce durup lütfen ileri gitme der gibi hocamın gözlerinin içine baktım ama anlamasına rağmen takmadı tabi beni, sadece hadi hadi hızlı ol deyip dürtmekle yetindi. Ağzımın önündeki ayağından çizmesini yavaşça çıkardım, ayağında uzun kalın siyah bir çorap vardı. Direk ayağını yüzüme dayadı ve bizim duyacağımız şekilde kokla bakıyım canım benim dedi. O anda 'oha o kadar da değil, saçmalama kız yazık çocuğa. Bak bayılır şimdi'' deyip kahkaha attı. Yok be ona bir şey olmaz, hatta bak kokladıktan sonra nasıl koktuğunu sor; beğenmemişse daha da yaklaştırmam bile ayağımı dedi gülerek. O durumda siz olsanız ne yapardınız? Oldukça beğendim deyip yerin 20 kat dibine doğru olan yolculuğu hızlandırır mıydınız, yoksa restinizi çeker hem Eylül hocadan hemde belki de Yeliz hocadan mahrum mu kalırdınız? Sanırım hepiniz ilk seçeneği tercih ederdiniz benim yaptığım gibi..

    1 dakika kadar onların kahkahaları eşliğinde o çorabı kokladım diyebilirim. Akşam üzeri olmasından kaynaklı birazda nemli ve terliydi, gerçi benim için güzel anlardı ama belli etmemem gerekiyordu. Zaten yeterince rezil olmuştum, o seviyeyi çılgınca arttırmamak gayretindeydim. Ayağını yüzümden çektikten sonra soruyu Yeliz hoca sordu, bende çaresiz bir şekilde; oldukça güzel kokuyorlar efendim, devam etmek isterim hatta dedim. Hahahaha bir de efendim mi diyor bu sana? inanamıyorum hala bu gördüklerime ya, gerçek değil mi bunlar deyip ayağıyla beni dürttü ve gerçek gerçek şoklardayım! deyip beraber gülmeye devam ettiler. Eylül hoca Yeliz hocaya dönüp zamanın var mı, dersin kaçta deyince Yeliz hoca saate bakıp ya 7-8 dakikam var işte dedi. Oh oh iyi, bak sana marifetlerini göstersin biraz deyip yerinden kalktı. Geç bakayım yerime dedi. Yeliz hoca biraz tereddüt edip geçti. Eee ne yapacak şimdi dedi. Sabahtan beri ayakta değil misin? Az biraz masaj yapsın sana, bayılacağına eminim dedi. Ya biri gelirse içeri, yok ya boşver hem ayağımın durumunu da bilmiyorum şuan için deyip gülmeye başladı. Yok yok kimse gelmez, gelse de fark etmez ön tarafı kapattım ben iyice rahatına bak sen sadece deyip göz kırptı. Eh iyi madem, deneyelim bakalım şu genci deyip bana baktı. Eylül hocaya bakınca her şeyi tek tek kendimin yapacağını anladım ve laf bile söylemeden işe koyuldum. Ayağında spor ayakkabıları vardı ama oldukça güzellerdi. Ne yalan söylüyüm temizlerdi de yani. ilk önce onları alıp kucağıma koydum, dikkatle beni izliyordu. Ardından ayakkabılarını çıkartıp ayaklarına baktım. Ayaklarında ten rengi çorap vardı sadece, şanslı günümdeydim sanırım. Ayakları ojesizdi ama son derece güzel görünüyorlardı, bir süre inceledikten sonra hocamdan beğendin mi diye bir laf duydum; amaan yeterince rezil oldum zaten kimin umrunda artık deyip evet hocam Eylül hocamınkiler kadar olmasa da gayet güzeller dedim gülerek O an Eylül hocam da gülmeye başladı, ilk göz ağrısıyım tabi dedi. Sağ ayağını