1. 26.
    0
    reserved
    ···
  2. 27.
    +2
    sonunda bitirdigim eserim b o ş l u k t a
    ···
  3. 28.
    +2
    sonunda bitirdigim eserim b o ş l u k t a
    ···
  4. 29.
    +1
    sonunda bitirdigim eserim b o ş l u k t a
    ···
  5. 30.
    +1
    reserved
    ···
  6. 31.
    0
    sonunda bitirdigim eserim b o ş l u k t a
    ···
  7. 32.
    +1
    sonunda bitirdigim eserim b o ş l u k t a
    ···
  8. 33.
    0
    sonunda bitirdigim eserim b o ş l u k t a
    ···
  9. 34.
    0
    sonunda bitirdigim eserim b o ş l u k t a
    ···
  10. 35.
    +1
    sonunda bitirdigim eserim b o ş l u k t a
    ···
  11. 36.
    +1
    Ayrıca üniversite de liseden gözümde büyüttüğüm kadar farklı bir yer değildi. Sonuçta buradaki insanlar da ben gibi liseyi bitirip buraya gelmişlerdi. Beklediğim uzaydan inecek insanlar inmemişti maalesef daha üniversiteye.

    Sonra bu gerçeklerle yüzleştikten sonra yavaş yavaş tıpkı lisedeki gibi kabuguma çekilmeye başladım. Yurda yerleştim. Arada derslere gidiyordum ama genel anlamla yurtta yaşıyordum. Kampüse gidip mal mal sigara içip milletin beni seyredip içimi yandırmasındansa gitmemeyi tercih ettim. Geceleri çay sigara içiyor gündüzleri uyuyordum. Bir ara vampir moduna girdiğimi hatırlıyorum. Yurttan çıkmadan 15-20 gün geçirmiştim. Güneşle direk temas etmediğim 20 gün..
    ···
  12. 37.
    +2
    Sınav zamanları fotokopi alıyordum. Olmuyordu ama olduruyordum. ilk sene çok fazla batırmasam da dersleri, 2 sene alışkanlık haline gelen devamsızlık ve ruhani şartlarımın limitlerde olması sebebiyle iyice batırmıştım. Birinci sınıfın 2 dönemi yurdun dibindeki tekel bayiine abone olmuştum adeta. Babam yurt paramı ödüyordu ve bana açtırdığı hesaptan para yolluyordu. Ben ise bu parayı direk sigara ve alkole yatırıyordum.
    Yurttaki dolabımda her daim bir 70lik votka ve yedek paket bulundururdum. Gece odadakiler yattığında ben kalkar votkamı sigaramı içer sabaha karşı uykuluk niyetine kahvaltımı yapar uyurdum.

    Onlar gibi olmak için artık çok geç oldugunu anladım. Yaşım 20 olmuştu. Ağaç yaşken eğilir lafı doğruydu. Çocukluktan üstüne yapışan olgunluktan sonra insanlardan tiksinilen 4 yıl ve sonuç. Yirmi yaşında gençliği yaşayamamış olgun yaşlı birisi. Ne biliyim onlar gibi güldüğümü eğlendiğimi hayal edemiyordum. Ya da onlar gibi giyindiğimi.. Onlar gibi gülümseyemiyordum. Ben onlardan soyutlanmıştım.

