/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 7.
    0
    Aradan neredeyse 1 ay kadar geçti. Annemi defnetmiştik ve dayım cenazeye bile gelmemişti. Artık eski eve dönmüş okula gidiyordum. Ama tek amacım onu görmek. Yavaş yavaş konuşmaya anlaşmaya başladık. Dertlerimi bir tek ona anlattım. Akşamları evden kaçar sahilde buluşurduk. Ben onun dizlerine yatardım. Bazen hiç konuşmazdık. Sadece bakışırdık. Onunlayken mutlu gibiydim. Neredeyse tek arkadaşımdı.

    Bu arada sürekli üzerime geliyordu hayat sanki umudum kalmayana dek saldırıp sonunda beni içine alacakmış gibi. Babam annem öldüğünden beri ağabeyim ve bana bakıyordu. iyi ne var bunda ama değil mi? Şu var, 2 yıl önce kolon kanseri teşhisi konup ameliyat olmuştu. Ama bu sefer de nüksetmişti. Kemoterapi vesaire vesaire neredeyse kendi başına yemek bile yiyemiyordu. Ben bakıyordum. Ağabeyim evi sadece otel olarak kullanırdı. Uyur giderdi. Bense babamı yatırdıktan sonra çıkar O'nunla buluşmaya giderdim. Yine dizlerine yatar neler yaşadığımı söylerdim. Bakışırdık. Yemyeşil gözlerine dalardım zifiri karanlıkta.

    Bir akşam ertesi güne sözleştik. Saat gece 12 de tam burda olacaktık. Ertesi gün tam 12 de gittiğimde o yoktu...
    ···
  2. 6.
    0
    Soğuk ama güneşli bir pazar sabahı kalktım. Kahvaltımı annem ve anneannemle yaptım. Yine rutin kavgalar derken öğleden sonra herkes anneanneme toplandı. Sebep belliydi. Doymak bilmeyen dayımın istekleri. Ona göre en değerli evi kendisi alacak anneme en değersiz evi verecek aradaki farkı kendisi cebinden verecek. Ha ayrıca annem çalışmayacak ve anneanneme bakacak. Beni almamışlardı yanlarına ama kapıdan dinlemiştim.

    Sonra birden bire bağırışmalar koptu. Annem ve dayım kavgaya tutuştu. işin garip kısmı kimse müdahele etmiyordu. Odaya mafya dizisinde mekan basan adam gibi girdim ama malesef tek hamlede yere serildim. Sonra kavga arka odaya kadar taştı. Ha beni görenler artık kavgayı ayırmaya yeltendi ama engel olamadılar. Beni oturtup su içirdiler annemi arka odaya alıp sakinleştirmeye çalışıyorlardı. Az önce bana vuran adam karşıma geçmiş anneme küfürler saydırıyordu.

    O an aklımdan yalnızca iki defa geçen düşüncelerden biri geçti. Gözüm karardı. Mutfaktan bıçak alıp doğramak istiyordum onu o an. Ama yapamadım. Neden yapamadım?

    Düşünceler aklımdan geçerken hava almak için balkona çıkmıştım. O esnada bağırma sesi duydum. Annemindi. Balkona koştu, anlam veremedim. Sonra korkuluklara tutunup 4. Kattan aşağıya atladı. Elimden hiçbir şey gelmedi. Düşüşünü izledim. Yere serilmesini. Kanların çıkmasını. Herkesin bağırıp çağırmasını izledim...

    Bütün çabalarıma, umuduma rağmen başaramadım. Kırıldım. Kalbimde bir şey hissettim. içerden parçalanırcasına bir ses geldi. O an hayatın ne olduğunu ilk anladığım zamandı.
    ···
  3. 5.
    0
    Her şeye en başından başlamam lazım. Ancak öyle anlayabilirsiniz belki.

    5. Sınıfa giderken dedem ölmüştü. Ama ölmeden önceki gün fotoğrafını çekmiştim ve çekerken içimde garip bir his olmuştu. Sanki bundan sonra hiçbir şey doğru olmayacakmış gibi.

