sikerler öyle işi dedim ben de amk

hatunla barıstık gibi. oteki bini gibtiretmiş. benim durum da düzeldi böyle zengin binlerin takıldıgı yerlere falan takıldık hayran oldu kız. amı sulandı resmen. cok iyi gidiyor hersey.

çarşamba akşamı gene ben it gibi çalısırken metin geldi yanıma patron seni bekliyor işleri biraz büyütcez dedi. bakalım ne çıkcak altından bu sefer

@55 sayın panpam o paralar sahteydi. denemeydi sadece

- geç otur şöyle.
- konu ne?
- bu kulubun neden bu kadar dolu oldugunu, benim neden seni test ettigimi, bu kadar paranın nerden geldigini dusundun mu hiç?
- saygın bir kulup sonucta yani bu kadar dolu olması normal.
- kulubu falan gibtiret şimdi, bura asıl parayı kazandıran hap satışımızdır
- nasıl hap?
- uyusturucu hap, iğne gibi seyler el altından satılır bu kulupte
- !?
- seni bu sebekemize dahil etmek istiyorum
- nasıl?
- daha önce herhangi birini kullanmıslıgın var mı?
- hayır
- o zaman gayet uygunsun. yanında calısan barmen uzun zamandır bizimle birlikte. en guvendiklerimden birisidir.
- nasıl olacak peki?
- metin bu kulubun sorumlusu, o malı size verir, sen oteki eleman ve kapıdaki elemanımız el altından dagıtımını yaparsınız. ilk birkac hafta sen dagıtım yapmayıp sadece izliceksin. sadece guvenilir müsterilere satıs yapılır burda, yüzleri tanicaksın, degisimin nasıl yapıldıgını ögrenceksin. yeni biri gelip mal almak istediginde onu direk metine yönlendirceksin, tanımadıgın kimseye satıs yapmıcaksın. anlasıldı mı?
- ...
-olum bak sana hayatında eline gecmicek fırsat sundum iyi degerlendir, ömrunde kazanamayacagın paralar kazanabilirsin.
- tamam.

tak çukuru oldugunun farkındaydım. tak çukuruna çekildigimin de farkındaydım. ama gelecegi olmayan bi fakultede yıllarımı telef ederken aclık sefalet ve pislik içinde yaşamak istemiyordum. bıkmıştım o hayattan. giberim dedim. ben de istiyordum o binlerin arabalarından, bende tasaklı bi adam oluyum istiyordum. ama okumayla olacak iş degildi, kendi fırsatımı kendim olusturmam lazımdı. işin neresinden baksam ucu taktu ama ben herşeyi denemeye kararlıydım

dinleyen var mı lan yazıcam da

patronun dediklerini harfiyen yaptım, akışı takip ettim, metin'e buyuk kutularda geliyor, metinin elemanları onları mini poşetlere bölüştürüp bize belirli sayıda veriyor. o sayıda paranın karsılıgını alıyor geri. toplam satısın komisyonu elemanlara bölüştürülüyor. yeni bi eleman geldiginde direk metine yönlendiriyoruz o konusuyor. basılmamak için gerekli hersey yapılmış durumda. zor degil aslında. tak gibi para kazanıyorum.

ama yine de sanki anlatılmayan birşeyler var gibi hissediyorum. hala cevaplanmamıs sorular var

zaman geciyor ama burdaki olay benim torbacılık yapmamdan öte birsey. nasıl anlatsam. sanki ailedeki evlatlık çocuk gibiyim. belki de kuruntu yapıyorum ama benle bi alakalı sorun varmıs gibi. kesinlikle birilerinin birsey gizledigini dusunuyorum. basıma birsey gelicegine inanmıs vaziyetteyim. umarım bos endiselerdir bunlar

dayanamadım, gittim metine ben cıkmak istiyorum birader birseyler ters gidiyor gibi hissediyorum sürekli dedim. metin yine bin bin sırıttı. deli oluyorum bu adamın sırıtısına, yemin ederim bu adamın agzını yuzunu dagıtıcam. zaten aralarındaki en guvenilmez adam da bu. bazı gunler hic gelmiyoır yerine vakaleten birini bırakıyor, nerde oldugunu da kimse bilmiyor. benim ustum oldugu için soru da soramıyorum huur cocuguna.

neyse metine cıkmak istedigimi soyledim pic pic sırıtıp, "çıkış yok birader. aptal mı sanıyorsun sen bizi" dedi. "ne aptalı ne alakası var" dedim. "senin gibtirip gidip baska bi sebekeyle calısmayacagını veya polise otmeyecegini nerden bilelim" diyince bende jeton dustu. bu işte çıkış ya hapisti ya ölüm.

