1. 3826.
    0
    panpa seni ailecek takip ediyoruz da bu ceren has arıza çıktı be tırsarım ben öyle karıdan
    ···
  2. 3827.
    +1 -1
    bu da benden sana gelsin aq *
    http://inci.ca/u9foo8j4_2
    ···
  3. 3828.
    0
    hıkayeyı sıken pıcler hepınızın dıbına koyum entryın kımın yazdıgına bakıyodum tsıkalgo gorunce tmm dıyodum sımdı sonuna kadar ısmı okuyoz amk dogrumu dıye hay amk
    ···
  4. 3829.
    +6
    evet ya bi canavar yarattim amk son harfe kadar bakiyom simdi bende
    ···
  5. 3830.
    +6
    iyi geceler panpalar, işlerin ancak yarısını halledebilmiş olmama rağmen söz verdiğim için geldim. ama çok fazla kalamayacağım, 3-4 part atıp zamanı biraz ileriye sararız.

    sorulmuş, cevaplayayım bu arada, ceyda ile cinsel münasebetimiz * olmadı, ama olmuş kadar oldu diyebilirim, daha çok hoşuma gitti hatta, sonrasında püsürüyle uğraşmak zorunda kalmıyorsun. yabancı ülkelerde durum nedir tam bilemiyorum, sadece iki kere kısa süreli olarak yurt dışına çıktım. ama muhtemelen orada gençler sevgilileriyle tam anlamıyla gibişebiliyorlardır, burası ise türkiye beyler, gibersiniz üzerinize kalır, zaten kolay kolay vermezler de,hadi verdiler diyelim, elli tane teranesi var ondan sonra..

    o yüzden bakmayın siz, sürttürmek filan da iyidir, iki dakika zevk alıcam diye kafanızı allak bullak ettiğinize değmez, ayık olun, amerikada yaşamadığınızı bilin,ona göre hareket edin. ;)
    ···
  6. 3831.
    -1
    @2 iyi gibmiş
    ···
  7. 3832.
    +1
    tsigalko panpa bak 01:00'de yazmaya başlıcam dedin, uykumdan kalkıp geldim aq. yaz panpa.
    ···
  8. 3833.
    +1
    ben yatıyom amk reyiz bugün de pas geçecek ellam
    ···
  9. 3834.
    +7
    http://fizy.com/#s/12810x

    nihayet şehre ve pause lediğim hayatıma geri dönmüştüm. tuhaf, ama eskişehirde geçen bu haftasonu, bana kendimi adeta farklı bir boyutta hissettirmiş, sanki geride hiç bir şey bırakmamışım, buranın dışında bir hayatım yokmuş gibi düşündürmüştü.

    gözlerimin açık olduğu bir rüya gibiydi bu hafta sonu, sonunda ise, her rüyada olduğu gibi bundan da uyandım malum.

    pazartesi günü uyuyarak geçirdikten sonra, gece ebruyla buluştuk. beni çok özlediğini söylüyordu, gece boyu yapmadığı şirinlik kalmadı,

    "kız, bir hafta sonu yokum diye böyle oluyorsa, ara tatillerde napıcan sen * , acaba arada böyle özletsem mi kendimi bir kaç gün? :p"

    "üff ne var ya, özledik işte, bir de bugün yanımda böyle bir boşluk filan..alışık değilim * sen özlemedin mi?"

    güzel soru..

    o gece, en iyi yaptığım şeyi yapıp, rol yapmaya devam ettim..söylenecek sözler ve alınacak bir karar vardı evet, ama öncesinde bunu bütün yönleriyle kafamda tartmam ve en uygun yöntemi seçmem gerekiyordu..ikinci bir mine faciasıyla karşı karşıya olabilirdim..hatta daha da beteriyle..

