1. 26.
    +18 -1
    sabah sınav vakti geldi çattı beyler. erkenden kalktım, traş oldum ne de olsa sınav sonrası işe gideceğim. Salim Bey bana o gün kıyak yaptı beni eminönünden aldı ( şimdi eminönü nerden çıktı diyecek sazanlar var. ahmetin evi eminönünde) salim beyinde beylikdüzünde işi varmış beni okula kadar bıraktı. hayatımda ilk defa o gün jipe bindim yalan yok beyler..ama okula yaklaşınca salim beye kırtasiyeye gideceğimi söyleyip kampüsün ilerisinde indim. aslında kırtasiyeye gitmedim . çekindim beni bu jipten inince birisi görür, zengin binleriyle aynı kefeye kor diye..
    ···
  2. 27.
    +20 -3
    Karşımda titreyerek duruyodu. sanki okadar dayağı ben değil o yemişti.. bir de laf aramızda, utanıyodum beyler.. ne biçim erkeğim diyorum içinden.. kızgınlığım ve kırgınlığım, aşk ile savaş halindeydi.. yormuştu bu hisler beni artık.. sadece şu lanet binadan çıkmak istiyodum hepsi bu.. burnumdaki kan kokusu engelliyordu bu güzel kızın kokusunu içime çekmeyi.. kafasını kaldırıp gözlerime bakmasıyla hıçkırıp ağlaması bir olmuştu.. arkasından sarıldı sımsıkı.. yaralarım daha da acımıştı... normal de iyi hissetmem lazımdı kendimi ama ben daha çok acı hissediyordum? neden?... belki hiçbir darbe kanatamamıştı kalbimi "o"nun dışında.. "o" aslında bana bir darbeydi.. zamansızca fütursuzca gelen bir fırtınaydı.. ilk defa bu kadar yakındım ona ama bir okadar da uzaktım... bir yanım -"ayrıl kızdan düş yollara" desede , diğer yanım -"aptal olma oğlum kal oracıkta, hisset damarlarında geçen kanın ritmini" diyordu.. "sessizlik" dudaklarından çıkan kelimelerle anldıbını kaybetti..

    hande: özür dilerim herşey için...
    ben: ne zaman insan takliti yapsam, böyle oluyor.. sorun bende özür dileme boşuna..
    hande: o hayvanlarla insanca konuşursan böyle olur tabi..
    ben: (kabahat bendemiydi cidden? dayak yediğim için laf mı sokmuştu bilmiyodum. ama öyle hissettiğim için boynumda olan ellerini geri itip, çekip gittim..)
    -tek cümle çıkmıştı ağzımdan.. "kendine iyi bak"..

    • bu kendine iyi bak lafını unutmayın ileride açıklama yapacağım beyler

    dışarı çıktığımda garip bakışlara aldırış etmeden yaktım bir sigara.. tıpkı kahvaltı sonrası günün ilk sigarası gibi güzeldi dayak yedikten sonraki yaktığım o meret.
    ···
  3. 28.
    +16
    Sabah olduğunda güneşin bulutların arkasında gizlendiğini traş olurken aynaya yansımasıyla farkettim.. düne göre daha iyiydim.. şunu belirteyim tekrar panpalar; bana diyosunuzki -ulan ne yaşadın ki kızla ilgili hemen depresif takılıyosun? - benim kırıklığım hande ye değil di.. kendimeydi.. hani bi söz varya ayranı yok içmeye diye.. aynı o misal işte. kendime kızgınım kafamı aşk meşk olaylarına 1 günlüğüne bile olsa verdiğim için.

    bugün dersim sabah yoktu. öğleden sonra oldugu için ilk olarak işe gittim. dükkanı ben açtım kapının önünü süpürdüm kitapların tozunu aldım.. her ne kadar kafamı meşgul etmek için uğraşacak birşeyler bulsamda aklımdan çıkmıyordu gözleri... unutamıyordum yağmurdan ıslanmış sapsarı saçlarını.. aklıma geldikçe içimi bir heyecan kaplıyor.. fakat yüreğim her defasında aklımdan bir tokat yiyordu.. kendimi düşünmemeye odaklarken zaman hızla akmıştı.. saat 12:15 gibi çıktım ve yollara düştüm yine.. bu sefer elime bir kitap aldım raftan rastgele... maksat okumak değil ..amaç belli aslında cam kenarında giderken onu düşünüp gözlerimi yollara dikmemek.. işte bu yüzden entel maganda oldum artık metrobüste
    ···
  4. 29.
    +17 -1
    ders bitince benim çıkmam lazım kızlarla buluşcam diyip ayrıldı yanımdan.. ben ise yazamadığım ders notlarını sayfaya geçirmekle meşguldüm.. zaten millet sınıfı boşaltmadan kalkmaya niyetim de yoktu.. rahatsız edici bakışları üzerimden bir an önce defetmem lazımdı..

