Sıradaki kartımıza geçelim



Subliminals yani subliminal mesajlar.
Bu kartta anlatılmak istenileni çoğunuz biliyorsunuzdur zaten.
Ben yinede sizin bilmediklerinizi açıklayacağım.
Öncelikle subliminal mesaj nedir? bunu bir açıklayalım.
Subliminal mesaj veya bilinçaltı mesajı, başka bir objenin içine gömülü olan bir işaret ya da mesajdır ve normal insan algısı limitlerinin altında kalmak, o anda fark edilmemek üzere tasarlanmıştır.
Tanımdada dediği gibi o anda fark edilmemek üzere tasarlanmıştır çünkü beynimiz fark edemediklerimizi bilinçaltımıza depolar.
Peki nasıl hangi yollara verirler bu mesajları?
Tabiki akla ilk olarak akla televizyon gelir,sadece televizyon değil radyoylada verilebilir,ayrıca tabiki sosyal medya araçları.









Ve gördüğünüz gibi hep çizgi filmlere koymuşlar böyle şeyleri.Peki neden?
Çünkü agaç yaş iken eğilir.Yani adamlar temelden başlıyor,çocukluğumuzdan başlıyorlar işe.Beyler her zaman söylerim televizyon izlemeyin,izletmeyin.Reklamlarda bile var bu illet sırf o ürünü aklınıza kazımak için.
Ben sadece spor programları izliyorum,zaten Türk dizileri izlenecek gibi değil şu anda.
Peki sadece izleyerek mi maruz kalıyoruz bunlara maalesef hayır.
Beynimiz, kulağımıza 20 ile 20 000 hertz arasındaki sesleri iletir. Duyamadığımız titreşim aralıklarında bize dinletilen sesleri beynimiz kulağımıza duyuramaz ve bilincimize depolar.
Yani her türlü yol kullanılıyor.
Birde size son olarak 25. kare tekniğini anlatmak istiyorum.
25. kare nedir?
Basit bir anlatım tercih edersek televizyon ekranı 25 eşit kareye bölünmüş bir sistem içermektedir. izlediğimiz görüntüler aslında bu parçaların toplamından gözlerimize yansımaktadır. Biz bu eşit parçalardan 24 tanesi görür ve kolaylıkla algılarız. 25. kareyi ise sessiz sedasız beynimiz şuuraltına iter. Gözlerimiz bu ayrıntıyı seçemez bile.
Ama bilincimiz algılar ve önemser. Tabiri caizse uslu bir çocuk gibi yapılan bu tembihleri uygular. Gözle görülemeyecek kadar kısa sürede patlayan flaşlar şeklinde mesaj ekranda belirir ve biz anlamadan kaybolur.
Görmediğimizi düşündüğümüz bu telkini bilincimiz atlamaz ve hemen derinlerde bir yerlere depolar, biriktirir ve maalesef uygular. Bu gizlenmiş görüntüyü çok yavaş sarıldığı takdirde bazı özel yöntemlerle fark edebilmemiz mümkündür.
Alın meraklıları için 25.kare tekniği ile ilgili video: https://www.izlesene.com/video/mcdonalds-25kare-illuminati-yeni-dunya-duzeni/5654021

Gelelim diğer kartımıza



Karttada görebileceğiniz gibi Nasanın aya çıkma tezgahı anlatılmaktadır.
Apollo Projesi ile insanoğlunun Ay'a ayak basmadığını, aslında tüm projenin bir aldatmacadan olduğu iddiaları kamuoyunda önemli miktarda taraftar toplamıştır. Bu iddialar tarihçiler ve uzay araştırmaları camiasınca kabul edilmemektedir.
e peki çıktıysan gerçekten aya neden Bilim adamları "kamera bantlarını verin inceleyelim" dedikleri zaman "bantları kaybettik bulamıyoruz" dediniz.
Öncelikle ben kendi görüşümü söyleyeyim:Panpalar bence o zamanın teknolojisiyle çıkmak mümkün değildi,Amerika ve sovyetler birliği arasındada bildiğiniz gibi bir yarış vardı.
Amerikada bu yarıştan geri kalmamak için hazırlığını yapıp sanki aya gitmişçesine bir film çekmişlerdir.
Hadi onuda geçtim bu bayrak hava olmayan ortamda nasıl dalgalandı.Bu soru içinde bir cevap vermiş statik elektrik titreşim falan demişlerdir ama bence külliyen yalan beyler.
Az öncede dediğim gibi bir yarış vardı iki ülke arasında ve bu yarışş nedeniylede birçok insan uzayda hayatınıı kaybetmiştir.
Bu insanlardan biride Vladimir Komarov dur.Özellikle onu seçtim çünkü çok acı bir hikayesi var.



