H:Hakim A:Albay T:Teğmen D:Doktor
H:Peki Albay bu görevi kimden aldığınızı öğrenebilir miyim?
A:Generalin bilgisi doğrultusundaydı ama bildiği üzere öldürüldü.
H:Hayır sayın Albay. Onu siz öldürdünüz.
A:Ne desem inanmayacaksınız. General, suikaste kurban gitti. Adamlarıma bu emri bizzat ben verdim. Yaptıklarından dolayı mesul değiller.
T:Bu göreve gönüllü katıldım. Ceza almamayı red ediyorum.
D:Kendi idaremle katıldım. Ceza almamayı red ediyorum efendim.
H:Albay ekleyeceğiniz herhangi bir şey var mı?
A:Hayır sayın hakim yok.
H:Teğmen?
T:Bu görevi onurla yaptım. iki iftira beni lekeleyemez.
H:Doktor?
D:Neler neler yapacağım daha ben görürsünüz siz.
H:Bu bir tehdit mi Doktor?
D:Hayır efendim. Ülkem adına ne kadar iyi iş varsa yapmaya hazırım ben.
H:Mahkeme her birinizi on beşer yılla cezalandırıldı. Ayrı ayrı yüksek güvenlikli hapishanede kalacaksınız! Yarın eşyalarınızı almak için son kez karargaha döneceksiniz! Duruşma bitmiştir!
Not1: (bkz: orijin penis hikaye serisi) zombi serisinin son hikayesidir.
Not2:Seri sonu kast akacaktır. Teşekkürler Lizzie.
Not3:Bu serinin sonu diğer serinin başlangıcı olacağından bağlantı partımız mevcut olacaktır.

Ellerimizde kelepçe koridor içinde herkesin gözleri önünde başımız dik bir şekilde yürüyorduk. Kimse bizim haksız olduğumuzu iddia edemezdi fakat ihanete uğramıştık.
Personel:P
T:Aslında size bir sürprizim var. Yarına bitmesi gerekiyordu. Bu bir günlük serbestlik güzel olacak.
A:Yine ne yaptığını merak ediyorum. Daha mükemmele gidiyorsun hep.
T:Siz bana güvenin. iki gün sonra hapise düşüyoruz. Hapse düştükten bir hafta sonra kaçacağız.
D:Peki ya sonra?
T:Sonrası için bir planım var.
Personel sırtımıza vurdu.
P:Susun artık.
A:Sana güveniyorum Levent.
D:Bende. Kaçıyoruz.
T:Kaçarsak kimseden saklanmamıza gerek kalmayacak.

Arabaya bindirildik. ilk Leventin arabası yön değiştirdi. Camdan az buçuk gördüm yüzünü. Gülümsüyordu. Ardından Ceyhunlarda yön değiştirdi. Hapishaneye de vardık sonra zaten.
Hapishanede beni çırılçıplak soydular. Çantama baktılar.
G:Görevli
G:Bu kadın kim?
A:Rahmetli eşimin resmi.
G:Güzel bir eşiniz varmış.
A:Teşekkürler.
G:Şu kıyafetleri giyin lütfen.
Bahsettiği hapishane kıyafetleriydi. Giyindim koğuşa zütürüldüm. Sürgü kapandı ve hapis başladı.
H:Hapis Ahalisi
H:Allah kurtarsın.
A:Amin. Herkese.

