1. 26.
    0
    anlat panpa dinliyoz
    edit : başları aynı benim hikaye amq
    ···
  2. 27.
    0
    panpa üslübun çok iyi takipteyim
    ···
  3. 28.
    0
    http://inciswf.com/1299341839.swf
    ···
  4. 29.
    0
    @21 hangimiz öyle değilizki amk :(
    ···
  5. 30.
    0
    oradan kovulunca tabi ailevi durumlar ortada mecburen işe başlamam gerekiyor. bi benzincide pompacı olarak işe başladım. oradaki işimde sorun olan çalışanlar değil müşteriler olmuştu. genelde her başladığım işte çok çabuk işi öğrenir çalışabilecek kıvama gelirim.

    benzincide işler key üzerinden çalışır. her çalışana ait bir key vardır. benzini bu keyi okutarak doldurursun. daha işe başladığım ilk günde 3 saat sonra benzin koymaya başladığımı görünce elime key verilmişti. ilk 2 hafta çok iyi gidiyordu. daha sonra art niyetli insanlar karşıma tabiki çıkacaktı. çünkü bu benim lanetim. bir gün benzin doldurduğum adam arabanın deposunu kapatmamışsın diyerek geri geldi. ve o gün ilk açığımı vermiştim. toplam 60 lira... fakat aslında depoyu çok iyi kapattığıma emindim. bu olaydan 1 hafta sonra yaşadığım olay bu işle bağlantımı keseceğim olay olacaktı.

    her zamanki gibi vardiyamı aldım sabah. saat 2 civarı bi otomobil yanaştı. citroen c3 dü sanırım. içinde benim yaşlarımda bir genç. arabadan indi. yanıma gelip "kaç yaşındasın" dedi. "19" dedim. "okuyomusun" dedi. "hayır" dedim. "bende 20 yaşındayım okan üniversitesinde okuyorum" dedi. adam iyice yanıma geldi gerile gerile "oğlum bak ne yaparsan yap mutlaka oku böyle benzincilikte hayatmı geçer lan, malmısın dıbına koyim sen" gibisinden bir cümle kullandı. ben sadece "benzin dimi beyfendi" dedim. "bak ben bu yaşıma kadar üniversiteden kaç kız kaldırdım biliyomusun sen" falan diye anlatmaya başladı. ben yine "benzin dimi beyfendi" diye sordum onu dinlemeyip. genelde büyük araçlar mazot, otomobiller ise benzin ile çalışır. mazot dedi ve depoda herhangi bi çıkartma yapıştırılmamıştı. mazot doldurdum arabaya ve araba çalışmadı. bunu neden yaptığını bilmiyorum ama o gün, o güne kadar çalıştığım tüm para kesilmişti, yanlış yakıt koyulursa koyan kişinin maaşından çıkan masraf kadar kesilirdi.

    eve giderken düşünüyordum. acaba bana neden öyle birşey yaptı. sanki ben ona bir kötülük yapmışım gibi. artık daha iyi anlamıştım benim hayatım bir lanetin içindeydi.
    ···
  6. 31.
    0
    rezerved
    ···
  7. 32.
    0
    panpa zaten suaan kötü durumdaydın senide okudum tamam artık bitim bu akşam amk
    ···
  8. 33.
    0
    anlat amq anlat
    ···
  9. 34.
    0
    1992'den sonrasını okumadım
    ···
  10. 35.
    0
    şimdi size hayatımın en büyük lanetini anlatacağım.

    lise2de başlayan bu hastalık benim gibi birinde olmaması gerekn hastalıklardan biri olsa gerek. ben normal insanlara oranda 4-5 kat daha fazla terliyorum. buz gibi bir havada bile koltuk altlarım sürekli terlidir. fakat ne bir koku nede bir iz vardır. yalnızca su. bunun %50 genetik %50 pgibolojik olduğunu öğrendim. hiç bir zaman renkli giyemem, hiç bir zaman kollarımı kaldıramam. fakat dediğim gibi ne koku nede iz vardır. ve bunun tuzlu yemek yememle fazla kola içmemle veya uzun saçlı olmamla hiçbi ilgisi yok...

    size durumun ciddiyetini şöyle anlatacağım. yazın ortalama istanbul sıcağında esmeyen bir ortamda 5 dakikada yüzümde terlemeler başlar koltuk altım dışarı çıktığım andan itibaren ıslanır. 10 dakikada boncuk boncuk yüzümde ter oluur sürekli silmem gerekir. 15 dakikada saç uçlarım ıslanır. 1 saatte saçlarım tamamen sırılsıklam olur. bu bana vahşedilmiş en büyük lanettir. sıcak olmayan ortamlarda bile hava az ise aşırı derece terlerim ki kafanızı suyun altına tutup kurulamadan aynaya bakın. işte benim terleyişim o şekilde olacaktır.