elime alıp masaj yapmaya başladım. Ayaklarını kasıyordu, bunu anlayabiliyordum. Hocam sıkmayın kendinizi lütfen, kendinizi bana bırakın sadece dedim. Tamam ya, ilk defa böyle bir şey yapıyorum deyip yanağıma ayağıyla hafifçe dokundu. O kadar şey yaşamama rağmen bunlar bile oldukça hoşuma gidiyordu Ayakları yumuşaktı, biraz kokuyordu ama kokla dese affetmezdim yani. Bir süre sonra mayıştığını gördüm, Eylül hocada olduğu gibi gayet rahatlamıştı. Dersinin vakti gelmiş hatta geçiyordu bile kiii Eylül hoca heyyy sen çok alıştın bu işe ama dersin başladı şuan deyip sırıttı. Yeliz hoca da amaan dershanenin kurucularındanım ben tatlım, sorun olmaz deyip bir iki dakika ovsun öyle kalkarım gerçekten çok iyi yapıyormuş dedi. Bak bak nasıl da şovunu yapıyor, iyi bakalım ben uyarayım da sonra bana laf söyleme yani dedi. En son Yeliz hoca tamamdır şimdilik bu kadar yeter, ellerine sağlık Can'cım inanki çok tatlısın. Seni hiç böyle düşünemezdim ama artık düşünmeden edemeyeceğim hiç sanırım, daha da görüşeceğiz merak etme deyip öylece gülerek bana baktı. O anda anladım ki ayakkabısını giydirmemi bekliyormuş. Ayağını tuttum tam ayakkabıya koyacağım, dayanamayıp bir öpücük kondurdum her ikisine de. Bir anda irkildi hoca ama acayip bir keyifle gülmeye başladı ve Eylül hocama dönüp aferin aferin iyi eğitmişsin, nasıl veda edeceğini de biliyor deyip koyu bir sohbete girdiler Eylül hocayla. Bende o arada ayakkabısını giydirip bağcıklarını bağladım ve öylece onları izledim. En son vedalaşıp derse çıktı Yeliz hoca, bizde Eylül hocayla başbaşa kaldık.
    Tümünü Göster
    ···
  5. 30.
    +3 -3
    Bu son yaşadıklarımızdan sonra Eylül hocam ara ara telefondan beni arayıp yokluyor, evdeyken bile arayıp çalışıyorsun değil mi gibisinden konuşmalara girip ufak çaplı hesap soruyordu. Bu durum rutin hale geldi, özel yaşam koçum olmuş gibi bir durum oldu diyebilirim.
    Günler geçtikçe hocamla çok daha sıkı fıkı olduk, ara ara ellerine ve ayaklarına takılmaya devam ettim ama hiçbir zaman fazla abartıp ters bir tepki almayı göze almadım. Gerçi o yaşadıklarımızdan sonra abartsam da pek bir sorun olacağını düşünmüyordum ama yine de her şeyi usulüne uygun yapmanın doğru olduğunu düşündüm. Malum ortada çok efendi, saygılı, utangaç, dediği dedik bir karakter var ve tüm hocalarda onu öyle tanıyor (bu insan ben oluyorum). Böyle sıralayınca sizde böyleyseniz rahatsız oluyorsunuzdur mutlaka, 'lan böyle bir insan oldum diye hep kaybettim' diyor olabilirsiniz ama şans o ki karşıma hep beni açmaya, kazanmaya çalışan bayanlar çıktı işte
    ···
  6. 31.
    +6
    ulan gib artık dıbına kodum gavatı gib şu hocayı kanırt duvardan duvara at tokatla yumrukla yumruğunu sık zütüne sok yannan avcısı yap bayılt hatta öldür cesedini parçala am kısmını keskin bıçakla yüz ortasına çivi çak duvara as yeterki gib amk gib artık şu hocayı lan delirdim
    ···
  7. 32.
