Çok uğraştım beyler. Yeri geldiginde kendimi salak yerine koydum. Yeri geldiğinde dünyanın en düşünceli adamı oldum. Ama olmadı. Belki mutlu ettim. Belki yüzünü güldürdüm ama hani şu yanlış yer ve zaman olayı var ya sanırım ona maruz kaldım. Dinleyin beyler dinleyin. ibret alın.

Tarihleri hatırladığım kadarıyla soylemeye çalışıcam beyler. Başlıyorum ;

2011 Temmuz

11. sınıf bitmiş, yaz tatilinin verdiği mutlulukta evde takılıyodum. Sayılı arkadaşlarım vardı. Bir elin parmağını gecmez yani. Hani şu sunepe diye tabir edilen tipler var ya. Öyle hayal edin beni kafanızda. Hic bir varlığı, yeteneği olmayan bir insan evladı olarak hayal edin.

Gündüzleri yatar, geceleri site içinde o zaman tek dostum olan Oğuzla (okuyorsa selam olsun) takılıyoduk. Bu bin karı isleriyle uğraşmayı sever ama benden bir farkı yoktu o zamanlar. Yine bulustuk bi gece oturuyoruz. Bu bin eve gidiyorum ben dedi. Su konusma gecti aramızda ;

Sch: Nereye lan? Napıcan evde?
Oğuz: Hiç kanka ya bi site buldum orda takılıyorum.

neyse beyler hikayemiz burada başlıyor. sitenin adı connected2.meymis. Bu bin gitti bende gittim eve girdim siteye. O zaman anladım ya meraktan ya yannantan lafının anldıbını. Direk arama yerine izmit yazdım. Güzel kız arıyorum. En sonunda gördüm birisini. Bizim sınıftan bi cocugun eski sevgilisi. bizim okulda. Biraz dalga geceyim dedim yazdım. Muhabbet etmeye başladık. Onunla ilgili bildigim seyleri sormaya başladım. cevaplamaya başladım. Şaşırmıştı. Sapık mısın tarzı bisey söylemişti. O gün uzun uzun konuştuk..

Dinleyen olmasada devam edicem binler

Sağlık Meslek Lisesinde okuyodum bu arada sonra söylemedi demeyin. 1 gün konuştuk 2 gün konuştuk bilgisayar başından kalkmaz oldum. 1 haftaya yakın konuştuk. Sonrasında memlekete fındık toplamaya gittik. Kız artık sormaya başlamıştı. Kimsin, nerde oturuyosun, bizim okulda mısın, benim hakkım da nasıl bu kadar sey biliyosun tarzı sorular. Ismimi soylemedim. Aklıma sadece samsun geldi. Samsundayım dedim. Ara sıra izmite teyzemlere geliyorum orda gördüm seni dedim. Dalga geçmek hoştu güzeldi. Ilk defa kendimi bin hissettim. Zaman böyle geçti. Numarası yoktu bende. 2 hafta sonra numarasını istedim. Önce mırın kırın etsede verdi numarayı. Bekliyor kendimi ifsa edicem diye. Aradım gizliden. Sesimi tanır diye üç buçuk atıyorum. Tanımadı. Yazılı sohbeti artık sesli sohbete dönmüştü. Günde 1 saate yakın konuşur olduk. Findiktan kazandığım parayı habire kontor alarak harciyordum. Biraz tuzlu bir saka olacaktı sandım ama ava giderken avlandım.

Yine aradım bir gün. Sesin gerçekten etkileyeci dedi bana. Ilk defa bir kız iltifat etmişti bana. ilk defa benimle ilgili olumlu bir cümle kurmustu karşı cinsden akrabalarım dışında birisi. Çatıya çıkıp denize nazır konusmaya başladım. Yine bir gün konusurken annem "Schoringer yemeğe hadi" dedi. ismim geçince hemen kapadım telefonu. ifsa olmak için cok erkendi.

