/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 976.
    +3
    ..yarın 14 şubat çarşamba..yani sevgililer günü..

    aslında benim için pek bir anlamı yok gibi görünebilir, ama bir şekilde anlamlandırmak peşindeyim bu kimilerine göre "saçma" ve "gereksiz" günü.
    tamam, ben de şekilciliğe karşıyım ama, ne var be abicim..kutlayan kutlasın işte? zaten eğlenmek, bir araya gelmek, stres atmak, insanlarla iletişim kurabilmek konularında sıkıntılı olan insanımızın, arada böyle özel günlerin hürmetine sığınarak kendini aşması belki de kaderinin bazı satırlarını yeniden yazması neden saçma olsun ki?..

    tamam sana saçma gelsin gene..sen elitsin okey..ama bırak da biz garibanlar biraz eğlensin..
    daha önce de söylemişimdir,
    o yüzden, severim yani, yılbaşıdır, sevgililer günüdür, doğum günleridir felan... insanlar kaynaşıyor işte..ne güzel..

    dün gece sabaha kadar planlar kurdum gene kafamda, bin bir çeşit senaryolar..

    amaç, sevgililer gününde bir şekilde buse yi dışarı çıkarmak, takılabilmek..

    dediğim gibi, artık hızlı hareket etmek zorundayım, çünkü birileri, başka birileri, herhangi birileri de benimle ortak hedefe yönelmiş olabilir?

    geçen sefer ki hatalarımı tekrarlamak yok bu sefer..

    buse, güzel bir kız..

    elbette talipleri olacaktır..etrafında onlarcası vardır belki... sınıfında..sokağında..telefonunun ucunda..bu, anlaşılmaz ya da tuhaf bir şey değil. doğanın kanunu..erkek talip olur..kadın seçer..

    yine aşk sarhoşluğuyla, salak salak ağırdan alıyordum, neyse ki dün gördüğüm o sahne beni uyandırdı..kafamda bir şimşek çaktırdı adeta..

    dünyadaydım ben?..gerçek dünyada!..dizi setinde ya da romantik bir aşk öyküsünde değil..

    insanlar vardı burada..gerçek insanlar..yarış halinde olduğun..her alanda ve her anlamda karşına rakip olabilecek insanlar..öyle durmaya, ağırdan almaya, sarhoşluğa gelmezdi dünya..

    aşık insanların yaptığı en büyük hatadır zaten bu..aşkı ve öncesini film tadında yaşamak... lan?..oyun mu oynuyorsun sen? diablo 2 evrenin de mi sandın kendini dıbına koyim? bir sen gerçeksin, diğerleri npc mi?..

    alıverirler elinden kızı..

    hani derler ya.."sen dikkatli sürersin, ama başkası gelir çarpar"..

    bir daha hayatıma birilerinin çarpmasına izin veremem..

    işte bu yüzden olsa gerek, kurmaya çalıştım en mükemmel planları..zihnimde oynadım..defalarca tekrarladım..

    nihayetinde, beynim iflas edip, bununla beraber elimdeki hiç bir planın da mükemmel olmadığını (hatta mükemmele yaklaşmadığını bile) görünce..vazgeçtim hepsinden...

    evet evet!... bütün planlarımdan vazgeçtim...

    en iyi plan... plansızlık olmalıydı benim için...

    çünkü bütün planlar ters gidebilirdi?

    ama bir plan yapmadıysan şayet, onun ters gitme ihtimali de olmazdı zaten...

    doğaçlama takılmaya karar verdim... biraz da, işimi kadere bırakmaya..

    aklımda bu düşüncelerle geldim bu sabah okula işte...

    heyecandan, verilen her ders arasında tuvalete gittim... işemem gelip duruyor...

    sonunda öğle arası oldu..ellerim ceplerimde, çıktım sınıftan dışarı... gazamız mübarek olsun... sonumuz hayrolsun..
    http://fizy.com/#s/1dejs4

    yeaah... go tsigalko..go go...

    kafam bomboş..

    koridorda insanlar dolanıyor..

    usulca, camın dibindeki kalorifere yaklaştım..ellerimi sıcaklığına uzattım..

    ne güzel...

    yandıkça kaçırıyorum hafif hafif parmaklarımı... zevkli..

    peteklerden yayılan tatlı sıcaklık beni mayıştırdı..gözleri, dışarıda, hayatlarını yaşayan, gülen, eğlenen, ya da sakin sakin yürüyen insanlara takıldı..biraz daha yaklaştım pencere..bacaklarımı da dayadım kalorifere..

    çok huzurluyum...

    nedendir bilinmez ama aniden bir mutluluk..huzur çemberi çevirdi etrafımı..kendimi bıraktım... gözlerim daldı insanlara... ne kadar da mutlu görünüyorlardı?

    dertsiz..tasasız... sıradan insanlar... sakin hayatlar... imreniyorum monotonluklarına... keşke onlardan biri olsam..aralarına karışsam..beni, sevgiyle kucaklasalar...

    dalgın dalgın dışarıyı izlerken zamanın geçtiğini fark etmemişim..çıkmalarını beklediğim yan sınıf (alt sınıfımız, buselerin sınıfı) boşalmış bile..

    farkında değilim..değildim yani..omzuma dokunan bir el yeniden hayata dönmemi sağladı,

    "pişt..naber?" dedi elin sahibi sakin bir sesle,

    kafamı çevirince gülşenle göz göze geldik,

    "ha?..iyiyim (: ..senden naber?" dedim mahmur mahmur..

    "iyi bende (: dalmışsın hayırdır? (:"

    "hiiç öyle takılıyorum ya (: ..bitti dersiniz her halde?"

    "ayyh evet, bıraktı nihayet :/ (: ..yemek yemeye gidiyoruz biz, gelsene sende?" dedi, çoğul ifadesinin sebebi, hemen bir kaç adım ötesinde başka bir kızla laflaşarak bize yaklaşan buse olmalıydı..

    "olur (:" dedim neşeyle.."bizim kantinde mi yiyeceksiniz?"

    "hı hı (:"

    buse de yanımıza vardı, gülümseyerek selamlaştık birbirimizle, sonra da dördümüz yan yana kantine doğru inmeye başladık konuşaraktan..

    gece boyu yaptığım, ve başlangıcında "buseyi öğlen beraber takılmaya çağırabilmek" konusunu barındıran onca planı, hazırladığım onca senaryoyu düşününce, kendi kendime gülümsedim..

    ah tsigalko... bırak... her şeyi kontrol edemezsin ya?... bazı işleri kadere bırak...

    mutlu mutlu indim ilerledim kantine..planın..daha doğru iptal ettiğim planların, ilk aşaması kendiliğinden gerçekleşmişti böylelikle..
    şimdi sıra öğlen yemeği, ve orada edilecek uygun bir teklifte..

    ha şey..plan değil tabi bu ama :p ...
    Tümünü Göster
    ···
  2. 977.
    +5
    elimizde tavuk sote dolu ekmekler, önümüzde sodalar.. kolalar..her hangi bir masadan farkımız olmaksızın, kantinde oturmuş dört arkadaş gibi laflıyoruz..

    esasen gülşeni bile pek tanımıyorum... yani bir şey paylaşmışlığımız yok öyle.. öbür kızla da anca merhaba merhaba... buse.. zaten onu arkadaş olarak görmediğimi sayfalardır bağırıyorum (:

    acaba şu kantinde... bu masalarda.. benim gibi hisseden bir başkası var mı daha?... bırak kantini, bütün kampüste... hatta bütün şehirde...

    kalbi benimki gibi çarpan biri daha var mı?..gözleri benim gibi görebilen?...

    muhabbet arasında, çok da fazla uğraşmama gerek kalmadan, bir şekilde yine yaşadığımız-okuduğumuz şehre geldi mevzu.. sanırım hava durumu muhabbetinden geldik oraya da x)..

    hazır şehirden bahsedilirken ve yanımda şehre yabancı sayılabilecek biri varken,

    bundan daha iyi fırsat olamazdı her halde?..ağzımı açtım.. inanın kelimeleri daha sıraya bile koyamamıştım.. öylece çıktılar ağzımdan.. hesapsızca... kasmadan..

    "buse? daha önce geldim demiştin ama, sen hala yabancısı sayılırsın buraların, şehri seve seve gezdirebilirim :p" dedim sempatik olmaya çalışarak..

    güldü, "olabilir (: kızlarla bir kaç yere gittik gerçi ama, iyi bir rehbere hayır demem (:"

    "yarın, okuldan sonra işin yoksa... "

    daha cümlemi bağlayamamıştım ki, kızların ikisi birden "aaa" yaptılar, gülşen,

    "oğlum yarın sevgililer günü değil mi bee x)" diyerek gülmeye başladı...

    salağa yattım bende, evet, burada, şu anda saf oğlanı oynuyorum ;)

    "aa..doğru yaa (: ..var ya o kadar dalmışım ki..farkında bile değilim.."

    "yuh ya..:p" dedi gülşen pek inanmamış bir şekilde... lan..bir bırakın da kız konuşsun amk?!

    "gerçi benim için de bir önemi yok bu senekinin ama..(: gayet aklımda :p"

    yaptığım patavatsızlık (?) dan dolayı pişmanmış gibi garib garib baktım buseye, en mahcup gülümsememi takındım,

    "kusura bakma ya :/ :}..unutmuşum ben... "

    kız sakince gülümseyip,

    "sorun değil (:" dedi..

    devam ettim,

    "vay be arkadaş... herkese plan yaptıran 14 şubat, bize plan bozdurdu iyi mi? :p (:" deyip güldüm.. kızlar da güldüler.. gözlerim, hala busenin gözlerinde... sanki, masadaki diğer ikiliden bağımsız olarak, ona özel bir şeyler anlatmak için çırpınır gibiler.. yüzümde karmaşık duygular var..

    hem beni anlasın istiyorum... delicesine..

    hem de anlamasından korkuyorum.. utanıyorum... duygularımı...
    ... gülünüp geçildi bu pot kırışım (!)... başka muhabbetler döndü bundan sonra masada..

    olmamıştı..

    başaramamıştım..

    sanki, kazayla, farkında değilmiş gibi, çaktırmadan yapmaya çalışmıştım ama..

    gerizekalı kızların da katkılarıyla, amacıma ulaşamamıştım..

    o andan sonra fazla konuşmadım.. söyledikleri şeyleri kısa cümlelerle onayladım, bir de sahte, solgun bir gülümsemeyle öğlen arasının sonuna kadar idare etmeye çalıştım..

    olmadı be beyler..

    napalım...

    acemiceydi zaten davranışım.. kabul ediyorum... ama kasmaya da dayanamadım... ben, oyunlar oynayarak, kasarak, üzerinde düşünerek sahip olmak istemiyorum ki bu ilişkiye?... doğal yollardan olsun istiyorum... kolayca... sanki birbirini tamamlayan bir legonun parçalarıymışçasına.. otursun birbirinin üzerine hayatlarımız...

    aranın sonunda sınıflarımıza doğru çıktık.. bunları sınıflarına kadar geçirdim.. kendim de dönmüş, ağır, keyifsiz adımlarla sınıfıma doğru ilerliyordum ki adım seslenildi, onu duymayı en çok sevdiğim ağız tarafından,

    "tsigalko?"

    hemen döndüm? buse kapının eşiğinde durmuş, sonra bir iki adım daha atıp mesafeyi kapattı,

    "efendim?" dedim içten bir gülümsemeyle..

    yanıma geldi iyice, aramızda bir adımlık mesafe kalıncaya değin hemde..oh..küt küt seslerini şakağımda hissediyorum...

    "şey diycem ya..demin aşağıda kızlar gır gır geçmesin diye demedim de, yarın, akşam.. dışarı çıkabiliriz.. benim için sorun olmaz yani..ne olcak ki? takmam böyle şeylere pek.."

    felç oldum galiba..

    cevap vereyim istedim ama, daha çene kaslarımı bile oynatamıyorum.. yutkundum..

    "senin için de sorun olmazsa tabi(:" diye ekledi gülerek..

    nefes almaya çalışarak (zira bir kaç saniyedir unutmuş durumdayım),

    "yo..yok.. olmaz canım.. niye olsun" dedim.. rahatlamış bir gülümseme yerleşti yüzüme, dudaklarıma..

    "tamam..o zaman? (:" deyip tatlı tatlı gülümsedi.. benim olayı netleştirmemi bekler gibiydi,

    "eeaaa... şey yapalım... (: ... ben.. seni yurdundan alayım?..kaç gibi istersen.. (:"

    omuz silkti, başını hafifçe yana yatırdı.. çok hafif.. öyle şımarıkça değil.. daha ziyade refleks gibi..

    "fark etmez?..yedi gibi iyi midir? (:"

    "i..iyi? süper? (: ..o zaman..ee... yarın yedide?"

    "tamam (: anlaştık"

    "yurdunun önündeyim? x)"

    "x) peki"

    "iyi dersler (:"

    "sana daa (:"

    ardında ölümcül bir gülümsemesini de bıraktı ve süzülerek sınıfına girdi tekrardan..

    üzerine beton dökülmüş gibi sabitlenip zemine kilitlenen bacaklarımı çözmek bir kaç saniyemi aldı... tuvalete gittim, yüzüme bir su çarptım.. sonra da kabinlerden birine girdim, sessiz bir çığlık eşliğinde 90+2 de gol atmış solskjaer sevinci yaptım, yumruklarımı sıktım, oley çektim, üçlü çektim (beklentilerinizin aksine, 31 çekmedim yani), sonra sevincimden yumruğumu ısırdım bir de üzerine..

    yaptığım absürt hareketlerin dağıttığı üst başımı toparlayıp, gayet muntazam ve sakin şekilde çıktım kabinden, bir kez daha ellerimi yüzümü yıkadım, aynadaki görüntüme gülümsedim, kendime göz kırptım, saçlarımı elimle kulağımın arkasına attım, banka reklamlarındaki müşteri temsilcisi öz güveni ve iş bilirliğiyle çıktım tuvaletten, o sırada sanki alın yazımın sesi yankılandı kulaklarımda,

    "başka bir arzunuz? ;)"
    panpalar, bu gecelik bu kadar olsun ;)

    yarın kısmetse, unutulmaz olaylara sahne olan o özel günü paylaşacağım sizlerle, zihnimde canlanan hatıraların haddi hesabı yok, yıllar sonra bile gülümsetmeyi başarıyorlar beni,

    gençlik güzel şey be..genç olmak, aşık olmak, aşık bir genç olmak...

    çok güzel şey...

    hepinize iyi geceler..
    şair arkadaş gene döktürüyor maşalllah ;)
    herkese selamlar panpalar, buralarda mısınız? başlayalım mı? x)

    5-10 dakikaya yazmaya başlıyorum, yerlerimizi alalım
    harbi lan, o sevimli çocuğun büyümüş haline başka birini bulamamışlar mı aq..

    ek: huur karolin
    Tümünü Göster
    ···
  3. 978.
    +5
    ... mutluluk sarhoşluğu..

    benimkiler biraz kısa sürer ama genelde..ne yapayım? bünye müsait değil..

    anında çalışmaya başlar beynimin "negatif" "gamlı baykuş" bölgesi..

    her şeyden dram çıkarmaya hazırdır doğuştan adeta..

    ne güzel, mutlu mesut evime gitmişim, bütün gecem güzel geçmiş, arkadaş tam yatağa yattım, beynimin, az önce tarif ettiğim malum bölgesinden bir ses konuşmaya başladı,

    "çok mu kolay oldu sanki?"

    öyle mi olmuştu?

    normal bir insan, beyni normal çalışan bir insan, ertesi akşam, uğruna yanıp bittiğini iddia ettiği kızla buluşabileceği için mutluluktan, sabırsızlıktan uyuyamaz..

    ama gerizekalı tsigalko endişeden uyuyamıyor..neden?..

    beynimin karanlık yanı, kızın bazı sözlerini özellikle "kalın ve italik" harflerle vurgulayarak bana baskı yapıyor:

    "takmam ben öyle şeylere"... "ne olacak ki?"

    bunlar klagib, hoşlanan, ama belli etmemek için rahat takılan bir kızın cümleleri mi?

    yoksa durumu hiç giblememesinden kaynaklanan bir rahatlığa sahip kızın cümleleri mi?

    asıl soru bu..

    buse, benim ona karşı olan (ve bana göre gayet de belli ettiğim) hislerimden memnun olduğu için mi böyle kolayca beni kabul edebildi,

    yoksa, aramızda zaten nasılsa bir şey olmasını mümkün görmediği için mi böyle rahattı?

    bazen sizde şahit olursunuz 2. seçenekteki durumlara, mesela kız çok güzeldir, ama aynı zamanda samimi olduğu, son derece çirkin (görsel olarak) erkek arkadaşları vardır etrafında..kız bunlara iyi davranır, samimi olmakta sakınca görmez, çünkü zaten kıza göre, çocukla aralarında bir şey olması imkan dahilinde değildir... o nedenle böyle rahat olabilir kız... kardeştirler onlar kardeş demi?..kankadırlar..

    zütümün kankası..

    nah kankasınız siz..

    o çocuk senin için geberiyor belki de, ama o da biliyor senin ona bakmayacağını..o yüzden, oyunu senin kurallarına göre oynayıp "kanka ayağı" yapıyor işte..çünkü ona göre, senin yanında bulunabilmesi, masana oturabilmesi, seninle konuşabilmesi bile bir lütuf..

    zaten sen de öyle düşünmüyor musun güzelim? etrafında pervane, ayak işlerini yaptırabileceğin, paralı asker misali, köle misali "arkadaş" lar, "kanka" lar..

    hıh..

    yalan dünya..

    işte beyler, benim saplantılı beynim, bu kez de buna takılmıştı..mutlu olmak, rahat etmek varken..

    her daim kendimi dramatikleştirecek bir şeyler buluyorum..ender bir yetenek olsa gerek..
    o gece uzunca bir süre, kendimi yenmekle uğraştım. nihayet, buse ye olan saf ve samimi duygularım çatışmadan galip çıktı da uyumayı başarabildim..

    zaten şu "en güzel aşk zor olandır" felsefesini kafamıza sokan arabesk geleneklerimizin de te dıbına koyasım var..

    hayır arkadaşım, en güzel aşk, sahip olduğun aşktır..

    zor olanmışmış..

    ammann! sevenler hiç kavuşamasın dıbına koyim.. leyla ile mecnunlar, aslı ile keremler, ferhat ile şirinler..

    hiç biri mutlu olamasın..bir tak oluyor öyle olunca çünkü.. marifet oluyor..

    hiç bir hikayemiz mutlu sonla bitmesin sakın..ee, ne de olsa doğuluyuz biz türkler, neşeli avrupalılardan bir farkımız olsun..

    yemin ediyorum, dünyada şu ortadoğu-anadolu kültürünün aşk-kavuşma durumlarına yaptığı kadar sapıkça yorumlar ve fanteziler üretebilen başka bir kültür daha yok arkadaş..yok yani..

    varsa yoksa acı, gözyaşı bizde..

    resmen bunlarla besleniyoruz anasını satayım..

    ertesi gün öğle arasını iple çektim gene, kalorifer önünde bekledim gene..bu kez o geldi yanıma, gülümsedi, sadece ikimiz, indik kantine.. sanki gecenin provasını yapar gibi, sohbet ettik.. yalnız..sadece o... ve ben.. yaşadığım duyguları, tüylerimin diken diken oluşunu, göğsümün içinin hipodroma dönüşünü, uyuşup hissizleşen parmaklarımı, parmaklarımın ucunu.. mümkün değil anlatamam size..

    tarif etmeye korkar en ihtişamlı kelimeler bile, muhakkak bazı anlar vardır, anlatılamaz hiç bir tasvir ile..