    +2 -4
    4.30'a 2-3 dakika kala telime mesaj geldi, çıkıyorum 10 dakikaya kadar Mado'nun önünde ol oradan alacağım seni diye. Bende hemen hazırlanıp yola koyuldum tabi, Mado'da oldukça yakındı dershanemize. Bu kadar genç ve bekar olmasına rağmen oldukça iyi bir araba durdu yanımda, camı indirince heyecanım daha da arttı tabi. Atlasana kuzum ne bekliyorsun dedi, hemen yanına öne geçtim bende. Üstünde oldukça güzel bir kombin vardı her zamanki gibi, hatta ona baktıkça umarım imkanını bulurum da ayakkabılarını denemesine ben yardımcı olurum dedim Mini bir etek, altında ince bir siyah çorap altında da oldukça iyi kısa bir çizme. Şuan tam olarak anlatamıyorum ama görseniz dibiniz düşerdi, buna eminim. Tırnakları tam istediğim gibiydi, oh oh yine şanslı günümdeyim dedim yola bakıp. Neyse arabayı park edip avm'ye doğru yola koyulurken, hocam isterseniz çantanızı ben alayım ağırlık yapmasın sizde rahat rahat alışveriş yapın siz dedim. ilk önce yok canımm falan dese de ısrarıma dayanamayıp iyi sen istedin ama geri almam bilesin deyip çantayı bana verdi ve gülümseyerek yoluna devam etti.
    ···
  8. 33.
    +2 -4
    Tek tek mağazaları gezmeye başladık, tabi benim gözüm ilk olarak mağazanın çalışma şeklindeydi sürekli. Eğer çok büyük mağazalarsa ve az çalışan varsa sizinle pek ilgilenen olmuyordu, sadece çağırdığınız takdirde yardımcı oluyorlardı. işte bu tarz mağazalar tam bana göreydi ama tabi diğer mağazalara da hocamın istediği üzerine girmek durumundaydık. Neyse ilk mağazada pek aradığını bulamadı hocam, hatta hiç denemedi bile ayakkabıları tabi ayaklarını görme imkanım o an için olmayınca yüzümde düştü biraz benim. Sonra 2. mağazaya geçtik, yine pek beğenmemiş gibiydi çeşitleri. Ya hocam en azından deneyin, bence ayağınızda farklı duracaktır dememe rağmen yok yok diğer mağazalara bakalım bunlar için ayakkabımı çıkarmaya bile üşenirim dedi. Ya siz deneyinde gerekirse ben çıkartırım hocam ne olacak sanki deyince bana şöyle bir uzunca baktı (o bakışları anlatamam) ve madem öyle daha da seninle inatlaşmayacağım. Zaten ne fikir versen sonunda onu elde ediyorsun, o yüzden bu fikrine de katılıyorum. Gerçi çalışanların yanında nasıl yapacaksın bunu bilmiyorum ama o da senin sorunun artık deyip güldü ve 3. mağazaya giriş yaptık. Şanslıyımki 3. mağaza tam istediğim türdendi ve kimse yanımıza gelmedi bile. Çevredekileri de umursadığım yoktu gerçi o saniyeden sonra. Şu çizme size çok yakışır hocam dedim, hımm 37 numarasını iste bakıyım şu ilerdeki bayandan bana dedi. Gittim söyledim ve orada bekledim, kadının bizim yanımıza kadar gelip beklemesini istemedim tabi Kutuyu alıp hocamın yanına geldim ve durdum. Eee ne bekliyorsun dedi, hadi bakalım güzel bir şekilde görevini yerine getir dedi. Oturmuş ayak ayak üstüne atmıştı. Önünde eğilmeme rağmen hiç istifini bozmadı ama o anki heyecanımı kelimelerle anlatmam mümkün değil. Gerçekten muhteşem bir fiziğe sahipti, o anda bunu tekrar anladım.
    ···
  9. 34.
