1. 17701.
    0
    bi sigara molası geliyorum beyler daha güzel yazıcam sdfdsfadsfdsfds
    ···
  2. 17702.
    0
    tsi gelme lan artık biz bu adam için geliyoz ((: sdfsfsfsdsff
    ···
  3. 17703.
    0
    dıbına koyayım tsi
    ···
  4. 17704.
    +3 -3
    ve allahu ekber nidaalarıyla kapıya bir omuz atan annem kapıyı kırmıştı benim elim çavuşta hala şoktayken annem kapıyı kırmış ve gözlerini üzerime dikmişti hemen annemin şaşkın bakışları arasında donumu çektim annem ooo kolay gelsin rahatsız ettim galiba diyip kapıyı çekti...

    o gece çok gibik geçmişti beyler sabaha sokağımızdan geçen murat 131 cilerin son ses çalan arsız bela sını dinledim dinledim...

    ve uyandığımda babam bilgisayarımı açmış gugıl a zenci gibiş yazmış aratırken yakaladım babam hemen kapatıp

    ooo uyandın mı eşşek sıpası kahvaltı hazır dedi ve gitti kahvaltımı ettikten sonra 3310 uma gelen mesajı farkettim mesaj ayşendendi...

    + bursadayım görüşelim mi
    - ne? (yazıp gönderdim şaşkın bir şekilde... )
    + "ya ben senin şu sahilde yaşadığın hikayeleri dinledim ve ozandan daha iyi olduğunu anladım hep gözümü boyamış senden çok hoşlanıyorum galiba" yazıyordu
    - "tamam ne zaman" dedim
    + "akşam dokuzda büyük heykelin orda yanlız gel polise haber verirsen çocuk ölür" dedi.

    ne diyo bu dıbına koduum derken tamam yazıp cevapladım ve burdaki arkadaşlarımdan hemen akşam için ev aramaya başladım ve sonunda buldum...

                                                                                                                                                                           (tsigalko okoronkwo ?, 04.12.2012 01:59)


















    tu bi kontived
    ···
  5. 17705.
    0
    tamam mı devam mı
    ···
  6. 17706.
    0
    devam panpa
    ···
  7. 17707.
    0
    devam panpa
    ···
  8. 17708.
    0
    ben yatıyom beyler hepinize iyi geceler
    ···
  9. 17709.
    0
    iyi geceler panpa *
    ···
  10. 17710.
    0
    şarkı iyiymiş de hikaye baydı reis
    ···
  11. 17711.
    +2 -2
    ve saat dokuz olmuştu büyük heykelin yolunu tuttum gittiğimde ayşen ordaydı...

    ve şaşkın bir şekilde selam verdim

    hemen evin yolunu tuttuk şevkiye teyzeden sonra çok büyük hayal kırıklığına uğramıştım ayşeninde ozandan antremanlı olduğunu düşündüğüm için sorun çıkartmaz heralde dedim...

    kapıya anahtarı soktum ve kafama bir 45 numara kemal tanca ayakkabı yedim...

    uyandığımda kafam tavana bağlı altımda sandalye olduğunu farkettim bu bir arsız bela sahnesimiydi diye düşünmeden edemedim ve karşıya doğru baktığımda ebru, ozan ve ayşenin bana gülerek baktığını farkettim. çırıl çıplaktım beyler zütü kaybettim mi acaba diye elimle kontrol ettim sağlam olduğunu anlayınca derin nefesle oh çektim beni hemen o pozisyondan indirdiler ve ebrunun bira şişesiyle bana geldiğini farkettim şişeyi koydu ve

    + otur aşkım dedi
    - acır ama dedim
    + "otur bitanem bişey olmaz" dedi o öyle diyince sanki bulutlarda süzülüyordum beyler ve kendimi bira şişesine doğru bıraktım şırap diye bir ses geldi ardından bira şişesi zütümde kırıldı beyler...

