/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +1
    Ananla yazı yazaraken masa altından tuttu yarağımı
    ···
  2. 2.
    +1
    Reserved
    ···
  3. 3.
    +1
    Ama Başlıkta foto yok diye birçok ergenin dikkatini çekmeyecek büyük ihtimalle
    ···
    1. 1.
      +1
      Boşver brom zaten son entrylerime bak 3-4 senedir çok nadir buralardayım. Bıraktığımda var olan kişilere yazıyorum sonradan gelenlere değil.
      ···
  4. 4.
    +1
    Hissediyorum
    ···
  5. 5.
    +1
    Güzel olacak
    ···
  6. 6.
    +1
    Tutarsa beni gibin
    ···
    1. 1.
      0
      Senin gibin sağolsun. Kendi çapımızda karalıyoruz gönderiyoruz işte. Tutarsa ne ala tutmazsa yorumlara göre kendimizi geliştirir yine geliriz.
      ···
  7. 7.
    0
    Uyku düzenim çok bozuldu. Uykuya dair hatırladığım şey uyku düzenimi oturtmak için normalden 2 saat önce, 10\'da, yaklaşık bir aydır çarşaflarını yıkatmadığım, bazasındaki suntanın duvardaki rutubetin yayılmasıyla şiştiği yatağıma girişim ve son baktığımda kol saatimindeki akrebin 11\'in biraz sağına gelene kadar debelenişim ve uykumda kaybolmuş da kalbolduğumun farkına iş işten geçtikten sonra farkına vardığımdaki boşluk hissiyle ve ağzımdaki pis tatla uyandığımda ise 12 ve 1\'in tam ortasındaydı kol saatimdeki akrep. Saatler, takvimler anldıbını yitirmiş; ayların bir bir geçtiğinin farkına, kaldığım otelin ücretini öderken varıyor olduğum geldi aklıma. Tavana bakmaya devam ediyorum. O köşedeki küf ne ara o kadar büyümüştü? Şimdi ne yapıyordur Feyza acaba? Telefon faturamı da ödemedim. Kahve yapıyordum ayılıp daha sağlıklı düşünebilmek için. Ayaklarımı terletmeye başlayan yün yorgandan çıkıp parkenin kabarıklarına belki normale döner diye çocukça bir düşünceyle basarak komidinin önüne dikildiğimde. Perdeleri açtığımda ise çoktan sigaramı yuvarlamıştım kahvenin yanında. Seni oradasın. Sokak lambaları bile yanmıyordu, Ay\'ın ışığından bile eser olmayan sokakta. Cdıbının dışına perde miçekildi bu ne karanlık? Seni görüyorum. Anlamadım. Yaklaßık bir aydır çarşaflarını yıkatmadığım, bazasındaki suntanın duvardaki rutubetin yayılmasıyla şiştiği yatağımın ayak ucuna oturdum. Parkenin kabarıklıkları gözle görülecek hale gelmiş artık. Tavandaki abajursuz ampul etrafında tembelce dönen sineğe vurulmuş galiba. Sineğin kanatlarına eşlik ediyor çalmayı sürdürdüğü cızırtı senfonisiyle. Odama geri döndüğümde ise bir eylem yapmaya çoktan şartlamıştım kendimi. Kol saatimdeki akrebin son bıraktığım yerde olduğu fakat yelkovanın saniye kolu ile yarıştığını görünce uğraşsızlıktan delirdiğimi düşünüp, kendimi dışarı atıp halısı aşınmış koridorun sonundaki resepsiyona bu durumu açıklamak için gidip yolun ortasında gitmekten vazgeçtiğimde. Zaten ödemeleri hep ekgib olarak, bir ayınkini sabah, ötekini akşam yapıyordum (Bu şekilde sabahçı ve akşamcı resepsiyonistler bana geçen ayın kirasını da ekgib verdin diyemiyorlardı. ), Bir de deli dedirtmem kendime.
