/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 51.
    +2
    yaz devam tam gaz devam
    ···
  2. 52.
    +2
    hadi panpa
    ···
  3. 53.
    +2
    Devam etsene amunuyum
    ···
  4. 54.
    +2
    hadi pampaaa
    ···
  5. 55.
    +5
    "Sevemiyorum dediğim anlar oldu, daha sonra sevip ama yine de ulaşamadığım zamanlar da.

    Kavuşmayı çok istedim ama olmadı, affet beni. Bu kadar güçsüz, çabucak yıkılan biri değildim ben. Kalbim böylece kırılıp dağılmazdı eskiden.

    Ne değişti, ne gelişti bilmiyorum.

    Derdimi anlatmaktan bile aciz halde, öyle ya da böyle bir son beklerken her gün benliğimden bir parça daha kaybediyorum.

    Çok kısaydı tanışıklığımız, sohbetlerimiz. Yine de ne bileyim, sen de kendimden bir şeyler buldum diye düşünüyorum bir kaç gündür.

    Aklıma geliyorsun bazen, diyorum ki "doğru olanı yaptın, hayatındaki en erdemli olduğun zaman." diyorum.

    Bana ait olmanı, bana sarılıp beni öpmeni düşündüğüm de oldu.

    Hayalde kalacağını bilerek dalıp gitmenin ne kadar çaresiz bir durum olduğunu öğrettin.

    Belki başka bir hayatta, başka zaman ve mekanda beraber olacağız.

    Fakat artık olmaz, mutlu olduğunu biliyorum.

    Mutlu olduklarınla yaşaman dileğiyle."
    ···
  6. 56.
    +4
    devamı gelecek arkadaşlar ancak sınavlara hazırlandığımdan dolayı buralara çok uğrayamıyorum
    ···
  7. 57.
    +4
    Yalnızlığı, fiziki olarak kimsenin yanımda olmadığı yalnızlığı yaşamaya başladım. Bu küçücük ev bile büyük geldi o zaman, içine sıkıştığım bedenimde öylece kaldıkça. ilaçları tamamen bırakmış ve üzerimde bıraktığı hırpalanmış hissini atlatmaya çalışıyordum.

    Günler geçiyor, senin güzel yüzünü gün geçtikçe unutuyordum. Yakalamak, tutmak istesem de bir bir silindin zihnimden. Sadece gözlerin hiç çıkmadı aklımdan, geceleri gözlerimi kapatıp göz göze gelirdim seninle.

    Artık bilgisayara dâhi bakmıyordum, dünyadan bihaber bencilce kendi dertlerimi yaşıyordum. Kendimi buna alıştırmıştım, başlarda zor gelmesine karşın artık yeterli iradeye sahiptim. Eskisinden daha mı iyi, yoksa daha mı kötüydüm? Bilincinde değildim, hala emin olamıyorum ancak o zaman iyi hissetmiş olmalıyım ki Alsancak'ta bir yerde oturup bir şeyler içmek istedim. ilk bar tarzı olan bir mekanda içmek istesem de dışarıdan göz ucuyla gördüğüm kalabalık kararımı değiştirmeme neden oldu. Hayatımda hiç gitmediğim bir yere, meyhaneye gitmek kararını aldım. Bir arayıştan sonra kendi halinde bir meyhane buldum, başka mekanlara bakmaktan aciz olduğum için oturup bir büyük istedim. Yavaş yavaş içtim o gece, kadehler hep birbirini izledi. Erken içmeye başlamıştım, saat üç'ü vurmuştu sanırım, kendime hâkim olamayıp telefonumu açtım.

