/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 1.
    +38 -8
    biraz uzun ve bi o kadar hayret edeceğiniz bi hayat hikayem var. Dinleyecekseniz anlatıcam binler
    ···
  2. 2.
    +7 -4
    16 yaşındaydım. Hayatımın en güzel zamanları denebilir. Her şey çok güzeldi. Omuzlarımızda hayatın yükünü hissetmediğimiz zamanlardı. Tek amacımız omuzlarımızda bir çift bacak olmasıydı zaten. Lise 2. Sınıfım o zamanlar. Bütün arkadaşlarımın derdi bir sevgili bulup alem yapmaktı. 16 17 yaşlarında ne kadar alem yapılabilirse artık. Herkesin elinde Nokia telefonlar ve Smse harcanan okul harçlıkları. Bende farksız sayılmazdım. Ama bir fark vardı, ben futbolcu olacaktım beyler
    ···
  3. 3.
    +11 -2
    Her erkeğin gönlünde mutlaka ayrı bir yer açmıştır futbol kendine. Herkes kendini o yeşil sahalarda hayal etmiştir bundan adım kadar eminim. Ama benim ki farklıydı, çok farklıydı beyler. istanbul anadolu yakasında 10 yaşında başladım bir futbol okulunda. Babam klagib Türk aile babalarından. Tek istediği oğlunun okuyup kendisi gibi olmamasıydı. (Şimdi düşünüyorum da, ben senin tırnağın bile olamamışım be baba )

    Yaklaşık iki yıl futbol okulunda aylık para vererek oynadıktan sonra Erdal hocam artık para getirmeme gerek olmadığını söyledi. Ben o zaman anlam verememiştim. Diğer çocuklardan farklı tutmaya başlamıştı beni. Babam bunu farketti. Bir insan oğlunun önünü kapatır mı beyler? Kapattı işte. iyi bir liseyi kazanabilmem için ders çalışmam gerektiğini söyleyerek yollamadı birdaha. Küçük bir çocuğun hayallerini elinden almaya çalışmayın beyler, o çocuk bir gün büyüyecek.
    ···
  4. 4.
    +14
    Futbol konusunu anlatmamın sebebini ileride anlayacaksınız beyler. Bu gece buraya yazmak istedim ve başladım. Bir günde ne kadar part atarım uzun mu olur kısa mı olur hiçbir fikrim ve deneyimim yok. Zaten şu an kimse iplemiyor. Sabah kalktığımda yazmamı isteyenler olursa önceden hazırlar seri seri atarım buraya.
    iyi geceler binler, kızlarla uğraşmayın
    ···
    1. 1.
      +8
      sonda teyzesini gibiyor reserved
      ···
  5. 5.
    +3
    Uyku tutmuyor binler
    ···
  6. 6.
    +12
    orta okulu metin 2 oynayarak ve babamın inşaatta fazladan çalışıp beni dershaneye gönderebilmek için kazandığı paraları yalan ederek geçirdim. o zamanlar bir çok kızla sevgili olup elini tuttuğumuz zaman arkadaşları toplayıp ayşeyi gibtim beyler diye anlattığımız zamanlardı. anlatmaya değmez diye hızlıca geçiyorum. 8. sınıfın sonunda OKS'ye de cenabet girdik ve yaz tatili başladı. babamla inşaata çalışmaya gidiyorduk. daha 14 yaşında ki çocuğa neden 35 kiloluk çuvallarla kum taşıttırılır beyler? ben cevabı bulamadım ama onlar eski topraktı. kendileri de erken çalışmaya başlamıştı zamanında. biz çalıştık siz de çalışın düşüncesi vardı. yaklaşık iki ay inşaatta amele olarak kullanıldıktan sonra bir an önce Lise başlasın diye dua eder olmuştum. hem çalışmaktan kurtulmak için, hem de liseli binlerin anlattığı hikâyeler beni fazlasıyla cezbettiği için. sayılı gün çabuk geçermiş binler. sınav sonucu açıklandı ve 397 puan almıştım. babam bunu duyunca beni tekme tokat dövdü. çok küfür ettim beyler, ergen adamız kendimizi delikanlı olarak görüyoruz tabi. ama şimdi düşündüğümde hak veriyorum babama. paranın kolay kazanılmadığını öğrendiğinizde, hayatın yükünü omuzlarınızda hissettiğinizde anlarsınız sizde geçmişte yaptığınız hataları. Babalar her zaman haklıdır beyler, bu sözümü unutmayın.
    ···
  7. 7.
    +2
    Yarın lise hayatından devam edicem olaylar başlıyor
    ···
  8. 8.
