1. 201.
    0
    http://www.youtube.com/watch?v=ck-8fcG4LKw
    ···
  2. 202.
    0
    kevserle barıştım. her şey olagan devam ediyordu.
    günler sonra şöyle bir hadise geçti üzerimden. bi gün gece saat 3-4 gibi falan tam hatırlamıyorum. tel caldı. gizli no.
    açtım. önce bi nefes sesi geldi. ben alo malo derken hafiften bi müzik başladı.
    şu: http://www.youtube.com/watch?v=TmgotaM-Wp8
    ben hala alo malo kimsin derken. şarkı çaldı durdu. bitişine kadar bekledim. şarkı bitti ama karsımdakinden hala sorularıma cevap alamadım.
    baktım boş boş duruyoruz. kapattım teli. yattım.
    sonraları özellikle geceleri bu gizli aramalar devam etti. aynı kişi farklı şarkılar. hepsi aynı tarz şarkılar.
    5-6 defa oldu. sonra da gizli numara olayını kapattım. bu seferde bilmediğim 2 numaradan arandım bir kaç defa. yine aynı olay.
    arayan kişiyi bir kaç defa ağlarken duydum. besbelli esmaydı. tellere cevap vermemeye basladım. hatta teli yanıma almamaya.
    evdeykende kapatıp atıyordum bi kenara. bana ulasmak isteyen arkadaslarım cok ciddiyim ya faceden falan yazıyorlardı ya da üşenmeyip evime kadar geliyorlardı.
    halen alışkanlıgımdır. telefonlara bakmam. sadece birini arayacagım zaman acarım hatta. gerekmedikçe kullanmam. bana o günlerden kalan bir alışkanlık işte.
    ···
  3. 203.
    0
    alfa durumu halen geçerliydi benim için. herkes tarafından sevildiğimi sevilmesende saygı duyuldugunu hissediyordum abartılı biçimde. en ufak doğru şeyi yaptıgımda adamsın, helal, süpersin olm içeren boş cümleler havada ucusuyordu bana yönlendirilen. bense kanıyordum bunlara yalan olmasın.

