1. 1701.
    +21
    http://fizy.com/tr#s/13s7g6

    gayet netti söyledikleri..ama ben,

    "ne??" diye bir şaşkınlık ünlemi koymaktan kendimi alamadım..

    ama yalan yok şaşırmıştım... tamam bir takluk vardı evet ama, bu soruyu beklemiyordum, hatta en başta ne demek istediğini anlayamadım desem yeridir.."ne zamandır birliktesiniz?" ne lan?

    gülüyordu..o sinirli, daha önce masayı başıma geçirmeden attığı gülüşlere benzer bir gülüş..ama bu akşam epey sakindi, eminim ki bu sahneyi zaten defalarca oynamış, söyleyeceklerini ezberlemişti..o açından, önemli olan, ezberini bozacak olan, benim söyleyeceklerimdi.

    tekrarladı..

    "ne zamandır birliktesiniz?"

    ben şaşkın şaşkın bakınmaya devam ediyorum..hani demiştim ya, benim yüzüm içimdeki ayna gibi yansıtır diye..o an harbiden şaşkın olduğum için, yüzümde de sadece o ifade var..ne suçluluk ne de kaygı hissetmiyorum..

    "mine, ne demek istedeğini valla anlayamadım..nasıl..kimle ne zamandır birlikteyim ben ya?"

    biraz sinirlenir gibi oldu, pişkinlik yapıyorum sanmıştı..oysa ki o benden kızarıp bozarmamı, başımı önüme eğmemi bekliyordu..ve zaten eğer onun düşündüğü şey, başta benim de aklıma gelseydi kesinlikle öyle olurdu. çünkü içeriğini anlamış olacağım o ani soruya verecek bir cevabım olmayacaktı..şimdiyse..jetonum henüz paraşütüyle süzülmekteyken..tamamen şans eseri bir şekilde salağa yatabiliyordum..

    eğer beni bir şey kurtaracaktıysa, bu kurtaracaktı beyler..

    kendini topladı..bu kez küçük bir çocuğa, yanan sobaya yaklaşmamasını tembihlermiş gibi, tane tane konuştu,

    "şu sporcu, deve endamlı, güzel yüzlü kızdan bahsediyorum tsigalkocum..(katil gülümsemesine devam)..ayşen miymiş onun da adı? hı?"

    o ilk anki lag dan sonra, artık kafama kaynar sular boşalması için tam zamanıydı aq..

    ama öyle olmadı, beyler..inanılmaz bir şekilde, kendimi suçlu hissetmiyordum..ben, kötü bir şey yapmamıştım ki? ve beni bir kez daha öyle masaya gömüp gitmesine de izin veremezdim..hayır..içten içe kendime iki tokat patlattım..kendimle münakaşa halinde geçen sessiz saniyeleri avantaja çevirmiş, beni söyleyecek yalan arıyor zannetmiş (ki evet nispeten öyleydi) ve bir kez daha saldırmıştı mine,

    "ne zamandır..tsigalko.."

    gözlerimi yüzüne diktim..meydan okurcasına..ve evet aslında pişkince..

    "benim hayatımda bir tane güzel ve endamlı kız var.." dedim, "sporculuğunu bilemem de..adının mine olduğundan da eminim.."

    aniden ağzını açtı..sonra bir şey demeden kapadı..bence orada sessiz bir "hasgibtir lan amcık ağızlı" yedim ben..kesin yani.

    yüzü ekşimeye başlamıştı..yine kontrolünü kaybedecekti..müdahele etmem lazımdı..kasılmaya başlayan ellerinden birini yakaladım,

    "mine..bak, tamam..neden bahsettiğini daha anca anlıyorum ben..eğer geçen sefer ki gibi beni yıkıp geçeceksen, hiç ağzımı bile açmayayım..git..bir daha da asla göremeyelim birbirimizi..ama eğer dinleyeceksen..söylediklerimi duyabileceksen, emin ol ki mantıklı bir cevabım var.."

    yavaş yavaş soğudu az önce hararetlenen vücudu..kelimeler ile bir şey demedi..yüzüme bakmayı sürdürdü..gözleriyle konuşuyor, "eh hadi o zaman kıvır bakalım" diyordu..