    +2
    Daha yeni başladım liseliler mesaj atmaya başladı, spoiler yok beyler. Başlık biraz yanıltıcı gelecek siz okudukça
    ···
  9. 9.
    +16 -2
    397 puanla ya sağlık meslek, ya da anadolu imamhatip lisesi vardı bizim semtimizde. ama babam beni hep okutup adam etmek istediği için başka bi semtte düşük seviyeli de olsa anadolu lisesine kaydetti. her sabah dolmuşa binip gidecektim. babam zaten inşaat işçisi, annem ev hanımıydı. maddi durumumuz iyi değildi. şimdi ki parayla konuşuyorum beyler, babam günlük cebime 3 lira koyardı. bunun 2 lirası zaten yol parasıydı. bir liraya da kek alır açlığımı bastırmaya çalışırdım. tabi bu ilk zamanlar böyleydi. zamanla önce sınıftakilerle sonra da okuldakilerle samimi olmaya başladık. utandım be binler. onlar öğlen aralarında köfte ekmek yanına ayran alırken, ben kek yemekten utandım. almak istesem benim paramla sadece ayran gelirdi. kötü bi durum be binler. bilmiyorum burada maddi sıkıntı yaşayan var mı ama Allah kimseye göstermesin. hele hayatının en iyi zamanlarını yaşaması gerekenlere hiç göstermesin.
    ···
    1. 1.
      +6 -2
      lan olum babanda ne mal adammış amk ben olsam futbol konusunda sonuna kadar sana destek verirdim
      ···
  10. 10.
    +11
    ilk dönem bi şekilde geçti. daha kimseyle tam samimi değildik, ortam yoktu, karı kızla konuşacak cesaret yoktu. bi şekilde dersi dinliyorduk. teşekkür aldım ilk dönem. çalışkan sayılmazdım zaten sınıftan bi kaç huur haricinde herkes belge almıştı. ortalama bi öğrenciydim işte. ama komşunun oğlu takdir belgesi aldığı için yedik yine dayağı. babam onun düz lise benim anadolu lisesi olduğumu, dolayısıyla derslerin zorluğunu hesap edemeyecek kadar ilgisizdi bu konularda. hiç anlatmaya da çalışmadım zaten. 15 günlük tatilim vardı. tabi ki bizim gibi garibanlar için tatilin anlamı okula gitmemek demek. nerde öyle tatil yapmak falan. babamla tatilin ilk günü yine inşaata gittik. ama bu sefer rahatsız olduğum bi konu vardı. babamla çalışıyordum ama para vermiyordu. bir kaç kez konusunu açtım ama ben seni besliyorum zaten bide para mı vericem dedi. ergenlik zamanı beyler. sağda solda birisinin bişey aldığını görürsen sen de istersin. yemek konusunu fazla kafama takmazdım, ama giyim kuşam çok dikkat çekiyordu. sınıfta ki muallaklerin ayağında nike adidas ayakkabılar, en kötüsü lescon tarzı şeyler giyerdi. ben hayatım boyunca pazardan 15 liralık spor ayakkabı alıp giyinmiştim. şimdi olsa gibimde olmaz, ama ergeniz işte istiyor insan. babama söylediğimde " tamam 25 lira vericem bu sefer iyi çalışırsan " dedi. insan en sevdiğine küfür eder mi? ben sabaha kadar ettim beyler.
    ···
  11. 11.
    +3
    Beyler hiç hazırlık yapmamıştım kusura bakmayın yarın seri seri yazar atarım. Ama hikâyenin sonu çok da iyi bi son değil. O yüzden buraya yazıyorum zaten. iyi geceler binler
    ···
  12. 12.
    +22
    iş bulmam lazımdı. çalıştığımın karşılığını alabileceğim bir iş. anneme anlattım derdimi. ana yüreği dayanamaz beyler. konuştu, kabul etmedi babam. elimden bişey gelmezdi. girdim yer yatağıma uyudum. annem sabah kaldırdı beni. daha babam uyanmamıştı. bi terslik olduğunu anlamıştım, sorduğumda yeni işin hayırlı olsun dedi ve güldü. annemi çok nadir gülerken görürdüm. ama içimi ısıtırdı be binler, bir annenin gülüşünden daha güzel ne olabilirdi ki?
    sana yağıyla ve zeytinle yaptığım kahvaltıyı hızlıca topladı annem. ayakkabılarımızı giyerken annemin ayakkabıları çarptı gözüme. o an unuttum beyler kendimi, anneme ayakkabı alacaktım (!)