    ...

    yan yana sınıflarımıza çıktık tekrar, onu sınıfına uğurlayıp döndüm ki, nilayın yarı gülümseyen bir yüz ifadesi, tuvaletten çıkmış, sallana sallana bana doğru geldiğini gördüm, başıyla "vay vay" hareketi yaptı, sonra da sınıfa girdi..

    içeri, beraber oturduğumuz sıraya geçtim, duvar kenarını vermedi bu sefer,

    "olayı iletletmişsin?" dedi imalı imalı..

    "öyle oldu biraz (:"

    "hıı (: .. şu öbür kızı komple sildin yani ha?"

    "hangi kızı?"

    "oohooo (: sen uçmuşsun be oğlum (: ..burçin i diyorum, hani şu hemşire ;)"

    "hee... evet.. onla görüşmüyoruz artık.."

    "aslında tatlı bi kızdı o da?"

    "yaa ya..ne demezsin.."

    "niye lan? daha iki gün öncesine kadar ağlanıyordun bana?"

    "geçti o günler.." deyip elimle salla gitsin hareketi yaptım..

    "ben o kızla tanıştım biliyor musun? (:" dedi nilay..

    bir anda kan beynime sıçradı,

    "ne?..ne zaman!"

    "bir kaç gün olmuştur.. hatta geçen hafta sonu işte ya..geçen pazar.."

    neeee!!!

    şok halde bakakaldım nilayın yüzüne..bu,

    "ne oldu ki o kadar aşırı tepki veriyorsun?"

    "nasıl tanıştınız? ne zaman? tam olarak ne zaman? saat kaçta??"

    bu sefer şaşırma sırası nilaydaydı,

    "ya..bi sakin ol be..ahaha.. manyadın ha... bilmiyorum akşam üstüydü..biz necoyla oturuyorduk senin çaldığın yerde işte... "

    necoyla mı oturuyordunuz?..al bir şok daha... dur daha neler duyacağız hele..

    "e... eee?"

    "bu geldi, bayağı morali bozuk gibiydi..ben de göz aşinalığım olduğu için selam verdim..bu da gülümsedi filan (: ... şaşırdım aslında, hemen yan tarafa oturdu, ben masaya çağırdım bunu işte..o ara 1-2 saat, tanışıp konuştuk..bu kadar..ne var bunda bu kadar büyütülecek?"

    yaa..ne var bunda büyütülecek tabi?... tabi..

    ne var demi beyler? hiiiç bir şey yok dıbına koyim.. hiiç...
    beyler bi sıçıp geliyim ya..moturu bozmuşum aq..
    http://fizy.com/#s/1ahsgi

    ..derin bir nefes aldım..söyleyeceklerimi şöyle bir aklımda sıraladım, çünkü çok seri sıkıcam birazdan, uzi gibi boşaltıcam yani, o yüzden sıralı olmaları iyi olur..

    "nilay!" dedim yüksek olmayan, ama otoriter ve net bir ses tonuyla, "bir daha o kızla görüşmeni istemiyorum..hatta yan yana aynı kaldırımdan geçmeni bile istemiyorum..ayrıca necoyla ne işiniz vardı pazar akşamı kafe de?"

    kızın yüzü asıldı, sonra küskün bir biçimde, "ne..ne biçim konuşuyosun ya.." dedi, "allah allaah..ne oldu sizin bu kızla bu kadar aranızda da düşman kesildin böyle? hem görüşmek, görüşmemek ne ya? alt tarafı iki muhabbet ettik, tanıştık biraz, o kadar..yok necoyla ne işin vardı, yok o kızla görüşme..peki abi? gece de sütümü içerek yatayım demi?"

    sinirli sinirli duvar kenarına kaydı,

    tam saldırmaya devam edecektim ki hoca geldi..

    ders boyu tek kelime etmedik, arada bir baktım göz ucuyla, yüzü mahkeme duvarı gibi, dünyayla alakasını kesmiş, bastıra bastıra tahtadaki formülleri geçirmekle meşgul..

    e be nilay... neyse, ben sana sorarım bunların hesabını nasılsa sonra..dua et bu akşam özel bir randevum var, moralimi yüksek tutmak zorundayım..

    ayrıca, o burçine de iki çift lafım olacak, ya kızı çıkaramadık arkadaş hayatımdan yaa..var mı böyle bir şey? tam ben kurtuluyorum derken bu sefer de arkadaşlarıma saplandı..bela mıdır, manyak mıdır nedir anlamadım ki..

    iyi akşamlar dilemeksizin (o yüzüme bile bakmadan yanımdan geçip gidince ben de bir şey diyemedim haliyle) ayrıldık nilayla, gerizekalı tripcan..

    ben de yol aldım hızlı adımlarla..2 saat vaktim var buluşma için..hızlı hareket etmem gerek..önce bir yere uğrayacağım..sonra da eve..duş,giyinme, mental hazırlık, kızı almaya gitme... gibiyim..çok sıkışık oldu böyle be..

    yolda cüzdanımı kontrol ettim, içinde taa pazartesi gecesinden ayarlanmış ve benim için para ve kredi kartlarından daha değerli olan bir şeyler var..aman,..olmaları gereken yerde olduklarını görünce mutlu mutlu gülümseyip, evden önceki durağıma doğru ilerlemeye başladım..
    Tümünü Göster
    ···
  4. 979.
    +3
    zamanında ilk fak badimi bulmama ön ayak olan(unutkanlar için v.02: ayçayla tanıştığımız mekan), sonrasında da çok kere uğrayıp, hem eğlence çeşitliliği hem de atmosferinin samimi olmasından ötürü "mekanlarım" listesine aldığım kafe&bar a uğradım..

    tıpkı sokaklar gibi, burası da çiftlerle dolu..çok güzel lan..her yerde aşık insanlar..sevgililer..karı kocalar..nişanlılar.. "havada aşk kokusu var" cümlesi, tam da bu gün için söylenmiş olmalı..

    kasaya yaklaştım,

    "merhabalar? (:"

    hakkında mekan sahibi olduğunu düşündüğümüz, orta yaşlı hoş, sarışın ablamız (teyzemiz dersek alınabilir) iç tarafta oturduğu yerden önce öylesine uzattı kafasını, kulakta kocaman halka küpeler, elde sigara, saçlar topuz..oohh, tam patroniçe valla (:

    sonra beni hatırladığını-bildiğini gösteren bir gülümsemeyle "merhaba (:" dedi, bir zahmet tanısın aq, hiç ödemediysem 10-15 kere hesap ödedim kendisine..

    "ya ben reserve yapabiliyor musunuz diye sorucam ama? (:" dedim sempatik olmaya çalışarak, kalktı gülümseyerek rafın önüne geldi,

    "reservee..bu gün çok kalabalık olur ama tatlım , zor biraz reserve yapmamız :/"

    "aynen, farkındayım onun, zaten o yüzden ayarlabilirsiniz belki diye şey ettim :}"

    güldü, devam ettim,

    "akşam 8 gibi şu yola bakan masalardan birini tutmanız mümkün olmaz mı?" deyip sırıttım..ısrar ediyorum..

    iç çekti hafifçe, "ah gençler" der gibi gülümseyip gözlerini kırptı,

    "bir de yola bakan masa olacak yani (:"

    güldüm, "ya, olursa işte :p"

    "peki..bir tane tutucam senin için, ama yol tarafındaki olur diye söz vermiyorum..geç kalırsan da kaptırırsın ona göre, 5 dakikadan fazla beklemem (:"

    neşeyle sırıttım, oley be, "yok yok..8 de buradayız (:"

    "peki (:" deyip bir şeyler karaladı önündeki kağıda,

    "isim vereyim mi?"

    "gerek yok, ben buradayım, biliyorum seni (:" diyerek rahatlattı beni,

    "tamam o zaman, çok teşekkür ederim (:"

    "rica ederim" deyip bilmiş bilmiş güldü..

    hızla çıktım mekandan, şimdi istikamet ev..mekan işini hallettim..hiç bir şeyi şansa bırakmamak lazım ;)
    ...

    veeeeee... hamileyiiiimmmmm hamileyiim hamileyim haaaaamileeeeyimm..

    ehehe..

    veee,

    sonunda hazırım, kendimi terletmemek için fazla hızlı hareket etmeden kız yurduna doğru ilerliyorum.. şimdiden pır pır etmeye başladı kalbim..

    of lan.. ölmemem lazım.. sakin biraz..

    ne konuşucam acaba lan.. nelerden bahsedicem kıza?... vah amk..ne zor iş... hiç böyle olmamıştım lan? (bunu 20. kere söylemiş olabilirim, ama her seferinde de hiç öyle olmamıştım ;) ) kızla ne konuşacağım konusunda bile endişelenebildim ya, resmen bir yaşıma daha girdim yani..

    yediye beş kala kapının önündeydim, telefonu çıkarıp mesaj attım,

    "geldim ben (:" *

    cevap geldi,

    "iniyorum hemen (:"

    son bir kez saçımı başımı, üzerimi kontrol ettim, ellerimi sakallarımda gezdirdim şöyle bir.. uzun ya, bir şey filan varsa toz-hav bilmem ne, düşsün..

    derin derin nefes aldım bir kaç kez.uff.. için için üşüyorum lan..hem üşüyorum, hem de sıcak basıyor aynı anda..

    bu gün sevgililer günü ve ben buse ile dışarı çıkabiliyorum?

    ..mükemmel olmalı..

    her şey mükemmel olmalı..

    yaşadığı, yaşadığım, yaşanılan en mükemmel sevgililer günü olmalı.. allahım yardım et..acı bana.. biraz olsun yardım et..amin
    http://fizy.com/#s/1ajcsx

    ..binasından çıktı..

    bahçe boyunca ilerledi..loş beyaz bekçi kulübesinin önüne geldi, iznini aldı..gözlerimi bir saniye bile ayırmadım..her saniye değerli benim için..

    onu gördüğüm her saniye..ziyan etmeye kıyılamayan pudingler gibi..hani kasenin dibini yalarsınız böyle..aynen öyle... her anı kıymetli bu gecenin..

    gülümseyen bir yüzle dış kapıyı da açıp çıktı dışarı,

    "selam (:"

    "selam (:" dedim, gülümsemekten yanaklarım yırtılacak lan..julia roberts dan halliceyim..

    gündeki teyzeler öpüşmesi..sarılış kısmı belki 1 saniye daha uzun yalnız..bilerek uzattım x)

    yarım dakikadır içimde tuttuğum nefesimi derin bir rahatlama eşliğinde verirken, "nabersin (:" dedim salak salak..lan..çok salağım aslında ya..o kadar salağım ki, kıyamaz seversiniz beni..

    "iyi (: senden naber :p" dedi, e öyle salak girişe böyle alaylı cevap gelir zaten..

    güldük..benim heyecanıma ve saflığıma..ama, bence o da heyecanlı..o da mutlu..valla lan?..gözlerinin içi gülüyor... canım benim..bir tanem..sevimlim..

    "napalım? hava biraz soğuk gibi ama? kordonda yürüyelim mi? üşürmüsün?"

    "yoo, sıkı giyindim (:" deyip montunun yakalarını kavradı, bana gösterir gibi yaptı (:

    gülüştük,

    "tamam o zaman..güzel oluyor yol bu saatlerde zaten..bugün daha da güzeldir..insanlar..(:"

    "(: hıı ım, sevgilisi olanlar yaşadı (: ..romantik anlar filan x)"

    bayılıyorum böyle içten konuşmana benimle..

    utangaç utangaç gülüştük gene..

    kordona varınca deniz tarafına doğru saptık, kenardan yürüyoruz..hafif rüzgar ikimizin de saçlarını, benim atkımı uçuşturuyor..hoş ışıklandırmanın altında aheste aheste yürüyoruz..bizim gibi yürüyen, ama büyük kısmı bizden daha samimi görünen (kol kola, el ele, omuz omuza) çiftlerle yan yana, karşı karşıya... anın tadını çıkarıyoruz..güzel duygular bunlar..endorfin tavan yapmıştır şimdi kanımızda.. (:

    "atkımı verebilirim, üşüyor musun?"
    Tümünü Göster
    ···
  5. 980.
    +3
    "haayır hayır (: ..üşürsem söylerim..ama sadece atkıyla kurtaramazsın o zaman x)"

    espri yapan dillerine kurban..ellerimi iki yana açtım, "abi atletime kadar x)" dedim "atletime kadar yani,hiç sorun değil"

    koptu bu..eliyle kibarca yüzünde, sakinleştirmeye çalıştı kendini,

    yan yana yürüyoruz..tabi her hangi bir temas yok..ayıp olmasın diye şey etmiyorum ben zaten hiç..kendisi şey ederse anca işte..
    http://fizy.com/#s/1d77sb

    bir süre sonra gül satan bir çingeneye denk geldik..şaşırdım mı? tabi ki hayır..

    sıradan bir günde bile kordonda en az 3-5 tanesi olurken, böylesine bir günde sayıları 10 misline çıkmış olsa şaşırmam..peki itirazım var mı?

    lan?

    manyak mısınız ne itirazım olacak, ahaha, hoşuma bile gitti, işime geldi lan x)))

    hafif tombik, güzel yüzlü çingene kızı, biz genç çifti görünce hemen yapıştı,

    "abiğ, güzel ablama gül almaz mısın?"

    buse şaşkınlıkla bana sokuldu,

    ben gülmeye başladım, bir iki şaşkınlık ünlemi yaptım filan (ki dediğim gibi hiç şaşkın değilim, bunun böyle olacağı belli, ama yanınızdaki insan şehrin yabancısıyla şaşırması doğal tabi)..

    "güzel ablama güzel kırmızı güllerimden almaz mısın?"

    buseye baktım, kaşları havada, ağzı yarı açık-güler pozisyonda..tamamen şaşkın..

    "almaz olur muyum ya?" dedim gülerek, çiçekçi kız hemen boyun kırdı, gül demetinin içinden, müşterisine karpuz beğenen pazarcı edasıyla bir tane gül seçti güya itina ile (: ..

    buse kolumu tuttu hafifçe, baktım bir an,

    "yaa gerek yok (:" dedi hem telaşlı, hem utanmış hem de şaşkın..gülümsüyor bir yandan, kaşlar havada..

    "olsun" deyip göz kırptım, olsun..olsun tabi ki? neden olmasın? (:

    çiçekçiye parasını verdim, alt tarafından tutmalık yeri folyoyla sarılı gülü almak için uzattım elimi..aferin, dikenler, narin parmaklarını hırpalasın istemem..

    çiçekçi, "ablama veriyorum (:" deyip beni çalımladı, gülü buseye uzattı, kız bir bana, bir çiçekçiye bakıyor..ağzı kulaklarında ama bir yandan da hala tereddüt içinde, kaşlar da inmiş değil yani x)

    neyse aldı sonunda,

    "allah mutlu mesuud etsin abiğ * " dedi gerdan kırarak işveli çiçekçi kız,

    kafamı çevirip son son, "eyvallah p:" deyip sırıttım,ehehe, len ne kıyak oldu be x).. yürümeye yeniden başlarken, elindeki güle hala şaşkın şaşkın bakmakta olan buseye döndüm sonra,

    o da bana baktı, "gerek yoktu ya (:" dedi epey mahcup şekilde,

    hemen şakadan itiraz ettim,

    "aa..olur mu? buse hanım? madem bu kutsal günde sevgili çiftlerimizin arasına sızdık, o zaman kurallara uymak zorundayız! kamuflaj şart! x)"

    gülmeye başladık tekrar..kafasını sağa sola salladı, gözlerini kırpıştırdı..ağzımız kulaklarımıza varıyor ikimizinde..

    "peki öyle olsun (: ..uyum sağladık demi şimdi? (:"

    yalandan düşünüyormuş gibi mimikler yaptım,

    "eeaaa... yani..iyi gidiyoruz evet.." sonra eğilip fısıldadım, "aman ha, çaktırmamamız lazım ajan olduğumuz ;)"

    tekrar gülüşmeler..

    biraz daha yürüdük..biraz daha lafladık..

    saat sekize geliyor..kafeye de yaklaştık..yavaş yavaş yönümüzü yola doğru çevirelim bakalım,

    "bir yerlere oturalım mı ne dersin? (:"

    "olur? fark etmez? sen mi üşüdün yoksa :p"

    "yoo (: daha yürürüz gece gene, yormiyim dedim seni (:"

    "tamam oturalım o zaman..ama bir şartım var?"

    "nedir efendim? (:"

    "içecekler-yiyecekler benden"

    "eeeımm..söz vermeyeyim o konuda (:"

    "aa olmaz o zaman..hani uyum sağlıyorduk?"

    "ama uyum sağlayacaksak benim vermem gerekiyor busecim :]"

    "hiç de bile..sen, sevgiline gül hediye ederek romantik bir jest yaptın, şimdi o da bu şekilde elinden geldiğince durumu dengelemeye çalışacak..demi yani? x)"

    "ııı... yani.."

    "öyle öyle..itiraz yok (: ..valla anlarlar bak sonra ona göre :p"

    güldüm..

    "peki..ama sırf uyum sağlamak için bilesin :p"

    "tabi canım..çaktırmıyoruz :p"

    gülüşerek yol tarafına ilerledik, saat tam sekize beş kala, güç bela reserve ayarladığım yerin önündeydik,

    "burası nasıl?"

    "iyiii? gibi ama..boş yer yok galiba..amma dolu haa..bilindik mekan heralde.."

    "bir bakalım ya? ne olur ne olmaz, yoksa başka yere gideriz.."

