1. 152.
    0
    evrim teorisi özellikle charles darwin ile anılır. charles darwin 1859'da yayımladığı ünlü kitabı "on the origin of species by means of natural selection or the preservation of favoured races in the struggle for life" (yaşam mücadelesinde doğal seçilim veya avantajlı irkların muhafazası yoluyla türlerin kökeni üzerine) yada kısaca kullanılan ismiyle "türlerin kökeni" adlı kitabıyla evrim teorisini bilimdeki en güçlü teorilerden biri haline getiren isimdir.

    (bkz: teori)
    ···
  2. 151.
    0
    eğer yasa olursa kurana uydurmaya bakın bence :D.Ama en çok kafamı karıştıran konu cansız varlıktan canlı varlık nasıl oluştu ve bu kadar karmaşık şekillere, yapılara bölünebildi. Bunun doğal seçilimden farklı bir yönü olmalı. Yani öyle bir yasa olmalı ki bu işin nasıl olduğunu değil neden olduğunu açıklamalı anlatabiliyor muyum. Bunu araştırmaya gücü yetmeyenler de Allah, tanrı,zeus, osiris,thor deyip geçiyorlar tabi.
    ···
  3. 150.
    +1
    var bu var.
    ···
  4. 149.
    0
    @148 panpa o zaman evrim teorisine göre "ilk insan"ı anlatır mısın? madem evrim ile islamiyet çelişmiyor...
    ···
  5. 148.
    +1 -1
    Evrim teorisi çürültüldü saçmalık diyenler çok samanyolu izliyor sanırım.
    ···
  6. 147.
    0
    @150 bahsettiğin konu evrimin alanına girmiyor hayatın başlangıcı ile ilgilenen bilimsel kuramlar Abiyogenez Kuramı ve Panspermia Kuramı na girmektedir bu yazdıklarınla evrim teorisini gibmediğin aşikar.
    http://tr.wikipedia.org/wiki/Prion
    ayrıca bu linke bak.
    ···
  7. 146.
    0
    BiR PROTEiN, DARWiNiZM’i TÜMÜYLE ALTÜST ETMiŞTiR.

    Darwinist demagojinin önemli bir özelliği tüm kompleksliğine rağmen, yaşamdaki her şeyi basit göstermeye çalışmak olduğundan, Darwinistler, hayatın başlangıcı konusunu da hep basite indirgeme eğiliminde olmuşlardır. “Çamurlu suda hücre oluştu”, “DNA kendi kendine oluşup çoğalmaya başladı” gibi hikayelerin temelinde yatan sebep de budur. Darwinistler bu yolla insanları daha kolay aldatabileceklerini düşünürler. Fakat kendileri de çok iyi görmüşlerdir ki, olay artık bu aldatma safhasını çoktan geçmiştir. insanlar artık, yalnızca tek bir proteinin bile kendi kendine oluşamayacak kadar üstün bir kompleksliğe sahip olduğunu bilmekle kalmamakta, aynı zamanda bir proteinin, bir DNA’nın veya RNA’nın ya da hücrenin küçük büyük herhangi başka bir parçasının HÜCRENiN TAMAMI OLMADAN HiÇBiR iŞE YARAMADIĞINI DA bilmektedirler.
    Bu gerçek, Darwinist yenilgi açısından çok önemlidir:

    - Tek bir proteinin oluşması için DNA gerekir
    - Protein olmadan DNA oluşamaz
    - DNA olmadan protein oluşamaz
    - Protein olmadan protein oluşamaz
    - Tek bir proteinin oluşması için 85 ayrı protein gerekir
    - Bu proteinlerin bir tanesi bile ekgib olsa protein var olamaz
    - Ribozom olmadan protein oluşmaz
    - RNA olmadan da protein oluşmaz
    - ATP olmadan protein oluşmaz
    - ATP’yi üretecek mitokondri olmadan da protein oluşmaz.
    - Hücre çekirdeği olmadan protein oluşmaz
    - Sitoplazma olmadan da protein oluşmaz
    - Hücredeki organellerden bir tanesi ekgib olsa protein oluşamaz
    - Hücredeki bütün organellerin var olması ve çalışması için de proteinler gereklidir
    - Bu organeller olmadan da hiçbir şekilde protein olmaz.
    ···
  8. 145.
    0
    @148 e kulak verin.
    ···
  9. 144.
    +1
    Evrim Vardır. islam da hak dindir. Evrim islamla çelişmez. Çamur balçıktan yaratıldık. Aksini kimse izah edemez.

