Şu anda Bingöl-Ankara Otobüs ün'den Naklen Anlatıyorum...

Öncelikle size kendimden bahsedeyim: 23 yaşında, ela gözlü, hafif sarışın, gözü pek bir delikanlıyımdır, Mesleğim Mekanik Bakım Onarım Ustası, Mezuniyetim Cnc Torna Talaşlı imalatı'dır.

Çocukluğum ise Sizinki'nin tam aksine oyun parkları ve arkadaşlarım'dan uzak soğuk pgibiyatri kliniklerin'de yüksek dozaj iğne ve hapların ardında geçti. Koydukları Tanım ise: Depersonalizasyon, Derealizasyon, Hallüsinasyon, Katatoni, Obsesyon ve sayamayacağım bir çok tanı.

Olay Çocuk iken Gördüğüm varlıklar yüzünden nüks etti,
küçük bir çocuk iken Ankara'nın Y***e, G***l Y**a'da gece kondu da ikamet ederken, sabahları tekrarlayan şekillerde kendimi evden çok uzaklarda bulmalarım ile başladı,

O zamanlar bu benim açımdan bu kurtulunması gereken ve gördüklerimi hiç orada yokmuş gibi davranılması gereken bir lanet iken, şu anda bu bana bahşedilmiş bir yetenek diyorum.

Sevgili Okurum Beni Yeteri Kadar Tanıdın, Yüksek Müsaden ile Anlatıyorum.

Sene 2018, Mart ayı istanbul'da hali hazırda bulunan C*n**z K*l*n K**y*n H**k**ı M*t*o H*t*ı A*i O***k***ı'na işe giriş belgelerine imza atmak için memleketim olan Ankara'dan yola çıkmadan önce başladı

Valizimi hazırlar iken arkadaşım olan ruhani bana gözükerek gitme dedi, olaya çok anlam veremedim fakat artık geçim derdi üzerime çullanmıştı, arkadaşıma neden diyerek sorduğumda onu daha önce hiç bu kadar öfkeli görmemiştim, cevap vermedi fakat o bakışlarını da üzerimden hiç çekmedi, bakmaya devam ettikçe derin bir ürperti ve acı çekmeye başlamıştım, duruma sinirlenip onu gönderecek ayetleri okudum.

annemin elini öpüp helallik istedim, gözlerimden öpüp hakkım helal olsun dedi canım anam. Valizimi Babam'ın arabasının bağajına koydum, Eh şimdi malum yolculuk bu ne olacağı belli olmaz diyerek eve mont almak için geri döndüm.

Çoban'a bağırıyorum ses soluk yok, yoluma devam edeyim bari diyip yola koyuluyorum,

Ama köy'e yaklaşık 1.km daha yol var, Allah'ım Sen aklıma mukayet ol.

Yaklaşık 10 dakika yürüdükten sonra, Köyün Az Uzağındaki yolda, Köyün Meşhur Büyük ağacı altında insanlar görünce tepkim doğal olarak, hasss ne oluyor ulan orada oluyor.

Devam edeyim.

Odam'a döndüğüm zaman hala orada bekliyordu, bu durum beni içten içe yiyip bitirse dahi elimden pek birşey gelmiyordu, babama biraz beklemesini acil bir işim çıktığını söyledim ve safran mürekkebi ile evi koruma altına almak için vefk'imi yazmaya başladım.

Vefk'i tamamlamak üzere iken kegib kegib anlamsız fakat daha önce yaşadığım olayları görmeye başlamıştım, vefk'i tamamladım, sigla ve cavi ile buhurladıktan sonra ambalaj ile ıslanmasın diye iyice sardım ve anneme üzerinden ayırma diyip anneme teslim ettim.

Evden çıkar iken Hıfz ayetlerini okumayı ekgib etmedim.

Artık yeni bir başlangıç ve yeni bir hayat beni bekliyordu, Arabaya bindik ve Aşti Yolunu tutar iken babam ile biraz sohbet ettik,
+Oğlum Artık Yaşın geldi, evlenmeyi düşünmüyor musun ?
-hele dur bakalım baba işimizi elimize alalım yaşımız daha genç elbet evlenirim. Hem ben kendime daha zor bakıyorum.
-yaşına güvenme oğlum, bak bende böyle diyordum ablan oldu, pesine de sen geldin dedi.