Üç gün sonra görevli beni çağırdı.
G:Albay Sedat. Ziyaretçin var.
A:Sallama lan.
G:Avukatın olabilir. Güzel bir kadın.
A:Avukatım erkekti benim.
G:Kafan dağılır Albay hadi.
Görevliyi takip ettim. Beni görüş odasına zütürdü. Masaya oturttu beni. Bahsettiği gibi karşımda alımlı bir kadın vardı.
X:Hoşgeldiniz Albay.
A:Hoşbuldum da. Neden?
X:Size güzel haberlerim olabilir çünkü.
A:General ölmemişse ne ala. Zira kendisini gömdük.
X:Generalin davasında sizin haklı olduğunuzu biliyorum. Herkes biliyor. Kanıtlar ise aksini iddia ettiği için buradasınız. Yanlış mıyım?
A:Çok doğru da sizi neden bu kadar ilgilendirdi anlamadım.
X:Havayı koklar mısınız?
A:Neden?
X:Sadece koklayın.
Çürümüş et kokusu vardı.
A:Hapiste birisi mi ölmüş?
X:Hayır. Size teklifim şu. Siz hapisten kaçmayın bende size iade-i şeref vereyim. Ayrıca eşinize ulaşma imkanı vereyim.
A:Sen kimsin?
X:Kim olduğumun bir önemi yok. Ama isim istiyorsan bana Yönetici diyebilirsin.

A:Pekala Yönetici. Buradan kaçacağımı da nereden çıkardın? Yani neden yapayım bunu?
Y:Leventin çalışmasını gördüm. Ne olduğunu çözmek ve tabii sizi de güvenlik işlerimizin başına geçirmek istiyoruz.
A:Leventin ne planı var daha ben bile bilmiyorum. Buradan çıkana kadar da öğrenemeyeceğim.
Y:Kaçmanız gerekecek yani.
A:Cezam biter ve çıkarım.
Y:Birkaç kişiyi devreye sokup sizi buradan kurtarabilirim.
A:Sadece ben mi?
Y:Evet sorun mu var?
A:Olmaz. Ekibimi de kurtaracaksın. Hem eşimden bahsettin. Yaramı deşip beni mi kekleyecektin?
Y:iyi hatırlattın.
Çantasından birkaç dosya çıkardı. iki resim buldu. Bana gösterdi. Birinde eşim diğerinde tanımadığım bir kız daha.
A:Nerede? Ne zaman?
Y:Üç gün önce. istanbulda.
A:Seninle çok işimiz var Yönetici.

Eşimin yaşadığını öğrenmek beni şoka uğrattı. Yine de bu kadın bizi kurtarabilir miydi, bilmiyorum. Niyeti ne onu da bilmiyorum. Benim için önemli olan sadece eşimin hayatta olduğunu bilmek ve ekip arkadaşlarımın onurunu korumaya çalışmak. Diğer ikimizinde amacı bu zaten. Adımızı kirletmemek. Hepimiz için en iyisi bu.
Hapisteki ilk haftam bitti. Bugün kaçmam gerek. Havalandırma izninde görevliyi tuvalete çeker bayıltır devam ederim herhalde.
Dışarıdan sesler geliyordu. Silahlar patlıyordu. Birileri ölüyordu ve bir grup silahlı adam hapishaneyi basmıştı. Fırsattan istifade buradan tüymem gerekiyordu. Kapıya vurdum. Gardiyan kapıyı açtı. Bayılttım. Elimde bir cop devam ediyordum. Silahlı gruptan üç kişi karşıma çıktı. Ateş edebilirlerdi. Koştum. Köşeden dönerken sırtımda darbe hissettim. Bayılmışım.

Uyandığımda kafamdaki çuvalı açtılar. Garajdaydım. iyi de neden? Levent mi kaçırdı beni? O kadar adamı nereden bulabildi ki?
Y:Siz şu an resmi olarak hapishanedesiniz.
A:Yönetici!
Y:Hayat nelere kadir değil mi Albay?
A:Sorma gitsin.
Yanıma bir adam daha getirdiler. Kafasındaki çuvalı aldılar. Gelen Ceyhundu.
C:Bırakın beni! Albay! Sende mi?
A:Neler olduğunu bu kadın anlatacak.
Y:Öncelikle Albay, eşinin yerini tespit ettik. istersen seni oraya zütürebilirim. Ancak...
içeri bir adam daha getirdi. Gelen Leventti.
Y:Levent ne işlerin peşinde anlatacak.
L:Beni çok yanlış yere getirmişsin. Bunun için teşekkürler.
L:(bağırarak) Sesle Etkinleştirme! Teğmen. Çalış! Bizi buradan zütür.
Yaptığı tank otomatik olarak çalıştı. Bizi kıskaç ile tankın içine yerleştirdi. Demir bariyeri yıkıp üsse girdi.
T:Ellerimizi çöz!
Ellerimiz çözüldü.

