1. 276.
    0
    ayrıca pgibopat efe ne amk efe isminde piskopat mı olur
    ···
  2. 277.
    0
    yarıldım bin.
    ···
  3. 278.
    0
    Devam serileri yaz lan devam et aq
    ···
  4. 279.
    0
    gibseler okumam
    ···
  5. 280.
    0
    özet geç bin
    ···
  6. 281.
    0
    diğer ezikliklerim diye bkz vermişsin ya ona güldüm ben amk
    ···
  7. 282.
    0
    uplayalım da görmeyen kalmasın
    ···
  8. 283.
    0
    uplayalım da göremeyen kalmasın
    ···
  9. 284.
    0
    okuyanı gibsinler
    ···
  10. 285.
    0
    elemanı buldum beyler
    http://www.yolizi.com/.a/...70b01630357e758970d-800wi
    ···
  11. 286.
    0
    hayrına up
    ···
  12. 287.
    0
    şükret oç
    ···
  13. 288.
    +1
    @38 bu kim ki olum, benden yakışıklı
    ···
  14. 289.
    0
    panpa harbiden süper ötesi hikayelerin, hepsini bıkıp usanmadan okudum ama bunda harbiden gözümden yaş geldi. sen bu mizah ve ironi yoksunu beyinsizlerin sözlerine takılma, devam et. eline, hayal gücüne sağlık panpam :D
    ···
  15. 290.
    0
    reserved diğer sefillikleri okuyacağım
    ···
  16. 291.
    0
    rezerve alalım
    ···
  17. 292.
    -1
    olum valla üzülüyom yapma şöyle şeyler
    ···
  18. 293.
    0
    panpa kusura bakma yeni gördüm okudum şimdi.
    abonenim biliyosun sen sürekli hatırlat bana geldikçe okurum.
    ···
  19. 294.
    +12
    Tüm kuvvetimle koşuyordum rayların üstünde.
    arkamdan gelen lokomotifin o heybetinden kaçıyordum.
    sıcaklığını hissediyordum ensemde, çok yaklaşmıştı.

    annemin dikiş makinesinin gürültüsüyle uyandım. Derin bi nefes aldım.
    ne zaman çalıştırsa o singer marka antika şeyi, çürük tahtalarla döşeli evimizde küçük bir deprem yaşanıyordu.
    Vazolar sallanıyor, mobilyalar yerinden oynuyor.
    neler olup bittiğini anlamaya çalışan hamamböcekleri yuvalarından fırlayıp korkuyla duvarlarda geziniyordu.

    Eskiden severdim o makineyi. 26 yaşına kadar oturup kamyonculuk oynadım onunla.
    fakat bir gün vites değiştirecem diye elimi makaranın kayışısına kaptırınca uzaklaştım ondan.
    bıraktım kamyonculuk oynamayı.
    Makineye karşı bi nefret oluşmuştu içimde o günden sonra. fakat bunu ona hissettirmedim hiç.
    Çıkardığı korkutucu seslerden ürküp, gece bana zarar verir diye bulunduğu odada yatamadım bir daha.

    -uyanmadı mı hala bu sığır taku diye bağırdı annem içerden.

    Sanırım bana sesleniyordu. Babamdan duyduğu şeyleri hiç bekletmeden bana söylerdi yaratıcılık yoksunu annem.
    gerçi Babam da muhakkak çay ocağındaki ustasından azar işitirken duyuyordu bu lafları.
    fakat halka bende son buluyordu. Benim bu lafları söyleyebilecek kimsem yoktu.
    bir kardeşim vardı. Fakat ona da bunları söylersem ağzıma sıçardı allah korusun.
    ben de kimsenin bulunmadığı ortamlarda söylerdim duyduklarımı sessizce.

    -bekir git kaldır şu lağım nefesliyi.
    Evet, bunu da babam demişti dün akşam eve geldiğinde onu karşılamaya giden anneme.

    yoğun osuruk bulutunun görüş mesafesini son derece düşürdüğü odamdan çıkıp temiz havayla doldurdum ciğerlerimi.
    Bekirle gözgöze geldim koridorda.

    -günaydın abim dedim sabah mahmurluğunu üstümden atamamış gibi yapıp tatlı bir ses tonuyla gülümseyerek.

    o ise hiçbir tepki vermedi. Kalktı bizim mal deyip odasına çekildi kapısını kapatıp.
    Gürültünün geldiği yöne doğru yürüdüm ben de.
    annem kendinden geçmiş bir şekilde pedalları kuvvetlice hareket ettiriyor, yere düşmekten dizleri parçalanmış olan pantolonuma yama yapıyordu.
    Bu pantolonu aldığımız günü hatırladım birden..