    ebruyla geçen cıvıltılı gecemizden sonra, aslında şu anda sahip olduğu huzuru ve ortamı bozmanın hiç mi hiç gereği olmadığını hissediyordum. ama öte yandan ceyda ile ortak yönlerimizin, ortak acılarımızın ve amaçlarımızın da fazlalığı, onun benim için uzun vadede çok daha uygun bir eş olabileceğini, onunla daha mutlu ve huzurlu olabileceğimin habercisi gibiydi..

    insanoğlu işte..hep daha fazlasını istiyor,
    daha iyisini,
    daha güzelini,
    daha pahalısını,
    daha parlağını,
    daha göz alıcısını,
    daha özelini..

    hep daha fazla..hep..bunun bir üst limiti yok neredeyse..günün birinde, artık neredeyse her şeye sahip olduğunuz anda, ya da daha doğrusu, her şeye sahip olduğunuzu sandığınız anda, aslında elde etmesi en kolay olan şeyi "mutluluğu" elde edemediğinizi görüyor ve bir gece, bir otel odasında ya da evinizde aşırı dozda uyuşturucu ya da alkolde ölü bulunuveriyorsunuz..

    bunun örnekleri o kadar fazla ki, zaten çoğunu siz de biliyorsunuz, jimi hendrixler, kurt cobainler..geçenlerde amy winehouse..bir zamanlar marilyn monroe..

    her şeye sahiptiler..para,şan, şöhret, saygı, hayranlık..her şeye..

    ve bir gün, kendi nefisleri adına en yukarıya, zirveye vardıklarında, aşağıya bakmayı akıl ettiler nihayet,
    zirvedeydiler! her şeyin üzerinde..her şeye sahip!

    tek bir şey hariç belkide..gerçek bir sevgi ve huzur..zira insanlar onları sadece ünlü,yetenekli ya da zengin olduğu için seviyordu, ya da en azından onlara öyle göründü..

    işte bu sefer, fellik fellik aramaya başladıkları mutluğu(daha doğrusu sahtesini), zararlı alışkanlıklarda ve bağımlılıklarda buldular,
    sonra biz de onları hayatlarının baharında otel odalarında ölü halde bulduk..

    insanoğlu çok tuhaf..her zaman kıskanılacak bir şey bulabiliyor, sahip olduklarını kolayca değersizleştirip, kağıt üzerinde, onun sahip olduklarına kıyasla çok daha kolay elde edilebilen şeyler için gözünü karartıp, o zirveden kendini aşağıya bırakıveriyor..

    işte ebru da, benim zirvemdi bir nevi..hayatım boyunca sahip olamadığım huzuru ve bağlılığı veriyordu bana, biliyorum ki benim onun kadar kimse sevemezdi..

    ama ben de baktım o zirveden aşağıya..aşağıdakiler, benim sahip olduklarıma imrenirken, ben, onların "gerçek mutluluk"larını kıskandım, kendiminkinin sahteliğine, kendimi inandırarak..

    ve ceyda, benim olası bağımlılığım olmak için çok ama çok uygun görünüyordu..kendimi tepeden aşağıya bırakma nedenim..hiç açılmayacak ya da yarı yolda sönecek olan paraşütüm..yere çakılma sebebim..

    sendelediğimi hissettim..zirvenin oksijeni fazla gelmişti..başım dönerken, kendimi, biraz da istem dışı bırakıverdim boşluğa..
    Tümünü Göster
    ···
  10. 3835.
    +9
    buluşmadan dönünce, ertesi gün, okul çıkışı ebruya durumu anlatmaya karar verdim.

    o gece, uzun bir aradan sonra tavanı seyretmiştim yine.. diğer odanınkinden pek de farklı sayılmaz, ben daha ziyade oraya alışkındım ama, bu da aynı.. tavan tavandır işte *

    yurt servisinin içinde tolgayla yan yana yol alırken, vefalı dostum bendeki sıkıntıyı farketmiş olmalı ki sordu,

    "noldu la daha kendine gelemedin herhalde, daha bana anlatacakların var ona göre ;)"

    "iyiyim ya..anlatırım kanka.. zaman bol.."

    "sen bir şeye mi bozuldun yoksa yorgun musun aq?"

