1. 1.
    +3 -2
    __________________________________________________________________

    türk nazizminin esaslari

    -yeni türkçüler-

    1- türk nasyonel sosyalistleri de diğer tüm nasyonel sosyalistler gibi beyaz irkın üstünlüğüne ve beyaz irktan olmayanların türk olamayacağına inanır.

    anadolu türklüğü ve onun dışarıdaki uzantıları (balkanlar ve kıbrıs) hariç, anadolu kökenli olmayan hiç bir halkın türklüğünü kabul etmez.

    2- türkiye cumhuriyeti müslüman - sünni bir devlettir. ancak türk nasyonel sosyalistleri, alevileri, türk kültürünün arap kültüründen etkilenmemiş, mevcut en saf değerlerini taşıdıkları için ayrıcalıklı ve önemli bir yere koyar.

    3-türk nasyonel sosyalistleri, türkler ile araplar, moğollar, çinliler, zencilerle vs. evliliklerden doğan çocukların türklüğünü kabul etmez.

    4- türk nasyonel sosyalistleri, araplarla, moğollarla, çinlilerle, zencilerle vs. evlenen, bu ırklardan insanlardan çocuk sahibi olan veya ciks yapan türkleri şiddetle kınar ve türk ulusunun düşmanı ve hain olarak kabul eder.

    5- türk nasyonel sosyalistleri, moğollar, çinliler vs. gibi asyalı halklar ile karışıp melezleşmiş, kırgızlar ve türkmenleri türk kabul etmediği gibi, araplarla karışıp melezleşmiş irak, suriye, iran vs. türkmenlerini türk kabul etmez.

    6- türk nasyonel sosyalistleri, yüksek ırkın korunması gerektiğine ve melezlerin üstün ırktan varlığı için bir tehdit olduğuna inanır.

    7- türk nasyonel sosyalistleri, türk insanını sadece sağılacak inek ve sömürü aracı olarak gören kapitalizme ve liberalizme karşıdır.

    8- türk nasyonel sosyalistleri, devletin görevinin vatandaşa ucuz konut, iş, rahatça geçinecek yeterli ücret ve ücretsiz ve sıra beklemeksizin sağlık hizmeti sağlamak olduğuna inanır.

    9- türk nasyonel sosyalistleri, türk kültüründeki arap unsurlarının temizlenmesi ve islam öncesi türk kültürünün yeniden yükseltilmesi gerektiğine inanır.

    10- türk nasyonel sosyalistleri, kürtleri türk ırksal ve milli varlığına tehdit olarak görür ve bu toplulukların türkiye'nin doğusunda tekarar yerleştirilmesini ve kürtlere zorunlu doğum kontrolü uygulanmasını gerekli kabul eder.

    kadınlarına hayvan muamelesi yapan bu halkın kültürüne saygı göstermediği gibi, bu eğitilemez hayvanların asimilasyonuna da karşıdır.

    11- türk nasyonel sosyalistleri, çingeneleri türk ırksal varlığına tehdit olarak görür ve çingenelere zorunlu doğum kontrolü uygulanmasını gerekli kabul eder.
    __________________________________________________________________

    türk nazizminin tarihi

    türkiye'de irkçı hareket ve ırk düşüncesi, daha 1920'lerde ortaya çıkmış olup, 1925' te türk antrooloji mecmuası ve cemiyeti çevresinde yapılan çalışmalarla yeni bir boyut kazanmıştır.

    türk nasyonel sosyalist (nazi) hareketi ise 1930'larda, alman nasyonel sosyalizminin, türk halkının ihtiyaçlarına uyarlanması sonucu ortaya çıkmış ve 1933' ten 1939' a kadar, türkiye'nin çeşitli illerinde hitler posterli ve gamalı haçlı (swatika) okuma odaları açılmıştır.

    ancak almanlar'ın, ii. dünya savaşı sırasında turancı milliyetçilere milyonlarca mark yardım yapması sonucu turancı akımlar çok geniş propaganda olanaklarına kavuşmuş ve çok kısa sürede aşırı yaygınlık kazanmıştır. almanlar, türkiye' yi savaşa sokmak ve türki halkları kışkırtmak ve dolayısıyla da sovyetleri cephesini çökertmek, için bu akımları desteklemişlerdir.