Telefonu kapatınca direk schoringer yazdı bana. Korktum tanıdı diye ama tanimamisti. Ya da emin olamamisti bilmiyorum. Hala öğrenemedim onu. Sormadım da gerçi. Benden etkilenmeye başlamıştı. Bunu hissediyordum. Bende artık dalgaya almiyordum muhabbeti. Daha ciddi, daha samimi davranıyordum. Ama ne fayda beyler. Sonuçta o benden değil kafasında kurdugu adamdan etkilenmişti. Bilse eski sevgilisinin arkadaşı olduğumu 1 dakika konusur muydu benimle. Yavastan belli etmeye başladım kendimi. Aslında bende izmitte oturuyorum dedim. Daha sonra aynı okuldayız dedim. O zaman anladı ben olduğumu. Schoringer sacmalama dedi. Sacmaliyordum. insanların %80ni ayıplardı bu olayı.

3. Kişi olarak düşünün beyler. Tanıdığınız birisi arkadaşının eski sevgilisiyle konuşuyor. Hanginiz olumlu bakarsınız buna. Hanginiz gecmis gecmiste kaldı dersiniz?

Gurur denen seye yenik düştüm bende o an. Tamam peltek (ismi bu değil tabi. Hoşuma giden en güzel özelliği buydu. Onun için kusur değildi bu. Güzelliğine güzellik katan bir ses tonuna bürünüyordu sesi pelteklikle) konuşmayalım dedim. Aralık ayına kadar hic bir sekilde konuşmadık. Okulda sürekli görürdüm. Hemen karşı sınıftaydı. Ayrıca aynı hastanede staj yapıyoduk. Yazın bulduğum mutluluğu aralık ayına kadar bulamadım beyler. Icimde hep bir bosluk hissettim. Yine yalnızdım. Yine insanların dalga geçer bakışları arasında surduruyodum hayatımı. Bir gün dayanamadım. Naber peltek yazdım. Numaramı ifsa etmememin bi nedeni kalmamıştı. Iyiyim sağol yazdı. Sen diye sormasını bekledim 1 saat ama yazmadı.

Yüzsüz bir sekilde bende iyiyim sorduğun için sağol yazdım. Hıı dedi. Hıı ne lan. Sanki tavuğuna kış dedik. Yazmadım bende. 2-3 gün geçti okul çıkışı yaktım sigarayı, arkamdan birisi o peltek ses tonuyla schoringer dedi. Sevindim beyler. O sesi duyunca, üstelik o sesin schoringer dediğini duyunca daha çok sevindim. Bekliyorum seni seviyorum diyip boynuma sarilacak diye. Yapmadı. Fazla sigaran var mı dedi. Konusamadim. Uzattim paketi. Aldı bir tane tesekkur etti, gülümsedi gitti. O gülümseme.. Bırak sigarayı varımı yoğumu verirdim ben o tebessume. Yanaginda çıkan gamzeleri görmek icin ne derse yapardım. Nolmustu bana beyler. Daha 6-7 ay önce dalga geciyordum bu kızla ben. Simdi ne olmuştu? Nasıl olmuştu?

Dışarıya çıkıyorum binler. Geldigimde devam edicem seri seri. Ayrılmayın bir yere. Bu arada benzer durumda olan panpalara bir pm uzaklığındayım

Evet geldim beyler devam ediyorum. 2-3 saate bitecek

Yaptığı bu hareket içime umut tohumlarını ekmisti. Umut gerçekten herşeyin başı beyler. Bu nedenle umudunuzu hiç bir zaman kaybetmeyin. Olacak mı acaba dedim kendi kendime. Akşam eve gider gitmez mesaj attım napıyosun diye. Ders çalışıyorum sen dedi. Sen dedi ya icim icime sığmadı beyler. Gelişme vardı. Sen diye sordu sonuçta. Neyse muhabbete derslerden daldık miss turkeyden çıktık. Hayatımda her kelimesiyle huzur veren bir sohbeti yaşadım o an. Tarif edilemez beyler. Yasayan bilir sadece. Hergün bu sekilde muhabbet eder olduk.