    benzinciden ayrıldıktan sonra, bir markette reyonculuk işi buldum. 4 günde bilgisayar sistemini öğrendim. 1 hafta olduğunda ise kendi reyonlarım olmuştu. 1 ay klimalı güzel bi şubede çalıştıktan sonra beni başka bir şubeye verdiler.

    gittiğim 2. şubede ne klima vardı nede başka birşey. ince uğraşlı işler olunca örneğin kutuları açıp dizmek gibi, 2 kat fazla daralıp terliyorum. sabah 9 dan akşam 9a kadar saçlarım sırıldıklam yüzüm sürekli terliyordu. sanki sürekli başımdan aşağı biri su döküyor... asla kurumadım. akşam eve geldiğimde elmacık kemiklerimin üstü yüzümdeki teri silmekten kızarmıştı. minibüslerde bile kolumu kaldırmama engel olan bu ter bana verilmiş en büyük lanetti.

    3 gün çalıştıktan sonra, çalışanlar hatta müşteriler bile iyimisin böyle çalışılmaz demeye başladı. sürekli terleyerek çalıştığınızı düşünün. ve bu öyle bir terki sürekli sırılsıklam bi haldesiniz. ve asla kurumuyorsunuz. sürekli o şekilde çalışmak zorundasınız. bir insana bundan daha kötü ne yapılabilir...
    ···
  11. 36.
    0
    bu teri anlatmak için beni görmeniz gerekir. saçlarım sırılsıklam bir halde 3 gün çalışabildim. daha sonra o iştende ayrılmak zorunda kaldım. örneğin internette bir oyun oynarken heycanlandığımda bile ortada bir sıcaklık yokken terlerim belli olacak şekilde...

    o işten sonra başka bir yerde çalışmadım, çünkü bu terleme konusu hayatımı sanki mahfeden birşey yokmuşçasına karartıyordu, bu sırada hayatımın aşkı dediğim birlikte uyuduğumuz birlikte yanyana uzanıp hayaller kurduğumuz kişiyle devam ediyorduk birbirimizin olmaya...

    burdan sonrasında onunla ayrılma hikayemizi anlatacağım. ve yavaş yavaş günümüze bağlayacağım
    ···
  12. 37.
    0
    onunla herşey çok güzel gidiyordu. hayatımda mutluluk dediğim herşey onunla geçen zamanlarımda vardı. yazın kayseriye anneannesinin yanına gider genelde. yine geçen yaz oraya gitti. oraya gidince pek konuşamayız ama ben bu duruma anlayış gösteririm. aile büyükleri falan var diye. yalnızca akşamları konuşabiliyorduk. ben onu çok özlüyordum oda beni özlediğin söyleyip duruyordu. derken iki gece üst üste konuşamadık. hiç böyle olmamıştı önceden. ne olursa olsun haber verirdi bana. yalnızca 1 mesaj bile yeterdi. daha sonra 3. gece hiç birşey söylemeden annesi ve teyzesiyle dışarı çıkacağını ve yine konuşamayacağımızı söyledi. çıkma dedim. çıkma konuşalım çok özledim dedim. kabul etti. fakat gece olduğunda ne aradı nede mesaj attı. yine konuşamadık. ertesi gün bana bu baskılardan sıkıldığını söyledi...

    bende hiç birşey sormadan ayrılmamız gerektiğini söyledim. hiç itiraz etmeden kabul etti. daha öncedende ayrılığın eşiğine gelmiştik. fakat yaşadığımız şeyler yüzünden sürekli geri dönerdi. beni sevdiğini anlardım. bu sefer olmamıştı...

    hayatımın mutluluk diye adlandırdığım tek bölümüne böylece sona ermişti. o gece normalde ağlamam gerekirdi. duygusal bi kişiliğim olduğu için ağlamam gerekirdi. nedense hiç ağlamadım ve üzülmedim. sanki hiç var olmamış gibi bitti herşey.

    ama onu okulda ilk gördüğümde o melek yüzlü güzel kızla bir hayatım olabilir diye düşünmüştüm. son gün ise acaba buda lanetin bir parçasımı diye düşündüm. derler ya herşey iyi bir yere çıkar. benim hayatım için bu durum tam tersiydi. mutluluklarım bile kötüye çıkacaktı. önemli olan ne kadar az kötü olacağı ve benim buna dayanıp dayanamayacağım.

    son bir kaç şey kaldı onlarıda yazıp bitireceğim...
    ···
  13. 38.
    0
    eski sevgilim ve hala aşık olduğum insan... dershaneye gitmişti bu sene sınava falan hazırlanmıştı. fakat çok az puan aldı kazanamadı. bende o bu sene üniversiteye gidecek bende onun olacağı yere gideyim diye son ay biraz çalıştım ve manisada celal bayar üniversitesini kazandım. fakat yine boşuna masraf olmasın diye gitmeyeceğim bu sene. bi kaç ay çalışıp parasını biriktirip. seneye kadar sınava hazırlanacağım. ve inşallah bilgisayar ile ilgili bir bölüme gireceğim. hedefim bu en azından.