    "eh iyi, ama hiç sanmıyorum (:"

    içeri doğru ilerledik..
    Tümünü Göster
    ···
  6. 981.
    0
    Rezervasyon
    ···
  7. 982.
    +3
    ohaaa..

    vay dıbına koyayım beyler.. şaka falan olsun.. yazık ulan?
    harbiden ölümlü dünya be beyler.. adam benimle yaşıt ulan? kalp krizi ha?..oha diyorum.. hemşerim çıktı bir de..olaya bakar mısın?
    bu gecelik burada kesebiliriz isterseniz, valla yemin ediyorum bütün hevesim kaçtı şu an..
    arkadaşlar bu gecelik bu kadar olsun, benim de yazasım kalmadı inanın.. gencecik, üstelik sporcu bir adamın ölmesinin üzüntüsü bir yana, üstüne bir de hem yaşıtım, hem hemşerim olunca etkisi katlandı resmen..

    ölümlü dünya görüyorsunuz.. hiç birimizin yarına çıkmaya senedi yok. bunu bile bile insanların nasıl hırsla gözleri dönüyor anlamak mümkün değil..

    hepinize iyi geceler panpalar, yarın gece görüşürüz kısmetse eğer.
    selamlar panpalar, 00.00 dan sonra buluşalım (:
    selamlar panpalar,
    başlayalım ;)

    bir de, bugün özel bir şey mi var anlamadım, herkes çarşamba gecesi uzun yaz deyip duruyor da, bir şey mi kaçırıyorum acaba? (:
    ···
  8. 983.
    +4
    ..ben sırıta sırıta önden, o arkadan girdik içeriye..tıpkı busenin tahmin ettiği gibi, bütün masalar dolu..

    biri hariç.

    yola bakan tarafta, üstelik mekanın en arka köşesindeki masa..ilk bakışta dışarıdan fark edilememesinin nedeni de köşe masa olması..vay be..afferin be abla..elimle seçsem bu kadarını seçemezdim, allah razı olsun (:

    reserve masaya doğru ilerlemeye başladım, buse de tam olarak durumu çözememekle beraber peşimde, her ihtimale karşı, kasaya doğru da bir bakış attım, kadınla göz göze geldim, "aferin sana" der gibi gülümsedi..gittik masanın başına, tam oturucam, buse,

    "aa..ben de niye bi tek burası boş diyordum, reserveymiş meğer cık cık..çakallık yapalım dedik ama olmadı galiba (:" deyip "kısmet değilmiş" der gibi boyun büktü gülerek,

    "evet reserve?" dedim sandalyelerden birini onun oturması için çekerken..

    bir iki saniye yüzüme baktı boş boş..sonra jeton düştü, yüzüne, suya damlayan bir mürekkebin yayılışı gibi yayılan bir gülümseme eşliğinde,

    "oo.." dedi, "cidden sen mi ayırttın?"

    ben gayet sakin, "ee..evet, ne var ki bunda bu kadar şaşıracak? ;)"

    gözlerini iri iri açık sırıtarak otururken, "iyi bakalım.." dedi, "jestler de 2-0 mı oldu ne burada x)"

    "aynen, 2-0 öndeyim ona göre (:"

    off..çok hoşuna gitti be beyler..(: valla..

    biraz sonra kadın kendisi gelip masadaki reserve tahtacığını kaldırdı, gülümseyerek "hoş geldiniz tatlım, menüyü bırakayım ben size, çocuklar bakarlar karar verince ;)"

    "teşekkür ederim (:" dedim ben de minnetle gülümseyerek,

    tekrar gözleriyle selamladı bizleri ve menüleri bırakıp masadan ayrıldı,

    buse hınzır hınzır gülümsüyor çaktırmadan..

    "noldu? (:" dedim

    "bişey yok ya, kadın çok hoşuma gitti ona gülüyorum (: ... "tatlım" x) "

    sesli güldüm ahaha..

    "hıı... (: ..epeydir müşterisiyiz buranın da, tanıyor artık, o yüzden bu samimiyet (:"

    "güzel yer ama ya, hem de güler yüzlüler, gördüğüm kadarıyla..ya da belki de sadece sana öyledirler bilemicem :p"

    buseden ard arda gelen ince esprilere, herhangi birinden duyduğumda güleceğimin iki misli keyifle gülüyorum..çünkü bunlar hep, hoş diyalogların, rahat, doğal, içten muhabbetlerin yolunu açan güzel detaylardır..

    birer neskafe söyledik, buse tatlı gülücüklerle etrafa, bana bakınıyor, ben de onun bu sevimli hallerine..
    biraz sonra, içeceklerimizi yudumluyorduk..

    "burası sadece kafeden ibaret değil bu arada" dedim,

    "hıım?"

    "yazları şu an bizim bulunduğumuz ön kısmın üstünü filan açıyorlar, restoran tarzı bir yer oluyor, kahvaltı-ya da fast food yiyecekler var..iç taraf her zaman kafe-bar şeklinde, alttaysa disko var x)"

    "hıı (: bak sen"

    "ama tabi ben cici çocuk olduğum için gitmiyorum o kısımlara :p ..maksimum bir kaç masa ileri kadar otururum işte, ilerisi beni bozar x)"

    güldü, "kesin öyledir x)"

    konuşmaya devam ettik..o, heyecanlı heyecanlı bir şeyler anlatıp, hem beni güldürüp, hem kendi gülerken, arada kendimden bir şeyler sıkıştırarak ya da onun söylediklerini yorumlayarak katılıyorum sohbetine..ve doyasıya izliyorum onu bu vesileyle..

    doya doya..

    sanki ilk defa görüyormuşum gibi hevesle..

    sanki son defa görebilecekmişim gibi tutkuyla..

    onu anlatmak istiyorum biraz.. nasıl bir kız bu buse? nasıl görünüyor?..ne yer ne içer, nasıl düşünür, nasıl hisseder kısmını zaten ilerleyen bölümlerde takunu çıkarana kadar işleyeceğim zaten..ama bu gece, bana kendini şimşek hızı ve gücüyle aşık eden bu kızın güzel yüzünden, gözlerinden bahsetmek istiyorum..

    bir kere, muhteşem bir kahverengi timsali kendisi... karakteristik, paintin, filli boyanın, monami pastel boyanın kahverengisini kıskandıracak kadar güzel, kahverengi gözler.. içleri gülen, ne çok iri, ne çok ince, anlamlı, badem gibi gözler..

    ve canlı, gür, düz kahverengi saçlar.. omuzlarına dökülüyor, yanaklarına değiyor, gözlerinin önüne düşüyorlar bazen, bazen de zarifçe süzülüyorlar kulağının arkasından..

    insan hiç cansız bir varlığın yerinde olmak ister mi arkadaş?

    aha işte ben o saçların yerinde olmak istiyorum neredeyse..tek bir saç teli bile olsam yeter, ama asla dökülmemek, sonsuza dek yanaklarında, boynunda, omuzlarında, gözlerinin önünde kalabilmek şartıyla (:

    buğday tenli bir kız buse.. benim gibi, benden biraz daha koyu olabilir, belki 1-2 ton.. gözlerinin ve saçlarının kahvesiyle çevrelenince bu ten, bu kez de sütlü kahve gibi bir şeyler çıkıyor ortaya.. içmeye doyamayacağınız türden.. şekerli, ballı.. köpüklü..sıcacık..

    çok hoş bir ses tonu var.. konuşması, diksiyonu, vurguları..

    öyle konuşan fok balığı gibi değil yani, aman allah korusun.. tatlı bir kız olabilmek için, kişinin 5 yaşındaki halinin sesiyle konuşmaya çalışmak zorunda olmadığının en büyük kanıtı benim için kendisi.. ince, berrak sesi her daim kulağımın keyfini yerine getiriyor.. duydukça duyasım geliyor.. eminim güzel şarkı da söylüyordur..bir ara söyleteceğim bakalım x)

    yuvarlak yüz hatları var, ve o yüzün üzerindeki her bir detay, sanki rönesans döneminden bir heykel tıraşın elinden çıkma gibi.. yahu bir insanın hiç mi kusuru olmaz arkadaş? biraz daha büyük ya da yamuk olsaydı burnun ne olurdu ki sanki? ya da kaşların biraz daha kalın, dudakların biraz daha ince olsaydı?..zaten yeterince güzel, güzel huylu değil misin be sevgilim? ne olurdu sanki kulakların da biraz kepçe olsaydı?..gene de severdim ki ben seni?..ama bu mükemmellik niye?..korkuyorum bu kadar güzel olmandan.. kendimi yetersiz, tipsiz, öz güvensiz hissediyorum hacı??..kendimde, yüzümde, gözümde, vücudumda, her şey bana batar oldu senden sonra,

    "acaba burnum yamuk mu lan?" "ağzım çok mu büyük?" "göbeğim mi var yoksa?" diye kendime sormaya başladım sayende..

    ama senin güzelliğin yanında, bütün güzellikler vasat be sevgilim.. vasat hissediyorum kendimi.. eziyorsun resmen beni..ne vardı bu kadar güzel olacak?..
    http://fizy.com/#s/1ajen7

    yalan değil, kızın vücudunu da inceliyorum onu süzerken her seferinde..hemen fesatlaşmayın be işte..utandırmayın beni (: ..öyle hislerle bakmıyorum ki?... hunhar bakışlar değil bunlar..ağzımın suyunu akıtmıyorum..gözlerim dalıyor, sadece hayran kalıyorum..

    zaten hiç bir zaman öyle bakamadım ya kimseye?

    öylesine takıldığın, duygusal olarak umursamadığım kızlara..ayçaya bile, elife bile..öyle tecavüzcü coşkun, şahin k gözüyle bir türlü bakamadım aq..hiç kimseyi, hiç birini, şöyle çatır çatır domaltıp gibsem nasıl olur diye inceleyemedim..

    evet mallık var biraz bende farkındayım (:

    ama olmuyor? bin adam olucaz, şöyle takılıcaz, kızlara böyle yavşıycaz bilmem ne dedik, dediklerimizi yaptık da biraz biraz? kötü olucaz, kötülük yapıcaz dedik? eh..yaptık da biraz again..

    da, bir türlü o adamlardan olamadık..olamadım amk? napiyim?..

    ben, ne yaparsam yapayım göremiyorum o gözle kadın kısmısını... belki ertesi sabaha yüzünü bile görmek istemeyeceğim bir kadınla bile, saygı duyarak sevişiyorum o gece..ona, bedenine..o sanat eserini yaratan ustaya saygı duyarak..

    herhalde böyle fazla el bebek gül bebek büyütülmenin yan etkileri bunlar (:

    neyse, ne diyorduk? buse evet..tabi, iç çeke çeke, imrenerek, hayran hayran süzüyorum tepeden tırnağa her daim..

    türkiye standartlarında uzun bir kız sayılır buse..ama eliften filan kısa..hatta nilaydan da kısa..başının elmacık kemiğimin biraz altına, yanak civarıma filan geldiğini düşünürsek..evet, bir yetmiş filan olabilir..ne güzel işte? 8-10 santim topuk giyse maksimum, huyu huyuma, boyu boyuma (:

    narin bir kız ayrıca..üstüne binip sürdüğüm, altına girip ezildiğim bazı kısrakgiller gibi değil anlayacağınız..böyle..sülün gibi..kibar..iri kemikli değil öyle..ince bilekli..kıyamam... ince bilek iyidir..sonra parmakları..ah..evet..ilk gördüğüm gün de, en çok dikkatimi çeken şeylerden biri o uzun, ince parmaklar..çok güzel elleri var..kim bilir nasıl da güzel dokunuyorlar..ve o parmaklar..eminim çok becerikli hamarattırlar..

    işte böyle bir kız buse..güzel... çok güzel... hele benim gözümde..belki siz yanından yürüyüp gidebilirsiniz dalgın bir gününüzde pek dikkat edemeden..
    çünkü ciksi değil? bir megan fox, bir kate upton, stoya bilmem ne değil..

    ama o ışığı var ya..o klas duruşu..her haliyle elit bir havası var..ağır..çook ağır bir güzellik..ve dediğim gibi..altında mini eteği, üzerinde dekoltesi olmadığı takdirde yanından geçip gidilebilir..ama eğer bir kez yüzüne bakar, gözlerini yakalar-yakalanırsanız gözlerine..o gece yatmadan önce kesinlikle gelecektir hayali gözlerinizin önüne..ya "hoş kızdı ya" der geçersiniz..
    ya da benim gibi, o hayalin peşinden delicesine gidersiniz..

    delicesine seviyorum buse..delicesine peşindeyim..
    Tümünü Göster
    ···
  9. 984.
    +3
    ... "saçlarını ne zamandır uzatıyorsun?" diye sordu konuşurken,

    "saçlarımı?..birinci yılın sonunda başladım işte..iki seneden biraz daha az oldu diyebiliriz (:"

    "güzel uzamışlar (: hiç kısalttırmadın mı?"

    "yok, hayatta makas sürdürtmem, azıcık kısalt derim, zeki mürene döndürürler maazallah.."

    "x) ..haha, kıymetliler diyorsun.. güzel ama, dalgalı, lüleli, biz öyle yapalım diye saatlerce uğraşıyoruz (:"

    "(: çok kıskanıyorlar sorma, ama bence seninkiler böyle çok güzel.. düz saç yani.. çok..hoş.. duruyor..sende... :}"

    cümlenin sonu zorlukla toparladım aq..bir iltifat edicez (ki aslında gerçeği söylüyorum) sıcak bastı resmen (:

    "teşekkür ederim (: ..bir gün dalgalı yapayım, bir de öyle gör ama, belki fikrin değişir? (:"

    iç çektim..bu kez, çok ama çok rahat, neredeyse umarsızca çıktı kelimeler ağzımdan,

    "fark etmez ya..her halinle güzelsin zaten.."

    böyle yarı efkarlı, ciddi, romantik ve içten sarfettiğim sözler, buseyi biraz durgunlaştırdı.. kötü anlamda demiyorum ama.. deminki çocuksu gülüşü, yerini daha olgun, anlamlı bir gülümsemeye bıraktı işte.. gözleri daha dolu bakmaya başladı..ya da bana öyle geliyor aq, allah allah ya! bırakın azıcık hayal kurayım ne var?..o da benden hoşlanıyor olsun? bırakın öyle düşüneyim? benim hakkım yok mu sevinmeye..

    "sakallarıma yorum yapmadın ya? (:" dedim sırıtarak, yorum yapılmayacak gibi de değil aslında, kaptan mağara adamı gibi dolanıyorum anasını satayım x) ama kız ekstra bir yorum getirme gereği duymamıştı bu duruma hiç, ulan 90 ların ortalarında bu halde sokağa çıksam, "kedi kesiyor bu, satanik bu, anarşik buu!" diyerek linç ederlerdi her halde afgdgdsgds

    "oo onlar zaten şahane" deyip güldü

    "eyvallah x)" deyip elimi şakacıktan artis artis yüzümde gezdirdim,

    "valla şu an, böyle mitolojik bir kahramanla beraber oturuyormuş gibi hissediyorum x)" diye devam etti, koptuk gülmekten, biraz taşak geçiyor galiba benle ama olsun x)

    "sorma,ben daha ziyade kaptan mağara addıbına benzetiyorum kendimi ama, neyse :p" dedim.. gülmeye başladı gece, kahkahalarının arasından zorlukla, "şu eli sopalı olan?" dedi,

    "hee, böyle gri çuval gibi bir şey giyer mütemadiyen asfsafga"

    "hahahah..ay..tsigalko.. çok değişik birisin sen ya (:"

    ellerimi yana açıp, sırıtarak kararsız kararsız kafamı sağa sola salladım, "şimdi.. değişik derken (:"

    gene yarıldık.. neyse..toparlandık az sonra,

    "iyisin yani..iyi" deyip okey işareti yaptı gülümseyerek,

    "eyvallahh (:" dedim elim göğsümün üzerinde öne eğilip..

    iyice ısındı muhabbet be..ne güzel gülüyoruz.. artık yavaş yavaş malum konulara doğru hareketlensem mi ki? yoksa daha çooook mu erken?..

    ama ya geç kalırsam?..

    erken davranmak mı daha kötü?..
    http://fizy.com/#s/1ajgi7

    bir saatten biraz fazlaca oturmuştuk ki,

    "kalkalım mı? ne dersin?" dedim..

    zira daha gecenin sıradaki etapları var önümüzde..

    kız,

    "güzel burası aslında? sıkıldın mı? sıkıcı mıyım :p"

    "yoo..yok canım (: ..başka yerlere de gideriz, bütün geceyi burda harcamayalım diye şey ettim (:"

    gözlerini kırpıştırdı, sonra yine yüzüne yavaş yavaş yayılan koca bir gülümsemeyle,

    "daha başka kafelerde bekleyen başka masalar da var dersen artık yuh derim (: ... "

    güldük,

    teslim olur gibi ellerimi kaldırıp,

    "cık, başka reserve masa yok valla x) gezelim diye şey ettim tamamen"

    "iyi madem..kalkalım o zaman (:"

    kasaya doğru ilerliyordum ki bu gece ikinci kez dokundu bana, kolumdan yakalayıp, "yaramazlık yok ona göre" bakışı eşliğinde "ne konuştuğumuzu hatırlatırım ;)" dedi,

    "ama.."

    "hayır tsigalko, ben vericem, ısrar etmiyorsun kesinlikle (:"

    çaresizce omuzlarımı düşürdüm, "eh..kadına da rezil edicen beni valla (:"

    "hıı..senin asıl derdin o zaten bence, "tatlım" ın gözünden düşüceksin, eyvahlar olsun (:"

    daha fazla ısrar etmeme izin vermeden hesabı ödeyiverdi, sonra da dönüp çıldır çıldır bakan gözlerle, "evet? istikamet nereye? (:"

    "sürpriz efendim (:"

    "pekii, rehberimize bırakıyorum kendimi (:"

    gülüşerek çıktık dışarı..

    geldiğimizin ters yönünde biraz yürüdükten sonra, yakındaki avm ye gitmeyi önerdim, şaşırdı,

    "ne var ki orda?"

    "hiiç..yine kafeler mafeler..insanlar..süslemişler bugüne özel..(: ..istemez misin? dışarısı soğukmuş, zorla çıkardım gibi oldu bi de seni, sonra üşütürsen vicdan azabından ölürüm (:"

    "e..ne diyim..(: ..ben de aklında bir yer var sandım öyle hemen kalkınca" deyip yalandan, sırıta sırıta hayal kırıklığına uğramış gibi yaptı,

    "deme ya :/"

    "başka plan yok diyorsun yani (: ..alıştırdın tabi önce, şimdi boşluğa düştüm o yüzden..:p"

    "kendimi affettiricem bir şekilde artık :p"

    "hadi bakalım (:"

    "şey, oraya kadar yürürsek yolda donabiliriz ama, bir taksi çevirelim mi?"

    "bilmem..fark etmez, sorun olmaz benim için de, bence sen kesinlikle üşüyorsun x)"

    ne üşümesi be busem..yanıyorum tam tersine..benim derdim programıma yetişebilmek ;)

    taksinin birine atladık,

    "kolay gelsin abi"

    "sağ olasın kardeşim, neresi?"

    "xxx"

    hadi bismillah, 2. perde başlıyor (:
    vay amk, neler oluyor burada böyle panpalar, arada flasbackler görüyorum ((:

    buralarda mısınız? devam edip geceyi bitirelim mi?

    yoksa bir geceyi 3 gecede anlatabilen bir yazar olarak kaplumbağalığa terfi edebilirim her an x)
    (: peki devam panpalar, bu geceyi, bu gece bitirelim artık demi yani? ;)
    ..10 dakika sonra avmdeydik..

    doğru tahmin etmişim, her yerde süslemeler, dev yapay güller, tavanlardan sarkan kocaman kalpler, elinde yay tutan kanatlı bebek melekler.. vııyyy..tam yılış yılış olmuş be bura (:

    bir yandan laflaşıyoruz, bir yandan da adettendir diye mağazalara bakınıyoruz,

    "bistro tarzı yerleri sever misin?" dedi,

    "yani, az önceki yer de öyle bir yerdi zaten? (:" deyip güldüm,

    "ya orası biraz daha farklı, büyük-karmaşık bi de..disko misko hani :p"

    "olabilir (:" diyerek onayladım..bu, böyle bir şey sorduğuna buradaki kafelerden birine oturtmayı planlıyor beni ama, yoo.. nayır, benim başka bir planım var (:

    "şu tarafa bakalım mı bir?"

    "olur? sinemalar var sanırım orda ama pek bir şey yok"

    "neler var acaba seanslarda.. sahi, sinemaya girelim mi? (:" dedim suçlu suçlu... eveet, planın yavaş yavaş ortaya çıkma vakti,

    bu, durdu, gözlerini dikti, sonra yine yavaş yavaş gülümseyerek,

    "buraya sırf bunun için geldik demi?? (:"

    ben yine suçlu ve pişkin,

    "aynen.."
    Tümünü Göster
    ···
  10. 985.
    +3
    "hey allahım, ben de diyorum sahilde dolanırken nerden çıktı böyle bu fikir birden bire x)..girelim bakalım..ama neler var ki vizyonda acaba?"

    "bakarız?"

    gittik salonlara bakıyoruz,

    bu sıra sıra inceliyor, ben salon 3 ün önünde durdum, bakıyorum,

    "romantik-komedi sever misin?..sevmeyen pek yoktur gerçi (:" dedim,

    "hangisi o?" dedi, yanıma gelip baktığım afişe baktı,

    beyler öyle çok da matah bir film değil merak etmeyin, 14 şubatın kaymağını yeme amacındaki klişe romantik filmlerden biri muhtemelen işte..ama tabi benim için önemli olan araç değil, amaç (:

    "hımm.. bugün gösterime girmiş.." dedi kız düşünceli düşünceli,

    "ne dersin? girelim mi buna?" dedim,

    "girelim?" sonra gözleri camın üzerindeki bir yazıya kaydı,

    "19.30 ve 21.30 seanslarımızdaaa.. biletler tükenmiştir..?" dedi ve "yapcak bir şey yok" der gibi mahsun mahsun baktı yüzüme gülümseyerek,

    "kısmet değilmiş :p" diye ekledi..

    bense hiç bir şey söylemeksizin sakin bir gülümsemeyle yüzüne bakmaya devam ettim..bir kaç saniye yine bakıştık böyle, sonra bunun kaşları havaya kalkmaya başladı,

    "yok canım?"

    sırıtmam biraz daha belirgenleşti,

    "ciddi misin?" deyip güldü,

    elimi cüzdana atıp biletleri çıkardım,

    "ne çok seviyor şu insanlar film izlemeyi be (:" diyerek gülmeye başladım, buse,

    "bir şey demiyorum artık... yuh ya (: resmen... " bir şey diyecekti burada ama vazgeçti söylemekten,

    "her şeyi planlamış mıyım?" diye ben tamamladım söylemeye çekindiği şeyi,

    "yani" dedi alçak sesle, yine o ölümcül, sevimli gülümsemesiyle..

    "güzel olur diye düşündüm.. sonra, benim gibi düşünen insanların sayısının fazla olabileceğini de düşündüm ve..budur yani (: ..pek de bir numaram yok aslına bakarsan (:"

    gözlerini devirip kafasını sağa sola salladı.. gülümsüyor..

    "korktum senden valla (:"

    "aşk olsun :/"

    güldü, imalı-iğneli bir bakışla karşılık verdi..

    acaba rahatsız mı oldu lan kız ben böyle her şeyi planlayınca.. hani, ne bileyim.. yapaylaştı mı sanki biraz olay.. daha mı doğaçlama olmalıydım?..pff..hay aq ya..ne düşündüğünü de anlayamıyorum ki yüzünden.. sürekli gülümsüyor... acaba mutlu olduğundan mı, yoksa dalga mı geçiyor??..

    filme girdik..

    tahmin ettiğim gibi, çok da ahım şahım, senaryo işçiliğine sahip bir film değil ama, çiftleri yakınlaştırma işini görüyor işte 14 şubat vesilesiyle..

    o filmi, ben onu izledim seans boyunca.. gülerken birbirimize yaklaştık.. kollarımız, temas etti bir kaç kez.. göz göze geldik, yine bir kaç kez.. sinema perdesinden yansıyan ışığın altında, daha da güzelleşti güzel yüzü.. hepten peri oldu.. ilah oldu gözümde artık..

    buse.. harbi harbi seviyorum ben seni be arkadaş.. vallahi yandım ki ne yandım... çoook fena çarpıldım..

    çok fena.. çok..
    sıradaki part, gecenin (gecelerin) son partı olsun panpalar, geç oldu saat,
    http://fizy.com/#s/1ahybj

    film çıkışı, ikimizde mayışmıştık, biraz da içimiz şişti doğrusu, sonu her zamanki gibi duygu seliydi aq..insan ne kadar klişelere alışsa da etkileniyor işte naparsın..

    avm den ayrılmaya karar verdik, şubat havası biraz kendimize getirsin bizi..sonra da zaten gece sona erecek malum..

    saat 00.00 a doğru yeniden kordondaydık,

    "acıktın mı?" dedim..

    "evet ama çok da değil, yemesem de olur..başka planın yoksa tabi (: hani şurdan ellerinde kokoreçlerle birisi fırlamayacaksa :p"

    güldüm..

    "tamam kokoreç yiyoruz o halde (:"

    "ya..ciddi değildim (: sonra bir ara yurda gidince yerim valla.."

    "sen kokoreç seviyor musun sevmiyor musun? (:"

    bir "illallah" ünlemi koyverdi,

    "seviyorum (:"

    "bende " dedim.."kokoreçi" diye ilave ettim sonra aceleyle..benim bu sempatikliğim ikimizinde boşluğuna geldi..gülmeye başladık yolun orasında..zaten film nedeniyle de sinirlerimiz biraz allak bullak..kopuverdik..

    ..hala kabalık ve çiftlere ev sahipliği yapmakta olan kordon boyunda, ellerimizde kokoreçlerle yürüyordum 15 dakika sonra.. deniz tarafına yaklaştık yeniden..

    yarım ekmek ayranlarımız bitti, çöplerini çöp kutusuna salladık, aheste aheste ilerlemeye başladık hafif esintide... adımlarımız ahenkli..ağır..keyifli..

    sonra, ne olduğunu anlayamadan ben, koluma girdi ürkekçe... bir anda kalp atışlarımı iki misline çıkarmaya yetti bu hareketi..allaah be..koluma girdi? olm..kol kola geziyoruz len?..kordonda, gece vakti, kol kola geziyoruz? sevgililer gününde, kordonda, gece vakti, kol kola geziyoruz..

    şimdi bayılajaaım..

    "uyum sağlıyalım demi?" dedi muzip bir gülümsemeyle..

    "aynen" dedim sakin bir şekilde karşılık vererek bende..aynen..ses tonum, yürüyüşüm, tavırlarım belki sakin, ama içeride midem, kalbim, ciğerlerim, dalağım filan poga yapıyorlar..

    "bu gece hep senin planlarına uyduk?" dedi canlı bir sesle..

    "hıı..olmamış mı?" dedim tedirgin bir gülümsemeyle.. "planlar"

    "harika olmuş" dedi içten bir şekilde.."çok güzel bir akşam geçirdim..teşekkür ederim (:"

    gülümseyerek karşılık verdim... rica ederim bebeğim... bir şey değil bitanem... sağ ol hayatım...

    "ama şimdi de benim dediğim yere gidicez?" diye konuştu yine aynı canlı sesle,

    herhalde yurdunun önünden bahsediyor..hay hay..benim için bir zevktir buse hanım (:

    "tabi?" dedim sıcak bir şekilde..

    "kızlarla gittiğimiz bir yer var, benim hoşuma gitmişti..oraya zütürmek istiyorum seni, gerçi zaten biliyorsundur belki de"

    aa..daha bir yerlere mi gidicez? geç olmadı mı bebeğim? yurda geç kalma?

    bu düşüncemi ona da söyledim,

    "izin aldım bugün komple..ne zaman gitsem sorun olmaz..yarın gece on iki buçuğa kadar serbestim (:"

    "aa.iyi yapmışsın ya (: insanın aklı saatte olunca tam eğlenemiyor.."

    "aynen (: ..ne diyorsun? gidiyor muyuz?"

    "gidiyoruz (:"
    Tümünü Göster
    ···
  11. 986.
    +2
    dediği yeri biliyorum... ama hiç oturmamıştım daha önce, parkın içindeki şu "bistro tarzı" (: mekanlardan biri.. canlı müziği de var, ortam da pek bi hoş, böyle eski tip kandil gibi süslerin içinde mumlar yanıyor masalarda filan..

    "nasıl? (:"

    "valla güzelmiş (:"

    "gelmiş miydin daha önce?"

    "cık, ilk defa senle geliyorum (: ... önünden çok geçmişliğim var ama oturmak hiç kısmet olmamıştı"

    "bu geceyeymiş artık (:"

    "öyle (:"

    mutlu mesut oturuyorum.. arkadan müzik sesi..her yandan yayılan pozitif, aşk dolu bir aura.. çok güzel be..insanın içi kaynıyor.. sebepsiz yere gülümseyesi geliyor.. aldığın nefesin bile tadı şekerli oluyor..

    çalışan çocuk masaya gelip ne istediğimizi sorunca buse 50 lik söyledi, oo..şaşırdım.. eşlik ettim kendisine..bir de ortaya fıstık...

    içen yönünün de olduğunu görmek güzel oldu tanımak açısından... eyvallah..her türlü muhabbete, ortama varım diyorsun yani..her hareketinde, ve hakkında öğrendiğim her yeni şeyde de, beni kendine daha da aşık ediyorsun (tabi artık bu ne kadar mümkünse)..

    saat 03.00 gibi, hafif yalpalar vaziyette onu yurduna zütürüp, ayrılırken kocaman bir sarılış aldığım o gece, tek bir olay haricinde mükemmel, mükemmelden de öte, rüya gibi geçmişti benim için..

    ama, her zaman olduğu gibi, sinirimi yerinden oynatacak, bana gerçek-acımasız-anlamsız dünyada olduğunu kanıtlayacak bir kanıtla da yüzleşmekten geri bırakmamıştı beni melankolik kaderim..

    ha, peki ne mi bu sinir bozucu olay?

    pek de ciddi bir şey değil canım?..

    alt tarafı, 14 şubat gecesi, saat gecenin bilmem kaçında, ve tesadüfün böylesi ki, nilay hanımla necati beyi aynı masada baş başa eğlenirken görüverdim o kadar..

    bunda moral bozacak ne var yani allasen?..

    aah..ah.. gidi ah..

    sorucam ikinize de..hele bir yarın olsun..
    hepinize iyi geceler panpalarım, güzeldi bu gece, teşekkür ediyorum, epey de yazdım valla (:

    görüşmek üzere, yorumlarınızı esirgemeyin..
    selamlar panpalar, yarım saate başlarız, biraz erkene alalım bu gece (:
    tekrar selamlar, başlamadan evvel @vurucu tim panpamızın küfürler de katarak samimi olmaya çalıştığı eleştirisine yorum getireyim ;)

    tsigalko karakterinin bir takım boşluklarda ve duygusal açlıkta olduğunun hikayenin başlarından beri farkındasınızdır diye düşünüyorum,
    sorunları, maddeler ve materyaller üzerine değil, tamamen manevi-pgibolojik temellere dayalı bir karakter..(lan insan kendi gemişinden böyle bahsedince de bir garip oluyor ha). zaman zaman duygusallaşıp, sahip olduğu maddi değerler ve sağlığı için şükrettiğine, minnettarlık duyduğuna da şahit oldunuz pek çok sefer..

    panpamızın yaptığı eleştirinin tamamen yanlış bir güzergah üzerinden olduğunu düşünüyorum, neden mi? çünkü kendisi, tsigalkonun zengin babası, kalabalık arkadaş ortamı, bazı yetenekleri ve kadınlarla ilişkilerinin fazla olması nedeniyle mutlu olması gerektiğini, şikayet etmeye hakkı olmadığını düşünüyor?

    ne büyük yanılgı..

    bir insan için (hele ki tsigalko gibi duygusal derinliği ve ruhsal dejenerasyonu fazla olan biri için) para, kadınlarla aşk olmaksızın yatıp kalkmalar , bir takım yetenekler, mutlu olabilmek için yeterli sebepler mi?

    gerçekten bu kadar maddeci miyiz? para-ciks-şöhret, insanın doyuma ulaşması için yeterli mi? hayattaki en büyük, yegane amacımız bunlara sahip olmak mı?

    sanmıyorum.. bunlara sahip olmasına rağmen mutsuz olan, ve bu mutsuzlukları onları intihara-ölüme kadar zütüren pek çok şahsiyet tanımıyor muyuz tarihte? duymuyor muyuz?..

    hayırr.. hayır..

    bizim aradığımız, tamamen başka bir şey.. bambaşka.. ister şımarıklık deyin buna, ister tamahkarlık..ama inanın madde de gözümüz yok.. zaten onlara sahip olduğumuz anda anlıyoruz ne kadar anlamsız, geçici ve maketten şeyler olduklarını.. elde edene kadar gözümüze ışıltılı görünen o ambalajların içinin aslında boş olduğunu fark ettiğimizde, daha da büyük oluyor düş kırıklıklarımız..

    işte bu yüzden, aşka, insana olan aşka, allah a olan aşka, aşka olan aşka sarılıyoruz.. bulduğumuza inanınca, kaybetmek istemiyoruz, her an üzerine titriyor, elimizden kayıp gidecek diye de korkuyoruz.. agresifleşiyoruz bu yüzden, "insanlar beni anlamıyor" culuğa başlıyoruz,bu sefer de "şımarık" damgasını yapıştırıveriyorlar.."oohoo bunun derdi yok da işte, kendine dert çıkarıyor" diyorlar,

    gerçekten bu kadar basit mi?

    zengin olduğumuz için,
    ciks yapabildiğimiz için,
    herhangi bir alanda biraz iyi-yetenekli olduğumuz için,

    arkamıza yaslanmalı ve "dünyadaki misyonumuzu tamamladığımıza inanıp" teslim mi olmalıyız?..

    bence bu kadar değiliz biz.. bizde daha fazlası var..

    @ vurucu tim, eğer bir insanı mutlu edebilecek şeylerin gerçekten bunlar olduğunu düşünüyorsan, ya fazla materyalistsin, ya da henüz insanın dünyadaki misyonu hakkında hiç bir şey anlamamışsın. hangisi olduğuna karar ver, ve bence de, bunu içinde çözene kadar hikayeyi okumaya devam etme,
    çünkü henüz buncacık şeylerle kontrolünü kaybediyor ve gaza gelebiliyorsan, hikayenin önümüzdeki kısımları sana ağır gelebilir,

    ne demiş şair?

    "öyle bir hayat yaşadım ki, cenneti de gördüm, cehennemi de.."

    şayet içindeysek eğer, cennetin keyfini çıkarmaya bakalım panpalar, ne de olsa hayatta her şey geçici, öyle değil mi?
    gelelim bu geceki kısma, ama ondan önce kısa bir hatırlatma daha yapayım, özelden sorularını yanıtladığım ve muhabbet halinde olduğumuz pek çok panpa var, bir o kadar da henüz cevap yazamadığım var, çünkü yazdıklarım baştan savma olsun istemiyorum, anlattıklarına değer veriyorum zira, elimden geldiğince yeterli cevaplar yazmaya çalışıyorum kendi çapımda,

    başlık altında da bazen sorular oluyorsa da kaçırıyorsam affola, hikaye konusundaysa, beynimi zorlayarak ve kalın kahverengi-turuncu kapaklı günlüğüme sarılarak, mümkün olduğunca her şeyi anlatmaya, karanlık noktalar bırakmamaya çalışıyorum. günlüğün hepsini geçirmem mümkün değil zaten, yazmak konusunda nasıl bir deli olduğumun farkındasınız zaten (: o zamanlar da bundan farklı değilmişim belli ki, o günlüğün hepsini geçirmeye kalkarsam 2015 de biter bu hikaye x)

    şimdi kaldığımız yerden, yani 15 şubat perşembe gününün öğleninden, yatağımdan devam edebiliriz hikayemize (:
    Tümünü Göster
    ···
  12. 987.
    +2
    ... huzurla uyandım..saat 12.30..sonra birden bire bu kadar huzurlu olamayacağımı hatırladım, bunun sebebini de tabi..yeni günüme kendi kendime çektiğim bir "hay gibiyim.." le başladım..

    paytak paytak gidip elime yüzüme su çarptım, ulan okulu da ektik gene bugün iyi mi?..

    kapalı olan telefonumu açtım baktım şöyle bir, mesaj gelmiş,açtım, buseden? (:

    "dün gece için tekrar teşekkür ederim, güzel rehberlik yaptın ((:"

    sabah atmış..yüzümde kocaman bir gülümseme oluştu güzel ellerinden çıkan bu puntoları okuyunca.

