1. 176.
    0
    @145 panpa hamachi'de biri illa serveri açık tutacak falan zor işler oluyor. ondan can sıkıyor çok
    ···
  2. 177.
    0
    yeniden doğuş ve gün 1

    bana eski günlerimi yaşatan, giderken ocakta unuttuğum patatesleri dolabıma geri koydum. birkaç tanesi mideme inmişti bile, ender ejderini öldürdükten sonra çok acıkmıştım çünkü. evime şöyle bi göz gezdirdim. yapacak bir şey yoktu. üzerimdeki kıyafetler yeni olduklarından hiç dokunulmamış gibilerdi. yaratıktan kazandığım tecrübeyle emektar yayımı (deli enchantları olan yayım, beni hiç yarı yolda bırakmadı) tamir ettim. kılıcım ve kazmam idare ederdi beni uzun bir süre daha. yani şu an tamamen oturaklı vaziyetteydim. halime acıyordum yalnızca, yalnızlığıma üzülüyordum.

    dışarı çıktım, vagona binip çiftliğe geçtim. çiftliğimdeki hayvanlarım sapasağlamdı. portal'a baktım. çalışır durumdaydı. nether'e geçtim. portal'ın etrafında bir ev sahibiyim. bu beni ve portalımı ghast'lardan koruyor. fazla olan eye of ender'lar ve end'de topladığım obsidian'lar ile 3 tane ender sandığı yapmayı ihmal etmemiştim, bu sandıkları nereye koyarsanız koyun içindeki malzemelere bu sandığı gördüğünüz her yerde ulaşabiliyorsunuz. overworld ve nether'i birbirine bağlayan bu sandık sayesinde overworld'e geçmeden özellikle yemek ihtiyacımı halledebilirdim. nether'dan bol miktarda glowstone dust alarak döndüm, bunlarla artık eski moda olan meşaleler yerine parlak lambalar yapacağım, aynı zamanda bunları iksirleri güçlendirmekte kullanacağım
    ···
  3. 178.
    +1
    gün 2

    çevreyi bi güzel glowstone ile doldurdum. zombiler daha zor doğacaklar artık kalemin iç bölgesinde. bazı mitlere göre okyanusların ortasında veya kenarlarına doğru tamamen mantarlarla dolu olan, toprağında bile miselyum bulunan bazı adacıklar varmış. ufak, farklı iklimler. öyle ki oralarda dev mantarlar yetişirmiş, ve oranın inekleri bile kırmızı-beyaz ve sırtları mantarlarla dolu olurmuş, sütün yanında mantar çorbası bile sağabilirmişsin. ben koskoca bi okyanus geçip böyle bir adayla karşılaşmadığım için ayrı bir maceraya çıkmayacağım ne yazık ki şimdilik. ineklerimin arasında o özel ineklerden de olsun isterdim doğrusu, fakat taa oradan buraya inek getirmek imkansız olacaktır. devasa mantarlara özendim ardından. ufak bi deneme yapmaya karar verdim

    kalemin giriş kapısının hemen önüne karanlık bir oda yaptım. mantarlar sadece karanlıkta yere dikilebilir. simetrik bir şekilde bir kırmızı bir kahverengi mantar diktim. karanlık odayı dağıttım. şimdi sırada büyümelerini sağlamaktı. aklıma tek bir şey geldi, gübre! kemikleri ezip yaptığım bonemeal'i mantara uyguladım, voila! evimin önünde koskocaman, eve müthiş bir hava katan iki nadir mantar vardı: http://imgim.com/mantar.png
    ···
  4. 179.
    0
    gün 3

    süsler püsler tamam. evimde tekrar huzurlu hissediyorum artık. ama biraz eski günlere dönme vaktimin geldiğini hissediyorum. bir maceraya atılmalıyım. tropik ormana dalmalıyım diye düşündüm. üzerimdeki o güçlü enchant'lanmış elbiseleri bırakmak geldi içimden. sakladığım eski demir elbiselerimi giydim, yayım hariç yepyeni silahlarımı bırakıp eskilerine geçtim. ve güneyimde kalan tropik ormana daldım.