    kevser tam anlamıyla kabullenmişti beni. bir kaç kez onu aldattıgımı duymasına ragmen aldırmadı. biz buna saf aşk diyoruz.
    kevserin ailesi dindardı baya. ama kevser biraz daha ılımlı onlara göre.
    buna ragmen kız bana alısmıstı uyum saglamıstı. ben ona değil.
    elimize geçen parayı sigara alkolden baskasına vermez olduk. hatta ben kevserle bulustugumda cogu zaman o ödüyordu.
    cebimizde sigaramız varsa para direk alkole akıyordu. hatta cok defa okula alkollü giderdik. bizim bi tekel vardı okulun yanında. adamı kanki yaptık.
    fiyatından biraz daha ucuza alıyorduk alacaklarımızı hep oradan alısveriş yaptıgımız için.
    nikita vardı votka 20 lik. 10 liramıydı 15 liramıydı öyle bir şey. herkes ondan alıyordu birtane. hafif şekerli bir tadı vardı. sek rahatlıkla içilebilen bir şey. hala satılıyor mu bilmem. ondan içerdik herkes bi 20 lik. okula öyle giderdik. ve bu bir kaç defada olmadı. 3 gün okula gidiyorduk en az bir günü böyleydi.
    bazende hap atıyorduk. cihan diye bi bin vardı. o buluyordu hapları. ismini tam hatırlamıyom. hani böyle kaliteli antidepresanlar varya o da öyle bir şeydi. güzel bi etkisi vardı. para toplayıp cihana veriyorduk oda bu haplardan buluyordu. atıp okula gidiyorduk. insanı acayip sakin tutan bir şey. kafamız bomboş oluyordu aq.
    herkeste ayrı bi spesifik etki bırakıyordu. kiminde aşırı uyku, kiminde uykusuzluk ama aşırı bir bitkinlik. ben atınca sağ bacagıma bi tak oluyordu aq. acı ağrı falan değil. hafiften topallıyordum hapı atınca. sonra normale dönüyordu. hemen bi kamu spotu çakayım. yapmayın genşler kendinize yazık
    kevser bunları şunlardan daha cabuk kabullenmişti.
    kevserle cıkarken farklı farklı kızlarla yiyiştim kaç defa. hatta okulun huursunu bile gibtim. zaman aldı ama bunları bile kabullendi kevser.
    ···
  4. 204.
    0
    ateist oldugumu söyledim. bunu bile anlayışla karşıladı. dindar bi ortamda büyümesine ragmen.
    benim gözümse hep dısarılardaydı. tak vardı ama öyleydi. bu aşırı ilgi beni taktan taktan fikirlere sürüklüyordu. daha kötüsü ben kendimi alamıyordum böyle taklardan.
    ateist olmama ragmen suudi arabistanlı bir ucan bin pempe el-Suud gibi çok eşlilikten yanaydım. 3-5 tane kevser olsun istiyordum.
    ne çare kevserden ayrılamamıstım. bir plan daha yapmam gerekiyordu.
    kevserden soğutacaktım kendimi. birde ortamı biraz hareketlendirecektim.
    yaklasık 1 ay kadar kevserle merhaba merhaba dan başka sohbetim olmadı. etmedim. bu arada sürekli dedikodu yapılmasını sağladım. benim kevseri sevmediğime onu oynattıgıma duygularıyla oynadıgıma dair ve bunların kevserin kulagına gitmesini sağladım.
    kevser hafiften sogumaya başladı. çünkü kıza herhangi bir sokak köpeğinden daha az değer veriyordum.
    sonrada gittim bi oğlan var kevsere 1 den beri kırık olan onla konustum.
    böyle böyle kızda senden hoslanıyor ben aranızdan cekilicem falan diye. oğlanda yakısıklı belli bir tarzı olan herhangi bir kızın bunu sevgilisi olabilmek için bazı şeylerden vazgeçebileceği birisi. zaten kevsere önceden teklifte ( teklif nedir aq ) etmiş. ama kevser ben oldugumdan dolayı kabul etmemiş güzel bir dille. oğlana yeterli gazı verip köşeme çekildim. bunlar harbi harbi takılmaya basladı. (bkz: gavatlık nedir)
    belli bi süre sonra iş oldu. bende kevsere faceden yazdım. bu sefer hiç takılmadı. kabul etti. ayrıldık.
    sonradan uzaktan uzağa gördüm, dinledim haberlerini bu ikisinin gayet mutlulardı. o taktan dönem içerisindeki tek olumlu şey ise. benim bu olaya sevinmem mutlu olmamdı. ben zaten edemicem en azından kız baskasıyla mutlu olsun demiştim kendi kendime.
    part özeti: http://www.youtube.com/watch?v=7cnu_EWgeJc
    ···
  5. 205.
    0
    reserved
    ···
  6. 206.
    0
    işte bu ortamda ben kendimi adam sanıyordum. milletin adamsın lafı kendimi adam hissettiriyordu. onları duyamazsam korkarım adamlıgımdan şüphe eder duruma gelebilirdim. alkol sigara bazen ot biraz hapın köküne köküne vuruyorduk. millet kuul sanıyordu böyle durumlarda bizi. ne yazık ki bizde öyle.
    o kızdan bu kıza bu kızdan ötekine atlıyordum. bu da popülerlikti benim sözlüğümde. ne de olsa: http://www.youtube.com/watch?v=xk5YfJOfbLI
    esmayı ise hiç iplemiyordum. bakışları falan zavallıcaydı bana göre. ne de olsa intikam alınmıstı ve pişman olan o idi.
    sohbet ortamlarında aşk sevgi muhabbeti acılınca zütümle gülüyordum millete. o ne lan ergen işi olm onlar falan diyordum daha aylar öncesine kadar bi kıza deli gibi bağlandıgımı unutup.
    bir isim verilecekse karanlık dönemim diyebiliriz. avrupanınki gibi.

