sex bağımlılığı olan komşu kızı

kızın yavaşladığını hissettim, ben de bel vurmuyo değilim, ama bütün işi kız yapıyor, giberim lan
öyle işi deyip kızı göğüs altından yanlardan kavrayıp koltuğa yıktım, "ayy :d" diyip gülüşünü yediğim.

penisimi dıbına yerleştirip o ilk sert bel vuruşunu yaptım. keşke yüz ifadesini gif yapsaydım. bir kaç kez
böyle sertçe gelip gidince duraksadım acaba acıtıyormuyum diye. yüzünde korkmuş, heyecanlı bir ifade vardı. gözleri
kapalı dedi ki

-durmasana, devam et!

heralde çelik kasa koysalar önümde delerdim o hınçla. vurdukça inliyor, ben hızlanıyorum, sex kasım da var bolca,
bi aralar çalışıyordum. sesleri dışarıdan duyuluyordu büyük ihtimalle. önümde göğüsleri bana bakan kanatsız
bir melek uzanıyordu, bütünleşmiştik tamamen. hiçbişey düşünemiyordum, beyne kan gitmiyordu tabi. ellerimle
incecik belini kavradım yanlardan. baş parmaklarım birleşecekti nerdeyse, yakındı yani, vurdukça yavaş yavaş
ellerimi de kaydırdım pürüssüz vücudunun üzerinde. göğüslerine doğru.. göğsünün tam altından yakalayıp birleştirdim,
gömdüm kafayı.

-hahaha :d
+hoşuna gitti dimi ( o güldükçe ben daha da azıyordum, hızlandım, başladım sonuna kadar sokmaya )
-bilmem, aah, evet aaaah!!
-aah, hoşuma gitti aaaaaaaah!!!

alnımı onunkine yasladım, ama öpmedim. işte şimdi taktiklerin en büyüğü geliyordu, onu ciks kölem
yapacaktım. bundan sonra ne ailesi, ne tanıdıkları benden alamayacaktı. o benimdi...

+yüzüme bak
-aaah!! ( gözlerini açtı )

+durayımmı?

-hayır!

+o zaman yalvar

-neee, aaah!!

+yalvarmassan durucam

-aah, tamam, yalvarırım

-aaahh yalvarırım durmaa!!!

-durma sakın, geliyorum, aaah

budur sevgili seyirciler. en az 15 dakika kazanmıştım. moralim bozukken 45 dakikada boşalan kız gördüm. iş bende bitiyor heralde.
ben heyecanlı değilsem, karşımdaki de haz alamıyor. o yüzden kafanızdaki herşeyi gibtir edip anın tadını çıkarın.

eniştem ben ufakken "otuzbir çekiyonmu lan?" diye sormuştu bi keresinde. o zamanlar hakkaten çekmiyordum. ne dediğini de
anlamamıştım, "sen çekersin çekersin. evlenince anlarsın, bu am didükleri şey va yaa, az datlu değil" bu repliği teyzem
duyup tavayı fırlatmıştı. heralde anneme söylerim diye korkmuştu, söylemeliydim de. bu huur çocuklarından akraba falan
olmazdı, o yaştaki çocuğa bahsedersen, ilerde böyle bin kurusu olup çıkar. aslında kuzenimi gibmek vardı da neyse..

şimdi anlıyorum seni enişte.. şu an bunu yazarken selin denilen tatlı yaratık yukarda yatağında yatıyor.
inanın sizin kadar ben de azıyorum yazarken, bi gün ters bi anıma gelir, cam açar giberim kızı burda. olay taze zaten.

büyükadada zamanında polisin biri adamın birini vurdu. ben de adalara pek gitmezdim o zamanlar, ailemle tanık olduk.
silah patlayınca yere yattık, ama görünüyordu. adamın koltuk altından falan geçti zannettim, vurulmamıştı sanki.
meğer sıcağıyla hissetmiyormuşsun.

ben de o gece kasıklarımın ağrısından uyuyamadım. ama sevişirken sıcağıyla hissetmiyorsun. ( nası bağladım huur çocukları, yaa işte )
kızın numara yapmasına imkân yoktu, anlardım, resmen ruhu başka yerde bedeni benimleydi kızın. vücudu titriyor, kasılıp gevşiyor,
aynı zamanda alev alev yanıyordu. ara ara susuyorduk nefes nefese kalıp birbirimizi dinliyorduk. bu tekrar geliyorum dedi.
bu sefer gelecekti heralde, çığlık atarak söyledi. taşaklarım bildiğiniz ceviz gibi olmuştu. semsertti, onlardan da ses geliyordu
şak şak vurdukça.

işin en güzeli ne biliyormusunuz binler, bu anıları kızlar birbirine anlatıyor, hem de ışık hızında. selin acayip popülerdir
buralarda. yani kızlar arasında. eski sevgilimle, ilk okul arkadaşlarımla bile tanışmış, kaynaşmış. ailemle tanışmasına
gerek bile yoktu, iliklerime kadar işlemişti benden habersiz. şimdi en eski sevgililerim bile duymuştur maceralarımı.

aslı diye bi kız vardı. ben de feyza kaşarından hoşlanıyordum bi zamanlar. eve dönüyorum, sokak köşesinde pastanenin önünde
durdurdu beni, diyor ki

-sen feyzayı mı seviyon?
+hoşlanıyorum işte
-sen ve feyza, hahahaha :d:d ( huur çocuğu )
+ne var ki
-görüşürüz hadi :d

bu kızı kanırta kanırta gibip, liseli serap'a döndürmek isterdim açıkçası. dur bunu yazıyorum kenara.
şimdi bu huur da en üst kattakilerin akrabası olabilir, soyadları aynı. ahhh anasını gibtimin mahallesi, neyse...

kız en sonunda titremeye başladı, o zaman anladım geleceğini. göz kapakları kapalı olduğu halde kırpılıyordu.
ellerini bir anda sırtıma atıp tırnaklarını geçirdi, umrumda değildi. azıcık acıdı, ama bir yandan dudağını ısırıyordu,
herşeye değerdi o an. kızın boşalacağını farkedince başladım ölümüne pompalamaya. bildiğiniz köküne kadar sokuyorum ve çok hızlı.
motivasyon çok önemli beyler, o an miranda kerr gelse elimin tersiyle iterdim. kızı zevkten mahvedecektim ki, gözü benden başka
hiçbirşey görmeyecekti.

şimdi durmadan bağırıyordu, ben hızlı hızlı gelip gittikçe sesi hafiften dalgalanıyordu. penisim ıpıslak olmuştu, o koltukta da
birdaha oturulmazdı. amaa... ama bir an, sanki heryer bembeyaz oldu, bi ışık huzmesi gözümüzü kamaştırdı. penisimin yanlarından
dışarı fışkıran sıvıyı hissettim. penisimi kavrayan yuva, sıcak, ıslak ve sımsıkı olmuştu. sanki hiç bırakmayacak gibiydi,
hunharca boşalmak istedim, ama kendimi tutmalıydım, kızların orgazmı bir kaç saniye değildi ki..

bu arada seneye ağustosta teğmen çıkacam binler. ismimi cismimi bilmiyosunuz allahtan, şantaj yapan olur, sex hikayem çıkar.
bakmayın uzaktan gavat gibi durduğuma, her biriniz için canımı veririm öyle de vatanseverimdir. zaten kızın üstüne
amerikan kokusu sinmiş, ondan gibiyorum.

dedim ya sex kası. bildiğiniz hilti gibi hızlıydım, ne olacaksa olsun artık diyip
abanıyorum. artık çavuşta zor tutuyor kendini, yaklaşık bi 20 saniye kadar daha o hırsla pompalayıp
kızı kendinden geçirmeyi başardım, ağzı açıldı bunun, omuriliğimi çıkaracak sanki, öyle sarılıyor sırtıma.
bacakları kasıldı semsert. artık ben de dayanamadım, haykırarak boşaldım. sonuna kadar girdim içine, sıcacıktı.
kız gülüyordu. mutluluk hormonu tabii.. boşalırken bide gel git yapamıyorsun, çok az oynayabiliyorsun.
penis hassaslaşıyor sanki tuhaf bişey. kızın içindeydim tamamen, nefes nefese öylece bekledik biraz.

birbirimize bakıp salak salak gülüyoruz, öpüyoruz birbirimizi mal mal. istanbulu ben fethetmişim gibi
mutluyum, gururluyum o an. artık kız benim biliyorum, bana ait.. taktikler vs. bi yana, daha iyi beceren
olmamıştır diyorum kendi kendime. çünkü kendimi nasıl yorduysam asansörle indim bi katı.

neyse iş bitti, koltuk yalan oldu, ortalık kirlendi iyice. ama mutluyuz, çırılçıplak yattı omzuna
konuşuyoruz, en tatlı kısım burası heralde , tabi tartışma gibi yazdım da mutluyuz, gülüyoruz
çok hafif tempoda konuşuyoruz bunları :

- hoşuna gitti mi?
+ senin?
- yani pişman değilim.
+ o kadar kötü müydüm?
- hayır hayır, ben hep pişman olurum sevişince
- bu sefer olmadım
+ iyi bişey mi bu, sevinmem mi lazım
- of ne diyorum ben ya.
- sen harikaydın, yani çok iyiydin ( salak salak gülüyoruz )

+ seni cennetten kovmuşlar belli
- ne cenneti, aaa haha hayıır :d:d
+ iyiki taşınmışsınız buraya
- aynen..

+ ... ben artık gidiyim
- aa niye?
+ ee duş alıcaz ya
- beraber alalım, ben daha doymadım
+ yuh, yok ya biri gelir falan
+ düşünsene ihsan amc..
- yaa sus be salak ( mal mal yine gülüyoruz )

neyse peçeteleri israf etikten sonra üstümü giydim, kondomuda peçetelere sardım, cebime koydum.
dedim ya lanet bi insanım. yürümeye çalıştım, ölmüşüm, bacaklarım tutmuyor, belim ağrıyor. dedeler gibiyim.
çaktırmamak için kendimi zorlayıp asansöre kadar attım kendimi. bi kat aşağı inip kapının önüne geldim.
anahtarı çok hızlı şekilde soktum deliğe. ısındım ya iyi tutturuyorum.. inene kadar terden
elbiseler de mahvoldu

onları makineye at, klimayı aç, duşa gir derken bi saat geçti. yorgunluktan ölüyorum. battlefield play4free
oynadım joyistiğim var uçak sürdüm biraz, acayip zevk alırım. aahh bi pilot olsam ne vardı. kaç para lan bi uçak gemisi.
oyunu oynarken sızmışım yorgunluktan, gece yarısı uyandım. en berbatı da bu, hava kararmış, herkes yeni yatmış, ben kalkıyorum.

o an intahar etmek istiyor insan, yaşamışsınızdır akşam uyanmak gibi iğrenç bişey yok.

şu ana kadar anlattıklarım ne kadar ahenkli ve tıkırında gidiyor haksızmıyım.. ulan ben düş görüyordum, yada
bu kız bana böbrek.avi yapacaktı. herşeyden habersiz gibişirken mendili tutsa burnuma, hayati organlarımı yağmalayabilirdi.
zira hiçbir ilişki bu kadar güzel olamazdı. babası bizi yukardayken bassaydı, hah şimdi inandım derdim, düşünsenize

+hah şimdi inandım
-lan huur çocuğu seni, napıyon ulaaan!!!
+valla ihsan amca baskın basanındır.
+gördüğün gibi ben basıyorum
-kahpenin dölü
+hahahaha, iyi yetiştirmişsiniz elinize sağlık, hahahaha

aslında hayatımı şerefsizliğe adayabilirdim. bu devirde şerefsiz olan kazanıyor baksanıza..

herneyse ertesi gün oldu. zütümde pireler uçuşuyor, akşamdan alarm kurmuştum, kegib çayırı çalıyor sabahın yedisinde
kalkıp oynalımmı huur çocuğu. en iyisi horoz kurmaktı.. azıcık doğruldum. "günaydın" dedi. baktım çavuş sabah içtimasına kalkmış.
telefona da mesaj gelmişti, gönderen : selin

"doyamadım tadamadım kokusuna tadınaaaa * :)"

"sen şu telefonu bi uzatsana" dedi yannanım dile gelip. heralde daha uyanamamıştım. büyük ihtimalle alarmı
kapatıp geri yattım, mal mal rüya görüyorum dedim. bu kız gece rüyasında mı azmıştı lan bana. peder derdi ki oğlum
kadınlar ikiye ayrılır, çok azgınlar ve az gınlar. herhalde ikisini de düzmüştü ki böyle konuşuyordu pekekent.

neyse eşofmanları giyip eyüp stadına indim, erkenden sabah koşumu yaptım, dönerken marketten kaşar peynir, macar
salamı vs. aldım, güzel bi kahvaltı yaptım. en sağlıklısından. sağlam yarak sağlam vücutta bulunurdu. ayrıca
bugün seline sözüm vardı, alışverişe gidecektik. ben hiçbirşey almayacaktım, cebimden tek kuruş para çıkmıyor.
haliyle insan rahatlıyor biraz, fikrimi alacakmış. kıramadım tatlı huurmu..

cevahire girdik mağazaları geziyoruz, beynimden vurulmuşa döndüğüm olayı anlatıyorum dikkat kesilin.
ykm'den çıktık, bu bi çocuk gördü hayvan gibi. sıfır kol bi tişört giymiş, çocuğun bir kolu benim bir bacağım
resmen. öküz gibi kaslı, tipi de var, sarışın. yunanları anımsatıyor, kırmaya tabak alacaktı heralde yarağımın anteni.
kızın çocuğa nasıl baktığını görünce kıskanmadım değil. ama bu işin kuralıdır, takmayacaksın hocam.

dünya yansın, amlar yanmayacaksa gibimde değil bakışıyla yanından geçtim çocuğun, ben daha iyi gibiyordum,
gerisi kimin umrundaydı.. az daha yürüdük kız yavaş yavaş yürüyordu zaten, bi terslik sezmiştim. bu beni
durdurdu, kulağıma yaklaşıp demesin mi

-ben çok kötüyüm
+neyin var balım
-ya, şey canım çekti
+ne çekti söyle alalım
-öyle değil, ya.. (kulağıma yaklaştı)
-sevişmek istiyoruum :d (mal mal parmaklarının ucunda sekiyor, tatlı göründüğünü düşünüyor)
+ne yapalım erotik shoptan yarak alalım sana ( aynen böyle dedim )
-şşşşt ne bağırıyosun
+bağırmıyorum ki
-ayıp ya :d ne yapsak, çok kötüyüm
+sanki çişin gelmiş gibi söylüyosun
-bak skh en başta seni uyardım, eskiden olsa demin burdan geçen çocuğa verirdim anlıyomusun
-hastayım işte, ne yapayım benden bu kadar
+sakin ol ya, tamam bakarız çaresine

gidip bi tuvalet buldum. kadınlar bölümünde yapmalıydık, erkeklere girsek bi postada ben atayım
çekil diyen olur, onu bırak kapıyı kırıp ikimizi de giben olur. oluyor yani bunlar.. etrafı iyice kolaçan ettik,
tuvalet boşalsın diye 10 dakka salak gibi bekledik orda, kimse de anlamadı sanki.. en son bu bana "gel gel" diye
bağırınca daldım içeri. hayatımda ilk defa böyle birşey yapıyordum. şuna erotik shoptan bi yannan almalıydı..

böyle kaçak şeyler beni hep azdırmıştır. tuvalete daldık iki kişi, kapattık kapıyı bi yandan çok hızlı elbiselerimizi
çıkarıyoruz, bi yandan da ben düşünüyorum bu huur bağırırsa güvenlik gelir. anamızı giber akşam televziyondan
izlerler diye. tuvalette ciks skandalı !! kızın akrabaları bursadan otobüslerle gelip anamı avradımı gibip giderler.
böyle olaylar çok oluyor bizim buralarda..

bi keresinde yan sokakta kız meselesi yaşanmıştı. kızın 4 abisi birden çocuğun evine baskına gelmişler akıllarınca.
evin kapısı da tahta, gecekondu yani. kapıya tekmeyi bi koyuyorlar, kırılıveriyor. salona bi dalıyorlar, çocuğun
annesiyle babası salonda gibişiyor, çırılçıplaklar. adam kafayı yedi o hâliyle tabancasını kapıp mahalleye çıktı bunları kovaladı,
ikisini vurdu. ceza falan da almadı, gerçi ölen de yoktu. huur çocukları haketmişti. sonradan bu kürtlerin akrabaları
geldi otobüs bulmuşlar, rami park evler var yukarda, sitenin önüne park edip orda üç gün otobüslerde yattılar.
üçüncü gün adamı vurup öldürdük sanarak geri gittiler memleketlerine. anasını gibtimin mahallesi, mesleğe çıkayım
ilk işim kredi çekip ev almak olacak.

neyse konuya dönelim, ikimizde kıyafetleri astık, iki diş askıya zar zor sığdılar. kız konuşturmadı bile
direk yapıştı dudaklarıma. eliyle sıvazlıyordu bir yandan. bu ne azgınlıktı arkadaş. karşılık vermeliydim,
başladım bende bunu parmaklamaya, okşamaya. dışardan da çıtırtı gelecek mi diye dinliyordum bi taraftan.
heyecan doruktaydı, gibeyim aksiyon filmlerini, istanbulun göbeğinde al sana aksiyon..

yalaşma sıvazlama faslını erken bitirdik, hızlıca kondomumu taktım, selini duvara yasladım.
ellerini yanlara açıp yapıştırdım duvara, yannanı yerleştirdim, başladım alttan vurmaya. vur babam vur, heyt yavrum
duvarı mı gibiyon vur babam vur. ulan böyle ayrı bir zevkliydi ha. aklıma kızın bacaklarını tutup kaldırmak ta gelmedi değil,
ama fanteziye gerek yoktu, taşıyamassak yannanı yerdik, kızın kayıp düşme ihtimali de vardı falan filan.
kafamı toparlayıp hızlanmaya başladım, sol elimle de taharet musluğunu sonuna kadar açtım tabi. kız inliyor ama sessiz sessiz.
kendini nasıl tutuyor, yüzündeki ifade o kadar tatlı ki o anda. kızı sadece ciks objesi olarak görmem imkânsızdı...

ben vurdukça göğüsleri aşağı yukarı zıplıyor, nefesi kesiliyor, vücudu kasılıyordu. yasak yerde yaptığım için
acayip azmıştım. "dön arkanı" dedim. ellerini duvara koydu, arkadan yannanı yerleştirdim, başladım seri seri vurmaya.
sol eliyle alttan dıbını okşuyordu. bi keresinde dayanamayıp bi kıza sormuştum neden böyle yapıyorsun diye,
cevabı şöyleydi : "senin iki tane gibin olsa, iki kızı aynı anda gibmez misin?"

kızların doğuştan premiumu var arkadaş. bak özendiğimden falan değil, bir ağızdan gibiyorlar, iki amdan üç zütten, dört bide
alttan biri göğüslerini yalasa zevkten uçururlar hatunu. huur olur ama zevkten de ölür heralde. muallaklerin içi bi tuhaf oldu,
az oruspu çocuğu değilsiniz sizde varya...

vurdukça vuruyordum, sol bacağını kaldırıp klozetin üstüne koydu, bu sefer inanılmaz zevk almaya başladım. bunu
başta yapsaydın ya huur belim tutulacaktı. bu sefer kızın derinliklerine ulaşıyordum. o kadar gibilmeye
rağmen amı bi harikaydı, sımsıcaktı, penisimi kavrıyor, yalayıp yutuyordu resmen, dıbının her bölümünü hissediyordum,
bu yüzden aldığı zevki de tahmin edebiliyorum ufaktan.

kız artık küçük çığlıklar atmaya başlayınca ben tedirgin oldum, bir yandan gibiyorum ama zütüm de üç buçuk atıyor.
ve korktuğum başıma geld, ayak sesleri duyuldu kapının ağzında...

kızın bütün vücudu kasılmıştı, penisimi öyle bir sıkıyor ki bırakma diyor sanki. durma diyor gib beni, ne yaparsan yap bırakma.
ben zaten uçmuşum, imkânı yok duramazdım, sağ elimle kızın ağzını kapattım, sol elimle de belinden kavradım, boşalmadan bırakmayacam.
kız yetişebilecekmiydi bilmiyorum. ayak seslerine göre tuvalete kadın kafilesi giriyordu. selin korkmuş olacak, bana dönüp
gözleriyle dur ifadesi yaptı. ben daha da hızlandım, bırakırmıyım! rekor hızıma ulaşacaktım neredeyse, fişek gibi girip
çıkıyorum, kızın inlemesini elim tutamıyor artık, sesi dalgalanıyor gelgitlerimle hızlı hızlı. selin çırpınıyordu bırak diye.
kız haklıydı ulan, ne cesaret yapmışım bilmiyorum. bi kere de lise zamanı boşalırken halam odaya girmişti, attırmıştım duramayıp.
rüyadan kalktım şeytan aldatmıştı vs. salak salak bahaneler uydurdum, halama bildiğiniz yalvarmıştım söyleme diye. ağladım bile.
şimdi yüssüz yüssüz halamın böreklerini yiyorum tabi, hey gidi günler.

selin önümde çırpınıyor, ben deli gibi gibiyorum bunu, artık ikimiz de duramayacak hale geldik, belini kavrayan kolumdan
yakaladı, çığlık atmaya başladı yüksek sesle, elim hiçbi işe yaramıyordu resmen. dışardaki kadınlar duyunca
"aaaaaa noluyor aa aaaaaaaaaa!!!" gibi gibik tepkilerle kaçıştılar. o anda gibimi sanki şelalenin altına tutuyormuşum gibi,
yanlarından sular fışkırarak duşarı aktı, bacaklarıma dizlerime kadar sırılsıklam etti. ben de hemen arkasından hunharca boşaldım.
deli gibi bağırıyorduk, ağzını bırakmıştım onun sesi de benim sesim de duyuluyordu. kızların dışarda gülüşmesini duyuyordum,

ama bu huurlar güvenliği çağıracaklardı kesin. böyle huurların hoşlanıp bizi de gib diyeceklerini sanıyorsanız
yanılıyorsunuz. bunlar olay çıksın da izleyelim isteyen huurlardandı, gülüşlerinden belliydi. bu arada içlerinde kızlar da vardı.
ben bu ahenkli sesler içinde, bağırışmalar içinde sarsılarak boşaldım, kız da nefes nefeseydi, sahi ne yapıyorduk lan biz ?

tuvalet kağıdının yarısını bitirdik, kıyafetleri ışık hızında giyip kendimizi dışarı attık, elinden tuttum kızı koşarak kaçıyoruz
avmnin içinde, köşeyi dönecez köşe de yok anasını gibeyim. bu arada kızlara da göz gezdirmedim değil, kadın dedik ama kızmış
bunlar, hepsi birbirinden güzel.. azıcık daha koşunca bizi aldı bi kahkaha, üstümüz giyinik maraton koşmuş gibi terliyoruz, mutluyuz,
aptalız, malmıyız neyiz

-ne yaptık biz? :d
+ne yaptık lan biz
-hahahahaaa :d:d ( sanki piyango vurdu, gülüşünü sevdiğim )

kızın gözlerindeki ışıltıyı görmeniz lazım. beyler alyans falan yalan he, inanmayın öyle zırvalara. ananızı gibiyorlar
haberiniz yok, gidip ıslak mendil aldık, gören şaşırıyor, satıcı kız ne bu hâl dedi, hiç sorma dedim, çok eğlendik...

istiklalde yürüyoruz arkadaşlarla, dar kesim beyaz bi tişörtle keten beyaz pantolon var üstümde. öyle çok yakışıklı falan da değilim ha.
ama dünya yansa gibimde de değil, galiba ordan kazanıyorum. yanımda benden yakışıklı tugay diye bi arkadaş var ayrıca.
sağımdan solumdan tecavüzcü tipli herifler geçiyor, tedirgin tedirgin yürüyolar. afet hatunlar geçiyor, yabancısı türkü,
kaslı lavuklar, çift şeridi kaplayan ayılar falan, hayvanat bahçesi gibi dıbına koyim. dondurma satan güzel burgerking kasiyerleri,
sokak aralarında otellerine giden koreliler ve çinliler. hava güneşli ama serin bi rüzgar esiyor. tam kız kaldırma havası.

hızlı adımlarla yürüyen bi kız görüyorum, diri göğüslü, pembe sıfır kol bi tişörtle kısacık kot pantolon, kumral ama
siyah gözlü bir bebek, daha güzelleri de vardı. gibtir ediyorum, yoluma devam.. az daha yürüyünce tamamen siyah giyinmiş,
siyah şortlu ama sarışın bir bebeğe rastladım. daha olgun ve daha taş duruyordu. üstündeki bol kıyafeti
yırtıp içinde ne saklıyor görmeliydim. tabi harun abi de çıkabilirdi.

travestiye rastlasam gibermiyim diye düşünüyorum bazen, hani çok güzel olsa falan. daha milli olmamış bir arkadaşı
travestinin koynuna sokmuştuk bir zamanlar. bu travestinin de müşterilerine kapıdan girerken gülüyorlar, polisler falan da gülüyor çaktırmıyolar hiç. huur çocuğu bıçak çekip gireni gibiyor o işini bitirince, biz de bunu duyduk rahat dururmuyuz... arkadaş çıkığında suratı bembeyazdı.

+noldu alkın?
-bişey olmadı
+nası lan kaymadın mı?
-yaptım işte..
+hayalet görmüş gibisin?
-yok, çok güzeldi de. ( çocuk muallak olsaydı kendimi hiç affetmezdim, her gün gider boynumun borcu diyip giberdim arkadaşlık işte.. )

neyse bu kızı görünce azıcık sağına yükseldim gruptan ayrılıp, bizimkiler sessizleşti, geri de bekliyorlar. birazdan
analarını gibicem artisliğimle, bunlar da uzun zamandır görmediğim çocuklar, bunları etkilersek, her ortama çağırırlar am
toplayayım diye. kıza doğru yürüdüm, yanıma yaklaşırken çaprazdan gözlerine baktım göz teması kurmak için.

oralı olmadı, yaklaşınca ben de yavaşlamaya başladım. omzuna hafifçe dokunup, göz temasını kurdum, yavaşça karşısına geçtim.
ayrıntılı anlatıyorum bakın, taksimde hatunla tanıştım diyip geçebilirdim, yoğun istek üzerine.. bu kız beni tersleyecekti
kesin emindim, yürüyüşe özgüvene baktım ve dedim ki "bu kız beni amar"

+pardon (azıcık duraksadım)

+şimdi .. sakin ol manyak falan değilim ( ses tonumu gayet yavaş ve dominant olarak hayal edin, ben de öyle yapıyorum )
+bişey de satmıyorum, gayet rasgele biriyim

-tamam :D

+şu an .. (aşağıdan yukarı süzerek gözlerine geliyorum ) acayip güzel görünüyosun..

(gülmek üzere, ve kahkahasını atarak savuruyor kendini arkaya doğru, öyle bir mallık var anlayabilmiş değilim )
tekrar bana dönüp :

-teşekkür ederimm :d :d

+şaşırdın heralde, alışık olmayabilirsin anlarım

-yani, pek değilim :d (yüzü gülüyor ama heyecanı geçti, aşırı güldüğünü farketti ben o kadar gülmüyorum çünkü )

+skh ben. (elimi uzatıyorum)

-hazal, memnun oldum.

+bende.. hazal, (duraksıyorum) geldik büyük soruya hazır mısın?

-ne sorusu ?

+şu anda .. erkek arkadaşın .. var mı? (duraksayarak, böylece şu andayı vurgulamış oluyoruz)

-yanii , şu an yok..

+doğru cevap ( hafiften gülerek başımı sallıyorum, yaşlı ve olgun huur çocukları gibi )
+peki şimdi nereye gidiyon?