Sessizliğimi korudum.

Aşti'ye geldiğimiz zaman babamın elini öptüm, babam valize sarıldı, gelme boşuna baba hava soğuk daha bilet almadım zaten, soğuk sen üşürsün hadi git eve bende geçer şimdi biletimi alırım deyip uğurladım babamı.

Babam'ı yolcu ettim etmesine fakat içim içimi yiyordu, sigara paketinden bir sigara yaktım ve ilim öğrenme'me yardım eden hoca'ya saat geç olsa dahi mesaj atmaya karar verdim

Namazları bitti, kapıdan çıkarlar iken sitem ile,
Hocam napıyorsunuz siz kafayı yiyecektim aradım, birşey oldu zannettim, geri dönmediniz,
Köyün girişindeki ağaç ne oluyor orada,? Dün gece canımdan oluyordum hocam, çok güçlülerdi, bayılmışım, gözlerimi açtığımda koşarak buraya geldim.

Sözlerimi bitirince, kısa süre birbirlerine baktılar, onaylamaz bir tavır ile bana dönerek,

Haydi Mustafa, eve geçelim bir çay iç açsındır, hem iki soluklan , hemde sana konuyu anlatalım.

Karanlık Sadece Karanlık, Bu rüya olamaz, Lan öldümmü yoksa derken, Ezzan Sesi ile Gözlerimi açtım, ağaç'a kulak kesildim, kimsecikler yok fakat, o enerjiyi hala hissediyorum, ağaç'a yaklaşamıyorum, Ruhum'u daraltıyor.

Koşar adımlar ile esat hocanın evine gidiyorum.

Kapıyı deli gibi çalsamda kimse yok , bir iki çalmamdan sonra esat hoca'nın esi kapıyı açıyor,

+Esma abla esat hoca nerede ?
-namaz kılmaya gitti mustafa, hayırdır ne oldu
+ Birşey yok abla ekber hocayı gördünüzmü ?
-kuzum camideler dedim ya.

Koşarak camiye girdim ve namazdan çıkana kadar onları orada bekledim.

Saat Gece'nin 1i ortalıkta Taksi yok, artık bu ürpertici bekleyiş canımı sıkıyor, telaş ile ekber hocayı arıyorum fakat ne telefon düşüyor, ne geri dönüş alabiliyorum,

korkmamak elimde değil, derin ürperti ve kafamda sadece ya yetişemez isem, ya zarar gördüler ise
allah'ım senin ya rahman ya rahim ismi azam şerifine sığınıyorum, köyeki insanlar zarar görmesin ya rabbim, sen herşeye hasıl olsansın.

elimden gelen tek şey dua etmek.

bir taraftan bu korkumu bastırmaya, bir taraftan ise internet üzerinden taksi bulmaya çalışıyorum.

Taksi durakları'nın numaralarını sırayla arar iken bir durak arabasının olduğunu ve yönlerdiğini söyledi,

içim bir nebze dahi olsa rahatladı fakat yeterli değildi.
Taksi'nin gelmesini bekler iken bir iki sigara içmişim,
Herneyse taksim artık geldi ve bindim,

+Abi Ankara m*lk köyüne dogru gideceğim

-peki aslanım

Taksici abi beni dikiz aynasından kesse dahi konuşma niyetim pek yok eh işte

Taksi yolculuğunda üzerimde bir ağırlık hissettim, biraz kestirdim.

Yeterince Up Gelir ise Bu Uzun Soluklu Hikayemi Sizinle Gece 3:00 da Paylaşmak isterim.

Ağaca biraz daha yaklaşıyorum, köylü gibi gözüküyorlar fakat, anlam veremiyorum, ne isi var lan bu kadar köylü\'nün burada hemde bu saatte ?

Vücüdum\'um ağırlaşması ile güçsüz düşmeye başladım, Allah\'ım sen yardım et yarabbim.

Burnum\'a çürük kokusu geliyor, az daha nefes alsam şimdi kusacağım, beni fark edip bana doğru geliyorlar,
Başımı kaldıramıyorum, ah bir kaldırsam ne olduğunu anlayacağım, ne oluyor bana sure okuyamaz, ses çıkaramaz hale geldim.