    +2 -4
    Yavaş yavaş çizmesinin bağcıklarını ve fermuarlarını açıp çizmeyi çıkarttım, aynı zamanda da elimi ayaklarının altına koydum yere değmesin diye. Onu o da farketti ki aferin aferin sen ciddi ciddi beni düşünüyorsun ya, bunu şimdiye kadar kimse yapmamıştı yapmaz da herhalde dedi. O anda neler neler derdim ya diyemedim işte içime attım ama söylediklerimde oldu tabi. Her zaman seve seve yaparım ben efendim dedim Yine gülmeye başladı, bak yine efendim dedin. Alışacağım ben bu işe ha, bayağı şımartıyorsun sen beni dedi. Haha daha şımarmadınız mı ki hocam, daha ne yapayım işte mutlu olmanız için elimden geleni yapıyorum dedim. Farkındayım farkındayım, senin gibi bir öğrencim olduğu için oldukça şanslıyım dedi. Tabi o konuşmalar sırasında ayakkabıyı giydirmiyordum, ayaklarının sıcaklığını elimde hissetmeyi tercih etmiştim ve oldukça da mutluydum o an. Keşke hiç bitmese şu gün diyordum kendi kendime. Konuşmayı uzatmak için ve tabi içimden de gelerek asıl ben sizin gibi oldukça ilgili ve bu kadar sıcak bir hocaya sahip olduğum için şanslıyım dedim. Gülümsedi ve hadi ama bak ayaklarım az biraz terli olabilir yani nemli olabilir ama hiç kokmaz ha tiksinme sakın dedi Malum tüm gün ayağım çizmedeydi, olabilir yani dedi. Bende halimden hiç şikayetçi gibi görünüyor muyum ki hocam, zaten şeker gibi kokuyor ayaklarınız dedim gülerek. Şuna bak ya bir de kokusuna bir benzetmede bulmuş, iyi iyi kokusunu öğrenmen iyi olmuş bundan böyle sürekli seninle çıkarım alışverişlere valla dedi. Hem alışırsın da bir süre sonra, benim içinde oldukça rahat olur dedi; bende seve seve hocam deyip yerdeki çizmeleri ayağına giydirdim. Ama arkadaşlar inanın o an hala saniyesi saniyesine aklımda, bir ayak anca bu kadar yumuşak ve narin olabilir. Pek kokusunu almamıştım ama ilerisi için bu konuda bir zemin hazırlamıştım kendime, en azından artık her konuda bir hayli rahat olacaktı bundan emindim
    ···
  10. 35.
    +6
    karıyı gibtim demiş de karı gibmiş bunu resmen amk
    ···
  11. 36.
    +2 -4
    Dershaneden çıkıp eve gittiğimde hala aklımdan o günü çıkartamıyordum. Ne doğru düzgün yemek yiyebiliyor ne de ders çalışabiliyordum. Sadece yatağıma uzatıp, müzik eşliğinde hocamı düşünüyordum. Hikayenin başında da belirtmiştim ya hani, sanki ona aşık olmuştum. Buna aşk demek istemiyorum aslında, son derece büyük bir hayranlıkta denilebilir. Malum benden neredeyse 7 yaş büyük bir hanımefendiden bahsediyordum, o kadar da ileri gidemezdim. Gerçi gitmeme de gerek yoktu, amaçlarıma gün geçtikçe daha da yaklaşıyordum nasıl olsa. Bir o günü düşünüyor bir de bir sonraki gün neler yaşayacağımı düşünüp heyecanın doruklarına ulaşıyordum. Acaba bu konuda bilgisi var mıydı? Beni kobay olarak görüyor da sadist duyguları falan var mıydı? Şahsen şiddete karşı bir insanım. Hani ayak fetiştiyim ama abartılı duyguları yaşamaktan yana değildim. Benimki her şeyden biraz olan farklı bir fanteziydi sanırım ama fazla sorun etmiyordum bu durumu tabi, sadece bir sonraki gün hocamın evinde neler yaşayacağıma konsantre olmuştum. Ve o gün geldi çattı
    ···
  12. 37.
    +2 -4
    Masasını anlatmak gerekirse, geniş bir masa önünde 2 tane sandalye (veliler vs. için) ortasında da bir ufak masa. Kendisi de geniş Pc koltuğunda oturmuş, ayak ayak üstüne oturmuş bana bakıyor işte. Masası önden kapalı ama alt tarafı açık, kasa da yerde köşede. Yani önden bakınca kasanın 3'te 1'i görünüyor, öyle kafanızda canlandırın işte. Takmak için eğilip oradan içeri uzanmam gerekiyor biraz. Neyse sandalyeyi kenara çekip eğildim tabi, hocanın ayaklarıyla kasa arasında biraz mesafe vardı. Ben kasaya bakmak için kafamı içeri sokunca hoca bana bakıp gülmeye başladı kendi tarafından, sonra da pardon canım ya hemen çekiyorum ayaklarımı dedi. Bende hayır hayır hocam rahatınızı bozmayın, nasıl istiyorsanız uzatın sorun yok dedim. ilk başta desene ya, kastım kendimi bende deyip ayaklarını tam yanıma getirdi gülerek. Kafamı yana çevirsem burnum değecek yani o kadar.