    "ben teşekkür ederim geldiğin için (: . okulda mısın? iyi misin? soğuk algınlığı filan yok demi? :p"

    mesajı yazıp kendimi yeniden yatağa fırlattım, heyyoo be!... oley ulan... oley..

    biraz sonra mesaj geldi, hevesle açtım, ama cevap yerine pizza pizzanın kampanya mesajıyla karşılaşınca okkalı bir "gibtir" daha çektim..amk..durduk yere heyecanlandırıyorsun beni be..

    beklediğim mesaj da bir kaç dakika sonra geldi de muradıma erdim neyse,

    "yok canım, iyiyim gayet (: okuldayım evet? sen niye yoksun, dersin yok muydu bugün bizle?"

    haa s gibtirr beee (bu üçüncü gibtir oldu, hat-trick) ..dersim vardı benim bugün demi buselerle?..tüh lan..dün gece hem mutluluk sarhoşu hem de kızgın olunca (kimlere olduğunu biliyorsunuz) tamamen aklında çıkmış..

    pufff..fazladan birlikte olabileceğimiz, dahası, dün gecenin devdıbını getirebileceğimiz güzelim saatler güme gitti iyi mi?

    cevapladım,

    "sorma ya, uyuyakalmışım ben :/ akşam programımız da var bu arada, gelmez misin? (:"

    bari bu şekilde o açığı kapatayım istedim..seni görmem lazım buse..tekrar..tekrar..ve tekrar... gözümün önünden hiç gitmemelisin sonsuza kadar..
    cevap gecikmedi, ama kısa kesmeye çalışıyorum, kız öğle arasında, yemeğini yesin rahatsız etmeyeyim yani..

    "hadi ya (: yoruldun tabi :p . olabilir, kızlara bir sorarım, geliyorlarsa geliriz (:"

    yaw.. boş ver sen kızları be..

    "niye? kızlar gelmese de gel, onlara bağımlı değilsin artık bak o kadar rehberlik yaptık, şehri öğrettik :p"

    cevap,

    "(: ona lafım yok zaten, teşekkür ettim az önce biliyorsun x) ama kızlar olmazsa canım sıkılır benim tek başıma, başka kimseyi tanımıyorum ki :/"

    ayy.. kıyamam ben sana kurabiyem.. seni öksüz bırakır mıyım la oralarda?..

    "aa neden yalnız kalıcan, alperler gelirler, nilay gelir sonra, benim kanka biliyon :p , kafa kızdır, onlarla oturursun işte hem yeni insanlar tanırsın fena mı? (: . hem, sonra ben varım orda yaa, hiç kimse olmasa ben varım yani :p"

    gel be buse.. yalvarırım gel.. şöyle orada da bir baş başa oturalım seninle gerekirse.. alem bilsin, görsün, seviyorum, herkes duysun.. sana şarkılar söylerim gene..ne olur gel..

    bu sefer cevap biraz gecikti, geç olsun güç olmasın ya, hayırlısı, derken yeniden titredi telefonum,

    "tamam, ama söz vermeyeyim (: kızlara da sorarım ben gene, onlar geliyorsa kesin de, gelmiyorlarsa, ben biraz düşüneyim? * "

    naz mı yapıyorsun kız? senin nazlı halin de güzel.. kurban olurum x)

    "peki o zaman, bunu evet kabul ediyorum, akşam görüşürüz (:"

    sadece gülücük yollamış son olarak (tamam artık sus amk demek istiyor galiba (: )

    gelir mi lan sizce.. gelsin lan..uff.. gene heyecan bastı..bu gidişle, biz bu kızla çıkmaya başlasak hatta evlensek bile ben alışamayacağım galiba, adını aklımdan geçirmek bile yetiyor kalp atışlarımı hızlandırmaya, hayalinden, hele kendisinden hiç bahsetmiyorum bile..ne hallerdeyim düşünün işte..

    telefonu masada bırakıp tolga hıyarının odasına bir uğramaya karar verdim, okula gitmemiş o da sanırım, botları duruyor ayakkabılıkta,ne yapmış, ne etmiş taze sevgilisiyle dün gece öğrenelim x)
    http://fizy.com/#s/1dldfk

    kapıyı adettendir diye tıklatıp odaya bir daldım ki, bizim hıyarı yerde acayip bir pozisyonda görmemle gülmeye başlamam bir oldu,

    "hıahaha, nabıyon lan gibik afadsgfa?"

    "hay ebeni, yakalandık x)"

    "halıyı mı gibiyon aga bu ne hal adsgdasg"

    "şınav çekiyoz lan salak! x)"

    "oo, adam gizli gizli vücut çalışıyor, beni dövmek için mi bu çabalar hep? hey rocky? fak yuu meen? x)"

    "olm, seni dövmek için bunlara gerek yok zaten x) öyle sabahları kalkınca üç beş hareket yapıyorum zinde olmak için işte hıyar"

    "x) aferim aferim... ee..naptın?"

    kalkıp yatağa oturdu, ben de karşısındaki saldalyeye atladım,

    "ne mi yaptım?..iyi aga takıldım işte..14 şubat, sevgililik müessesi filan.. ;)"

    "hıı..helal aga ;) ..olm öncesinde de pek konuşamadık, bir araya da gelirdik planlasaydık keşke :/"

    "olsun ya..lan, ne konuşacaz, senin dünyayı gözün görmüyordu ki dıbına koyim? hele sen söyle sen, sen naptın dün gece? öpebildin mi lan doğru söyle x)"

    "ne öpmesi amk, daha fol yok yumurta yok.."

    "elini tuttun mu? onu da yapamadıysan gibtir git aga şimdi yani x)"

    "he?..yok..ama koluma girdi (:... ya zütveren, daha kızla sevgili değil bi tak değiliz, tanışalı bir hafta olmuş, ne öpmesi tutması amk sende haa.."

    "ne biliyim olm, sen genelde hızlı gonzales takıldığın için x)"

    "farklı dedik ya bu sefer.."

    "eyvallah aga, öyle diyorsan öyledir ;)"

    bir süre sırıtarak baktık birbirimize, sonra bu yaklaştı omzuma patlattı bir tane,

    "helal lan valla x)..kızı çıkardın ya dışarı sonuçta sevgililer gününde, o da çok büyük başarı, insan arkadaşına bile demeye çekinir, sen neredeyse hiç tanımadığın kızı ikna ettin, afferin ;)"

    hımm..öyle mi dersin tolga? anlaşılan senin de nilayla necodan haberin yok... allah bilir sadece ben biliyorum, o da tesadüfen gördüğüm için yani..neyse sakin... bende kalsın bakalım şimdilik..

    "eyvallah aga..senin de keyfin yerinde demi? eğlendiniz mi?"

    "eğlendik be aga, bak, bana almış (:" deyip masanın üzerinde duran bir şeye uzandı, parfüm, klagib bir hediye..(nerde minenin bana yaptığı sürpriz, nerde bu... ama daha bunlar çıkmaya başlayalı da 1 ay bile olmadı o yüzden normaldir yani)

    "hımm..iyi güle güle kullan, arada sıkarım bende :p"

    "nah (: ... şaka maka dün gece herkes de ayrı takıldı ha birbirinden..kimsenin aklına toplaşmak filan gelmedi aq..ee tabi karıları bulunca hemen satış..böyleyiz aga işte bizde napalım, erkek milleti x)"

    "hehe... ama hak da veriyorum şimdi, senin ilk sevgililer günündü, alperle hatunun takıldığı mekanlar filan farklı.."

    "hıı..ciks takılıyor demi onlar..amk sosyeteleriii..zaten o alperin zütü kalktı, pekekent, onu dota da bir gibeyim de görsün haftasonu x)"

    "(x beni nasıl devre dışı bırakmayı düşünüyon peki? razor gibmesin? x))"

    "ikinizi de hoplatırım, trol e item dizmeyi öğrendim, ağlatıcam görürsün x))"

    güldük..

    sonra bu,

    "neco naptı lan acaba dün gece..o çocuğa da üzülüyorum aq..pekekent ona niye ayarlamıyon lan birilerini? çocuk senin sınıfında, yardımcı olsana azcık?"

    "yeaaok be aga..o bir şekilde kendi işini görür..merak etme sen.." dedim yarı bozuk şekilde..

    "hıı..bilmediğimiz bir durum mu var yoksam? ;)"

    "yoo..da, yani üzülmene gerek yok, neconun da keyfi yerindedir yani.."

    "eh..öyle diyorsan... hiş..bana bak, muallak filan değil demi lan? agfsadgfa"

    "x) vay amk, büyük sırrı deşifre ettin aga, ödül olarak bu gece zütünü kaybediyorsun tebrikler x)"
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      0
      Ayracı koyalım bugünlük
      ···
  13. 988.
    +2
    "agadgda... kahvaltı yapalım mı lan? okulu yatırdık nasılsa.."

    "e hadi yapalım madem, dışarda mı?"

    "hee, simit şeysine gidek.."

    "gidek, giyeyim ben"

    öğlenimizi de bu şekilde geçirip, akşamüstü eve döndük..
    ... akşam..

    busenin gelmesi için gün boyu düzenli aralıklarla dua ettim, yalvardım içimden..

    gelirse güzel bir gece daha olacak benim için, ama o gelmezse ve üzerine bir de nilay-neco filan gelirse hepten ifrit olucam..

    her iki şekilde de, şu hesap sorma işini biraz sonraya bırakmam gerekecek gibi görünüyor, çünkü bugün zaten artık geçti, yarın da okula gitmeyebilirim gene..hafta sonu desen, o da dolu..artık taa önümüzdeki pazartesiye nilayı okulda kenara çekip öyle şey edicez bakalım..hem belki sinirim de biraz azalır o zaman kadar bu vesileyle..

    sevgililer gününde ha..ikiniz..cık cık cık cık... amacınız ne?

    ikisinin de yaptığı iş değil..nilay ın amacını ben az çok anlayabiliyorum, yalnız kaldı işte biraz, trip yapıyor, beni kıskandırabilme çabasında..

    kızım, evet yaptıkların beni ziyadesiyle tedirgin ediyor, ama kıskanmamdan dolayı değil lan? grubumuz için olan endişemden dolayı..

    zaten aylardır bir kutu dinamitin altında oturuyormuşum gibi hissediyorum, şimdi sen de elinde çakmakla gelmiş "yakıyim mi ustaaa" diyorsun aq..

    neco sen de hemen oltaya geldin be olm... insan azıcık iradeli olur (diyene bak, kendisi sürünüyor aşkından, bir ters takla atmadığı kaldı) , hani kalbine gömmüştün bilmem ne?..

    neyse ya... şimdi bunları düşünüp sinir olmayayım..

    endişelenmem gereken daha büyük şeyler var..muallak tolga trol e item yapmayı öğrendim diyor aq?!..antisi neymiş şunun bakayım bakalım bir internetten asfsagfag

    ... gece..

    umutlarının karşılığını almak ne güzel şey?..dileklerinin gerçekleşmesi, dualarının kabul olabilmesi... hem de böylesi bir günahkarınkilerin bile..

    geldi..

    arkadaşlarıyla..

    gülşen var tabi yanında banko olaraktan,bir de başka bir kız daha..

    busem geldi..

    sahneden gözlerimle kafeyi taradım,

    burçin?

    -yok

    elif?

    -yok

    nilay-neco?

    -yok

    ayça mayça falan fıstık?

    -yok yok, hiçbiri yok rahat ol

    oh be..

    bu gece bütün günahlarımdan ve endişelerimden de uzağım..

    sadece o ve ben..hep olması gerektiği gibi..

    ve başladık geceye, http://fizy.com/#s/1aipec
    ..arada masalarına uğradım tekrar, zaten geldiğinde, hem sözlerimle, hem de gözlerimle teşekkür etmiştim çoktan..

    gülşen gene farkını gösterip, "bu gece hangi şarkıyı armağan ediyorsun bize tsigalkocum" deyip beni utandırdı, masayı güldürdü..kaltak ya (:

    sahneye tekrar döndüğümde ise, bu gece şarkı bekleyen tek kişinin kendisi olmadığı gerçeğiyle yüzleşmek zorunda kaldım,

    tam başlayacağız, sahneye doğru bir hatun geldi sol taraftan,

    "meraba (:"

    sen kimsin la?

    "meraba?"

    "istek yapabiliyor muyuz diye soracaktım ama? (: asiye ben bu arada (:"

    "eaa..memnun oldum ehe... hangi şarkıyı istiyorsun, ben sözlerini biliyorsam, arkadaşlara da söylerim, çalabileceklerse çalarız tabi (:"

    "yok öyle çok özel bir şey değil, kesin biliyorsundur, http://fizy.com/#s/12agyj "

    "hı..ben, arkadaşlara bir sorayım da (:"

    ömere döndüm, bizim orkestra şefimiz odur zira, o bir şeyi çalabilirim derse, bizde eşlik ederiz gibe gibe x)

    "aga, gülaydan cesaratin var mı aşka yı istiyorlar, ne diyorsun?"

    "çalarız hacı?..ilkay?nuriş?" deyip ne diyorsunuz gibisinden kafa salladı,

    "akar (:"

    "aynen"

    "çalarız aga" dedi bana dönüp tekrar, ben de kıza,

    "tamamdır, hemen şimdi mi?"

    "fark etmez (: "

    vay amk..müşteri her zaman haklıdır ne yapalım..

    "tamam o zaman" deyip güldüm, hadi artık git de başlayalım güzelim,

    "bir de şey, sahneden sonra bizim masaya gelebilir misin işin yoksa? tanışmak isteyen arkadaşlar var da x)"

    heı? obaa... hah..acaba bu başıma gelir mi? gelirse ne zaman gelir? diyerekten tam da sizi bekliyordum ben zaten aq..nerden çıktı şimdi bu ergen zırvası böyle?

    dönüp baktığı masaya ben de baktım, iki tane çakma sarışın yan yana oturmuşlar birbirleriyle gülüşe gülüşe, yarı utangaç sahneye doğru bakıyorlar..

    anladım..sen, buraya gelen..asiye miydi? her neyse..sen şu cesaretli olan kızsın demi? lisede de vardır böyle bıçkın kızlar bilirim, adamı tutar kolundan sınıftan alırlar arkadaşları için (:
    hey anasını ya..nerden çıktınız siz durup dururken..

    kendi kendime güldüm içimden.."bütün günahlarından uzaksın ha tsigalko..ahaha..canım benim.."

    tekrar bir masaya bir kıza baktım, sonra utana sıkıla (çünkü müşteri her zaman haklıdır lan işte uzatmayın)

    "ya arkadaşlarım geldi bu akşam, kusura bakmayın" deyip mahcup mahcup sırıttım,

    "ha? yok, zaten işin yoksa diye dedim..peki o zaman" deyip sıkkın şekilde gülümsedi,

    "kusura bakmayın tekrar"

    "başka zaman inşallah"

    sadece gülerek karşılık verdim..gitti nihayet..sokayım size yeaaaaaaaa...

    lan aylardır fak badi arıyorum, piyasada yoksunuz, 40 yılın başında ömürlük aşkımı bulmuşum, her yerden fışkırın emi..aman rahat bırakmayın sakın beni..

    kimin olsa, hangi erkeğin olsa işine gelirdi böyle şeyler..benim de gelirdi tabi, bu kadar aşık olmasaydım..ama şu an kendimi konsomatris gibi hissediyorum aq..ömerin neler hissettiğini anlayabiliyorum (ona da asılmışlardı anlatmıştım hatırlarsanız).. eğer sevgiliniz varsa ya da birini seviyorsanız, hoş değil..onun haricinde ise,

    eh, zaten gibiş işlerinin önemli kısmı da böyle dönüyor be aslanım..groupie mi diyorlardı bunların gelişmiş versiyonlarına? öyle bir şey evet..hayat işte..

    şarkıya başladık..

    inanır mısınız, işime geldi bu isteği yapmaları yalnız..çünkü buse bakarak söyledim bütün şarkıyı..ve biraz önce onların masasında da dönen "bize şarkı yok mu?" muhabbetinin de tam üstüne cuk oturdu..

    ters vaziyetten bir düz vazife çıkarabilmiştim şans eseri..

    ee busem?

    söyle bakalım,

    "cesaretin var mı aşka?"...
    Tümünü Göster
    ···
  14. 989.
    +3
    yeni katılan, ya da var olup da henüz arz-ı endam eden panpalarımıza da selamlar ;)

    bu gece de 3 takılırız diye düşünüyorum.. balkonda güzel oluyor lan, onca fırtınanın ardından izmirde harika bir hava var şu an, ağlamak istiyorum (:
    http://fizy.com/#s/3xvjeo fizy nihayet eklemiş bu şarkıyı anasını satayım..çok severim, çokça söylerim..gökhan da güzel söylemiş valla, loop a aldım..

    ..programın sonunu getirdik..bizim çocuklarla yumruk tokuşturduktan sonra ben yine her zamanki gibi atlet değiştirmeye gittim, ne çekiyorum şu hijyen takıntımdan bir bilseniz..ah anne ah..hep senin yüzünden..karı kılıklı yetiştirdiniz beni.

    tuvaletten çıkar çıkmaz buselerin masaya doğru hareketlendim, gözlerim, ister istemez az önce istek yapan kızın olduğu masaya takıldı, bunlar da pusuya yatmış gibi beni izliyorlar çekingen ve meraklı bakışlarla..hemen gözlerimi kaçırdım..sıçıyim size..

    selam verdim bir kez daha buselere ve yanlarına oturdum,

    "eeh kızlar bitirdik çok şükür bu gece de (: eğlendiniz mi? (:"

    "güzeldi, romantik takıldın ama bu akşam gözümden kaçmadı (:" diye atladı gülşen hemen..lan sen bi sus be..bi sus..te allahım ya (: çatlak..

    "öyle denk gelmiştir şarkılar (:"

    "her program farklı repertuvar yapıyorsunuz demi?" diye sordu bu sefer,

    "ya işte, sıralamayı ve şarkıları değiştiriyoruz, kafamıza göre öyle takılıyoruz (:"

    buse,

    "kaç şarkı var repertuvarınızda?" diye sordu,

    "elli küsür..ama bunlar tam olarak hakim olduğumuz parçalar tabi, her zaman çaldıklarımız, onun dışında bir o kadar da arada çaldığımız vardır, istek gelirse onları çalıyoruz işte..zaten ömerin çalabildiği ve benim de sözlerini bildiğim her şarkıyı bir şekilde hallederiz yani (:"

    "sizin takım kaptanı o herhalde :p" dedi buse yarı ciddi, bana laf atmak şakasına söylemiş gibi geldi bana ama gayet doğru bir tahmin ve kesinlikle gocunduğum bir durum değil, aksine o adamlarla beraber çalıp söyleyebildiğim için kendimi şanslı hissediyorum..lütfeeen, egolarımızı bir kenara bırakalım demi ;)

    "aynen" dedim neşeyle, "adam profesyonel yani, tam trakyalı, saygımız sonsuz ;)"

    gülşen,

    "oo deme beaa" diye lafa girince hepimiz koptuk..
    "ay demek oralardan? şivesi filan var mı? bayılırım ben trakya-ege şivesiyle konuşanlara x)" diye devam etti,

    "şivesi yok da, sevgilisi var canım" dedim bilmiş bilmiş, gene bir kahkaha tufanı..