    almanlar' ın stalingrad yenilgisinde sonra turancılık ve turancılar takibata uğramış olsalarda, soğuk savaş' ın başlamasıyla turancı akımlara sahip çıkan (sovyetleri dağıtmak amacıyla) bu seferde abd olmuş ve orta asya cumhuriyetlerinin türklüğü iddiasına ve turan devleti fikrine dayanan turancı fikirler, amerikalıların' da zorlamasıyla devletin bir çok kademesi tarafından desteklenmiştir.

    dolayısıyla bu yaygın alman ve amerikan propagandası sonucu turancı akımlar türkiye' de giderek yerleşirken, türk nasyonel sosyalizmi fazla yaygınlaşamamış ve bugüne kadar çok uzun bir hareketsizlik dönemi yaşamıştır.
    __________________________________________________________________

    türk varliğina ve kültürüne yönelik tehlike - kürtler -ve yapilmasi gerekenler

    bugün türk ulusunu bekleyen en büyük tehlike hızla artan kürt nüfusudur. kürtler 5-6 olan çocuk ortalamalarıyla refah seviyemizi düşürdükleri gibi ulusal varlığımızı da tehlikeye atıyorlar.

    kürt nüfusu 2025' te türkler'e eşit olacak, 2050' de ise türk nüfusunu geçecek (refah -yol hükümeti zamanında hükümete sunulan mgk raporu). bu ise hem türk ulusal varlığını, hem de türk kültürünü tehlikeye atıyor.

    batı illerine gelen 5-6 hatta 7 çocuk ortalamasına sahip kürtler hızla kolonileşiyor. kapkaç, hırsızlık, kadınlara sarkıntılık, cinsel taciz, tecavüz suçları yaygınlaşıyor. kavga çıkartıp kavgalara gruplar halinde giriyorlar. en ufak bir tartışmada türklere karşı birbirlerini tutuyorlar. i̇şlerimizi elimizden alıyorlar. adana' dan antalya' ya kadar olan şehirlerimiz şimdiden elden çıktı ve güney doğu şehirlerini andırıyor. bu duruma son vermek için bir şeyler yapmak şart.

    batıya gelen kürtleri geri göndermemiz şart. türk varlığını korumak için ve kürtleri g. doğu' ya geri dönmeye zorlamak için yapılması gerekenler ise belli. vatandaş olarak bizim yapmamız gerekenler:

    1- batıya gelen kürtlere iş ve ev vermemek,

    2- kürt esnaftan alışveriş etmemek,

    3- kürtler ile evlenmemek,

    4- televizyonda kürtleri ve doğuluları temel alan hikayeler üzerine kurulu dizi veya filimler yayınlamamak,

    5- kürt kültür ürünlerini kullanmamak ve kürt müziği dinlememek.

    devlet ise kürtlere zorunlu doğum kontrolü uygulayabilir ve tersine zorunlu göç politikası oluşturabilir.
    __________________________________________________________________

    öjenik

    insan genlerinin kalitesini düzeltmeyi amaçlayan tüm etkinlikler öjenik diye tanımlanırlar. öjenik sağlıklı nesiller yetiştirmeyi hedef almış bir akımdır.

    kalıtımla ilgili gerçekler bilimsel ilgi alanına girmeye başladığı tarihten bu yana, bilim ve siyaset çevrelerinde öjenik olanlarla, yani insan neslinin soyaçekim yoluyla ıslahının mümkün olduğuna samimiyetle inananlarla, anti-öjenikler yani öjenizmi sahte bilim, öjenikleri bilimci kılığına girmiş kafatasçılar olarak görenler arasında bir tartışma süregelmektedir. ancak genetik bulgular, öjenikçileri haklı çıkarmaktadır.

    bu alandaki tartışmaların etkileri doğrudan doğruya hükümet politikalarına, istihdamın nasıl düzenleneceğinden, ülkeye göçmen olarak kimlerin kabul edileceğine; kimlerin evlenmeye ve nesillerinin yeniden üretmeye hakları olduğuna kadar yansımaktadır.

