/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 26.
    +24
    babasıyla arası son derece bozuktu. tolga o sıralar küçük bi çocuk gibiydi, sanki topunu patlatanlar intikam almak istiyor gibiydi. başta önemsemedim ama sonradan bu adamın ne denli ciddi olduğunu anladım.
    tolga bir gün yine okula gelmedi. okul çıkışı dolmuş durağında beni bekliyormuş. "kanka al bu usbyi yarın öğretmenler odasındaki ikinci pcye tak, gelen pencerede çalıştır de biraz bekle ve çek" dedi. kanka ne yapacaksın falan demek aklımın ucuna bile gelmiyor aklımı gibeyim, tamam dedim aldım. ergeniz heyecanlıyız ya böyle küçük şeyleri, daha doğrusu küçük olduğunu düşündüğüm şeyleri çok önemli zannediyoruz. sanırsın james bond'uz.
    ···
  2. 27.
    +25 -1
    Sabaha kadar gözümü kırpmadım. Tolga ne yapacaktı, aklında ne vardı, ne taka bulaşacaktık hiç bilmiyordum. Kafamda pek çok soru vardı, tolga bunlara ne yapacaktı? Ben bu işin neresinde olacaktım. Gecenin sonunda tolganın beni hiç yüzüstü bırakmadığı, ona ne zaman güvendiysem güvenmekte haklı olduğumu hep gördüğüm aklıma geldi. Tolganın o ciddi, delikanlı tavrını düşündüm. Bi taka gireceksem de bu adamla girerim dedim ve tolgaya şöyle bir mesaj attım:
    -O muallaklerin hiçbiri senin takun olamaz, sen ne dersen o, emrindeyim dıbına koyum!
    ···
    1. 1.
      0
      Haykırdım aq
      ···
  3. 28.
    +24
    1-2 dakika sus pus oturduk. tolga aniden ciddileşti " bak sen benim yakın arkadaşım ne sana zarar veririm ne de sana zarar gelsin isterim. ama sözümü dinle bu kıza gönlünü bağlama üzülürsün." dedi. yok kanka ne bağlancam ya falan ergen triplerine girdim ama öyle değildi işte. neyse ben de "neden huur dediğini hala anlamadım" dedim. inanmıyor musun dedi tolga. yok kanka niye inanmayayım sen bana hiç yalan söylemedin ben de sana söylemedim ( ki zaten zütüm yemez ) ne alaka falan dedim. tolga "ver telefonunu" dedi.
    ···
  4. 29.
    +23
    Hoca yine sınıftaki günkü gibi olmuştu, sararmıştı. Bi kaç dakika bişey demedi. Tolganın profesyonel bi hacker olduğunu anlamıştı ve sandığı gibi tolganın olayı kişisel husumeti değildi. Tolga resmen cemaate savaş açmıştı.
    Hoca: ne istiyorsun?
    Tolga: para gıda şirketinde nasıl çoğalıyor?
    Hoca: bak koçum, bu işler senin sandığın kadar kolay yürümüyor. Senin cemaat dediğin şeyle başa çıkabilmek için imfden fazla paran olması gerekir. Bu seninkisi sadece bi çocukluk hevesi, gel sen her şeyi öğrenmek isteme, ne kadar çok öğrenirsen güçlü adamlar o kadar çok peşine takılır.
    Tolga: anlat ya da sen bilirsin!