    sokağa çıktık, annem elimden tuttu caddeye doğru yürürken. elimi geri çektim hemen. sözde büyüdük ya, birisi görür dalga geçer diye utanıyoruz. ama mahalleden bi huur elimizi tutsa göğsümüz kabarır. annelerinizi üzmeyin beyler. en çok onları özleyeceksiniz.
    ben sorsamda annem nereye gittiğimizi söylemedi. sürpriz dedi. biz garibanların sürprizi de böyleydi galiba. sonra fırına girdik. komşumuz Semiha ablayı gördüm. hoşgeldiniz dedi gülerek. Semiha ablayı küçükken çok severdim. Çocuğu olmadığı için benimle çok ilgilenirdi. Ben hala tekstil de çalışıyor sanıyordum. ama ortaokuldan sonra hiç uğramamıştım yanına. yeni iş yerini beğendin mi dedi, beğendim abla dedim. annem kolay gelsin size o zaman dedi ve uzaklaştı.
    semiha abla işi anlattı. fırına iki günde bir kamyondan un taşınacaktı ve kasalarla mahallede ki bakkallara ben dağıtacaktım. arta kalan zamanlarda da içeri de yardımcı olacaktım. ben ücreti sormaya utanırken semiha abla günlük 10-15 lira verirler sana dedi. mutluluktan elim ayağım dolaştı be binler. 15 gün çalışsam anneme de kendime de ayakkabı alırım diye düşündüm hemen.

    ilk iş günüm ucunda para da olacağı için hızlı geçti. semiha ablayla eve beraber dönecektik. Recep abi bana 10 lira uzattı çıkarken. içimden niye 15 vermedi pekekent diye düşündüm. ama olsun buna da şükürdü. semiha ablaya neden para vermedi diye düşündüm yolda. sonradan anladığım kadarıyla o aylık alıyordu parasını.

    eve geldiğimde annem açtı kapıyı. içeriden mis kuru fasulye kokusu geliyordu. dalga geçmeyin binler en sevdiğim yemek napim. babanda gelir birazdan bekle dedi. yarım saat sonra babam geldi. ben ilk iş gününün yorgunluğuyla uzanmıştım. banyoya tuvalete gitti sonra yanıma geldi. nerdeydin bugün dedi, işteydim demek için ağzımı açmaya yeltenmişken tokadı hissettim suratımda. daha kafamı çevirmeden ard arda vurdu tokatları. annem araya girdi kolundan tuttu babamın. babam dönüp anneme tokat attı. beyler o an kelimelerle nasıl tarif edilir bilmiyorum ama, büyük olmayı, babamı tekme tokat dövebilmeyi çok istedim o an
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +4
      Nasıl olduğunu bende çok iyi bilirim sana değilde annene vurması çok koyar. inşallah sürekli kavga çıkaran biri değildi baban
      ···
  13. 13.
    +4
    Beyler işteyim amk az durun öğlen arası yazıcam bi part
    ···
  14. 14.
    +2
    Bi part atıcam şimdi binler
    ···
  15. 15.
    +14
    bu hayatta en kötü duygu annenizi ağlarken görmektir binler. annenizin gözünden yaş süzüldüğünü görmek tarif edilemez bi şey, ben de nasıl yazarım bulamadım zaten.
    o geceyi de karnım boş geçirdim. annem yemek yedi mi bilmiyorum ama babam olacak binin ağzından çıkan sesler geliyordu kulağıma. zaten küçük bi evimiz vardı. çok isterdim binler, babamım bana aferin demesini, beraber akşam yemeği yemeyi. bunlar normal şeylerdi, ama ben sadece o gece istemiştim bunları.
    sabah kolumdan çekiştiren annem uyandırdı yine beni. kalk oğlum ikinci günden geç kalma diyordu. iki çeşit kahvaltılıkla doyurmaya çalıştım isyan eden midemi. bu sefer annem gelmeyecekti. zaten kendi mahallem olduğu için rahatlıkla gidebilirdim.ilk gün gelmesinin sebebi sürpriz içindi.

    günaydın semiha abla dedim. nerdesin oğlum akşam oldu dedi şakayla karışık laf sokarak. sabah beraber geleceğimizi unutmuştum. yarım saat geç kalmışım ilk günden. utandım o an binler. bidaha olmaz ablacım dedim. araba gelir şimdi hazır mısın dedi. ben yine akşam ki 10 lirayı düşünerek kendimi hulk gibi hissediyordum.