L:Anlatacağım şuradan çıkalım hele. Kontrolü ver!
Tankı sürmeye başladı. Aldığı hiçbir mermiyi ve roketi geçirmemesi beni şaşırtmıştı. Biraz sallantılı yolculuğun ardından üsten kaçmıştık. Peşimizde iki helikopter vardı fakat zırhı geçemiyorlardı. Yol kenarında bir yerde durduk.
L:Beni bilirsiniz tanklara ilgim vardır. Şu an içinde bulunduğumuz ise benim şaheserimdir. Şu an bombalama altındayız fakat bu tank her koşuldan kurtulabilir. Ve üstüne yirmi kişilik kapasiteye sahip.
C:Hasar almaz tankı icat ettim mi diyorsun?
L:Evet. Köşeyi de sana laboratuvar yapacağız.
C:Bak benim dilimden konuşmaya başladın.
A:Operasyondaki pürüzü fark ettin ve ilk işin büyük planını devreye sokmaktı. Aferin evlat.
C:Sağol patron. Bir süre böyleyiz. Bu dingiller tankı geçemediklerini anladıklarında vazgeçecekler. Ve şanslıysak Yönetici bizimle tekrar konuşmaya gelecektir.

Birkaç gün tepemizde bir helikopter gezdik. Levent, tankın iç dinamiklerini halletmek için biraz nakit istedi tankın korumasıyla evlere dağılıp hallettik. Sorunsuz ve ekgibsiz çalışıyordu.
C:Albay eşin yaşıyor denildi ama o gün. Var mı doğruluk payı?
A:Beni o kadın ziyarete geldi. Hiç bilmediğim bir fotoğrafı çekilmiş, bana gösterdi. Sanırım doğru.
L:Eğer çevreden internet çekebilirsem şu an bulma şansımız olabilir.
A:Ciddi mi söylüyorsun?
L:Ciddiyim.
A:interneti nasıl halledeceksin?
L:Şu an üzerinde uğraşıyorum.
A:Sabırsızlıkla bekliyorum desem.
L:Geliyor. 97 98 99 ve 100. Bana robot resim çizebilir misin? Ben buradan ayarlayacağım. Eşini ve yanında kim varsa artık.
Kaşı böyle, yüzü şöyle derken çizimi hallettik. Ekranda büyüteç çıktı. Aradı bir şeyler. Sonuçlar ise şaşırtıcı. Üç yerden çıktı.
L:ikisi şehir dışında. Biri burada. Hangisi bunlardan senin eşin?
A:Tabiiki buradaki. Eşim şehri çok sever ve ayrılmaz. Ne olursa olsun.

Bilmiştim. Tepemizde helikopter ile eşimi bulmuştuk. Resimde bulunan kız da oradaydı. Tanktan kafayı çıkardığımda eşim beni gördü. Zaten böyle bir tanka kim dönüp bakmaz ki?
A:Levent al ikisini de içeriye.
Bizim başımıza gelen bu sefer eşim ile arkadaşının başına geliyordu. ikili kıskaç ile yakalanıp tanka girmişlerdi.
Albayın Eşi:Ae Leventin Manita:Lm
A:Hoşgeldin canımın içi.
Ae:Sedat!
L:Bikem!
A:Kim?
L:Hoşgeldin Bikem!
Lm:Levent!
A:Neler oluyor burada?
Ae:Bikem ile ortak noktamız aynı bölükten insanlara aşık olmamız.
C:Keşke biri de bana vurulsa diyeceğim ama ben laboratuvarımı seviyorum. Sağol Levent burası bana iyi geldi.
Bahsettiği köşede ufak bir laboratuvardı. Yine de Ceyhun bu her şeyi yapabilirdi de.

