1. 826.
    0
    seni anliyorum
    ···
  2. 827.
    0
    günaydın , birazdan başlarım, rezerveleri alın
    ···
  3. 828.
    +2
    Özge’yi tekrar Alsancak’a bıraktım; görmesi gereken biri olduğunu söyledi.
    ben de dağ evine geçtim, bir bira açtım ve Özge’nin aklıma soktuğu fikri ciddi ciddi düşünmeye başladım.
    Mutluluğa inanmayan biriydim ama ihtiyaç da duyuyordum sanki buna; sanki Fulya gelip dokunsa ve yüzüme gülümsese aylarca mutlu olacakmış gibi hissediyordum.
    Bir de düşünsenize, belki tekrar beraber olmaya başlayacaktık ve bir ömür mutlu edecekti beni.
    işin diğer tarafı da vardı tabi; ya tamamen sildiyse beni?
    ‘lütfen bir daha yapma bunu, seni görmek istemiyorum’ gibi bir şey söylerse?
    Bunca yıl sonra karşısına çıktığımda kıvılcım dudaklarından bu kelimeler çıkarsa; nasıl bir travma yaşardım?
    işin bir de üçüncü boyutu vardı tabi; en kritiği de oydu zaten..
    Diyelim ki başladık tekrar; benim olmadığım dönemde neler yaşadığını sorgulamayacak mıydım?
    Geçmişte bıraktığı ve benim başka bedenlerde kapattığım yaralar tekrar kanayacak mıydı?
    Başımdan o kadar çok şey geçmişti ki, tutup tekrar bir kadına nasıl güvenecektim ya da güvenmeden nasıl yürütecektim bu ilişkiyi? Birden aklıma Hande geldi, yatağında mışıl mışıl uyuyor olmalıydı şu anda..
    Ona söylemeli miydim tüm bunları?
    Muhtemelen kısa bir süre de olsa benden nefret edecek birinin eline kendimle ilgili özel bilgileri vermek yanlış olurdu; bu fikirden vazgeçtim..
    Kafam çatlayacak gibiydi, Fulya ile tekrar karşılaşma düşüncesi heyecanlandırmıştı beni ve artık yatma vakti gelmişti..

    (bkz: http://fizy.com/#s/20jsao)
    ···
  4. 829.
    0
    688'e cevap versene todon, merak ettik
    ···
  5. 830.
    +2
    Sabah kalktığımda kendimi iyi hissetmiyordum ve saat 11 olmuştu bile..
    Telefonu sessize aldığım için Hande’nin iki aramasını duymamıştım..
    Onu görmek gelmiyordu içimden, bütün gün dinlenmek istiyordum, mesaj attım;
    ‘Hande’cim toplantı uzadı, arayamıyorum kusura bakma.. akşama kadar sürecek gibi duruyor’
    Uzunca bir süre mesaja cevap gelmedi, ben bu süre zarfında ekmeğimi alıp kahvaltımı yapmıştım bile.
    ‘Tamam’
    Tek kelimelik bir destan.. Kızmıştı ve haklıydı da bunda.. Bütün gün tek başıma, doğayla baş başa kendimin ve bana bağlı olan birçok insanın akıbetinin ne olacağıyla ilgili düşünecektim.Özge’yi dinleyip Fulya’ya gidecek miydim? Yoksa bundan vazgeçip hayatımda devam mı edecektim?
    Telefon çaldı arayan Aslı’ydı;

    -Todon müsait misin?
    -Evet buyur
    -Özge yanında mı?
    -Hayır..
    -iyi o zaman, şimdi beni dinle…
    ···
  6. 831.
    0
    ben daylami nin yazdıklarını görmemiştim lan bir ara onlarıda okuyacağım yalnız todon yarışları boşladın panpa c.tesi cumhuriyet koşusu var ankara da program güzel
    ···
  7. 832.
    +1
    -Dinliyorum

    -Ne konuştunuz aranızda ne geçti bilmiyorum ama Özge ciddi bir ruh hastasıdır, uzak durmanda fayda var, gerçi bunları sana söylememin pek de gereği yok , çözmüş olmalısın dün gece..