    kırmızı kasalı eski bi kamyon yanaştı dükkanın önüne. arabadan iki tane orta yaşlı adam indi. kasayı açıp yukarı çıktılar. ben recep abiyle aşağıda bekliyordum. hadi bismillah diyerek uzattı adam çuvalı recep abiye. recep abi boynunu öne eğmiş omuzlarının da yardımıyla sırtında zütürüyordu çuvalı dükkânın deposuna doğru. diğer eleman da uzatmıştı çuvalı bu arada. ben mal gibi ellerimi uzattım çuvala doğru. adam gülerek arkanı dön öyle taşıyamazsın dedi. yine utanmıştım amk. çuvalı sırtıma aldım. depoya doğru yürürken fazla zorlanmadığımı fark ettim. ilk defa babamın bi yararını görmüştüm(!)

    hesaba katmadığım bi durum vardı beyler. ben işe gelirken eski elbise falan giyinmemiştim. gerçi yeni elbisem yoktu ama günlük elbiselerimle gelmiştim. un çuvallarını taşıdıktan sonra saçlarım da dahil her yerim bembeyaz olmuştu. şimdi ekmek dağıtma zamanıydı. ne kadar temizlenebilirse temizlemeye çalıştım ellerimle silkeleyerek üstümü başımı.
    el arabama iki plastik koliyle koydum ekmekleri. caddenin başında ki markete gidecektim önce. el arabasını sürerken birisi arkadan "kolay gelsin şoför bey" diye bağırdı.
    ···
  16. 16.
    +2
    Yemek molasında part atıyorum yine küfür ediyosunuz liseli binler. Akşamı bekleyin
    ···
  17. 17.
    +10
    bana söylendiğini anlamadan refleks olarak arkamı döndüm. Derya, bizim sınıfta ki huurların arkadaşı. aynı sınıfta değiliz ama sürekli bizim sınıfa geldiği için tanıyoruz birbirimizi. klagib liseli huurlarından. daha lise birinci sınıf olmasına rağmen lise sonlarla takılan kız tipi işte binler.
    ne diyeceğimi bilemedim. o da zaten gülerek uzaklaştı. ama bu masum bi gülüş değildi beyler. küçümseyerek gülmüştü. ben yoluma devam ederken aklım hala oradaydı. o oropsunun bu mahallede ne işi vardı? sonuçta okul başka bi semtteydi. şimdi size normal gelebilir beyler. ama o zamanlar öyle değildi işte. genelde herkes evine yakın okullara giderdi puana bakmadan. babam beni farklı semte yolladığı için mahallede ki kuş beyinliler aklı sıra taşak geçiyorlardı bazen.
    kafamı kurcalayan düşünceleri bir kenara bırakıp markete bir koli ekmeği bıraktım. kollarım yorulmuştu el arabasını sürmekten. oturup biraz dinlendim kaldırımda. sonra ekmekler toz kapmasın diye başladım yine sürmeye. mahalle bakkalına da ekmeği bıraktıktan sonra geri döndüm fırına. fazla büyük bir mahalle değildi. bir iki ekmek alan dükkân daha vardı onlarda kendileri gelip alıyordu ekmeği.
    öğlen yemeklerini fırında yiyorduk. Recep abi ara sıra bize katılıyordu ama genelde yan tarafta ki küçük lokantadan yerdi. biz fırında pişen çörekleri yanında çayla yerken o muallaknin yan tarafta yemekleri mideye indirmesi garip gelmişti. ama patron adamdı bize sorgulamak düşmezdi.
    semiha abla ve benim haricimde fırında ki diğer işçi Uğur abiydi. uğur abi 40 yaşlarında vardı tahminimce. en önemli iş onundu aslında. o işin ustasıydı. hamura asıl şeklini verip fırına atan oydu. çok kıyak adamdı. işini iyi yapar, yeri geldiğinde sohbet eder esprisini de ekgib etmezdi.
    semiha ablaysa kasaya bakardı. raflarda boşalan ekmeklerin yerine yenilerini koyardı. boş kaldığı zamanlarda hamur yapardı yerlere paspas atardı. recep abi un taşımak ve para saymaktan başka bi iş yapmazdı.
    günler hep aynıydı.pek değişen bir şey olmuyordu. recep abi genelde 10 lira veriyordu. bazen un taşırken ki halime acıyıp 15 lira verirdi. bu benim yorumumdu tabi. iki haftanın sonuna yaklaşıyorduk. ben her gün paramı getirip televizyonun arkasında ki boşluğa koyuyordum. o zamanlar televizyonlar tüplüydü. arka tarafı şişkindi. babamla fazla konuşmuyordum o aralar. mecbur kalmadığım sürece yanında da oturmuyordum. annem de bunun farkındaydı. ama o olayda çabuk unutuldu. her şey normal gidiyordu. ta ki son iş günüme kadar
    Tümünü Göster
    ···
  18. 18.