    kalıtımın öneminin 20. yüzyılın başında anlaşılmasıyla, münih üniversitesi'nde yürütülen pgibiyatrik genetik çalışmalarının sonucu olarak, naziler 1933'te ruhsal rahatsızlığı bulunan insanların kısırlaştırılmaları yasasını çıkarmışlardır. yine bu bilimsel çalışmaların sonucunda, abd'de de ruhsal rahatsızlığı olanlar, 1950'lere kadar kendi istemlerinin dışında kısırlaştırılıyorlardı. 20. yüzyılın başlarında amerikan pgiboloji birliği'nin kendisine yüklediği en önemli görevlerden birisi, amerikan toplumunun zeka seviyesini koruyabilmek için beyaz ırkın zencilerle karışmasının önüne geçmeye çalışmaktı.
    __________________________________________________________________

    türkleşme nasil olabilir?

    nedense, türkleşmenin hiç bir zaman insanlara uygulanamayacağını, sadece toprağa uygulanabileceğini anlamıyorlar. genellikle bu kelimeden çıkarılan anlam türk dilini zorla kabul ettirmekten ve açıkça kullanılmasını sağlamaktır. oysa bir zenciyi veya bir çinliyi türkçe öğreterek, dilimizi konuşmasını ve herhangi bir türk siyasi partisi için oy kullanmasını sağlamakla, onu türk yapmanın mümkün olabileceğini düşünmek mantığa uymaz.

    milli burjuvalarımız bu tür türkleştirmelerin gerçekte türklükten çıkarmak olduğunu anlamıyorlar. çünkü ırklar arasında bulunan farklar, eğer ortak bir dilin zorla kabul ettirilmesi ile ortadan biraz kaldırılabiliyor veya tamamen yok edilebiliyorsa, bu yol bir melezleşme ile son bulur. bu şekilde türkleşme sağlanamayacağı, aksine türk unsurunun yok edileceği apaçık ortadadır.

    tarihte görüldüğü gibi, bir ülkeyi ele geçiren bir millet, dilini zorla yenilenlere kabul ettirebilir. fakat bin yıl sonra bu dil yeni bir millet tarafından konuşulur ve galip millet tam anlamıyla yenik duruma düşer.

    millet, daha doğrusu ırk, dile değil, kana bağlıdır. bu yolda bir başarı ise ancak kan karışması ile olur. fakat bunun sonucu üstün ırkın düzeyinin düşmesi olur.

    yani eskiden üstün ırkla ülkeleri ele geçirmeyi sağlayan üstün nitelikler kaybolur. üstün ırkla, basit ırkın birleşmesi sonucu ortaya çıkan melez ırk, istediği kadar üstün ırkın dilini konuşsun, o melez ırkta uygarlık yapıcı enerjilere rastlanmaz.

    çaresiz bir çöküşe uğrayan millet, son bir silkinişle, hayret verici bazı uygarlık eserleri ortaya koyabilir. fakat bunları yaratanlar ya üstün ırkın son temsilcileridir, ya da ilk melezleşme sırasında meydana gelen kimselerdir. bu gibi kimselerde iyi kan üstün gelmiştir. bu gibi kimselerin melezleşme işinin son temsilcileri olmasına olanak yoktur. çünkü melezleşme daima uygarlığın gerilemesi ile yan yanadır.
    Tümünü Göster
    ···
  2. 2.
    +3 -2
    irkçi kelimesinin anlami

    bugün geçerli olan felsefi düşünceye göre, politik yönden özellikle devlete yaratıcı ve uygarlık verici bir kuvvet yakıştırmaktan ibaret kalır. fakat burada eski ırk şartlarına gerek yoktur. devlet, daha çok ekonomik gereksinimlerden veya siyasal güçlerin faaliyetlerinden meydana gelir. bu anlayış, ırkla ilgisi olan ilkel kuvvetlerin anlaşılamamasına ve kişinin değerinin hafife alınmasına sebep olur.

