devam…

dedigim gibi beyler buraya gelis amacim toefl sinavindan iyi bir puan yapmakti. bilmeyenler icin bu sinav surekli oluyo aq senede bi kac kere. bizim oss gibi degil.

leichester meydaninda anasinin ami gibi bi kasino vardi, kasinonun onunde yari ciplak model gibi iyi giyimli agir makyajli ve silikonlu yaklagib 30-40 tane hatun bekliyodu.

ilginc bir isleyis,bir duzen vardi orda. lamborgini,ferrari her turlu ultra luks araba mekanin yanina yanasip 2-3 tane bu karilardan alip gidiyodu..

Günler birbirini kovalıyordu, hayat çok güzeldi benim için ama iki tane ana sorunum vardı. potansiyel uyuşturucu bağımlılığı ve dahada önemlisi hala daha milli olmamıştım. deli gibi bi gibişme isteği vardı içimde beyler ama hem kız atabileceğim bi evim yoktu üstüne üstlük bi kaç kişinin benimle sadece ingilizcem iyi diye konuştuğunu düşünmeye başlamıştım.dil okulunun ana mantığı buydu zaten ama bir yandan gururumda inciniyodu.

kafeteryada ben jordan ve marnie diye bi kız oturuyoz. japon mavi Saçlı kocaman göğüslü çirkin sayılabilcek bi kızın bana yazıldığını düşündüğünü söyledi marnie. gittim tuvalete sabah albert'tan aldığım kokainden iki çizgi çektim gittim kızla konuştum facebooklarımızı aldık. çıkışta ben Jordan marnie puba gitcez gelcen mi dedim, dedi yok ben dışarda takılmayı sevmiyorum.ama bize geleceksen kapım açık tarzında bi imada bulundu. bende ileri bi tarihe erteledim. neden bende bilmiyorum.

muhtemelen çoğunuz anlamışsınızdır, kız meselelerinde aynı burak yılmaz gibiyim, çok rahat pozisyona giriyorum ama bir türlü bitiremiyorum..

girdik eve beyler muthis bir ortam vardi.evi les goturuyodu ama kimsenin gibinde degildi. inanin caps paylasmayi cok isterdim. sinirsiz icki, sinirsiz kokain, sinirsiz cigara ve muhtemelen gecenin sonunda sinirsiz gibis donucekti.

kafam o kadar guzeldiki beyler surekli insanlar degisiyodu. biri gidiyodu baskasi geliyodu biri geliyodu baskasi gidiyodu.ama butun gece her daim yanimda melanie, jordan ve bianca vardi. sonra onlarin ikisi birden bi anda kayboldu kaldik melanie'yle. melanie temiz bi kizdi beyler abisi uyusturucu bagimlisi serkes bi tip, kendisi sadece alkol kullaniyor sigara bile yok.

dedi istersen bi etrafi gezelim butun gun burdaydik. tamam dedim alt katta bodrum gibi dar rutubetli bi yer vardi, ciftli koltuk basket potasi filan. indik asagi, geliyom hemen dedi gitti bi sise vodka getirdi.

ama benim daha fazla sarhos olmamam, kartlarimi dogru oynamam lazimdi. bide sek koyuyodu aq.benim bardapi doldurur doldurmaz direk dudaklarina yapistim. incecik dudaklari vardi, kofte dudaklarimla alt dudagini kavradim, ordan boynuna, ordan kulak memesinin altindaki o noktaya kitlendim.cok azmisti.ilk sakso cekmeye kalkti kendime guvenemedim, lazim olur diye duty freeden ucuza aldigim kondomu taktim ve beyler..o an yasadigim hisleri tarif etmem mumkun degil. yiyise yiyise misyonerde git gel yaptim ve 2.5 dakika filan beyler... evet dogru duydunuz 2.5 dakika..

ulan tamam 31'de 45 saniyede bosalan adamimda 2.5 dakika ne aq... geciktiricili kondoma, geciktirici etkisi olan,ve yuksek miktarda bunyemde bulunan alkol ve kokaine ragmen beyler... ama gibisten sonra hic gibimde degildi bunlar bosaldiktan sonraki ilk bi kac dakika acayip derecede kizdan, daha dogrusu hayattan bi sogudum.5 dk sonra bi posta daha gitttim.bu ilkine nazaran biraz daha uzun surmustu..