    "tamam be, bir şey demedik..bu da hemen..allah allah :p" deyip geri çekildi gülşen..sonra bir daha konuştu..bi susamadın amın kızı..

    "trakya deyince aklıma rakı gelir yalnız benim, bir de böyle klarnet filan dinleyince içesim geldi haa x)"

    ben şaşırıp,
    "hıı..içebiliyor musun sen rakı filan" dedim dalga geçerek,

    "herhalde yanii..gıcık (: .."

    "iyi..yaparız bir ara rakı masası ;)" dedim ama gözlerim busede o arada..

    "valla olur!" dedi gülşen..

    ahaha... beyler o kadar komik ki, ben buseye bakarak konuşuyorum, buseyi de sanki böyle arkadan gülşen seslendiriyor x)

    "yalnız mezelerin sağlam olması lazım" dedi bilmiş bilmiş bu sefer de, yapma yaa? valla de?..mal (:

    "ayarlarız canım meze filan..yemek de yaparım hatta ;)"

    nihayet buse,

    "yemek yapabiliyo musun cidden?" diye sordu,

    "yani, bir şeyler bilirim, öğrenci evinde yaşıyoruz sonuçta (:"

    "iyimiş (:..ne yapıyorsun öyle makarna filan? :p"

    "x) ..yok yaparım ya sulu yemek, çorba, tavuk filan..pilav da yaparım (:"

    gülşen, "aa bak pilavı dibini tutturmadan yapıyorsan, her yemeği yaparsın zaten :p"

    ben artık bu araya atlamalarına dayanamayıp, tamamen susturmak ümidiyle taşağa aldım bunu sonunda,

    "evet..büyük usta konuştu..x)"

    kızlar da kendilerini tutamayıp güldüler, hatta gülşenin kendisi de güldü..ama sonra,

    "yaa çok gıcıksın ha bu akşam sen..x(" deyip kaşlarını küçük emrah stayla yaparak bozuk bozuk baktı..

    oh be..bi sus şöyle işte..iki konuşturmadın..

    bir kaç saniyelik sessizliğin ardından diğer kız gülşene bir şeyler söylerken, buse de bana,

    "iyiymiş valla..hamaratsın (:" deyip gülümsedi tekrar..gülen gözlerinin içinde kendimi de gördüm..ne güzel hapsolmuşum öyle gözbebeklerine..dünyanın en güzel mahkumiyeti bu olsa gerek..

    o anların sarhoşluğuyla, aslında aklımdan öylesine, "lan desem ne der acaba?" diyerekten geçirdiğim bir düşüncesi ağzımdan kaçırıverdim,

    "bana yemeğe gelsene bir akşam?"..

    upss...
    vay amk, bu gece sözlükte yüksek nesillilerin kendini kanıtlama gecesi filan galiba, ayar üzerine ayar yiyoruz emeniko (:

    neyse, herkesin düşüncelerine saygılıyım tabi ki, inci sözlükte yazıyorsanız bunları zaten göze almak zorundasınız.. hatta siz fazla bile iyi davranıyorsunuz lan bana bence? ben olsam, benim elli kere amıma koymuştum şimdiye kadar x)

    son 2 part daha atıp geceyi bitirelim panpalar, 03.00 gibi noktayı koymuş oluruz ki zaten öyle planlıyorduk.
    Tümünü Göster
    ···
  15. 990.
    +3
    obaa..

    ne dedim abi ben?..böyle hanzo gibi davet yapılır mı?.."bağa gessene la ebuoeuue öbüeeüee aarrggghh!"..hay allah..

    dediklerime kendim de şaşırmış bir vaziyette, kıza bakmaya devam ettim.. saatler gibi gelen 1-2 saniyenin sonunda konuştu, (bu arada diğer huurların da muhabbetlerini kesmiş can kulağıyla bizi dinlediğini söylememe gerek yok herhalde..lan insan kibarlık olsun diye çaktırmaz en azından dinlese bile.. onların yüzünden kız da ne diyeceğini sapıttı şu an)..

    "sana?" deyip gözlerini kırpıştırdı..

    hee bağaa, hunga munga ebüeüü puöf..

    "hıı" dedim gülümsemeye çalışarak, galiba kızarmaya başladım beyler kulaklarım ve ensem yanıyor şu an..

    göz ucuyla sağ tarafına kaçacak bir bakış attı refleks olarak (huurlar haaala dinliyor bak! lan işinize baksanıza siz),

    "hı.. olur..ayarlarız bir ara" deyip mahcup mahcup gülümsedi.. kızı da utandırdık iyi mi?..öbürleri de, "bayram değil seyran değil, bu, bunu eve çağıracak cesareti nereden buluyor" diye düşünmüş olabilirler eğer dün gece takıldığımız bilmiyorlarsa.. gerçi aynı yurt, aynı okul, nasıl bilmeyecekler diyeceksiniz ama.. olur mu olur..

    konuyu değiştirdik.. benim kırdığım pot ise öyle, bir hıyarlığım olarak kalacaktı belli ki..

    11 e doğru, rakçılar ortalığı gibertmekle meşgulken kafeden çıktık, yarın gene okulları var tabi, buse de yorgunmuş, dün gece az uyudu malum, kalkalım deyince ben de yurda zütüreyim dedim.. gidiyoruz işte..

    acaba devirdiğim çama mı kızdı da böyle erken kalkmaya karar verdi..

    hey yarabbim yaaaa.. illa sıçıcan demi tsigalko? sabırsız tsigalko.. libidosuna osurduğum tsigalko.. eşşek kafalı..

    yurdun önüne geldik, kızlarla vedalaştım, pek tanımadığım 3. kızla sadece gözlerimizle, gülşen çatlağı ve buse ile sarılarak..

    bunlar içeri doğru giderken buse biraz ağırdan aldı, ben zaten bina kapısında içeri girene kadar bekliyorum biliyorsunuz..

    diğer kızlar içeri doğru ilerlerken, bu tereddütle bir adım attı bana doğru, sonra gayri ihtiyari arkasını kontrol eder gibi baktı şöyle bir ve,

    "kızlar varken şey edemedim kusura bakma" dedi kaşları kalkık, mazlum bir şekilde..

    hiihh... ben seni yerimmm yerim... ne kusuru bebeğim..ne kusuru.. kıyamam sana ben..

    "yo (: önemli değil (:" dedim,

    "konuşuruz bir gün, gelirim yemeklerini test etmeye (:" diye devam etti sonra çocuksu bir neşeyle,

    "süper (:" deyip sırıttım.."bu hafta sonu iyi mi?" diye ekledim güç bela,

    omuz silkti, "olur..ama senin programın yok mu?"

    "cumartesi var? pazar yok x)"

    tekrar arkasını bir kontrol etti, diğer kızlar çoktan bekçi kulübesine imzalarını atmış binalara doğru ilerliyordu.. kesin kıllanıyorlar durumdan.. amaan..çok da umrumda..sen de umursama busecim..

    ama bu onun için bu kadar kolay değildi belli ki, sonuçta biraz sonra başının eti yenecek olan o (:

    geri geri bahçe kapısına doğru ilerlerken aceleyle konuştu,

    "tamam (: ..pazar olabilir.. konuşuruz gene daha" dedi ve kısa, kibar bir el sallamayla içeri girdi..ben de elimi havaya kaldırdım karşılık vermek için.. geç kaldım.. öyle hıyar gibi kaldı elim..

    ..ne demişti beyler az önce?

    tamam mı?

    tamam mı dedi?..

    bu pazar.. tamam..

    oh..

    buse..bu pazar bana yemeğe mi geliyor?..bana?..o saçma sapan, dekorasyon fakiri, halısı bile olmayan eve-odaya kızı çağırırken hiç mi utanmadın be tsigalko?..tüh sana..

    ama.. geliyor abi?..

    öyle ya da böyle?

    kız,

    bana,

    yemeğe,

    geliyoooorr!..

    evet be!..evet!!

    zıplaya zıplaya, kendi kendime ıslık çalarak evime doğru ilerlemeye başladım..

    halım var ya da yok, bu gece en mutlu aşık benim.. ;)
    @ vurucu tim, estağfurullah panpam, satmak filan.. üzme beni ;)

    son partımız olsun sıradaki (:
    http://fizy.com/#s/16oisd

    ..hazırlıklar...

    hazırlık... hazırlık yapmalıyım...

    yemek..yemek güzel olmalı..ne yapıcam lan yemeğe?..o kadar da artis artis konuştum..ne yemek yapıcam?..kaç aydır elime kepçeyi aldığım da yok ki? yemek işini tolga hallediyor biliyorsunuz bizim katta..

    ..off..yandım bittim ben..şappur şuppur beni öpün, çattur çuttur beni yiyin..napıcam ben şimdi hacılar? ha?..

    masa... hangi masayı yemek masası yapıcam?..düşün..düşün..mutfak masası olmaz lan! amk..plastik masada mı yemek yedircen kıza?..

    benim çalışma masam?..e o da tahtaaa..bildiğin kereste?..üstelik bir de portatif masa..taşak geçer gibi..

    üstüne örtü atsak?... örtü mü? nasıl örtü?..dur onu bir düşüneyim..

    oda..odayı toparlamam lazım... o giyilmiş tişörtler filan kalkacak ordan!... halı..halı bile yok odada allah kahretsin emi..e be anne..e be anne... halı alıcam bir tane..olmaz böyle... o küçük, kilim gibiler var ya hani..örme gibi... aliyim bir tane ne olcak..kaç paradır ki en fazla?...

    ... off..ooff..çıldırıcam şimdi..cık..mükemmel olması lazım her şeyin..ama bu evde..bu odada... mümkün değil... imkansız!!..eh be tsigalko... eeh be!!!..

    kafamda filler tepişe tepişe dönüyorum evin içinde... koca cuma günü de öyle geçti..

    bir tane masa örtüsü aldım, vişne çürüğü rengi, fena değil..masaya örttüm, biraz büyük geldi ama iş görür..güzel oldu güzel... ama daha ekgiblerim çok, allahım ne yapıcam?..

    cumartesi sabahı uyandım, akşam program olduğu için, işlerimi erken halletmem lazım... kilim bakıcam... bulabilir miyim acaba istediğim gibi...

    mağaza mağaza dolanıyorum..en sonunda, en azından odanın rahatsız edici çıplaklığını biraz azaltacak olan bir tane buldum..idare eder ölçüler, idare eder renk-desen, boru gibi fiyat..

    elimde kilim, zütümde kazıkla çıktım mağazadan..evet, bazen almak istediğinizden fazlasıyla çıkabiliyorsunuz dükkanlardan ehehe..

    eve doğru ilerlerken, gözümün önüne getirdim tekrar odayı,

    yok abi..

    yok..bırak kilimi, istersen halı fleks döşe, yine de kurtarmıyor... olmuyor istediğim gibi..bir yanda pvc dolap, bir tarafta askılık, orda yatak, burda divan... olmuyor...

    böyle oda olmaz..böyle romantizm olmaz..böyle yemek daveti mi olur??

    kendimi kahrede kahrede, çaresiz eve doğru ilerlerken, hediyelik eşya dükkanlarından birinin önünden geçiyordum ki...

    buldum!..

    buldum ulan!..

    vallahi buldum!

    oh bee..kurtardım paçayı galiba..budur be tsigalko... budur be..hay aklınla bin yaşa! (:

    mükemmel olacak..evet..işte şimdi turnayı gözünden vurdun!..

    neşeyle dükkanın içine yöneldim..
    Tümünü Göster
    ···
  16. 991.
    +1
    herkese iyi geceler, yorumlarınız esirgemeyin panpalar,

    görüşmek üzere ;)
    bu arada, son bir not daha,

    dahice (?) fikrimin ne olduğunu tahmin edebilene,

    ee... evet.. tahmin edebileneeee...

    yani.. şuku verebiliriz en fazla sanırım x)

    aynen, fikrimin ne olduğuna dair yorumlarınızı bekliyorum, doğru bilen çıkarsa şuku yağmuru yaparız, iyi demi? ;)
    selamlar panpalar,

    bu gece 23 gibi başlarız kısmetse, dün misafirlerim vardı, milli maç filan derken gelemedim ;)

    epey ilerleriz bu gece, yeter amk yorulmaya başladım artık atlayacağım bazı yerleri
    pankus pipini kırıcam ama bak haa (:

    arkadaşlar geliyorum birazdan, yerlerimizi alalım ;)
    http://fizy.com/#s/1ahd7h

    karanlık..

    çağlardır, gizin, gizemin, bilinmezliğin simgesi..

    korkuların en kudretlisi..kötülüğe ve çirkinliğe sağlanan bir tür doğal kamuflaj..onlarla bizi ayıran ince çizgi..gecenin dehşeti ve terörünü gözlerimizden ve hassas kalplerimizden sakınan bir tür örtü, tül..ardında barındırdığı gizlerin hayaliyle bile bizleri dehşetle baştan çıkarabilir..

    bundandır ki, karanlık, belki de insanlık tarihinin başlangıcından beri, kötünün ve kötülüğün hizmetindedir..onları gizler, onlara yaşama ve gerektiğinde saldırma imkanı verir..bir annenin yavrusunu sarmaladığı gibi sarmalar..

    ve karanlık,

    o pazar gecesi, buseyle olan buluşmamda, bu kez benim hizmetimde olacak!!

    nihahahahahha!!!

    dıt dırırııııın dıt dırırıt!

    ehehe..korkmayın lan (:

    elimde, envai çeşit, renk renk, şekil şekil mumların, küçük, süs misali şamdanların olduğu kabarık torbayla, sırıta sırıta dükkandan çıkarken aklımdan geçiriyordum "karanlık, belki de ilk kez bu kadar masum bir amaca hizmet edecek (:"

    öyle ya, evimdeki, odamdaki, bana o gecenin ritmini bozacağına dair rahatsızlık veren, şıklık ve estetikten uzak nesneleri bir günde yok edemezdim belki, ama görünmemelerini, en azından "kabak" gibi görünmemelerini sağlayabilirdim!

    işte bu noktada karanlığın ve mum ışığının gizleyici özelliğine sığınıyordum, katacakları romantik efekt de cabası..

    lan ne kadar zeki bir insanım ben yeaahaha nalet ossun (:

    iki gündür diken üstünde olan keyfim, nihayet yerine gelmişti..güzel olacaktı o gece..şimdiden hayal edebiliyorum..her saniyesini, sanki şimdiden oynuyor, aklımda yaşıyorum..

    eve gitmeden önce berbere de uğradım,
    ee madem romantizm diyorum, bilmem ne diyoruz, o zaman şu obi-van kenobi sakallarından da kurtulucaz mecburen hacı..

    berber dükkanından bir 4-5 yaş kadar gençleşmiş ve epey berber dayamasına maruz kalmış bir şekilde çıktım..oh lan..yüzüm de ferahladı sanki aq, üşüdüm be (:

    evden önceki son durağım ise süpermarket oldu, şöyle havlu kalınlığında eşşek gibi peçetelerden aldım güzelinden, hoş desenli..

    odama gelip poşetleri bıraktığımda, odanın oldukça derli toplu görünen haline bakıp, üzerine, pazar gecesi için düşündüğüm koreografiyi yerleştirdim aklımda..güzel... süper..olacak olacak..

    tasarımla ilgili dertlerim bittiğinde, nihayet gecenin bir diğer ana objesi olan "yemek" meselesini düşünmeye başladım..en iyisi internetten biraz araştırma yapmak..hadi bakalım..
    sandalyeyi çekip oturdum, laptopun ekranını bir kaldırdım ki, ekranla tuşlar arasına yerleştirilmiş a4 kağıtla göz göze gelmem bir oldu,

    üzerinde, dolgulu harfler ve kara kalem yazısıyla "kerhaneye gidiyoruuuzz" yazıyor, yazının etrafında boy boy meme, züt, papatya, gib taşak, roket, milli forma çizimleri,

    ulan benim bir boşluğuma denk geldi..bir boşluğuma denk geldi arkadaş, zaten günlerdir sinirlerim gergin, bir boşalma oldu.. nasıl gülmeye başladım..ama anırıyorum yani, o gülüş, gülüş felan değil (x

    zorlukla nefes alarak iki büklüm doğrulmaya çalıştım, gözlerimden filan hep yaş gelmiş, of..bu ne lan ahahahahha... ah..ah..tamam.. karnım...

    biraz sakinleşeyim diye bekledim ama, kağıda bakınca gene kıkırdamaya başlıyorum (: neyse sonunda biraz nefeslendim, elimde kağıtla odadan çıkıp tolganın odaya daldım,

    "kapıyı çal ayı"

    "lan bu ne amk sen mi çizdin bunları? afsagfasga"

    bu elimde salladığım kağıdı görünce yatakta yan devrilip gülmeye başladı.. böyle bir dakika kadar daha anırarak güldükten sonra yorulup nefesimiz kesilince, bu masanın üstünde duran başka bir a4 ü alıp bana doğru salladı,

    "bana da bırakmışlar ahahah, tam puşt bunlar lan x)"

    "ahaha..kim bu, hangisi"

    "nuriş çizmiştir herhalde ya x)"

    "ee..kerhane filan demişler?"

    "hee, olm adamlar aralarında anlaşmış gidiyor lan? bizi de çağırıyorlar işte, bu da davetiye afasfaggsa"

    "vay amk? bildiğin gidiyorlar?"

    "valla lan, bugün hatta, birazdan çıkarlar, demin geldiler sen yoktun, bana elden verdiler davetiyeyi x)"

    "benim de laptobun içinden çıktı safsaf... ee..bugün gidecekler diyon da, gece bizim program var olm? nuriş nereye gidiyo?"

    "ya daha kaç saat var amk sizin programa, adam rahatlayıp gelcek işte x)"

    "eaallah allaaah... muallaklere bak lan sen (:"

    "sorma aga beni de komaya soktular öğlen öğlen x)..sen nerdeydin lan sahi?"

    "aga kızı yemeğe çağırıcam ya ben..bir şeyler aldım işte odaya.. süs müs.."