    uygarlık meydana getirmeye yetenekli olan ırklar arasındaki farkları kabul etmeyen kimse, kişiler hakkında hüküm vermeye kalkıştığı zaman yanılmaya mahkumdur. irklar arasında fark görmeyip eşitlik ilkesini kabul etmek, insanlar arasında da aynı sonuca varmayı gerektirir. aslında marksizm de, mevcut olan genel bir felsefi düşüncenin, yahudi karl marx tarafından açık bir politik doktrine çevrilmesinden başka bir şey değildir.

    irkçılık insanlık içinde, çeşitli ırkların değerini kabul eder. irkçı inanış için, devleti bir amaç saymak ilkesi vardır. bu amaç da, ırkların varlığının korunmasından ibarettir. irkçılık, onların eşitliğine asla inanmaz.

    irkçılık, insanlığa bir ideal aşılamanın gereğine inanmıştır. çünkü ırkçılığa göre bu inanış insanlığın varlığı için birinci şarttır. herhangi bir ahlak, kendinden daha yüksek bir ahlakı savunan bir ırk için tehlike oluşturuyorsa, ırkçılık o ahlakın hayat hakkını kabul etmez. çünkü melezleşme ve zencilerin zürriyeti ile işgal edilecek bir dünyad, güzellik ve soyluluk hakkındaki bütün inanışlar ve insaniyetin geleceği hakkında bütün ümitler kökten yok olur.

    kültür ve uygarlık, bu dünya üzerinde üstün ırkın varlığına, ayrılmak kabul etmez bir şekilde bağlıdır. bu gerçeğin ortadan kalkması, dnya üzerine bir barbarlık devrinin karanlık örtülerini çekecektir. uygarlığı meydana getirenlerin kökünü kazımak, cinayetlerin en nefret edileni ve günahların en büyüğüdür.

    allah'ın en büyük eserine saldırmaya cesaret eden kimse allah'a küfrederek, cennetin elden kaçırılmasına yardımcı olur.

    irkçı görüş, iyiyi seçip ayırmak suretiyle gelişme sağlayacak kuvvetlere faaliyetlerini geri verdiği ve bu çalışmaları organize ettiği an, tabiatın en büyük iradesini gerçekleştirmiş olur. i̇şte bu şekilde bir gün, daha iyi bir insanlık, dünyamızı büyüleyerek bütün çalışma alanlarının kendisi için serbest olduğunu görür. zaten uzak bir gelecekte de olsa, bir takım sorunlarla karşı karşıya kalınacağına ve bu konuları sadece dünyanın bütün olanaklarına ve doğal kaynaklarına sahip olan üstün ırka mensup bir milletin çözebileceğine inanmaktayız.
    Tümünü Göster
    ···
  3. 3.
    +2 -2
    hareketimizin amaci

    türk nasyonel sosyalizminin tarih içinde, türk halkının ihitiyaçlarına göre belirlenmiş ilkelerinin halkımıza anlatılması ve türk nazizminin temel esaslarını ortaya koymaktır.

    nasyonel sosyalistler olarak tüm türk nazileri'ni, beyaz irkın ve türk irkının üstünlüğüne, türk irksal yapı ve özelliklerinin ve türk kültürünün korunması gerektiğine inananları, atatürk milliyetçilerini, anadolu milliyetçilerini, ulusal bütünlüğümüzü korumak isteyenleri ve güney doğu gazilerini hareketimize katılmaya davet ediyoruz.
    __________________________________________________________________

    nasyonel sosyalizm nedir?

    nasyonel sosyalizm, irkı temel alarak, ırk, millet ve toplumda sosyal ve ekonomik düzen gibi konularda çeşitli ölçüleri kabul eden ve bu konularda bazı düzenlemeler getiren bir ideolojidir. bu ideolijiye kısaca nazizm' de denir. nazizmin daha iyi anlaşılabilmesi için ırk, millet ve sosyo-ekonomik düzene bakışını tek tek incelemek şarttır.
    __________________________________________________________________

    nazizmin:

    1- irklara bakışı - nasyonel sosyalizm, beyaz irkın üstünlüğüne inanır.