    Hristiyanlığın oyununa geliyorsunuz. Onlar evrimi kabul ederse dinlerinin faso fiso olduğu ortaya çıkacak.
    ···
  10. 143.
    0
    tüik'ten edindiğim bilgiye göre her altı ( 6 ) saniyede bir çürütülüyormuş.
    ···
  11. 142.
    0
    (bkz: uzaylı teorisi)
    ···
  12. 141.
    0
    çürümüş.

    http://tinyurl.com/79rzh9l

    o kadar dedim açıkta bırakmayın diye amk!
    ···
  13. 140.
    0
    @142 kardeşin kardeşi giberek çoğalmasından iyidir.
    ···
  14. 139.
    0
    maymunların gibişe gibişe insan meydana getirdiğini savunur
    ···
  15. 138.
    0
    inanmayanı gibsinler. dinle karıştırmayın amk. darwin uğraşmış saygı duyun binler.
    ···
  16. 137.
    0
    @139 Ateist evrim var tanrı yok demez. Ateist der ki semavi dinlerin tanrıları(yazarları) yaradılış efsanesinde çuvallamışlardır. Adem ve havva meselesi kesinlikle saçmalıktır. Hiçbir canlı söylendiği şekilde olduğu gibi yaratılmamıştır.

    Bu durumda iki ihtimal var. Ya tanrı yalan söyledi, ya muhafazid yanlış bir varsayım sundu.

    Bu bakımdan islamiyet'in tanrısı yoktur demek kadar doğal bir şey olamaz.
    ···
  17. 136.
    0
    lan her şeyi geçtim amk. bu teori doğrudur veya yanlıştır gibtir ettim. ateistler bu teoriyi "tanırının olmadığının kanıtı" olarak ileri sürüyorlar ya ben bu kafa yapısını cidden anlamıyorum lan. lan amk neden özellikle bu teori? mesela "yerçekimi var demek ki tanrı yok" diyeni ben görmedim lan hayatımda. nedense sürekli "bakın evrim var demek ki tanrı yok" diyorlar. evrim teorisi tut ki doğru. eee bunun tanrıyla ne alakası var? mesela biz şimdi yağmurun oluşum sürecini de bilimsel olarak açıklayabiliyoruz. "bakın yağmur kendi kendine yağıyor demek ki allah yok" mu dememiz lazım lan? ha evladım. ulan zaten sen ateistsen senin evrim teorisinin doğruluğunu araştırmana gerek yok ki. ateist olduğuna göre canlılığın tesadüfen ortaya çıktığını ve hiç bir ilahi müdahele olmadan günümüze kadar geliştiğini kabul etmen lazım. başka seçeneğin yok çünkü. ya da çok uçarsan en fazla "uzaylılar geldi tohumlama yaptı dünyaya" dersin. richard dawkins denen zeka kübünün dediği gibi. sonra da buraya gelip "ben çok bilimselim bıdı bıdı, çok sorgulayıcıyım bıdı bıdı, bütün bilimsel veriler evrimi doğrular bıdı bıdı" dersin. lan dangoz senin bunları söylemen şart zaten. yoksa aynştayn olduğundan, 5 ciltlik angiblopedik biyoloji bilgisini hafızanda barındırdığından söylemiyorsun sen onları amk. senin analitik düşünme yeteneğin benimkini gibip atmıyor yani sen "evrim vardır. bilimsel bi gerçektir" dediğin zaman. çünkü aslında sen de bi tak bilmeden konuşuyorsun. çünkü inancın ya da inançsızlığın bu teoiriyi daha baştan kabul etmeni gerektiriyor.
    ···
  18. 135.
    0
    bilimsel teorinin ne olduğundan bi' haber insanların hakkında atıp tuttuğu "teori". bilimsel anlamda teori "abi bi' teorim var" gibi günlük bir cümlede kullanılanla aynı anlamda değildir, kanıtlarla desteklenmiş, çürütecek bulgulara rastlanmamış demektir ve bir şey bilimselse onun desteklenmesi veya çürütülmesi de gene deneylerle ve bulgularla yapılır. yani eğer evrimle sorununuz varsa gidip bununla ilgili bir dalda eğitim alın o da olmadı güncel yayınları falan takip edin. bunu yapıp, dünya üzerinde yaşayan canlılardan her biriyle -sadece maymun değil yani bakteri, kertenkele, domuz vs.- ortak olarak sahip olduğumuz enzimler ve mekanizmalar olduğunu -mesela hücresel solunum- görüp hala saçma sapan bir şekilde yorum yapıyorsanız zaten diyecek bir şey kalmamıştır.
