1. 176.
    0
    5. günün gecesi
    bu gece uyumadım. ufak bi çöl macerası yaşayayım dedim. çöller düz araziler, kum gök ile yeri birbirinden kesin çizgiye ayıran bir renge sahip, yaratıklar gün gibi meydanda, yani kolayca gezebileceğim bir yer (emektar yayım sayesinde). böylece kolay bit şekilde çölün sonuna kadar gittim. gün ağarırken botumu inşa etmeye başlamıştım

    6. gün

    botum tamam, karşı kıyıya geçiyorum. denizde yine yalnızca mürekkep balıkları kol geziyor. karnım aç değil, oltam süper iş gördü, ayrıca üzerimde bir iki olta yapmaya yetecek ekipman var. hem evime daha yakın sayılırım. ufukta yeni orman gözüküyor, ve ben de demir atıyorum. haritam olduğundan rahatça ilerleyebilirdim. böylelikle ormanın orta kısımlarına vardım. ormanın ortalarına doğru bir yerde yosunlu taşlara rastladım, stronghold'dan beri bu taşa rastlamamıştım. yapının etrafını gezdim, burası besbelli bir orman tapınağıydı. üst katı bomboştu. alt kata indim. içeride şalterler ve oklu düzenekler vardı. şalterlerin bir puzzle olduğunu anladım. kendimce bir sıra tutturdum ve yan odaya geçtim. sandık oradaydı. ona doğru yürürken ayağımın bir şeye takıldığını hissettim, yerde tuzak vardı! hemen yana kaçtım, oklardan bir tanesi bacağıma isabet etti, diğerleri ıskaladı. hemen şalter düzeneğini biraz daha farklı bir şekilde düzenledim, yandaki odaya daha temkinli girdima. sandığın içindeki altınları ve kemikleri alıp gerisin geri kaçtım.

    çalıştırdığım düzenek üst katta bir hareketlenme oluşturmuştu. merdivenin sol tarafında ufacık bir oda vardı aslında. bu odada da yine altınlar olan bir sandık buldum. o sandığı da yağmaladım.

    günün sonuna doğru botumla evimin olduğu yöne doğru yelken açmıştım, ellerimde oldukça fazla altın, odun ve tapınağı paramparça ederek elde ettiğim oldukça fazla yosunlu taş. bunlarla evimin etrafında duvar örebilirdim, normal taşlarla yapacağım duvara süslü güzel bir ek olacaktı.
    ···
   tümünü göster