    Aradan 1 yıl geçti. Dedemin ölümü miras olayını ortaya çıkarmıştı. Tabi her ailede olduğu gibi bizim ailede de vardı o şerefsiz dayıdan. En değerli mal varlığı olan izmirin merkezindeki evi kendisi alacaktı anneme ise neredeyse hiçbir şey bırakmayacaktı.

    Bir yandan da annem ve babam ayrıldı. Annem anneanneme taşındı. Anneannem mutsuzdu çünkü ona göre besleyecek bir boğaz daha gelmişti. Bir gün annemi ziyarete gittiğimde fena halde kavga ettiklerine şahit oldum. Kendime anneme destek olmalıyılım dedim.

    Harika artık anneannem 2 boğaz fazladan besliyordu ve bundan hiç haz etmiyordu. Daha 7 veya 8. Sınıftayım. Etrafımda dönen sürekli kavgalar geçimsizlikler.

    Bense daha 14 yaşımda olmama rağmen her şeyi düzeltebileceğime inandım. O zamanlar hiç değilse umudum vardı. Ama herkese destek olmaya çalışırken içerden yıkılmaya başladım. Kimseyle konuşmuyordum ne okulda ne başka yerde. Bir gün sınıftaki köşemde oturmuş etrafa bakınıyordum. Aynı benim gibi bir kız. En azından öyle görünüyordu. Çekingen, kimseyle konuşmayan. Bir süre bakıştık. Ardından cesaretimi toplayıp yanına gittim konuşmaya çalıştım çalıştım ama yapamadım. Tam gözlerime bakıyordu. Yeşil gözleri vardı. En az bir ağaç yaprağı kadar yeşil. Saçları çok güzeldi siyaha çalan bir rengi vardı. Düzdü. O da aynen bana bakıyordu. Benim gözlerimin tam ortasına. O an... Dünyanın bütün problemleri gitmişti, bana göre hiçbir şey önemli değildi o an. Geri kalan ömrümde onun gözlerine bir kez daha bakmak. Son bir kez... Çok mu istiyorum? 10 saniye bile yeter..
    ···
  4. 4.
    0
    yazarsan sonuna kadar okurum panpa
    ···
  5. 3.
    0
    ANANI GERi KALAN HAYATI BOYUNCA gibTiM
    ···
  6. 2.
    0
    Tamaaammm
    ···
  7. 1.
    +1
    Küçük ama manzarası güzel balkonumda, aynı balkonum gibi ufak bir koltukta oturmuş bir sigara yakıyorum. Bir yandan da yaşadığım acıları, pişmanlıklarımı, özlediklerimi, kin tuttuklarımı düşünüyorum. Arada manzaraya dalıyorum. Bir gemi limana yanaşıyor tıpkı ona yanaştığım gibi, bir vapur geçiyor sanki bütün her şeyi alıp zütürürcesine. Sonra yukarı bakıyorum bir uçak geçiyor yavaş ve gürültülü. Ve ben... Bense oturmuş geriye kalan zamanımda ne yapacağımı düşünüyorum.

    Sanırım hiçbir şey yapmayacağım, yapamayacağım. Sanki daha önce elime bunun için bir fırsat geçmemişti. Her şeyi bırakıp gitmek. Fütursuzca kaçmak her şeyden. Gerçi kaçabileceğim neyim kaldı ki... Belki bu ufak tefek bir umumi tuvalete benzeyen balkonum belki hep hayalini kurduğum arabanın yerine aldığım külüstür motogibletim belki de en önemlisi okumaktan her seferinde ayrı zevkler aldığım kitaplarım. Bilemem. Ama bildiğim bir şey var. O da geçmişim.

    Şimdi pişmanım. Yaptıklarımdan, yapmadıklarımdan, yapamadıklarımdan.

    Bir gün serin bir ilkbahar akşamı son kez uyuyacağım ve ebediyen uyanamayacağım. Yada uyanacağım ama her şey için çok geç olacak...
    ···