    bu kısımda biraz kafa ağrıtıcam isteyen okumasın. zamanla öğrenilen şeyler bunlar.
    milletin sana adamsın helal süpersin demesi seni öyle yapmıyor. gözünü boyuyor sadece. sana yalandan özgüven ve cesaret aşılıyor sadece.
    adamlık böyle bir şey olsa herkes adam olurdu. herkes.
    adam olup olmadıgını ne gücün kuvvetin ne fiziğin ne konusma tarzın ne giyinişin belirler.senin düşünce yapın belirler. senin olaylara bakış açın belirler.
    bir fırsat doğdugunda onu nasıl değerlendireceğin belirler. adam olmak öyle kolay değil. emek vermen lazım. lafla sözle olacak bir şey olsa diksiyon kursları ağzına kadar dolar taşardı. herhangi bir şey oldugunda verdiğin tepki belirler adamlıgını. arkadaşların, -gerçek olanlardan söz ediyorum- uğruna neler yaptıgın neler verdiğin nelere katlandıgın belirler. sevdiğin kişilerin ugruna neler yapabileceğin belirler.

    alkol sigara ot uyuşturucu siyah rakçı tişörtü bilumum bu tarz şeyler seni kuul yapmaz. mal eder seni. başlarda öyle sanarsın kuulum sanarsın. bu şeylerin üstünden geçinerek. gerçekse iş ilerlediğinde ortaya cıkar. başlarda senin kuul oldugunu düşündüren bu tip şeyler seni tak yoluna zütürür.
    adam gibi iç rakını otur dertleş gül eğlen üzül ağla. bunlar kötü değil. kötü olan bunların seni ele geçirmesi.

    tatmin olamamak. neden mi ? çünkü seni tam anlamıyla tatmin edecek şeyi aramazsın ki. bi kız bulursun. hoşuna gider. sevgilin olur. onda istediğim bir özelliği bulamayınca onu bırakmadan diğerinde o özelliği ararsın. buldun mu ? farklı bir özellik farklı bir beceri ararsın. onu da başkasında bulursun. geldiğin noktada ise hiçbiri senin sevdiğin kız olmaz. olamaz. çünkü sen sevgiyi aramadın ki. gibinin beynine uydun. onun yoluna gitti. bir takım işlerini yaptırdın. vücudun tatmin oldu. peki ya ruhun? maneviyatın ? bi süre sonra yaptıgın yanlışlardan dönersen ne ala. dönemezsen ? yalnız ölürsün.. hastalandıgında yataklara düştüğünde bir kase çorba getirenin olmaz.

    tabi bu dediklerim yaşadıkça zaman geçtikçe anlanan şeyler. boş şeylerde değiller. emin ol.
    Tümünü Göster
    ···
  7. 207.
    0
    bu takun içinden beni çekip çıkaran esmaydı. daha doğrusu onun benm için çırpınışları.
    bi gün okula geldiğimde koridorda yürürken ani bir hareketle boş bi sınıfın içine kattı. ben noluyor falan derken o sustu bekledi sadece.
    uzun uzun baktı bana sonrada sarılıp ağladı. ama öyle çığlık atarak hıçkırık atarak değil. sanki huzura kavusmus gibi sanki mutluymus gibi akıttı gözyaşlarını omzuma.
    hiç bir şey yapamadım. kitlenip kaldım. ne yapıyor bu falan diye olayın şokuyla.
    ağladı ağladı ağladı. sonra gözlerini sildi cıktı sınıftan.
    bende gidip tuvalete işedim. çişim vardı.
    cumaydı.o gün akşam içecektik. akşam bi otel odası ayarladık. doyasıya içtik. millet güldü eğlendi. sonra da herkes tek tek döktü derdini tasasını ortaya. beraber üzüldük. moral verdik birbirimize. sıra bana geldi. diyecek bir şey bulamadım. çünkü orada herkes gerçekten içini döker varsa derdini anlatır. üzülür belki ağlar. ben bir şey uydursam olmayan bir dert yaratsam rakıyı bulan insana küfür etmiş gibi olurdum. sustum. bir kaç dakika sonra ahmet muhammet mehmet birbirlerine baktılar sessizce sanki hadi diyorlardı birbirlerine.
    sonra ahmet açtı konuyu.
    kardeşim dedi. esma hakkında ne düşünüyorsun ?

    durup dururken esmadan bahsetmek niye arkadaş ?

    hiç bir şey dedim.

    peki dedi.

    diğeri atladı.

    o kız seni hala seviyor sanırım.

    gibimde değil isterse sevgisinden ölsün dedim.
    hata yaptı. bedelini ödüyor dedim.

    sen bilirsin ama bi düşün dedi.

    sonra bi sessizlik oldu. sessizlik muhammetin bardakları tazelemesi ile konuda kapandı.
    ···
  8. 208.
    0
    http://www.youtube.com/watch?v=GdcNCmh2XPI
    belli bi süre esma sürekli bana baktı okulda. çıkışlarda biz arkadaşlarla okulun yakınındaki bi parkta kola çitlek yapardık. o da arkadaşlarını getirir sanki bizimle alakasızca oturuyorlarmıs gibi yapardı ötede. ama gözü hep bendeydi gizli gizli. biz kalkıncaya kadar onlarda otururdu orada.
    bu çabaları beni şaşırtıyordu. o değil miydi beni üzen? gözlerimden yağmur gibi boşalmasını sağlayan gözyaşlarımın. şimdi neydi bu yaptıkları bu çırpınışları?
    bu zaman içerisinde arkadaşlarımda benden gizleye gizleye ( he ben bilmiyom sanki dıbına kodum siayeycileri ) esma ile konusuyorlardı. hatta gülüyorlardı bazen. karşılıklı muhabbetti bu bildiğin. ama bir şey demedim. ne yani ben konusmuyorum diye onlarda öyle mi yapmak zorunda? bu ergen tavrı niye.
    ama benim tavrım netti. dönmek yoktu. hayatımdan memnun sayılırdım. en azından geceleri sessiz sessiz ağlamıyordum artık.

    mustafada yavas yavas sınıfta birileriyle muhabbet edebiliyordu. millet unutmustu gururunu falan.
    ilerleyen zamanda artık eski mustafa olmustu. ama biraz daha dikkatliydi ve ders cıkarmıstı o olaydan.
    kendine çeki düzen verdi sayılırdı. şaşarım ama ben bile selamlaşıyor arada espirilerine gülüyordum.

    insan unutur. olacak olan önünde sonunda budur. kimse bir takım olaylara sinirlendiği için sonsuza kadar o kini taşımaz içinde.
    kışın sonu bahar..
    ···
  9. 209.
    0
    hacı ben günü gününe takip ediyomda yazmadım hiç aq , devam et süper gidiyorsun ellerin dert görmesin
    ···
  10. 210.
    0
    gece yazarım
    ···
  11. 211.
    0
    gece başlarım ben buna panpa yazmaya devam et
    ···
  12. 212.
    0
    hadi yaz o zaman panpa
    ···
  13. 213.
    0
    şarkı: http://www.youtube.com/watch?v=IT6wEgXXBUk

    bir süre bu olaylar devam etti. bense giderek yalnızlaşıyordum. eskiden beni övgülere boğan hayatımın sahte insanlar bir bir beni bırakmaya başlamıştı. artık görürlerse bi selam verip yollarına devam ediyorlardı. bazıları onu bile yapmıyordu.

    o şakşakçı pohpohçu topluluk yeni birilerini çıkarmıştı ortaya. onları alkışlıyorlardı.

    pek takmadım açıkcası. sadece bir kaç şey fark ettim.

    meğerse o çevre beni pohpohlarken ne kadar da zavallı görünüyormuşum. bildiğin zavallı işte. sahte kelimeler sahte cümleler.

    sadece gerçek dostlarım ve ben kalmıştık. arkadaşlarını doğru seç derler ya hep. heh işte ona kulak asmamazlık etmeyin olm.

    kim yaptıysa nokta tespit aq.

    esma konusu ise muallakta idi.

