yazları sevmiyorum

az işim cıktı sonra devam edicem, yazıcam buralara tekrar

anılarım depreşti panpa ağlattın beni

offf amk aglattın lan ıs yerınde benı :/

kurban olurum sna

@23 estagfurullah hocam, allahına kurban. bu sadece neden sevmedigimin bir parcası, daha cok sebebi var fırsat buldukca yazıyorum devam edicem.

sevmeyişimin bu birinci sebebini daha fazla devam ettirmicem zira kendimi acıtıyor gibi oluyorum. ben o gün bugündür annemin sesini bile unutmaya yüz tuttum, sadece arada bir eski kamera kayıtlarını dinliyorum. hani su kocaman kasetlerin oldugu siyah. raks marka. allah razı olsun babam zamanında bol bol cekmiş de doldurmus o raks kasetleri yoksa unuturdum coktan. şimdi dönem dönem acıp izliyorum, 2001deki o evde, o kanepede...

yazları sevmiyorum neden mi ?

cünkü her şey ortalıkta...

içsavaş
o günden sonra sokakta gördüğüm her cocuk ve yanında gördüğüm her anne için, üzülüyorum. gözlerimin önünde sere serpe mutlular. iyi ki mutlular, kızmıyorum, kızamam, sinirlenemem. mutlu olmaları bir yandan beni üzerken bir yandan sevindiriyor. insanoğlu işte hem çirkef, hem de masum...

yazları sevmiyorum neden mi ?

çünkü herşey ortalıkta...
o güzeller güzeli sevilay ablanın sokağın ortasında öldürülesiye kocası tarafından dövülmesi de.ve artık sözümona adamlardan nefret etmesi, ve kendisinden yaşca kücük bende masumiyeti araması bile...

reserve

bu bir ihtiras mıydı? bilemedim. zamanında beni teselli eden bir kadının, ben de teselli araması kaderin bir cilvesi midir , bir iç hesaplasma , ödeşme midir ? yıl 2009...

22-23 yaslarındayım ,3 yıl önce işte, o balkonda yazın izliyorum sokagı. bir bağrısma aldı sokagı yine...

@1 emre aydın beyler

sevilayla kocası olucak dallamanın apartmandan itiş tepiş çıktılar, adam bariz alkollü. küfür ede ede vuruyor yakalamaya calısıyor, sevilay da kacıyor, neyseki kahvenin önünde adamlar tutmuslar pekekenti.bu dediklerimi idrak etmem 2-3 saniyemi aldı da, ben anca asagı kosup yetiştim, tabi kocasının yanına gidip vurmak için değil, sevilayın yanına gitmek için, zira yanlızdı. kahvenin yanındaki yine o tretuarda oturuyorduk, ama eskiden mermerdi, şimdiyse belediyenin yaptırdıgı kilit taşlardan. hiç birşey demeden sarıldı, ağlamaya devam etti otururken. sadece ağlama lütfen diyebildim, teselli etmeye calıstım, tıpkı onun bana yaptıgı gibi. kocasının zor bela arabasına bindirilip, zütürüldüğünü gördüm kahvedeki volkan amca tarafından. Onun ağlayışını sokak kapısına kadar inen kadınlar, kahvedekiler izliyordu, ben buna razı olamayınca , koluna girip yukarı cıkarmaya calıstım ve yanlıs anlasılmaması için, yine sahanlıkta bizi izleyen bir bayan komsumuzu cagırdım, girdi sagolsun koluna da kadını evine cıkardık. şaşkın bakışlar içinde girdiğimiz eve komsular hemen üşüşmeye calıssalar da ben müsade etmedim, yanlız kalsın falan diyerek kendim de cıkarak, komsuları uzaklastırdım. tabi sevilayın kulağına 'lütfen' diyip...

bu 'lütfen ' cok sey ifade ediyordu, cünkü o gün yani 2001temmuzunda beni defalarca lütfen diyerek teselli etmeye calısıyordu. aynı ifadeleri onun kadar naif olmasa da ben de belirttim. kuru bir 'lütfen'di onun o naif sesine göre, ama cok anlam içeriyordu kendimce, nitekim öyle de oldu. sessiz sakin ağlamıs, kendisine birşey yapmasına kıyamayacagım bu güzel insan. bunu yarım saat gibi bir süre gecince, kapıyı 3-4 defa calınca acmasıyla anladım. kapıyı acınca tekrar sarıldı, tekrar ağladı, tekrar çenesi titreyerek ağladı. tıpkı gecmis senelerde oldugu gibi. kapıda böyle yapmanın yanlıs anlasılcagını bildiğim üzre- ki komsuları bilirsiniz, torba değildir ağızları- içeriye doğru adımımı atıp hafifce ittirdim, ittirmemden mütevellit kollarını indirdi ve o yorgun vücuduyla oturma odasına gecip, tekli koltugunda oturdu. ayaklarını gögsüne kadar cekip, kollarını basının arasına alarak...