    +3
    Çalışıyorum beyler işten mı kovduracaksınız amk
    ···
  19. 19.
    +15
    cumartesi akşamı son iş günüm de bittikten sonra Uğur abiyle helalleştik, recep abiye de teşekkür edip helallik aldım. son gün kıyak yaptı yirmi lira uzattı. parayla mutluluk olmaz diyen muallaklere inanmayın, mutlu olmuştum işte binler. recep abi yaz tatilinde de gel istersen demişti. işim hazırdı beyler. semiha ablanın paspas atmasını beklemeden eve doğru yol almaya başlamıştım bile. yürüyerek değil de mutluluktan sekerek gidiyordum.
    ilk kazandığınız para varya beyler,o unutulmaz işte. onu harcarken de içiniz yanar. baba parası yiyen liseliler o duyguyu hissedemez. haketmişsindir o parayı, içinde haklı bi gurur vardır. benim durumum da bi fark vardı. ben harcarken içim yanmayacaktı. çünkü hem annemi sevindirecektim hem kendim yeni ayakkabı alacaktım. eve döndüm parayı tüplü televizyonun arkasına sıkıştırdım yine. yemek hazırlayan anneme hal hatır sordum. belki bi başkası olsa annesine sarılırdı o mutlulukla, ama ben anneme hiç sarılmazdım beyler. bir sebebi de yok, sadece huyum değildi işte. şimdi düşünüyorum da, keşke sımsıkı sarılıp hiç bırakmasaymışım.
    babam da geldikten sonra oturup yer soframızda yemeğimizi yedik. sofrada ki ekmeğe gözüm çarptı, gurur duydum beyler kendimle. 15 yaşında ki çocuk 15 gün çalışmıştı ama gurur duyuyordu, bunu kimse sorgulayamaz. belki daha zor şartlarda yaşayanlar, çöp toplayanlar da vardı. ama herkes kendine göre zorluklarla mücadele ediyordu işte.
    akşam babam kurtlar vadisini izlerken bende oturdum koltuğa izlemeye başladım. hani insan mutlu olduğu zamanlarda herkesle arasını iyi tutmak ister, küskünlükleri unutur ya; ben de öyleydim işte. babamla biraz sohbet ettik. sohbet de denilmez bir kaç şey konuştuk diyelim.
    sabah taşıdığım çuvalların da etkisiyle yavaştan uyku bastırmaya başladı. ben de serdim yer yatağımı uzandım içine. yarın neler olacağını düşünüyordum. okula bir gün kala yeni bir ayakkabı alacak ve okulda dikkat çekecektim. aslında kimse kimsenin ayakkabısına bakmıyordur ama insanoğlu kendini hep izlenirmiş gibi hisseder.
    türlü hayaller kurarken uykuya çoktan dalmıştım. sabah uyandım ve annemin kahvaltı hazırlamasına yardımcı oldum. gerçi yardım edecek pek bişey yoktu. çay zeytin peynir ekmek işte. ama olsun şimdi beğenmemezlikten gelebilirim ama ona da şükür. sofrayı da beraber topladıktan sonra annem klagib hafta sonu temizliğini yapmaya başladı. yerleri silme camları silme gibi şeyler işte. ben planımı yapmıştım. anneme söylemeden dışarı çıkıyormuş gibi yapacaktım. zaten annem 37 numara giyiniyordu ona ayakkabı almam için denemesine gerek yoktu. sürpriz yapacaktım beyler. annem odadan çıktıktan sonra hemen ayaklandım gitmek için. elimi televizyonun arkasına attığımda para yoktu beyler
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +13 -2
      kardeş hala teyzem hayatımı kararttı adlı başlık ile yazdıkların arasında bir anlam kurmaya çalışıyorum biliyomusun? dıbına koduğum ne teyzesi ne hayatı gavatmısın sen primci huur çocuğu?
      ···
    2. 2.
      +3
      sonradan girecek olaya teyzesi amk
      ···
    3. 3.
      +2
      Teyzesi parayı gömmüş amk
      ···
    4. 4.
      0
      huur cocugu susta adam gibi oku iste
      ···
    5. diğerleri 2
  20. 20.
    +6 -2
    Bu primci falan yazan arkadaşı anlayamadım hala. dıbına koyduğumun liseli muallaksi akşama kadar 31 çekip milleti karalamaya çalışma ne primi gördün hikâyede? sülaleni beyaza boyarım senin
    ···