    ağaçlar arasında saklanmak çok kolay. ve bir ormanda yapılabilecek en kolay ev, ağacın tepesini oyup içine yerleşmek. zaten oyundaki ağaçlardan katlarca yüksek olan bu ağaçlara yaratıklar tırmanmıyor, bu yüzden yemek için yere inmediğim sürece sorun yoktu. evet, yemek de almamıştım. oltam yoktu. haritam yanımdaydı her zamanki gibi. buraları keşfe çıkacaktım. belki bir orman tapınağı bulabilirdim. sanırım hedefim buydu. bunca zaman gezdiğim çöllerde hiç tapınak bulamamıştım, ama ormanda belki keşfedebilirdim
    ···
  5. 180.
    0
    gün 4

    ormanda güneş yalnız tepemdeyken yüzüme bir ışık hüzmesi düşebiliyordu, onun dışında hep gölgelerdeydim. arada bir yabani kediler görüyordum. fakat oltam olmadığı için onları yakalamaya balığım yoktu. nadiren başka hayvanlarla karşılaşıyordum ve çiğ et yiyordum, anlayacağınız tamamen yabanıl biri olmuştum. bu macera beni eski günlerime zütürüyordu.

    geceleyin yeniden acıktığımı hissettim. üstünü çamurla kapadığım ağaçtan derme çatma evimden çıktım. aşağısı gözükmüyordu. sarmaşıklar yardımıyla indim. hayvan arıyordum etrafta, çürümüş zombi eti bile yiyebilirdim. etrafta zombiden başka her hayvan vardı sanki. bi creeper yanımda patladı, oldukça fazla canımı zütürdü. ve karnım aç olduğundan kendimi toparlayamıyordum. burada ölmek istemiyordum. birkaç iskeleti yayımla bertaraf ettim. gözüme üçlü bir örümcek grubu takıldı. onları da uzaktan hallettim. iplerini aldım. evet artık bir olta yapabilecektim. hemen kestiğim ağaçlardan (burada sonsuz ağaca sahiptim evet) sistemimi kurarak bir olta yaptım. ve açlığıma aldırmadan yukarıya geri çıktım

    gece evde aç aç bekleyecektim. canım azdı. açlığım ise tepedeydi. yani eğer daha fazla aç kalırsam açlığa çabucak yenik düşecektim
    ···
  6. 181.
    0
    gün 5

    açlıktan ölmek üzereyim. hiç bu kadar çaresiz hissetmedim. hani derler ya insanın başına bi açlık gelmesin diye, aynen öyleymiş. bunca vakit dolabımdan dolup taşan, orduyu doyuracak yemek hiç yanımda yoktu. oltamı kurmak için envanterime girdiğimde bir şey fark ettim. son ender sandığım oradaydı. düşünün, içindeki yemeklere nerede olursam olayım ulaşabilirdim. ama yapmadım bunu. çünkü bu sandığı buraya bırakırsam bir daha geri alamazdım. boşu boşuna kullanmış olurdum. açlıktan ölsem yine kaybedecektim o sandığı, ama yine de bu riske girmeye değerdi. şimdi ormanda hiçbir şeye takılmadan koşuyordum. hiçbir hayvan yoktu, tavuklar dışında. tavuk yiyemezdim, zehirlenebilirdim onların çiğ etinden ötürü, ve zehir şu an son tahammül edeceğim şeydi. iyice ilerledikten sonra büyük bir su kütlesine rastladım. hiçbir şey düşünmeden oltamı attım. her tuttuğum balığı anında mideme indirdim. bir-iki saat kadar sonra tamamen toparlanmıştım

    kafam yerine geldiğinde (ve daha fazla balık tuttuktan sonra) haritama baktım. burası adadan geldiğimde ilk ayak bastığım yerlerdi sanırım. biraz sonra ilk ayak bastığım noktayı buldum. denizden çıkmak için üst üste yığdığım bloklar, ortasından kesilmiş bir ağaç, burası insan eli değmiş bir yerdi! aylar önce açlıktan son anda burada kurtulmuştum, upuzun bir deniz yolculuğu ardından, yine oltam yoktu o vakit. Deja vu dedim kendi kendime. Demek ki ölmek için o kadar büyük bir okyanusa gerek yokmuş, insan ufak bir ormanda dahi açlıktan kırılabilirmiş. okyanusa varmanın sevinç ve ormanı tüketmenin hüznüyle yolumu doğuya döndürdüm, o yönde bir orman daha vardı, ama yol uzundu ve arada geçilmesi gereken bir göl vardı