    hiç düşünmedim o dönem içinde. gerek yoktu çünkü.
    ···
  14. 214.
    +1
    son senemde dersler taka sarmaya başladı. bu yüzden zamanla gereksiz şeyleri bırakıyordum. bırakıyorduk. alkol sadece ayda bir. hap map yok.
    sadece sigara o da günde bir paket olarak fixlendi. bunun haricinde itlikler hovardalıklar da bitti. aq kaşarlarına çok iyi dersler verdim.
    milletin o kaşarların arkalarından gizli gizli konuştukları şeyleri tek tek ortamlarda kalabalık ortamlarda yüzlerine çekinmeden söyledim.
    bütün huurluklarını yüzlerine vurdum acımadan. ne kadar alındılar bilemem. ama bazen birilerinin bu tip şeyleri yapması gerekiyor.
    ben yapmazsam sen. sen yapmazsan o.
    illaki birilerinin zaman zaman bu huurlara kaşarlanmış dıbını öteye çek demesi gerekiyor. hem kendinizi bunlara çok kaptırmışsanız ve içinden çıkmak istiyorsanız hem de gerçekten güzel kızların ortaya çıkması için. güzel dediğim fiziksel değil. genel olarak güzel kızlar. her açıdan güzel olanlar.

    bu sorunda bitmişti.

    belki çok sosyal değildim. belki arkadaş sandığım kişilerle ortamlara akmıyordum. belki o kız bu kız derken ayran gönüllülük etmiyordum. belki çoğunun istediği yaşam biçiminden kendimi adım adım uzaklaştırmıştım. değer miydi ?

    hem de nasıl..

    artık sayılı arkadaşım bir çok düşmanım vardı. kötülüğümü isteyen hatalarımı yanlışlarımı gözleyen. ama olsun böylesi daha iyiydi. artık insanların hepsine kapılarımı öylece açmıyordum. vizesiz giremiyorlardı. yoksa hal perişaan. suriyelilerin aramızda bulunması gibi..

    ders çalışmamama rağmen derslerim iyi olmaya başladı. matematik zaten o sene yoktu. geometri fizik kimya biyoloji falanda yoktu. sözel dersler ve geriside meslek dersleri. sözelci olmam son senede işe yaradı. tabi büyük rol kopyada idi.

    sosyal pempe yoktu. hatta asosyalliğe geri dönüş yapan bir pempe vardı. okul sonlarında 3. dolmuşu bekliyordum. millet ilk ikisine biniyordu. ben ise boş diye 3. bekler ona binerdim. çünkü ne insanlarla selamlaşasım ne muhabbet edesim vardı. garip bi durum ama belirlediğim 7-8 kişi hariç kimselerle sohbet edesim hal hatır sorasım yoktu. onların da bana sormasını istemiyordum.

    eve gelince kafamı online oyunlardan kaldırmadım. halen kantır mantır oynarım. cso gelin beklerim..
    hatta öyle bi hal aldı ki. haftasonları falan dışarı cıkmadım hiç. sadece bir kahve ( sade, şekersiz.. canım çekti. ) bir sigara bahçeye cık. kedileri izle havayı içine çek. yıldız varsa ekşicilik olsun diye onları isimlendir. onlara gülümse. inanın bunlar benim için o dönemde 100 milyar ile eşdeğerdi. tmm 100 değilse de
    25 falan..

    içimde hep bir şeyler ekgib gibiydi. aradıgın şeyi bulamayınca bu oluyor. genellikle zor mutlu oluyorsun. olsanda çabuk geçiyor etkisi. çikolata ye. seviye aynı sayılır .

    güzel bir şey hiç olmayacak mı ?
    tabi ki olacak. esma bana bir sabah günaydın mesajı atacak..

