/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 1.
    +83 -65
    o gün yine ankara da yagmur vardi. arabami park edip evime girecegim sirada evin onundeki parkta aglayan bir kadin gordum. kadin 30 yaslarindaydi. yanina dogru yurudum benden korktugu belliydi. elimdeki semsiyeyi yanina birakip evime gittim. aradan 15 dk gecmisti ki evimin zili caldi. gelen oydu. semsiyeyi geri vermek icin gelmisti. gir icerde biraz isin istersen dedim. ve kapiyi acik birakip bilgisayarimin basina gectim. urkerek iceri girdi kapiyi kapadi. banyoda havlu var kurulan istersen diye ekledim ve banyoyu elimle isaret ettim dogruca banyoya gitti islak elbiselerinin uzerine havlu almisti. yerimden tekrar kalktim banyodaki temiz bornozu uzattim ve icerideki odada rahatca kapiyi kilitleyerek kurulanabilecegini istedigi kadar kalabilecegini soyledim.odaya gitti ama kapiyi kilitledigini duymamistim.

    http://inci.sozlukspot.co...lmak/@bizhamidinpicimiyiz
    ···
  2. 2.
    +54
    sonra banyoya girdin kız dudaklarına yapıştı çatur çutur gibiştiniz değil mi
    ···
    1. 1.
      +3 -1
      bu hikaye 2012 de falan paylaşılmıştı yani çalıntı seri eksileyin bini
      ···
    2. 2.
      +1 -1
      nerde paylaşılmış bi bulsana.
      ···
  3. 3.
    +52
    Teoman - Kupa kizi sinek valesi dinlemissin yine
    ···
  4. 4.
    +23 -21
    kendime yagmurun rehavetine karsi bir bardak cay koyup bilgisayarimin basina gectim tekrar. uzum sure calistim onun odadaki varligini bile unutmustum. bi sure sonra verdigim bornozla sessizce yanimda durdugunu farkettim. donup baktigimda gozgoze geldik. ne bicim adamsin sen ya dedi aglamakli. sasirmistim acaba ters bisey mi yaptim diye dusunurken başkasi olsa bunlari yapmazdi tanimadigi birine diye ekledi. yerimden kalktim bi fincan cay da ona verdim tekrar yerime gectim. o ise yan taraftaki tv yi acmis kanallari dolasiyordu. gozlerimin agirlasmasindan saatin hayli gec oldugunu farkettim. odama gectim henuz ismini bile bilmedigim kadina eski sevgililerimden kalma toplama biseyler ayarladim. diger odadaki yatakta uyuyabilecegini soyleyip odama gectim. tam uykuya dalacagim sirada kapinin hafifce acildigini farkettim ama umursamadim heralde odalari karistirdi diyerek devam ettim. sonra usulca yanima yaklasarak yatagin kenarina oturdu. uzerinde eski sevgilim esmanin saks mavisi geceligi vardi. bi an gozumde esma canlandi.
    ···
  5. 5.
    +24 -6
    oylece basimda dikilmeye devam ediyordu. kafami ona dogru cevirdim ve aramizda su diyalog gerceklesti.
    -n'oldu
    +tesekkur ederim
    -rica ederim hadi odana git uyumaya calis sonra konusuruz
    +iyi geceler diyerek arkasini dondu kapimi usulca kapatarak odamdan ayrildi. bu davranisiyla hirsizlik gibi biseye yeltenmeyeceginu dusunerek uyumustum. gecenin ilerleyen saatlerinde bi ciglik sesiyle yataktan firladim. odasina dogru gittim. yatakta oturmus hickirarak agliyordu. mutfaga gittim. bir bardak su ve icine biraz buz atarak tekrar odaya dondum. suyu uzattim. bardagi tutamayacak kadar titriyordu elleri. yataginin kenarina oturdum suyu yavasca icirdim. biraz daha sakinlestikten sonra koluna girip lavaboda birlikte yuzunu yikadiktan sonra tekrar yatagina goturdum. hemen uzanmisti bile. uzerini orttukten sonra isigi kapadim. "lutfen kapatma" dedi o bugulu sesiyle. cok sonralari ogrenecektim karanliktan neden korktugunu. kapisini kapatirken burada guvrndesin rahatca uyu, iyi geceler diyerek ayrildim ve salona gectim. uykum kacmisti bi defa uyuyamazdim. sigarami yaktim. karanlikta oylece oturmaya basladim belki uykum gelir diye. aksine uykum gelmiyor gittikce ayiliyordum. saat 5 civariydi. hizlica cay koyup ikinci sigarayi yakmistim bile. bu durumda en iyisi sakinligin tadini cikararak kitap okumakti. gun agarmaya baslamis onu gordugum parktan kus sesleri gelmeye baslamisti pencerenin titreten sogugundan.
    ···
  6. 6.
    +21 -6
    yine her zamanki gibi aheste geçirdiğim hazırlanma sürecinde 1 saati devirmiştim bile. neyse ki hazırdım artık bugün geç kalmam diye düşünüyordum. evden çıkacekken içerde uyuyan kız geldi aklıma. aşağıya indim bakkaldan ekmek ve biraz kahvaltılık alıp yukarı çıktım tekrar. yavaşça kapıyı açtım. evde hiçbir zaman kahvaltı yapmadığımdan kızın aç kalması içten bile değildi. mutfakta tezgahın üzerine bıraktım aldıklarımı. salona geçtim masanın üzerinde duran post-it e " derdin ne bilmiyorum ama kendi evin gibi davran, gidecek olursan da kapıyı çekmen yeterli" yazıp tv nin orta kısmına yapıştırdım.
    hızlıca evden çıktım arabama bindim yine ağaçların pisliği arabamı görünmeyecek kadar kirletmişti. zaten ne zaman temiz olmuştu ki arabam. kapının açma kolu ağaç reçinelerinden olsa gerek elime yapışarak biraz da iğrenerek açtım kapıyı. arabamın içi de dışı gibi pisti yine. ağaçlara bahane bulduğum içim kendime söverek elimi o kalabalığın içinde bulduğum bilmem ne kebap yazılı ıslak mendille sildim. arabayı çalıştırdım radyoyu açtım. ankarada yaşayanlar bilir. ostim radyo açıktı. temiz bir ilkbahar günü güneşin adeta önündeki engellerden sızarak ışığını yansıttığı taze bir hava vardı. camı açtım sigaramı yaktım. radyoda biten reklamlardan sonra neşet ertaş türküsü kulaklarıma çalınmaya başladı.

    https://www.youtube.com/watch?v=1aug9bizYyU

    işe gidene kadar düşüncesizliğin girdabında kaybolan zihnimde sadece ezbere birşeyler yaparak arabamı kullandım. trafiğe sövdüm. ve türküye eşlik ettim.
    ···
  7. 7.
    +18 -7
    esma benim hem ev arkadasim hem de sevgilimdi. 8 aya yakin birlikte yasamistik. ama yatak haricinde cekilmez bi adam olusumdan olsa gerek sonrasinda anlasamamis ve ayrilmistik. ayriligimizin ardindan esmanin biriyle nisanlandigini duydum sonrasini da onemsemedim zaten. esma da yatakta cok atesliydi. oyle ki libidosu tavan yaptiginda araba surerken elleri rahat durmaz bir an once eve gitmemi saglardi. hatta bi keresinde eve gitmemize gerek bile kalmamisti. neyse evlidir muhtemelen pek ayrintiya girmeyelim esmada ama 1.64 boyu vardi. yesil gozleriyle ates cikardigini sinirliylen de yataktayken de farketmistim. oyleki yesil gozlulerden bir sure tirsmama sebep olmustu. boyuna uygun fizigiyle kucagimda rahat tasiyabildigim bi kizdi. ama o naifligine ragmen yatak kirmisligimiz da vardir. neyse neyse esas konuya donelim...
    ···
  8. 8.
    +23 -2
    şyerinde mecburen arkadaşlık edilen tipler vardır. sabah arabamı park ederken ertan'ın ( ki bu o uyuz tiplerden) arabasının yanına park ettiğimi bile farkmetmemiştim. hala dilimde neşet ertaş türküsü umursamaz indim arabadan. ertanda pis sırıtışıyla "ooo karşim naber" diyerek yavşakça tüm günümü mahfedecek hissi uyandırmıştı bende. günaydın a.ına koyim dedim. bi sigara daha yaktım o gerginlikle.

    - söyle lan karşiim falan yavşaklıklarına girme ne istiyosun?
    +ya abi ayıp ediyos...
    - lan olum uzatma işte söyle hadi daha işlerim var.
    ertan yine kendisine verilen işi bana yıkmaya çalışan sorulara yöneldi. o an rahatlamıştım. nasıl olsa geçiştiririm diye yan yana yürümeye başlamıştık. ertan anlatıyor ama ben dinlemiyordum hala aklımda o türkü...

    asansörün önüne gelmiştik ki ertan ın yavşak sesi "offf abi şu karıya bitiyorum diyordu" kafamı kaldırdım. ankara'ya adeta izmir'den zekat olarak gönderilmiş kadar güzel nalan duruyordu. bu nalan ilk işe başladığında doğal olarak ofisteki evli bekar tüm erkeklerin ağzının suyu akmış, ama yüz vermemesi sebebiyle hepsinin de "abi bu kaşar ama burda namuslu takılıyo ya izmirli kız bi defa" savunmasıyla çoktan hafızalarda kaşar namuslu damgası yemişti bile.
    ···
  9. 9.
    +23
    bu sözlükteki çocuklar okumayı seviyor aslında. hepsi öküz değil. adam gibi kitap öneremiyoruz çocuklara. daha emekleyemeyen çocuklara koşun diyoruz amk. kendilerini ilgilendiren konu olunca nasıl da okuyor muallakler. ulan size kitap önerisi yapmak için araştırma işine giriyorum bundan sonra. öğretmenim lan ben görevim amk.

    ilk önerim kodin.

    okuyun seveceksiniz.
    ···
  10. 10.
    +17 -5
    demli ve limonlu cayima eslik eden sigaralari sayamazken okudugum kitaba iyice yogunlasmistim.
    "mutluluk buysa, mutluydu kenan. gelip bazi geceler odasinda sabahlamaktan, sabaha da cogu kez zeynep'i bile gormeden cekip gitmekten baska ilisigi kalmamisti evle, nermin'le. haftanin en az yarisi, geceleri tesvikiyede günsel le kimi de günselsiz geciyordu. zeynepe karsi da bir sogukluk vardi icinde. bir sabah gelip kahvaltida sarilmisti kenana. o da kucaklayip opmustu ya, sevimli komsu cocugunu oper gibi. yine de burkulma duydu yureginde."(vedat turkali-bir gun tek basina)
    boynumda hissettigim ince siziyla basimi kaldirdigim kitabin sayfalarindan ayrilan gozlerim duvarda duran saate ilismisti. 7 ye geliyordu. artik is icin hazirlanmaya baslasam bende ki bu rahat tavirla anca yetisirdim.
    ···
  11. 11.
    +22
    adam yağmurda karı buldu eve aldı gece gibmedi, aynı günün sabahı işyerinde herkesin dibinin düştüğü karı ilanı aşk etti derken ex fuckbody si nagihan kendini gibtirmek için aradı ve kapının önüne kadar geldi haber vermeden hee bir de prezervatif aldığı marketteki kız bi kağıt verdi bu barzo da kağıda bakmadan poşete attı onda da o karının numarası falan yazıyodur kesin, bu hikaye beni de gibmeden biterse iyi amk, anlat bakıyım

    edit- yalanına sokuyum panpa, muhtemelen çok kitap okuyan ezik bi tipsin ama güzel hikaye okuyorum
    ···
  12. 12.
    +20 -1
    saat 17.30 daha mesaiye yarım saat var amk. sanki mesaiye uyuyoruz. napıcam lan ben akşam nagihan, nalan evdeki kız onun adı ne acaba. o da nihal olsa 3n yi kurarız amk. napıcam lan ben. o çok kadın hiç kadındır evlat diyenin çenesini gibeyim doğruymuş amk. neyse yarım saat daha kitap okuyayım da öyle çıkarım düşüncesiyle daldım yine.