    -Bunları neye dayanarak söylüyorsun? Gayet aklı başında birine benziyordu..

    -Yattın mı peki onunla? Neler söyledi sana?

    -Hayır yatmadık, neden soruyorsun bunları bana?

    -Sana dün söyledim nedenini, şizofreni hastası o ve 1 sene boyunca nerdeyse her hafta Manisa’ya gitti Ruh ve Sinire tedavisi için..
    -Sen nereden tanıyorsun peki onu?

    -Ben eski erkek arkadaşını tanıyorum onun..

    -He şu trafik kazasında ölen?

    -Aaa sana anlattı mı bunu?

    -Evet anlattı, baya da bir akıl verdi aslına bakarsan..

    -Kolay kolay kimseye anlatmaz bunu, hatta kimseye anlatmaz diyebilirim, bak Todon onun eski sevgilisi ölmedi, yanındaki kadın öldü o trafik kazasında, hatta dünkü partide kendisi oradaydı..

    -Ne ne ne?

    -Volkan çocuğun adı, Özge bunun için yanıp tutuşuyordu ama bizim oğlan pek iyi davranmıyordu ona..

    -Aldatıyordu yani?

    -Evet ve zeki biri Özge , kadının kim olduğunu araştırıp bulmuştu..
    ···
  8. 833.
    0
    @696 evet panpa baya bi boşladım bu ara, yarın oynarım ama.. istişare ederiz
    ···
  9. 834.
    +1
    @688 ve @694 evet özge aynı özge
    ···
  10. 835.
    0
    rezervuar köpekleri
    ···
  11. 836.
    0
    peki bahsi geçen hande aynı hande mi?
    ···
  12. 837.
    +2
    adım tahsin yolbeyli, 23 yaşındayım. bu yaz tatlilinde komşumuz ayfer ablayla yaşadığım macerayı sizinle paylaşmak istiyorum... ayfer abla iki yıl önce kocasıyla birlikte apartmanımıza taşınmıştı... ve ben, o günden beri onun için çıldırıyordum... ayfer abla 32 yaşında 1.65 boylarında beyaz tenli enfes bir kadındı...

    kocası ümran abi 39 yaşında 1.85 boyunda atletik yapılı, yanık tenli, nefis bir adamdı... ama konumuz o değil, konumuz ayfer abla...

    ayfer abla sürekli giydiği askılı bluz ve mini etekle aklımı başımdan alıyordu. bir gün dayanamayıp kendisine açıldım...
    -ayfer abla sürekli niye aynı şeyleri giyiyon? insan kokar yav...
    -yıkıyoruz herhalde...

    aradan günler geçti... o gün başıma geleceklerden habersiz, semtimizin bakkalı ismet abiyle sohbet ediyordum... ismet abi 43 yaşında 1.50 boylarında buğday tenli, buğday gibi bi adamdı... oldukça atletik bi gülümsemesi vardı... konumuz ayfer abla olduğu için onu da es geçiyoruz...

    ben bakkaldayken içeri ayfer abla girdi... üzerinde vücut hatlarını belli eden bir tişört vardı... nereye gittiğini sorunca köpeği muffy'yi gezmeye çıkarttığını söyledi...

    muffy 1,5 yaşında, 40-45 santim boylarında enfes bir köpekti... ipek gibi tüyleri... amaan, ayfer ablaya geçiyorum...

    ayfer abla beş on dakika muffy'ye göz kulak olabilir miyim diye sordu. hemen kabul ettim tabi... eğilip köpeğinin tasmasını takarken gözlerime inanamadım... sütyen giymemişti!!!

    aklımı kaybedecek gibi oldum... elim ayağım birbirine dolanmıştı... sonra ayfer abla muffy'yi bırakıp gitti... o gidince hayvan huysuzlandı... havlamaya başladı... sakinleştireyim diye kucağıma alınca gözlerime inanamadım... sütyen giymemişti!!!

    hemen ismet abiyi kontrol ettim. o da sütyen giymemişti!!! peki kimdi bu sütyeni giyen?!... tanrım yoksa...