    Hoca: tamam dinle. Türkiyenin dört bir yanındaki işletmelerden her ilde bir ya da birkaç kişiye böyle para gelir bana geldiği gibi. Bu sadece bu il için değil türkiyedeki tüm iller için, benim gibi adamların sayısı küçük illerde 5i geçmez, ama ben daha bu işin çok başındayım. Şu an sadece 3 fabrikadan mesulüm, t*** k*** bana parayı gönderir, ben bunu önce fabrikalara dağıtırım ya da doğrudan gıda şirketine gönderirim bu anki fabrikaların rezervlerine bağlı. Cemaat dediğin aslında bi bankadır, benim gibiler yoluyla kendi çizgisindeki insanlara kredi sağlar. Bundan hem cemaat hem işletmeler karlı çıkar. Dediğim gibi fabrikalar bana parayı artık nerden bulurlarsa ki genelde işçilerin maaşlarını gönderirler, ben de bunu istanbuldaki gıda şirketine gönderirim. O şirket aslında küçük çaplı bi işletme ama cemaatin havuzlarından birisi, bu parayı gıda şirketi ya borsada değerlendirir, ya da kısa vadede büyük bankalarda mevduat açarak faizini alır. Genelde borsa ile para çoğalır çünkü cemaatin bağlantılarını tahmin dahi edemezsin. Sana bir şirketin hangi gün hangi saat hangi dakikada batacağını ya da hisselerinin tavan yapacağını söylerler, böylece para katlanır. Ayrıca merkez bankası piyasaya spekülatif bi hamle yapacaksa bunu da önceden bilir, ona göre bankalara ya da borsaya yöneliriz. Para böyle çoğalıyor işte ama bildiğin gibi işçilerin parası geç de olsa ödeniyor. Ayrıca kimsenin de kazancı çalınmamış oluyor böylece herkes kazanıyor, tabi cemaat biraz daha fazla kazanıyor…
    ···
  5. 30.
    +23
    0
    Daha sonra camiye gittik, bi elimi yüzümü yıkadım. Tolgayla dolmuşa bindik, bizim eve geldik. Annem yiyecek bişeyler hazırladı, ama tek kelime etmiyorum tolgaya, gözüm yanağım morarmış buz falan koyduk. Neyse sonra çıktık evden bi parka sigara içmeye gittik:

    Tolga: bak Halil işler taka sardı kabul ediyorum ama bunu eninde sonunda yapacaktım. O adam hem o parayı yiyip üstüne zütünü mü kaşıyacaktı? Eğer bu kadar şeyi öğrendikten sonra bu adama rahat vereceğimi zannettiysen beni hiç tanımamışsın demektir!

    Ben: ya kanka tam gidelim ağzına sıçalım hesabını soyalım da niye adamı alenen tehdit ediyorsun? Oğlum kendini açık ettin lan, adam artık senin yaptığını biliyor, net üzerinden gizlice de yapabilirdik neden böyle yaptın ki?

    Tolga: hayır böyle daha iyi oldu, böylece paranın nasıl çoğaldığını, gıda şirketinin ne tak yediğini de öğreneceğiz.

    Ben: ya kanka Allah aşkına sana girip çıkan ne ya? Sanane dıbına koyum ya? Dünyada bunun gibi kimbilir ne soygunlar ne düzenler var sanane dıbına koyum ya?

    Tolga: sen bilirsin kanka, var mısın yok musun? Devam ediyor musun etmiyor musun? Etmeyeceksen anlarım, bi daha da seni aramam.

    Ben: kanka bunun arkadaşlığımızla alakası yok, neden kendimizi açık ettik ki, gizliden alasını yapardın bunun, bi e postayla tehdit etmek çok mu zordu

    Tolga: kafan küçük çalışıyor Halil, o adama rahat uyku uyutmayacağım anlamıyor musun? O adamın yedi sülalesini gibicem anlamıyor musun? Olay disiplin, beni hocayı sevmemem falan değil! O işçiler günde 14 saat çalışıyor 700 lira maaş alıyor onu da 15 gün geç alıyor, bu muallakler forda mercedese biniyor, aylık 150 bin tl sadece alışveriş yapıyor? Hiç mi batmıyor lan bu sana, hiç mi bu umrunda değil!