    başka bir dersim daha vardı fakat sanırım hande bu dersi almıyordu yada girmemeyi tercih etmişti. bende tek başıma otururken artık yavaş yavaş insanlar beni farketmeye başlamıştı.. hocadan önce sınıfa gelip oturmuştum telefondan snake oynuyodum kızın biri yanıma gelip oturabilirmiyim dedi. ben tabi diyip kenara kaydım.. içimden de diyorum - ulan bu karı milleti tam kaşar. bi kızla görünce hemen geliyolar. önceden nerdeydiniz amk? neyse ders başladı ben tabi zerre kadar giblemedim. arada not alırken kaçırıyor, benim defterden bakıyor ama ben giblemedim. hem neden umursayayım ki telefonunu aldıgım dünyalar güzeli hande dururken?
    ···
  5. 30.
    +17 -2
    2 tane kitap okumuş kendini kültürlü sanıyor beyler
    ···
  6. 31.
    +19 -4
    neyse herşeye inat bekledim dimdik ve sırılsıklam o metrobüsü... gecikmiştim derse.. ve biliyordum bu zorluklar daha başlangıçtı herşey için... beyler o gün derse sırılsıklam girdiğimde herkes farketmişti beni.. normalde suratıma bile bakmayanlar durup şöyle baktılar.. sonra mı ? güldüler işte amk. ıslaktım tıpkı bi sıçan gibi ve saçımdaki jole akmıştı yüzüme doğru bembeyaz bi şekilde... onlar gülümsedikçe ben daha çok güldüm o gün sınıfta sırf onlara inat..
    ···
  7. 32.
    +16 -1
    mukden hoca ( ismi gerçektir. ) kendisi hiç unutmadığım bir replikle beni sınıftan kovdu - " hem geç gel hem utanmadan gül... biraz insan takliti yap şimdi git dışarda insan olmayı prova et sonra rolüne kendini adapte et öyle gir içeri" .. bu ne ağır bi laftır amk.. içimden keşke dövseydi de bunu demeseydi derken, sınıf iyice kopmuştu... arkalardan bi ses gruptan ayrı bi biçimde kahkaha atıyodu.. anırarak gülmesi hocanın gücüne güç katıyodu.. kaşlarını çatarak dışarı çıkarması koymuştu lan panpalar
    ···
  8. 33.
    +17 -2
    gökyüzündeki karabulutlar beni izliyordu adeta... nereye gitsem peşimdelerdi.. ama bu sefer ıslanmaktan şikayetçi değildim.. keşke yağsa da biraz ağlasam.. ağlasamda kimse anlamasa diyorum.. ama yanlış anlamayın panpalar kızdan dolayı değildi bu kızgınlığım ve kırgınlığım.. ben kendime kızgındım.. ben kendime dargındım.. ulan abim kendi geleceğini bana feda etmiş.. annem diplomamı alacağım güne adaklar adamış, babam ise her kahveye tavla oynamaya gittiğinde orda tanıdık tanımadık herkese beni anlatmış -"mühendis oğlum var" demiş.. peki ya ben? - ben ise olmayacak bir dua ya amin diyorum.. ben ise adından başka hiç hirşey bilmediğim bir kızı kıskanıyorum? ne için? kim için?
    ···
  9. 34.
    +16 -1
    bu zaman zarfı içerisinde hande yi sürekli görüyordum başkalarının yanında.. hani bana lüks gelen şeyleri yapmakta sınır tanımayan züppelerle birlikte.. allah şahit yukarda hiç koymuyodu beyler.. neden koysun ki.. onun yeri orası, benim yerim burası.. ama işin kötü yanı ben haddimi bilirken, hadsizlikte üzerlerine toz kondurmayan bu züppeler üzerime oynamaya başladılar.. derslerde hep en önce otururum, arkadan kağıt atarlar, çekirdek çöpü atarlar.. sabrımın sınırlarını zorlarlardı.. neden böyle yaparlar bilmiyodum ama handenin çevresinde olmaları aslında yeterli benim için.. çekememişler zamanında sanırım kızı benim yanımda görmeye... hande de bu yapılanlara sessiz kalıp sadece olan biteni izlemekle yetiniyodu
    ···
  10. 35.
    +16 -1
    yanıma geldiler utanma duygularını doğar doğmaz küvezde bırakan çocuklar gibiydiler.. ceplerinden aldıkları gücü insanlar karşısında deneyen zavallı mahluklardı sadece bu yaratıklar... hande ve başka bir kız vardı ve 3 erkekti.. hande 3 erkeğin arkasına sıgınmış karşıma çıkmaya utanan bir kız çocuğu edasıyla onların gölgesi altına sığınmayı tercih etmişti. karşılarında dimdik durarak kafamı ne var gibisinden salladım, ve bana cevap olarak;
    - ne kadara veriyosun notları moruk? dediler.
    ben: - ne veriyosunuz?
    çocuklardan biri: 100 lira
    ben: güldüm ve paranız yetmez beyler dedim
    diğer bir çocuk: söyle ne kadarsa veririz
    ben: sizde olmayan bir şeyi, sahibine veremezsiniz dedim
    çocuk: uzatma söyle lan ne diyosun
    ben: ilk önce adamlık sonra efendilik.. bunlara sahip olsaydın bi ara düşünürdüm