    2- millet ve milliyetçilik kavrdıbına bakışı - bir insanın türk, alman, fransız vs. kabul edilmesi için önce beyaz irktan gelmesi gerektiğine inanır.

    3- ekonomi görüşü - nasyonel sosyalistler, komünizme olduğu kadar kapitalizme ve aşırı liberalizme de karşıdırlar. nasyonel sosyalizmi temel alan bir milliyetçi ideoloji hiç bir zaman kandaşlarının sefalet içinde yaşamasını kabul etmez. nasyonel sosyalizmi temel alan hiç bir milliyetçi kandaşlarının ekonomik sorunlarına karşı kayıtsız kalamaz.
    __________________________________________________________________

    neden nazizm?

    çünkü bütün uygarlık, sadece beyaz irktan ulusların eseridir. antik yuna, roma, osmanlı ve bugünkü batı uygarlıkları hep beyaz irktan uluslar tarafından yaratılmıştır. modern teknoloji, insan hakları, sosyal haklar gibi gelişmeler hep beyaz irktan uluslar tarafından ortaya çıkarılmıştır.

    şöyle bir düşünelim, hastalıklara karşı aşıları, televizyonu, otomobili, uçuş teknolojisini, roketleri, röntgen aletlerini kim buldu? eğer beyaz irk olmasaydı, diğer ırklardan uluslar bu teknolojileri geliştirebilirmiydi?

    şüphesiz ki hayır! ne çinliler gibi sarı irktan uluslar, ne zenciler, ne de aborjinler, pakistanlılar, araplar vs. gibi renkli ırklardan uluslar herhangi bir teknoloji geliştirmiştir. beyaz irk dışında hiç bir ırkta yaratıcı zeka kıvılcımı ve yaratıcı merak söz konusu değildir. bunu sadece bilimsel araştırmalar söylemiyor. tarihte söylüyor!

    tabi kapitalizme ve onun ihtiyaçlarına hizmet eden bilimciler, ırk ve millet düşmanı komünist bilimciler ve kendi ırklarından başka her ırka düşman olan yahudi bilimciler ve onların mason yardakçıları bunun dışındadır.

    yahudiler, kendi ırklarını korumak konusunda hassasiyet göstermelerine rağmen, diğer ırkçılara saldırıyorlar.

    aynı tavrı bir yahudi naziler tarafından dövüldüğü zaman yine züteriyorlar. ancak filistinlileri, çocukalrını bile kemikleri kırılıncaya kadar dövmekte bir sakınca görmüyorlar.

    nazizmin diğer düşmanı olan kapitalist ve liberal bilimciler ise bilimsel verileri kapitalizmin ihtiyaçlarına göre çarpıtıyorlar. tıpkı ekonominin kurallarını kapitalizme göre yorumladıkları gibi.

    irkçılık mantık gereği olduğu kadar, aklın ve bilimin de gereğidir. yukarıda belirtilmiş gerçeklere itiraz etmek mümkün olmadığına göre, irkçılık ve irka bağlı millet düşüncesini kabul etmek gerekir.

    zaten yüce allah'ta kuranı kerim' de, insanların ayrı ayrı kavimler halinde yaratılmış olmasının bir amaca hizmet ettiğini yazmaktadır. 'allah dileseydi sizi tek bir kavim kılardı' ifadesi bunun sonucudur. dolayısıyla farklı irklar olması, tanrının iradesinin sonucudur. bunun korunmasına çalışmak, allah'ın eserini korumaktır.
    Tümünü Göster
    ···
  4. 4.
    +3 -1
    irklarin safliğinin korunmasi

    irkların saflığını bozan birleşmelerin etkilerini, tabiat basit olaylarla düzeltir. tabiat, bu konuda melezlere pek az tolerans tanır. bu tür faaliyetlerin ilk ürünleri, dördüncü ve beşinci nesile kadar büyük zorluklarla karşılaşır. kandaki birliğin azlığı, o şahısların iradeleri ve hayati enerjileri arasında bir çok fark doğurur. karışık ırk, daima saf ırkın egemenliği altına girer. böylelikle uygulamada daha çabuk yok olmaya uğrar. bu olayların örnekleri çoktur. hatta tabiat, çoğu kez ileri gider ve nesillerin üremesine bir sınır çeker.

