1. 21476.
    +7
    http://fizy.com/#s/1d7av2

    Sadece bizimkine mi özel bir durum yoksa genelde mi böyle bilmiyorum ama, üniversitemizde iki farklı mezuniyet töreni yapılırdı, biri, tüm bölümlerden birkaç öğrencinin katıldığı temsili ortak tören ve bir de ondan daha ileri bir tarihte bu kez sadece fakülteye özel olan ve herkesin katıldığı bir diğer tören daha.

    Temsili mezuniyet törenine sınıfımızdan altı kişi seçildi, gecelerce ettiğim duaların kabulü olsa gerek, nilay ve ben de seçilenler arasındayız. Ancak ebru ve Necati yok ,o kadar da şanslı değilmişim.dört kız, iki erkek , kapalı spor salonunda yapılacak olan törende bölümümüzü temsil etmek üzere hazır bulunacağız. Benim aksime, nilay listeye beraber seçilmemize pek hoşnut olmadı..hala kızgın..oldukça da inatçı.

    Aileme törenin nerede ve nasıl yapılacağını söyledim, “isterseniz bu seferkine gelmeyebilirsiniz, asıl ortak törenimiz daha sonra olacak” dedim.

    “olsun oğlum ikisine de geliriz ne var yani?” diyerek beni yalnız bırakmayacaklarını söylediler.

    Törenden bir gece önce, ebru ile odamda koyun koyuna uzanmış laflaşıyoruz,

    “ne güzel iki kere mezun olabilirdik ama kısmet..” dedim üzüntüyle..

    “olsun napalım, yüzde on filan şansım vardı zaten”

    “keşke benim yerime sen gitseydin ne güzel nilay da orada olacak..acaba hakkımızı devredebiliyor muyuz?” dedim pek samimi olmayan bir şekilde..

    “saçmalama ya, ben istemiyorum ki, sanki ne kaçırıcam allahını seversen..bizimki artık eylüle kaldı (:”

    “eylülde mi olacak ortak tören, ne alaka?”

    “daha bile geç olabilirmiş bu sene bilmiyorum, sürekli oynuyorlar tarihleri”

    “e abi dünyanın etkinliği oluyor her sene, üniversite değil panayır alanı mübarek (: mayısta bir başlıyoruz, temmuza kadar (:”

    “eh işte son son tadını çıkarmışsındır inşallah (:”

    “sen yanımdayken her anın tadını çıkarabiliyorum sonuna kadar..(:”

    “ben olmasam da tadını çıkar bu sefer..hem..ne o öyle nilayla yüzleriniz bir karış asık dolanıyorsunuz? Sanki ölümüne ayrılıyorsunuz ha..”

    Ebru arada bir gerginlik olduğunu fark etmişti…

    “ya..üzülüyoruz doğal olarak..onca zaman bir aradaydık..”

    “e olsun, gene bir arada olursunuz? Onun benden ne farkı var? Benle bir arada olmayacak mısın? Onunla da olursun?”

    “vaoow..ne kadar cömert bir sevgilim var (:”

    “ne alaka? Paylaşmıyorum ki ben seni..onunla aranızdakiler ayrı, bizimki ayrı bir boyut ;)”

    “tabi canım..orası öyle de..yine de kıskanan kıskanırdı..”

    “kıskanayım mı istiyorsun? (: başka herkesten kıskanabilirim ama nilaydan…cık…melek gibi bir şey o kız..bunu bir hemcinsim için söyleyeceğim hiç aklıma gelmezdi ama (: ..hakikaten öyle..onun çabaları sayesinde belki de yeniden bir araya gelebildik..seninkiler, sana olan kızgınlığım yüzünden pek etkili olmazken başlarda, o ikna etti resmen beni…”

    “vaay be..ben de kendi başarım diyordum..iyi yalvarmışım demek ki diye (:”

    Sarıldı..

    “bu konuları açıp, canın sıkılsın istemiyorum..kusura bakma..” diye özür diledi..

    “sorun değil..ben artık sadece bu günümüze ve önümüzdeki güzel günlere bakıyorum..senin de öyle yaptığına inanıyorum..o yüzden rahatım..ama bu demek değil ki, arada bir eskiyi düşünüp aldığımız dersleri tekrar etmeyeceğiz…hatta bence zaman zaman bunu yapmak faydalı bile olabilir..nelerden geçtiğimizi, neleri yendiğimizi hatırlamalıyız..aklımızdan çıkmalarına hiç izin vermemeliyiz..ki daha da bilelim birbirimizin kıymetini..”

    “yarın gidin ve doyasıya eğlenin…kim bilir belki ben de bir sürpriz yapabilirim size ;)”

    “aa..nasıl yani?”

    “bilmem? Belli olmaz işte (:”
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster