kankamla aramızda başlayan tuhaf

ve cok cok uzun zaman sonra, banunun faceteki bir profil fotosunu görmem, içimdeki erkeklik hormonlarının da etkisiyle beni farklı düsüncelere itmisti. o güne kadar normal bir arkadas olarak baktıgım banu artık benim icin cok sexy, arzuladıgım biri olmustu. whatsap konusmalarımızda bunu sakayla karısık söylemeye baslamıstım artık. banunun ilk tepkileri ona öyle bakmamam gerektigi, bizim arkadas oldugumuz ve böyle düsüncelerimin arkadaslıgımızı bozacagı yönündeydi. ancak ben öyle propfesyonelce hareket ediyordum ki, eger ters deperse yine kıvırabilecegim senaryolarım coktan hazırdı bile. ancak banunun bu tepkilerinin gayet yumusak olması, beni biraz daha cesaretlendirmisti ve ben bunu neredeyse hergün dile getirmeye baslamıstım. dile getirdigim her konusma sakayla karısık geciyordu ama artık banu da niyetimi anlamaya baslamıstı, ve sadece bende oldugunu düsündügüm bu istek biraz biraz onda da gelismeye baslamıstı. yıllık iznimde almanyaya gidecegimi ve en azından bir geceyi onunla gecirmek istedigimi söylemisti ona. banu ilk etapta tereddüt etse de, teklifimi kabul etmisti. ancak teklifimde sadece beraber uyumak, en fazla öpüsüp yüzeysel sevismek vardı, ve bu yüzden olmalı ki banu beni kırmamıstı. herseyden öte banu bunu cok istemiyordu ancak beni kırmamak icin bu teklifime olumlu yanıt vermisti.

herneyse o dönem her gece buluşmalar ,gece gezmeleri, alkol, gündüzleri nehir kenarında bira içmeler, toplanıp kahvaltılara gitmeler falan derken aşırı dolu ve hızlı bir şekilde geçiyordu. ve her güzel şeyin oldugu gibi, o 6 aylık erasmus dönemimin de sonu gelmişti. ben dönmeden son günleri dolu dolu geçiriyorduk, ve bunlardan biri de son mangal günümüzdü. yine hep beraber toplanmış nehir kenarında mangal yapmıştık, ve ailesi sebebiyle banunun erken ayrılması gerekiyordu, çünkü biraz kıl bir babası vardı. hatta şu an bu dörtlüye küfür ediyor amk ahaha neyse. ne diyoduk beyler işte banu erken ayrılıcaktı ve bu onunla almanyadaki son görüşmemizdi, önce uzun uzun sarıldık, gözlerimize baktık sonra öpüştük, ama yanaktan tabi arkadaşız amk. yalnız bi ara dudaklarımız kavuşur gibi oldu ama dedim ba2hann napiyosn amk gibip atma ortalıgı herseyi mahfediceksin. bu sarılıp öpüşmeden sonra ben banuyu tramvaya kadar zütürdüm, giderken yine el ele kol kolayız, tramvaya ulaştıgımızda da kopamıyoruz, sarılıyoruz bakışıyoruz, hatta o arada bir iki tramvay gecti ama biz hala kopamıyoruz. sonunda ayrılmamız gerektigini ikimiz de anlamış olucaz ki banu tramvayına bindi gitti ve ben de geriye döndüm. o ayrılık cidden etkilemişti beni, ama bir sene sonra tekrar yükseklisans için gelicem ve tekrar bu eski günlere dönücez diye konuştugumz için, bunun bir son olmadıgını sadece bir ara olduguna inandırmıştım kendimi. ama noldu tabi yükseklisans için gidemedim, ve araya koskocaman iki yıl girdi. bu iki yıllık süreçte bir kez istanbulda görüşmüştük ama dogal olarak kısa bi görüşmeydi bu, ve eski günlerle geride kalmıştı artık.

reserved

bu arada banuya ilk kez bebegim dedim, cünkü bu asamadan sonra isin boyutu degisiyor beyler. öncesinde banuya sadece bir karsi cins olarak, bir kadın olarak bakan ben, artık icimdekileri analiz etmeye baslamıstım. banuyla cinsellik düsünmüyordum, daha dogrusu aklıma gelmiyordu artık. hani asık oldugunuzda o kıza o gözlerle bakamazsınız, hic canı yanmasın, kılına zarar gelmesin istersiniz. ben bu duyguları yasıyordum artık. cinsel iliski yasamaktansa onu öpüp koklamayı, onunla uyumayı, bana gülümsemesini istiyordum sadece. cünkü icimi ısıtan, bana huzur veren seyler bunlardı sadece...

günler günleri kovalarken, artık içimde birşeylerin büyüdügünü hissediyordum. tarifi olmayan birşeydi bu, dile getirilen, açıkça söylenen birşey yoktu ama artık banu benim için çok farklı biri olmuştu. o gece eve geldigimizde yine o farklı, ne oldugunu bilmedigimiz hislerimizle, duygularımızla birbirimize sımsıkı sarılıyorduk. ikimiz de o kadar mutluyduk ki, saçma sapan şeylere gülüyor, zamanın nasıl gectigini anlamıyorduk. bir ara karnımızın acıktıgını farkettik, ve pizza söylemeye karar verdik. yaklaşık bir saat sonra pizzalarımız gelmişti, afiyetle onları yedikten sonra yine tatlı sohbetimiz, ve öpüşmelerimiz eşliginde sabahın ilk ışıklarına dogru uykuya daldık...