    ···
  19. 134.
    0
    bulduğumuz ilk çok hücreli canlı fosili 605-690 milyon yıllık. bulunan ilk fosillerdeki canlıların göz yapıları en az bugununküler kadar karmaşık ya da bugün hala yaşamakta.
    yani teoriye göre olanlar göremediğimiz ve rastlayamadığımız fosillerde ortay çıkmış olmalı.
    bilimseliz diye geçinen arkadaşlar şöyle bir durup düşünsünler.
    kısacası ilkelden gelişmişe doğru bir optik sistem gelişimi gözlemleyebildiğimiz bir fosil kaydı mevcut değil.
    yaşayan fosilleri görmek isteyenler coelacanth balığını inceleyebilirler. 400 milyon yıllık fosili mevcut olan bu balık, ne hikmetse 400 milyon yıldır, mutasyona uğramadan, değişmeden gelmiştir. daha da ilginci bu balık çok ender rastlanan bir balık olduğu için, canlısı bulunana kadar ara geçiş formu olarak sunulmuş fosilleri de mevcuttur. bu balığın yaşayanı ortaya çıktığında, ünclü evrimcilerden biri şöyle demiştir: " yolda dinazor görsem bu kadar şaşırmazdım"
    100 milyon yıllık inek fosili arayanlara duyurulur.
    tekrar etmek gerekirse fosil kayıtları kesinlikle ilkelden gelişmişe doğru bir sıralama izlememektedir.
    zira bulunan her fosil hemen hemen bugunkü karmaşık ve kompleks sistemlere sahip canlılara benzemektedir.
    130 milyon yıllık kurbağa, 260 milyon yıllık sinek, örümcek fosilleri de bu durumu doğrulayan sayısız fosillerdendir.
    artık allah'tan korkun diyorum.
    3. bakteriler evrimleşiyor dolayısıyla evrim var.
    hangi bakteri evrimleşmiştir? hangi bakteri tek hücreli yapısından iki hücreli yapıya çok hücreli yapıya geçmiştir? hangi bakteri kamçısı yokken, ufak değişimlerle kamçı sahibi olmaya doğru gitmektedir? dünya üzerinde 5x10 üzeri 30 kadar bakteri popülasyonu olduğu tahmin edilmektedir. bu durumda yeni bir tür oluşması için hemen hemen bu sayıda şans ele geçmiştir.
    hangi yeni tür bakteri ortaya çıkmıştır? ya da tek hücrelilerden çok hücreliye bir sıçarama gözlemlenmiş midir?
    hayır.
    evrim diye size yutturulmaya çalışılan ise şu: bir bakterinin yok olması için verilen antiboyitik eğer bakterilerin tamdıbını yok etmeye muktedir değilse, bileşiğe zaten dirençli olan bakteriler hayatlarını devam ettirmektedirler.
    burada yine gen havuzundan seçilim gerçekleşmektedir. bu herhangi bir tür sıçraması değildir. zira tür sıçraması diye ispat istediğimiz şey belirli bir formda, belirli beselenme alışkanlıklağına sahip bir bakterinin zaten hali hazırda sahip olduğu bir özelliğinin ön plana çıktığı bir gen havuzu oluşturmak değil, farklı bir formda canlıya evrimleşmesidir. hangi bakteri hangi canlı türüne sıçrama yapmıştır? verdiğiniz kimyasal bileşiklere dirençli bakterilerin sayılarının artması nasıl oluyor da evrim olarak nitelendirilmiştir? bu bakterilerin bugün herhangi bir başka forma evrimleşmemesi neyi göstermektedir?
    500-600 milyon yıllık fosil kayıtlarında bakterilerin ilkelden karmaşığa doğru gittiğini gösteren kayıtlar nerededir, var mıdır?