-mağazaları gezdim öyle.. arkadaşlarımla buluşcaktım ( buna benzer bişey dedi )

+beni de arkadaşlar bekliyor, ( telefonu seri şekilde çıkarıp rehbere girdim, 05 yazıp telefonu kıza uzattım, uzatırken de dedim ki )

+ama bi ara beraber bişeyler içebiliriz, sana da uyarsa

-oluur :d (dibi düştü kaltağın, başta çok giberli duruyordu, eriyiverdi..)

telefonu alıp numarayı girdi, hazal bayrak. kaydettim, vedalaşıp arkadaşların az önünden yürümeye başladım, kız ters yöne gitti.
bizim binler kızın yanından geçerken tüm kıvrımlarını incelemişlerdi. hamama zütürüp kızları incelerler ya.. bu huur çocukları da
üç boyutlu modelini çıkarıyorlardı.

arkadamdan gelip sırtıma aynı anda vurdular. sol akciğerim yere düşmeden geri yuttum. kız bunu görseydi
karizmayı çizmemek için dönüp üçününde anasını giberdim orda, oda ayrı mesele. zaten aklı başında bi insan böyle bişey yapmaz,
çocukmusunuz kafatasını gibtiklerim.

işte kız görünce değişiyor bizim türk milleti. kızın yanında inceliyor, zütü başı ayrı oynuyor. bunlar da "vayy goççum benim" moduna
dört saniyede girdiler. boyunlarına kabuklu yemiş atmayın yazılmalıydı, bu homosafiyenlerle daha biyere gidilmezdi..
hazalla selinin olayları kesişiyor biryerde, o zamana kadar
bu sarışın kaltaktan haber alamayacaksınız, merak edenlere: buna da kaydım, sonra benden haber alamadı

selinin arkadaşları var demiştim. hepsi birbirinden güzel ve huur olan bu arkadaşlar, ara ara seline misafirliğe gelmeye
başlamışlardı. aralarında tanıdığım büşra vardı, kendisi karşı çapraz apartmanın en üst katında oturur, balkonda telefonla
oynar, selam bile vermez bir huurdur. asosyal huurnun biridir, üniversiteyi yeni bitirmiş, güzelliği de olmasa sokakta
kalacağı aşikardır.

bu aralar büşra huursu mahallede rastlayınca selam verir oldu. "selinle nası gidiyo :d:d" diye huur çocukluğu
yaparmaya başlamıştı. gel gösteriyim nası gidiyo, o da komşu sende komşu. bu kafilenin amacını tam anlamış değildim,
ama bigün kapımı çalıp gangbange geldik deseler hepsini de giberdim.

anlatmıyorum ama seline sürekli kayıyordum. bu gündüzleri bizde geçiriyordu, günde bir iki kez sevişiyorduk
istisnasız. artık gibim durduğu yerde acır hâle gelmişti. evlilik böyle birşeydi heralde, her gün gibiş.
tatlı gülüşler, evin içinde eteği sıyrıldıkça iştahınızı kabartan taş gibi bir züt, tişörtten uçları
belli olan ciksi göğüsler falan.. bazen annem skype açtırıyordu, şekilden şekile giriyordum gelmesinler diye. hayatımın
en güzel haftalarından biriydi çünkü. bunlar gelince de windsurf yarışları vardı hâli hazırda, büyükçekmeceye gidecektim.
kızı uzun bir süre gibemeyecektim, yani üç gün falan.

selinle hayatım on numara beş yıldız gidiyordu, üstelik daha hiç kimse şüphelenmemişti, büşra ve sürüsü hariç.
bu huurların bi yaramazlık yaptığını sezmiştim, ama selin de benim bi yaramazlık yaptığımı sezmişti.. telefonumu
kurcalayıp dışarda numarasını aldığım kızlarla mesajlaşmalarıma girmişti. bi gün koltukta ağlarken buldum bunu.
telefonum elinde, hem okuyup hem ağlıyordu. göz yaşları süzülerek telefona düşüyordu, allahtan telefon su geçirmiyor.

- sen nası bi şerefsizsin lan
+ telefonumu mu karıştırıyosun?
- skh bu kızlar kim asker arkadaşların bunlar mı buluştuğuun (ağlıyor salya sümük)
+ yaa.. (ulan anlatsam nasıl anlayacak? nası bi izahı olabilir ki, gibtiğin amcık dururken başka kızlarla buluşmanın?)
+ bişey yapmadım ki o kızlarla kendini bir mi tutuyosun
- bide bişey yapsaydın skh!
- sen beni ne sandın ya! benden sadece faydalanmakmıydı amacın
+ selin ben senden başka ( kimseyi gibmedim mi? kimseye bakmadım mı? hepsini de yaptık ananı gibiyim ya off )
+ ya tamam sil hepsini istersen ( artık burda sıçıyorum )

ulan harbi harbi kansız pekekentin tekiyim. aklıma o an "sevgiliyiz dememiştik ki" demek bile geldi. kız gözümün önünde
bırakacaktı beni, elimden de bişey gelmiyordu, bişey düşünmeliydim.. saksı da çalışmıyordu ki. mal mal susarken kız gözlerimin
içine bakıyordu. mantıklı bişey desem affeder miydi? mutfağa gidip bıçağı alıp böbreğime saplayasım geldi, ergenler gibi.
kazanovalık uçup gitmişti, huur çocukluğu kalmıştı..

darp raporu alırken birşeye dikkat ederler. basit tıbbi müdahale yeterli mi değil mi? eğer yeterliyse 50 tane yumruk
ile 1 tane çakı izine aynı seviyede yaralanma diyorlar. şimdi iyi dinleyin.

bu huur çocuğu benden daha uzun. ama isterse tavana değsin umrumda değil. kapının ağzındayım, arkamda merdivenler
yukarı doğru devam ediyor. iki basamak yukarı çıkıp gavura vurur gibi geçirdim yanağına, baaammm! atalay demircinin
zıngıldatmak diye bi tabiri vardı. yumruk ile duvar arasında kafanın gidip gelmesinden ibaretti. muşta olduğu için
o kadar sert vuramadım, tek yumruğa ölürdü açık ve net söylüyorum.

elmacık kemğinie oturtmuştum. çıkan kanı, yırtılan yanağı slowmotion gördüm sanki. hemen karnına sağlam bi yumruk
daha geçirdim, o sinirle bi de bacağına sağlam bi tekme atınca yığılıverdi yere. şimdiye kadar düşmemesi kabahatti.
çocuğun üstüne çullandım, daha dövecem. ama zar zor "muşta" deyiverdi, acıdan bağırıyor, hâla laf yapıyor. sinirim tepeme
çıktı iyice, muştayı soktum cebime, yan duruyordu çocuk, gömleğinden tutup sırt üstü yatırdım. ulan dedim huur çocuğu
çıkardım muştayı hadi..