    kıvıracaktım... gibe gibe hemde..kendime ihanet ettiğimi bile bile kıvıracaktım...
    Tümünü Göster
    ···
  2. 1702.
    +7
    mine yengemizdir mineyi çok üzdüysen gelir vururuz lan seni
    ···
  3. 1703.
    0
    hadi bakalım tsigalko görelim kıvırmalarını *
    ···
  4. 1704.
    +18 -1
    ne kiviriyosun ya gibtiri cekseydin amk onla mi ugrascan seni mi takipediyo lan bu kiz bide nedir yani gidip gibmedin ki kizi 3 5 laf ettiniz gelseydi o da maca yakalasaydi seni
    ···
  5. 1705.
    +5
    ya amk kız aşık amk takip edecek tabi.ama her zamanki gibi erkek birini sever.ilk sevdiği bunu giber. bin olur. sonra gider elalemin güzelim körpecik kızları ağlar yamulur.hep böyle amk. önemli olan bin olmadan doğru hatunu bulabilmek.
    ···
  6. 1706.
    0
    50. sayfadayım. ayraç
    ···
  7. 1707.
    0
    hadiiiiiiiiiiiii bir solukta okuyorum yazdıklarını hadiiiiiiiiiiii seri birazz daha yazılacakta okunacakta çok sayfa var
    ···
  8. 1708.
    +25 -2
    http://fizy.com/tr#s/2b7lea

    elim hala elinin üzerinde, gözlerimi gözlerine dikmiş bir şekilde konuşmaya başladım..bir an bile kaçırmayacaktım gözlerimi..bir an bile tereddüt etmeyecektim..daha önce üzerinde 1 salise bile düşünmediğim, tamamen doğaçlama olan oyunumu oynarken, bir an bile..duraksamayacaktım..

    "maçı kazandık biliyorsun... sıradan bir zafer değildi sevgilim..orada olup görmeni isterdim..(karşı atak başlangıcı)..soyunma odalarına doğru giderken, tanımadığım iki kızın bana işaret ettiğini gördüm, yanlarına gittim..tanıştık.."

    gerçekçiliğim onu hem sevindirmiş, hem de rahatsız etmişti..huzursuzca kıpırdandı..evet, "ne kızı? hangi kız? kim söyledi?" filan dememiştim..ama ya bu anlattıklarımın da sonunda hayırlı olmayan bir şeyler vardıysa?

    "... çıkışta uygun olup olmadığımı sordular, neden dedim..kızların ikisinin de erkek arkadaşı var bu arada, onu da söyleyeyim.."

    1 yalan..

    "..neyse, bunlar beni çocuklarla tanıştırmak istediklerini söylediler, hayırolsun? diye sordum tekrar..ne alakaydı yani.."

    2 yalan..

    "bu ikisinin erkek arkadaşları, biliyorsun hepsi sporcu çocuklar zaten..sokak basketbolu turnuvası için bir kişiye daha ihtiyaçları olduğunu söylediler... bende o maç resmen coşup maçın adamı moduna girdiğim için, gözlerine kestirmişler işte..bir konuşayım istediler.."

    3 yalan..

    sözümü kesti.."onca basketçi, sporcu adam var o bölümde..sana mı kalmışlar?" deyip inanmaz bir şekilde gözlerini kırpıştırdı..

    bu lafının üzerine ben iyice yüzümü asıp,

    "o salondakilerin en iyisi bendim (gibtir lan) bir tanem.." dedim.. "e tabi sen olmadığın için göremedin, böyle demen normal".. aynı yerden 2. saldırı..duvarlarında gediği açtığımı hissettim, zira normalde benim yüzümde olması gereken, rahatsızlık ve suçluluk duygusunu, şimdi onun yüzüne yapışmıştı..ağır şerefsizim değil mi?..çok ağır şerefsiz...

    devam ettim,

    "bunların kantinine gittik..çocuklara da haber verdiler o ara, 5-10 dakikaya onlar da geldi..oturduk, konuştuk..ama anlaşamadık..çünkü takımda biz dışında 2 kişi daha var ve maçlar 3 e 3 oynanıyormuş..arada yedek kalabilirsin dediler..bir de onların idman temposuna uymamı istediler..nefret ederim biliyorsun..biliyor musun? (bir ima daha..)..bu mesele de bu şekilde kapandı..kızın adına gelince,adı ayşen evet..artık pek de umrumda olmayan, beni etkilemeyen bir tesadüf..ama sen bu olaydan, buralara nasıl geldin onu da sana sormak lazım..ne birliktesi mine?? ben sana bunu yapar mıyım? (!)"