                                                                                                                                                                           (tsigalko okoronkwo ?, 04.12.2012 02:13)



















    tu bi kontived
    ···
  12. 17712.
    0
    1654 sayfa 67 rösürvad
    ···
  13. 17713.
    0
    devam mı binler
    ···
  14. 17714.
    0
    neyse yarın tsigalko reyiz gelmezse devam ederim iyi geceler panpalar * her şey canınızın sıkılmaması için *
    ···
  15. 17715.
    +8
    Bursa otogarda, beni almaya gelen babamla kucaklaşana kadar çok kötüydü ruh halim..ama o an, biraz olsun toparladım..bir mutluluk esintisi geldi babamın bana doğru yürüdüğü yerden..eh..sonuçta yaban ele gelmemiştim ki gene? Ailemin, beni seven, beni bu dünyada karşılıksız seven yegane insanların yanına gelmiştim..

    Yolda babamla sohbet ettik.. bizim klasiğimizdir bu zaten, hatta biraz da yavaş sürer, ağırdan alır yani, onca zaman sonra baba oğul bir araya gelmişiz.. konuşacak şeyler var.. tabi onun bana soracağı klagib sorular var.. sonra evde yaşanan gelişmeler, güncel durumlar, yenilikler..iyi haberler, belki bazen kötü-buruk haberler…

    Eve vardığımda kendimi sevgi yumağının içine bıraktım, annemle sarıldık sağa sola sallandık gülerek, annemin elini öptüm, yanaklarını sıktım, her gelişte aramızdaki boy farkını biraz daha eritmiş bulduğum küçük hanımla da pek kibar selamlaşıverdik,

    “ne o kız zilli, resmi mi takılıyorsun artık abinle ;)”

    “hayırr.. yeni oje sürdüm :/” dedi dudaklarını büzüp

    Aylar sonra bütün aile sofrada yemek yedik, keyfim yerine gelmişti artık…onları bıraktığım gibi bulmak paha biçilmez bir şeydi..ee..baba ocağı işte.. yıllar sonra gitsen, sanki daha dün akşam oradaymışsın gibi sıcak ve içten karşılanırsın her zaman..

    Yemek ve salonda oturma faslından sonra, zaten pek geçe kalamayan anneannem yattı, babam da yarın işe gidecek malum o da devrilince ben odama çekildim, kardeşim salonda televizyonda takılırken, artık emekli mertebesine erişmiş olan valide hanım yanıma geldi sırıtarak,

    “ooh” dedim “artık bütün gün evi silip süpürüyorsundur, senden iyisi yok (: , nasıl gidiyor emeklilik :p” diye takıldım..

    Konuştuk..ama ben niye geldiğini biliyorum tabi, kesin ebruyu soracak..ben de ilk defa göğsüm kabara kabara cevap verebileceğim.. utanıp kızarmadan…

    Zaten akşam boyunca konuşulan staj, okul ve öğrenci evi durumlarının üzerinden geçtik bir kez daha kısaca.. gerekli altlığı yaptığına inandıktan sonra asık meseleyi açtı nihayet..ben de yapıştırdım cevabı,

    “anne biz artık ciddi düşünüyoruz..”

    Önce bir güldü.. sonra bir hüzünlendi.. yüzü bir acayip oldu..lan böyle birden bire söylemese miydim acaba? Gerçi, zaten tahmin etmiyor muydu ki?..
    ···
  16. 17716.
    +8
    “düşünün.. düşünün tabi..ama önce okulunuzu bir bitirin de hayırlısıyla..” dedi dalgın dalgın gülümseyerek..

    “tabi canım…eee anne (: ..müstakbel gelinin için ne düşünüyorsun şimdi? Son gelişmeleri duyayım?”

    Gülümsemeye çalıştı ama bir yandan da, beni hala “acaba ciddi mi? gır gır mı yapıyor?” diye süzüyor düşünceli düşünceli.. aman da amaaaan oğlunu hiç kıyamaz kimselereee, el kızı gelip alıverecek mi beni anne? x)

    “e..iyi, güzel kız oğlum.. saygılı..terbiyeli belli.. kafası da çalışıyor, aynı bölümü okuyorsunuz sonuçta”

    “hee.. yani en az benim kadar zeki diyorsun? x) öyle dandirikten bölüm okusa ya da lise terk olsa olmazdı yani :p”

    “e tabi şimdi onunla bir olmaz bu..”

