1. 26.
    +2
    ilçe merkezinin girişinde barikatlar vardı.
    Filmlerde gördüğüm her şeyi şu anda gerçekten görüyordum.
    ilçenin hemen girişinde askeri bir barikat, terk edilmiş askeri kamyonlar, içi kum dolu çuvallar…
    Yürümeye karar verdim. Motoru kenara bırakıp binaların kenarlarından saklanarak ilerliyordum.
    ilerledikçe manzara daha da korkunç bir hal almaya başlıyordu.
    Yerde vücudu parçalanmış bir şekilde yatan o teyzeyi gördüğümde kendimi tutamayıp kustum.
    Hayatımda o kadar iğrenç bir görüntüyle karşılaşmamıştım.
    Burada durum daha da vahimdi.
    Çünkü burası daha kalabalık bir yerdi, hastalık daha da fazla etkisini göstermiş gibiydi.
    Belediye binasının önüne geldiğimde binanın askeri araçlarla çevrildiğini, barikatlarla korunmaya çalışıldığını gördüm. Barikat hiç bozulmamıştı, kamyonlar, askeri araçlar düzenli bir şekilde olmaları gereken yerde duruyorlardı.
    Bu beni biraz ümitlendirmişti.
    Fakat neden hala hiç kimse yoktu?
    Belki de içerdelerdi.
    içeride bir sığınak olabilirdi ve herkes orada olabilirdi.
    Heyecanlı bir şekilde içeriye girmemle ümidimin yok olması bir oldu.
    Kırılan cam parçaları, dağılmış sandalyeler, masalar, etrafa saçılmış kağıtlar, duvarlarda yerlerde kan izleri, cesetler…
    ···
  2. 27.
    0
    Up up up
    ···
  3. 28.
    +2
    Bu manzarayı görünce olduğum yere çöküp ağlamaya başladım.
    Ağladıkça aklıma gördüğüm cesetler ve kan izleri geliyor, onlar aklıma geldikçe kusuyordum.
    En son ilkokulda hastalandığımda kusarken ağlamıştım.
    Bu sefer farklıydı çünkü ağlarken kusuyordum.
    Fakat kendimi toparlamalıydım.
    Ayağa kalkıp etrafa bakınmaya başladım.
    Herhangi bir şey. Beni bilgilendirecek, bana yardımcı olabilecek herhangi bir şey.
    En üst kata çıktım, başkanın odasına. Burada da durum aynıydı. Alışmıştım artık bu manzaraya.
    Başkanın masasının üstündeki kağıtları karıştırırken bazı notlar gözüme çarptı;
    -ülke genelinde kırmızı alarm verildi,
    -Balıkesir’deki askeri üs kaybedildiğinden dolayı yeni toplanma yeri izmir’deki ana kamp olarak belirlenmiştir
    -olabildiğince insanı askeri kamyonlarla toplama kamplarına gönderin
    -geceleri sokağa çıkmayın, hareket etmeyin
    -kurtarma işlemleri yalnızca gündüz yapılsın ve olabildiğince sessiz olun
    Sanırım gerçekten olmuştu…
    izlediğim o filmlerden birinin içindeydim artık.
    Hem de tek başıma…
    ···
  4. 29.
    0
    @16 hakli
    ···
  5. 30.
    +2
    Binadan çıkıp askeri araçları aramaya başladım, çok acıkmış ve susamıştım.
    Bir araçta bırakılan çantanın içinde ecza malzemeleri, birkaç kutu konserve, bir matara da su vardı.
    Çantayı sırtıma aldım tam arabadan çıkacakken koltuğun altına düşmüş bir silah gördüm.
    işte aradığım asıl şey buydu. Şimdi biraz da olsa kendime güvenim gelmişti.
    Daha önce hiç silah kullanmamıştım, nasıl kullanılacağını bile bilmiyordum ama bunun yanımda olması bana güç veriyordu sanki.
    Hava kararıyordu, notların birinde geceleri sokağa çıkmayın yazıyordu.
    Hemen kendime güvenli bir yer bulmalıydım.
    Merkezdeki en yüksek bina özel öğrenci yurdu olarak kullanılıyordu. Oraya gitmeliydim.
    Neden bilmiyorum ama ne kadar yüksekte olursam o kadar güvende olacağımı hissediyordum.
    Binaya girince merdivenleri kullanarak en üst kata çıktım. Hava henüz kararmamıştı, odaları dolaşmaya karar verdim. Her yer DaĞıNıKtI. Etrafta kişisel eşyalar, kitaplar, defterler, incin yataklar.
    Bir el feneri buldum odaların birinde.