    "yorgunum be abi.. neye bozulcam"

    "ne biliyim, bi durgunluk var da üzerinde.."

    "uyumamaya çalışıyorum.."

    "aynen lan..şu gece oturmalarını azaltmak lazım, öğlene kadar ayılamıyorum sonra"

    tolga benim uykusuzluğumun gerçek nedenini henüz bilmiyordu..ona olanları henüz tam anlamıyla anlatmamıştım..bu gece yapacağım harakiri den de haberi yoktu tabi.. söyleyip de aynı sitemleri duymak istemiyordum..bu benim hayatım.

    araçtan indim, beynimi oyan düşüncelerle dalgın dalgın sınıfa giden koridora girdiğimde beni büyük bir sürpriz beklediğini nereden bilebilirdim?
    ···
  11. 3836.
    +4
    lan tam yatarken part attın da yine böyle mi kesilir be amk nasıl uyuyacam ben *
    ···
  12. 3837.
    +13 -1
    ozanın sitem dolu sesi yankılanıyordu, "ne istiyor bir bilsem anlamıyorum ki abi! her şeyimi verdim ya..her şeyimi!"

    kulak kabarttım, koridordaki kaloriferlerden birine yaslanmış, başındaki iki üç elemana dert yanıyordu.. çocuklar bunu teselli etmeye filan çalışır gibiydi..

    kalbim yerinden hopladı, lan yoksa?!

    heyecanımı saklamaya çalışarak sınıfa girdiğimde, ayşen in, çengel burun ve bir kızla daha sıranın birinde yüksek fısıltılarla konuştuğunu gördüm, ayşen in yüzü epey bozuk görünüyordu, ağladı, ağlayacak..

    şu, duygularımın yüzüme vurması olayı belki de en çok o an zor durumda bırakırdı..ama tabi bunun kontrolü üzerinde çalışmamış olsaydım. bir süredir, beni surları olmayan orta çağ şehirleri gibi savunmasız bırakan bu özelliğimi artık kontrol edebiliyor, dahası yönlendirebiliyordum.. böylece yüzünden anasının kızlık soyadı bile belli olan bir adamken, yavaş yavaş "pokerface" denen tipe dönüşmeye başlamıştım.
    hakkını verelim, bu konuda en büyük yardımcım ebru oldu (tabi farkında olmadan), zira kız bu konuda doğuştan yetenikliydi, biliyorsunuz, ebru ve ifadesiz suratı ;)

    gidip benimkinin yanına oturdum, selamlaştık, öpüştük.. sınıf henüz boş sayılırdı, erkenci olan belli kesim gelmişti sadece..ve o belli kesimin içinden nefret ettiğim ayşen-ozan ikilisinin arasında bir takım olumsuz gelişmeler yaşanıyor gibiydi. malum, az sayıdaki tayfa bunları çember içine aldıysa.. muhakkak bir şey var demekti..

    beklentimi ve sevincimi gizlemeye çalışarak ebruyla havadan sudan konuşmaya çalıştım..

    bir süre sonra sınıf doldu, nihayet hoca da geldi, herkes yerli yerine oturunca fark ettiğim bir detay yeniden kalbimi gümbürdetmeyi başardı,

    birbirinin siyam ikizi gibi, züt züte dolanan süper çiftimiz, bu sefer birbirinden bir kaç sıra uzaklıkta, ayrı oturuyorlardı..

    ciğerlerimden, midemden yükselen "ohh olsun" dalgasını kontrol etmek çok zordu gerçekten.. resmen çalkalanmış şişe kolalar gibi köpük köpük olmuştu içim..bir açılsa, şampanya gibi püskürecek..

    kavga etmişlerdi..hem de pek hafif sayılmayacak biçimde olsa gerek.. ilişkilerinin stabilitesi bozulmuştu..

    gülümsemek için kıpraşan dudaklarımı zar zor hakimiyet altına alıyordum.. huur çocukları ayrılacak mıydı yoksa?