    ( burada ben bişey diyemedim )

    Tolga: bunu tersine çevirmek benim için bi çocuk oyuncağı, o işçilere hak ettikleri paraları verebilirim, o yedikleri haram paraları burunlarından getirebilirim ve kılımıza dahi zarar gelmez! Ben bunu yapabilecek potansiyele sahipken, arkamı dönüp gideyim mi istiyorsun? Sen gidebilirsin kanka, ben hiçbir yere gitmiyorum!
    ···
    1. 1.
      0
      Ayraç 81.entry bilmemkaçıncı sayfa
      ···
  6. 31.
    +22
    pazartesi gün okula gittiğimde tolga istiklal marşına geç kalmıştı. sabahları istiklal marşı okuyorduk sıraya dizilip. tolga hemen bizim sıra olduğumuz yerin yan tarafında müdür bunu çekmiş geç kaldın diye azarlııyordu. neyse marş okundu sınıfa geçtik tolga da geldi ders başladı bitti. tenefüste nasılsın naptın falan muhabbeti yaptık. tolga derste sürekli uyuyordu tenefüste uyanıyordu tuvalette sigara içiyordu ama tabi benim zütüm yemiyordu sigara koka koka derse girmeye. neyse ders bitti okul çıkışı gittik bi dönerciye yemek yedik. hesabı tolga ödedi, ödememe izin vermedi. yine bi parka gittik kola + parlement ve yine tolga ani çıkışını yaptı.
    ···
  7. 32.
    +22
    Ben sitenin sadece amele işini görüyordum, aslında tolganın beni böyle kullanmasına biraz içerlemiştim. Yönetici paneli şifresini bana da vermişti ama ftp şifresi zaten bendeydi, gerçi istese onu da benden alırdı gizli gizli. Ama beni kandıracak kadar şerefsiz değildi, delikanlı bi çocuktu. Dediğim gibi ben tabiri caizse sadece mevzinin tuğlalarını örmüştüm, o ise bu mevzinin komutanıydı. Yaptığım şey web sitesini tasarlamak, olabildiğince trafiği az tutup, görseli en aza indirip, güvenliği sağlam alanı geniş bi domain sağlamaktı. Bütün bir sene tolga beni geliştirmekle uğraştı, artık yavaş yavaş pratik de yapmamız gerekiyordu. ikinci sınıfın sonuna doğru bi gece tolga benimle pratik yapacağını söylemişti.
    ···
  8. 33.
    +22
    0
    tolga resmen babasından para çalmıştı. belli ki bunu sinirlendiği için yapmıştı ama bu kadarının fazla olduğunu düşünürken tolgadan bi mesaj daha geldi. (msne gelsene) msne girdim tolga bana bi mynet hesabı ve şifresi verdi. tolga bu ne dedim gir ve gör =)) dedi.

    yine düşündüm ne gibe bulaşıyorum acaba diye ama merakıma da engel olamadım. mynet i açtım kullanıcı adı şifre girdim ki bizim coğrafyacının hesabı. şok oldum. klasör klasör bir sürü e posta var. iş bankası, halkbankası, *** tekstil, *** tekstil gibi bir sürü binlerce e posta. banka klasörlerine girdim. coğrafyacıya gelen kontrol emailleri vardı: havaleniz yapılmıştır. vs. gibi meblağ falan yazmıyor ama bir sürü havale bildirimi vardı. bir kaç da banka hesabı kayıt etmişti. bunlar da *** ladığım tekstil şirketlerinin banka hesap numaraları. aslında hani banka hesabı ele geçirmek için yeteri kadar veri yoktu, ama yine de adamın kişisel e postasıydı.
    ···
  9. 34.
    +23 -1
    beyler o aletin o çantadan bi çıkışı var, bazı insanlar araba düşkünüdür bazıları motogiblet böyle şeylere değer verirler ben ise o yıllarda bilgisayar çılgınıydım bilgisayar ve web siteleri acayip ilgimi çekiyordu zaten o yüzden lgs de züte gelmiştim. tolganın bilgisayarı çok fiyakalı bi laptoptu. neyse açtı bu baktım markası ne bunun dedim, sen bilmezsin bilindik bi marka değil dedi. probook un şimdiye göre eski modellerinden biri. neyse adam açtı bilgisayarı biraz nette gezdik dolaştık bi kaç arkadaşını gösterdi msn space ten ( o sıralar face şimdiki kadar popüler değildi ) sonra bilgisayarı kapattı geç olmuştu yattık sohbet etmeye başladık.