    Sonra ana caddeye bakan odalardan birine girdim. Kapının önüne dışarıdan sandalyeler koydum, içerden de güçlükle yerinden oynatabildiğim gardolabı kapıya dayadım.
    Perdeleri de kapattıktan sonra sanırım artık güvendeydim…
    Hava karardı.
    Konservelerden birini yedikten sonra biraz dinlenmeye karar verdim. Çünkü çok fazla yorulmuştum…
    Neler olduğunu, neler olacağını, ailemin, arkadaşlarımın ve de eski sevgilimin ne durumda olduğunu düşünerek uykuya daldım…
    ···
  6. 31.
    0
    Yaz panpa okuyoruz iyisin
    ···
  7. 32.
    +2
    Duyduğum seslerle uykudan sıçradım.
    Bu ses öyle garip bir sesti ki, duydukça canım yanıyor, kulaklarım tırmalanıyordu.
    Çığlıklarla karışık vahşi sesler bütün etrafı sarmıştı.
    Hemen kapıya koşup kulağımı dayadım, neyse ki binadan, en azından koridordan gelmiyordu sesler.
    Camı ilçe merkezindeki ana caddeye baktığı için seçmiştim bu odayı, nitekim işime çok yaradı.
    Perdeyi aralayıp gizlice aşağıya baktım.
    Bu görüntü, bu manzara asla tarif edilemez, kimsenin aklına hayaline gelmeyecek bir görüntüydü bu.
    Filmlerde gördüğüm zombiler aylak aylak yürüyorlar etrafta. Her birinden çıkan ses kulaklarımı tırmalıyor, dayanamayacağım bir hale getiriyor beni.
    Kimileri yerlerde yatan cansız bedenleri kemiriyor, kimileri de etrafta yürüyor, birbirlerine bakıp yollarına devam ediyorlar.
    Ne yapacağımı bilemiyordum.
    Kafamdaki düşünceler öyle karışık bir hal almıştı ki, camı açıp bağırasım geliyordu.
    Çaresizlik içinde dışarıya bakarken korktuğum şey başıma gelmişti.
    Koridordan çığlık sesleri geliyordu…
    ···
  8. 33.
    0
    twd türk versiyonu *
    daha mantıklı olmaya çalış panpa.
    ···
  9. 34.
    +2
    Ne yapacağımı şaşırmış bir haldeyken duyduğum bu seslerle iyice irkilmiştim.
    Perdeyi kapatıp sessiz adımlarla kapıya doğru ilerledim.
    Sesler iyice yaklaşmıştı, ellerimin ve bacaklarımın titremesini durduramıyordum.
    Yol boyunca çok kötü manzaralarla karşılaştım, çok fazla ceset gördüm ama onlara ilk defa bu kadar yakındım.
    Seslerini ilk defa bu kadar yakından duyuyordum.
    Bulunduğum kata çıkmışlardı, emindim bundan. Yavaş adımlarla koridorun sonuna, yani odamın önüne doğru yürüyorlardı.
    Askeri araçtan bulduğum silah aklıma geldi, yastığın altından alıp yatakla pencere arasındaki boşluğa saklandım.
    Kafamda ne yapacağıma dair hiçbir planım yoktu.
    Aklıma gelen tek şey, içeri girdikleri anda mermi bitene kadar ateş etmek, sonra belki de camdan atlamaktı bilmiyordum, tamamen bilincimi kaybetmek üzereydim, nefes alışlarım fazlasıyla hızlanmıştı.
    Kapı zorlanıyordu.
    Fakat açılmıyordu. Sanırım kapının kolunu bükecek kadar düşünemiyorlardı.
    Hem bunu yapsalar bile önünde dolap vardı, açmaları zordu.
    içim biraz daha rahatlamıştı.
    Gece boyunca öylece bekledim.
    Hava yavaş yavaş aydınlanırken koridorda ses kalmamıştı.
    Pencereden baktım, ortalık sakinleşmeye başlamıştı.
    Daha az aylak vardı. Daha az çığlık sesi geliyordu.
    Hava aydınlanmaya başladığına göre yola çıkabilirdim;
    Fakat nereye gidecektim?
    ···
  10. 35.
    +2
    Belediye binasındaki notlarda toplanma yerinin izmir olduğu yazıyordu.
    izmir’e gitmeliydim fakat gittiğimde ne bulacaktım?
    Ya orası da istila edildiyse? Kendimi tehlikeye atmaya değer miydi gerçekten?
    Fakat karar vermiştim.
    Sonucu her ne olursa olsun oraya gidecektim. Çünkü tek başıma hayatta kalacağıma inanmıyordum…
    Temkinli adımlar atarak binadan çıktım.
    Kafamdaki soru gerçekten çok önemliydi; geceleri sokağa çıkan tüm o yaratıklar gündüzleri neredelerdi?