    ···
  13. 38.
    +3 -3
    Yeliz hocam çıktıktan sonra Eylül hocamın masasının karşısındaki sandalyeye oturup nasılsınız hocam dedim. iyiyim Can'cım da seni neden özel olarak bu saatte buraya çağırdığımı merak etmiyor musun dedi direk? Evet hocam merak ediyorum da sormaya gerek duymadım, çağırdıysanız bir nedeni vardır zaten dedim. Bak sen, bana bu kadar güvenme yalnız dedi gülerek. Hah size güvenmeyeceğim de kime güveneceğim, güvenmek zorundayım zaten her şeyim kayıt altında yanlış hatırlamıyorsam? dedim. Hahaha evet ya bak iyi hatırlattın onu, saklıyorum saklıyorum rahat ol sen deyip bugün geç çıkacağım için evde eğlenemeyeceğim seninle, bari burada bir şeyler yapayım da iddiamız ziyan olmasın deyip sırıtmaya devam etti. Tabi hocam nasıl isterseniz de nasıl olacak o, ne yapacağız deyince; hımm ilk olarak masamın altına girebilirsin mesela dedi kahkaha eşliğinde. Hı? dedim. Ne bakıyorsun öyle sen gir, ben dış taraftan gözükmemesini sağlarım merak etme dedi. Hocam bu oldukça riskli değil mi? Hem oraya girip ne yapacağım ben, gözünüzü seveyim saçmalamayın dedim ciddi bir tonda. Riskse risk, burada öğretmen olan benim. Kariyer benim kariyerim, düşünmesi gereken biri varsa o da benim ve güveniyorumki yapıyorum dedi kaşlarını çatıp. Ya hocam tamam haklısınız da bilmiyorum, bu kadar ileri gitmesek mi? Biri görür falan başımız ağrımasın sonra dedim, yeter ama! illa telefonla tehdit etmek zorunda mıyım seni? Hani mızmızlanmak yoktu, iyiki az eğlenelim dedik ha deyip restini çekti tabi. Bende daha fazla diretemeyip tamam hocam ya bağırmayın geçiyorum, umarım dediğiniz gibi olur dedim. Kapıyı açıp etrafa bakındım ilk önce, kimsecikler yoktu. Hemen masanın altına girdim, hoca da görünen 3'te 1'lik kısmı masa, sandalye ve çantamla kapattı. Ciddi anlamda kapattı ama, biraz olsun rahatlattı bu beni tabi. Neyse sonra koltuğuna oturup ayak ayak üstüne attı, zaten alan dardı ayağı direk ağzımın ucuna geldi. Bu arada yere oturmamak için altıma koyabileceğim dergi de vermişti sağolsun. Neyse o şekilde kendisine bakıyordum, o da bana bakıp ayaklarını sallıyor bir yandan da benle dalga geçip duruyordu gülerek. Ahh be Can sen bu durumlara düşecek adam mıydın! falan deyip duruyordu. Bu sefer altına kot giymiş, ayağına da dizine kadar olan bir çizme giyip kotu da içine geçirmişti. Çizme de topuklu farklı ve güzel bir şeydi. Dizlerini kır ayaklarımı üstüne koyacağım, temizleyeceksin dedi. Tabi hocam deyip söylediklerini yaptım, yan taraftaki dolaptan ıslak mendil kutusunu bana uzatıp beni izlemeye koyuldu. ilk tekini bitirip ikinciye geçecekken kapı açıldı birden.
    Tümünü Göster
    ···
  14. 39.
    -6
    ve final...

    eylül, yeşim, cd mahmut ve travesti hilmisu benim eve geldiler. noluyor amk dedim beni bayıttılar. uyandığımda cd muratla hilmi yannanını sallıyordu tekrar bayıldım.3 saat sonra uyandım herkes uyuyordu bunların hesabını sormalıydım eylülün külodunu indirdim ve dıbını yalamaya basladım. gibimin basını amında gezdirdim ve pompaya basladım. dolumude burnuna attırdım. daha sonra yesime yoneldım donunu kurcalarken bir sertlik gördum. donu acınca birde ne göreyim 18cm damarlı bi yannan. yesim beni farketti ve bu sefer o gibti. ben yine bayılmıstım tekrar uyandığımda evde 3 tane zenci vardı korkudan camdan atladım. yine bayılmısım uyandığımda hastanedeydim. ziyaretime eylül yesim cd mahmut ve travesti hilmisu gelmişti. benden olanlar için ozur dilediler bende hiç önemli değil olur boyle seyler yine olsa yine yapardım dedim ve gulusmeler oldu. buda böyle bir anımdır..