    evet beyler işte böyle. hayat çoğu insana hediye banaysa ceza olarak gönderilmiş sanırım...
    okuyan herkese teşekkürler,
    yakındada ifşa olacam amk
    ···
  14. 39.
    0
    içim karardı amk nasıl hayatmış bu allah yardımcın olsun
    ···
  15. 40.
    0
    ulan varya kendimden şu anda tiksiniyorum. senin gibi adamlara karşı olan saygıyı kimseye göstermem. inşallah güzel günler seni bekler.
    ···
  16. 41.
    0
    @34 @35 eyvallah panpalar saolun, bende anlattıkça gözlerim doldu anasını satayım ne günler geçirmişim beee
    ···
  17. 42.
    0
    ilk mesaja fotoğrafımıda ekledim, hadi bana eyvallah

    edit: ara sıra yaşadığım olaylardan bazılarını anlatmaya devam edeceğim
    ···
  18. 43.
    0
    devam edeceğimi söylemiştim. aklıma geldikçe yazıyorum en azından beni rahatlatıyor.

    lise yıllarımda özellikle lise1de okul evime uzak olduğu için okulun servisiyle gidip gelirdim. bu durum beni çok üzerdi. annemlere ne kadar söylediysem dinletememiştim. çünkü servise verilen o 50 lira bile değerliydi o zamanlar bizim için.

    servistede her zaman tektim. her gün aynı yere oturan tek çocuk bendim ve hiç konuşmazdım. 1dönem boyunca sürekliaynı yere oturdum.

    bir gün servis parasını geciktirdiğimde henüz servis doluyken şoför adımı söyleyip bağırarak "--- servis ücretin ne olucak abicim" dedi. "Yarın getiricem abi" diyebildim sadece. "bu kaçıncı yarın be oğlum" diye cevap verdi. o kadar insanın içinde böyle davranması doğrumu bilemem. ama o servise bindiğim her gün kendimden biraz daha lanet ettim.

    aynı gün son öğrenci kalana kadar herkesi evine bıraktı. benide evime aşırı uzak olan bi yerde indirdi ve bana "servis parasını getirene kadar binme servise" dedi. o gün eve gidebilmek için yaklaşık 5km yol yürümüştüm. cebimde okuldan kalan 2 tl param vardı ve indiğim yerden minibüs dahi geçmiyordu. yürürken her zamanki gibi düşünmeye zamanım olmuştu. neden böyle şeyler benim başıma geliyor. neden o servis ücretini zamanında ödeyemedim ve bu durumdayım.

    servis okula her zaman erken gelirdi. biz okula geldiğimizde neredeyse kimse olmazdı okulda. tek başıma oturur beklerdim sürekli. 1 sene boyunca o servisde başıma gelen tek bi iyi olay olmuştu. en önde oturan çok güzel bi kız vardı. lise 3. sınıfa gidiyordu ve lise 3 son seneydi o zamanlar. ben lise 2 ye geçtiğimde 4 seneye uzamıştı... serviste ilk defa dışarı değilde servisin içine bakıyordum. o güzel kızın adını dahi bilmezken ağlayıp şoföre birşeyler anlatmaya çalıştığını gördüm. daha sonra öğrendim ki o kızında annesiyle babası ayrıymış. kız babasıyla yaşıyor ve annesini çok nadir görebiliyormuş. şoförden annesinin evine bırakmasını istiyormuş. daha sonra o kız yanıma oturduğunda konuşma şansım olmuştu. "istersen seninle beraber annenin oturduğu yere kadar gelebilirim" demiştim. o güzel kız çaresizliği yüzünden olsa gerek kabul etmişti. ertesi gün servisle değilde yürüyerek o kızın evine kadar gitmiştik. evine yaklaştığımızda ben kendi evime gitmek için geri dönmüştüm. o kısacık bir kaç gün bir insanı mutlu ettiğim için bende mutlu olmuştum...

    kızıl saçlı bir kızdı. çok güzel bir yüzü vardı. koca servisde bana iyi davranan tek kişi oydu. diğerleri boyumun neden bu kadar kısa olduğunu sorup dalga geçme çabası içinde olurken o onları azarlardı. fakat bi abla olarak azarlardı. yinede beni hep mutlu etmiştir o kız. o kadar şey yaşayıp adını bile soramamıştım utangaçlığım yüzünden...
    Tümünü Göster
    ···
  19. 44.
    0
    okunur mu beyler değer mi sizce gözlerimi boşuna kaybetmek istemiyorum
    ···
  20. 45.
    0
    Panpa gerçeten zor dönemlerden geçmişsin ve belki hala da öyledir inş. herşey yoluna girer senin için bu yazdıklarını okudukça şükretmeye başladım panpa
    ···