1. 1.
    0
    rum. okursunuz okumazsınız beni bağlamaz. amaç içimi dökmek.

    1992 / kasım 8 doğumlu bir kimseyim. bugünün hiç bir özelliği yok dünyada. o günde hiç bi kötülükde yaşanmamış. yani hayatımın böyle maffolmasına neden olabilecek hiç birşey yok doğum tarihimle ilgili...

    fakat bir şey yolunda gitmemişki her zaman diğer insanlardan ekgib bir hayatım oldu. her zaman tek başına takılan birisi oldum ve diğer insanları dışarıdan inceleyebildim. herkes mutlu... herkes gülüp eğlenirken, arkadaşlarıyla şakalaşırken ben her zaman bi başkasıydım.

    neden böyle biri olduğum hakkında kafanızda sorular oluşmuş olabilir. aslında görüntü bakımdan yaşıtlarım arasında hep ilgi çekici olmuşumdur. hayatımın her döneminde "biraz konuşabilsen çok kızın canını yakarsın" kişisi olmuşumdur. ama hiç bir zaman o kişi olma gereği duymadım. genelde gözlerimi çok beğenirler. güneşte yeşil güneşin az olduğu ortamlarda ela olan bir göz yapım var.

    biraz baştan almak isterim. annemle babam 5 yaşımdayken ayrılıp boşandılar. biz kardeşlerimle beraber annemin yanında kaldık. 4 kardeşiz ve en küçüğü benim. şuanda en büyük abim ve ablam evliler ve mutlu birer aileleri var.

    babamı her zaman hayal meyal hatırlamışımdır. öyle hayırsız bir babaydı benimkisi. 5 yaşındayken para istediğimde "cebimden al oğlum" diyişini hatırlardım hep.

    ilkokul yıllarımda sürekli taşınırdık. daha uygun bir ev buldukça taşınırdık. annemler ben durumumuzu anlamıyayım diyede "daha güzel bir ev bulduk" diye geçiştirirlerdi fakat ben asıl sebebin maddiyat olduğunu hep anlardım. küçük bir çocuk için yeni bi sınıfa başlamak belki mutluluk verebilir, belki de korku verebilir... fakat bu durum benim için bambaşkaydı. hayatım boyunca sınıfa en son katılan öğrenci oldum ve utangaç bir kişiliğe sahip olduğum için 2-3 ay boyunca kimseyle konuşamadım. tenefüslerde hep arkadaşlarımı izlerdim. herkesin belirli grupları olurdu. benimse sınıf içinde yanımda oturan çocuk hep tek arkadaşımdı.

    küçük bir çocuk için veli toplantısı çok önemlidir. tüm arkadaşlarının anneleri ve babaları gelirken senin annen veya ablanın gelmesi belki üzülecek birşey değil ama o çocuk için çok farklı bi durumdur. küçükken babamı hep çalışmak için başka bir şehre gitmiş olarak tanıtırdım.

    devdıbını yazıyorum...

    edit: buyrun buda söz verdiğim ifşamdır. resim 2 sene önce çekilmişti...
    http://resimyukle.cijiciji.com/?di=S3YM
    ···
  1. 2.
    0
    trololo

    bu iyi gider buraya:
    http://inciswf.com/1299341839.swf
    ···
  2. 3.
    0
    ilkokul yıllarım yarı yalnız geçmiştir yani hep. bazen insanlar bana sorar neden hiç konuşmuyorsun diye. buna verebilecek cevabım dahi olmamıştır.

    sınıfın en kısa öğrencisi olmak bazı insanlar için pek sorun teşkil etmeyebilir belki, fakat özellikle ilkokul yıllarında benim gibi utangaç ve çekingen bir kişiliğe sahip bir insan için bu çok zor bir durum. beden derslerinde hep en sonra olurdum.(şuanda boyun 176 cm civarıdır). ve hep kendime sormuşumdur neden başkası değilde ben kısayım. neden sınıftaki çocuklar bana kötü davranabiliyoken ben kısa boylu ve güçsüz olduğum için onlara karşılık veremiyorum...

    devamı geliyor...
    ···
  3. 4.
    0
    ilkokul yılları böyle böyle geçti. 8. sınıftayken tam alıştım sanırım derken okul bitti ve lise başladı birden. liseye başladığım ilk yıl sanırım hayatımın en zor yılı olmuştur. nasıl oldu bilmem ama sınıftaki çoğu kişi birbirini tanırken ben yine yabancıydım, tanıdığım 1 kişibile yoktu ve yine yalnız otururdum.

    en çok lise yıllarında kavga etmişimdir. neden bilmiyorum ama diğer çocuklar bana hayatımın her döneminde agresif bir tutumla yaklaşmıştır. 6 kişi bi yolda yürürken karşıdan gelen kalabalık grup sataşmak için hep beni seçmiştir. ben her zaman bu durumları karikatür olarak görürüm. zaten yeterince kavga etmiş biri olduğum için bir kavgada kazanmak veya kaybetmenin bi önemi olmadığını anlamıştım. bir kavgada hasar alsam bile 1 gün sonra iyileşeceği için geriye kalan tek şey "cesaretliymişsin" olucaktır.