    hem de sınıfın içinde tartışmış, küçük çapta da olsa rezil olmuşlardı..

    bu çapın pek küçük olmadığını, bu gün mevzuyu ebru dahil 3-4 kişiden daha duyunca görmüş oldum..

    sınıf çalkalanıyor gibi görünüyordu..ee, milletin ağzı torba değil ki büzesin.. zaten millet olay olsun diye bekliyor aq..

    bu arada yanlış anlaşılmasın, milletin gelip de bana söylediği yok "bunlar kavga etmiş" bilmem ne diye..ben duyuyorum konuşmaları, kulak misafirliği gibi..

    bana direkt olarak söyleyen sadece ebru ve necati oldu,

    ebru, "senin kankalar kavga etti bugün" diyerek beni epey gıcık etmeyi başardı..
    necati ise, "abi ayşenle ozan, tartışmış galiba, duydun mu?" gibisinden temkinli bir şekilde içindekini çıkarttı,

    ben de, "beni enterese etmez, beter olsun amklar" diyerek kendimle çelişen gülücüklü cevaplar verdim..

    evet..
    beni enterese etmezdi,
    ama hoşuma da gitmedi desem yalan olurdu... bir zamanlar bana kapasitelerinin üzerinde acılar yaşatan bu iki vasat ve değersiz varlığın, şimdi kendi başlarını yemesi hoşuma giderdi..

    kimin gitmezdi ki?

    hım..

    alper in gitmezdi..

    ama benim hoşuma gitti işte..

    ve sanırım, bir süredir kendime sorduğum soruların da cevabını bulmayı başarmıştım o gün..

    ama ortaya yepyeni bir soru çıkmıştı bu sefer.. yepyeni bir "sorun"...
    Tümünü Göster
    ···
  13. 3838.
    +9 -1
    cevaplanan sorum, yani "acaba ayşeni gerçekten sevmiş ve bana attığı kazık yüzünden mi böyle kötü etkilenmiştim? yoksa zaten benim tak yoluna giresim vardı da, bu olay bahanem mi olmuştu?" sorusu, nihayet cevabını bulmuştu..

    benim ayşeni sevdiğim filan yoktu beyler.. yani, sevmiştim tamam ama, öyle aşık filan olmamıştım.. sadece, biraz fazla hoşlanmıştım.. aşık olan alperdi.. onun, sinem e olan aşkı, katıksız, yalansız ve tamamen gönüldendi..,işte bu yüzden, kız ona hayatının kazığını dahi atmış olsa, başına kötü bir şey gelsin istemez, geldiğinde de üzülürdü.. zaten o olaylar neticesinde, en çok o üzülmüştü...

    oysa bana bakın! ayşen mutsuz olacak diye, neredeyse zil takıp oynayacağım!

    uzun süredir cevaplandırmaya çalıştığım, ama bir türlü objektif yaklaşamadığım bu soruyu, böylelikle ortadan kaldırmış oluyordum..

    hayır, ayşene en başında bile aslında aşık olmamıştım..

    ve evet, benim, içimdeki şerefsizi ortaya çıkarmak için sadece bir bahaneye ihtiyacım vardı ve, tıpkı franz ferdinand ın avusturya-macaristan tahtının veliahtını vurması, nasıl "sözde" savaş nedeniyse, ayşenin bana attığı kazık da, benim sözde bin olmaya çalışma nedenimdi..

    olmayan bir şeyi yaratmaya çalıştığım filan yoktu benim.. zaten olan, ama sevgi dolu aile ortamı ve iyi geçirilen bir ergenlik dönemi nedeniyle üzeri kapanan, körelen bazı özelliklerimi ortaya çıkarmaya çalışıyordum sadece..

    tsigalko bunca zamandır sadece özüne dönmeye çalışıyormuş...

    bu ani keşfimden ötürü, sevinsem mi, üzülsem mi bilemedim..

    ama kaygılanmam gereken başka bir mevzu vardı şu anda önümde.. ebru ile olan ayrılma planım..

    eğer ayşen ve ozan ayrılma durumuna gelmişse, ve ben de tam bu olayın üzerinde ebru ile köprüleri atacak olursam... aman allahım, bunun ne kadar korkunç şekillerde yorumlanabileceğini düşünemiyorum bile... of of of..evlerden ırak..

    hay dıbına koyayım ya..ne olurdu bir hafta sonra filan kavga etseydiniz? hem o zaman durum tam tersi anlaşılırdı ve ayşen kaltağı zor durumda kalırdı..

    oysa şimdi ihale bana kalmıştı..

    ilişkimizi ve onun sözde kusursuzluğunu neredeyse tüm sınıf bilirken, böyle bir olayın ertesinde bu ilişkiyi bitirmek, hem ebrunun hem de insanların kafalarında, benimle ilgili, asla düşünmelerini istemeyeceğim türden yargılar oluşturabilirdi..

    gerçi kimin ne dediği çok da gibimde değildi ama, beyler..ne olursa olsun, orası benim sınıfım..ve böyle bir durumun üzerine, orada 2.5 sene daha geçmek bilmez yani..o yüzden aptalca bir hareket yapmamam lazım.. insanların bana karşı en azından nötr olması lazım.. eğer şu anda ve şu durumda ebruyla ayrılacak olursam, içten içe herkes bana kin güdüp "vay huur çocuğu vaayy" diyecektir..

    kendime acımıyorsam bile anneme babama acıyorum..her ne kadar, gözümde değersiz insanlardan gelecek olsa da, bu tarz düşüncelerin hedefi olmayı hak etmiyorlar..

    diyorum ya..bir soru cevaplanıyor, yerine hemen daha zor bir başkası geliyordu başıma..

    şimdi ne halt yiyecektim ben beyler?
    Tümünü Göster
    ···
  14. 3839.
    +4
    yav bu dıbına koduma rahat batıyo ebrumu gibti senide ayrılıyon
    ···
  15. 3840.
    +3 -1
    panpalar, söz verdiğim üzere bir kaç part attım, gidip işleri yetiştirmem gerek. anlayışınız ve yorumlarınız için teşekkürler,

    görüşmek üzere *
    ···
  16. 3841.
    +4
    ne halt mı yiyceksin ? panpa ceydayı kandır bi otel odasına davet et. sonra odaya 3 zenci gönder. ebruylada evlen olay kapansın amk.
    ···
  17. 3842.
    +2
    aga beklirrum bak soğukta sırf bu muahbbet için kırma kardeşini devam devam Ccc Sessiz Takipteyiz Ccc
    ···
  18. 3843.
    +5 -1
    tsigalko panpa , aslında sen onu gerçekten sevdin. onun mutsuz olacağı düşüncesi tamamen elde edememenden kaynaklı hırs , yani senle alper aynı durumda değil. o uzun süre o kız ile güzel vakitler geçirdi , sevgili oldu ama sen hiç elde edemedin. üstelik sana kazık atıp o bine gitti diye içindeki büyük sevgi nefrete dönüştü. ayrıca kimsenin içinde bir bin yatmaz , tamamen yetiştirilme tarzıyla alakalı. ortam , aile , arkadaşlar vs. vs. ben bugün ne kadar zorlarsam zorlayım vicdanıma söz geçirip sevdiğim kıza ihanet edemem. yani evrim geçirdiğin falan yok hocam , arkadaş ve yaşam ortamın değişti bundan kaynaklanıyor.
    ···
  19. 3844.
    +3
    seni resmen yatakta giben karıya ebruyu tercih mi ediyorsun. ne diyeyim daha ben sana :(
    ···
  20. 3845.
    +2 -5
    la amk yine tam yerinde bitirdin okoronkwo. en heycanli yerinde. neyse gibayetci degilim.

    poor kanka sen de meraklanma bi daha numara yapmicam la erkek sozu. zevkimi aldim yeter.
    ···