Vladimir Komarov uzay aracına binerken, çıkmak üzere olduğu yolculuktan sağ olarak geri dönme ihtimalinin neredeyse sıfır olduğunu biliyordu. Yine de onu uzay mekiğine doğru ilerlemekten alıkoymayan şey insanüstü bir cesaret değildi. Bilerek ölüme gitmesinin çok daha insani bir sebebi vardı...
1967 yılında Sovyetler Birliği'nin başkanı olan Leonid Brezhnev, devrimin 50. yılının büyük bir gösteri ile kutlanmasına karar vermiş ve bu gösteri için de Soyuz 1 adlı mekiğin uzaya gönderilmesini istemişti. Fakat mekik ile ilgili incelemelerde bulunan, dış uzaya giden ilk insan olan ve Komarov'un çok yakın dostu olan Yuri Gagarin, bu yolculuğun tehlikeleri ile ilgili 10 sayfalık bir rapor hazırlamıştı. Gagarin'e göre Soyuz 1'de tam 203 adet mekanik sorun bulunuyordu. Bu sorunlar mekiğin uzayda yol alabilmesini hatta uzaya ulaşmasını bile neredeyse imkansız hale getiriyordu

Gagarin, parti liderlerine iletmesi umuduyla raporu KGB'de görevli arkadaşı Venyamin Russayev'e teslim etti ama rapor asla okuması gereken kişilere ulaşamadı. Hatta raporu görmüş olan kişilerin her biri ya rütbelerinden oldular, ya kovuldular ya da sürgüne gönderildiler. Russayev'in de akıbeti farklı olmadı.
Komarov öleceğini bilmesine rağmen o uzay mekiğine binmeyi neden kabul ettiğini Russayev'e söylediği şu sözlerle açıklamıştı: "Eğer bu uçuşa ben çıkmazsam benim yerime yedek pilotu gönderecekler". Yedek pilot ise Komarov'un en yakın dostların biri olan Yuri Gagarin'den başkası değildi. Yani Komarov, hem çok yakın arkadaşı, hem de yaşayan bir efsane olan Gagarin'in hayatını kurtarmak için ölüme gitmişti.

Yuri Gagarin ise sadece 1 yıl sonra 1968 yılında bir uçak kazasında hayatını kaybetti...

Gelelim bir sonraki kartımıza ve konumuza



Şimdiki konumuzda gençleri,çockları,yetişkinleri ve bütün kesimleri etkisi altına alan video ve bilgisayar oyunları.
Amaç yine her zamanki gibi hipnotize olmuş beyinler ve bireyler.Bilim kurgu fanatikleri kartındaki amaçla birebir aynıdır hatta daha etkilidir çünkü başarılı bir şekilde tüm dünyada aktif olarak oynanmaktadır bu oyunlar.
Ülkemizden örnek vermek gerekirse Türk youtuber kanallarına bakalım.Nerde bir saçmasapan oyun kanalı var bizim gençler ve küçük kardeşlerimiz orda.Bilgi veren eğitici kanallara bakın yyerlerde sürünürler.
Gördüğünüz gibi küçücük bir örnekle aslında ne kadar başarılı olduklarını anlayabiliyoruz.
Gelelim işin bilimsel kısmına



BiLGiSAYAR OYUNLARI BEYNiN DENGESiNi BOZUYOR
Kişileri etkisi altına alan oyunlar, algılama bozukluğundan öğrenme güçlüğüne, denge sorunlarından sosyal bozukluğa kadar birçok rahatsızlığa davetiye çıkarıyor

BEYiN OYUNDAKi HIZA PROGRAMLANIR
Bilgisayar oyunlarında hızla akan oyun kareleri, kişiyi hızlı düşünme ve hızlı hareket etmeye sevk eder ve oyunun saatlerce oynandığı düşünülürse, beyin bir süre sonra oyundaki hıza programlanır. Beynin yapısı itibariyle aynı anda birçok şeyi değerlendirdiğini belirten Dr. Mehmet Yavuz, oyun temposuna alışan beynin herhangi bir konuyu derinliğine analiz edemediğini, bir diğer deyişle bir konu ya da nesneye yoğunlaşamayıp konu üzerinde yüzeysel geçişler yaptığını vurguladı.

DiKKAT DAĞINIKLIĞI
Bu durumun özellikle bilgisayar oyunu bağımlısı öğrencileri olumsuz etkilediğini belirten Dr. Yavuz, beyni oyun temposuna alışan öğrencilerin derslerine yoğunlaşamadığını ve başarısız olduklarını belirtti. Yavuz, oyun bağımlılığı nedeniyle oluşan dikkat incinlığı ve oyundaki hızdan kaynaklanan hiperaktiviteyle birlikte öğrencinin her şeyden sıkılır hale gelebileceğini dile getirdi.

SUÇA TEŞViK EDEBiLiR
Şiddet içeren bilgisayar oyunlarında önüne gelen herkesi öldürmek için çaba harcayan kişi, arka planda anti-sosyal pgibopatik kişilik bozukluğu varsa, gerçek hayatta da öldürme içgüdüsü ile hareket edebilir. Geçtiğimiz haftalarda Norveç’te 92 kişiyi öldüren katilin bilgisayar oyunu bağımlısı olduğunu hatırlatan Dr. Yavuz, beyindeki denge bozukluğunun kitlesel katliamlara yol açabildiğini vurguladı. Bilgisayar oyunu üreten firmaların bu konuda hassas davranması gerektiğinin altını çizen Yavuz, oyunların saatte bir ara vermeyi sağlayacak şekilde üretilmesini tavsiye etti.

Bunlar sadece başlıcaları.Peki yararlı yönleri yokmu tabiki var.
El-göz koordinasyonu,Nesnelerin yerini tahmin etme,Görsel uzaysal yetenek,dikkat
gibi başlıca konularda yararlı etkileride vardır ama rica ediyorum dozunda oynayın abartmayın panpalarım.