    Bir süre sonra üniversitenin benim için artık anlamsız oldugu kanısına vardım. Dersleri okuyup bölümü bitirmek de benim için zordu çünkü 2 senedir derslerin çoğundan kalmıştım ve okusam bu şartlar altında 5-6 yıl daha okumak zorundaydım. Ayrıca babamın parasını da istemiyordum. Bütün bunları 2 dönemin ortasında düşündüm. Ve ev arkadaşlarıma da söyledim.
    ···
  13. 38.
    +2
    Gökhan ve Kadir iyi düşünmem gerektiğinden bahsettiler. Onlar için bunun bir sıkıntı yaratmayacağını söylediler. Ben de bu bir haftalık süreç içerisinde okuldan çıktı belgemi aldım. Ailemi son kez arayıp durumu bildirdim. Beni aramamalarını ve numaramı değiştireceğimi beni merak etmemeleri gerektiğinden ve kararlarımdan bahsettim. Sanki çok da umurlarındaydım. Sonraki ilk işim cep telefonu numaramı değiştirmek ve babamın para yolladığı banka hesabını kapatmak oldu.
    ···
  14. 39.
    +2
    Sonra Gökhan ve onun arkadaşı Kadir ile evde pineklemeye ve iş aramaya başladım. Size biraz ev arkadaşlarımdan bahsetmek istiyorum. Gökhan benimle aynı bölümü okuyan bu ildeki en yakın arkadaşım. Babası vali yardımcısıymış ama kendisi öyle gösteriş meraklısı zengin tiplerden değildir. Efendi sakin aklı başında ve lüksle öyle çok işi olmayan birisi. Onunla çok iyi anlaşıyorduk ilk sene. ilk gün tanıştığım elemanlardandı ve kafalarımız denkti. Kısa sürede samimi olduk. Benim hayat hikayemi bilmez sürekli neden sessizsin Mesut falan diye sorardı gerçi halen sorar. Anlatmadım. Anlatmam da. Ben böyleyim der geçerim. Neyse ikinci sene ev tutma muhabbeti döndü. Gökhanın onla arkadaş olmamı yanlış anlamasından çekinip ben eve çıkmak istemediğimi yurtta kalmak istediğimi söylesem de ısrar etti. Zaten ilk senenin sonuna doğru yurtda da yönetimle aram iyi değildi. Aşırı serbest oluşum ve yurt içinde alkol sigara kullanışım kulaklarına gitmişti ve mimlenmiştim. ikinci sene aynı yurtta kalsaydım kesin yakalanır ve atılırdım. Başka tanıdığım kimse de yoktu. Gökhanla eve çıkmayı kabul ettim. Fakat kendimi ezdirmek gibi bi niyetim yoktu. Kendisine de söyledim. Kendisinin zengin olabileceğini ama tutacağımız evin makul mantuklı bir öğrenci evi olmasını istediğimi ve tutarı mutlaka bölüşeceğimizi söyledim. Sonra sınıftan az çok tanıdığım Kadir de ev planımıza dahil oldu. O daha çok Gökhanın arkadaşıydı benim kendisiyle pek muhabbetim yoktu ve böylece 2 senenin başında eve çıkmış olduk.
    ···
  15. 40.
    +1
    Açıkcası Gökhanın hiçbir maddi imkanını lüksünü kullanmamaya çalışsam da o eve aldığı ortak kullanım eşyalarıyla olsun eve gelen ekstralarıyla olsun onun evinde kaldığımız belli oluyordu. Fakat sonuçta bu imkanları ondan ben istememiştim ve eve çıkmak da onun fikriydi. Aldığı malzemeler ikramları ve eşyaları da kendisi alıyordu. Biz de ister istemez faydalanıyorduk. Ama işin güzel yanı Gökhan bunları laf edecek zihniyette birisi değildi ve herşeyin farkındaydı. Biz de onun imkanlarını suistimal etmiyorduk ve sıkıntı olmuyordu.

    Sonra dediğim gibi iş aramaya başladım. Evde sürekli oturmak oyun oynamak ya da gezmek tozmak olmazdı. Gökhana yaslanmak hiç olmazdı. Dolaştığımız yerdeki ilanlar olsun gazetedeki ilanlar olsun işlere bakınıyordum.

    1 hafta sonra lüks bir restorantta iş ilanı buldum. Bölgenin zenginlerinin oturduğu lüks sitenin yakınında bulunan restoranttı burası. Müracaat ettim parayı iş saatlerini ve işi konuştum. Ertesi gün işe başladım.
    ···
  16. 41.
    +1
    http://www.goktepe.net/wp...2008/11/garson-servis.jpg

    Beyaz gömlek ve siyah pantolonun içinde kendimi 2yıl aradan sonra tekrar görmem bana kaderin oynadığı ironik oyunlardan sadece biriydi.

    Siyah kravatım beyaz gömleğime adeta yapışacak kadar yukarı çekilmiş durumdaydı. işin gereği olarak koyulan sakal kesimimi de yapmıştım yüzüm bebek teni kadar pürüzsüz ve temizdi. Kısacası tam lisedeki halime geri dönmüştüm. Fakat bu sadece hatırladığımda küfrettiğim birkaç anı ve kişiden ibaret minik bir can sıkıntısıydı. Ayrıca burası lise değildi bir restoranttı ve aynada bakıştığım kişi bir amele lise öğrencisi değil bir garsondu.

    Restorant demişken size buradaki işimden bahsedeyim biraz... Benim bu lüks restoranttaki temel görevim, sanki geceleri uyuyabiliyormuşum gibi sabahın köründe erkenden kalkıp soluğu restorantı açmaktı. Geceden kalan servisleri incin masaları toplamak yeni servis açmaktı. Yerleri süpürmeli ertafı temizlemeli ve çay ocağının altını yakmalı onunla ilgilenmeliydim. Dışardaki masaların örtülerini yenilemeli, temiz tabak bardak ve çatal bıçağı yerlerini şaşırmadan dizmeli , peçete ve tuzluk yerleştirmeliydim.
    ···
  17. 42.
    +1
    Bıçak solda çatal sağda unutma. Bıçağın sağ üst ucuna kapalı şekilde bir bardak koy.

    Benden iki saat sonra aşçımız teşrif ederdi. O kahvaltıyı hazırlar ben ise sabah gelir gelmez yaktığım ocakta demlediğim günün ilk çayını doldururdum ve beraber kahvaltı yapardık. Ben çoğu gün restoranta gelir gelmez bir tabağın içine iki büyük dilim ekmek arası dana jambon ve kaşar peynirden oluşan sandviç tost arası karışımımı koyar ve mikrodalga fırında ısıtır yerdim. Yani onunla ben ikinci kahvaltımı yapıyor olurdum. Üstüne de restoranın o mükemmel ses sistemiyle yüksek ses hit müzik radyosunu açar ve restoranın içinde ağzımda sigara sabah keyfi yapardım.