    öylesine: http://www.youtube.com/watch?v=2yvWre83fMA
    Tümünü Göster
    ···
  15. 215.
    0
    babamı aramak için telefonu açtım. bir kaç arama, turkcellden gelen iki üç mesaj. bir de esmanın günaydın mesajı. onun numarasını ezbere bilirdim. oradan biliyorum.
    hiç bir şey yapmadan babamı aradım. konuştuktan sonra da geri kapattım.
    sonra ki gün yine aynı mesaj bir gülücük.
    bi sonraki gün ise mesaj yoktu. hafiften önemsedim. ne yalan söylüyüm bir kaç saat sonra bugün neden atmadı acaba diye düşündüm baya baya.
    sonra ki günde mesaj gelmedi.
    nedensiz bir şekilde ben ona atsam diye düşündüm. yarın mesaj gelse de gelmese de bir şeyler uydurup atıcam dedim.
    ertesi gün günaydın mesajı geldi yine.
    alelacele kafamda bir şey uydurdum. o da şu oluyor: günaydın. kimsin ?
    ···
  16. 216.
    0
    ben esma. konuşabilir miyiz biraz?
    + tabi
    - nasılsın hayat nasıl
    +..

    bu şekilde akıp giden toplasan 5-10 mesaj.
    ama nedense bir şey vardı içinde. sanki bi sevinme sanki hafif bir mutluluk.
    evet. öyle. bana yapılan her şeyi unutmuş gibiydim. sanki esma da ona yaptıklarımı.

    bu şekilde ki konuşmamızdan sonra bir hafta kadar mesajlaşma falan olmadı.
    sonra olan olaysa.. çok garip çok anlamsız çok anlamlı kısacası bütün duyguları düşünceleri içinde barından hangisinin doğru oldugunu kestiremeyeceğiniz bir olay
    ···
  17. 217.
    0
    bi cumartesi günü. evdeyim yine. saat şöyle akşam 8 civarı. ev telefonu çaldı arayan mehmet. kanka acil kendi telini bi aç bir şey diyecem.
    açtım kendi telimi. pat muhammet arıyor.
    alo noldu lan muhammet
    - kanka sana bi adres vericem oraya gel acil.
    olm noluyor la
    - ya olm bi sıkıntı var vericeğim adrese gel biz orda evde oturuyoz gel.
    birine bir şey mi oldu lan
    - yok olm ama sen yine de gel. kaç dk ya gelebilin ?
    adres neresi
    - ...
    bir yarım saati bulur
    - tmm kanka acele etme
    aq muhammet az önce acil dedin şimdi acele etme diyon
    - ya acilde işte çok da önemli değil
    kapat aq yarım saate ordayım
    ···
  18. 218.
    0
    gittim. şöyle 4-5 katlı bir bina. apartmana girmeden aradım muhammeti. çıkın beni alın aşagıdan diye. tamam dedi. geldi çıkardı yukarı.
    aq apartmanada daha önce hiç girmedim. kimin evi falan bilmiyom. bildiğim tek şey beni içerde bekliyorlar. belli bir şey olmuş umarım kötü değildir diye düşünerek cıktım yukarı. girdim içeri salonda mehmet ahmet. benle muhammette girdik. tam oturcam. ahmet dur lan oturma dedi. beni öbür odalardan birine zütürdü.
    odanın kenarında bir kitaplık var. hemen aşagısında da baya ıncın şöyle 15 20 kitap duruyor.
    kanka şunları kaldır yukarı koyuver sonra gel yanımıza dedi.
    işmi yaptırcaksınız lan dedim. yok be olm topla gel bekliyoz işte dedi.
    tmm dedim. başladım toplamaya. ahmet odadan çıktı pat. kilit sesi duydum. ayaga kalktım. içerde gülüşme sesleri falan geldi.
    şaka falan mı yapıyor bunlar diye düşündüm. sonra seslendim noluyor lan falan diye. o sırada dış kapının açılma sesini duydum. bunlar ayakkabılarını falan giyiyorlar herhalde. arada da bir kaç kere bir şey olursa ara biz geliriz hemen falan dediler.
    iyice merak ettim. bunlar evden cıktı eminim. evde bir kişi daha var bunlardan hariç. dısarı seslendim bir kaç defa daha. ses gelmedi.
    oturdum telefon ettim muhammete sonra diğerlerine. yok cevap veren yok. bi 5 dk falan daha bekledim. kalktı bağırmaya basladım. cıkarın lan noluyor ne bu falan derken birisi seslendi bana.
    esma..
    pempe sakin ol birazdan çıkarıcam seni.
    ···
  19. 219.
    0
    biraz daha oturup beklemek zorunda kaldım. içerden böyle tabak çanak sesleri falan geliyor.
    sonra kapıyı açtı esma. sessizce bekle ben konusayım sonra sen konusursun dedi.
    aç mısın ? açsındır.. yemek yiyelim. çok uğraştım hazırladım. sen seversin. yoğurtlu makarna da hazırladım bak.
    esma dedim. lütfen pempe izin ver bi yemek bari yiyebilelim.
    kafamı salladım peki mahiyetinde. tuttu elimden mutfağa zütürdü. ufak bi masa vardı. getirdi koydu yemekleri. bir kaç çeşit. yaprak sarması yoğurtlu makarna falan var. geçti karşıma oturdu. bana bakıyor güzelim.
    e hadi dedi.
    gömüldüm yemeklere. severim çünkü. sarmayı falan acımam gömerim mideye.
    yemek boyunca konustu durdu. beğendin mi ? beğenmediysen başka bir şeyler getireyim.. yapraklar taze. bugün gittim aldım pazardan. vs vs.
    bende kafa salladım yemek boyunce güzel falan dedim. tek kelimelik konustum. yemek bitti. ortalıgı kaldırdı. bende yardım ettim. lavabonun yerini sordum gittim. elimi ağzımı yıkadım. oradaki diş macunundan biraz parmagıma sıktım. dişlerimi sürttüm onunla. ( misafirliğe gittiğimde falan hep yaparım. fırça olmadıgı için. )
    cıktım ardımdan o girdi. o da cıktı mutfağa geçtim toplanacak başka bir şey kaldı mı diye. ama kafamda tek bir düşünce bile yok. noluyor lan ları falan attım bi kenara. akışına bıraktım. merakta etmiyor değildim ne şimdi bu diye.
    ardımdan o girdi mutfağa.
    şimdi ne olacak dedim.
    bekle bir dk gelicem hemen dedi.
    salona gitti. tangır tungur bi sesler geldi.
    ···
  20. 220.
    0
    salon şu şekilde. hani böyle salon var bir de salonun içinde büyükçe kapılar olur diğer bir odaya açılan o şekilde bi salon.
    bi 10 dk sonra geldi esma. yürü salona dedi.
    peki dedim gittim.
    kapıyı açtım. önce bi şaşaladım. bu ne aq dedim. beynim kitlendi mavi ekran verdi.
    döndüm arkamda duran esmaya.
    geç hadi dedi.
    girdim
    ortada bi masa var. 2 tane sandalye. masanın üzerinde neler mi bulunuyor.
    şöyle ki: peynir, domates ezmesi, haydari, tam olarak ne oldugunu anlamadım bir tür salata, su ve de rakı.

