ne kadar boktan bi dunya

rezervedd

reserved

cüzdanım daki son parayı bakıp acaba ne yapmalıyım ? dedim kendime. basitti,bira alacaktım. sadece bir bira alacak para var. taktan markette bira almak bile dünyanın en günah olayı gibi karşılanıyor. birayı alıp kasiyere uzattım ve parayı verdim. yüzüme bile bakmadı. bende onun yüzüne bakmadım. marketten çıktım ve sahile doğru yürüdüm. beş parasız ve yorgun olarak söyleyebilirdm ki hayat gerçekten taktan. sigaram bile yok.bir bira ve eski kıyafetlerimden başka hiçbir şeyim yok.ne kadar kötü olabilir ki hayat? gerçekten çok taktan olabiliyor. görüyorsun işte varım. buradayım ama hiç kimseyim. ruhsuzluk yada kimsesizlik denilebilir. bunları düşünürken yanımdan geçen adamın söylediklerini duydum ve ruh halinin ne kadar çabuk değişebileceğini anladım. adam aynen şöyle dedi ;

brad pitt'in penisi olmak varken tanrı neden beni bir insan yarattı ki ?

halen burdayız

karanlık balkonda ki sigara içişin. tanrım,bir insan bu kadar asil olabilir. ellerinle yüzünü kapatman bir devrin sonu ve aşkın tarifidir. garip, sana yazilan bu yazıları ve sacmaliklari bilmiyorsun ve sonsuza kadar bilmeyeceksin. sana bir kaçsey söylemek isterdim. güzel olduğunu, gülüşünün güzelliğini, isminin güzelliğini ve yanıma oturusunda ki asaleti söylemek isterdim. gecenin bir yarısı ellerin ve saçların o kadar parliyordu ki sana sarilmamak, öpmemek ve sana birkaç şiir okumak isterdim. adımı,yaşımı ve kimliğimi bilmiyorsun. oysa ben senin bakışlarını ve sesinin tonunu sonuna kadar biliyorum.ne yazık, gidiyorsun.sigarani yakmak ve biranı doldurmak için hayatımda ki birçok şeyden vazgeçebilirim.

Uyudun mu lan ?

okuyan her pislik bu başlığa bir entry girsin

çalan alarma uyanıp güzel bit küfür ettim. çalarsaat bir yandan sabahin yedi sini gösteriyor bir yandan da uyan ve ise git iğrenç herif diyordu. yatağımdan kalktım etrafta ki yarım sigaralardan birini alıp yaktım. mutfağa gidip bir çay koydum ve dışarıyı izledim. kediler,köpekler hatta kuşlar dahi uyuyordu.ama ben hayatta kalmak için calismaliydim. küfür eşliğinde banyoya gidip yüzümü yikadim. hafta bir yada iki kere fırçaladığım dişlerimi fircaladim. saate baktığımda geç kaldığımı anladım ve çayı gibtir edip yollara düştüm. hava inanilmaz sıcaktı.yaz tatilinden dönen iğrenç komsumla karşılaştım.o huur çocuğu ile muhatap olmak istemiyordum.ne salak bir adam arkamdan tatil mükemmeldi diye bağırdı. bende arkamı dönüp banane dedim sadece. yüz ifadesi değişti. umursamadan yoluma devam ettim. yolda gördüğüm arkadaşlarım dün gece otu ve alkolü fazla kaçırıp bankta uyumuslar. gördüklerimin yanına bir sigara bıraktım ve ne güzel bir hayat diye geçirdim içimden. fabrikanın önüne geldiğimde hayatın tüm güzelliklerinden iğrenmiştim. klagib ve alışılmış birşeydi benim için. kapının önünde sigara içen birkaç iş arkadaşıma bakıp ne kadar taktan insanlar diye içimden geçirdim. sonra sistemin takluguna vurdum kendimi. tanrı aşkına, ülkenin ekonomisini ben ayakta tutuyordum, düzeni ve sistemi ben yasatiyordum, patronuma huurluk yapıyordum ama elime hiçbir tak geçmiyordu.ben yani biz. hiyerarşinin en alt tabakasi önümüze ne koyulursa yeriz ve bize şikayet etmememiz önerilir. gibtigim patronu dedim kendime o iğrenç moruk sarışın sekreterini giberken ben yanimda durmadan konusan ve saçmalayan yaşlı serseriyi dinliyordum.