    “ahaha.. sanki ben gelin gidiyorum ha, merak etme anacım, ebru bakar, geçindirir beni, boynumu bükük komaz x)”

    “ne kadar oldu sizin flörtünüz şimdi tam olarak?..iki yıldan fazla mı?”

    “fazla..iki buçuk yıl.. üçe yakın..”

    “eh oğlum bunca zaman iyi geçindiyseniz, artık birbirinizin huyunu suyunu da biliyorsunuzdur.. kısmet bu işler.. hayırlısı olsun (:”

    “aynen.. hayırlısı olacak inşallah..”

    “ee madem öyle ciddi düşünüyorsunuz, tanışmaya getirseydin ya?”

    “bu yaz olmaz artık da..seneye, okul da bitmiş olur hem inşallah.. daha erken..ya erken değil aslında da..gördün işte hastanede.. çok
    çekiniyor sizden.. söyledi zaten.. ailenle karşılaşınca elim ayağım dolaştı diye..”

    “amaan sanki yiyecek miyiz? (:” deyip güldü annem, “sen söyle söyle ona da, getir bir dahaki senenin ortasında filan, yaza kadar kalma..o kadar çekinecek ne var?”

    “çekinir işte ebru..pek hanımdır :p ..ama anne bir bilsen öyle ince düşünceli öyle duygulu bir kız ki..kıyamam lan ıyyy burda olsaydı da sarılsaydım şimdi” deyip sırıttım, şımardım.. sonra da anneme sarıldım,

    “burda anca bana sarılabilirsin yavrucum, yok ebru mebru sana (:"
    ···
  17. 17717.
    +7
    Ve başta da dediğim gibi, ilk kez gururla ve neşeyle, hatta mümkün olduğunca uzasın isteyerek sürdürdüm sohbeti.. yazın çektiğim yeni resimlerimizden de gösterdim biraz, annemin beğeniyle ışıldayan gözleri beni de ziyadesiyle mutlu etti.. evet beyler, eğer kız arkadaşınızı, gelin adayınızı annenize bir şekilde beğendirebiliyorsanız olay bitmiş demektir.. gözlerine bakın, böyle içi gülüyorsa, yüzü gururlanıyorsa, “aferin oğluma, güzel kızı kandırmış” demek istiyordur mutlaka..

    Ama demezler tabi, sonuçta kaynana olarak bir numaralı görevleri, gelini fazla havaya sokmamaktır (:

    Oğullarını, dünya güzeli gelse yine de kıyamazlar..bir yanları hep buruk kalır.. kız babası olmak, oğlan anası olmak zordur.. elin oğlu, kızı alıp giderken hep düşünürler, “bizim sevdiğimiz gibi sevebilir mi ki? Bizim gibi üzerine titreyebilir mi? mutlu edebilir mi? kırıp incitmez mi?” diye..

    Yazın geri kalan kısmında ise, babamla bol bol balığa gittik, ben şehir merkezindeki eski arkadaşlarımla buluştum, bursanın kafeleri, barları, sokakları meşhurdur, boldur..siz yeter ki gezmek isteyin, demlenmek isteyene dem de bulunur..

    Ağustos sonunda nuriş ve alperi misafir ettik dört gün kadar, onlara da hem ilçeyi, hem de şehir merkezini gezdirdim, pikniğe zütürdü babam.

    O yaz pek deniz-plaj yapamadım.. bizimkiler ben fabrikada geberirken kuşadasında keyif çatmışlar sağ olsunlar (:

    Ben de ilçedeki otelin havuzunda yüzdüm, deniz pek tekin değil, yüzülmez yani..ne de olsa Marmara denizi aq..tak püsür..ama otel iyidir, birkaç kere gaassaray da konakladı hatta orada, bursa deplasmanına geldiklerine.. muallak fener holiday inn de filan kalıyor.. gelsinize aq buralara da işte?...