    belirli bir ırka mensup fert, aşağı ırktan biri ile birleşirse, birleşmenin sonucu düzeyin düşmesi olacaktır. ayrıca, aralarında yaşadıkları saf ırk mensuplarına oranla daha zayıf bir nesil meydana getireceklerdir. üstün ırktan yeni kan karışımasına engel olunduğu engel olunduğu durumlarda devam eden birleşmeler sonucu ortaya çıkanlar, tabiat tarafından ustaca azaltılan direnç kuvvetleri dolayısıyla kendilerini zaman içinde yok olmaya mahkum edecekler ve binlerce yıl sonunda, yeni bir karışım ortaya çıkacaktır. bunlarda ise çeşitli birleşmelerden dolayı, kökle birlikte karışmış olan ilkel unsurlar artık tanınmaz duruma gelecektir. böylece çeşitli niteliklere sahip yeni bir millet meydana gelecektir. fakat bu yeni milletin zeka, yaratıcılık ve güzel sanatlar yönünden değeri, ilk birleşmeye katılmış olan yüksek ırkın yeteneklerinden çok aşağı olacaktır.

    aynı zamanda bu verimsiz yaratık, kanı temiz kalmış olan yüksek bir ırk önünde yenilecektir. yüz yıllar boyunca gelişen ve bu yeni milletin aynı cinsten olmasını sağlayacak olan "sürü birliği" ne kadar büyük olursa olsun, ırkın düzeyinin düşmesi, uyum yetisi ile yaratıcı yeteneklerin azalması dolayısı ile, fikri gelişme ve uygarlık yönünden üsrtün ve saf bir ırkın saldırılarına, başarıyla karşı koyma olanaklarına ortaya çıkarmaktan yoksun kalacaktır. demek ki şu ilke ortaya konulabilir: her ırk birleşmesi zorunlu olarak ortaya çıkan melezlerin birleşmeye katılmış ve kan temizliğinin verdiği birliği korumuş üstün unsurların önünde yapıldığı taktirde ortadan kalkması sonucunu verecektir.

    böylelikle ırkların bozulmalarıyla ortaya çıkan yaratıkların, saf bir ırk tabakasının bulunması ve yeni melezleşmelerin olmaması şartı ile, yavaş yavaş ortadan kaldırılması tabiatın sağladığı yenileşmenin ve tekrar hayat bulmanın kaynağı olur.bu olay, çok güçlü bir ırk içgüdüsüne sahip olan ve özel şartlarda veya bazı özel zorlamalar sonucunda ırkın temizliğini koryan ve devam ettiren tabi çoğalma yolundan uzaklaştırılmaış insanlarda kendiliğinden ortaya çıkabilir. zorlama son bulur bulmaz, saf kanlı unsur, hemen kendine eş olanlar arasında çiftleşmeye başlar ve bu davranış sonunda her çeşit birleşme yoluyla bozulmalara engel olur. böylece melezleşmeden ortaya çıkan yaratıklar kendiliklerinden arka plana çekilirler.

    iç güdünün inanışına arkasını dönmüş, tabiatın ortaya koyduğu teorileride bilmeyen bir kimse, tabiatın yaptığı düzeltmelerede güvenmemelidir. demek oluyor ki, yenileşme işini yapma görevi , zekaya düşmektedir. fakat gözleri körleşen bir kimse, ırkları birbirinden ayıran setleri yıkmakta devam edecektir. en sonunda da bir gün içinde bulunan en iyi şey yok olacaktır. i̇şte o zaman, orada birlik "isteyen bir çorbadan başka bir şey görülmecektir". bu gün sözleri kulaklarımızı tırmalayan ünlü reformcuların idealleri budur. fakat şu bilinmelidir ki bu şekilsiz bileşim, dünyada her türlü idealin ölümünü ifade etmektedir. belki böylelikle "büyük bir sürü" meydana getirilebilir. böylece bu çorba sayesinde sürü hayatına düşkün bir hayvan yaratılabilir, fakat bu karışımdan uygarlık yapıcı saf kimseler çıkmacaktır. işte o zaman insanlığın görevinde kusur işlemiş olduğu düşünülebilir.