Sakaryalı bir arkadaşım vardı. Hem bizim sınıftaydı, hem de aynı hastanede staj yapıyorduk. Staj çıkışları beraber duraga yururduk hep. Zamanla peltekte katılmaya başladı bizim bu kısa yürüyüşümüze. Evi hastaneye yakındı. Yürüyerek gidiyordu. Hastane durak arası 5 dakika Hastane ev arası 25 dakika falan. O 5 dakika bile yetiyordu bana. Onun gulusunu duymak. Acile gelen hastalarla ilgili muhabbetlerini duymak beni mutlu ediyordu. Ama zamanla o 5 dakika yetmemeye başladı. Aslında evim hastaneye yakındı. 15 dakika falan. Sırf onunla olabilmek icin yolumu degistiriyordum haftanın 3 günü.

Yine durağa yürüdük bir gün. Tam görüşürüz diyip yoluna devam edecekti. Ben seni bırakayım dedim. O ara bizim sakaryalı hadi bakalım diyip bin gülüşü attı. Mırın kırın etti ama yürümeye başladık. Yolda anladım neden mırın kırın ettiğini. Yine havadan sudan konuştuk biraz. Sonra ise aramızda su konusma gecti ;
Peltek : P
Ben : B

P : Schoringer bak ben yanlış anlasılmak istemiyorum.
B : Ne hakkında? ( Anlamıştım ne demek istediğini ama salaga yatmakta buldum çareyi)
P : Bak sakaryalı ne dedi. Yanlış anlaşıyoruz. Lütfen aramıza mesafe koyalım.

Tamam diyebildim sadece. Sonra ilk sokaktan girdim ben burdan çıkıyorum diye. Yürüdüm beyler. 2 saate yakın yürüdüm. Niye yaptım bunu, niye birden triplere girdim bilmiyorum. Tamam içimde ona karşı farklı hisler vardı kabul ama hic bir zaman bizden sevgili olur gibi düşünmedim. Bende hep iyi bir arkadaş mantığıyla yaklaştım konuya. O gün ortaya çıktı beynimde ki düşünceler. Kendimle yüzlestirdi beni adeta söyledikleri. Eve gittim koydum kafayı yattım. Ne o mesaj attı ne de ben.

Boslukta değildim. Ne mutluydum ne mutsuzdum. Normal halime dönmüştüm. Ta ki o kara gün gelene kadar.

Annemle babam sık kavga eder. Bi tanede kardeşim var. 10 yaşında suan. Ellerinizden öper. Gerçi sözlük yas ortalaması 13. Neyse binler. Bu mevzu farklı mevzuydu. Anlamadım ne olduğunu. Kalp krizi gecirdigi icin sigarayı bırakan babam her gece icerek geliyordu eve. Geldiğini görmüyordum tabi. Zil sesini duyardım sadece. Annem geldi bir gün. Oğlum baban galiba beni, bizi aldatıyor. Araştır biraz şunun facebookunu dedi. Hackerlik niyetine bildigim tek seyi yaptım beyler. Keylogger yükledim pcye. Hayvan gibi iconu vardı ama anlamazdı bizim peder. Gece girmis faceye. Sabah sifreyi gördüm girdim facesine. Annem yoktu yanımda. Ilk mesajlara daldım. Baktım azeri bir karı. Canımlı cicimli konusmalar. Yine baska bi kadın. Profilde ekli bir sürü akraba olmayan, tanımadığım kadın.

Babamla konusup olayı kapatamazdım. Büyük mesele bu beyler. ihanet edilen kişi annem değildi. Direk ailemize yapmıştı bunu. Anneme gösterdim. O gece yine kavga ettiler. Anlamış olacak ki benim buldugumu cok hakaret etti o gece. Neyse kısa geciyorum önce ayrı eve çıktı sonra dava açtılar. Berbat haldeydim. Ne olursa olsun aile bu beyler. Kim suçlu olursa olsun, ne sebeple biterse bitsin öyle hemen silinip atılmıyor. Ne okula gittim, ne staja. Derdimi bi oguza anlattım birde sınıf arkadaşım elife. Bir gece yine yatakta uzanmış tavana bos bos bakarken telefonum titredi. Gelen mesaj peltektendi.

