1. 3.
    0
    Ayrılık

    Ayrılık
    Sevdiğim, kemençede titretiyorken yayı,
    Bülbül sustu, unuttu o eski ağlamayı.
    Öyle sandım ki gökte kızıllık sardı ayı,
    Sevdiğim, kemençede inletiyorken yayı…

    Ağaçların dalları saygılarla eğildi,
    içimden çarpıntıyı, gözümden yaşı sildi,
    Böceklerin sesleri birdenbire kesildi,
    Sevdiğim, kemençede söyletiyorken yayı…
    Ayın on dördü gökte yavaşça yükselince,
    Bir bağlama başladı önceden ince ince …

    Birdenbire gürleşip kemençeye karıştı,
    Biri coşkun bir öfke, biri bir yalvarıştı.
    Birini inletirken bir kadının elleri,
    Birinde bir erkeğin kırılmış emelleri…
    Sonra kemençe sustu… Yalnız kaldı bağlama,
    Çalkalanarak diyor ki: “Boşunadır, ağlama!”
    Kemençen, bağlamam ve … Gönüllerimiz kırıktır;
    Her tatlı sevişmenin sonu bir ayrılıktır…

    Gök onun kadar derin , o gök kadar berraktı,
    Biraz sonra nazik ay bizi yalnız bıraktı…
    Bu ayrılık çağının hicranını bir düşün,
    Beni hala yakıyor tadı en son öpüşün!?..

    Hazin hıçkırıkları bırakılmış bir kızın,
    Hatırlattı bütün o eski ayrılıkları.
    Söndürür neşesini gönlümüzdeki hızın,
    Bırakılmış bir kızın hazin hıçkırıkları…
    ···
  2. 2.
    0
    Özleyiş

    Özleyiş
    Özledim… Yanıklık canıma değdi…
    Özledim, yıllarca daha özlerim.
    Hasret türkü olsa, ben onu çalsam,
    Kırılıp giderdi nice sazlarım…
    Yatın ümitlerim, uykuya yatın!
    Bitin hasretlerim, tükenip bitin!
    Ayrılık ateşi çetinmiş, çetin;
    Onunla dikleşir bütün düzlerim.
    Yanımda sanrım, bakarım düştür;
    Güldüm zannederken gözlerim yaştır.
    Umduğum ne varsa hepside boştur;
    Yinede bekliyor onu gözlerim.
    Sazlar var: Durmadan gurbeti çalar;
    Hayal var: Gözümü, gönlümü çeler.
    içimde bir bülbül şakıyıp çiler:
    Özledim, yıllarca daha özlerim…
    ···
  3. 1.
    +4 -1
    Bir döneme, adını altın harflerle yazdıran kişilerin en önemlileri arasında gelir Atsız.

    Bir döneme, adını altın harflerle yazdıran kişilerin en önemlileri arasında gelir Atsız.
    Usta kalem Atsız’ın, okuyanı kendi dünyasına çeken büyük bir yazarlığı ve şairliği, ne yazık ki birçok çevre tarafından görmezden gelinmiş ve o yalnızca bir “siyaset adamı” olarak gösterilmeye çalışılmıştır. Oysa Atsız, hiçbir zaman siyasete girmemiş, yalnızca ömrünü adadığı Türk sevdasını kalemiyle yüceltmeye çalışmıştır.

    Roman ve şiiri herkes yazabilir; fakat yazdıklarıyla milyonlarca genci harekete geçirip, bir düşünce akımı yaratarak yaşadığı döneme damgasını vurmak güç iştir. işte Atsız, bunu başarabilmiş bir şahsiyettir. Şiirlerinin çok azında aruz veznini kullanmış, geri kalanında hep milli ölçümüz olan hece ölçüsünü kullanmıştır. Ayrıca şiirleri yalnızca Türkçülüğü konu almamıştır. Sevgi ve ayrılık konulu şiirleri de vardır.

    ibnülemin Mahmut Kemal inal'ın "atlıyı atından indirecek kalem sahibi" diye tanımladığı, 17'si akademik nitelikte tarih çalışması olan, 35 kitap ve pek çok şiirin sahibi Atsız, 1975 senesi Aralık ayında kalbine yenik düştü. Söz konusu olan bu içerikte Atsız'ın ön yargılarla, okunmayan, ancak okunduğu zaman insanı derin bir hülyaya sürükleyen on güzel şiirini paylaşmak istedik. Kesinlikle siyasi ve ideolojik bir amaç gütmeden, bütün güzel Türk şairlerini saygı ve muhabbetle
    andığımız gibi Atsız'ı da muhabbet ve özlemle anıyoruz...
    ···