    "yusuf da böyle işte. görünürde zindanda. nedeni olduğum bir karanlığın, duvarın, kapının, parmaklığın ardında. ama aydınlığı zindanından taşarak bana ulaşıyor. beni ve içimi aydınlatıyor. dahası benim de kalbimden yüzüme yüzümden çevreme akıyor. kime baksam üzerine düşürdüğüm ışık, züleyhanın değil yusuf'un ışığı.

    zahirin örtülmesiyle batını peçelenemeyecek bir güneş yusuf.

    bir bulutçuk gibi bir an önünde durmuş olsam da ışığım onun ışığı, aydınlığım onun aydınlığı.

    çünkü kalbimin acıyan yerleri mananın keyfiyetine göre kaynıyor" (nazan bekiroğlu-yusuf ile züleyha)

    https://www.youtube.com/watch?v=CQN5MAhihuI

    sahi benim yusufum, güneşim kim?
    ···
  13. 13.
    +21
    Cerenide gibcen mi?
    ···
  14. 14.
    +17 -3
    nalan herkesin aslında hayatında olması gereken bir kızdı. her sabah o neşeli gülümsemesiyle günaydın demesi bile günü aydınlatmaya, afyonunuz henüz patlamadıysa bile ayılmanıza sebep olabilirdi. gülümseyerek yaklaşıyordu giydiği topuklu ayakkabılarından hiç rahatsızlık duymadığını belli edercesine.
    o gün üzerinde kırmızı bi elbise vardı hafiften dizinin üstüne gelen, bu kırmızı elbisesinin altında siyah rugan bi topuklu ayakkabı ve siyah çantasıyla o güzel düz saçlarını istemsizce savurarak yürüyordu. yüzünde mavi gözlerinin yansıması adeta, ankaraya hergün yağmur yağsa şehir bu kadar berrak bir maviliğin altında kalsa dedirtecek kadar güzel gözlerinin yansıması... yine herzamanki gibi günaydınıyla ertan yavşağının bütün olumsuzluklarını almıştı üzerimde. asansörde çıkarken ufak tefek hoşbeşten sonra ertanın ineceği kata gelmiştik. ertan inerken görüşürüz diyerek kzıın gözlerine bakmaya çalışıyordu. arkasını döndüğünde o güzel kızın suratındaki iğrenme belirtisi sartre nın bulantısından bile bunaltıcıydı. nihayet kapı kapanıp bana doğru baktığında yine o güzelden de güzel gülümsemesi yüzündeki yerini çoktan almıştı bile.
    ···
  15. 15.
    +15 -4
    nalan la aynı katta çalışıyorduk bazen öğle yemeklerini birlikte yiyor, gün içinde sık sık görüyorduk. nalan la asansörden inerken "öğlen birlikte dışarda yiyelim mi sizinle konuşmak istediğim şeyler var" dedi. yüzümde bir şaşkınlık ve soru ifadesiyle başımla onaylayarak kolay gelsin dedim ve odama yöneldim. çaycıyı arıyordu gözlerim çay içmem lazımdı. nihayet bulmuştum. bu adam çaycı remzi, her masanın huursu gibi herifti. gittiği yerden bi dedikodu toplamadan ayrılmazdı puşt. ama işime de yarıyordu. birlikte nalana beslenen aşk ve reddediliş hikayeleriyle kahkaha atmışlığımız çoktur. neyse elimle işaret ettim o anladı zaten bana her sabah olduğu gibi kahvaltılık ve duble çay hazırlaması gerektiğini.
    çok geçmemişti ki tost ve fincanda çayla geri dönmüştü.

    - lan olm şunu su bardağında getir amk.
    +abi yıkaması zor oluyo
    -lan s.ktirtme yıkamasını su bardağıyla içilir çay bu ne ingiliz kraliyet ofisi mi kodumun yeri
    yüzümdeki ekşimenin gitttikçe arttığını farkeden remzi abi sen içedur hemen getiririm onu dedi koşarak ayrıldı.

    ulan ankarada ya simit ya tost yenecek kahvaltıda ankaranın içtüzüğü sanki kodumun kuralı.
    ···
  16. 16.
    +18 -1
    nalan'la balgattaki kebapçıların birine gelmiştik. sipariş hoş beş derken artık merakıme yenik düşmüştüm.

    - benimle bi konuda konuşmak istediğini söylemiştin? dedim soran gözlerle ona bakarak.

    bi an duraksadı o esnada yemeklerimiz gelmiş servisin bitmesini bekliyor ve susuyorduk. hala cevap bekliyordum.