    ···
  15. 40.
    +6
    gel beni gib artık huur çocuğu yeter lan dün gece 10 dan beri okuyorum beynim ters döndü binççççççç
    ···
  16. 41.
    +1 -5
    hem kendisi oldukça mutlu ve eğleniyor görünüyordu hemde ben o konuşmadan sonra inanılmaz derecede rahatlamıştım ve tabiki o karşılığı almış olmamın da mutluluğu vardı.
    ···
  17. 42.
    +2 -4
    O günde öylece geçti işte ama git gide daha da hakimiyet kuruyordu benim üzerimde ve bununda farkındaydı, anlayabiliyordum. Bir sonraki gün öğle arasına kadar yanına gitmedim, beni özlesin biraz dedim işte öğle arasında arkadaşlara benim biraz işim var siz yemeğe gidin ben arkanızdan gelirim deyip ayrıldım yanlarından. Sorun o ki arkadaşlarım dediğim 4 kız arkadaş ve Eylül Hoca'yla bu kadar samimi olmamdan da rahatsız oluyorlardı. Kadın afet abi kıskanıyorlar tabi, hele benimle bu kadar iyi olması tam sinir ediyordu onları ama benim umrumda mıydı? Tabiki hayır. Neyse kapıyı çalıp içeri girdim, bir tane öğrencisi vardı. Ben beklerim hocam deyip köşede durdum. Öğrencisini yolladıktan sonra bana bakıp gülümseyerek söyle bakayım beni mi özledin yine dedi, bayağı 2 arkadaş gibiydik ama ona rağmen hemen kızarıyordum salak gibi. Tam konuşacağım, bak bak hemende kızarıyor, utanma be gel otur falan dedi. Yok hocam ya ne utanacağım, gelmediğimde adımı anons ettiren sizsiniz. Acaba ben mi özlüyorum siz mi deyip muzip bir şekilde ona baktım Bak sen şuna dili de açılmış iyice, iyi iyi ilk haline oranla bayağı bir yol katettik. Gerçek bir eğitimciyim gerçekten de falan dedi kahkaha atarak. Ardından hocam bir rica da bulunabilir miyim deyip valkmanımın şarjı bitti, izin verirseniz bilgisayarınıza takip 1-2 saat sonra gelip alayım. Şarj olsun iyice, malum burada çalışacağım sıkılıyorum sonra falan dedim. Olur olur tak kasaya, ben buradayım zaten merak etme dedi. Kasa tam ayaklarının yanındaydı. Alın siz takın isterseniz hocam dedim, hiç eğilemem ya sen hallet işte 2 dk. Hem bana işin düşüyor hemde beni yormaya kalkıyorsun ha, bak ön taraftan geçir vücudunu oradan tak işte dedi. Tabi ben bayağı bir heyecan yaptım o an, ayaklarını göreceğim hatta belki dokunurum da diye
    ···
  18. 43.
    +2 -3
    Yeliz hocayı az biraz tanıtmak gerekirse; Eylül hocam kadar güzel olmasa da gayet iyi bir fiziğe sahip, yüzü oldukça tatlı ve son derece bakımlı bir bayandır. Neredeyse aynı boydalar ama Yeliz hoca Eylül hocadan 5-6 yaş daha büyüktür. Yani 30'lu yaşlarının başında diye tahmin ediyorum kii bu yaşına göre oldukça güzel bir bayandır. Giyimi olsun, bakımı olsun birbirlerine oldukça benzerler. Yani bana biri Yeliz hocayı sorsa öve öve bitiremezdim. Yalnız şöyle bir şey var, Yeliz hoca Eylül hocamın aksine oldukça sinsi ve gözü açık birisidir. Tamam hep güler falan ama kesinlikle ne saf ne de oldukça iyi niyetlidir, insanları kullanmasını seven bir yapısı vardır. Önceki birebir derslerimizden onu oldukça iyi tanımaktaydım artık ve bu beni ciddi anlamda korkutuyordu diyebilirim. Neyse Yeliz hoca hakkında az çok bilgiye sahip olduğunuz bu paragraf ile, anlatımıma devam edeyim artık.