@65 aldatamam panpa, bunu yapamam ona. bir de hikayenin sonu klagib aslında, sadece yasadıklarım belki bazı panpalara örnek olur, hani kanka ayagı züt ayagı derler ya, o züt ayagını iyi anlamda kullanmayı göstermeye calısıyorum burda.

umarim bitmemistir panpa devam et

o aksam esra banu ve ben biyerde oturmus, eskilerden, su anki hayatımızda konusmustuk. banu da o kadar profesyoneldeki, sanki 4 gündür beraber yasayan biz degilmisiz gibi bildigi seyleri bile tekrar tekrar soruyordu ahahah. tüm bunlar da esranın en ufak bir süpheye bile düsmemesini saglıyordu. gecenin sonunda ayrılıyorduk yine, ve benim banuyla beraber dönmem gerekiyordu ama bunu esraya farkettirmeden yapmamız gerekiyordu, cünkü esra teyzemde kaldıgımı sanıyordu. en önemlisi de banuyla aramızda olanlardan haberi yoktu ve olmamalıydı. önce esranın treni gelir onu göndeririz diye umursamıyordum ben, sonra banunun ciddi bir sekilde telefonuna bak isaretini gördüm. telefonuma baktıgımda banuyla benim trenimin 5 dk sonra kalkıyor oldugunu, ve bir sonraki trenin 4 saat sonra oldugunu gördüm. yani hemen ordan ayrılmalıydım, neyse kızlar siz gidersinz gec oldu sokakta basıma bisey gelmeden ben teyzeme geceyim diyerekten bunları öpüp ayrıldım hemen ve kosarak trene yetistim, banu napıcak acaba derken de iki dakika sonra onun aradıgını gördüm. hasgibtir acaba beni gördüler mi derken banu trennin neresinde oldugumu sordu, bebegim bi bahane bularak esradan ayrılmıs ve kosarak son anda aynı treni yakalamıstı. icerde birbirimizi bulmamız biraz zaman almıstı ama artık beraberdik yine ve geceyi sorunsuz bir sekilde atlatmıs, artık evimize gidiyorduk.

ne varsa kankalarda var dıbına koyim ehhe.

okuyacaz mı bunu bir de

edit: imla

Reserved

anlat panpa dinlemedeyiz

@52 gibiş yok panpa, duygular var

o aksam whatsap grubumuzdan banu esra ve ben bulusmaya karar vermistik. geleli banuyla kalıyordum ben ama esranın bundan haberi olmadıgı gibi, aslında henüz ne banuyu ne de baska bir arkadasımı gördügümü sanıyordu. aksam banuyla beraber gitmemiz sıkıntıydı, cünkü hic görüsmedik derken esranın yanına banuyla gitmemiz esrayı süphelendirebilirdi, süphelendirmese bile bana haber vermeden öncedne de görüsmüsler diyerek bize trip atmasına yol acabilirdi. ve esra beni teyzemde biliyordu amk, ben geldim diye ilk olarak beni cagirmisti, ama banu olmadan gidemezdim cünkü trenler icin biletim yoktu, trende kontrolöre yakalanırsam 40 euro züte girebilirdi. o yüzden gibe gibe banuyla gidecektim, ama bunu esraya hissettirmemeiz lazımdı. esrayı arayıp essen sehrinde oldugumu, trenle gelirken kontrolöre yakalanmak üzereyken son anda bochumda indigimi söyledim. planıma göre orda bi sonraki trene binecek ve banuyla karsılasacak, ve o sekilde beraber gidecektik. planımı tam da dedigim gibi uygulamıstık, esranın yanına ulasana kadar banuyla trende yine her fırsatta öpüsüyorduk. dortmunda vardıgımızda esrayı gördük hemen ve yanına yaklastık, orda bi sarıldık, sonrasında onlara neden geldigimi haber vermedigim konusunda biraz fırca yedim tabi, hatta banudan da formalite icabı bi fırca yemistim ahahah. tabi 4 gündür banuyla kalmıyordum teyzemdeydim ya amk asdfg.