"Schoringer"

Efendim dedim. Nasılsın dedi. iyiyim diyemedim beyler. Çok kotuyum peltek yazdım. Ordan girdik konuya. Ağlaya ağlaya anlattım herşeyi. Bırakın beyler erkekler ağlamaz diyenleri. Onlar da ağlıyor çünkü. Teselli etti işte. Klagib, olur böyle şeyler, hayatın sonu değil tarzı muhabbetler yaptı. Ondan sonra sürekli konuşmaya başladı. Samimi davranıyordu. Eglendirmeye çalışıyordu beni. Ben ise sadece bana acıyan bir peltek görüyordum karşımda. Neyse buraları geçiyorum beyler. Anlaşmalı olduğu için tek celsede bitti mahkeme. Borçlu bir ev ve aylık 500 lira nafakayla geçim derdi vardı artık önümüzde. O ilk an şokunu atlatmıs yavas yavas düzene sokmaya başlamıştık hayatımızı. Yine peltekle yurumeler başlamıştı. Artık yolumu uzatmıştım eve 15 dakikada gidebilirken ben 1 saatlik yolu tercih ediyordum onunla 10 dakika daha vakit gecirebilmek için. Klagiblesen bi olayımız vardı. Her perşembe cikolata alırdım ona. Utanır o yanakları al al olurdu. Seviyodum beyler. Onu, bu hallerini. Umrumda değildi ne cevre tepkisi ne de baska seyler. Sadece onunla mutluydum ve bunun sürmesini diliyordum. O da öyle davranıyordu. Başkalarını umursamıyormus gibi. Yada ben öyle anlamıştım.

Açılamıyordum. Seviyorum diye bagiramiyordum. Okulun bitmesini bekliyordum aslında. Çünkü o zaman yanlış anlaşılırız gibi bir sey soyleyemez diye düşünüyordum.

Yine bir gece whatsapptan konusurken, doğum günü mesajını simdiden yazdığımı söyledim. At dedi. Yok be sonra yine yazmakla uğraştırma beni dedim ama nafile. Israrlarına dayanamadım attım. Şunu yazdım beyler ;
---

Beyler entry sığmıyor bir sonraki entryde var attığım mesaj

Beyler mesaj uzunmus sığmıyor. 2 part halinde atıyorum. Gerçi sizofrene bağladım kimsenin dinledigi ettiği yok

Mesaj PART I

Yılın en güzel günlerinden birisi sanırım bugün. Benim için en önemli, en mühim günlerden birisi. Belki de en önemlisi. Evet doğru bildin bugün Dünya Şereflikochisar'lılar Günü !

Şaka yapıyorum tabiki. Bugün hayatıma iyi ki girdi dediğim sayılı insanlardan olan peltek hanımefendinin doğum günü. Aslında bu yazıyı burdan atmak yerine aldığım hediyenin yanına koyacaktım ama yazım berbat. O nedenle burdan atıyorum.
iyi ki doğmuşsun be peltek. Aslında kurulacak o kadar çok "iyi ki" li cümle var ki senin için. Mesela iyi ki hayatıma girdin. iyi ki tanıdım seni. iyi ki digerleri gibi degilsin vsvs. Aklına kac tane cümle gelirse hepsini senin için iyi ki'li hale cevirebilirim. O denli iyi ki yani bu. Çok uzattım bu konuyu farkındayım. Her zaman ki sacmik hareketlerim işte.

Seninle vakit geçirmek, seninle konuşmak, seninle olmak o kadar güzel ki. Anlatsam kelimeler kifayetsiz kalır. (Klavyemde şapkalı a yok. Özür dilerim) Yanında yürümem bundan dolayı. Bana kalsa taaa evinin oraya kadar gelirim. Yanındayken mutluyum çünkü. Tüm dert, tasa uçup gidiyor aklımdan. Konusurken de mutluyum. Sen hayatımın neresinde olursan ol, hayatımda olduğun sürece ben mutluyum. Umarım seni de mutlu ediyorumdur. Biraz sinirde ediyo olabilirim.   Gerçi sinir konusu açılırsa bu mesaj sana sove sove uzar. O yüzden açmıyorum o konuyu hiç.