    (şu eski capsi buraya yine koyayım, geçtiğim orman ve doğudaki diğer orman mevcut: http://imgim.com/8141incik5632823.png )
    ···
  7. 182.
    0
    5. günün gecesi
    bu gece uyumadım. ufak bi çöl macerası yaşayayım dedim. çöller düz araziler, kum gök ile yeri birbirinden kesin çizgiye ayıran bir renge sahip, yaratıklar gün gibi meydanda, yani kolayca gezebileceğim bir yer (emektar yayım sayesinde). böylece kolay bit şekilde çölün sonuna kadar gittim. gün ağarırken botumu inşa etmeye başlamıştım

    6. gün

    botum tamam, karşı kıyıya geçiyorum. denizde yine yalnızca mürekkep balıkları kol geziyor. karnım aç değil, oltam süper iş gördü, ayrıca üzerimde bir iki olta yapmaya yetecek ekipman var. hem evime daha yakın sayılırım. ufukta yeni orman gözüküyor, ve ben de demir atıyorum. haritam olduğundan rahatça ilerleyebilirdim. böylelikle ormanın orta kısımlarına vardım. ormanın ortalarına doğru bir yerde yosunlu taşlara rastladım, stronghold'dan beri bu taşa rastlamamıştım. yapının etrafını gezdim, burası besbelli bir orman tapınağıydı. üst katı bomboştu. alt kata indim. içeride şalterler ve oklu düzenekler vardı. şalterlerin bir puzzle olduğunu anladım. kendimce bir sıra tutturdum ve yan odaya geçtim. sandık oradaydı. ona doğru yürürken ayağımın bir şeye takıldığını hissettim, yerde tuzak vardı! hemen yana kaçtım, oklardan bir tanesi bacağıma isabet etti, diğerleri ıskaladı. hemen şalter düzeneğini biraz daha farklı bir şekilde düzenledim, yandaki odaya daha temkinli girdima. sandığın içindeki altınları ve kemikleri alıp gerisin geri kaçtım.

    çalıştırdığım düzenek üst katta bir hareketlenme oluşturmuştu. merdivenin sol tarafında ufacık bir oda vardı aslında. bu odada da yine altınlar olan bir sandık buldum. o sandığı da yağmaladım.

    günün sonuna doğru botumla evimin olduğu yöne doğru yelken açmıştım, ellerimde oldukça fazla altın, odun ve tapınağı paramparça ederek elde ettiğim oldukça fazla yosunlu taş. bunlarla evimin etrafında duvar örebilirdim, normal taşlarla yapacağım duvara süslü güzel bir ek olacaktı.
    ···
  8. 183.
    +1
    rezerved
    ···
  9. 184.
    +1
    güzell panpa hll spr dvm ... :D
    ···
  10. 185.
    0
    7. gün

    duvarları ördüm. çok taşaklı oldular. bugün yukarıda multiplayer fotosunu verdiğim ağaç evin aynısından yapmaya koyuldum. caps vereyim: http://imgim.com/6589incif8375710.png (bu şelale sistemi çöp itemleri atmak için, ve hızlıca aşağıya inmek için daha iyi oldu multidekine göre.

    içeriden de bi caps vereyim: http://imgim.com/2013-03-12_143110.png

    multiplayer evimde merdiven kullanmıştım, bunda daha doğal bi hava veren sarmaşık kullanıyorum. arada bir sarmaşıklar sağa sola büyürlerse kırpıyorum tabii ki, sonuçta ağaç evdeyiz, biraz da bakıma ihtiyaç var. ağaç evde cama gerek yok diyenler için, fancy grafiklerde gerek yok aslında ama ben bulunduğum ortamda cam olmasını seviyorum, tamamen kapalı olmak iyi değil (beni takip edenler bilir, oyunda klostrofobim azıyor sürekli * ). giriş kısmı bu şekilde, böylece direktman içeri girilebiliyor trapdoor'lar aracılığıyla. ayrıca karşıdaki chest dışında ormanda kaybolup gitmesine göz yummadığım ender chest'imi ağaç eve koydum, böylece acıktığımda aşağıya inmek zorunda kalmayacağım.