    Yalan söylemeye gerek yok, çünkü bu yazdıklarım benim son sözlerim, doğrularım. Gökhan'dan, Çetin'den, Nazlı'dan mesaj gelmiş olmasını umdum. Birilerinin beni merak ettiğini hissetmek istemiştim sadece. Beklediğim olmuştu, Gökhan'ın meraklanmayla karışık kızgın mesajları beni az da olsa gülümsetip mutlu etmişti. Nazlı ise Gökhan ile buluştukları her gün benim de gelebileceğimi söylemiş. Çetin, Gökhan ile içtiği geceler eski günlerimizden bir kaç anı yazmıştı. Duygulanmıştım, biraz da böyle insanları ardımda bırakıp kendimi hapsettiğim için ekgib hissettim.
    ···
  8. 58.
    +4
    içkili döneceğimi bildiğim için arabayla gitmemiştim o gün, şişenin sonlarına doğru da iyice kaybetmiştim kendimi. Kıbrıs şehitlerinde gördüğüm ilk taksiye binip eve yollandım. Yattığımı, eve nasıl girdiğimi tam olarak kestiremiyorum. Koltukta sızmış biçimde uyanarak kalktığımda cüzdanımı, telefonumu yokladım. Hepsi cebimdeydi ve sorun yoktu, kendimi geceden kalmışlığımdan dolayı hasta hissediyordum. Sendeler halde banyoya girip soğuk bir duş aldım. Biraz ayıldıktan sonra telefonumu açtığım aklıma geldi ve kapatmak için pantolonumun cebinden çıkardım. Ancak Nazlı mesajının iki tık olduğunu görüp son görülmeme bakmış olmalı ki mesaj atmıştı.

    Çok ince bir çizgi düşünce ve mantık denen şey, ikisi birbiriyle eş oldukları kadar da zıt tanımlar. ikileme düştüm ancak eskisi kadar kötü olmadığım Nazlının mesajını açtım.

    "Neden cevap vermiyorsun, ne oldu da bizden böylesine koptun."

    Elim tuşlara gitmedi ilk, sorulardan bezmiştim son aylarda. Çok duyar olmuştum bu ve bunun muadili cümleleri. Ne yazabilirdim ki? "O gün yanında getirdiğin o arkadaşına vuruldum ben, hani şu Çetinin sevgilisi olan" mı?

    "Öyle işte, kendimi biraz dağıttım."

    Anında mesajıma geri döndü, görüşelim konuşalım demeye başladı. Evime davet ettim, dışarı çıkmaktan pek hoşnut olmadığımı belirttim. Gökhan'ın da gelmek istediğini ekledi, gelsin dedim. Çaresizliğimi, zavallı halimi saklamaktan çok yorulmuştum. Güçlü görünmek, güçsüzsen dünyanın en zor şeyidir. Daha sonra akşam geleceklerini söyleyip konuşmayı sonlandırdı. 3-4 ay olmuştu kimse ile yüz yüze gelmeyeli, nasıl davranayım diye düşündüm ancak akışına bırakmak en mantıklı tutum olur diye düşündüm.

    Akşam oldu, çok kötü görünmemek için tekrar duşa girip lekeli kıyafetlerimi çıkarıp temizlerini giydim. Aynaya baktım, yüzüm yaşadığım her şeyi anlatıyordu. Göz altlarım içtiğim ilaçları ve içkileri, çökmüş yanaklarım ise iştahsızlığımı açıklıyordu. Neyse ki beynimin içinde dönen düşünceleri göremeyeceklerdi.

    Zil çaldı, kapıyı yavaşça açtım, Gökhan hızlıca sarıldı. O an, gözlerimden yaşların süzülmemesi için çok çabaladım. Ancak Gökhan'ın sıkıca sarılması aklımı başımdan almıştı, hüngür hüngür ağladım kafamı koyduğum tarafında. O'nun da gözlerinden yaşlar süzüldüğünü ancak kenetlenmiş gövdelerimizi ayırdıktan sonra farkettim. Tek diyebildiğim "ağlama" olmuştu.

    Nazlı bu ani duygusallığın seline kapılmıştı. Sarılıp sıkı sıkı burnunu çekti, ağlamamalarını ikaz ettim ikinci sefer. Daha sonra gözyaşlarımı silip salona buyur ettim. ikisi de oturup bana uzun uzun baktılar. Gökhan çok kez dudaklarını oynattı, ağzını açıp kapattı ve sonunda "Neden?" diyebildi.