    3,5 milyar yıl önceki bakterilerin bugünkü bakterilerden daha ilkel olduğu ispatlanmış mıdır? dna'ları incelenmiş midir?
    elbette bu soruların yanıtları çok nettir. hiçbiri evrimi destekleyecek en küçük bir cevaba sahip değildir.
    hiçbiri evrim teorisini destekleyecek bir cevap verememektedir.
    zira bir evrimci eğer 3 tane, birbirinden evrimleşen fosil kaydını bu bundan, bu da bundan evrimleşmiştir diye gösterebiliyor olsa inanın sadece hayali çizimler görmez, sürekli bu 3 fosili görüyor olurduk. ancak böyle bir zincir hayali çizimler, rekonstrüksüyonlar dışında gösterilememiştir. hayali çizimlerle dahi gösterilememektedir. zira insan eliyle yarasa kanadının ortak atasına giden hayali çizimleri çizebilecek kadar güçlü hayal gücüne sahip bir insan olabilieceğini zannetmiyorun. çünkü bu tekerlekten uçağa ara form aramak gibi birşey. ya da 5 katlı binadan gökdelene, bigibletten 4 çekere ara form çizmeye çalışmak gibi birşey. çizemezsiniz. hayalini bile çizemiyorsunuz. fosili ise elbette yok. hiç olmadı.
    bizim evrimden anladığımız mesela kamçısı olmayan bir bakteri türünün, labaratuvar ortamında incelenirken küçük değişimlerle bir kamçıya sahip olmaya doğru evrimleşmesidir. yoksa bir kimyasal bileşiğe karşı zaten sahip olduğu direnci evrim zannetmek olsa olsa angutluktur.
    bakteri evrimleşmesine verilen en önemli örnek de sitrat sentezleyen e.coli bakterisidir.
    evrimciler bakın bakın sitratı enerjiye dönüştürme özelliği kazanan bakteri diye sevinç çığlıkları atmaktadırlar.
    ancak ben açıkcası böyle büyük bir mallık görmedim hayatımda.
    e.cli bakterisi 20 dakikada bir bölünme gerçekleştiren bir bakteri.
    bir kıyaslama olması açısından, tüm türler arasında iddia edilen türleşme hızlarının ortalaması alındığında, bir türden yeni iki türün oluşabilmesi için geçmesi gereken nesil sayısının yaklaşık 1.000 kadar olduğunu belirtmek isterim. 1.000 nesil, odaklanılan hayvan türü insan ise 300.000 yıl, odaklanılan tür e. coli bakterisi ise 333 saat civarı, yani 14 gün (2 hafta) kadardır. aradaki farkı görebileceğinizi tahmin ediyorum.
    şimdi e.coli bakterisi 50 bin nesil kadar gözlemlenmiş. bu kadar süre içerisinde görülen değişiklikler evrim denilen şeyin ne olduğunu anlamak açısından oldukça manidar.
    insan ömrü açısından 15 milyon yıla tekabül eden bu deneyde e.coli bakterisi 50 bin nesil sonra hala e.coli bakterisi olarak hayatını devam ettirmektedir.
    görünen değişimler:
    "hücre boyları iki katına çıkmış"
    "sitrat sentezlemeye başlamışlar"
    şimdi burada büyük bir evrim gözlemlendiği iddiası mevcut. zira 50 bin nesil içerisinde e.coli bakterisi sahip olabileceği tüm dna olasılıklarını yaşamış olmalı.
    ancak e.coli bakıyoruz yine e.coli. boyu büyümüş filan.
    gelelim sitrat sentezlemeye. sitrat nedir? sitrat yani sitrik asit c6h8o7. yani organik bir bileşik. atmoik boyutta bir yapısı var. bir bakterinin c6h807 yi parçalaması bunu enerjiye çevirebilmesi için 50 bin nesil geçiyor. evrim olarak lanse edilen olay, hücre içindeki bir kimyasal reaksiyonun gerçekleşmesi.
    ve hrhangi bir tür sıçraması yok. şaşırtıcı hiçbirşey yok. zira ortaya çıkan özellik muhtemelen potansiyel olarak sahip oluğu tek bir kimyasal reaksiyonla parçalanma olayı. orada gerçekleşecek tek bir adım kimyasal reaksiyon için 50 bin nesil. ortada bir form değişikliği, çok hücreliye geçiş,bir kamçı oluşumu ya da bunun olabileceğine dair en ufak bir kan
    zaten bu deneyin dünya üzerinde hergün 5x10 üzeri 30 kadar bakteri üzerinde yaşandığını da biliyoruz.ama bir evrim gözlemleyemiyoruz.
    zira 400 milyon yıldır değişmeden gelen canlılar olduğu düşünüldüğünde e.colinin 50 bin nesilde, bilinen tüm bakteri türlerinin mikroskop bulunduğundan beri değişmemesi de şaşırtıcı değil. çünkü değişim geçirebileceği bir üst ya da farklı forma evrilebilmesi için birinin gelip aynı anda yüzlerce özelliği eklemesi gerekiyor. küçük değişimlerle bir forma dogru bir evrimleşme tespit edilemiyor.