    insanın sadece bir tek kutsal görevi vardır. insallıkta var olan en iyi şey ırkın korunması üstün kimselerin gelişmelerinin daha yüksek duruma sokulması için kanın saf bir halde kalmasına dikkat etmek.
    __________________________________________________________________

    irk

    kan ve ırk aleyhindeki günah, dünyamızın ilk işlenen günahıdır ve bu günaha kendisini terk etme, insanlığın sonunu gösteren bir işarettir.

    toplum içinde bir takım gerçekler o kadar yaygındır ki, cahil halk, bunları gözünün önünden geçtiği halde göremez, sık sık karşılaştığı halde tanımaz. bu gibi kimselere, biri çıkıp da önceden bilmesi gereken bir şeyi ssöylediği zaman hayretler içinde kalır. öyle toplumsal sorunlar vardır ki kadar basit bir şekilde çözümlenebilir. ama toplumlarda, colomb cinsinden kimselere pek az rastlanır.

    bütün insanlar, dünya üzerinde dolaşır dururlar ve her şeyi öğrenmek ve bilmek isterler. fakat hiç kimse dünya üzerindeki canlıların çeşitli gruplara ayrılmış olduğunu göremez. en ufak ve üstün körü bir inceleme, dünya üstünde yaşamak iradesinin büründüğü sayısız şekillerin el sürülemez ve değiştirilemez bir yasaya bağlı olduğunu gösterir. her hayvan, aynı gruptan bir diğer hayvanla çiftleşebilir. leylek leylek ile, ispinoz ispinoz ile, fare fare ile kurt kurt ile vb. yalnız şunu unutmayalım ki, bazı olağanüstü durumlar bu kuralı bozabilir. örneğin tutsak veya aynı türden olanların çiftleşmelerine engel olan herhangi bir başka sebeple ortaya çıkacak zorunluluk... fakat bu durumda da tabiat, bu karşı koyuşla mücadele etmek için bütün olanaklarını harekete geçirir. tabiatın protestosu, soyu bozulmuş canlı türlerinin yaşama olanaklarını sınırlama şeklinde görülür. bir çok olaylarda da tabiat onları, hastalıklara yahut düşmanlarının saldırılarına dayanmak, karşı koymak yeteneğinden yoksun bırakır.

    birbirine eşit olmayan iki yaratığın birleşmesi sonucu meydana gelecek ürün, çiftleşen erkekle dişinin değerleri arasında bir değere sahip olur. bu pek doğal bir sonuçtur. yani çocuk, canlılar merdiveninde aşağı ırka mensup olan ebeveyninden daha yüksek bir yerde, fakat yüksek bir noktada olan diğer ebeveynden ise daha aşağı bir düzeydedir. bu bakımdan çocuk, ilerde bu üstün ırka karşı girişeceği mücadelede yenilecektir. böyle bir çiftleşme, canlıların değerlerini yükseltmeyi görev edinmiş olan tabiatın ve tanrı'nın iradesine ters düşer. tabiatın bu görevi çeşitli değerlerdeki kimselerin çiftleşmeleri ile gerçekleştirilemez; ancak en yüksek değeri temsil edenlerin tam ve kesin zaferleri ile sağlanır. daha güçlü oalnın rolü hakim olmaktır, daha zayıf olanla kaynaşmak değildir. eğer üstün ırk böyle davranmazsa kendi büyüklüğünü yok etmiş olur.

    bu yasayı, sadece doğuştan zayıf olan yaratıklar zalimlik olarak nitelerler. fakat bu da, onun zayıf ve sınırlı bir kimse oluşundan ileri gelir. çünkü bu yasa onun vücudunu ortadan kaldırmasa idi, bütün canlıların gelişmesi aklın alamayacağı bir şey olurdu.