okuyorum amk

bira ve sigara içerek haber bültenlerini izliyordum.her tak aynı gidiyor dedim kendime. cinayet,vahşet, ölüm,hırsızlik ve tecavüzden başka bir tak yoktu ülkede. güzel ve bakımlı bir huur çıkıp normal bir ses tonu ile sacmaliklari söylüyor sonra olaylar gelişiyordu. çocuk ölümleri ve pid0fili birkaç picten sonra birkaç siyasi haber.o kadar yorgun, dingin ve sakindim ki küfür etmek için yarını bekliyordum.ama yapamadim.bir çocuk istismarcisindan bahsederken sesinde en ufak bir değişiklik yapmayan kadın bir şarkıcı ölümüne o kadar üzülmüşti ki ağlayacak sandım. tanrı aşkına bu nasıl bir saçmalık? yani yaşlı bir oyuncu öldü diye çocuklarından başka kim ağlar ki ? ışte o huur ağlıyordu. peki neden ? çok iyi bir oyuncu olduğu için mi ? hiç sanmıyordum. medya huur çocuğudur. istisnasız hepsi üstelik. hiç dürüst bir gazeteci görmedim. hepsi yandaş. hükümet yanlısı olmayanlar ise toplum tarafından doğru insanlar olarak nüksediliyor. güçlünün yanında olmak her zaman iğrenç geliyor insanlara. üstelik güçlü olan haklı olsa bile.

hey yavrum be derdin dıbına koymuşun panpa 3. sayfaya kadar okudum amk. sana daşşaksız diyenin dıbına koyayım sen en daşşaklı adamsın yavrum be.

@1378 @1380 @1383 @1385 siz olmasanız delirim sanırım

hükümet ve politikalari benim pek umurumda değil. kimse beni evimden atmadığı sürece yada bir çocuk ölmediği sürece pek umursamam.kim özgür ki ? zaten özgürlük nedir ki ? özgürlük bir bankta istediğin gibi sevişmek, istediğin yerde bira içmek ve haklı olduğun kavgayı kazanmaktır. birkaç çocuğun eline silah verip özgürlük kazanmazsin. politika benim isim değil çünkü ben huur değilim. bacağını açan, gibişen yada karsiliginda para alan kişi huur degildir. verdiği sözü tutmayan, sürekli konuşan, yalan söyleyen herkes huurdur bence. siyaset,tam bir huur işidir. ama boşverin bunları. evinizde çay içip kadınları düşleyin,ev ve araba alın, bulaşık yıkayın, vergi ödeyin ve sokakların takunu temizleyin.ben uyumakla meşgulüm.

burası 100 sayfa olana kadar buradayım

aha aradığım başlık

sabahın ilk ışıkları ve hayalin odanın bir yanında kalsın,
ben yarınim.

sabah sabah ağlattın bilader :((

ne zaman senden bir dal alsam eski manitama ulaşmaya çalışıyorum sebebi ne sence panpa

@1392 aşıksın be moruk

içimde birşeyler oluyor,
yok oluyorum ama buradayım.
nefesim, yüzüm,sesin, saçlarım ve
kalbim burada ama
aklım ve ruhum, ölü.

saatler ve normallik giyinip,
içime giren birkaç yara,
ama yakmıyor canımı,
ağlatmıyor.
satılık bir kaç nefes,
al işte,al
hepsi senin olsun.
ben, içimde ki ölüyü seviyor ve
onun için ölüyorum.

ne kadar anlamsız renk,
güzel kuş ve ses varsa
al işte,al.
hepsi senin, gerisi benim olsun.

ben kimsenin tanrısı yada idolü değilim.
anlamsız şiirler ve ölümlerin içinde yaşayan bir insan.
son ve sonsuzluğu sesinde taşıyan kadın.

ciks ve uyuşturucu sizin olsun,
bu gece,ben
geceyi vodkaya,
saatleri tanrıya,
ölümleri pisliğe,
hayatı çocuklara,
ve aşkı
sana karıştırıyorum.