ertesi gün banunun ailesinin yanına, düseldorfa gitmesi gerekiyordu. bir ya da iki gün birlikte olamıycaktık. bunun düşüncesi bile çok kötüydü, cünkü günler hızla akıp geçerken, bizim için, daha dogrusu benim için geçen her saniye bile çok degerliydi. ama gitmesi gerekiyordu işte. o gün banu ailesinin yanına gitmiş, ben de üniversiteden bir arkadaşımla buluşmuştum. onu takiben de akşamüstü hollandadan gelen çocukluk arkadaşlarımla buluşacaktım. sonrasında ise, mert esra ve ben düsseldorfta buluşup birşeyler içecektik. bize katılabilirse banu da gelecekti, açıkçası pek ümidim de yoktu çünkü cafe açılışları sebebiyle yapılacak bir sürü iş vardı ve banunun ailesinin yanında olması gerekiyordu. gün boyunca arkadaşlarımla takılmış olsam da banu her an her saniye aklımdaydı. ve akşam oldugunda hollandadan arkadaşlarımı gönderip esra ve mertin yanına gecerken, banunun da gelmiş oldugunu ögrenmiştim. bu haber beni o kadar çok mutlu etmişti ki... tamam belki de esra ve mert aramızdakileri bilmedigi için o yakınlıgımız mümkün degildi, ancak yine de o gülen yüzünü görebilicek, banuyla beraber vakit gecirebilecektim. onların yanına ulastugumda, her zamanki gibi biraz gec kalmış oldugum için hepsinden fırça yemiştim ahahah.

@67 panpa illaki niye sasirmak istiyosun amk nobel ödüllü bi yazar falan degilim ben ayrıca sözlükteki ilk hikayem bu dur.d

. ama olsun gece yeni başlıyordu. beraber ellerimizde biralarımızla ren nehri kenarında dolaşmış, eski günlerden eski hatıralardan konuşmuş, bol bol gülmüş eglenmiştik yine. hatta esrayla mert önümüzde bişyler konuşarak ilerlerken, bir an banuyla yine birbirimize manalı manalı bakmış, onu öpmemek için kendimi zor tutmuştum. hatta bunu banuya da fısıldayarak söylemiş, ama neyse riske girmeyelim diyerek kapatmıştım konuyu. saatler ilerlediginde banunun babası aramaya başlamıştı. zaten bizi hiç sevememişti o adam, yine hep beraber oldugumuzu ögrendiginde, sabah cafenin açılışı var ve sen hala dışarda o arkadaşlarınlasın diyerek biraz fırçalamıştı banuyu. hatta abartıp seni almaya geliyorum dediginde, gecenin yavas yavas bitmek üzere oldugunu anlamıştım. aradan bi 15 dakika gectikten sonra artık banunun ayrılması gerekiyordu, cünkü babası geliyordu. banu sırasıyla mert ve esrayla vedalaşmış, sıra bana gelmişti. banuyu en az birgün daha göremiycektim, bu yüzden de onu öpmek istiyordum, ama bu mert ve esranın yanında mümkün degildi. ben de aklıma gelen hınzırlıkla, vedalaşırken sarıldıgımda, digerlerine çaktırmadan banuyu boynundan öpmüştüm. evet mert ve esranın orda olmasına ragmen boynundan öpmüştüm banuyu. o an pek belli etmese de banu biraz heyecanlanmış, biraz da korkmuştu. çünkü esra ve mert görebilirdi, ama işimi o kadar profesyonel bir şekilde yapmıştım ki, hem bunu kimse görmemiş, hem de istedigimi yapmış, gecenin sonunda hedefime ulaşmıştım yine...

havadan sudan bir iki şey konuştuktan sonra, muhtemelen bir on dakika sonra merve o an orada fazlalık oldugunu hissetmiş olacakki, ben gideyim trene yetişmem lazım diyerek ayaklandı. o an ben içimden bir oh çekmiştim beyler, 2-3 dakika içinde yine bebegime sarılabilicek, onu öpebilicektim. ve tamda dedigim gibi, mervenin ardından kapıyı kapatmamızla birlikte yine birbirimize sarılmış, deli gibi öpüşmeye başlamiştık. hatta terliyim dur bi duş alıyım dediysem de bebegimi durduramamış, onun, umrumda mı sence? sözleriyle kendimi ben de tamamen bırakmıştım...

artık sözlerimi noktalamak üzereyken, şunu açık yüreklilikle söyleyebilirim ki banu benim için çok özel, ve çok degerli birisi. ve en ufak bir tereddüt bile etmeden, ugrunda elimden gelen herseyi yapabilecegim birisi. bunu o da biliyor, hatta hissediyor diye düsünüyorum, umarım öyledir yani. sonuc olarak bu sürec basdladıgından beri asırı mutluyum ve en yakın zamanda, ilk fırsatta yine banuma kavusmak icin tekrar almanya yolları görünüyor bana. ancak bu sefer hickimseye haber vermeyip, duyurmayıp, tüm zamanımı banumla, bebegimle gecirmeyi planlıyorum. cünkü o herseyden üstün, ve hayatımdaki herseyden cok daha degerli...

Rezervasyon
Edit tabletler goruyorum mk fakırlerı