Konuşma sesleri geliyor, kulaklarım patlamak üzere, Allahım Yardım et bana,

Sesler şiddetini arttırıp, boğazlanma,can çekişme seslerine dönüyor.

Ensar hoca 2.ci kazma darbesi'ni vurması ile başlayan uğultu sesi bir yandan, ökürüğüm şiddetlenmeye başladı,

Başımı yerden kaldırıp, belli düzensiz nefes alışverişim ile Ensar Hocayı izlemeye başladım,

Her kazma vuruşunda, vücüdumdaki karıncalanma,ve uğultu sesleri artıyordu, öyle bir öksürmeye başlamıştım ki, iki dudağımın arasından kan süzülüyordu ıslak toprağa,

Ensar hocam, bir kaç kazma darbesi salladıysa dahi, artık kollarını kaldırmakta zorlanıyor, düşmemek için sendeliyordu, zorla kollarını kaldırarak vurduğu kazma darbesi esnasında, artık kazma sapından dumanlar çıkmaya, yer titremeye başladı,

Ya-Kahhar, Ya Bâ'is, bu nasıl tılsım böyle, ?

Halihazırda yaşadığım olayları düşünür iken, esat ve ensar hocam okumalarını bitirmişti.

Bende o sabırsız merakım ile;

Hocam ne oluyor Allah aşkına anlayamıyorum diye ekledim.

Mustafa; köydeki ömer'i bilirsin,
internette gezer iken astral seyahat isimli birşey görüyor, ve araştırmaya başlıyor,
E tabi istese dahi yapamadığı için, hocalara başvuruyor,
Onlardan ise yeterli yanıtı alamıyor,

Bir gün tekrar internet üzerinde bu konuyu araştırır iken, Astral seyahat'e en hızlı çıkma yöntemi diye bir büyü sitesi buluyor,

Bende baktım, verilen terkiplerin 7 gün boyunca, saat 12 den sonra okunması gereken şerli varlık isimleri.

Olay karşısında çok ta etkilenmesem de, sonunu iple çekiyordum, bunu esat hoca fark etince üslubumu düzelttim ve bu hangi davettir hocam diye sordum.

Ensar hocam ise konusmaya devam etti;

Ceberüt aleminden şerlilerin kapısını açmış, o ne yaptığının farkına varmasa dahi okuduğu ibranice kelimeler fatiha süresinin ibranice ters yazılmış hali,

(Beyler veriyorum bazı yerleri sileceğim kesinlikle tanıdığınız bir yüksek mertebe'de bulunan bir hoca var ise durumun tehlikesi'ni bilebilir veya buraya vereceğim tılsımatın zararını sadece o bilir, bunu okumak küfürdür, eğer inançlı isen bundan sonraki yazıyı geç.)

olayı anlamak için define'nin oraya gideceğiz,
konudan emin değiliz fakat , eğer orada define var ise tılsımlı koruyucuları ile konuşmamız gerekecek.

hemen sıcak çayımı höpürdetip, bende geleceğim hocam diyorum, kısa süre gene birbirlerine baktıktan sonra,

hemen atlıyorum söze
hocam bende ilim sahibiyim ilmimi geliştirmek için ne olursa yapacağım.

üzerimizi giyinip, yola çıkıyoruz.

nereye gittiğimizi bildiğim, daha önce onları gördüğüm için gidene kadar koruma ayetlerini okuyurum.

geleceğimizi bildikleri için, bizi orada ağacın altında bekliyorlar, define koruyucları.

yanlarına gidiyoruz, bunlar lanetli olduğu için elbette bize karşı üslüpları hakaretleri Çamur, Aciz,Pisliğin ötesine geçemiyor.

Ensar Hocam konuşmaya başlıyor;

-ne var mahluk, ne istersin bu çocuktan, ne istersin bu köylüden.

cevap vermeden her yerimizi sarıyorlar, o kadar fazla oluyorlar ki korumamız haricinde heryer simsiyah zifiri karanlık oluyor.

+Çamuurrrr, Pislikkkkkk

kısa süre duraklama..

+acizzz,

bu öyle bir ses tonu ki, ruhum kaldırmıyor, kulaklarım direniyor.