    ···
  8. 8.
    0
    Çakmağı çakıp sigaraya zütürdüm ve küfür arası nefes alışlarda yakmaya çalıştım. Altı yandı üstü yanmadı pekekentin. Sabrımın son damlasında, çakmağı sigaranın yanmadığı yere çaktım. Tüm nefretimle, sigarayı büzüştürecek bir güçle içime çektim. Neyse ki güzelce yandı. içerideki ışıkları kapatıp balkona çıktım. Sigarayı çekecek olmasam burnumun ucunu bile göremeyeceğim bir karanlık vardı. Acaba Bukowski kitaplarındaki baş kahraman Bukowski'nin kendisi olmayabilir miydi? Aç karına sigara içme huyumdan da vazgeçmem lazım. izmariti fırlatıp içeri girdim. Yıllardır burada oluşumdan dolayı odanın her karesini ezberleyişime dayanarak her seferinde hatta bundan daha karanlık zamanlarda bile tek seferde, sağa sola çarpmadan lamba düğmesini bulabilirken bu sefer elimi attığımda düğme orada değildi. Hata yapmış olamam.
    ···
  9. 9.
    0
    Ketılın düğmesine tekrar bastım. Dikey çizgileri olan mavi beyaz pijamamın sağ cebindeki tütün pakedini çıkarttım. Masaya koyup içinden bir şerit jelatin sarılı filtre çıkardım. Şeridin ucundan bir tane alıp dudağıma koydum ve kalanını pakede geri koydum. Yine pakedin içinde olan arap kağıdı destesini çıkardım. Sol işaret parmağımı dilimde hafifçe ıslatıp destenin tepesindeki kağıdı parmağımı sürterek aldım. Desteyi pakede koyup kağıdı sağ işaret ve orta parmağının ortasına hafifçe bükerek koydum. Sağ elimin dışıyla pakedi masaya bastırırken sol elimle de tütün koydum kağıda. Biraz ucuna, biraz ortasına ve biraz da dibine. Dudağımdaki filtreyi kağıdın ortasına koyup, kağıdı iki elimin orta ve baş parmakları arasına gelecek şekilde koydum. işaret parkamlarımla tütünü ve filtreyi hizalarken orta ve baş parmaklarımla yuvarlıyordum. Belli bir şekil alınca kağıdı yalayıp yuvarladım ve ağzıma koydum. Tam o anda ketılın düğmesi attı. Benim de kafam attı. Az önce kavanozda kalan son kahveyi kullandığımı hatırlayınca.
    ···
  10. 10.
    0
    içeri girip 4 adım ileri ve 1 adım sağa gittiğimde sağ omzumun hizasında yarım kol uzaklıkta olurdu benden. Ne duvar oradaydı, ne de düğme. Kollarımı açıp yavaşça etrafımda gezdirirken hiçbir şeye dokunamayışım beni daha büyük bir paniğe sürükledi. Cebimden çakmağımı çıkarıp karanlığa doğru çaktım. Çakmağın aleviyle ancak ellerimi görebiliyordum. Çakmağı ileri uzatarak yavaşça ilerlemeye başladım. Yavaşça bir adım. Bir adım daha. Belki bir yarım adım daha? Elimi yakmaya başlayan çakmağı düzeltil tekrar çaktım ve adımlarıma devam ettim. Daha da hızlandım. 10 adım, 15 adım derken koşmaya başladım. Hâliyle çakmak da söndü. Her adımımda daha çok korkuyor ve daha da hızlanıyordum. Yorulana kadar devam ettim. Yere oturup bu işe bi anlam vermi denerken çoktan yarım saat boyunca biraz ileri, biraz sağa, biraz sola ama asla geri olmayacak şekilde koşmuş ve giderek artan korkup bir andan sonra merağa dönüşmeye başlamıştı...
    ···
  11. 11.
    0
    10 reserve gelince devam...
    ···