    "oo (: iyimiş.. züt bana hiç böyle özel hazırlıklar yapmıyon odana gelince xp ..ne yemek yapcan kıza bakam? biliyon mu lan sen yemek yapmayı sanki zuhahah"

    "sie lan (:..yapıcam bir şeyler ama.. daha karar veremedim :/"

    "cidden ne yapmayı düşünüyon kanka? kıza taze fasulye cacık yedirmicen her halde? x)"

    "yok lan... lan, nesi varmış taze fasulyenin? hıyara bak, görende her gün fransız restoranlarında takılıyor sancak"

    "ehehe..ama cidden aga, madem öyle süs müs kastın, esnaf lokantası menüsü yapma bari x)"

    haklıydı tolga.. cidden ne yemek yapıcam ben?..nohutlu pilav mı yapıcam amk? yanına bir de hoşaf açayım tam olsun.. töbe töbe.. şimdi nimete hakaretten çarpılıcaz bir de ayak üstü..
    Tümünü Göster
    ···
  17. 992.
    +2
    http://fizy.com/#s/2b71c5

    çaresizce çöktüm tolganın yatağa..

    "aga bilmiyom valla ya..aylardır tencere bile karıştırmadım doğru dürüst.."

    "heeh işte ben de onu demeye çalışıyorum amk bi saattir..bildiğini de unutmuşsundur sen?"

    "olabilir..internetten bakıcam işte bişeyler ya :/"

    "internet mi? ne gerek var olm? senin yanında bu işlerin gurmesi duruyor lan eheheheh"

    şaşırmış bir şekilde tolgaya döndüm,

    "yardım mı edicen la bana (:"

    "yardımdan da ziyade, direkt ben yapabilirim uygun bir ücret karşılığında xd"

    "vaay amk..yap lan x) ne istiyosan vereyim? gerçi, benim sahip olup da senin sahip olmadığın bir şey de yok ki be aga :/ ne verebilirim ki sana :p"

    "ooo..bak şimdi damardan girdin işte, aaynen enjeksiyon x)..tamam lan, bir şey istemiyorum dıbına koyim, sen dediğim malzemeleri al yeter, ayarlıcam sana..agandan kıyak"

    "obaa..olm kralsın lan (: "

    "eyvallah eyvallah, ama senden özel bir istek hakkımı da saklı tutuyorum, gerektiğinde her an kullanabilirim x)"

    "tamam aga ayıpsın ya, ne alayım? ne yapıcaz?"

    "hıışşşh... bak şimdi güzel kankıaaa... " deyip elini omzuma attı,

    "önce beni gibmicen demi? x)"

    "x) hah işte özel istek oydu sagfag... neyse dinle, tavuk sote ana yemek, tavuk göğsü alacaksın, yanına patates de yaparım, 3-5 tane de patates lazım olur..çok iri olması şart değil"

    "dur lan yazayım bari"

    "ya salak mısın tut aklında işte..tavuk sote-patates iyi mi?"

    "iyi ya iyi iyi, süper ;)"

    "tamam..eee..çorba olsun mu?"

    "aa..çorba sahi, aga çorbayı ben hallederim ya? benim uzmanlık alanım sonuçta x)"

    "emin misin?"

    "lan daha geçen hafta yapmadım mı tel şehriye? tamam tabak çanak ellemiyoz dedik de, o kadar da değil... bir çorbayı da yaparız herhalde"

    "e iyi o zaman, çorbayı sen yap..şehriye mi yapıcan gene?"

    "ne yapiyim? mercimek filan çok zor be aga, bi de güzel olmazsa.."

    "iyi iyi, şehriye çorbası yapıyorsun sen o zaman... şimdii... tatlı olcak mı lan? x)"

    "olsun mu?"

    "olsun tabi olm, kemal paşa yapayım alırsan?"

    "kemal paşa?..bilmem ki..senin keki yapsana lan? yapamaz mısın?"

    "hıı... kek dedin ayıp ettin bak şimdi.."

    "niye bea?"

    "olm onu iki saat unu yumurtası..vay amk..tamam lan onu da yaparım..gibtin beni aga nerden girdim bu işe x)"

    "hacı öyle diyosan küserim valla bak :/"

    "tamam lan tamam..muallakler gitsinler de nereye gideceklerse, keki bugünden yaparım"

    evet o aşağıdaki muallaklerin fırını da var yanılmadınız..tek ekgibleri digitürk herhalde,(onu da seneye bağlatıyoruz beyler merak etmeyin asfdsafsa)

    "süpersin! x) tamam, çorbaaa..tavuk..kek..başka bir şeye gerek var mı?"

    "daha ne amk gibtin zaten ebemi x) daha bir şey istiyorsan da sen ekle artık.."

    "tamam aga ya, çok sağ ol valla, şu anda bir hayat kurtardın ve izdivac ile sonuçlanabilecek bir sürecin başlamasına vesile olacaksın x)"

    "hehehe... sahi lan, söylücen mi kıza o gece?"

    "öyle planlıyorum abi ama..hayırlısı her şeyin.."

    "aynen aynen..hadi bakalım lan..dıbına kodumun (: ..seni de böyle gördüm ya (: ... "

    "eyvallah aga (:"

    kapı çalınınca bakmaya gittim, muallakler gelmiş, gülen üçlü gibi kapının önünde sırıta sırıta duruyorlar,

    "naaber hacı, aldın mı mesajı :p"
    http://fizy.com/#s/3wj3cb

    "olm siz var yaa (: geberiyordum lan gülmekten..hanginiz çizdi onu?"

    "tabi ki ben ;)" deyip kollarını şampiyon sporcular gibi havaya kaldırdı nuriş,

    "lan senin gece programın yok mu gibik? ne işin var gibişte?"

    "ohoo aga o zamana kadar 3 kere gider gelirim"

    "nerde burası? kerane?"

    "xxxx de bea" dedi alper komşu şehrin adını söyleyerek, "devlet keranesi aga, tamamen yasal, vegibalı gibicez x)"

    "vay anasını" der gibi mimik yaptım, o arada bunlar koridoru adımlayarak benim odaya doğru yürüyorlar, tolga da çıktı,

    alper,

    "hah aga, tamamsınız demi? geliyosunuz?"

    "ne gelmesi lan..amk abazaları (: ..akşamüstü sizin fırını kullancam ben bu arada haberiniz olsun"

    "tamam aga sormana bile gerek yok, kek mi yapıcan lan? x)"

    "hee..ama bu muallak için sadece"

    "niye? ha, bi de niye gelmiyonuz olm siz? tsigalko giyinmiş?"

    "o daha yeni geldi dışardan da ondan giyinik amk"

    "haa..tsigalko? aga? geliyon demi? bak büyük macera var yani..kaçmaz bu fırsat x) bu iki çüksüzü bile ikna ettim lan? siz gelmezseniz ayıp valla"

    ben gülerek,

    "ya ne işim var olm mal mısın ya..sizin de ne işiniz var, kerane merana, kamyoncuların gibtiği karılarla mı gibişceniz?"

    "yeoooaa amma yaptın hacı sen de, olm, devlet diyorum, vegibalı diyorum, gayet mis gibi hatunlar var lan?"

    "gittin mi sanki daha önce?"

    "eveet? üniye geldiğimiz sene kayıt günü gitmiştik bir arkadaşla?"

    "heasgibtir lan? hani nerde o arkadaş?"

    "olm adam xxxx (komşu şehir) de okuyor lan bizim üniversitede değil ki?"

    "hee..iyi..siz gidin bakalım..amk abazaları..nerden de geldi aklınıza anlamadım ki? x)"

    "e azdıık aga? ben şahsen yazdan beri... tık yok x)"

    "ehehe, bak sen hele bak hele baak (: ..artiz"

    "ne abi, tabi siz muallakler birbirinizi bafilediğiniz için sıkıntı yok tabi safsafasg"

    "kes lan (:"

    "iyi biz gidiyoz gelmiyosanız?"

    "gibtirin gidin"

    "nuriş geç kalma giberim aga, akşam program var"

    "yok abi ya, çoktan geliriz..hadi size de iyi bafiler (:"

    "sie sie hadi..(:"

    binleri yolladık evden..vay amk..adamlar resmen keraneye gidiyor lan..hahaha..

    tolgaya baktım, duvara dayanmış mahsun mahsun gülümsüyor,

    "ben de cansuyu çağırayım bari aq" dedi

    "oooh..ooh..ben de gidip boysfood u açayım bari o zaman aq.."

    "hehehe..gibtir lan..ben kızı muhabbet için çağırıcam olm..seviyeli bir ilişkimiz var amk, senin gibi tavşan co culuk oynamıyoruz x)"

    "e iyi yeaa..malzemeleri alayım bende gidip..söylesene tekrar.."

    "tamam, kek istiyorsan kağıt kalem kap gel, malzemeler fazlalaştı x)"

    süpermarkete,tolganın dediklerini almaya giderken bir yandan da aklımdan geçiriyordum,

    "vay be tsigalko, millet kerhaneye gidiyor, kız arkadaşını eve atıyor, sen romantik yemek düzenleme derdindesin..aah ah..aşk işte..nelere kadir..(:"

    dönüşte çiçekçiye uğrayıp gül aldım gene..bu sefer farklı bir amaçla kullanacağım hayırlısıyla (:
    panpalar bu arada @orlandoc "mum" u bilmiş, kendisini şukulayalım lütfen ;)
    bir 10-15 dakika atıştırma arası veriyorum, buçuk gibi yeniden yazmaya başlayacağım, görüşmek üzere ;)
    Tümünü Göster
    ···
  18. 993.
    +2
    http://fizy.com/#s/1dllyw

    cumartesi gecesi...

    programımızı yaptık hayırlısıyla..buse gelir mi diye umdum ama gelmedi..neyse, yarın görüşeceğiz nasılsa, parkta buluşacağız önce, sonra ben onu ordan alıp bize getireceğim..çok güzel sürprizlerim var çok (:..bir tanesi hayatının sürprizi olabilir hatta..siz biliyorsunuz ne olduğunu..danayla ilgili..hani danaa, kuyruk, o kuyruğun kopması filan var ya ;)

    nilay yurttan kız arkadaşlarıyla gelmişti gene, bizimkilerin yanına biraz oturdum, bunların masaya oturmadım bile (ki hemen yan taraftaydı aslında) öylesine gözlerimle selam verdim filan..zaten eda da var aq..getirme artık şu kızı..neco bizim masadaydı (haayret)
    geçen cuma, benim okula gitmediğim gün yani, staj ve tez mevzuları konuşulmuş..

    haa..yaa..bu sene 3. sınıftık demi biz? yazın staj var..sene sonunda tez alımı var..vay amk..git gide mühendis oluyoruz be (: ..laboratuvarlardı, sınavlardı derken, şimdi de stajlar mıtajlar (: ..güzel güzel..kanım kaynadı valla (: ..o konularda bilgi verdi bana biraz, almam gereken bir kağıt mı ne varmış ilgili hocadan..eh, pazartesi alırık ya onu da..

    erken çıkıp eve döndüm, bir an önce yatağıma uzanıp gülze hayallerime dalmak için sabırsızlanıyordum çünkü, nilay, ben böyle soğuk davranınca ne yaptı ne etti hiç bilmiyorum valla, bakmadım bile doğru düzgün yüzüne..

    pazar sabahı..

    zınk diye 8 de uyandım allahın pazarı... lan..yat uyu işte be? daha karga takunu yememiş, sen ayaktasın..bugün özel sektöre bile tatil lan? yat uyu?

    uyuyamadım..çok heyecanlıyım arkadaş... saatler kalmış şurda..sanki sezon sonu derbisi bekliyorum anasını satayım..öyle bir sabırsızlık var içimde..kıpır kıpır...

    tolgaya baktım bi, ohoo..daha zütünde pireler uçuşuyor, dudaklarını da şişirmiş uyuyor fosur fosur (:

    keki yaptı, allah razı olsun..içi çikolatalı..akışkan gibi böyle..bin çok iyi geliyor elinden bu işler valla..kuma olarak mı alsam napsam acaba bunu x)

    ben de yapacak bir şeyler bulayım kendime dedim, artık uyandım nasılsa..gittim viledaya su-mark koydum, koridoru sildim, odamı sildim biraz da..masa örtüsünü örttüm masama, laptobu filan kaldırıp attım, masayı odanın ortasına doğru çektim, halıyı yaydım, etrafta olan ıvır zıvırları yine sağa sola tıkıştırdım, askılığı tolganın odasına koyucaz, öyle anlaştım, amk bornozlar mornozlar üzerinde, kepaze gibi..

    yatağımı tekrar tekrar düzelttim, tek bir kırışıklık istemiyorum..

    mumları bile şimdiden dizdim, kızı almaya çıkmadan evvel yakıcam hepsini, önce bir kaç tanesiyle deneme yaptım, nasıl yanıyor, nasıl kokuyor, (kokulu mumlar var) uzun-şamdanlı olanlar yanarken sağa sola yatma filan yapıyor mu?
    e yani, romantizim yapıcez derken evi yakmayalım demi sonra? (:

    yemekleri akşamüstü yapıcaz, tolga sote çabuk soğur, zamanlaması önemli, onu sen kızı almaya gittiğin sıralarda ben ayarlar, altını kapar aşağı kata kaçarım dedi.

    öğlene doğru birden bire çok büyük bir salaklığımın ve ekgibliğin farkına vardım..lan? içecek yok? ne içicez yemekte?..

    o sıralarda anca uyanan tolgaya da danıştım, bin taşak geçti gene,

    "ayran içersiniz aga..amk romantik yemek demiyor musun? gibtir git, şarap mı alıcan ne alıcaksan al işte.."

    gitti küçük boy kırmızı ve beyaz şarap aldım birer tane..bir de kolayla vişne suyu da aldım ki, hani kız alkol almayayım filan derse diye (hem vişne-şarap esprisini de yaparım, komik olur ehehe..salak) gerçi içici bir kişilik geçen çarşamba gördüğüm kadarıyla ama olsun, her ihtimali düşünmek lazım..

    sonra da, elime pilot kalemi, önüme, o desenli kocaman, krem rengi peçeteleri aldım, ve becerebildiğim en güzel el yazısıyla, yanımda açık duran kitaptaki satırları üzerine karalamaya başladım..zor bir işti..onca şeyi, hatasız, güzelce, bulaştırmadan yazmak..tam olmayacak gibi umutsuzluğa düşmek üzereydim ki, nihayet 4. peteçeteyi hatasız ve muntazam bir şekilde hazırlamayı başardım..onu şöyle bir kenara kaldıralım, değerli bir parça o (: ...

    pazar akşamı...

    "çorba.."

    "oluyor.."

    "patetesler hazır mı?"

    "tamamdır.."

    "tavuğu haşlamaya başlıyorum ben"

    "ben içeri geçiyorum o zaman iki dakika, çorba karıştırma istemiyor nasılsa"

    "tamam sen takıl"

    odama geçtim, dün aldığım gülleri vazodan çıkarıp özenle yapraklarını yolmaya başladım,

    tabaktan kafasına dökmüycem lan x) ..masayı süslemek için..

    ... saat 19.45...

    "tolga? ne durumdasın aga?"

    "oldu bu artık ya..bak ben üzerine biber filan serpmedim kız acı sevmiyordur belki diye, sen sorarsın servis etmeden önce, seviyorsa pul biber çok güzel oluyor söyliyim"

    "tamamdır aga, eyvallah ya (: sana manyak bir borcum var, aklımda ;)"

    "hadi hadi (: ben bir 15-20 dakika sonra tavanın altını kapar çıkarım, çok ağır gelmeyin, soğumasın"

    "okey, aga? öbür tencerede ne var?"

    "pilav da yaptım (:"

    "ne?"

    "olm çorba var ama, sade sote-patatesle doymazsınız lan,güzel görünüyor tipi fiyakanı bozmaz yani :p, senin şehriyelerden de kavurdum, şehriyeli pilav ;)"

    "va... vaaay anaa... ben de diyorum ne kokuyor böyle..olm var ya..gel aga bi sarılcam lan valla içimden geldi x)"

    "ehehe sstt tamam lan x).."

    "tamam kaçtım ben, çıkarken ışıkları da kapa, mumları da yaktım ben demin, bir kontrol edersin inmeden önce"

    "tamam tamam..inşallah evi yakmazsın hacı x)"

    "sus sus aman (:"

    ... hızlı adımlarla parka doğru yürümeye başladım..tam 8 de demiştik... hadi göreyim seni buse (:
    http://fizy.com/#s/1dllyy

    "selam (:"

    "selam (:"

    "tam 8 de (:"

    "ee öyle anlaşmıştık ;)"

    "valla süpersin, dakiklik büyük nimet bence (:"

    "tabi,zamanında epey bekletilmiş gibi konuştun :p"

    "he?..ha (: ..e tabi, anneler ve kız kardeşler bunun için var..ömrüm onları beklemek, alışveriş poşetlerini taşımakla geçti be (:"

    "hıı (: benim ablaları gör sen bir de x)"

    "ya valla..kadınlar işte (: görmeden de tahmin edebiliyorum, elde poşetler, mango senin zara benim geziyorlardır :p"

    "uff sorma (: neyse, ben de onlardanım ama, şikayetim yok yani x)"

    gülüşerek sohbete devam ettik..kısa bir yürüyüşün ardından bizdeyiz..

    evden daha önce bahsetmiştim ona, işte nasıl bulduk, nasıl kalıyoruz filan..siz de hatırlarsınız..

    anahtarı çevirdim, kapıyı açtım..kalbim gümbür gümbür çarpıyor..tamam, yemekler güzel yaptık, dekorasyonu uydurduk felan ama, sunum da güzel olmalı..

    ışığı yakmadan koridora daldım, apartman ışığı içerisini biraz aydınlatıyor..ayakkabılarını çıkarıp arkamdan o da girdi, hemen bir terlik verdim, üşümesin körpe ayakları..

    ben tam kapıyı kapatıyordum ki,

    "ışığı yakmadın ya? nerden yanıyor? (:" diye sordu sevimli sevimli..