    Bayram alışverişine çıkmıştık arefe gününde. 2 al 1 öde kampanyasının henüz daha yeni yaygınlaştığı zamanlardı.
    Pazarda beğenip almıştı annem, bayramda giyeyim diye. fakat Bayramı bekleyemeden aldığımız günün akşamı giyip dışarıya çıkmıştım.
    aksilikler o günlerde de peşimdeydi ki daha çıkalı 10 dakika bile olmadan ayağımı rögar kapağına sıkıştırıp yere serilmiştim sokağın ortasında.
    Pantolonum da daha bir saatini doldurmadan dizlerinden yırtılmıştı.

    Etrafıma toplanan kalablık beni hastaneye zütürme konusunda ısrarlıydı.
    insanların bu ilgisi hoşuma gitmişti fakat güzel anlar uzun sürmezdi ki..
    Bir şeyimin olmadığını anlatmaya çalışırken kalabalığın içinden bir teyze oğlum yüzüne darbe almışsın çok kötü oldu demişti.
    Ben ise gülümseyerek yok teyzecim benim yüzüm zaten böyle deyince kalabalığın ilgisi azalmış beni acıyan gözlerle süzdükten sonra dağılmışlardı kısa süre içinde.
    Ben de ağlayarak eve dönmüş annemden güzel bir dayak yemiştim.

    Anıları hatırlamak hoşuma giderdi. Mutlu ederdi beni fakat uzun sürmedi yine.

    -ne düşünüyon lan at kafası, git ekmek al diyerek tekrar günümüze döndürdü annem beni.

    evden adeta tren geçiyordu. o kadar gürültü çıkarıyordu ki üst kattaki komşular duvarlara vuruyor, makineyi icat eden kişinin akrabalarına yönelik sinkaflı küfürler ediyordu.
    bu gergin atmosferde midem bulanmaya başlamıştı. Korkmadan önce vücudumun verdiği tepkilerden biriydi bu.
    üst kat komşumuzun küfürleri makinenin gürültüsüyle birleştikçe gerildim. Korktum.

    bakkala giderken komşum tarafımdan önümün kesildiğini, dövülüp paramı gasp ettiğini ve evde beni rehin aldığını hayal ettim.
    Demir sopalarla dövüldüğümü, kemiklerimin kırıldığını. Ardından poşete koyup beni çöpe attığını. Gelen çöp arabasının içinde ezildiğimi..
    korkumdan altıma kaçırmak üzereydim.
    kısacık süre içinde beynim türlü türlü senaryolar oluşturmuştu dehşetle.

    -bekir alsın bugün olmaz mı diyip gülümsedim Anneme dönüp

    Annemse git bekire söyle dedi başını bile kaldırmadan.
    Kardeşimden tırsardım. Sesini yükselttiği zaman zütümde bi yumuşama hissederdim.
    hep nazik davranmaya çalışırdım ona karşı. Sesimi inceltir, olabildiğinde saygılı davranırdım.

    fakat o ne yapıp edip azarlayacak ve kızacak bir şey bulurdu.
    Bütün apartmanın duyacağı şekilde Ettiği ağır hakaretlerle beni yerin dibine sokardı.
    Çok ilginç küfürler duyardım ondan ama o da muhtemelen internetten kendisine edilenleri söylüyordu bana.

    odasının kapısını açtım.
    bekir yine bilgisayarın başındaydı. Ekranın siyah ışığı odayı zifiri karanlığa çevirmişti.
    yine hekırlık sitelerinde dolaşıyordu büyük ihtimalle. Göz ucuyla bana baktı.
    Sevimli gözükmek için gülümsedim. Gülümseyişimi görünce ekrana çevirdi gözlerini tekrardan.
    -Eheh fatih terim habire arkasına dönüp tvde kendine bakıyordu gördün mü onu ya.
    Terimception. Diyip gülümsedim yüzüne.

    karşısında türlü türlü şirinlikler, şaklabanlıklar yapıp sempatisini kazanmaya çalışırdım genelde.
    o ise hiç güzel bir karşılık vermez. Aksine burnunda sümük, dişinde zeytin var gibi laflar ederek moralimin içine sıçardı.
    Yine de bozuntuya vermeyip esprilere devam edince de işi küfüre hatta darp etmeye kadar zütürürdü.

    -ne dion dıbına koyim ya ne istion yine benden dedi sinirli bir şekilde dönerek.

    lafı gevelemeden bakkala gitmesini rica ettim. Mazlumca kaldırdım kaşlarımı. Çarpık çurpuk Dişlerimi göstererek yere doğru eğdim başımı.
    Taktik değiştirmiştim. Komiklik yaparak değil kendimi acındırarak sempatisi kazanacaktım.