    ···
    1. 1.
      +1
      Pro2000 be duygulandım
      ···
    2. 2.
      0
      myspace
      ···
  10. 35.
    +22
    O akşam beni bıraktılar. Bilgisayarımı geri vermediler tabii ki. Komiserin dediğine göre il dışına çıkmam yasakmış. Bir de kağıt kalem verdi, tolganın gidebileceği yerleri yazmamı istedi. Ben de evlerinin adresini yazdım, okulu yazdım, bi de annesinin dediği yurdu yazdım verdim. ifademe imzamı attım, babam beni aldı zütürdü.
    Bundan sonrasını hızlı geçiyorum beyler.
    2 hafta hiçbir tak olmadı. Bunlar deli gibi tolgayı aradılar. Tolganın evine girdiler, internet bağlantısını didik didik ettiler. Bi gib bulamadılar. Tolganın masaüstü bilgisayarına el koymuşlar ama tolga zaten o pcyi kullanmıyordu. Hiçbir şey bulamadılar anlayacağınız. Beni mahkemeye çıkardılar. Coğrafyacı davacı olmuştu ama ellerinde hiçbir kanıt hiçbir şey yoktu. Tolganın coğrafyacıyı tehdit ettiği iddiasını kabul ettim, ama ben tehdit etmemiştim sadece ikisinin arasındaki mevzuya şahit olmuştum. Parayı bizim çaldığımıza dair en ufak bi kanıtları yoktu. Mahkemeden beraat çıktı, havalara uçtum tabii. Ama tolga yakalanana kadar il dışına çıkma yasağım vardı. 1 senede yakalanamazsa bu yasağım kalkacaktı. 1 ay oldu hala tolgadan ses seda yoktu.
    ···
    1. 1.
      +3
      Acayip sardi
      ···
    2. 2.
      0
      Acayip sardi
      ···
    3. 3.
      +1
      Devam sardı
      ···
    4. 4.
      0
      Lan niye coğrafyayacinin yaptığı binlikleri anlatmadın
      ···
    5. 5.
      0
      Lan niye coğrafyayacinin yaptığı binlikleri anlatmadın
      ···
    6. diğerleri 3
  11. 36.
    +21
    beyler nezaret denen yer o kadar berbat ve iğrenç bi yer ki size anlatamam. Sabahı zor ettim beyler. Ben kimdim, neydim, nasıl bu durumlara düşmüştüm. Sabaha kadar ağladım, anneme babama ne diyecektim, nasıl yüzlerine bakacaktım? Sabahı zor ettim, sabah 8 gibi kahvaltı verdiler, 9 gibi de komiserin yanına çıktım:
    polis memuru: komiserim çocuğun anlatacakları varmış. Dedi ve komiserle beni odada yalnız başımıza bıraktı.
    Komiser: anlat bakalım genç akıllandın ha
    Ben: abi ben gidecek miyim buradan, Allah aşkına beni bırakın abi.
    Komiser: bak koçum, zaten yasal olarak bu akşam seni bırakmak zorundayız. Ama burada ettiğin her kelime tutanakta yazacak. O tutanakta yazanlar yalansa veya sen bize yardım etmezsen mahkeme sana 10 yıl da verir 15 yıl da. Eğer sen bize yardımcı olursan kefaletle bile çıkarsın, belki ceza bile almazsın.
    Sabaha kadar tolgayı satmayı düşündüm. Komiser bunu da diyince artık dayanacak gücüm kalmamıştı. Anlatacaktım.
    ···
  12. 37.