Mesaj PART II

Hani insanlar der ya "Yanlış yer ve yanlış zaman da tanıştık seninle" diye, belki bizim icinde o olabilir. Gerci ben öyle düşünmüyorum. En doğru yer ve en doğru zamanda tanıştık. Başka zamanda tanışsak bu kadar mutlu olmayabilirdim. Bu kadar eglenmeyebilirdim seninle. Cok mutluyum lan. Harbiden bak. Sabah seninle uyanmak, seninle uyumak, ne olursa olsun seninle paylaşmak huzur yağmuru yağdırıyor icimdeki yagmur ormanlarına. Yine felsefe, yine ben. Bu cok sacma bi mesaj oldu bence. Konular hep birbirine girdi. Silmeye de kıyamıyorum. O yüzden son paragrafa geçiyorum direk.

Mutluysan, mutluyum. Gülüyosan, gülüyorum. Hüzünlüysen, bende hüzünlüyüm. Gerçekten hayatımda değer verdiğim ender kişilerden birisi sensin. Kaybetme korkusu yaşadığım sayılı insanlardansın. Ne durumda olursa olsun beni mutlu eden "tek" insansın. O tek kısmına dikkat edelim lütfen. Ona göre davranalım öhöm. Neyse Peltek ben böyle hissediyorum, böyle düşünüyorum. Sen nasıl görüyosun beni bilmem. Çok fazla da umursamıyorum. Sonuçta her insan her insanı farklı görür. Duygu transferi yada bağı diye bişey yok. Ben yine sacmalıyorum.

Doğum günün kutlu olsun. Umarım bundan sonra ki doğum günlerinde de bu mesajı yazabilirim. Seni seviyorum. iyi ki varsın.

-Schoringer

Sonra aramızda şu konusma gecti beyler ;
Peltek: Ahahah
Peltek: Ya
Peltek: Yerim lan seni
Peltek: Duygulandim
Schoringer: Ne çabuk okudun lan
Schoringer: Ben yazarken yoruldum
Peltek: 1 günde kitap bitiriyorum
Peltek: Canim
Peltek: Bugünde bitirdim
Schoringer: Adalet nerde
Schoringer: O adamlar 1 yılda yazıyor
Schoringer: Neyse
Schoringer: Gelecek doğum günün
Schoringer: Kutlu olsun
Peltek: Ya schoringer canim ya
Peltek: Iyi ki varsin
Schoringer: Ağlatma lan gece gece
Peltek: Yuru be
Schoringer: Gözlerim doldu lan
Peltek: Oy oy hahsha

Bana iyi ki varsın dedi. Iyi ki varım dedim kendi kendime. Mutluluk sarhosu oldum aniden. ilk basta uzun bir sekilde cevap verir diye bekliyordum ama vermemesine ragmen beni dünyanın en mutlu insanı yaptı beyler bu iyi ki varsın cümlesi. Hersey güzeldi. Cok güzeldi. Peki ertesi gün ne değişti ne oldu da sacma sapan bir hale geldik.

Ertesi gün yine staj çıkışı mutlu mutlu yuruycez diye bekliyorum. Normalde imzayı atar ben biraz ilerde beklerdim peltegimi. Hep benden geç atardı imzasını. O gün farklıydı işte. Imza atmaya erken bile gittigim halde ben odaya girerken o çıkıyordu. Ona baktım o bana bakmıyordu. Ama bekler diye düşündüm. Bizim sınıftan bir kız vardı yanımda adı gandalf olsun hic sevmedim o kizi neyse. imzamı attım bende peltegimin yanına doğru yola çıktım. O ara yanımda gandalfın olduğunu farkettim. Peltek hem bizimkileri sevmezdi hem de ben rahat edemezdim. Gandalfa ya önden git ya geriden gel işim var dedim. Böyle bir cinslik yok beyler. Yavasliyorum gecsin gitsin diye o da yavaşlıyor. Peltegimde takribi 20 metre onumuzden yuruyor. En sonunda ana avrat sovdum icimden depara kalktım. Bu bagirmaz mı ben senin ne işin olduğunu biliyorum diye. Zütüne koydugumun gandalfı

Neyse duragin ordan gectik bu gandalf kaldı duragin orda. Bende takıldım peltegimin peşine. O ara telefonum çaldı. Özel bir üniversitenin yaz okuluna basvurmustum. Acmak zorunda kaldım. Peltek yanımda telefonla konusuyorum. En sonunda kapattim telefonu. Yüzüme bile bakmıyordu beyler. Noldu diyordum cevap vermiyordu. Sinirli olduğu belliydi. Onu böyle görmek istemiyordum. Ne kadar sorsamda bosver, sonra konusuruz dedi. Tamam dedim ayrıldık. Eve gittim mesaj attım hemen.