    lise yıllardında sanırım ergenliğin getirdiği hormonsal değişiklik yüzünden diğer çocuklar hep bi üstünlük çabası içinde olurlardı. ben kimseye sataşmazdım. hatta sınıfta benden daha zayıf olan kişilere sataşanlara karşı dururdum. sonunda dayak yesem bile bilirdimki koruduğum o çocuk belki arkadaşım olabilir...
    ···
  4. 5.
    0
    lise 2 de sınıf arkadaşlarım arasındayken utangaçlığımdan eser olmadığını farkettim. fakat 4 sene lise okuyup sınıftaki kızlarla toplam 100 kelime konuşmamıştım. her zaman kişiliğimin bana verilen bir lanet olduğuna inanmışımdır. neden böyleyim sorusunu kendime her gün sorarım. utangaç olmamın yanında vicdani açıdan çok huzurluyum. bugüne kadar düşünüyorumda hiç bir insanı güçsüz diye ezmişliğim kötü davranmışlığım yoktur. her zaman zayıf olanın yanında olmuşumdur.
    ···
  5. 6.
    0
    reserved anlat panpa
    ···
  6. 7.
    0
    bütün bunların yanında maddi sorunlar her zaman devam ediyordu. taa ki lise bitene kadar sürekli devam etti. lise3e geçtiğimde hayatımda gördüğüm en güzel kızla tanışacaktım. normalde tenefüslerde etraftaki kızlara bakabilen bir insan değilimdir. başım ya yere yada dümdüz önüme eğiktir. şuanda düşündüğümde görmeseydim hayatımda ne değişirdi ki diyorum. bi gün tenefüse sınıf arkadaşlarımla beraber dışarı çıktık. sıradan bi gündü. okul bahçesinde sevdiğimiz altı gölge olan bir ağaç vardı. o ağacın altına oturur müzik açıp dinlerdik. orada öğretmenlerin görmesinede imkan yoktu. bu yüzden orada otururduk.

    günlerden pazartesi saat 12:10 öğle yemeği saati. dışarı çıkmamıştım. daha sonra yakın olduğum bi arkadaşımla beraber yine diğer arkadaşların yanına gitmek için sınıftan çıktık. bahçeye çıktığımda onu gördüm. hiç birşey yapmıyordu. yanında arkadaşları brişeyler anlatırken o sadece dinliyordu. sessiz, masum, sadece dinliyordu... hayatımdailk defa bir kızdan böylesine etkilenmiştim...
    ···
  7. 8.
    0
    anlat panpa sardı bayan beni sanki beni anlatıyon

    edit:kaybedenler kulübüyüz biz panpacım
    ···
  8. 9.
    0
    bana onu tarif edin deseniz tarifim aynen şöyle olurdu; yalnızca soluk teninde bile iyiliği görebilirsiniz. böyle bir güzelliğin altında asla kötülük olamaz diye düşünürsünüz. yakın arkadaşıma hemen durumu anlattım. "oğlum ben aşık oldum lan galiba" aynen bu ifadeyi kullanmıştım.

    onu ilk görüşümde etkilenmiştim. tek bir bakış. benim varlığımdan haberi bile yoktu oysaki. olmasınada gerek yoktu zaten. asla onun yanına gidip konuşamazdım. kendimi tanıtıp ondan etkilendiğimi söyleyemezdim.

    bi gün yine öğle arasında geziyoruz okulun bahçesinde, yine onu gördüm. 6-7 kişilik bi grup olarak geziyorduk. ve arkadaşlarım zorlaya zorlaya beni onun yanına gönderdi. asla cesaret edemeyeceğim dediğim şeyi yapmak için...

    yanına gittiğimde yanında 1 arkadaşı vardı. başta ikisi bana bakıyor ve bende konuşamıyordum. kafamı kaldırdığımda gülen yüzünü gördüm. kalbim sanki yerinden çıkacak gibi atıyordu. içimden "hadi kanka yapabilirsin" demiştim. böyle saçma bi motivasyon cümlesi daha olamaz. yaklaşık 2-3 dakika yalnızca bana baktılar ve ben konuşamadım. daha sonra sadece "merhaba" diyebildim. ikisi birden "merhaba" dediler. elimle işaret ederek "ben sizi şurdan gördümde adınızı çok merak ettim" dedim bi heycanla. yanındaki kıza bakamıyordum bile. tamamen ona odaklanmıştım. hayatımda ilk defa mutluluk hissini tadıyordum sanki.

    devamı geliyor.
    ···
  9. 10.
    0
    güzel anlatıyon panpa

    devam devam
    ···
  10. 11.
    0
    güzel gidiyo panpada kız durumlarını özet geç la hayatını anlat
    ···
  11. 12.
    0
    rezerve
    ···
  12. 13.
    0
    reklam alanı
    ···
  13. 14.
    0
    1992 den sonrasını okumadım
    ···
  14. 15.
    0
    o kısacık 5 dakikanın bende yarattığı etki 2 gün sürmüştü. adını söyledi ve adımı sordu. bende söyledim. ardından "şeyy teşekkürler" dedim ve arkamı döndüm. arkamı döndüğümde gerçekten mutlu olma hissini ilk defa tattığımı farkettim. kendime sorduğum ilk soru ise "bir insan nasıl bu kadar çabuk aşık olabilir" olmuştu. nasıl bu kadar çabuk ondan etkilenip aşık olmuştum.