    -bigibtir git banane aqq diyerek devam etti bilgisayarıyla ilgilenmeye.

    içimde kalan son gurur zerreleriyle şansımı denedim bir daha.
    -hadi b’olum git al şu ekmeği kızdırma abini diyerek sırtına vurdum bir iki kez.

    yavşaklık taktiğini denemiştim son olarak, umutsuzca.
    kalktığını görünce işe yaradığına sevinip sırıttım karşısında. Fakat sevinçlerim uzun sürmezdi.
    -senin elini kolunu giberim lan züt pompası, çık lan dışarı çık deyip tekme tokat tuttuğu gibi kapının dışına fırlattı beni.

    kardeşimin duyamayacağı şekilde bir iki küfür edip kapıya doğru yürüdüm.
    evden çıkmadan önce kapı gözünden 2-3 dakika boyunca dışarıyı gözetleyip dışarının güvenilir olduğuna kanaat getirdikten sonra kapıyı açtım.

    fakat içim rahat değildi. O komşum merdivenlerde gizleniyor, içine eter döktüğü bezle beni bayıltmak için boş bir anımı bekliyor olabilirdi.
    emin olmak için kapıyı birkaç kez kapatıp açtım.
    benim dışarıya çıktığımı sanmasını istedim. Fakat hiçbir hareketlilik olmadı.
    ben de mavi banyo terliklerim ve pijamamla bakkalın yolunu tuttum.

    Tevfik abi ellerini yine mavi önlüğünün cebine atmış gibini kaşıtıyordu.
    göz göze gelmemizle çıkardı ellerini cebinden. Bi an geçen yaşadığımız olayı hatırladım.
    Üzerime doğru koşmasını bekledim fakat öyle yapmadı.

    -buyur kazım gel yeni mallar geldi diyip gülümsedi bana çaydan sararmış dişlerini göstererek.

    içten gözüküyordu fakat bu hareketi beni kuşkulandırmıştı.
    samimi davranarak beni bakkala sokacak, sonra da malları sakladığı depoya indirip akşama kadar dövecekti.
    Zaten beni merak edip arayacak biri olmadığını da biliyordu.
    gözlerinde o bakışları gördüm. Nefret dolu sinsi bakışlar. işini tamamlamayı sabırsızlıkla bekleyen kiralık katil gibi bakıyordu bana.

    -gibtir git lan, dıbına koduğumun evladı bırak artık peşimi deyip apartmana doğru koşmaya başladım.

    gördüğüm rüya geldi aklıma. Rüyamdaki tren Tevfik abiye delalet ediyormuş meğerse.
    ondan kurtulmam gerekiyordu. ayağımdaki terlikleri çıkarıp Tevfik abiye fırlattım tüm kuvvetimle.
    Dengisini bozup yere düşürmek istemiştim onu fakat terliklerin biri hafifçe ona çarpıp yere düşmüş, diğeri de zaten farklı bi yöne doğru gitmişti.

    Tevfik abi işi gücü bırakmış arkamdan koşuyor bir yandan da annemin cinsel organına yönelik küfürler ediyordu.
    apartmana girip hızlıca merdivenleri çıktım kısa bacaklarımın yettiği kadarıyla.
    Bir ara yavaşlayıp abi kusura bakma bi an ağzımdan kaçıverdi desem de Tevfik abi hiç oralı olmadı.
    Buharlı tren gibi nefes alıyor ağzından tükürükler saçarak küfürler yağıdırıyordu.

    Telaşla kapıyı çalmaya başladım fakat dikiş makinesinin sesi kapının dışına kadar geliyordu.
    Annem kapıyı çaldığımı duymamıştı bile. Tevfik abinin gelip yüzüme tekmeler savurduğunu düşündüm bi an. Korkudan bayılacaktım neredeyse.

    ucuna kadar gelen çişimi son anda tutup ağlayarak kapıyı tekmelemeye başladım.
    züt kaslarım yine yumuşuyordu. içimi kaplayan korkuyla daha sert tekmeldim kapıyı.
    tekmelerim sonuç getirmişti. Makinenin sesi kesilmiş annem yine babamdan duyduklarını söyleye söyleye kapıya yaklaşıyordu.

    -ne oluyo be şopaar diyip kapıyı açtı tüm umursamazlığıyla.

    Korku ifadesini yüzümden atıp anneme baktım.
    -şey, ekmek kalmamış da deyip yanındaki küçük boşluktan eve daldım.

    Odama doğru koştum kirli ayaklarıma aldırmadan.
    Tevfik abinin de selamı var deyip kapadım kapıyı.
    Tümünü Göster
    ···
  20. 295.
    0
    Son hikayesinde hayal ve gercegi percinliyerek ezikligini daha iyi anlatmissin panpa sukunu veriyom
    ···