birşey diyemedim, yapabildiğim tek şey, mutfağa gidip sebilden bir bardak su doldurmak oldu. ablamla birlikte, arada sırada oturmaya gittigimiz, balkonunu içeri alarak büyüttüğü mutfagı. güzeldi koruya -ufak orman- bakıyordu, bizim mutfagımız da aynı cepheye bakıyordu ancak, içeri almadıgımız için, o kadar da hakim ve etkili değildi. dediğim gibi ara sıra uğrar, ablamla birlikte, laflasırdık sevilay 'ablayla'...

elleri titreyerek bir iki yudum su aldı ve sağ tarafındaki ufak masaya, hafif uzanıp bıraktı, doğruldu tekrar. sessizce neden diyordu ben karsısındaki kanepede otururken, tekrarlıyordu hep.bir ara kafasını kaldırıp baktı, sonra tekrar eğdi başını. cıktıgımı bile farketmedi odadan, nasıl farkedebilirdi ki. kapıyı yavaşca kapatıp tekrar cıktım kendi evimize.

seri sukuladım karşim.. çok duygulandık... adamsın adamın dibisin, annenin mekanı cennet olsun...

yazları sevmiyorsan bunu dinle
http://www.youtube.com/wa...ZiDzIc&feature=relmfu
http://www.youtube.com/wa...ZiDzIc&feature=relmfu
http://www.youtube.com/wa...ZiDzIc&feature=relmfu
http://www.youtube.com/wa...ZiDzIc&feature=relmfu
http://www.youtube.com/wa...ZiDzIc&feature=relmfu
http://www.youtube.com/wa...ZiDzIc&feature=relmfu
http://www.youtube.com/wa...ZiDzIc&feature=relmfu
http://www.youtube.com/wa...ZiDzIc&feature=relmfu

@35 sagolasın kardeşim, sende öylesin, cümlemizin. devam edicem cok sık yazamıyorum, malum cumartesi bile calısıyoruz, ama eski günleri yad ediyorum bugün

kapıyı yavaşca kapatıp tekrar cıktım kendi evimize. yine o sokagı gören balkona cıktım. derin derin 20-30 metre ilerideki ana caddeye baktım, arabalar, insanlar, coluk cocuk, bi hareket içinde. dısarıda yasanıyor herşey. dısarıyı görüyorum yine. at gözlügü olmadan herşeyi görüyorum, kış gibi değil, evin içindesin, evin içindeler, arabalar insanlar bile yok sokakta neredeyse. hava sıcak, herşey hareketli. yine görüyorum gecmisi, gelecegi, olanı biteni. aklımın bi kenarında da sevilay. nasıl unutabilirim ki daha az önce yanındaydım, cok sey anlattı susarken, cok uzun bakıstık aslında o kafasını kaldırıp tekrar geri indirdiğinde.cok sey hissettim, kapıda sarıldıgında. gecmisi hissettim kardeşim gecmisi. gecmisi, gelecegi herşeyi gördüm yine o sokagın ortasında...

sigara içmem, bir defa denedim, nefis bu işte ya içmek istedim yine. indim aldım bakkaldan, bakkalın noldu soruları altında, ben de bilmiyordum, evet gercekten de bilmiyordum, lan bakkal madem biliyordun niye soruyorsun, belliki derdin laf anlatmak. niye diyorsun bana içkiliymiş, sevilay da kızmıs, laf etmiş. zaten bu dallamanın bi metresi varmıs, artık bardagı tasıran son damla olmus, bilmedigini düşünüyormus, bunu söyleyince, bağırınca haklı olarak sevilay, alkolünde etkisiyle vurmus öldüresiye bu pic. ne anlatıyorsun bunu bakkal...

3 ekgib 5 fazla anlattı bakkal. herneyse şaşkınlıkla cıktım balkona yine, elimde sigara. öksüre aksıra içiyorum, içime cekmemeye calısıyorum zira. 2yada 3. içişimdir nasıl içilecegini bile bilmiyorum desem yeridir. bariz bi efkar basıyor, öksüre aksıra 1 dal sigarayı anca bitiriyorum, neden içtigimi sorgulayarak.
cıkmıyor aklımdan gecmisim, gecmisimin bir parcası sevilay, olanlar, bitenler. bunca yıldır cektigim sıkıntıyı stresi, aldıgım her sigara nefesinde içime çekiyorum, dısarı atmaya calısıyorum, yapamıyorum. nasıl cıkar insanın gecmisi kafasından nasıl unutur geleceği. ben yine biliyorum gelecegimi. her yaz aynı sey olacak.her yaz unutmak isteyecegim seyler olacak. nasıl unutabilirim gelecegimi kardeşim.

Sevilayın yanına inmek istiyorum , yapamıyorum, cesaret edemiyorum, ama sevilaya degil, gecmisimle yüzlesmeye ,gelecegimi hatırlamaya cesaret edemiyorum kardeşim.