1 hafta kadar izleyip işi ogrendim, bir haftadır da satış yapıyorum. çıkamayacagımı da anladım, bari parama bakıyım amk. benle birlikte çalışan diger barmen picle arkadaş oldum. haftanın 5 günü ebem gibilirken bari konuscak bi adam olsun dedim. bekir adı. kafa dengi adam aslında. onun da ebesi gibiliyor çalışmaktan, kader arkadası sayılırız dıbına koyum.

metin çağırttı yine, anasını gibicem bu herifin sıkıldıkca cagırıyor beni. gun gelicek bu herifin agzını yuzunu kırcam.

"aslanım benim hosgeldin" dedi ben girer girmez yalaka bin. alttan alta yine bi tak kokusu alıyorum. yine gibim gibim konustu bissürü. işte burda calısırken adımı soylememem lazımmıs, sahte bi ad verceklermiş bana, guvenlik nedeniyleymiş. giberim oyle guvenligi, sanki adımı soyadımı tc kimlik numaramı soyluyorum sorana. alt tarafı bi isim soyluyorum. neyse amk banane. "tamam" dedim.

"okan" dedi. "soran olursa ismin okan olacak. sadece burda degil, budan cıkınca da, daha önceden seni tanıyanlara artık yapacak birşey yok ama bundan sonra müşterilerin seni okan olarak tanıyacak". tamam dıbına koyum, okşan falan koymadıgın surece sorun değil. döndüm çıktım odadan "okan" olarak.

aklıma takıldı kaç gündür düşünüyorum, madem burdan çıkış olmuyordu, benden önceki barmen nerde o zaman dıbına koyum? ne oldu da gidebildi burdan, bu herif niye beni çaresizken işe aldı? bekir'e sordum, cevap vermedi, elindeki bardagı silerken önüne baktı, hiçbirşey demedi.

birşeyler döndügünü biliyordum bu zamana kadar ama hep kuruntu yaptıgımı zannediyordum. gece tipitip bi eleman gelip "okan sen misin birader?" diye sordu, evet dedim, bi bardak bişey içip kayboldu. dur dıbına koyum ben de bos durmam.

müşterilerle konusuyorum bazen. burda benden önce kim çalışırdı diyorum, erkeklerin bi gibten haberi yok zaten, adamlar içmeye gelmiş, hatırlamıyorlar. bazı kızlar hatırlıyor tarif de ediyor ama net bi bilgi yok. "Bekir" dedim, "çıldırtma adamı, surda 2 ayı gecti picsin falan ama sevdim seni, ne dönüyor burda, ne dönüyorsa eminim ki senin de yararına degil anlat bana". yok, cevap yok. giberler amk öyle işi dedim ben de.

izlendigimi hissediyordum ama bir türlü kanıtım olmamıstı. artık kesinlikle eminim. bu arkamdaki huur cocugu dün de benim arkamdan bu sokakta yürüyordu. sabaha karsı heryer bosken bi tane adamın arkamdan yürümesini anlarım, evi o taraftadır ama iki gece arka arkaya aynı adam olursa kuskulanırım tabiki amk.

koştum girdim eve kapıyı kilitledim. perdeyi aralayıp baktım, herif girdigim apartmana gecerken baktı, dümdüz yürümeye devam etti, kayboldu. ağır paranoya yaşamaya başlamıştım. kendimi guvene almam lazımdı, gidip patronla konusmaya karar verdim.

cuma gecesi patronun yanına gittim. takip edildiğimi söyledim. bu herif bu zamana kadar hep bana iyi davrandı, beni takun bataklıgın içinden çekip çıkardı. saygım büyük. "olum gibtir git paronayaklaşma. bi daha da boyle zırt pırt benim yanıma gelmeyeceksin, bi durum olursa metinle görüşeceksin, senin muhatabın ben degilim, bir daha bu odaya girdigini görmeyecegim" dedi

neden atarlandı lan bu bin şimdi. huur çocugu sen bulaştırmadın mı beni bu işe, ne artist artist konusuyorsun bana. ama diyecek birşey yok özür dileyip cıktım anasını gibtigimin odasından. ofke içindeyim, gidip bara sarhos olasım var ama kovulurum diye korkuyorum. madem bunlar bana inanmadı bende kendi çözümümü bulurum.