    ertesi gün tekrar yanına gittim ve hiç durmadan "merhaba" dedim. "aslında dün söylemek istediklerim vardı fakat heycandan hiçbişey diyemeden gittim" dedim. karşımda bembeyaz yüzüyle sadece gülümsüyordu. hatta oda utanıyordu fakat belli etmemeye çalışıyordu. ilk defa bir kızla 15 dakikadan fazla sohbetim olmuştu. sınıftaki kızlar bile şaşırmış bi şekilde bize bakıyordu bunu farketmiştim. biraz konuştuktn sonra mesenger adresini istemiştim. kağıt falan olmadığı için söyledi ve direk ezberledim. tenefüs bitip sınıfa gidene kadar sürekli içimden tekrar ediyordum.
    ···
  15. 16.
    0
    @14 yaşlı beyler yer verin huur çocuğuna
    ···
  16. 17.
    0
    burası güzin abla köşesimi dalyannan
    ···
  17. 18.
    0
    kız durumlarını bende pek anlatmak istemiyorum kısa geçeceğim buraları.

    yaklaşık 1 hafta sürekli konuştuk. daha önce sevgilisi olmamış falan. beni sınıfımdaki kızlara sormuş kızlarla konuşuyormu diye. her neyse. 1 hafta sonra onunla sevgili olmuştuk. hayatımda ilk defa sabah mutlu bir şekilde uyanmıştım. hayatımın şuan anlatacağım bölümü mutluluktan oluşuyor. lise3. sınıfta başlayan ilişkimiz lise bittikten 1 bucuk sene sonra sona erdi.

    şimdi biraz geriye gideceğim. bana 8. sınıfta abim taksitle bir bilgisayar aldı. o zamanalrda bilgisayar ile ilgili hiç birşey bilmiyordum. 1 tane sega marka atarim vardı sadece * . bilgisayar çok ilgimi çekmişti. lise 1 ve lise 2 bilgisayar başında geçirmiştim. lise 2. sınıfta okula tam 45 gün gitmeyip devamsızlıktan sınfıta kaldım. o yıllarda web tasarım öğrenmeye başlamıştım çünkü. lise 2 nin sonuna geldiğimde Photoshop arayüzçizimlerinde orta seviye xhtml/css konularında uzman seviyeye gelmiştim. lise 2 bittiğinde yani tekrar lise2 okumam gerektiğinde, bilgisayarla ilişkimi kesip tekrar okula başladım.

    onunla lise bittikten 1 buçuk sene sonra ayrıldık. yani bundan 1 ay önce. lise bittikten sonra 1 sene boyunca mutlu bi beraberliğimiz oldu. fakat ailevi durumlar nedeniyle sürekli iş arayışı içindeydim. üniversite sınavına hazırlanmamıştım zaten. hayatımda dershaneyede hiç gitmedim. sınavada girmemiştim.

    hayatımın asıl lanetli bölümünün yeni başladığının farkında bile değildim...

    devamı geliyor.
    ···
  18. 19.
    0
    gelsin bakalım çekirdeğimi aldım panpa seri yaz
    ···
  19. 20.
    0
    1 sene boyunca çeşitli işlerde asgari ücretle çalıştım. ilk girdiğim iş yerinde komi olarak çalışacaktım. çalıştığım yerdede kişiliğimin bana sağladığı lanet peşimi bırakmamıştı. sipariş dahi alamıyordum. insanlar sanki bana bakıyor benimle dalga geçiyorlardı. beni mutlu eden tek şey onunla birlikte olmaktı.

    iş yerinde de gruplaşmalar vardı. benden önce işe başlayıp servantta duranlar, onlardan sonra işe girdiğim halde komi olmamı kıskanmış olsa gerek. sürekli bana çatıyorlardı. ben alışkın olduğum için hakkımı sonuna kadar arama çabasındaydım. çalıştığım yerin sistemi şu şekildeydi. komiler sipariş alır hadisyon yazar siparişi getirir garsona verir garson masaya zütürür müşteriye verir. daha sonra komiler boş tabakları toplar servanta zütürür. servantçılar tepsiyle beraber bulaşıkhaneye zütürür. boşları aldım servanta doğru zütürürken bi garson sert bi şekilde çıksana lan önümden diyerek beni ittirmişti.

    bütün tabaklar falan yere düştü ve kırıldı tabi. ayağa kalkıp ne itiyorsun demeye kalmadan şef gelip "napıyosun oğlum sen çıkar üstünü başını defol" demesiyle karşılaştım. durumu anlattığımdada tabi değişen birşey olmadı.

    hayatın bana sürekli şanssız ve kötü şeyler getirmesine alışmıştım çünkü. fakat her çalıştığım yerde iyi insanlarlada tanıştım. çok iyi dostluklarım oldu. bu yüzden mutluyum.

    devamı geliyor..
    ···