    Neyse..
    ···
  18. 17718.
    0
    ooo reyiz geldi sonunda
    ···
  19. 17719.
    +6
    Köye gittim.. hatta son 1-2 hafta orada geçti diyebilirim, köy güzel ya..tereyağlı, salçalı ekmekler.. kendi zeytinimiz.. mangal keyfi…avludaki tavukları kovaladım canım sıkıldıkça.. komşunun kazlarıyla dalaştım, kovalattım kendimi (:

    Belki eskisi gibi bidon kapağıyla kayamıyor, çağlaya, eriğe dalamıyorum eşek kadar adam olmamdan mütevelli, ama yine de köy deyince.. nasıl anlatsam lan…güzel be…valla güzel.. onca hır gürün, hengamenin içinde, şehir yaşantısının gürültüsünde geçen ayların ardından, sabahları kuş sesleriyle yarısı asma yaprakları ve üzümlerle kapanmış pencerenizin dantel oymalı perdelerinden sızan güneşle uyanmak, kahvaltınızı, hemen aşağıda, avludaki taş fırında pişmiş köy ekmeğini, yine kendi zeytin yağınıza banıp, bahçenizden ellerinizle topladığınız, büyük misket iriliğindeki domatesi, iki ısırışta, sularını fışkırta fışkırta yiyerek yapmak,

    Öğlene kadar evin içinde bir o divana bir bu divana yayılmak, anneanneye yardım etmek, teyze çocuklarını sevmek, güreştirmek,

    Akşama doğru köy kahvesine çıkıp, o sıralarda bayırdan yeni gelmiş olan yaşıt, tanıdık köylü çocuklarıyla laflamak, onların sizin saçlarınızla inceden inceye gır gır geçip, “adam şehirli ya” diye gülmeleri, sizin onların kasketlerini alıp traktör tepesinde poz verme çabalarınız.. gır gır.. geyik..en naturelinden futbol, karı kız muhabbetleri.. ardı ardına ısmarlanan oraletler, salepler, oynanan bataklar, pişpirikler..

    Yani köy iyidir.. havası da temizdir.. suyu da ucuzdur.. hamamı güzeldir.. alttan odunu verirsin, ateşi yakarsın, yukarda kazan kaynar, kerbin sıvalı banyonun içi buhar olur komple.. çeşmenin suyuyla kazananın suyunu ılıştırıp öyle yıkanırsınız, enişteniz kese atar..siz ona kese atarsınız.. birbirinizi haşlarsınız arada, kazana itmekle tehdit eder şakalaşırsınız..

    Gece oldu mu “hayat”ta oturur, efil efil televizyonunuzu izlerken bir yandan da çerezinizi yer, çekirdeğinizi çitlersiniz..

    Arada tarlaya gidersiniz, şehrin kaldırımlarına aşina ayakkabılarınız suni gübreyle, toprakla tanışır..o gübre çuvallarının üstüne oturursunuz mola verdiğinizde, çayınızı içersiniz termostan.. enişte uyarır, “tırtıl yuvalarının altına oturma, kaşındırır” diye..

    Ve o yaz da öylece geçer gider işte..

    Kalbinizin bir yanı sizinledir ama, bir yanı kalmıştır ege de..

    Ne yaparsanız yapın avunamazsınız..her gece, o otogarda aklınıza kazıdığınız hayale sarılırsınız..

    Nihayet bir gün, o hayalin gerçekliğiyle kucaklaşacağınız an gelir..

    Yeniden kalbinizin diğer yarısını bıraktığınız yerdesinizdir..

    Artık “veteran” statüsüne ulaştığınız üniversitenizde, dördüncü seneniz, bıraktığı yerde sizi kucaklamaya gelen sevgilinin güzel yüzünü görmenizle, o güzel kokusunu içinize çekmenizle başlar.. evinize zütürür sizi, orada size ait başka sevgilerle karşılaşırsınız, dostlarınız!..onlara da sarılırsınız.. hasret bitmiştir.. muhabbet gırla gider, bir yandan yerleşedurur eşyalar.. sonra bir duş alınır.. odaya çekilinir gece geldiği vakit..o gece bütün sevdicekler de evdedir.. işte bilin ki o zaman o ev, ev değil, seyran yeridir (:

