1. 26.
    +1
    içeriye girmeleriyle benim daha da hızlanmam bir oldu. o zamanlar böyle sarılı, kırmızılı, renkli renkli sandaletler moda, bilenler bilir. bir kemeri kopmus olsada güzeldi, yaz zamanı giyilecek en güzel şeylerden biriydi, pazardan almıstık babamla ne de işçi, memur bi aile cocuguyduk. bir kemerinin ekgib olmasına istinaden , içeri kosarken rahatlıkla cıktı. o anki duyguları net anlatamıyorum ama affınıza sıgınıyorum. annem karsımdaydı, ablam ve 1 -2 komsu...
    ···
  2. 27.
    +1
    Asosyal biri olarak, yazların anasını gibmek istiyorum.
    ···
  3. 28.
    +1
    sedye falan, anca televizyonlarda gördük, canlı canlı görmek o güne nasip oldu, ambulans daha eski böyle suanki gibi fazla teknolojik, hijyenik, allı pullu degildi o kadar. herneyse kostuk peşinden görevlilerin ama karsı apartmana girmediler, apartmanımıza girdiler alelacele, tabi biz de peşlerinden. noluyor demeye kalmadan 4. katta bulduk kendimizi ve içimden geciriyorum nolur bi kat daha cıkalım , bizimki değildir kesin falan diye geciriyorum içimden. o güne kadar ne ambulans gördüm, ne hastane, 1-2 defa saglık ocagı dısında...
    ···
  4. 29.
    +1
    annem karsımdaydı ama... ama baygın bir halde, dönemin modası l şeklindeki koltuk takımında, odanın 2 duvarını saran bicimde olan kanepede yani. evde insan sayısı artmıs, komsu, coluk cocuk, saglık ekibi falan. ama benim gördüğüm tek şey annem ve koltuğun üst kısmına doğru geri düşmüş oldu kafası, baygın, gözlerinin feri gitmiş, afedersiniz ağzından cıkan, midesinden gelen maddeler, cıkmıyor aklımdan, yeşil, beyaz, ne oldugunu anlamadım, anlayamadım, anlamlandıramadım. hiçbirşey yapamadım, sedyeye koyup cıkarırken , dokunamadım, ağlayamadım, hissedemedim...
    ···
  5. 30.
    +1
    komşumuz sevilay abla, boyu 175 -180 civarı, uzun güzel alımlı. ama o zaman içimizde saf duygular var, benim minyon, kahverengi gözlü, ufak tefek bişey olmama istinaden severdi, babamızın bize öğrettiği yegane şey, efendilik, saygıydı. ve böyle olunca sevilmemek için bir neden yoktu. beni teselli ediyordu, birşey yok, gelicek diyordu, inandım. inanmak zorundaydım, elimden birşey gelmezdi. ablamda hastaneye gitmişti ambulansla ama benim gitmeme izin vermemişti sevilay. az biraz teselli olup, unutunca hadi dısarı diye, elime yemem için tutusturup birşeyler verdi. cıktım, unuttum herşeyi devam ettim oynamaya
    ···
  6. 31.
    +1
    taso oynadıgımız yerin hemen yanında kahve var. babam kahveye gitmezdi ama yine de tanınırdı, sevilirdi. noluyoruz gibiyosa, sizin ev mi, kim falan sorularına yanıt vermiyorum, ben de bihaberim cünkü. ama bizim evin balkonuna bakıyorum, komsu teyzeler ayakta durmuş, konusuyorlar galiba, birşeyler yapıyorlar orada.
    herneyse taso oynuyoruz, kahvede mac falan var derken, ezan okunuyor, anneler yavaş yavaş cocuklarına sesleniyor,eve cagırıyor. o gün ben cagrılmadım eve, bi 5 dakika daha yaa demeden, kendi kendime gittim, garipti...
    ···
  7. 32.
    0
    artık cıkayım dedim, yedik, bulasıkları da yıkadım, daha n'apabilirdik ki, peki dedi, iyi ki geldin, bak ben canımı sıkmıyorum, sen de öyle yap dedi. onayladım kafamla,ama nasıl canımı sıkmayabilirdim ki. ben ne kocan tarafından aldatılmana üzüldüm, ne yüzündeki şişkinliklere. ben gecmisimin bir parcası olan sana, gecmisime, gelecegime üzüldüm kardeşim...
    ···
  8. 33.