    ···
  19. 44.
    +2 -3
    Bu şekilde en az 7-8 mağaza gezdik ve 4-5 tanesinde ayakkabılarını ben denettirdim ona, bir süre sonra o da bende bayağı bir alıştık zaten. Ne çevre umrumuzdaydı ne de başkası. Hatta son mağazalardan birinde çalışanlardan biri ayakkabıyı verdiğinde isterseniz ben yardımcı olayım efendim deyince gerek yok ya burada o iş için can atan biri var zaten deyip bana baktı, o an inanılmaz derece de utandım ama olumsuz bir harekette yada tepkide her şeyin içine ederim diye adama rezil olma durumunu göze alıp evet ben hallederim dostum, sen keyfine bak lütfen dedim. Adam oldukça şaşkın bir şekilde bize bakıp nasıl isterseniz tabi dedi ve uzaklaştı. Ara ara ona bakıyordum, bizi izliyordu ama umrumda değildi tabi; sonuçta bir daha görmeyeceğim diyordum kii görmedim de Allah'a şükür Sözde çeşitlere bakacaktık ama benim beğendiğim hatta neredeyse ayağında görünce nutkumun tutulduğu 2 ayakkabıyı almaya karar verdi ve senin zevkine her zaman güvenirim artık deyip ikisini de aldı. Ayakkabıları aldıktan sonra bir şeyler içip dinlenelim biraz dedi, dinlendikten sonra arabaya doğru yol aldık tabi. Giderken havanında yağmurlu olmasından kaynaklı çizmesi çamurlu bir yere denk geldi ve bayağı bir kötü oldu altı, Allah kahretsin arabayı mahvedeceğim şimdi diye kendi kendine söylenirken dert ettiğiniz şeye bakın hocam ya çantamda ıslak mendil paketi var kocaman; kankalarımın bu halde gezmelerine gönlüm razı olmaz ben hallederim isterseniz deyip gülmeye başladım Hahaha doğru ya senin varlığını unuttum ben bir an, dur arabaya geçelim orada el atarsın o zaman dedi. Araba otoparkta olduğu için kimseciklerde yoktu. Kapıyı açıp içine oturdu ayakları dışarıda olacak şekilde durdu, bende önünde eğilip her tarafını tertemiz yaptım. Neredeyse koca paket bitti ama değdi yani, hatta en sonra altını bile temizledim. Yuhh abarttın sende ha ama neyse ya yap yap seni bu şekilde daha da iyi tanıyorum dedi bana. O anda duraksadım ama pek irdelemedim ne demek istediğini. O anda umrumda da değildi zaten, muhteşem bir günü geride bırakmıştım nasıl olsa. En son beni evime kadar bırakıp her şey için teşekkür etti ve bunu ara sıra tekrarlayalım dedi. Bende benim için ayrı bir zevkti, her zaman emrinizdeyim efendim deyiverdim Cidden alemsin sen çocuk ama oldukça da şirinsin yani, senin gibi bir insana sahip olduğum için oldukça şanslıyım dedi gülümseyerek. Siz bıkana kadar bu böyle devam edecek dedim bende, iyi bakalım hadi uç eve iyice ders çalış yarın görüşürüz tekrar deyip beni uğurladı. Tam gün bitti derken de telime bir mesaj geldi, Eylül hocamdandı; Ayakkabılar gerçekten pırıl pırıl olmuş, bir gün tüm gardrobuma da el atarsın umarım sevimli çocuk. diye yazıyordu mesajda. O mesajı okuyunca tamamdır abi oldu bu iş dedim işte kendi kendime, gerçi daha yeni başlıyordu ya neysee
    Tümünü Göster
    ···
  20. 45.
    +1 -4
    @50 amk evladı hiç hayatında dersaneye gittin mi?
    ···