    "dur dur (: ..yakma..sürpriz var (:"

    "hıı..hadi ya? hadi bakalım (:" dedi şaşkın, beklenti yüklü bir ses tonuyla..

    kapıyı kapattım..koridorun karanlığı daha da belirginleşti ama tamamen karanlıkta kalmış değiliz..zira yolun sonundaki, benim odamın kapısının camsı kısmında ve altında tatlı, soluk, sarı bir ışıltı süzülüyordu..

    busenin yanına doğru yaklaşıp koluna dokundum usulca,
    "yürüyelim?"
    Tümünü Göster
    ···
  19. 994.
    +4
    yürüdük yavaş yavaş..kalp atışlarım iyice hızlandı..inşallah beğenir lan..

    kapıya iyice yaklaştık..sanırım artık buse de anlamıştı, kafasını hafifçe çevirip bana baktı, donuk, şaşkın bir gülümseme yüzünü kaplamıştı..kapı tokmağını çevirdim..mum alevlerini dalgaladırmamak için yavaş yavaş açtım kapıyı..

    vay be..

    ben bile büyülenmiştim mazaradan..hemen aceleyle yakıp çıktığım için durup seyretmeye vaktim olmamıştı..

    odanın iki karşı köşesinde, yerde, üçer yuvarlak mum..

    pvc dolabın tepesinde her iki yakın köşede ikişer tane daha..

    masanın üzerinde toplamda 4 uzun, 2 yuvarlak mum..

    tv sehpası diye alıp kullanmaya fırsat olmayan sehpanın üzerinde 5 yuvarlak mum..

    vişne çürüğü rengi masa örtüsü, üzerinde şimdiden tabaklar yerleşik, içerde çorba tabağı, altta daha geniş, şu kenarlıkları çok alcak olan yemek tabaklarından, o tabağın içinde, yani çorba tabağının kenarlarında yolduğum gül yaprakları var..alttaki tabağı hiç kullanayacağız zaten, o bir nevi altlık gibi..güller için..yine masanın üzerinde gül yaprakları..ama örtüyle benzer renk oldukları için uzaktan net seçilemiyor..

    dev peçeteler, yanı sıra normal peçeteler de var, çatal-kaşık hazır..

    kapıda bir süre durakladıktan sonra, konuşmadan, ağır bir iki adım atarak içeri geçtik..ben, busenin sağ tarafında, yarım adım kadar da arkasındayım..elim kolunda hala..

    bir kaç saniyelik sessizlik daha oldu..

    zaten kız koridordan beri konuşmuyor..en son bir dönüp gülümsedi işte..

    oh..

    bayılıcam galiba heyecandan..

    ne olur beğenmiş ol buse..

    sakin olmam lazım..cool görün tsigalko..ev sahibisin... sakin..
    http://fizy.com/#s/1ago96

    tekrar döndü bana doğru..saniyeler var ya saniyeler..hani şu gözünüzü açıp kapayana kadar bile biri, ikisi akıp giden saniyeler..

    durdu..

    vallahi durdu lan?..

    "güzel..olmuş" dedi kegib kegib..gülümsemiyor... ama somurtmuyor da?..

    "teşekkür ederim" dedim alçak sesle mahcup mahcup..sonra yine aynı şekilde ekledim.. "eğer..bu şekilde yiyemem dersen..ışıkları yaka.."

    "yo güzel böyle" dedi hemen..yanımda durmuş, başı hafifçe bana çevrili, odaklanmış bir şekilde bakıyor..korktum lan..buse..orda mısın?..

    yavaşça yanından yürüyüp sandalyelerden birini çektim yapmacık bir hareketle (: ..sırıtıp, "sen geçebilirsin, ben çorbaları koyayım (:"

    "tamam" deyip dudaklarını bitiştirdi, gülümsedi hafifçe, "peki bakalım" dercesine boynunu kırdı biraz..

    oh!..valla beğendi galiba? hı?..ne dersiniz..ama çok gerildi kız beyler sanki ha? ciddileşti mi ne?..abarttım mı sizce? önce planlarla dolu sevgililer günü gezmesi..şimdi de bu?..amaaan..abartmışmışım... lan zaten bu gece teklif ediyorsun kıza be aq..daha abartması mı kaldı..

    çorba tabaklarını aldım gülümseyerek, bu da meraklı gözlerle beni izleyerek, küçük bir gülümseme fırlattı, ellerini saldayenin kenarına koymuş, omuzlarını biraz kasıp boynunu içeri çekmiş, ıııyy o kadar tatlı görünüyor ki şu an x) ..ısırıcam..

    odadan çıktım, koridor-mutfak ışığını mecburen yakmak zorunda kaldım, çorbalarımızı doldurdum, ıımm..güzel görünüyorlar valla..eh, ben yaptım sonuçta :p..

    odaya girdiğimde buseyi, alttaki tabakta dizili gül yapraklarıyla oynarken gördüm, girdiğimi görünce dönüp gülümsedi gene..mum ışında, güzel yüz hatları daha da güzelleşmiş, hayal gibi, peri gibi oturuyor resmen... bir peri... masal kızı... benim evimde..karşımda..masamda... benimle beraber yemek yiyor..uyandırmayın sakın..şayet bu bir rüyaysa bile..sonsuza kadar uyumak zorunda da kalsam umurumda değil..

    geçip karşısına oturdum ben de..

    konuşmadan, sadece bakışarak bir kaç yudum aldım çorbalardan, buse,

    "güzel olmuş" dedi yine..aynı şeyi demin de söylemiştin, hem de aynı ses tonuyla..robot olmandan kuşkulanmaya başladım valla buse, zaten insanüstü bir güzelliğin var karşımda delil olarak, daha da fazla kanıt bırakma istersen? anladık işte, bu dünyadan değilsin..(:..bambaşka bir yerden geldin..anladım... zaten ilk görüşümde anlamıştım..

    gülümseyerek karşılık verdim, "afiyet olsun (:"

    biraz sonra, etrafına da bakınarak, (mumları filan inceliyor)

    "bu kadar uğraşmana gerek yoktu ama ya" dedi mahcup olmuş gibi,

    "bir şey yapmadım ki? (:"

    "her gece böyle yiyoruz diyorsun yani (:" deyip gülmeye başladı..ben de bu ani esprisiyle kontrapiyede yakalanmıştım..epey güldük..ortam ısındı..buse..seni bu yüzden de seviyorum işte..sayabileceğim yüzlerce sebepten biri de bu olsa gerek..

    "evet, tolgayla baş başa :p"

    "(: sahi o yok galiba?" diye sordu..

    "aşağıdadır herhalde (:"

    "hıı (: ..bizi baş başa bıraktılar..ya..ben böyle hazırlayacağını bilsem abiye bir şeyler giyer gelirdim :p..ne biliyim öyle yemek diyince..öğrenci evi, yemek..makarna filan takılırız diye düşünmüştüm (: ..sahi makarna mı var yoksa?"

    gülmeye başladım yine..ne makarnası ne yemeği, seni yiyip yutucam birazdan böyle şekerlik yapmaya devam edersen (:

    "sürpriz yemeklerim var" dedim şakadan bilmiş bilmiş..

    "eh..(:" deyip gülümsedi..biraz sonra tekrar,

    "evi yakarım diye korkmadın mı?" diye ciddi görünmeye çalışarak sordu ama muzip gülümsemesini saklayamadım..ben gene gülmeye başladım..lan yeter dalga geçme artık be (:

    gülerek,"buse..(:" dedim tek elim refleks olarak yüzümün bir kısmını örter gibi..e utandım ama ne yapiyim..romantizm filan uçtu gitti zaten yani..

    "tamam sustum" dedi sırıtarak.."şey olsun diye şey yaptım biraz..eee..anladın işte (:" dedi.

    "ne olsun diye? anlamadım valla?" dedim saf saf,

    kız gözlerini sağa sola kaçırarak, "ya... fazla romantik oldu ya hani..biraz şey olduk..öyle..rahatlayalım diye.." dedi cümleleri zar zor toparlayarak..obaa..o da mı heyecanlandı lan yoksa?

    doğru söyle kız? çok hoşuna gitti, sen de heyecan yaptın, hatta biraz utandın, kasıldı demi? doğru söyle x)... çünkü sen de boş değilsin bana karşı..bu romantizm hoşuna gitti ama bir yandan da seni zayıflatmasından korkuyorsun..doğru söyle bana..çünkü ben sana bütün kartlarımı açık oynayacağım bu gece... ne olur bu "hayatımın oyunu"ndan kalkıp gitme..oyunların, hayallerin gerçeğe dönüşmesinin tam da eşiğindeyiz çünkü... öyle seveceğim ki seni..sen bile şaşıracaksın..

    bitmiş çorba tabaklarını alırken,

    "nesi varmış romantizmin?" dedim imalı bir gülümsemeyle, göz kırptım..odayı adımlayarak yemeklerimizi almaya gittim..
    http://fizy.com/#s/1amrup

    önümüzde tolganın yapıp, benim üzerine yattığım soteler, patatesler, biraz da pilav.. bardaklarımızda kırmızı şarap..

    o şarapla pilavı da aynı masaya getirebilme başarısı bana has olsa gerek çarpılmasak bari mübarekler (:

    "baya baya..güzel olmuş bunlar?" dedi sırıtarak yine..

    "teşekkür ederim (:" dedim..çok da fazla üstüme alamıyorum çünkü ben yapmadım amk..neyse..

    "sen sakallarını kestirmişsin bu arada, yakışmış" dedi,

    "teşekkür ederim, yeni mi fark ettin :p"

    "yok..da..söylemeye fırsat olmadı..baksana etrafa.." deyip sıkılgan bir şekilde gülümsedi,

    şeytana uyup, biraz sıkıştırdım bunu,

    "ha yani yolda gelirken de mi fırsat olmadı :p" deyip gıcıklık yaptım, ama gülüyorum tabi mütemadiyen, tamamen şaka, komiklik yapıyorum yani, lütfen ciddiye alınmasın (:

    o da şakadan kızmış gibi baktı, kaşlarını çatmaya çalıştı biraz ama gülümsemesine engel olamıyor..

    "tamam heyecandan söyleyemedim " dedi yarı ciddi şekilde..yani, hani bak sen bunu ima etmeye çalışıyorsun ama, hiç zahmet etme ben direkt söyleyeyim tarzı bir hareketti bu..acaba ne derece haklıyım?

    "hah şöyle, itiraf et işte :p"

    gülümsedi,

    "sonuçta ilk defa böyle baş başa yemeğe davet ediliyorum, o kadarcık olsun"

    aa, harbi mi lan? ciddi misin yoksa bu şaka mı?

    ses rengime fazla anlam yüklemeden, sanki öylesine sorarmış gibi sormaya çalıştım ama beceremedim..heeey heyyyy tsigalko..öyle oyun oynayabileceğin kızlardan biri değil karşındaki..salak..ayça mı oturuyor sandın masanın ucunda? buse ulan bu buse! kime poz yapıyorsun sen..

    "a, ciddi misin?"
    Tümünü Göster
    ···
  20. 995.
    +3
    kız gayet normal şekilde cevap verdi, ki zaten hiç oyunbaz bir karakter değil fark etmişsinizdir..öyle diğerleri gibi bir artislik, kendini kanıtlama çabası içerem, imalı cümleler kurmuyor hiç, arada üç beş espri yapıyor işte o da artık birbirimiz biraz tanıyıp az buçuk samimi olduk diye..onun hatrına...

    "evet, ilk kez oluyor böyle bir şey (: tabi öyle arkadaşlarla beraber filan toplu gitmişlimiz var, kız olsun erkek olsun, ama bu şekilde, (sonra etrafı gözleriyle gösterip bir kez daha) , "" bu şekilde "" (: ilk kez (: "deyip gülümsedi..

    "hıı..vay be (: ..aslında..benim için de öyle" dedim sakin bir gülümseme de ekleyerek..

    "e hani tolgayla her akşam yiyordunuz ya?" dedi gözlerini kısıp, gene güldük..

    ... yemeğin ardından kek de getirdim, çok geldi filan dedi ama ısrar ettim en azından tadına bak filan diye, neyse, kabul etti,

    "hah, tatlı yiyip tatlı konuşalım (:"

    "(: kesin kilo aldım bu akşam..keki de mi sen yaptın? nasıl yaptın ya fırınınız da mı var?"

    "ee (: ehe..bizim alt kattaki arkadaşların maşallahı var, çamaşır makinesi, fırın... x)"

    "valla iyimiş (: ..hmm..kek de..güzel bu arada (: ..bunların tarifini de alayım ben en iyisi :p"

    ne! aman tarif filan sorma kız, valla rezil olurum..

    zoraki gülümsedim..

    nihayet yemeklerimizin sonuna doğru geliyorduk artık..şimdi bu atmosfere uygun konuları açmanın tam sırası..gerçi buse de pek müsaade edecek gibi durmuyor, paso gır gır, işte biraz da kendini koruma pgibolojisi sanırım beyler..böyle fazla yoğun atmosferlerde utangaç kızlar çabuk geriliyor,
    hem utangaç hem de salaksa, susup put gibi oturuyor ya da burçin gibi abuk hareketlere giriyor, kasılıyor, saçmalıyor,

    utangaç ve zeki olanlar ise işi espriye, gır gıra vurarak hem kendini, hem de karşısındakini rahatlatmaya çalışıyor, bu sayede romantik atmosferin getireceği olası itiraf-duygusal ve fiziksel yakınlaşmalarından önüne geçmeye çabalıyor...

    şu andan itibaren sanırım en kritik soru, "buse bu ana kadar beni hiç reddetmedi, gel dediğimde geldi, benimle bir arada olmaktan hiç çekinmedi..peki bu kabullerin sınırı ne? beni gerçekte ne olarak görüyor? her an takılabileceği, iyi bir arkadaş mı? yoksa yanında geçirdiği saniyelerden zevk aldığı, hoşlandığı, potansiyel bir erkek arkadaş adayı mı?"

    benim hislerim, zaten yeterince açık diye düşünüyorum..

    peki ya buseninkiler?

    işte onları da, benim bir şekilde yolunu bulduracağım muhabbetin sonucunda öğreneceğiz..
    yani yarın gece (:

    hepinize iyi geceler panpalar,

    yorumlarınızı esirgemeyin ;)
    yeni katılan, yeni yorum yazan, eski olupta yeniden uğrayan panpalara da selamlar (:

    arkadaşlar bir-iki parta sığmazdı sonrasında olanlar, o yüzden kesmek zorunda kaldım, hikayedeki bu gecenin tamdıbını bitirmek, yarın gecenin de tamdıbını alabilir, zaten ondan sonra 1-2 ufak olay var ve epey ileriye atlayacağız zamanda..
    herkese selamlar panpalar, yorumlar bomba ehehe (:

    bu gece 00.00 dan sonra buluşalım ;)
    tekrar selamlar, kaldığımız yerden devam edelim ;)
    arkadaşlar sağ el orta parmağıma bir şeyler oldu amk, her tuşa değişimde sızlıyor ekleminden..amk bu geceyi buldu..

    yazmaya çalışacağım ama hızım epey düşebilir -ki zaten pek yüksek değil ya- şimdiden uyarayım yani..vay amk görünmez kazadan daha görünmez bir olay bu, anlamadım noldu durduk yere..
    ..iyice gerildim..

    artık malum mevzuları açmanın tam sırası..ya şimdi, ya hiç..
    ama korkuyorum bir yandan da :/ ya dilim sürçerse, ya saçmalarsam edebiyat yaparken.. evet, edebiyat yapıcam..ama bir sor niye?

    beyler, bu, belki de benim kızla son yüz yüze konuşmamdır? nerden bilebiliriz? hoş gecenin sonu nasıl bitecek, belli değil ki? ya reddederse beni? olmayacak şey de değil... işte o zaman.. bırakın bir daha konuşabilmeyi, yüzüne bile bakamam her halde..

    işte o yüzden, bırakın doya doya konuşayım.. edebiyat parçalayayım.. hani,tam olarak zaten mümkün değil ya ama, belki biraz olsun içimdeki duyguları ona tarif edebilirim... ve belki de en azından acır bana..

    tam nasıl başlasam diye kara kara düşünüyordum ki, o konuştu,

    "çok güzel olmuş her şey, teşekkür ederim davet ettiğin için (:" deyip içtenlikle gülümsedi..

    ben, "ben teşekkür ederim.. geldiğin için.. gelmeye de bilirdin çünkü" dedim..

    bir iki saniyelik bir bakışma oldu.. işte başlıyoruz..
    http://fizy.com/#s/1ahdin

    "neden gelmiyim ki?" deyip saf saf gülümsedi kendi halinde..

    "bilmem? gelmeyen de gelmez yani..şey..buse, sence çok mu abartmışım? ya da..genel olarak çok mu abartıyorum dersin?" dedim sıkılgan bir şekilde..

    biraz düşündü..yüzü ciddileşmişti.."ya..abartıyorsun demeyeyim de..hani, öğrenci evinde yemek deyince böyle bir şey hayal etmiyor tabi insan (:"

    güldük..sustuk sonra..konuştum,

    "içimden gelerek yaptım..beğendiysen ne mutlu bana (:"

    "beğendim..teşekkür ederim tekrar..(: ..ben de içimden gelerek kabul ettim zaten x) hani dedin ya, gelmeyen de gelmez diye :p"

    "(: ya zaten, hani, acaba ne zaman resti çekeceksin diye bekliyorum biliyor musun? ,

    buse, kantinde beraber yiyelim mi? olur,

    buse, sevgililer gününde dışarı çıkalım mı? olur,

    buse, bana yemeğe gelir misin? tamam :p

    yani her yeni bir şey soruşumda içimden, eyvah kesin bu sefer abartın deyip kabul etmeyecek diyorum (:"

    gülmeye başladı..biraz utandırdım galiba..utanma gı, kıyamam..şaka yapıyom ben..kaynaşalım diye..üzerindeki gerginlik azalsın diye..şayet varsa tabi..ama var gibi..

    "pek kıramıyorum insanları galiba ;)" deyip imalı imalı sırıttı,

    "e bu sayede de epey şey paylaştık sayılır, kısa zamanda baya anımız oldu :p ..sahi, cidden benim aylardır, yıllardır tanıdığım ama bu kadar şey paylaşmadığım bir sürü insan var... seni tanımak, tanımaya çalışmak çok güzel..farklı.."

    bir kaç saniyelik bir sessizlik oldu gene..ikimiz de bin düşünüp bir konuşuyoruz resmen..iyice yoğunlaştı ortamın atmosferi..

    "doğrudur..herkese aynı şekilde yaklaşamıyor insan..biraz mizaçla alakalı sanırım..ama sen sıcakkanlı birisin zaten ilk gün anlamıştım (:"

    "ilk gün..ben de senin farklı biri olduğunu ilk günden anladım.."

    "farklı mıyım? " deyip mahsun mahsun gülümsedi, sanki kötü bir şeyle itham ediliyormuş gibi..

    "bence öylesin" dedim ciddi, sakin bir ses tonuyla..

    tekrar bir sessizlik oldu..bunu stage 3 e geçişimizin loading kısmı olarak düşünebilirsiniz..
    Tümünü Göster
    ···