    böylelikle yeni günün ilk saatlerine doğru güzel bir evim daha oldu, evimin hemen arkasında, %100 süs amaçlı ancak oldukça güzel.
    ···
  11. 186.
    0
    @156 aslında online oynuyacaksın senaryoda biz de olacağız , ozaman gör şamatayı *

    bu arada server ne oldu açan yok mu?
    ···
  12. 187.
    +1
    iyimiş panpa
    ···
  13. 188.
    0
    @157 açıldı kapandı be panpa. senaryoya sizleri de katmak isterim tabii neden olmasın, bu aralar oynayışım da anlatışım da yavaşladı, zaten bir çok şeyi yaptım amk dünyasında, tek başına da canım sıkılıyor. şu oyuna bi kişi gelecek olsa yemin ederim bi 7 sayfa daha hikaye yazarım

    8. gün

    bugün emektar madenimin girişini düzledim. birkaç fırını içine lav doldurduğum kovalarla yaktım. eğer yakınlarda lav kaynağınız varsa kömür kullanmanıza gerek yok arkadaşlar, bu lavlar yine bedava ve rahat bulunabilir olmalarının yanında 1000 saniye yakıyorlar fırını. yaktığım fırınlara kırdığım taşları atıp ilk günkü gibi sağlam, göze hoş görünen bir sürü taş yaptım. madenden içeriye doğru bir oda yaptım. evimin surlarını da madeni kapsayacak şekilde genişlettim. önceden aynı madenin girişlerinden bir tanesi surlarımın içine denk geliyordu, ama oradan canavarlar saldırdığı için kapatmıştım. şimdi surlar içerisinde yarattığım giriş, orta dünya'daki cücelerin yaptıklarına benzer bir şaheser olacaktı etrafı ışıklandırdım, kazmaya devam ettim. yeterince düz bir arazi oluşturduktan sonra fırından aldığım sağlam taş parçalarıyla önce mağara tabanını, sonra duvarları olmak üzere güzel bir salon yaratmaya başladım
    ···
  14. 189.
    0
    9. gün

    mağara girişi bir yere kadar uzanıyordu. mağaranın kıvrımlanmaya başladığı yere bu dev salonun çıkışını oluşturdum. mağaranın duvarlarına bitişik birkaç kolon diktim, yine mağara tavanında eski bir çok yapıda görebileceğiniz bant tarzı yapılar oluşturdum, bu da sanki el yapımı mağaramı ayakta tutan sütunlar varmış gibi gerçekçi bir hava kattı mağarama. aslında anlayacağınız gibi yine süsle uğraşıyordum, tek başına olduktan sonra bu kadar şaşalı bir yapıya hiç gerek yoktu. ama yapıyordum işte, sonuçta bu dünyadan kurtulmaya veya bu dünyaya birilerinin daha düşmesine dair inancım yoktu hiç.

    şimdi yine adamı hatırladım. adada bol miktarda yiyecek vardı, aynı zamanda çamurdan yaptığım evimin temelleri duruyordu. ama yeni birisi gelse kesinlikle orada yapamazdı, çünkü bir ağaç dahi yoktu. ve en yakın toprak parçası yüzmek için fazla uzaktı. ya benden sonra birileri geldiyse ve mahsur kaldıysa? adama geri dönmeliydim, ve buna bakmalıydım. bu sefer yanıma bolca ağaç fidanı alacaktım, ve bu fidanları oraya dikecektim. yaptığım ağaç evin aynısından bir tane de oraya yapacaktım. birileri gelir diye hangi yöne gittiğimi de işaretleyecektim, insanlar için oraya pusulalar, haritalar bırakacaktım. bir ender gözü daha bulmalıydım, o adaya da bir ender sandığı yerleştirmeli ve iki toprak parçasını bağlamalıydım birbirine
    ···
  15. 190.
    0
    10. gün

    bugün yolculuk kararı aldım. (oyunda hile kullanmaya pek iyi gözle bakmıyorum, ama olur da kaybolurum, her şeyimi kaybederim korkusuyla evimin koordinatlarını kaydettim, teleport hilesi multide de göz yumduğum tek hiledir, bilirsiniz pvp serverlarında bile warp var). en azından siz benim o şerefsiz okyanusu geçtiğimi bileceksiniz. tabii bu gidiş yolu için geçerli değil. adamın koordinatlarını bilmiyorum, orayı kendim bulmalıyım. keşke portal'ları böyle yolları kısaltmak adına kullanabilsem. bunu becerenler varmış, fakat ben uğraşmayacağım

    oyuna ilk başladığımda 9 günde tropik bölgeye varmıştım adadan. bugün tropikten çıktım ve tüm yolculuğum 6 gün falan sürdü (arada bir duraksamadım bu sefer, aynı zamanda daha hızlı gidebileceğim iksirlerim vardı).