    tabiatta ırkın temizliğini aramak ve devam ettirmek için var olan bu genel eğilimin sonucu, sadece özel ırklar arasında dış görünüşlerindeki bir farkla değil, her birinin kendine has niteliklerinin benzerliği noktasındadır. tilki daima tilkidir, kaz daima kazdır.

    hiç bir zaman doğuştan kazanılmış yeteneklerin etkisi ile, kazlara karşı iyi kalpli davranacak bir tilkiye veya sıçanlar karşı merhamet besleyen bir kediye rastlanamaz. bundan dolayı, ırkların birbirleriyle olan mücadelelerine sebep, derin bir antipatiden çok, açlık ve aşktır. her iki durumda tabiat ise ilgisiz ve duygusuzdur. hatta denilebilirki tabiat memnun bir şahittir.

    hergün yapılan ekmek kavgası, zayıf, hastalıklı ve korkak yaratıkların yenilgileriyle sonuçlanır. öte yandan dişiyi kendine çekmek ve onu büyülemek için giriştiği mücadele ancak en sağlam erkeğe zürriyet yetiştirmek hakkını verir veya bu olanağını ona sağlar. fakat kavga, daima o türün sağlığının ve gelişmesinin ilk şartı olur. eğer, bu olay başka türlü cereyan etse idi, sonraki gelişmeler durur ve çok geçmeden gerileme başlardı.

    gerçekten bütün insanlar zürriyet yetiştirmekte aynı olanaklara sahip olsalardı, daha az iyi olanlar en iyilere oranla çok oldukları için, çok çabuk çoğalacak, sonunda en iyiler ikinci plana düşeceklerdi. i̇şte bundan dolayı en iyiler lehine katı tedbirler alarak duruma müdahale etmek gerekir. tabiat zayıfların sayılarını kısıtlamak için, onları şiddetli ve zor hayat şartları içine atar. tabiat sadece arta kalan seçkinlere çiftleşmek için izin verir. ölçü olarak kuvvet ve sağlığı kabul etmek suretiyle yeni ve sıkı bir seçme yapar.
    __________________________________________________________________
    Tümünü Göster
    ···
  5. 5.
    +1 -1
    http://www.sabah.com.tr/d...iler_turk_gencini_oldurdu

    edit: eksilemiş bir de kendini türkçü sanan andaval..
    ···
  6. 6.
    +1 -1
    @1 bi gibtir git abd de amerikan nazizmi yapsa gelse bizi burda çükse ne yapacağız o zaman hepimiz insanız hepimiz kardeşiz
    ···
  7. 7.
    -1
    bunu okuyan ölmüş
    ···
  8. 8.
    +1
    okuyun lan
    ···
  9. 9.
    0
    hem nazi hemde uzun yazıyo eksileyin bini
    ···
  10. 10.
    0
    @1 bu ne dıbına koyayım?

    git mhpye gir, kasma bu kadar.
    ···
  11. 11.
    0
    okuyanı gibsinler biz rasyonalistiz hacı *
    ···
  12. 12.
    0
    bu konu hakkında bilgi isteyenler için gayet açık
    ···
  13. 13.
    0
    dxfghjklşloıuytfdsfzxvcbnmö
    ···
  14. 14.
    0
    @1-2-3 şuku amk

    adam en azından açıklıyor fikrini, eline tüfek alıp daha çıkmıyor

    edit: sonra söyleyecem beğendim mi beğenmedim mi, daha ayrıntılı okumak lazım
    ···
  15. 15.
    0
    pusula, kağıt yapımı, basım ve barutu çinliler buldu amk malı. bilmeden konuşma.
    ···
  16. 16.
    0
    @1 general amsel'in sol taşşaa
    ···
  17. 17.
    0
    @1 arkadasim onu gibme bunu gibme.lan biz kimi gibicez ? takildim ben orda bak.
    ···
  18. 18.
    0
    okumadım ama bu başlık uçar gibi
    ···
  19. 19.
    0
    yıl 2011 olmuş hala türkiye de nazizm akımı başlatmaya çalışanlar var.
    ···
  20. 20.
    0
    @1 hitlerin kayıp tohumu
    ···