    Sevişilir.. sevilişilir..sevişilir.. ayların, yaşanamayan yılların özlemi tekrar tekrar giderilir…birbirinizin kollarında uyuyakalana kadar durmaz eliniz kolunuz, yorulmaz dudaklar, şikayet etmez kalbiniz böyle delicesine gümbürdemekten, kaburgalarınızı yontarcasına atmaktan..”amaan sabahlar olmasın!” denir..
    Tümünü Göster
    ···
  20. 17720.
    +10
    …okulun ilk günü.. pazartesi…

    Ebru saçlarımı örmüştü Allah razı olsun bir o kaldıydı başıma gelmeyen, o da oldu (: kalın örgü ama böyle tek bir tane, balık sırtı gibi (gülmeyin giberim) neyse..bir de top sakal bırakmışım, üzerimde gömlek kazak, altta koyu renk kot, çok acayip bir tipim yani, olgunlaşma işini abartmış olabilirim çünkü aynaya bakınca kendimi tanıyamadım aq..yarın kesicem sakalı komple..bu ne lan?..

    Normalde ilk haftadan okula gitmek pek adetimiz değildir ama, bu sene son sene be beyler..bu son sene başı..”ilk birkaç gün ders işlenmez pek bea” lafını son kez duyacağımız yıl bu yıl…

    Gittik o yüzden.. bizim gibi düşünen insanların çoğunlukta olması da doğru kafayı yaşadığımızı göstermişti..bu senenin müstakbel mezunları, üniversitenin legal veteranları, 4. Sınıflar hasretle sarıldı birbirine..

    Sınıftan pek muhabbetimin olmadığı adamları bile görüp selam vermek iyi geldi.. bitiyor lan.. bitiyor işte..aha, bu son ilk gün merhabalaşmamız bizim..

    Bizim tayfa, sınıftan ya da bölümden, ya da diğer komşu bölümlerden tanıdıklarla, kalabalık bir grup olarak çardaklarda oturuyoruz dersten önce.. herkeste o tanıdık, tatlı heyecan..bir yandan “gene başladı tipini gibtiğimin okulu, bitti tatil” diyoruz, bir yandan da

    “özlemişim lan ama” deyip iç geçiriyoruz..

    Atsan atılmaz, satsan satılmaz bu üniversite hayatı işte.. varlığı bir dert, yokluğu yara (:

    Biraz sonra kalabalık dağıldı, o ilk kaynaşmanın ardından biz grup olarak biz bize kaldık.. asıl geyik de o zaman başladı.. tabi gene taşak geçilen benim aq..bir numaralı hedef tsigalko.. yanımda manitam var diye acımak filan da yok.. nasılsa ebru bizim kız..

    “aga senin bu saçlar, moda dünyana yeni bir soluk getirir lan bence x)”

    “aynen, hele şu kazağa bittim, bir gün ver de tur atayım lan merkezde ahaha”

    “muallakler (: ne var lan saçımda başımda.. ebru ördü, lütfenn.. emeğe saygı”

    “haa pardon yenge o zaman, yalnız o kazak işte…afasfsa”

    “tam emekli öğretmen gibi değil mi lan tipi şu an? Saçı kes, hatta kesme, kalsın.. beyaza boya hafif ağart, bir de gözlük tak buna, böyle emekli olup bodrumdaki yazlığına yerleşen proflar gibi adam, birazdan golfe gidecek işte arkadaşlarıyla aahahahah”

    Tolga yazıyor da yazıyor bin kurusu, yerlere yatıyoruz biz gülmekten, çenem ağrıdı..

    “Nurettin..aga, gözlüğü versene bi Allah aşkına..ver ver x)”
    Nurişin gözlüğü alıp bana taktılar.. kahkahaları daha da şiddetlendi..lan şopar olduk resmen (: ebru da gülüyor katıla katıla,

    “alacağın olsun yavrum senin de..gül gül sen (:”

    “hocam nasılsınız? Afiyetlisiniz inşallah? Ahahahaha”

    Eiiiyyy.. yandık aq..artık tüm gün gider bu geyik..ben de inadına gözlüğü de vermedim,

    “böyle gezicem lan bugün inadına”
    Tümünü Göster
    ···