    +21
    bindim dolmuşa eve geldim. yemeği falan yedik geçtim odama. aldım elime telefonumu düşünüyorum. dedim ki kendi kendime çok şüphe ettim tolga samimi arkadaşım bana tuzak falan kurmaz. hem zaten kıza kendi karşımda huur dedi, ısrarla huur olduğunu söylüyor. adam samimi heralde dedim. bi yandan da ipek kafamda uçuşuyordu. onun rimelli yeşil gözleri kıpkırmızı dudakları, ince çoraplı bacakları beni aşırı derecede tahrik ediyordu. bu duygularla ilk mesajı yazdım:
    -merhaba ipek ben Halil. ( al ifşa da ettim kendimi. )
    -meraba senin mi bu no
    -evet benim nasılsın?
    -iiiim numaramı nerden buldun?
    -tolgadan rica ettim kırmadı kızmazsın değil mi?

    ulan son mesaj o kadar çocukça ve ergence olmuştu ki kız şimdi gitse tolgaya saydırsa ne diyecektim? ama tolga vermişti numarayı zaten. yine 3.5 attım ama cevap çabuk geldi:
    -haa iyi o zaman, ee napıyorsun? =)
    ···
  13. 38.
    +21
    Daha sonra tolgaya bunu nasıl yaptığını sordum. “ bu hiçbir şey değil, bu bilgisayarını açıp kapatmak kadar basit bir şey.” Dedi. “ ama sonuçta illegal bişey, her ne kadar ben bunu port yöntemiyle gizlesem de. “ “ ben bunu senin yanında gözünün önünde yaparak sana güvendim, sen de bana güven o kızdan uzak dur kardeşim, üzülürsün.” Dedi. Bu adam artık gözümde daha da büyüyordu. Eyvallah kanka elbette bana güvenebilirsin dedi. Fotoğrafları sildik, modeme reset attı ve bilgisayarı kapattı. Allah rahatlık versin dedi ve uyudu.
    ···
  14. 39.
    +21
    ertesi gün oldu, coğrafyacı ile buluşacağımız yere gittik. hoca bizden önce gelmişti. yanında ufak bi çanta vardı. tolgayla geçtik oturduk:
    hoca: hoşgeldiniz çocuklar
    tolga: hoşbulduk
    hoca: nasılsın neler yapıyorsunuz?
    tolga: iyiyiz iyiyiz.
    hoca: ee ne içersiniz ne ısmarlayayım size?
    tolga: çay
    ben: çay.
    tolga: bak hoca, mevzuyu uzatmaya gerek yok ...
    hoca: dur dur, o konuya da geleceğiz, önce ben konuşacağım.
    tolga: konuş buyur.
    hoca: senin yüzünden kaç gündür uyku uyumuyorum, senin yüzünden günlerdir ölü gibi geziyorum, belli ki sen hırsızsın ya da cemaat içinde çok büyük bağlantıların var, ama şunu da bil ki ben o senin bütün bağlantılarının başındaki adamım. beni o kadar kolay harcayamazsın. onun için benimle uzlaşman şart
    tolga: benim cemaatle alakam yok, hepsi paraya tapan putperest, benim öyle tiplerle işim olmaz. ayrıca sen benimle uzlaşacaksın, ben seninle uzlaşmyacağım.
    hoca: düzgün konuş. hayır sen benimle uzlaşacaksın, başka şansın yok.
    tolga: bak hoca, ben seni gibi zütümü dayılara babalara dayamadım. senin zütünün korkusundan kimlere el açtığını da biliyorum. muhterem hocam, yüzü nur mübareklere zütünü gibtirdiğini, nasıl onlardan yardım istediğini de biliyorum. ( sonradan tolganınanlattığna göre hoca bir kaç kişiye mail atmış yardım istemiş, hesaplarının tehlikede olduğunu söylemişti. bunun üzerine o ay hoca ile çalışmamışlar ) benim yaptığım işe senin aklın ermez.