    Sonra ikimiz sabah kahvaltısına o pahalı Range Rover ya da Porsche arabalarına atlayıp restorantımıza gelen ilk müşterilerimizi ağırlardık.O dün gece seviştiği kızın bırakın ismini saçının rengini bile hatırlamayan kırmızı lüks arabalı yaşıtım bine ellerimle kahvaltı sunardım. Sonra o bin kahvaltısını bitirir ve aşağılayıcı ses tonuyla çay isterdi ve elbette ben o çayın içine hayata ve ona karşı olan sevgimi katar ve masasına zütürür Afiyet olsun efendim derdim. O elbette benden üstün bir varlık olduğu için benimle ilgilenmez o sırada dışarı derin anlamlı bakışlar atardı. Kalkarken de yaşıtım olan bu bin bana aşşağılayıcı bir tavırla fakire sadaka verir gibi bahşiş verirdi. Ona karşı mütevazi olmalıydım. Ona karşı olan sevgim çayda belli olmamalıydı yoksa ayıp ederdim o yüzden sevgimi kattıktan sonra iyice çayı karıştırırdım..
    ···
  18. 43.
    0
    Sonra bu keyif içerisinde yaşayan zengin mutlu insanlara küçük süprizler yapmam gerektiğini farkettim. Hayat bu insanları acıdan yoksun hayatı güllük gülistanlık yaşatıyordu ve bu insanların yerine ben acı çekmiştim ve hala da çekiyordum.

    Son kullanma tarihi geçmiş yoğurtları geri almaya gelen firma yeni taze yoğurtları verip hiç kullanılmadan bozulmuş yoğurtları almaya geldiğinde o tarihi geçmiş yoğurtların kapaklarını yeni yoğurtların kapaklarıyla değiştirir yeni yoğurtlara tarihi geçmiş yoğurtların kapaklarını takar yollardım. iskenderin içinde bir kaşık ekşimiş bozuk yoğurt inanın size hiç farkedilmiyor. Belki de yoğurtun tadı diğer yoğurtlara göre farklı ekşi olması onlar tarafından lüks yoğurt kullanımı olarak algılanıyor bilemiyorum.
    ···
  19. 44.
    +1
    Bir gün eczanelerden aldığım xanax ve elynsaları stilizanları sonra lustralları prozacları faverinleri insominleri kısacası çeşitli pgibomatik ilaçları lahmacun ve pidelerin ortak kıymalı harcına, sarımsak dövecinde ezerek katıp karıştırdım. Bir iki hafta sonra unisom, atarax ve tantumu denedim. O haplı pide ve lahmacunları yedikten sonra keşke onları takip edip 2-3 saat sonra gösteren etkilerini gözlemleyebilseydim. Elbetteki kimse o günkü tuhaflıklarını yoğun uykularını içlerindeki intihar hissini ya da sersemliklerini ellerindeki titremeleri algılama sorunlarını yedikleri lahmacun pideden olacağından şüphe dahi etmemişlerdi. Kimin aklına gelirdi ki böyle birşey.
    ···
  20. 45.
    +1
    Bunlardan sonra yaptığım en son müziplik gerçekten çılgıncaydı ve o da işten doğal olarak atılmama yol açtı. Ama gerçekten çok hoştu. Çok ünlü bir firmanın bu ildeki genel müdürlüğünün çalışanları hafta sonu akşam yemeğinde buluşmak için bizim restoranımızı seçmişti ve bir hafta önceden reservasyon yaptırıp ücreti peşin ödeyip bir geceliğine restorantı kapatmak için anlaşmışlardı. Gece için içinde ana yemek ara sıcaklar vesairelerin bulunduğu fix menüyü gösterdik. Yani iş yemekleri için standart olan herşeyi ayarladık. Fakat aralarından bir çalışan arkadaşları gittikten sonra şefe gelip bir flashbellek verdi. Belleğin içinde kendisinin ayarladığı ve sıraya dizdiği çeşitli müzik kliplerinin bulunduğunu ve süpriz olarak iş yemeği sırasında bu flashı çalıştırmamızı istedi. Yemek sırasında çok güzel gideceğini düşündüğünden ve sırasının bozulmamasının önemli oldugundan bahsetti. Şef de kabul etti ve flashı bana emanet etti. iş yemeğine kadar bende kalmasını ve iş yemeği sırasında çalıştırma görevinin benim olduğunu söyledi.

    O gün iş bittikten sonra Gökhanlarla kaldığım evime döndüm ve bütün gece bu yemeğe nasıl sabotaj yapabilirim diye düşündüm. Yemeklere pgibotik hap katmak artık çok sıradan geliyordu ve açıkcası tehlikeliydi. Sonuçta birinin intihar etmesine bir araba altında kalmasına ya da kaza yapmasına sebep olabilirdim. içeceklere tükürmek falan da olmazdı. farklı birşeyler bulmalıydım. Sabotajımı yapacağım hammaddelere baktım. Yemekler.. ve.. evet flashbellek. Ama ne yapabilirdim ki.. içinde o gece çalınacak şarkılar ve videoları vardı..
    ···