    - çocuklardan birisi daha sözümü bile bitirmeden ne oldugunu anlamadan yakama yapıştı. tutar tutmaz gömleğimin yakasının bir kısmı elinde kaldı..

    ben ise o anda çocuğun elinden tuttum ve gömleğimi bırakmasını sağladım ama işte tam o anda arkadan hiç beklemediğim bir yumruk tam kulağımla, elmacık kemiğimin arasına oturmuştu.. kulağımda hafif bir çınlama vardı işte o anda hande nin bağırışını duydum aynı zamanda yanımdaki arkadasımda bağırıyodu telaşla.. araya bir kaç kişinin girmesiyle zütürdüler beni ordan. fakat arkamdan beni takip eden bağırışları duyuyordum;

    - görüşcez seninle bin!
    ···
  11. 36.
    +17 -2
    ne için bu kadar didindim.. ne için kendimi hırpaladım.. ne için umutlarımı bu denli yeşerttim... babam olmadan mezun olmanın ne anlamı vardı ki? sonunda babamla kadeh dokuşturamadan -" sağlığına babam! " diyemedikten sonra umurumdamıydı mezuniyet günüm.. babam kahveye gidip gerile gerile "oğlum mühendis oldu!" diyemedikten sonra mühendis olsam ne yazardı?

    dışarı çıktım ve son nefesimi sigaraya verdim.. çektim derinden..her derin çekişimde, ucundaki ateş çıtırdamaya başladıkça yanmak istedim o ateşte bende.. kor olup salmak istedim küllerimi rüzgara...

    masallarda yaşamıyordum ki ben.. arabesk bir şarkının bestesiydim bu hayatta.. damarımın üzerindeki jilet izleri, hayatın arabesk şarkısını ezberletmeye yetmişti aslında..

    doktorun sözleri beynimin içinde çınlıyordu;

    aşırı öksürmekten dolayı fenalaştı babanız.. bir öksürük kimin bu kadar canını yakabilirdi ki...
    ···
  12. 37.
    +16 -1
    neyse ki babamın yüreği dayanamadı.. artık bu geceden tam 8 ay 3 gün önceydi.. toprak istedi o dev çınarı.. açtı, susuzdu.. adam gibi adam istiyordu bereketine bereket katmak için, toprak... hiç düşünmedi babam gitmemeyi.. gitmeliydi ki görmemeliydi bu rezaleti... gitmeliydi çünkü adamlık dersi vermeliydi toprağa.. hiç olmazsa üzerine basan ve kendini adamdan sayanları sallayacaktı... adına belki de deprem diyecektik biz.. ölümle yaşam arasında anlayacaktı herkes, hayatın ne kadar kısa ve anlamsız olduğunu..