    + evet, konuşmak istedim sizinle dedi. bu kızın aniden siz moduna geçmesi ciddi bişeyler konuşacağı imajı çizmişti bende.

    -buyrun nalan hanım dedim dalga geçer bir edayla. (eda da güzel isim lan)

    + ofise geldiğimden beri neredeyse bütün erkekler tarafından taciz boyutuna varan tekliflere maruz kaldığımı biliyosunuzdur zaten.

    - n'oldu birisi sana kötü bişey mi yaptı
    ···
  17. 17.
    +15 -4
    + önceleri sizin benden üst ünvanda olmanız nedeniyle yaklaşmadığınızı düşündüm, sonra hayatınıza girip çıkan kadınlardan çapkın olduğunuz imajı oluştu ben de ve sizi izlemeye başladım aslında. sonra sizi izledikçe size bağlandığımı farkettim. evet platonik olarak aşık oluyordum sanki...

    nalan bunları söylerken açıkçası mal olmuştum. ne diyeceğimi bilmez vaziyette tren görmüş öküz gibi bakıyordum. ulan bize böyle öğretmediler ki amk. bize ancak bir erkeğin platonik olabileceği, bi erkeğin kadının peşinden koşacağı kodlanmıştı noluyo lan.

    + sabahları erken gelmişsem mutlaka biyerde sizinle birlikte asansöre binebilmek için vakit geçirir oldum sonra. geç kaldıysam o sabah bana gülüşünüzle verdiğiniz cesaretten yoksun kalarak geçiyordu günüm. kendimi şimdiye kadar tanımladığım o izmirli güzel kız imajından çıkarıp sapık gibi sizi takip eder olmuştum. odanızdan aldığım resminiz evimde duruyor.

    bu konuşma hiç bitmese diye geçiriyordum içimden. biterse benim konuşmam gerekecekti çünkü...

    sahi bu durumda ne denir ki?...
    ···
  18. 18.
    +14 -4
    nalan mallığımı farketmiş olacak ki duraksadı kısa bir süreliğine. zoraki bir gülümseme takındı yüzüne. tepkimi görmek istiyordu sanki ona göre devam edecekti. önümde duran ayranı ayılık derecesinde kafama diktim başımla devam et işareti yaparken. ulan gerçekten mala bağlamıştım. düşünemiyodum

    + bilmiyorum bu da sizin bi taktiğinizmiydi ama sizi düşünüyorum sürekli dedi.

    o an lafı böle ihtiyacı hissettim.

    - sen benim ne taktiğimi gördün ki?
    + hani hayatınıza giren kadınların hepsine farklı yaklaşıp farklı taktik uyguluyomuşsunuz ya. kimisine cool kimisine ukala falan gibi. kadını tavlayana kadar çok taktiğiniz varmış,

    hayret içinde kalmıştım - vay huur çocuğu remzi dedim. içimden geçirdiğimi düşünüyodum ama bu sefer dışardan söylemiştim. kızın yüzünde ettiğim küfrü umursamaz bi ifade vardı.
    ···
  19. 19.
    +4 -14
    kusura bakma panpa begenmedim edit: oç bi de eksilemiş beğenmek zorunda mıyım amk ipne edit 2: binler biraz objektif olun zevkler ve renkler tartışılmaz
    ···
  20. 20.
    +13 -5
    çaycı remziye gerçekten sinirlenmiştim. gerçi tahmin de etmeliydim huur ağızlı olduğunu. benden aldığı lafları da anlatıyomuş demek ki. yüzümdende sinirlendiğim anlaşılıyo olacak ki araya girdi nalan:

    + lütfen sakin olun ben çok zorladım remziyi, ağzından laf alana kadar neler çektim, hatta bunları anlatması bana 250 liraya mal oldu

    - vay orros... pardon siz devam edin lütfen.

    + dahası bugün size getirdiği çay fincanını da sizin için ben getirmiştim ama sanırım benim yüzümden kızmışsınız ona da.

    - ama çay cam bardakta içilir ya. neyse neyse dağıttım iyice siz devam edin nalan hanım kusuruma bakmayın kafam karışık bugünlerde...
    ···