Vay amk millet avrupalarda her ırktan çatır çutur am gibiyo biz de maaşı alalımda bi karıya gidelim diye bakıyoz burda, zaten para kalmıyo onada gidemiyom aq

once ilk kata oturcaktik, ikimizinde kafasi daha olmamisti cunku.yer bakiyoruz masa bulduk sandalye yok aq.

iki tane kiz vardi 4 kisilik yerde oturuyolardi iki tane sandalye bostu. jordan sordu bos mu diye, kizlar bos dedi ve ustune ekledi:

-isterseniz bize dahil olabilirsiniz, tanisabiliriz

sonucta ben turkum aq kezbanlarla buyumus, yeni milli bi adamim aq cok sasirmistim.ama jordan beni daha cok sasirtmisti;

-teklifiniz icin cok tesekkur ederim ama arkadasimla bi suredir gorusemiyoduk ozel olarak konusmamiz lazim kusura bakmayin.

iste beyler avrupalilarla aramizdaki mantalite farki tam olarak buydu. adamlar cikse, kariya kiza doymus aq,bizde olsa birak kizlarin yaninda oturmayi sekil yapmak icin orda benim ustumden prim yaparlardi oyle picler taniyorum.

thiago durttugumu gormus olucak ki lafa girdi

bu brezilyada fakir culsuz ateistin tekiymis. annesi olmus filan kendini dine vermis.her gece yatmadan once tanriyla konusmaya baslamis, talihi donmus tanrida bunu ingiltere’ye yollamis(!)

evet yanlis okumadiniz panpalarim, cocuk her gece tanriyla karsilikli sohbet ediyodu.

dedigim gibi hiperaktif bi insandi thiago, sadece 2 hafta vakti vardi durmadan geziyodu.oda benim gibi advance sinifindaydi,bi gun geldi gel senle muzeye gidelim dedi.

dusundum ulan harbiden hic tarihi yer filan gezmedim. dedim tamam pazari bekle.

evet basliyorum.

ingiltere'de neredeyse her sabah hava kapali olur beyler cogundada yagmur yagar zaten.o cuma gunu gunesli muthis bi hava vardi. giyimime temizligime duskun bi insan olmaya baslamistim, uykusuna acayip duskun bi adamimdir beyler,ama dedim ya ayni adam degildim artik. okul gunleri her sabah 7.30'da kalkip dus alir, dustan sonra krem deodorant wax kulak cubugu gibi temizlik yapar oyle okula inerdim.

ben tamik naoki ve latinlerden bi kaci kahvaltiya indik ordan da siniflara dagildik. soylemeyi unuttum bu arada beyler, okulda benim disimda 3 tane daha turk vardi 2 tane barzo,1 tanede kiz. babaanne tarafi bizim bulgar gocmeni beyler normal turk isimlerinden biraz daha degigib bi ismim var. benim bu kizla bi dersim ortakti. yanliz bi kizdi bende uzak durmak istiyodum acikcasi cirkin sisman biseydi. okulun ilk gunleri yanima gelmisti turk oldugumu duymus bende cifte vatandasim turkce bilmiyom ayagi yapmistim buna.

o gun disarda sigara icerken emin adimlarla geldi yanima naber ? dedi. anlamamazliktan geliyorum filan aq kiz oyle bisey dedi ki omrumde bu kadar utandigimi hatirlamiyorum. bunun ablasi annemin okulundan mezunmus, annemde buna mesaj atmis benim oglumun adi su su onla bulus diye.kiz bana bunlari anlatti inanin ne diyecegimi bilemedim picler. sahte bi sekilde gulustuk karsilikli ve ilk firsatimda o ortamdan kactim.o gunden sonra zoraki bir iki muhabbet daha oldu o kizla oda pek ugrasmak istemedi sanirim benle.

o gun geoffrey diye bi hollandalinin son gunuydu beyler. efsane bi house party duzenliycem diye diye butun okulu gaza getirdi aq.bende bizim yurdun yani sira ilk defa bi ev ortamina giricektim. duyar duymaz resepsiyona stajcilarin durdugu yere dogru melanie'nin yanina kostum,

bianca(ispanyol hatun),guillermo(italyan isvicre kirmasi erkek),tina(alman) ve melanie oturuyolardi. selam sabah vermeden direk geliyonuzmu dedim melanie'ye bakarak.bu guillermo lavugu asil sen geliyon mu gibisinden hatunlarin onunde bozdu beni. jordan bianca'ya yaziliyodu zaten ayar oluyodu bu lavuga, bunun ustune bide benim nefretimi kazanmisti.2-3 ay sonra albert zaten anasini gibti bunun.