+Bizzz burada görevliyizzz, siz kazmaya çalıştınızzzz,

Ensar hocam, atlıyor hemen,
-kimse buraya birşey yapmadı, size bulaşmadı, derdin ne mahluk.

Çamurlarrr geldilerr, almak için, izin vermedik, korkuttuk.

-Eeeee

+Sizin kılığınızda geldik, korkuttuk,
ondan sonraki gece tekrar geldiler, kazdılar, anlaşmaya uyduk, sadece korkuttukk.
arkadaşımıza vurup, kazdıkları toprağa gömdüler, anlaşma gereği kazamadık.

bunları öyle bir bağırarak söyledi ki,sersemedim.

taşlar şimdi biraz daha yerine oturuyordu, arkadaşları beden ile birlikte içerideler, sözleşme gereği kazamadılar da, ömer'e o yüzden kazdırmaya çalıştılar burayı.

-"Başım ağrıyor", taksic abi benim borcum nedir?
+250 aslanım 200 versen yeter.
-oha o kadar tuttumu abi ya ?
+Çok yol geldik kardeşim, Aşti'den Taaa Allah'ın köyü, bak arabam da bozuldu.
-peki geçmiş olsun abi.

Ulan Saat gece'nin 3'ü ben nereye gideyim bu vakit'de derken, Uzaktan sesler gelmeye başladı,

Ulan şimdi köpekse nanayı yedik, kaçamayızda.

Çan sesleri yaklaştı, Bir baktım Çoban Köpeği,

iyi allah'dan çoban buralardadır.

Köpegi takip etmeye başladım, Beni sürünün yanına getirdi, çobana bakınca göremedim, bu saatte sürüsüz çoban olmaz, diyerek Bağırmaya başladım, ulan çobanıda tanımıyorum ki .

Yeter bence devamı saat 3 de geliyor, up almaz ise devam etmem bilmiyorum

hocam devam ediyor;

ömer bu uygulamayı 1 veya 2 gün yapmış söylediğine göre, uykusunda korkutulmaya, ayağından çekilmeye, dövülmeye başlamış.

ve ömer'e istedikleri defineyi açtırmaya zorlamışlar.

oldukça şaşırarak sordum,

+ne definesi hocam ?
- sabret daha diyeceklerimi bitirmedim.

velhasıl kelam işin özünü daha sonra anladım

ömer'i göz perdesi kalması sonucunda onu istediklerini yapmalarını yoksa köyü yerle bir edeceklerini söylemişler çocuk korkmuş tabii

köyün girişindeki agacın orayı kazdırmak istemişler, çocuğu feryat figan ederek o bölgeye zütürüp kazdırmak istemişler fakat ,

ömer kazmayı yere vurduğunda bayılmış,
hala komada hastahane'de yatıyor bilinci kapalı.

işler oldukca enterasan bir durum almıştı,
şerliler neden kazdırmak için çocuk elegeçirsinler diye düşünürken, hocam ekledi.

Ensar hocam olayı anlıyor tabi,

Defineyi kazacağımızı, ve bedeni onlara teslim edeceğimizi söylüyor.

Öğlen saatleri olmasına rağmen, yeni yeni atıştırmaya başlayan yağmur, yavaş yavaş siddetini arttırmaya başlamıştı, hayal meyal dahi olsa o gün yaşadıklarımı ,sadece orada bulunan bizler biliyorduk, ve yapım gereği, "ulan şurada ölsek bir allah'ın kulu ne ile savaş versiğimizi bilmeyecek" tarzı düşüncem beni ürpertiyordu, hızlanan yağmura rağmen burada bu anlaşmaya şahitlik etmek beni onore etmişti, seviyordum bu işi yapmayı,

Hocam anlaşmayı yaptıktan sonra, kazmamız halinde, köylüye zaraf gelmeyeceğinden emin olmak istedi e tabi hakkı adamın.

+Hocam ben kazayım mı ?

- ...

Yanıt dahi vermedi, Öfkeli bir ses tonu ile, Ya allah Ya bismillah diyerek, kazmayı eline aldı,

ilk darbeyi vurduğu anda, esat hoca ve ben yerle bir oluverdik, aniden cigerlerimin sıkışması ile nefessiz kaldım, peşi sıra gelen öksürük durumu daha da berbat ediyordu,