    Neden hava aydınlanınca ortada yalnızca ben kalıyordum?
    Tüm bu soruları düşünürken kendime belediye otogarının yanında bulunan araç kiralama dükkanından bir araba buldum.
    Bagajı hayat malzemeleriyle doldurabilmek için panelvan tarzında bir araba buldum.
    Bagajı dolduracaktım fakat öncelikle ilçenin en büyük marketine girmem gerekiyordu.
    Arabaya binip yola koyuldum. Market ilçenin dışındaydı fakat fazla uzakta değildi.
    Otoparka girdiğimde etraftaki ceset kokusundan neredeyse sarhoş olmak üzereydim.
    Bu çok farklı bir kokuydu çünkü.
    Silahımı yanıma alıp dikkatli adımlarla marketin içine doğru girdim…
    ···
  11. 36.
    0
    dinliyoz panpa 1 2 part daha gir de yatak uyuyak
    ···
  12. 37.
    +2
    Yağmalanmıştı burası, açıkça belliydi. Her yer karışmıştı. içinde bulunduğum yere market demek gerçekten çok zordu.
    Yerdeki kan izleri, kimi yerlerdeki ceset parçaları beni oldukça korkutmuştu. içerisi pek aydınlık değildi, kapıya yakın olan yerler dışında her yer karanlıktı.
    Arkalara gitmeye pek niyetim yoktu tabii ki, en yakınımda ne varsa alıp çıkacaktım.
    Market arabasını yere düşen, dağılmış gıda malzemeleriyle doldurmaya başladım. Pek bir şey yoktu fakat beni belirli bir süre idare edecek kadar konserve ve hazır yiyecekler bulmuştum.
    Elbette abur cubur da almıştım.
    Birkaç su şişesini de alışveriş arabasına koyarken bir tanesi yere düştü.
    Boş olan markette öyle bir yankı oluştu ki, yere düşen sanki su şişesi değil de patlayan bir balondu.
    Çıkan ses beni fazlasıyla ürkütmüştü. Hemen alışveriş arabasını hareket ettirip dışarıya doğru yöneldim, fakat dışarı çıktığımda içeriden gelen bir ağlama sesi duydum.
    Bu küçük bir çocuğun sesi gibiydi ve o karanlık yerden geliyordu.
    Kendi kendime vicdan muhasebesi yaparken sese doğru gitmeye karar verdim. Çünkü yaşayan birini bulursam eğer oldukça işime yarayacaktı. Tek başıma delirmek üzereydim…
    Sese doğru yavaş adımlarla yürümeye başladım, yanıma aldığım el fenerimi yakıp ilerlemeye devam ettim…
    ···
  13. 38.
    0
    gitme la yiyecekler seni
    ···
  14. 39.
    +2
    Ses kasap reyonunun oradan geliyordu.
    Bu markete daha önce öğrenci evimize alışveriş yapmak için geldiğimizden dolayı içeriyi az çok biliyordum.
    Adımlarımı attıkça ses daha da yakından geliyordu. Fakat bu ses ağlama sesi değildi, birisi acı çekiyordu.
    inlemeyle karışık tiz ve ince bir sesti bu. Bu kişinin yaralı olabileceğini düşünüp adımlarımı daha da hızlandırdım ve dolapların arka kısmına geldiğimde onu yerde yatarken buldum.
    Feneri ona doğru tuttuğumda kafasını çevirip arkasını döndü, korktuğunu düşündüm.
    -Sakin ol, yaralı mısın, neyin var?
    Diye sordum.
    Cevap yoktu. Fakat nefes alış verişi daha da hızlanmıştı, tabii ki benimki de.
    Yaklaşıp omzuna dokundum, kafasını bana çevirdi, feneri yüzüne tuttuğumda ömrüm boyunca unutamayacağım o görüntüyle karşı karşıya geldim.
    Bu insan değildi.
    Yani insandı ama artık insan değildi…
    Kanlanmış, kıpkırmızı ve kocaman gözleriyle, soluk bembeyaz teniyle, sapsarı dişleriyle bana doğru bakıyordu.
    Bu ne kadar sürdü bilmiyorum ama donup kalmıştım.
    Bu donuk anı onun derin çığlığı bozdu.
    ···
  15. 40.
    0
    Reserved
    ···
  16. 41.
    0
    iyi gidiyor gibi , yarıda bırakmazsan okunur.
    ···
  17. 42.
    0
    up up geceye kadar toplanalım.
    ···
  18. 43.
    0
    anlat panpa dinliyoruz
    ···
  19. 44.
    0
    rezerved
    ···
  20. 45.
    +1
    başlıyorum beyler
    ···