    aman allahım ben giymiştim! hem de annemin sütyenini giymiştim! hatırlıyorum annem bu sütyeni tuhafiyeci erhan'dan almıştı...

    tuhafiyeci erhan 1.75 boylarında, kumral... lan ben bu sütyeni nasıl giydim lan?!.

    hemen sütyeni çıkarıp muffy'ye taktım. muffy çıkarıp, ismet abiye attı... ismet abi de dolgun kalçalarını sergileyerek sütyeni tezgahın altına sakladı...

    o esnada ayfer abla içeri girdi!.. üzerinde vücut hatlarını gösteren bi gömlek vardı... hani tişört vardı, gömleği ne zaman giydin diye sorduk... tuhafiyeci erhan'a uğradım ondan aldım dedi...

    tuhafiyeci erhan 1.75 boylarında, kumral. bi dakka noluyo lan orda? vay şerefsizler!!
    -git lan! git!..

    işte böyle.. artık muffy, ben ve ismet abi her gün buluşup sevişiyoruz... hayat bizim için çok daha renkli oldu. öyle değil mi ismet abi?
    -harbiden dolgun mu lan kalçalarım"
    Tümünü Göster
    ···
  13. 838.
    +1
    -Zeki birine benziyor zaten
    -Bir gece Volkan trafik kazası geçirdi ve kız o kazada hayatını kaybetti; Volkan bir süre hastanede yattıktan sonra çıktı
    -ve Özge eski sevgilisinin de orada öldüğüne inandırdı kendini..
    -Şizofreni hastası o, Volkan Manisa’ya ziyarete gittiğinde tanımıyordu Özge onu artık..o kazada Volkan ölüp gitmişti onun için
    -Ya sen ne diyorsun Aslı? Kız ‘keşke karşıma çıkıp bir merhaba dese’ dedi bana dün gece..
    -Evet biliyorum, ama gördüğünde tanımıyor ki Volkan’ı, onu ayrı bir dünyaya koymuş ve öldürmüş..
    -E hala seviyor gibi görünüyordu?
    -Bugüne dek gördüğüm en büyük aşıktı Özge, onun için yapmayacağı şey yoktu..
    -Allak bullak oldum Aslı…Ne yapıyor bu kız şu anda peki? Yeni yeni tenler falan diyordu..
    -Sevgilisinden yediği darbeyi sindiremediği için öldürmüş onu kendi dünyasında, doktoru öyle demiş ve erkeklerden intikam almak için yaşıyor neredeyse..
    -Ne gibi? Ben de kadınlara güvenmiyorum sonuçta , sen de kimseye güvenmiyorsun mesela..
    -Bizim gibi değil o, kendince komplolar kuruyor, bir oyun sistemi hazırlıyor, nasıl yapıyor bilmiyorum ama karşı tarafla ilgili bir sürü bilgi sağlayıp adamı en güçsüz noktasından vuruyor, sonra da çekip gidiyor..
    -Yok daha neler.. Bana da mı aynı şeyi yapacak yani? Sahi madem böyle bir manyak bu kız niye doğumgününe çağırdın o zaman?
    -Ben çağırmadım ki..telefonu da yok bende; öğrenip geliyor işte, gece kulüpleri ve barlarda bir sürü tanıdığı var. Sana ne yapar bilemem, sadece dikkatli ol demek için aradım..
    -Vay be! Kanım acayip ısındı Özge’ye ama üzüldüm de aynı zamanda..
    -Ara o zaman
    -Telefonu yok ki..
    -hahahaha, şimdiden geçmiş olsun diyorum canım dostum, hadi görüşürüz..
    -Bir saniye Aslı, geceliği denedin mi?
    -Denedim ve üstümde nasıl durduğunu görmeni isterdim doğrusu..
    -Bunu ben de çok isterdim, dağ evindeyim ben, gelsene buraya veya alayım seni
    ···
  14. 839.
    +1
    -Üzgünüm bugün olmaz bir planım var.. Başka zaman yapalım mı bunu?
    -Ölü olayım, dirilip gelirim bunun için..
    -Hahahaha, hadi öptüm görüşürüz
    -Sağol her şey için