    "O gün neden basıp gittin yanımızdan hiç bir şey demeden, neden o günden sonra bir daha arayıp sormadın bile? Sana bir şey mi yaptık istemeden, kırdık mı?"

    "Size o zamanlar farkettirmek istemesem de kötü dönemlerimdeydim o zaman da, ortamın huzurunu bozmamak için gittim. Zor günler geçirdim, çok zor günler. Beynim patlayana kadar düşündüğüm geceler oldu, sonra gündüzleri de düşünedurdum hep. Kendimi içime kapattım, kimsenin beni öyle bitmiş vaziyette görmesini istemedim."

    Yalan söylüyor olmam canımı çok acıtsa da, gerçeğim kabul edilemez derecede deli saçması ve ahlak dışı bir durumdu.

    Rakılar açıldı, mezeler hazırlandı. Evimin boyutuna kıyasla gayet büyük olan balkonunda içildi. Ben yokken olanlar gezilen görülen yerler anlatıldı. Sen de anlatıldın laf arasında, Çetin ile ayrıldığınız ve Çetin'in seni aldattığını öğrendim. Şaşırdım sadece, kafamı sallayıp büyük yudumlarla bitirdim kadehimi. Hepimiz çok sarhoş olmuştuk, onları bu halde arabayla gitmelerine müsaade etmeyip yatak odamda kalmalarını söyledim.

    Sahi, evi aldığımdan beri salonda içerek sızıyordum hep. Yatak odasını kullanamamıştım bile, bir işe yaradı en azından.
    Tümünü Göster
    ···
  9. 59.
    +2
    Devam pls pampa
    ···
  10. 60.
    +1
    Gökhanlarla bu ani buluşma faslından sonra az da olsa düzeleceğimi düşündüm. Çünkü yalnızlığın insanın yaratılışına ters, anormal bir durum olduğu bilincindeydim. Toparlanmam gerektiğine karar verdikten sonra olabildiğince evde durmamaya çalışıyordum, evde durdukça o dört duvar üzerime çöküyordu. Hassas bir sürecin içinde eve saklanmanın yapılacak en akıldışı şey olduğunu da kararlarımın hemen sonrasında farketmiştim.

    Gökhan, içtiğimiz günden sonra bir daha yalnız bırakmadı. isteksiz tavırlarıma karşı sertçe karşı çıkarak uzun süre toparlanmam için uğraştı. Ya alışverişe çağırıyordu, ya sinemaya, ya da alsancakta içmeye. Ondan tek isteğim sadece onun olmasıydı, başka kimseyi istemiyordum. O ise eski neşeli, umursamaz halimi özlüyordu. "Bana söz ver kardeşim, eskisi gibi olacaksın." diyordu.

    Eskisi gibi nasıl olabilirdim Gökhan, eskiden böyle şeyler hissetmemiş ve kendi ağırlığımın altında dahi ezilecek bir hale gelmemiştim.

    Yaklaşık bir ay boyunca haftada 4 gün içiyorduk, gülüp eğleniyorduk. Birbirimizi kollarımızın altına alıp kıbrıs şehitlerinde, ağzımızda sigaramızla yürüyorduk. Bazen kendimizi bir taraftar grubunun içine atıyorduk, marşlar söylüyorduk sözleri bilmeden. Günler günleri kovalıyordu bunalımlı sürece kıyasla iyiydim, bedensel olarak eski halime dönmüştüm, dikkat etmeye başlamıştım.

    Bir zaman sonra anladım ki o ara sana duyduğum saplantılı, ağrılı duyguların tesiri ruhumda bağışıklık kazanmıştı ve seni düşünmesem dahi gücüm kalmamış haldeydim.

    Kurtulduğumu düşünmüştüm senden, çıkıp gittin sanmıştım benden.
    ···