    Tümünü Göster
    ···
  20. 133.
    0
    zeka seviyesi insandan insana çok farklılık gösteren bir özellik.
    evrimsel bir gerçek olarak elbette maymundan hallice ile deha arasında gidip gelen bir skalamız var insanoğlu olarak.
    bunun en güzel örneklerinden biri de burada yazılanlarda görülüyor.
    ne inciler dökülüyor.
    adam bilim kelimesini arkasına aldı ya, ne dese bilimsel sanıyor.
    burada yazılan incileri teker teker cevaplama şansım yok.
    ama en azından evrim teorisiyle ilgili gördüğüm genel yanlış bilgileri düzeltebilirim.
    1.virüsler her gün evrimleşiyorlar. dolayısıyla evrim var.
    virüsler canlı değildir. virüsler dna ya da rna'dan oluşan kod parçalarıdır ve girdikleri hücre içerisinde canlının dna ya da rnasına yapışarak hücrenin işleyişini bozarlar. burada hücrenin dnasıyla kimyasala reaksiyona girerek, kimyasal bileşikleri değişime uğrayabilir. hücre dışında canlı değillerdir. hücre içinde de canlı değillerdir. zira kendileri kimyasal bileşikten oluşan, protein bir kapsül içindeki kimyasal bileşiklerdir.
    zira dna dediğin şey hidrojen nitrojen karbon oksijen atomlarının oluşturduğu bir kimyasal bileşiktir. virüsler de bir protein kapsülü içindeki kimyasal bileşiklerdir.
    herhangi bir canlılık belirtisi göstermez, hücre içine girdiğinde hücrenin kimyasını bozarak canlılığa olumsuz etki gösterirler. bu kimyasal bileşiklerin reaksiyonları ile değişirler ve hataya neden olurlar.
    virüsler evirmleşiyor işte çok büyük bir yalandır. zira virüsler canlı değildir.
    2. göz ilkelden günümüze evirmleşti dolayısıyla evrim var.
    bu da ilginç bir iddia. evrime nasıl delil teşkil ediyor anlamış değilim.
    zira gözün fosil kayıtları içinde ilkelden gelişmişe doğru izlenebilir bir durumu yok. hatta bu iddiayı destekleyen fosil olmadığı gibi, tam tersini gösteren deliller mevcut:
    mesela 505-590 milyon yil once, ilk kabuklu organizmalar olusmustur, ornegin brachiopodlarin ve trilobitlerin kabuklari mevcuttur. yapılan incelemeler göstermiştirki trilobitler bugunün böcekleriyle hemen hemen aynı karmaşıklıkta sinir ve göz yapısına sahiptirler. bilimsel delil isteyenler pm atsınlar. *
    sözlükte evrimcilerinin alayının sandığının aksine fosil kayıtları ilkelden gelişmişe doğru bir gelişim göstermemektedir.
    zira fosil kayitlarinda, cok hucrelilere ait en eski fosil izleri 670 milyon yil onceye dayanmaktadir.
    yani elimizdeki fosil kayıtlarına göre çok hücreli canlıların ortaya çıktığı ilk anda ki canlılar en az bugunküler kadar karmaşıktır ya da bugün hala yaşamaktadırlar.!!! dikkat edin. bulunan ilk çok hücreli canlı fosilleri ya bugünküler kadar karmaşıktırlar ya da hala yaşamaktadırlar!!! evrimcilerin sürekli hayali çizimler göstermesinin nedeni budur. gösterecek fosil bulamıyor olmaları.
    yaşayan fosillere örnek vermek gerekirse, 400 milyon yıl öncesine ait bazı fosiller bugun hala yaşayan torunlarıyla aynı fiziksel özelliklere sahiptir.
    şimdi teorimizi tekrar kontrol edelim.
    teori diyor ki canlılar ilkelden gelişmişe evrimleşmişlerdir. göz gibi karmaşık yapılar bir anda ortaya çıkmamış önce ışığı algılayan reseptörler filan ortaya çıkmıştır. sonra zamanla bugünkü karmaşık ve muazzam göz yapısına ulaşılmıştır.
    ama fosil kayıtları oyle demiyor.
    Tümünü Göster
    ···