    16. gün

    tan yükselirken ileride kumdan sarmallar gördüm, bu benim adamın kuzey yakasındaki tipik özelliğiydi. aç değildim, yolda daha önce bahsettiğim ufak adalarda hep balık tutup pişirmiş, evden getirdiğim azığımı kullanmıştım. ve şimdi ufak adamdaydım yeniden. ilk işim evimi bulmak oldu. yukarıdaki tepede kerbin evim bulunuyordu. evimi parçaladım. getirdiğim taşlar ile (madeni yaparken bolca elde etmiştim) derme çatma bir ev kurdum. asıl hedefim bahsettiğim ağaç evi yapmaktı. kırpma aletim vardı, biraz odun ve ağaç yaprağım da vardı, ama yetmezdi. bu yüzden adada biraz ağaç büyütmeliydim. ilk işim getirdiğim ağaçları dikmek ve elimde olan tüm kemiklerle onları gübrelemek oldu. büyük miktarda odun, yaprak ve yeni fidanlarım vardı artık. ancak tüm bu ekme dikme işlemleri beni yormuştu. acıkmıştım da. yanımda getirdiğim azığı bitirdim. yeni yaptığım ender sandığı da yeni ağaç evimde olacaktı, bu yüzden dokunmadım sandığa, zaten anlattığım gibi benim adam hayvan bakımından çok ama çok zengin bir adaydı
    ···
  16. 191.
    +1
    17. gün

    bugün sazı elime aldım, geçenki evden aldığım tecrübeyle bu sefer evi yarım günde tamamladım, iç dizaynı haricinde tamamen aynı oldu diğer evimle. bu evde 4 yatak vardı ranza şeklinde ( http://24.media.tumblr.co...73i86DKR1qh7brho1_500.png böyle bir görüntüsü var, caps bana ait değil). neden olduğunu biliyorsunuz, ilerde birileri yanıma düşecek olursa burada kalabilirdi.

    adada canım hiç sıkılmıyordu. günün geri kalanını keşfe ayırmak istiyordum. adamın hemen altında bi adet zindan buldum. zombileri öldürüp bazı ganimetler elde ettim. orta büyüklükte bir tarla oluşturdum. domuz-inek beslemeyecektim burada, ama kendime has tavuk kümeslerimden bi tanesini inşa ettim. gece basmak üzere olduğundan tutup tavuk aramadım, ama bu gece bolca gübre elde etmek için iskelet avlamayı planlıyordum.

    iskelet avı güzel geçti. öldürdüğüm bir zombiden patates de düştü. bu patates ile adada oldukça iyi beslenebilecektim. gübre çok güzel bir şey. anında büyük oranda mahsül kazanabiliyorsunuz (gerçi son güncellemeyle birlikte ağır bi darbe indi buna, artık ürünler bi tıkla büyümüyor, bazen 4-5 tane bile gübre harcamak zorunda kalınıyor. yine de hızlı ve güneşe bırakmaktansa ödenecek bir bedel, sonuçta iskelet öldürmek kolay).
    ···
  17. 192.
    +1
    herkes mi bıraktı amk okumayı * serverimiz açılmış 1.4.7 versiyonu olanlara, ama domuz çiftliği talan olmuş, amk iki elinizle bi creeper doğrultamamışsınız. alın elinize yay uzaktan uzaktan gibertin muallakleri. patladığı gibi bıramışlar etrafı, insan bari üstünü örter, milyon tane domuz vardı hepsi kaçmış.
    ···
  18. 193.
    +1
    @163 panpa ben çok seyrek giriyorum amk o patlayan şeyler çok kötü dağıtıyor..

    Birde beyler benle oynayan bir adamı arıyorum muhabbeti falan iyiydi , tasvir etmek gerekirse bir zindan gibi birşey bulmuş net falan gitti reis diye tabela yapmış o panpayı arıyorum büyük tropikal ormanda..
    tarzan gibi oldum amk süper bir oyun.

    odyofil.
    ···
  19. 194.
    +2
    @164 benim lan o. *

    edit: hay amk az önce 1.5.1 yaptım sürümü ayarlayayım gelcem yine
    edit2: dertsiz başıma dert aldım amk bozdum minecraftı
    ···
  20. 195.
    +1
    server niye hala eski versiyon beyler, onu ayarlayıp tekrar başlasak süper olmaz mı?
    ···