Zaman geçti birkaç hafta belki bir ay oldu. Ceyhun, patlak veren illetin çözümünü bulmaya yanaştı. Daha bulamadı ama çok yaklaştı. Bu arada size anlatılmayan çok şey vardı fark ettim. Baştan alacağım.
Ben bir albayım ağzım pek laf yapmaz. Benim eşim zamanında tam bir çılgınlık yapmış. Belki arkadaşı anlatmamış olabilir ama can siperane savaşmış onun yanında. Sonra da öldü dediler zaten.
Levent, Bikemi çok seviyor işte. Çoğu kızla beraber olsa da Bikem onun için apayrı bir sevda.
Ceyhunu bulduğumda akıl hastanesindeydi. Aslında kara piyadesiydi. Doktordu ve zamanında üç hastalığın çaresini bulmuştu. Yanıma aldım onu. Tonca göreve sadece üçümüz gittik. Ta ki son göreve kadar işte gerisini biliyorsunuz. Askerin hayatı operasyon, ev ve buhranlardır.

Ae:Albayın Eşi
Günümüz
A:Levent hala çözüm yok mu inaktif radarın?
L:Gece görüşü ve vücut sıcaklığını taraması tamam ama zombi mi normal insan mı belli değil.
A:Ne kadar sürer düzenlemen?
L:Bu kaosta bulacağın malzemeye bakar.
A:Av kolay.
Ae:Yalnız şuraya bakın az.
Yolda üç kişi gördük. Arabaları vardı spor. Dışarıda konuşuyorlardı.
L:Kapıyı aç!
içeri geldiler.
H:Bu nasıl bir şey be?
L:Arabayı diyorum alalım mı koçum?
H:Alalım tabii ya. Ben Hatem. Eşim Lizzie ve babam Memduh!
Ae:Memduh mu?
Bize döndü.
M:Munise?
Ae:Memduh!

Mu:Munise M:Memduh Li:Lizzie L:Levent
Mu:Evet doğru. Zamanında Kemalin ekibinde savaştım. Sonra birkaç yıl Nergizin ekibinde vuruştum. Sonra da ölmüşüm öyle dediler.
M:Şimdi de böyle bir tanktayız. Yöneticiye karşı bir şansımız olur.
H:Yönetici bana aşık. Bu durumu da göz ardı etmeyin lütfen.
Li:Ne? Hala mı?
H:Ne yazık ki bir tanem.
L:Planımız nedir?
A:Tarayıcı Yöneticiyi bulabilir mi?
L:Denerim. internetsiz zor olacak ama son sürümü etkili olacaktır.
M:Aramamız gereken grup Kemal ile Orijinin grubu.
Mu:Onlar yaşıyor mu?
M:Nergiz ile bilem birleştik. Nereye gittiler biliyor sayılırım. Ama sonrasından emin değilem.
A:Anlat!
M:Saldırıya uğradık ekip ikiye bölündü. Orijin, Kemalin oğlu onun eşi var Katre kızım. Vuruldu. Engelliydi üstüne. Hastaneye gitmiş olmalılar.
L:Sana kötü haber babalık. Hastane boş. Tarayıcılar öyle söylüyor. Biri iyi temizlemiş orayı.

A:Bu tarayıcıları Yöneticiden önce Kemaller denilen grubu aratmamız gerek. Levent halleder misin?
L:Tabii.
Levent, Memduh ve Hatemi alıp çalışmalara başladılar.
Mu:Sedat?
A:Nerelerdesin sen kızım?
Mu:Bu işlerin patlak vereceğini fark edince tüm insanlar adına bir şey yapılmalıydı. Nergiz ile ben ve hatta Kemal elini taşın altına koymuş. Ölü olarak geçmem kötü insanları öldürürken ceza almamamı sağladı.
A:Vay be! Senin savaşçı olduğunu bilirdim ama bu kadarını beklemiyordum.
Mu:Kimin eşiyim ama değil mi?
A:Değil mi? Değil mi? :D
L:Albay bulduk. Kliniktelermiş.
A:Kliniğe gidiyoruz.
M:Sen albay mıydın ya?
A:He ya.

Kliniğe gittik. Demir parmaklıklar vardı ve ardı tertemizdi. Katre denilen kızın bir arabası da kapının önündeydi. Bu mümkün olabilir miydi ki? insanlar bir binayı kendine mesken tutabilir miydi ki? Zombiler hiçbir yerden giremeyecek şekilde tasarım yapılabilir miydi?
M:Girelim. Ama önden ben ve Munise. Sizi tanımıyorlar.
Sırayla tırmandık. Önde Memduh ve Munise. Ardından ben ve uzun eleman Hatem. Bizim peşimizde de diğerleri. Koridorda gençten bir oğlan gözüktü.
M:Orijin yegen! Orijin.
O:Memduh Dayı! Hoşgelmişen! Oha! Hatem! Büyük taksör. Lizzie, onun eşi.
H:Aynen öyle güzel genç kardeşim. Ayrıca Memduhun oğlu ve gelini.
O:Doğru mudur dayı?
M:Aynen öyle yegenim. Kemal nerede? Bir konuyu açmam gerek.
O:Beni izleyin.
Orijini takibe koyulduk. Bir odaya girdik. Bu hikayenin tüm demirbaşları oradaydı. Orijin, Katre, Kemal, Nergiz, Filiz, Açelya. Kimi istersen vardı.
H:Açelya!
Aç:Hatem!

Al:Albay A:Açelya K:Kemal L:Levent R:Rıfat N:Nergiz H:Hatem
Burada büyük bir buluşma söz konusuydu.
Al:Kavgalar edilecek ise Yöneticiyi durma planımızla geldik.
A:Beni taşlıyorsan ihtiyar adam Hateme kötü davrandığımı biliyorum. Geçmiş dava geçmişte kaldı. O mutlu ben mutlu.
K:Neymiş planınız?
L:Bir tank geliştirdim. Ateş mekanizması mevcut fakat ateş etmek için aktif insan lazım. Otomatikte nişangahımız yok. Yöneticinin yerini saptayıp saldırabiliriz.
R:Bu bana pek mantıklı gelmedi. Sana ateş edecek kaç kişi lazım?
L:Ne kadar çok o kadar iyi.
R:Filiz, Nergiz, Açelya ve kim varsa kadınlarda biz gitmeyelim.
N:Kafana yatmayan kısım bizim gelmemiz mi Rıfat? Hem sen kendi adına konuşsana.
R:Kafama yatmayan kısım yeni kavuşmuşken neden savaşalım?
H:Yönetici her an burayı basabilir? Gayet yeterli değil mi?

K:Kemal L:Levent O:Orijin Li:Lizzie Ka:Katre F:Filiz N:Nergiz
K:Bakın kimseyi tehlikeye atmak istemeyiz. Yine de kaçınılmaz bir savaşımız var. isteyen bu uğurda son nefesini verir. isteyen savaşır hayatta kalır. Bunun sonu Yöneticiden geçiyor.
C:Beni yazmayın.
L:O da ne demek şimdi Ceyhun!
C:Panzehiri bulmama ramak kaldı. Ben kendimi riske atamam.
O:Bence gelmeyenler kendini belli etsin.
Li:Ben kobay olacağım. Ceyhuna yardım edeceğim.
C:Aslında yardımcıya ihtiyacım vardı.
Ka:Ben zaten gelmiyorum. Lizzie ile beraber çalışırım.
F:Bende kalıyorum.
R:Filiz durursa dururum.
N:Hiç hevesli değildin Rıfat. Alem savaşçı görsün yaz beni.
L:Tamam isek Ceyhun beş dakika yeter mi eşyaları taşımaya.
C:Parmaklıkları kısa süreli sökmek gerek.
O:Halledilir iş o.