    Sözde o gün oturup Fulya ile geleceğimizi kurgulayacak , mutlu olmanın formüllerini arayacaktım tek başıma;
    ama Aslı’nın Özge hakkında anlattıklarıyla bütün konsantrasyonum ve enerjim birden Özge’ye kaymıştı ve en sonunda da Aslı’yı o kırmızı gecelik içinde düşünüce Özge’den Aslı’ya atlamıştım hayal alemimde.
    Oturup kara kara düşünmemin anlamı olmadığına karar verdim ve arabaya atlayıp kankalar diyarına geçtim.
    ···
  15. 840.
    +1
    Part 27

    istanbul’daki eğitimlerim devam ediyordu ve bölgemde istediğim sıçramayı malum sebeplerden yapamıyordum.
    Sağlık Bakanlığının ilaç firmaları üstünde oluşturduğu baskı gitgide artıyor, hastanelere giriş saatlerimiz daralıyordu.
    Çok sağlam dostluklarımda oldu represantlık yaptığım dönemde doktorlarla.
    Çalıştığım ilaç aslına bakılırsa gerçekten etkili bir ilaçtı ve yanına benim de karakterim eklenince birçok doktor için vazgeçilmez bir preperat haline gelmişti.
    Bir kutu ilaç aracılığıyla tanıştığım bazı hekimlerle mangal yapıp geleceğe dair umutlarımızı paylaştığımız da olmuştu ama kirli bir sektördü nihayetinde.
    Sirkülasyon çok hızlıydı, işe girdiğim günden bugüne birçok arkadaşım firmadan atılmış, bir süre işsiz kalıp geçim derdine düşmüştü ve işini düzgün yapan insanlardı aslında.
    Sırf IMS denen excell tablosu yani bizim karnemiz eksi yazıyor diye – daha doğrusu adam rüşvet vermeyi beceremiyor diye- kaliteli adamlar çirkin bir şekilde işten çıkarılıyordu.
    Kronik bir ilaç çalışıyorsanız , reçeteyi durduk yere tetikleyecek hekim tipleri tüm bölgelerde bellidir ve eğer bu adamların en az ikisini elinizde tutamazsanız, seleksiyonunuzdaki diğer 80 veya 100 doktor o ikisi kadar verim sağlayamaz size.
    Biz bu tip doktorlara aramızda ‘katil veya jetonlu’ diyorduk. Jeton atıp atari oynamak gibiydi ve bir süre sonra jeton bitiyordu veya sıra bir başkasına geçiyordu…

    Bir Pazartesi sabahı insan Kaynaklarından aradılar;