çenesine, yüzüne, gözüne.. sağlı sollu vuruyorum pkklı döver gibi. nasıl sinirlendiysem gözlerimden
yaşlar boşaldı, tutamadım. kız geliyor aklıma, içerde gibiyordu. ulan huur çocuğu diye haykırıyorum, ağzına
vuruyorum dişleri kırılsın diye. yerler kan oldu, duvarlar kan oldu. çocuğun yüzü yannanı yiyince artık durdum.

O yediği dayak yetmemiş, üstüne "sen bittin" desin mi bide.. şimdi ümüğünü sıkıp öldürmek vardı da neyse.
arka cebe elimi attım, bi çakıyı bi de kimliği çıkardım. arkaya baktım, kız bana bakıyor ağlıyor. yaklaşamıyor da.
yukarıdan da kapı açıldı, komşu gelecek ne oluyor diye

bak ulan dedim, görüyon mu kimliği? seni terörist diye attırırım içeri, sen kimsin bana bıçak çekiyosun lan?
gözünün önünde çakıyla kolumu kestim boydan boya, acısı gibimde bile değil, heryer kan oldu zaten. hemen
soktum cebime,

-skh bu kim napıyosunuz lan!, bağırıyor ethem abi yukardan.

ayağa kalktım, sinirden başım dönüyor, gözlerim hafiften kararmış, sanki üç beş kişiyi
öldürmüş gibi hissediyorum. çocuk ayaklarını çekti kendine doğrulup kalktı ayağa. bi tane daha
vursam bayılacaktı, döndü söve söve kaçtı aşağı. ağzından yüzünden kıpkırmızı kan akıyor.

+ kapıyı zorluyormuş abi, kız da evde tek
- selin.. ? öyle mı kızım

selin ağlayark kapattı kapıyı yüzümüze. sadece kalbim çarpıyor. selin kapıyı niye kapattı ulan? hoşuna mı gitti yannan
huur. anasını gibtimin huursu. ulan başladım sinirden mi kıskançlıktan mı ağlamaya. bildiğiniz ağlıyorum. iki
senedir kaç tane akrabam öldü birinin cenazesinde ağlamadım daha, ama o gün hüngür hüngür ağladım ulan..

parmaklarım acı içinde. kolum yanıyor, kanıyor. ama en çok selinin bana yaptığı koyuyordu. hasta bile olsa, yediremedim lan
kendime. ne diyecektim, "hasta kız, boşver gibişsin" mi diyecektim? bu selin için girdiğim ikinci kavgaydı. hoş ikincisinde
sıyrık bile almamıştım. ama inzibat her an gelip alabilirdi beni. olaylardan ihsan amcanın da haberi olacaktı, benim
ailenin de.

karşı apartmanda iki uydu muharebe cihazı, üç high frequency telsiz, çatıda gönderilmeye hazır 29 kuzgun, bir cinci hoca ve
bir de falcı vardı. israil türkiyeye atom bombası atsa, bu dedikoduc halsiyetsizler yine de aileme kavga haberini uçururdu.

bi kız için yapılmayacak şeyler yapıyordum. bazen kendi kendime soruyordum, bu folloş olmuş kızla evlenecek değilim ya, bu kızla
ne işim olur benim? böyle büyük konuştuğum için başıma her musibet geliyor arkadaş. böyle olmazdı, kızın kapısına dayanıp
tuvalette gibişmedik mi seninle, ne zaman unuttun sevgili? diye haykırmalıydı...

yukarı çıktım, kapıyı çaldım, sessizce delikten baktı karartıdan anladım. açmadı, ama kapının ağzında bekliyor. bi kaç kez
daha çaldım,

-ne var neee!! ne istiyosun, diye bağırdı.
+konuşmamız lazım
-seninle konuşucak bişeyim yok benim
+emin misin
-eminim
+aç kapıyı, istersen hakaret edersin, önce konuşalım ( komşular duyacak diye de korkuyorum )

kapı nihayet açıldı, "kapı ağzında konuşmayalım" dedim, başını eğdi. içeri girip oturdum. bu işin üstesinden gelmeliydim.
bi limana gidiyorsanız, o limanın halkı ne dil konuşuyor bilmelisiniz. yoksa samimi olamaz, iyi alışveriş yapamazsınız.
aynı şekilde amlıların da dilinden anlamak gerekirdi. okuduğum onca kitabın hakkını vermeliydim, gibtiğim onca kızın da..