Ceyhun eşyaları topladı ve parmaklıkların arkasına geçirdi. Ekibi ile çalışmalara başladı. Önceden Yöneticiye ihtiyacımız vardı fakat bu sefer Ceyhun denilen doktor ile olacaktı. Umudumuz bu yöndeydi.
Eşim Nergiz ile son kez konuştum. Evet anlatıcılığı tekrar devralıyorum. Albay pek konuşamıyor.
K:Eskisi gibi. Sen, ben, Memduh ve Munise.
N:Bu sefer daha çok ve daha güçlü. Yine de korku var içimde.
K:Azalacağız korkusu.
N:Evet. Titriyorum bazen. Yeterince ölüm görmüşken burada uyuşarak ölmek varken bir amaç uğruna savaşmak benlik ama...
K:Bilemiyoruz. Yöneticinin ölmesi bu taku düzeltmeyecek. Bizi de mutlu etmeyecek. içimiz soğumayacak. Kaybın Orhanı geri getirmeyecek. Ve daha nice insan dışarıda hırlayacak. Et peşinde duracak. Yaşayanlar birer birer düşecek. Tıpkı bizim gibi.
N:Düşeceğiz. Birer birer. Yine de kabul ediyoruz.

Tanka doluştuk Ceyhun eşyalarını toparlamıştı. Hatemlerin arabası da kapıda bırakılmıştı.
L:Kemal ve Nergiz siz soldaki taramalıdasınız. Hatem ve Açelya sağdaki bombaatar sizin. Memduh soldaki ağır makineli senin. Uçaksavarda ben ve Albay var. Orijin sende keskin nişancı kısmındasın. Yerlerini tespit ettim. iki günlük mesafedeler. Bu yüzden mola vererek gideceğiz.
N:Tam olarak neredeler ki?
L:Askeri üs. Bak şehir dışında.
Haritada gösterdi ve sistemden kesinleştirdi.
L:Bu tank o kadar hız yapmaz. Bir ev var şehrin çıkışında orada molalarız. Orijin sağındaki dolapta silahlar var oradan kuşanırız evde zombi istilası olursa diye.
K:Sen işini iyi biliyorsun Teğmen!
L:Teşekkür ederim. Tank uyumaya elverişli değil bu yüzden evi tercih ediyoruz. Yine de teyakkuzda olmakta fayda var.
O:Sen planlamışsın aga zaten. Savaşmak hepimize düşer. Dua edelim Ceyhun panzehiri bulsun.
L:Umarız.

Uzun bir yol çektik. Dediği gibi uzun bir yolculuk çekmiştik ve bu yolculuğun ardından tankta uyumak hiç iyi bir fikir değildi. Bahsedilen evde ufak tefek değildi en az üç kat. Ben ve Nergiz bir odaya kurulduk.
K:Sabaha olaylar olaylar.
N:Hazır mıyım bilmiyorum.
K:Olsak da olmasak da Yönetici ölecek. Tek bildiğim bu.
N:Bizde ölmeyelim de.
K:Sen ölmeyeceksin Nergizim. Orijinde aynı şekilde. Bende aynı şekilde.
N:Emin konuştun.
K:Birbirimizi kollayacağız. Artık ne Memduh ne Açelya bizi kollar çünkü.
N:O nasıl söz?!
K:Herkes Tanrıya şükür sevdiklerine kavuştu. Memduh oğluna, Rıfat eşine gibi. Kimsenin kimseyi düşüneceği yok artık.
N:Doğru diyorsun.
Üst kattan patlama sesi duyuldu. Ardından bir ses daha duyuldu. Üst kat havaya uçtu.
L:Herkes dışarı. Herkes tanka! Yönetici saldırmaya geldi. Herkes silahlara!