    otur dedi. oturdum sandalyeye. o da karşıma oturdu.
    esma dedim. sen rakı ya da daha basitçe içki içer miydin ?
    bir tek votka içtim o da senleyken işte. rakı da ilk olacak. dedi
    peki bu mezeleri nerden biliyon dedim
    araştırdım yapılışını falan. yaptım dedi
    peki şimdi ne olacak dedim yine
    bir şey olacagı yok sadece oturucaz biraz konusucaz ben rakıyı içmeye calısıcam. umarım sende bu anı bozmayacan..
    peki evin ailen ?
    bu ev zaten benim arkadaşımgilin. arkadaş haftaya dönecek rapor almıs. ailesi ile birlikte ankaraya düğüne gittiler. gitmedende anahtarı istedim.
    ailemde bi arkadaşımda kalacagımı sanıyor. yani benim için bir sıkıntı gözükmüyor dedi.

    peki dedim.
    sorgusuz sualsiz olayı kabüllendim.
    hadi dedi hazırla.

    hazırlayıp önüne koydum bardağını.

    her şey hazırdı. ilk yudumlar alınmadan önce bir birimize uzunca baktık.
    baktık.. baktık..

    şarkı: http://www.youtube.com/watch?v=jK4ijKYBo10
    edit: imla
    ···