BEYLER MESAJLARI KOPYALAYIP ATICAM BURAYA. BU YUZDEN iSiM SANSURLEMEDINDEN DOLAYI FALAN 10 DAKIKAYA ATIYORUM DIGER PARTI

S: Anlat Peltek neye kızdın?
S: Niye öyle davrandın
P: Bişey yok
S: Bana bisey yok demekten vazgeç artık
S: Yada boşver demekten
S: Ne tak sıktıysa canını söyle
P: Sizin sınıftaki kızlara olan tavrımı
P: Dusuncelerimi
P: Biliyosun
P: Dimi
S: Biliyorum evet
P: Onların bana olan şeyini de biliyosun
S: Evet biliyorum
S: Sen ne icin kızdığını söylesene direk
P: Senden duymak istiyorum
S: Sen gidiyodun ya çıkışta
S: Bende bizim sınıftan bi kızla geliyodum
S: Buna dedim ki sen bekleme beni git
S: Bu hala yavas yavas yürüyordu
S: Gandalf ya önden git
S: Yada yavasla
S: Gelme yanıma dedim
S: Bu hala yanımda yurumeye devam etti
S: Bende hızlandım
S: Bu da ben biliyorum sebebini mi
S: Tarzında bisey söyledi
S: Bende kes be sacma sacma konusma dedim
P: Onla da yuruyebilirdin
S: Duraktan sonra geldim yanına
P: Ne fark eder
S: Onunla yürümek umrumda değil peltek sen ordayken
P: Ama beni biliyosun
S: Neyi biliyorum peltek
S: Gelmedim yanına
S: Bu sorun mu oldu gercekten
P: Evet oldu
P: Sana en başından demistm
P: Yanlış anlaşılmak istemiyorum diye
P: Bide kızlarına karşı hiç
S: O kızlarından dıbına koyayım
S: Yanlışlarında
P: Aynen
S: Ne olsun istiyosun Peltek
S: Yanlış anlasilmamak için göz bandı takalım
S: Gormeyelim birbirimizi
S: Yada güzergah degistirelim
P: Sinirlerim bozuluyor
S: Benim bozulmuyor zaten
S: Keyfim cok cok yerinde
P: Suan konuşmayalım o zaman
S: Sanki başka zaman konuşunca sinirler normal kalacak
S: ilerde geçmişi desmek yerine
S: Şimdi konuşmamız daha doğru
P: Halledilcek
P: Bi konu değil çünkü
P: Nefret ediyorum ya
P: Anlamiyosun
S: Peltek az kaldı
S: gibtir olup gidiyorum zaten okuldan
P: Bunaliyorum
S: Bunaldığını biliyorum
S: Sinirlendigini de
S: Senin arkadaşlarından biri
S: Yapsa
S: Bende aynı tepkiyi verirdim
S: Seni anlıyorum
S: Ama biliyosun benim de yapacak hicbir seyim yok
P: Biliyorum
S: Bilmen güzel

