1. 326.
    +81
    çıktık eve dönüyoruz. 7 gün izinimiz var. ardından teslim olucaz. daha söylememişiz aileye şırnak çektiğimizi. atladık devremle evlere gidiyoruz. kafamda hala şu var nası söyleyeceğim. annem ağlamaya başladımı sinir basıyo beni devamlı. telefonda konuşurken ağlıyo özledim oğlum falan.

    şimdi kadınada hak veriyosun abi, devamlı oraya buraya saldırıyo puştlar.

    bindik otobüse vardık istanbula. ayağım çekmiyo eve gitmeye. inceldiği yerden kopsun dedim atladım gittim. yolda sanki devamlı bana bakıyorlar gibi geliyo. tabii belli oluyosun. normal hayatlarını yaşayan sivller 100 metreden çakıyo asker olduğunu. yürüyüşünden konuşmandan falan.

    vardık eve.

    öğlen saatleri. çaldık kapıyı, annem açtı ''gözleri yerinden fırladı işte aradık seni açmadın, süpriz oldu, neden söylemedin baban almaya gelirdi. bir yandan sarılıyo bir yandan ağlıyo, çok değişmişsin zayıflamışsın, nasısın oğlum, nası geçiyor askerlik falan. babamda bir yandan sorular soruyo. ama dedem de tık yok. hoşgeldin dedi oturdu kenara.

    binbir türlü soru soruyolar. ama aga o can alıcı soruyu sormuyolar, nereyi çektin? öle bir ortam var ki ben söylemek için yanıp tutuşuyorum, onlarda öğrenmek için. ama işte onlarda kötü yere mi düştü korkusu bende söylediğimde verecekleri tepki korkusu. bir türlü koparamıyoruz ipleri. ama dedem gayet sakin o emekli polisliğin vermiş olduğu otoriter edalar, ve soğukkanlılık.
    ···
   tümünü göster