yurtta yavas yavas degigiblikler olmaya baslamisti,bu iki taylandli memleketlerine donuyodu.

herkes severdi bu taylandlilari beyler son gunlerinde cok uzucu bir ortam olmustu.

taksiye bindim telefonu verdim karolu aradim dedim taksideyim bizim evi tarif etsene. taksi birakti 80 pound’da ona gomdum.

neyse beyler gircem guanabara’ya giremedim cunku sabah gelmicegimi dusunup bilet almamistim. aradim kizlardan birini kapidan aldi, biletim olmadigi icin 50 pound giris ucreti odemistim aq bide utanmadan bilete 1 icki bedava damgasi koydu.ama ertesi gun sinavimin oldugu gun 1 aylik yemek alisverisimi bi anda gommus olmam daha cok koydu.

yarram sanki don perignon istesem vericen aq ne bu artistikler.

mekandan ciktik piccadilly’yi gezcez biraz ordan da otobusle evlere dagilcaz.. hayatimda gordugum en ilginc olaylardan birine tanik oldum beyler…

bunun konusmasi bitti, gozunu acti bize bakti hicbirimizden cit cikmiyo. sessizligi hemserisi bruno bozdu portekizce biseyler soyledi.(bizim muallak gidince ben muallaknin yatagina gectim bruno benim yattigim yere gecti)

ben direk alttan durttum bunu aq bizede anlat gibisinden,

neyse aksam toplandik bunlar kendi geleneksel tayland yemeklerinden yaptilar.

thuanny(brezilya) ortaya hayatimda duymadigim garip bi tekila koydu

ben bizim kebapcidan meze ayarladim

---bu arada jordan, erol abi bide yasin diye bi gibik calisiyodu kebapcida.---

tamik zengin pic gitmis bunlara harrods’dan ayakkabi almis, harrods’i da netten bi arastirin beyler. istinye’deki, nisantasi’ndaki dukkanlara benzemez.

koreli mal odasindaydi her zamanki gibi, naoki’de de bisey yoktu yanlis hatirlamiyosam ama olsun cani sagolsun kardesimin.

tassi beni sokagin basinda birakmisti beyler bi 5 metre filan yurumem lazim. indim taksiden iner inmez basim donmeye basladi bam diye yere cakildim. knock out olmus sekilde yerde sokagin ortasinda yatiyorum, bilincim acik ama vucudumu kontrol edemiyorum.

hadi oglum hadi oglum ev surasi oglum diye diye sokakta uyuyakalmisim aq.

normalde yurtta icki icmek yasak ve daha onceden soyledigim gibi okulun en ust katindaydi yurt. okulun bitis saatlerinden sonra butun okul bizimdi anlayacaginiz.

neyse bunlarla ertesi gun vedalastik,2 gun sonra thiago diye bi deli geldi aq bildigin deli.

adam hem hiperaktif hem agir katolik hemde agir milliyetci.

ama o gun bi baskaydi, yanimda kokain vardi ama tuvaletin onunde guvenlik duruyo. dedim ya beyler cok ust duzey bi mekandi.

ne bende nede jordan’da cigarada yoktu. yani anlayacaginiz alkolu dengeleyebilecek hic bir madde yoktu yanimda ve kazik yemenin verdigi got acisini surekli masadaki ickilere dadanarak cikariyodum.

4 sarhos gule gule, millete laf ata ata bi sekilde otobus duragina geldik.tam vedalasmaya karsiya geciyodum erika dedi nereye aq bize gidiyoz. jordan dedi uzaksa gelmeyek, dediler kensington town’da benim ev.

jordan’la direk birbirimize baktik bekler, evet ev uzakti ama orasi baya baya zengin muhitiydi. tamam chelsea’de oyle, evler en asagi haftalik 5000 pound filan.ama benim kaldigim yurdun sartlari belli odedigim fiyat belli. bindik otobuse gittik kensington'a.