    -Todon Bey Çarşamba sabahı sizi merkez ofisimize Assessment için bekliyoruz..
    ···
  16. 841.
    +1
    Assessment denen mülakat çok ağır bir mülakattır, sabahtan akşama kadar süren sunumlar ve gerek birebir gerek toplu görüşmeler bütünüdür.
    Üst kademeden, dışarıdan getirilen profesyonel iK şirketleri ve şirketin kendi departman çalışanlarıyla girdiğiniz bir müdürlük mülakatıdır.
    Bu konu sizler için sıkıcı olabilir, bu yüzden çok uzatmayacağım..
    Firmanın yıldız adaylarıyla beraber girdiğim toplu mülakatlarda rolümü çok iyi yapmıştım, birebir mülakat ve sunumlarda ise analitik zekam ve yönetsel becerilerimi sergileme şansım olmuştu..
    Bir ay sonra bölgeye gelen geribildirimde Assessment’ta Türkiye ikincisi olduğum yazılıydı ve geliştirmem gereken sadece 3 yön vardı 28 kriter arasında…
    Üst kademe ile yaptığım görüşmelerde şirketin IK departmanının atamamı istediğini öğrenmiştim ama tanıtım departmanı performansımı biraz arttırdığım takdirde bu öneriyi kabul edeceklerini söylediler..
    Performansımı arttırmalıydım ve bu cebime yüklenmem anldıbına geliyordu; yani kazandığım parayı doktorlara yedirmem…
    ···
  17. 842.
    +2
    Hande ile görüşmelerimiz ve yeryer sevişmelerimiz devam ediyordu; Fulya, Aslı,Özge ve diğerleri neredeyse tamamen kafamdan çıkmıştı; kendimi tekrar yoğun bir şekilde işe vermiştim.
    Bazı doktorlara cebimden avantalar verip birkaç brickimde genel performansımın üstüne çıkmayı başarmıştım ve bunu aslında gizli yapıyordum çünkü bütün firmalar ,yerlisi yabancısı ‘biz etik çalışırız’ yalanıyla göğüslerini gere gere dolaşıyorlardı ama işin biraz içine indiğinizde performans anlamında tepeye oynayan adamların hepsinin bu rüşvet batağınının en önde koşturanları olduğunu görmeniz zor değildi ve bu sizi de mecbur kılıyordu.
    Hele hele rakip ürünlerin dönem dönem yaptıkları satış manipülasyonları yüzünden çökmemek için para yedirmekte açıldığım da oluyordu.
    Eczaneler de bu dümenin içindeydi ve onlar da tamamen ticari avantajlarını düşünerek alım yapıyorlardı.
    Ne kadar kötü bir tablodur ki her gün bu ülkenin her bölgesinde yaşanır bu;
    hasta çocuğuyla beraber hastaneye veya ASM ‘ye gider..
    Doktor gereksiz yere, sırf firmadan sağlayacağı maddi veya manevi fayda için pahalı antibiyotikleri veya başka preperatları döşenir; sonra hasta karşıdaki eczaneye geçer elinde reçeteyle..
    Orada da eczacı sırf eşdeğer malın getirisi fazla diye çocuğun orijinal reçetesine muadil ilaç verir..
    Hasta tabi ki bunların farkında olmaz, çünkü çoğu zaten cahil..
    bir doktor kayar, bir eczacı ve aslında bu iki gibişin merkezinde ilaç firmaları vardır…
    ···
  18. 843.
    0
    Fazla edebi yazmışsın üni okuyom ama okdarda seviyemi yükseltemem eline gibine sağlık yinede hadi gömdüm.
    ···
  19. 844.
    +2
    Son derece yoğun günler geçiriyordum; kafamı kaldıramıyordum neredeyse işten ve her geçen gün sektör zorlaşıyordu..
    Haftaiçi alkol almamaya özen göstersem de, bu çoğu zaman mümkün olmuyordu; çok sık takıldığım barlardan birine oturdum, o gün kimseyi görmek gelmiyordu içimden; iki duble bir şeyler içip , ortamı kesip kafamı dağıtacaktım; sonra da eve gidecektim.
    içeride bangır bangır müzik çalsa da ben içimden kendi şarkılarımı söyleyip aynı anda birden fazla konsantrasyon odağı yaratma oyunu oynuyordum..
    Tanıdık bir sima tam karşı masaya oturdu o sırada; Özge’ydi bu ve tek başınaydı.
    imajını değiştirmişti, siyahtı saçları ve pastel renk yerine beyaz ağırlıklı tonlar seçmişti makyajında..
    bacak bacak üstüne attı ve direkt bana doğru bakmaya başladı; Aslı’nın söyledikleri geldi aklıma..
    ’herkes hakkında bilgi edinebiliyor’
    Benim oraya devamlı takılıyor olduğumu biliyordu demek ki ve kasten o masaya oturmuştu.
    Kafasında bir plan vardı..
    ’Şerefe’ der gibi kadehini kaldırdı bana, ben de aynı jestle karşılık verdim; yanına gidip gitmemekte kararsız kalmıştım aynı Aslı’nın doğumgünündeki gibi.
    O gece de ilk gördüğümde ‘yatakta nasıldır bu’ fikri cereyan etmişti kafamda ama sonra hamle yapamamıştım nedense; Aslı yardım etmişti bunun için..
    Kalktı ve masama geldi..
    ···
  20. 845.
    0
    (bkz: ingilizce erkeğin cazibesine kapıldım)
    ···