    Dedi ve masaya bi dosya çıkardı tolga. Bu dosya hocanın bilgisayarından çıkan bazı dökümanlardı. Hoca bu dökümanlarda en gereksiz evindeki hesabtan cemaatteki işleri için tuttuğu deftere kadar her şey vardı . baya kalınca bi dosyaydı bu, tolga şovunu yapıyordu.

    Tolga: kıçındaki donu dahi cemaatin parasıyla alıyorsun. Bindiğin araba, yediğin ekmek hepsinin parası cemaatten. Fabrikadaki işçilerin hakkına giriyorsunuz, çok insanın vebalini üstünüze alıyorsunuz. Anlıyorsun ya, ben değil sen benimle uzlaşacaksın!
    ···
    1. 1.
      0
      Yaz pnp
      ···
  15. 40.
    +21
    Banka dekontlarını da gördükten sonra artık iyice korkmaya başlamıştım “tolga ne olur bırak artık kapat şunu bak ne yaptığın belli değil ne yapacaksın milletin parasından sanane” dedim. Tolga hiç istifini bozmadı ve devam etti. Anlayamadığımız birkaç nokta vardı. Tekstil şirketinden yüksek bi meblağ önce hocanın hesabına geliyordu, hoca bu parayı istanbulda bir gıda şirketinin banka hesabına yatırılıyordu. Bu gıda şirketi hazır yiyecek satan bi şirketti ( hazır dolma, çiğköfte, mezeler vs. gibi anlayan anladı zaten.) bir hafta sonra bu para fazlasıyla hocanın hesabına geri yatırılıyordu, arada gıda şirketi bu paraya ne yapıyordu bilmiyorduk. Sonra hoca gelen aynı miktardaki parayı t.k. ya geri gönderiyor, kalan paradan komisyonunu alıyor, kalanını da tekstil şirketlerini bölüştürüyordu. Yalnız a*** tekstil daima diğerlerinden 3-4 bin tl fazla alıyordu. Örneğin hocaya 100.000 tl gelmişse gıda şirketinden bu 130.000 tl olarak geri dönüyordu. Yani anlayacağınız adamlar birkaç haftada 30.000 tl kazanıyorlardı. Bu işlem her ay gerçekleşiyordu. Tabi hocaya da 1 ya da 2 bin lira kalıyordu.
    ···
    1. 1.
      0
      mudurnu-bereket-ufuk? beşikteş femin altında mudurnu vardı doğru hatırlıyorsam sarma dolma falandan satıyorlardı :D:D
      ···
    2. 2.
      0
      Korkutma lam beni
      ···
  16. 41.
    +20
    işte tolga. işte benim arkadaşım. işte zekasına, delikanlılığına hayran olduğum, dağ gibi adam. Tolganın fake error 404 sayfası fikri işe yaramıştı. Adamlar tabi ki 404 ün arasındaki sıfıra basmayı akıl edememişlerdi ve siteyi tolga sildi zannediyorlardı. O an Allah’ın bana ikinci bir şans verdiğini, tolga’yı satmamam gerektiğini sanki kulağıma fısıldadığını zannettim. Satmayacaktım ulan tolgayı, aynı hatayı bi daha yapmayacaktım. Korkaklığımdan ta nereye getirmiştim adamları, tolganın sonu bir tık uzaktaydı.
    Komiser: silmiş midir, silebilir mi?
    Ben: abi her şeyin sahibi o, ne isterse onu yapar ben sadece bu kadarını biliyorum.
    Komiser: offfffff, alın şunu gözümün önünden, sünepe he
    ···
  17. 42.