+ bak selin, bana kızgın olduğunun farkındayım
+ seni kırdığımın da farkındayım, eşşeklik yaptım, sen varken başkasına bakmamalıydım
--- evet..
+ şimdi özür dileyeceğimi sanıyorsundur muhtemelen, dilemiycem. bugün senin için ikinci kavgamı ettim,
+ ailem, ailen duyacak hepsini, birsürü şeyi riske attım, zaten şüphelenen olmuştur.
+ bak senden önce ben hergün farklı bi kızla takılıyordum
--- hâla yapıyosun değişmemişsin hiç o zaman
+ önceden her gece biriyle takılıyordum, her gün değil. seninle sırf yatağa atmak için mi birlikteyim sanıyosun?
+ bak seneye mesleğimi elime alıyorum, annem babam sıkıştırıyor beğendiğin biri varmı diye. böyle bi durumda
+ seni öğrenseler iş ciddiye binecek farkında mısın?
--- bu kadar mı korkuyosun?
+ sen hiç düşündün mü böyle bişeyi? ne bileyim ben. neyse bak senle tanıştığım günden beri kötü şeyler yapmıyorum,
--- belli, gördük mesajları
+ ulan benden ayrılır ayrılmaz çocukla yattın be!
--- aaa, çok mu üzüldün, vah vah
--- senden önce de yatıyordum, tedavi olmuştum, mahvettin herşeyi sen
+ anlamıyo musun? senin için neleri göze aldım. seviyorum lan seni
+ iki senedir kimseye demedim, al diyorum aşığım lan seviyorum seni
+ benim yerimde başaksı olsa yüzüne bakmaz, aldatırken yakaladım, çocuğun kemeri elindeydi
+ aşağıda hüngür hüngür ağladım bak gözlerim şişti senin yüzünden
+ sokakta seni becerecek yüz tane çocuk bulursun, ama beni artık tanıyosun, kendin düşün benim gibisini bulabilirmisin!

daha konuşmadım, kapıyı çekip indim aşağı. beklediğim gibi gitmemişti. ama gururuma da yediremedim daha alçalmayı. ne yapacağımı
bilmiyordum, gidip biyerleri yumruklamalıydı, duvarı falan, elimi kırsam belki hafiflerdi sinirim. veya gidip inadına
gibebildiğim kadar kız gibmeliydim, hatta eve getirip evde bağırta bağırta gibmeliydim, sesini duyup kudurmalıydı. çok sinirliydim
beyler, bunun biraz daha ilerisine cinnet deniyor..

4s kuralını bilirsiniz, giben sevilir seven gibilir. hep böyle mi olacaktı? bir gün evliliğimi ciks üzerine mi kuracaktım?
lise zamanından beri kadın pgibolojisi, kız tavlama sanatıyla ilgili tonla şey okudum, ilk başlarda sadece okuyordum. totomu kaldırıp,
erkek gibi gidip kızlarla konuşamıyordum. ödleğin tekiydim işte.

iki yıl boyunca okuyunca, farkettim ki okumakla yannan büyümüyor. kapıyı çalıp kızın biri "sen çok okudun gel biraz gibişelim" demiyor.
sakallarınız çıkıyor, büyüyorsunuz. hayat zütünüzden kan almak zaman kolluyor. arkadaşlarınız hayatla boğuşuyor, batuhanın annesini
gibmişlerdi mesela, fakirlerdi, gece kondu tarzı biyerde oturuyorlardı. iyi çocuktu ama, kapıyı kırıp anasını gibmişler. üzüldüm,
ama o artık bir huur çocuğuydu mesela.

benin gençliğim rütbelilerden emir almakla geçti. askerlik anılarım 7 sene anlat anlat bitmez.
ama >>> ben sadece hafta sonlarında ve tatillerde dışarı çıkabiliyordum. şimdi elinizi başınızın arasına alıp düşünün.
bu kadar boş vaktiniz var, özgürlüğünüz var, eğer benden daha başarılı değilseniz, suç kimin? tabii ki dr.oetker'in, huur çocukları sizi.

herneyse, tecrübelerden öğrendiğim şey : kadın erkek ilişkileri %60 ciks üzerine kurulu. dokunuşlarla kız tavlamaktan
bahsettim bütün başlık. laf olsun diye söylemiyordum. çünkü kalan %40 karşıdakinin size güvenmesini gerektiriyor.
karakterinizin ışıltısını görmesini gerektiriyor, veya ne kadar şerefsiz olduğunuzu.

kızları güldürebilen bi tip olduğumu sanıyorum. ama kızlar insanı kitap gibi okur ya, belki de alnımın ortasında huur çocuğu yazıyordur,
ona gülüyorlardır. ulan ben %60 ile mi yaşayacaktım? ya eşim de ilerde beni aldatırsa ? selini kaybetmeyi hakediyordum belkide.

windsurf yarışına gittim, kafama bumba düştü, paraşüt kursuna kaydoldum, sanki kıbrısa başkan atıyor huur çocukları, bi ton
evrak istediler, ona da gidemedim. biraz yannanlardaydım bu aralar. gusül de fayda etmemişti. artık incide taksim gibertmesi
yapanda yoktu, hani mavi kot beyaz tişörtle istiklalde milleti işbankasının altına toplayanlar.. kameradan canlı yayın
izleyenler, yoktu, onlarda kaybolmuştu.

son günlerde yaşadığım heyecanı hayat burnumdan getirmek istiyordu. ama yemezler! hemen abazan arkadaşlarımdan birine mesaj attım,
"kardo senin şu becermek istediğin bi kız vardı, melis. yolunu buldum becermenin, dön bana"

planım belliydi, kızı tavlayıp yatağa atıp, gözlerini fantezi ayağına bağlayıp arkadaşa gibtirmek. bunu da zamanında bi ferreda
görmüştüm, hep denemek istemiştim. beğendiğiniz on kızdan beşini gibebiliyorsanız, böyle fantezilere siz de girişirdiniz. tabi
bu plandı daha, başıma geleceklerden habersizdim, can sıkıntısını yenmeye çalışıyordum.

eve dönerken fantezi hayalleri kuruyordum ki,
hayat kulağıma eğilip lafı soktu : "olum ne fantezisi, senin kız arkadaşını daha geçen gün gibtiler uslanmadın mı"