    0
    makarna yapayım diyor, kabul ediyorum, mutlu görünüyor en azından o durumda bile, öyle olunca ben de biraz seviniyorum tabi. fiyonk makarna yapmıs,ohh en sevdigimden, ama bilmiyor o cok sevdigimi. nereden bilecek.
    makarnasıyla, sosuyla,yoğurduyla yiyoruz, unutmusuz olanları. ama ya yemek bitince tekrar hatırlatmıyacak mıydı gecmisimizi, o gün hatırlamadık, belli etmedik. zaten yemeği yedikten sonra, bulasıkları yıkama derdine düşmüştüm, bi de ona mı yıkatıcaktım 2-3 tabak şeyi. ben onu yaparken,o da beni izliyordu sanırım, kafamı kaldırıp bakamadım bile, cünkü yine bürümüştü o utangac, cekingen halim. artık uzun degildi 180lik sevilay abla, eskiden yüreği gibi kocaman biri sanardım onu, meğer ben daha kocaman olmusum 23 oldugumda. ondan uzundum artık, ondan güclü. roller degişmişti artık. bunu ayagı kalkıp yanıma geldiğinde hissettim, artık üstündüm ondan fiziksel olarak, 32 yasındaki sevilaydan. uzundu ama öyle solak insanlar gibi, kazma degildi afedersiniz. elini kolunu koyucak yer aramıyordu yani. vücudu rahattı, tasıyabiliyordu, yabancı durmuyordu vücudunda. bana göre hatta ufacık, minyon bi kızın tasıdıgı vücutla esdeğerdi, aynı esneklikte, aynı durustaydı. sağ elimle, dirsegim arasındaki o kısmı tuttu sol eliyle, iyi ki varsın dedi. cok samimiydi, kafamı eğdim, cekindim yine. ve yine utandın mı yaa diyerek eliyle sacımı karıstırdı, ufak cocuk sever gibi, güldü saatler önce yasadıgı seyleri unutarak...
    ···
  9. 34.
    0
    annenin mekanı cennet olsun kardeş allah rahmet eylesin ağlamaklı oldum :(
    ···
  10. 35.
    0
    nevalemi aldım devam ediyorum.
    ···
  11. 36.
    0
    yeni hikaye yeni sayfa
    ···
  12. 37.
    0
    yazları sevmiyorum neden mi ?
    cünkü her şey ortalıkta...

    Sevgi -insan sevdi mi bir kere unutamıyor...
    ···
  13. 38.
    0
    reserved
    ···
  14. 39.
    0
    sevilayla kocası olucak dallamanın apartmandan itiş tepiş çıktılar, adam bariz alkollü. küfür ede ede vuruyor yakalamaya calısıyor, sevilay da kacıyor, neyseki kahvenin önünde adamlar tutmuslar pekekenti.bu dediklerimi idrak etmem 2-3 saniyemi aldı da, ben anca asagı kosup yetiştim, tabi kocasının yanına gidip vurmak için değil, sevilayın yanına gitmek için, zira yanlızdı. kahvenin yanındaki yine o tretuarda oturuyorduk, ama eskiden mermerdi, şimdiyse belediyenin yaptırdıgı kilit taşlardan. hiç birşey demeden sarıldı, ağlamaya devam etti otururken. sadece ağlama lütfen diyebildim, teselli etmeye calıstım, tıpkı onun bana yaptıgı gibi. kocasının zor bela arabasına bindirilip, zütürüldüğünü gördüm kahvedeki volkan amca tarafından. Onun ağlayışını sokak kapısına kadar inen kadınlar, kahvedekiler izliyordu, ben buna razı olamayınca , koluna girip yukarı cıkarmaya calıstım ve yanlıs anlasılmaması için, yine sahanlıkta bizi izleyen bir bayan komsumuzu cagırdım, girdi sagolsun koluna da kadını evine cıkardık. şaşkın bakışlar içinde girdiğimiz eve komsular hemen üşüşmeye calıssalar da ben müsade etmedim, yanlız kalsın falan diyerek kendim de cıkarak, komsuları uzaklastırdım. tabi sevilayın kulağına 'lütfen' diyip...
    ···
  15. 40.
    0
    devamı gelecekmı kardes
    ···
  16. 41.
    0
    rizörvıd
    ···
  17. 42.
    0
    nazım hikmet gibisin pampa
    ···
  18. 43.
    0
    reserved sonra okucam
    ···
  19. 44.
    0
    kardeş sen bu sevilayı düdüklicen heralde
    ···
  20. 45.
    0
    oturdum karsısına, bir ona bakıyorum bir sokaga, ormana, ama belli etmek istemiyorum ona baktıgımı. sonra aniden kalkıyor, umutsuz oldugunu belli etmemek için, acıkmadın mı sen de ya diyor. insan kötü durumlarda aclıgını bile hatırlamaz, en temel ihtiyacını. bazen nefes almayı bile unutur. annemi kaybetmenin acısını yasadıgım o günlerde, günlerce birşey yiyememiştim, istememiştim. ama insan bir süre sonra yiyor, mecbur kalıyor, elden ne gelir, yemek yedikce de alısıyorsun kayıplara, acılara, ölümlere. artık hayatını sıradan yasamaya baslıyorsun. ama beyin öyle mi kardesim, ne acıkır ne birşey yapar, unutmaz gecmisi, onun için hiç sıradan birşey olmaz. her gün hatırlatır sana sıradan yasamadıgını, acıları, öfkeleri ve de sevincleri...
    ···