    +20
    yazılılar başlamıştı. okuldan gelince biraz ders çalıştım, bi msne bakayım demiştim. tolga açıktı. naber nasılsın falan dedi. iyidir senden naber dedi. "olum bi oyun buldum çok manyak lan sabahtan beri onu oynuyorum hiç ders çalışmadım :D dedi." manyak mısın olum git biraz çalış sene başında yapma dedim. neymiş o oyun falan dedim. bi link gönderdi bana. kanka tıkla üye ol oyna gel room 52 dedi. neyse bastım linke tıklıyorum tıklıyorum açılmıyor. web sayfası görüntülenmiyor diyor. kanka açılmıyo dedim. dur kanka bi linki düzelteyim dedi. tamam dedim tekrar attı. bu sefer girdim. üye ol yazısı vardı tıkladım. e posta falan yazdım kaydol dedim yine görüntülemiyor dedi. tolga yine olmadı dedim. senin pc fi tarihinden kalma ben napayım dedi. tamam kanka yatıyorum ben dedim. pcyi kapattım, yattım. kapattığımı zannediyordum.
    ···
  18. 43.
    +20
    önce tolgaların eve yakın bi parka oturduk sigara içtik, sonra akşam yemeği için eve girdik. akşam oldu tolga odasına çekti beni "ipekle muhabbetiniz güzel gidiyormuş maşallah" dedi. iliklerime kadar korktum. lafı çevirdim dedim ki kanka sen bana bu kız huur dediğinde ilk inandım, hala inanıyorum sana. ama konuştukça sanki öyle değil, sanki böyle çok canayakın çok içten dedim. tolga gülümsedi. sen abayı yakmışsın olum bu kıza dedi. "neyse birazdan göstericem sana huurluğunu" dedi.
    ···
  19. 44.
    +20
    diğer gün bi tenefüste öğretmenler odasına girdim. sınıf öğretmeniz ordaydı, hocam pcden bişeye bakabilir miyim dedim tamam dedim oturdum başına pcnin. tolganın dediği gibi usbyi taktım, çalıştıra bastım. pencere kayboldu biraz bekledim. çektim usbyi ama nasıl zütüm gidiyor hay aklımı gibeyim dedim napıyorum ben kimbilir ne yaptım hırsızlık mı yaptım birinin hesabına bişey mi oldu bi gib bilmiyorum. okul çıkışına yine tolga geldi. çarşıya indik tolga yemek ısmarladı kola aldı cips aldı bana malbora kendine parlement sigara aldı. neredeyse son 2 haftadır cebinden para çıkmıyordu, gerçi babası da vermiyordu ama nereden bulmuştu, sorduğumda hepi topu 100 lira dedi. nereden buldum dediğimde ise: "babamla tartıştık, biraz para kaybetti" dedi. meğer bu masaüstü bilgisayardan babası banka işlemi yaparken kendi hesabına para aktarıyor. ( devlet bursu alıyordu, iş bankası hesabı vardı. ) lan dedim manyak mısın baban eninde sonunda anlar falan dediğimde olayın boyutu artık değişiyordu. öğrenmek için eski şevkim kırılmıştı. düpedüz babasından para çalmıştı hem de alelade bi yöntemle. bunun bu kadar basit yapılıyor olabilmesi gerçekten korkutucuydu. ( fakemail *** yöntemi netten araştırın. )
    ···
  20. 45.
    +21 -1
    "ee mesaj attın mı" dedi tolga. yok kanka benim sana güvenim tam atmadım dedim. ver telefonunu dedi. hasgibtir dedim o anda aklımı gibeyim tuzaktı işte ipek in numarası hala duruyordu telefonumda anladığımda çok geç oldu telefonu verdim eline buldu numarayı. "iyi bu akşam at o zaman aklında bişey kalmasın " dedi. oha. ne yani tolga hakkaten onunla konuşmamı, huur olduğunu anlamamı mı istiyordu, bi an kendime çok fazla komplo teorisi kuruyorum dedim. tolga yine beni şaşırtmıştı. yok kanka benim sana inancım tam ayrıca ipekle alakam yok benim falan dedim geçiştirdim. konu değişti. babasıyla problemleri varmış, harçlık mevzusunu sıkıntı ediyormuş. canı sıkkındı biraz sigara bitti evlere dağıldık.
    ···