    bundan tam 3 gün önce tam 8 ayını dolduran babama ithaf ediyorum bu yazımı...
    ···
    1. 1.
      +2
      Gözümüzü yaşarttın delikanlı adammışsın
      ···
  13. 38.
    +15 -1
    saçımı düzelttikten sonra baktım ki elimdeki kulaklıktan bi tanesi ıslanmış... ben görünce içimden - "Olum ali allah senin belanı versin. Bi kız güldü diye kendinden geçtin. nefsini gibeyim" dedim. kız içimden geçirdiğim bu sözleri sanki duymuşçasına güldü... ama bu sefer karşımdaki gülünce ben gülmedim.. saatler önce ben dersimi almıştım.. şimdi sıra insan takliti yapmaktaydı..
    ···
  14. 39.
    +14
    avcılara geldiğimde daha zamanı vardı dersin başlamasına.. kampüsten içeri girdiğimde adımlarım yavaşladı.. kendime verdiğim o gazlar bitmişti.. yavaş yavaş eski mod'uma geri dönmeye başlamışken farkettim ki kendime küfür etmeye başlamışım.. söylenerek yukarı doğru yürümeye başladım.. yaktım bi sigara dolaştım etrafta.. o gün sanki herkes sevgili yapmış, kapmüste tek sap benmişim gibi önümde dolaşıyolar.. canım buna da sıkıldı yukarı dersin yerini öğrenmek için panolara doğru yürüdüm. elimdeki deftere ders yerlerini artık not etmeye başlamıştım.. kulağıma bir ses çalındı.. ben bu şarkıyı tanıyordum beyler.. daha önemlisi söyleyenin en büyük hayranıydım.. tam yanımda hiç istifini bozmadan, beni tanımamazlıktan gelerek şarkı mırıldanıyordu aynı zamanda ders yerlerini not ediyordu.. istemsizce güldüm kendime.. elimden gelse kalbimi söküp atacaktım.. hızlanan kalp atışımın seslerini duyacak diye korkuyordum beyler...
    ···
  15. 40.
    +16 -2
    dudakları dudaklarıma bir kaç saniyeliğine bile mühürlenmiş olsa da merhem olmuştu yaralarıma.. hiç hayatımda tatmadığım, adına aşk dedikleri o tat artık dudaklarımdaydı.. demeyin bana şimdi 2-3 saniyeyi bu kadar uzun nasıl anlatıyorsun.. bu birkaç saniye için bir kitap yazabilirdim.. hatta bana saliselik bakışlarıyla önsöz yazabilirdim.. adını hiç koymadığım, hiç başlayamadığım romanın ön sözü olabilirdi o güzel gözleri...

    varsın burnum harabe olsun.. hiç alamasın kokusunu.. artık dudaklarımdaydı her gece özlemle andığım kokusu.. artık yakmıştım bütün gemileri.. varsın dünya cayır cayır yansın "banane" !! umurumdamı ki etrafımda olup bitenler.. tanrı beni bu gece için yolladı dünyaya, şimdi alsa beni yanına koymazdı ki ayrılmam bu dünyadan...

    dudakları dudaklarımdan ayrıldığında bir kez daha sızlamaya başladı yumruktan patlamış dudaklarım.. kanıyordu biliyorum ama bunu sadece ben hissediyordum 'o' değil...

    sessizliği, yine dudaklarından çıkan kelimeler paramparça etti.

    hande: artık gitmem lazım "sevdiğim" ...

    (sevdiğim? bir kelime ancak böyle güzel bi dudaklara yakışırdı... )

    ben: peki sevdiğim...

    (bir sıfat sadece böyle bir kalbe yakışırdı... )

    ilerleyen dakikalarda ne kadar çok ısrar etsemde eve bırakayım diye, reddetti beni.. bende çok ısrarcı olmadım.. ama anlaşmıştık eve gidince haber verecekti..

    telefon çalana kadar çakıldım kaldım bank-ta.. oturdum ve bekledim kuru ayaza aldırış etmeden..

    ve telefon çaldı..

    hande: geldim ben ( kısık sesle konusuyordu, anladım ki evdekilerin duymasını istemiyordu.. fazla uzatmadan teli kapadım ve yola koyuldum)