Devamı geliyor

S: Gerçekten seninle yürürken, yanindayken
S: Hic bir seyi umursamıyorum
S: Gelmeyeyim desem
S: Yüzyüze cok konuşmayalım desem
S: Yok yani
S: Yapamam
S: Illa gelirim
S: Engel olamam kendime
P: Diken üstünde olmak
P: Beni rahatsız ediyor
P: Istemiyorum aralarında muhabbetimin donmesinide
P: Ayiplayayak bakan bakislarida
P: Rahatsız oluyorum
P: Niye yani
S: Kim neyi ayıplıyo Peltek
S: Biz sevgili değiliz
S: Evlenmek üzere degiliz
S: Nişanlı degiliz
S: Evli degiliz
P: Anlamiyolar
P: Işte schoringer
P: Senin açından kolay
P: Benim durumumda
P: Degilsin
P: Bu yüzden anlatsamda
P: Anlamazsın
S: Direk sonuca gelsene
S: Ne yapabiliriz bunu söyle
S: Ne yapman gerekiyor
S: Veya benim ne yapmam gerekiyor
P: Bilmiyorum
S: Bilmiyosun
P: Evet
S: O ayrı bi güzel
S: arkadaşların biliyor mu?
P: Öyle arada
P: Konustugumuzu biliyolar
S: Onlar dahi bilmiyor yani
S: O kadar korkuyosun ayıplanmaktan
P: Ben olsam ayiplarim
P: Çevremdeki insanlar da
P: Bu nitelikte
S: Bisey sorabilir miyim
S: Alakasız gelebilir simdi ama
S: Mutlu musun
P: Of ne alakasi var
P: Suan sinirden
P: Yasadigimi
P: Bile hissetmiyorum
S: Soruma cevap ver Peltek
S: Mutlu muydun diye soruyorum o zaman
S: Dün
S: Ondan önceki gün
S: Geçen hafta
S: Geçen ay
S: Evet ya da hayır
P: Iki cevapta aynı sonuca goturucek
P: Çünkü ben insanları umursuyorum
S: Iki cevapta aynı sonuca goturmeyecek Peltek
S: Eğer gerçekten mutlu ettiysem
S: Ama gerçek mutluluk
S: Öyle ufak bir tebessüm falan değil
S: Gercekten elimden ne geliyorsa yaparım
S: Ha zaten mutlu değilsen
S: Benim varlığım bi taka fayda etmez
S: O yüzden bu ayrımı yapman gerekiyor
P: Cabalamani istemediğim için cevap
P: Vermiyorum
S: Cevap vermezsen olumlu sayarım cevabı
S: Haberin ola
P: Schoringer konuşmayalım artık he
P: En iyisi bence
S: En iyisi
P: Yapma şunu
S: Bisey yapmadım
S: Nasıl istiyorsan
S: Öyle olsun
P: Pekala o zaman
S: Dikkat et kendine
P: Sende
S: Ederim
P: Iyi geceler
S: iyi geceler

Gördüğünüz üzere böyle sacma sapan bir seyden dolayı bir anda neler oldu. Gerçekten hayatın en ufak seyi affetmeyecegini anladım o gun ben. Ama daha acısı varmış beyler. Alışılan seyler unutulmuyor. Gece sacma sacma oturdum sadece. Ne uyudum ne efkarlandım sadece durdum. Mesaj bekledim Peltegimden. Saka yaptım yazsın diye dualar ettim ama nafile. 5 gibi uyuya kaldım. Sabah 10 gibi kalktım. Direk ona yazdım beyler. Alışkanlık haline gelmisti pelteğim benim için artık ;

S: Günaydın
S: Mesajı yanlışlıkla attım özür dilerim öncelikle. Alıştım çünkü. Sabah seninle uyanmaya, gece seninle yatmaya. Ha diyince öyle kolay kolay bırakılmıyor bazı alışkanlıklar.

Ben umursamıyorum insanları doğrudur. Seni anlamadığım da doğru olabilir. Benim kaybedecek biseyim yoktu çünkü. Ne gurur, ne arkadaşlık, ne de başka sey. Bu yüzden göze aldım herşeyi ama yanlış yapmışım. Sana zarar vermek, seni zor durumda bırakmak istemedim hiç bir zaman. Lakin engel olamadım kendime. Beynim yapma dese bile vücudum istemsiz çalışıyordu beyinden.

Herseyin sorumlusu benim. Kaderi de ben yazdım. insanların öyle düşünmelerini de beyinlerine ben enjekte ettim. Özür dilerim bunlar için. Herseyin sorumlusu olarak özür dilerim.
P: Schoringer saçmalama seninle alakalı olmadığını biliyorsun yanlış zaman sadece
S: Ne zaman dogru olacak peltek
P: schoringer başa donmesin
P: Dün konuştuk eklicegim
P: Ve ya cikaricagim
P: Bişey yok
S: Yok
P: Yok
S: Tamam o zaman
P: Pekala