    soluk bile almadan, saniyeler içinde yazdığım senaryoyu oynamış, üzerimden ağır bir yükü atmıştım..itiraf etmek gerekiyordu ki, daha önce farkında olmadığım şekilde, profesyonel bir yalancıydım..ben??... ben yalancı ha?... azıcık zütten element uydururken bile yüzü kızaran, yalanın y sinden bile nefret eden ben??... vay be..

    istediğimi aldım sayılırdım... elini daha da sıktım... o ise son bir koz daha oynamaya karar vermiş gibiydi..

    "iyi tamam ama..(bocalamıştı..çünkü bu geceyi böyle hayal etmemişti..kendini alacaklı sanarken, borçlu çıkmıştı..ben ise, adeta şeytana pabucunu ters giydirmiştim, kendimi de şaşırtan bir rahatlıkla hemde)..ama yine de bu o kızla kol kola olmanı açıklar mı?"

    oha..oha be..bu kadar ayrıntıyı nerden biliyordu bu kız aq..iyi bari ne konuştuğumuzu duymamış..oha..

    "ya mine..bak bana bir soru sordun..ben de sana bir cevap verdim..tamam mı? inanmak zorunda değilsin..ama inanırsan bizim için hayırlısını edersin..ben bir kez daha senin gidişini izlemek zorunda kalmak istemiyorum..anladın mı? el ele, kol kola filan..geç bunları..ben sana anlatacağımı anlattım mı? anlattım..beni bunun üzerinden değerlendir..ya da değerlendirme bile..ama yazık etme bize... duyuyor musun bebeğim?..mine??"

    ağlamaya başlamıştı..aniden bastıran sağanak bir yağış gibi bastıran hıçkırıklarıyla sarsılırken, ben yanına geçip başını göğsüme aldım..

    o, haksızca yaptığını düşündüğü suçlamalarının altında ezilir, sevdiği adamı neredeyse aptalca bir hata yüzünden kaybetmeye ne kadar yaklaşmış olduğunun farkındalığıyla kendini mahvederken,

    ben, tamamen haksız olduğum bu yarı-aldatma meselesinden böyle kolayca yırttığım için seviniyor, bir yandan da içten içe yaptıklarım için kendimi çarmığa germek istiyordum... gerçek anlamda bölünmüş bir kişiliğin sahibi, iki raket arasında savrulan pin pot topu minvalinde bir insan müsvettesine dönüşmüş olmamdan iliklerime kadar utanıyordum beyler...
    Tümünü Göster
    ···
  9. 1709.
    +6 -1
    mine yengeye yazık la
    ···
  10. 1710.
    +7
    @1457'bütün renkler aynı hızda kirlenıyordu, birinciligi beyaza verdıler' hikayenın özeti
    ···
  11. 1711.
    +6 -2
    moruk kızlar hakediyor
    ···
  12. 1712.
    0
    rezerved
    ···
  13. 1713.
    +5
    poor yapmış yine yapıcagını
    ···
  14. 1714.
    +21 -1
    http://fizy.com/tr#s/1a4tnh

    nasıl başlayan, nasıl bitecek diye düşündüğüm gece, sarmaş dolaş ve onun gözyaşlarıyla ıslanmış şekilde sona eriyordu..

    gece boyu, bu kez güzel şeylerden konuştu burnunu çeke çeke..ilk defa geleceğimizden filan bahsetti..iki dakikada hayaller kurdu kendi kendine..içine beni koydu..biz olduk.

    artık tamamdı..güveniyordu bana..bunu da böyle atlatmıştım ya..gözünde bir gömlek daha yükselmiştim..

    gece boyunca, kendi pişmanlığımın da verdiği huzursuzlukla, tıpkı katillerin olay yerine dönmesi gibi, ben de arada bir o konuya döndüm..çaktırmadan..hafif darbelerle, ördüğüm ve minenin gözüne sağlam ama benim gözüme hala yetersiz görünen duvara çimento vurmaya, tuğla koymaya devam ettim..attığım her mala darbesi, aslında kendime vurduğum bir bıçak darbesiydi de, bakmayın..umursamıyormuş gibi davranıyordum..

    yurduna zütürdüm..gene güzel ayrıldık..uzun süre sonra sevgiyle öpüşmüştük... ilk zamanki ekseninden kayıp bambaşka yörüngelere giren aşkımız, bu duygusal harple yeniden eski gediğine oturmuş gibiydi. sevgi, tekrar ve tekrar mutlak kazanan olmuş, menfaatleri, cinsel gereksinimleri, duygusuz davranışları yine ve yeniden mağlup etmişti.

    biz kazanmıştık beyler..benim onca yan çizmelerime, kaytarmalarına rağmen..biz kazanmıştık işte..aşk kazanmıştı, aşkımız kazanmıştı..

    yurda gittim..

    gene yorgunluk var..ama bu defa sadece beyinsel..pgibolojik bir harpten az önce çıkmışım ve kendime karşı olan cephelerimi daha kapatmamışım..

    kalk tsigalko..sana uyumak yok... bu gece gene baş başayız..birileri yine hesap verecek... bir diğeri yine bağıra çağıra suçlayacak öbürünü... sıkıştıracak..üzerine gidecek..

    bu gece sana uyku yok..

    mineyle ne yapmış olursan ol,

    senin asıl savaşın kendinle... kalk ve kendile yüzleş..ya tamamen ayrıl! ya da bütünleş!

    tolgayla konuştuk biraz,

    ufak ufak bahsettim bazı durumlardan ve içimde yaşadığım buhrandan..tabi çocuğa %20 sini bile anlatmıyorum, yoksa "deli lan bu alın bunu" deyip kaçar benden..bir daha da konuşmaz *

    kendince tavsiyeler verdi... felsefik laflar etti..ama onun söylediklerini ben unutmuştum be beyler zaten... kar fırtınasının ortasında, tamamen buz tutmuş kalbime, bir kibrit çakmaktan fazlası değildi onun yaptığı... bir okan değildi yani...

    zaten kimse bir okan değildi..

    ben ne kadar kendimi telkin edersem edeyim, adam gittiğinde beri bildiğin ekgib dolanıyordum..

    hani böyle bir şey içiyorsunuzdur... bardağınız ağzına kadar doludur... içersiniz..içersiniz... gün boyu... gece boyu... o kadar dalar ve alışkanlık haline getirirsiniz ki yudumları, bir an gelip de biteceğini hiç düşünmezsiniz..

    ve siz tam kurumuş bir boğazla, bir kez daha bardağınıza uzandığınızda, onu kafanıza dikmenize rağmen bir damla dahi gelmez ağzınıza..

    o an bir sersemlersiniz..bir züt olursunuz hani... "anaa ne ara bitti lan buuu?" dersiniz..kös kös geri koyarsınız masaya..

    işte benim mutluluklarım da,

    dostluklarım da,

    hep bu tam alışmışken züt olup kalma halinde bitmişti...

    tam ayşene alışmışken..

    tam okana alışmışken...

    tam mineye alışmışken...

    mine...

    senin bardağının sonsuz ve sınırsız olmasını umuyorum sevgilim..inan bana, bütün bu deforme benliğime rağmen, yalnız seni, ve seninle mutlu olabilmeyi istiyorum..

    lütfen..sadece bu seferlik...
    Tümünü Göster
    ···
  15. 1715.
    +3
    lan tamda yüksek sadakat dinliyordum tesadüfünü gibeyim
    ···
  16. 1716.
    0
    anlatım tarzına gel yaa. olm sen yazar olmalısın bak hiçbir şey için geç değil *
    ···
  17. 1717.
    +3 -1
    kendini dört dörtlük sanıyo ama kendince sebeplerinden dolayı bu adam harbi sorunlu kafasında kurduğu dünyayı yaşıyo amk
    ···
  18. 1718.
    0
    bu entrylerden kitap çıkar amk. ergen kızlar melissa p. okuyacağına bunu okur hiç olmazsa.
    ···
  19. 1719.
    +1 -1
    tamam anladık
    ···
  20. 1720.
    +22 -1
    http://fizy.com/tr#s/1aj64o

    ertesi gün okula gittim,

    dün gece önce mine, sonra kendimle savaşmaktan yorulmuş beynim çakırkeyif alkolikler gibi, rahaaat..cool ve umursamaz takılıyordu...