    artık nefes alıyodum beyler... yaşıyordum.. yürürken bunu hissediyordum... bir kaç saniyede hayata döndürmüştü, hayat öpücüğünü kondurunca dudaklarıma..
    ···
  16. 41.
    +13
    her zaman beklediğim metrobüs bu sefer gelmemişti... yağmurdan sıçan gibi olmuştum.. en sonunda uzaktan metrobüsün silueti gözükmüştü. ulan işte o anda dünyanın en mutlu insanı olmuştum. çünkü labaratuar dersim vardı ve geç kalmadan gitmek istiyordum daha sonra ise hiç durmadan sahaflara gidecektim çalışmaya...
    ···
  17. 42.
    +16 -3
    zaten 4 saat aynı hocanın dersiydi deyip derse girmenin bi anlamı yok dedim içimden.. en iyisi işe gitmekti.. patron çalışkanlığımdan dolayı beni severdi.. bi de ingilizcem iyi olduğu için diğer tezgahtar arkadastan daha kıdemliydim. patron üzerime titrerdi.. oğlum derdi lan bana adamcağız.. neyse kantinden hemen 1 simit 1 çay aldım. biraz kurulanayım karnımı doyurayım sonra çıkar giderim dedim.. masaya oturur oturmaz okunmuş günlük gazeteyi de bulunca keyfim yerine geldi.. 40 dakika kadar oturdum yalnız başıma.. hiç arkadasım yoktu zaten.. arkadaslık yapacak zamanım olmadığından dolayı mı yoksa silik bi kişiliğim olduğundan dolayı mı bilmem ama hiç yoktu okulda arkadasım binler
    ···
  18. 43.
    +14 -1
    dersin başlamasına daha 2 sigara hakkım vardı.. ve artık sigarayı yakmamla şeytan ve meleğin savaşını başlatmıştım.. ama şeytaan haklıydı; ben kim o kızla takılmak kim? daha doğru düzgün cebinde parası olmayan bi adamla bu kız neden birlikte olsun? hele ki o etrafındaki zengin binlerini görünce ezikliğim bin kat daha artmıştı...

    kızgınlığım o'na değildi panpalar... kızgınlığım kendimeydi.. hayat birşeyi daha öğretmişti bana: "kuracağın hayaller bile parayla" ... derse girmeden gibtirolup gitmek geldi içimden... olurda karşılaşırsak kendimi daha da yitik bir insan kimliğine sokmanın bir anlamı yoktu.. gitmeliydim.. hoca gelmeden sınıfa koşar adım yukarı çıkıp defterimi ve ders fotokopilerini aldım.. tam kapıya yönelecektim ki, tam karşımda kapının eşiğinde durup bana gülümsüyordu ...
    ···
  19. 44.
    +14 -1
    @197 ye açıklama : Hikayeyi anlatırken geçmiş ve şimdiki zamanı iyi anlatamadım size. "Rahmetli" babam derken şimdiki zamandan bahsediyorum. Yani babam vefat edeli 8 ay oldu. Hikayede anlattığım an ise 2 sene önce olan olay. yani 2 sene önce babamın kahvede arkadaslarına beni anlatması...

    geçmiş ile şimdiki zaman arasında geçişlere dikkat ederek hikayemi anlatmaya devam edicem. Kafanızda varsa başka soru yada çelişki açıklayabilirim panpalar.

    şimdi müsadenizle hikayeye kaldığım yerden devam ediyorum.
    ···
  20. 45.
    +15 -2
    bu sefer aramızdaki konuşma farklı bir biçimde şekillenmeye başladı..

    hande: yine neye isyan ediyosun, kaçırdım.
    ben: (hiç bozuntuya vermeden) ya sürekli sınıfın yerlerini değiştiriyolar her ders öncesi buraya gelip sınıfın yerini öğrenmekten bıktım.
    hande: (gülümsedi) ilk defa bişeyde haklısın..
    ben: bak dün için özür dilerim yanlış bi anda karşıma çıktın. sinirliydim .
    hande: sinirli olunca konusmazmısın sen?
    ben: konusmamayı tercih ederim. etrafımdaki insanları kırmaktan korkarım.. heleki değer verdiklerim varsa işin ucunda, ağzıma mühür vururum sinirli olduğum anlarda..
    hande: (biraz sessiz kalıp dediğimi algılamaya başlayınca lafı değiştirdi. koluma dokunarak) - hadi derse asabi çocuk dedi

    birlikte derse yürüdük.. ikimizi yanyana gören sınıftaki millet, bakışlarını direk üzerime çevirmişti.. silik bir öğrenci olan ben, bu güzel kızın yanında dikkat çekmeye başlamıştım.. hele ki handeyle birlikte oturmamızla sınıfın meraklı bakışları epeyce rahatsız etmeye başlamıştı beni.. hande ise kimseyi umursamayan rahat tavırlarıyla beni de rahatlatıyodu..
    ···