çakı falan taşıyorum ama gözüm korktu bi kere. iyi kötü bi tabanca alabilsem gidip gelirken içim rahat olcak. zaten arabayla gidip geliyorum ama yine de inerken binerken huzursuz oluyorum. şu guvenlik elemanı bine bi sorucam, ruhsatsız silah nerden temin edilebilir diye, sakatlık çıkmasın.

bu kapıdaki picle konustum, "seni gotursem bile sana satmazlar, seni tanımıyorlar" dedi. "lan dalyarak kac aydır çalışıyorum su kadar hukukumuz var referans olsana bana" dedim. önce yok mok dese de hallettik. yarın gidip bana iyi kötü birsey ayarlıcaz. "kulube silahla gelirsen, metin senin zütünden kan alır yanlız" dedi. "tamam" dedim. yapacak birsey yok arabada bırakıcam artık alabilirsem silah.

aldı gibimsonik bir yere getirdi beni, adam bekliyor bizi, cok tenha biryer, gittik yanına. arabasının bagajında küçük çantalar var. sırayla dikkatlice cıkarıp içindeki tabancayı gösteriyor, özelliklerini anlatıyor, elime veriyor ben elime alıp sanki bi gibten anlıyormusum gibi tutuyorum, sonra geri yerline koyup otekini cıkarıyor.

birsürü seçenek var.

-> baretta storm, 45 kalibre, 10+1 saglam italyan malı - 12.000 tl - biraz daha basit gözüküyor
-> baretta inoxs 9 mm, 15+1, 970 gram, italyan - 14 000 tl - hafif ele uygun
-> desert eagle 357 magnum, 1766 gram, israil malı - 23 000 tl - en etkili olanı, ağır, güven veriyor
-> glock 19 gen 4, 15+1, 9mm -12.000 tl - kullanılır birsey daha saklamaya müsait
-> sig elite P226 X-5 40 CALL, 15+1, 9 mm, 1525 gram- 22 000 tl - aralarında en begendigimdi.

daha da bi 5 tane daha gösterdi de çok küçük kadın tabancaları gibiydi. heralde yani. anlamam ki ben dıbına koyum.

para da cok fazla yok, benim elemana döndüm ne diyon dedim. "paran varsa desert, yoksa glock al" dedi. yok tabiki para dıbına koyum kimin zütü yer bi anda 23 bin çıkarmaya. üstümde yeterli para da yok ben ne biliyim tabanca diyince 500 liraya falan alınır sanıyorum. neyse "glock da karar kıldım ama parayı cekmem lazım" dedim.

o iki pici orda bıraktım gidip para cekip gelicem. bankada sıra beklerken beni takip eden adamı gordum o kalabalıgın arasında. aha dedim gibtim belanı bu sefer. hiç çaktırmadım onu gördügümü.

cektim parayı, koydum zarfa, geri donuyorum ama o bin arkamda biliyorum. zütüm titriyor korkudan ama çaktırmıyorum. beni getiren eleman koruma sonucta biliyor silah falan kullanmasını, tehlikeli sayılabilecek biri. amacım adamın beni takip etmesini saglayıp, bizim elemana kadar zütürmek sonra da adamı yakalatmak.

adımları hızlandırdım, ara sokaklardan gecip beni bekledikleri yere dogru yöneldim. sonra kosup, herife "arkamda beni takip eden biri var simdi surdan dönucek onu yakalaman lazım" dedim.

kimse dönmedi ordan, sanki nereye gittigimi biliyormus gibi takibi kesmisti. kimbilir ne dusundu benim için. sizofrenmişim gibi oldu, rezil oldum. "neyse işimize bakalım" dedim sesizligi bozarak. aldık glock u. teşekkür ettim guvenlikçi bine.

artık bi derece daha rahatım. ara ara boş bi araziye gidip atış çalışması da yaparım. o beni takip eden huur cocugunu da yakalıcam bi sekilde artık

@123 biraderim adam gibi oku okucaksan. beni 2 ay denediler. deneme bitip beni aralarına almaları üzerinden ilk ayım.