    "mutluyum ben yeaaa... "

    "şu an öyleyim yani.."

    "sokmuşum ötesine... şu an mutlu muyum? mutluyum dıbına koyim... ee..o zaman?..allahtan belamı mı arıyorum?"

    nilayla her zaman oturduğumuz sıra boştu..geçtim oraya oturdum bu sefer..çok geçmedi, bu geldi.

    hiç selam sabah vermeksizin oturdu yanıma..baktım tipe, surat mahkeme duvarı gibi aq..hah..bir de senle uraşalım bakalım hadi..

    "..sana da günaydın.."

    başını çevirdi, tip tip bakmaya devam etti..atarlı..

    "..tersten kalktın heral?" deyip tacizi sürdürdüm..

    "konuşmuyorum ben senle.."(sinirli)

    "git o zaman yanımdan?" (taşağa alıyor)

    "giderim!" (köpürmüş)

    "giiit" (daha da ağır taşağa alıyor)

    kalkar gibi yaptı, hemen yapıştım koluna gülerek, geri oturttum..kafamı omzuna gömdüm..

    "bırak bırak.." dedi..ama gitmeye niyeti yok beyler..kendi kendine "tutmayın lan beni" diyen adamlar gibi..

    kafamı omzundan kaldırıp hala gülerek, sarhoş gibi, melül melül baktım yüzüne,

    "nilay ne oluyor şekerim ya?" hala dalga modundayım..ama sorum cevabını istiyor tabi...

    "bilmem..sana sormak lazım..uzak denizlere açılmışsın gidiyorsun diyorlar??"

    bir an için o hesap soran ifadesi, aklıma arkamdan yaptıklarını getirdi..ve mineye ispiyonu yapanın da o olabileceği ihtimali kafamın içinde bir ampül gibi yandı..bir anda ciddileşmiştim..ellerim hala üzerinde bir vaziyette sordum,

    "mineye sen mi söyledin?"..

    o hala şaka modundayım sanıyor olmalıydı ki savsakladı,

    "sana ne be?"

    sinir katsayım duoble yaparak,

    "nilay! adam gibi konuş benimle, ya da defol nereye gitmek istiyorsan kaybol git.."

    şoke olmuş bir halde, ağzı yarı açık, gözleri donmuş bir şekilde yüzüme bakmaya başladı..benden, hele ki az önceki halimi düşürseniz, kesinlikle beklenmeyecek bir hareket... etraftan bir kaç kişi dönüp baktı da hatta, "ne oluyor la bunlar" gibisinden..

    ben o şaşkınlığından faydalanıp,biraz da ağzımdan kaçırarak (o sıralar söylemek istemiyordum çünkü, sonraya saklıyordum dediğim gibi)

    "zaten bana vermen gereken bir hesap var..bir de sen tavırlara girme sanki haklıymışsın felan gibi.."

    iyice ambale olmuştu..gözleri bulutlandı..miyavlayan bir sesle,

    "ne hesabı ya?" dedi..

    durmadım,

    "ne taklar karıştırdığınızı biliyorum arkamdan..yazık bir de çocuğu da alet etmişsin..ayıp be.." dedim..kızgın ama düşük perdede bir ses..kendimi sınıfa rezil etmeye niyetim yoktu..

    yutkundu..gözleri iyice büyüdü... ben sert sert bakmayı sürdürüyorum...

    "koridara çıkalım" dedi..

    "hoca gelir şimdi..bırak ya.." dedim sallayarak..

    koluma asıldı,

    "olsun kızlar imza atıverirler bize..konuşucaz gel.."

    iyi lan..konuşalım bakalım... bakalım şimdi sen ne kıvıracaksın... ama ne söylersen söyle, benim dün akşam ki performansımı yakalama şansın yok güzelim... sadece sende değil, tanıdığım hiç kimsede yok o potansiyel..tanıdığım ben de de yoktu... ama yeni ben de varmış..ben de yeni farkettim..
    Tümünü Göster
    ···