1. 51.
    +2
    27-28-29. günler

    burada biraz hesabı unuttum sanırım. ama bu günlerde genel manada evimin çevresini çevirdim, zombisiz hava sahası oluşturdum. güney yakamda su olduğu için pek sorun yok. kuzey yakasında da tepeler var, çok yaratık spawn olmuyordu zaten. yine de çevirip ışıklandırdım. domuz inek ve tavukları topladığım yer ev sahamın kuzeybatı köşesinde kaldı. doğu yönü, çayırlara bakan yönde diktiğim ağaçlar var, her defasında tropik ormanlara kadar gitmememi sağlıyorlar ve güzel bi görüntüleri var. batı, yani çöle bakan yer, işte o yön benim en sıkıntı çektiğim yer. bolca örümcek saldırısı yemekteydim eskiden ufak çitler bana yardım etmediği için. ben kenarları çevirdikten sonra örümcekler de gelemez oldu.

    batı yönündeki çöl benim için önemli. iskeletleri öldürüp gübre ve ok elde etme işini oradan karşılıyorum. geri kalan bütün yaratıklar benim için gereksiz sayılır şu an, ama yakın zamanda iksir işine gireceğim ve o zaman gunpowder, spider eye gibi bazı şeyler gerekli olacak.
    ···
  2. 52.
    0
    boşa geçen yüzlerce saat
    ···
  3. 53.
    +1
    overworld'de birinci ayım...

    bugün kendime bi pasta yapmak istedim, malzemelerim tamamdı ama süt gerekiyordu. üşengeçliğim tuttu, süt için gereken kovaları yapmadım. ama bu gün iki adet havai fişek yaptım, elimdeki tek renk kaynağı olan kaktüslerden elde ettiğim yeşil renkli havai fişekler. yapmaları çok karışık, ama yaptıktan sonra değiyor.

    artık ekipmanlarımı tamir edip gitmem gerekiyor nether'a. mükemmel bir şansla 30 levelimi yayım için harcadım ve ateşli, sınırsız ok özellikli bir yay elde ettim. artık ok için kendimi parçalamama gerek yok. ayrıca alevli ok demek, vurduğum hayvanlardan direkt pişmiş et elde edeceğim demek. bu da kömür kullanımımı oldukça azalttı. artık çok güçlenmiş yayım, tam olan ekipmanım, lavlara ve ateşe karşı daha güçlü zırhım ile cehenneme dönmeye hazırım.
    ···
  4. 54.
    +1
    takip ettiğinizi görebilirim beyler arada uplarsanız, çok teşekkürler gözlerim yaşardı ilk defa böyle takip edildiğim için :')

    31. gün

    bu cenabet günde cehenneme gitmemeliydim. ama gittim. portalın çevresi güvenliydi. karşımda tüm ihtişamıyla kale duruyordu. kale girişinde birkaç iskelet vardı, artık benim için kesinlikle gübre değerleri yoktu. öldürdüm ve kaleye girdim. altımda depderin bir vadi ve lav denizi vardı. blaze denen yaratıklar bi spawner'dan doğuyorlardı. okla öldürdüm. çok can kaybettim, geri kazanmaya çalıştım hemen. yiyecek stoğum sağlamdı. spawner'ların etrafındaki bloklara meşale koyarsanız başka yaratık doğmuyor, yani illa onu kırmaya ihtiyaç yok. blaze'lerden blaze rod denen altın çubuklar düştü. bu çubukla iksir yapmaya yarayan araç yapılıyor. şimdi de iksir için en gerekli nether bitkisinden almam lazımdı. biraz daha gittim, kalenin nether kayaları arasına giren bölümünde domuz adamlarla savaştım. nether ward denen bitki ve onun büyümesi için gereken ruh topraklarından elde ettim. ve gerisin geri kaçtım, arkamda bir orduyla. ölünce geri gelip eşyalarımı alabilirdim aslında, ama yine de ölmek istemiyordum.

    belki yazmadım ama özellikle ilk günlerimde bir çok kez öldüm. ama en azından burada ölmemeliydim. kıl payıyla kurtuldum. kendimi portal'ın çevresindeki korunaklı bölgeye attım. artık ana dünyamda da bu nether bitkisinden yetiştirebilirdim, yani buraya bağımlı değildim. dönerken biraz da parlak ışık sağlayan glowstone kırmayı unutmadım, o da önemli bir nether eşyası.
    ···
  5. 55.
    0
    biraz yemek arası beyler...
    ···
  6. 56.
    +1
    up up up
    ···
  7. 57.
    +2
    Takip. Up up up
    ···
  8. 58.
    +1
    33. gün

    bugün bataklık bölgesine gittim. daha önce mağaralarda kırmızı mantarlar bulmuştum. bugün de burada ağaçların altında kahverengi mantarlar buldum. iki renkten iki mantar ve bir adet tahta kase ile 4 can veren mantar çorbası yapılabiliyor. bu da gayet besleyici bir öğün. bataklıklarda artık cadı denen köylü benzeri düşmanlar var. onlardan birine ait bir baraka buldum. fakat cadı yoktu. evi yağmaladım. cadının barakasını çakmağımla yaktım. biraz daha dolaştım çevrede. binek olarak kullandığım domuzumu suya düşürüp kaybettim. ama bir tane daha eğer vardı, evin çevresinde bir yerde yeni bir domuz yakalamak durumundaydım artık. tabanvay olarak çöl üzerinden geri döndüm. dönerken köylülerin bölgesine de uğradım. bıraktığım gibiydi. keşke daha fazla hane olsaydı, onlarla beraber yaşayabilir, yalnızlığımı bi nebze olsun giderebilirdim. ama evim gayet güzel bir yerdeydi, bu da birkaç köylüden daha iyi. kendimi bütün bu bölgelerin derebeyi olarak gördüm
    ···
  9. 59.
    +2
    Reserved
    ···
  10. 60.
    0
    34. gün

    bugün eskiden multiplayer server'larında beni temsil eden klagib evimi, ağaç evimi yapmaya karar verdim. evimin arkasındaki ağaçlardan söz etmiştim, o ağaçları bir güzel traşladım, odunları dörtlü dörtlü üst üste dizip geniş bir ağaç süsü verdim. üst kısımda dışı tamamen ağaç yapraklarından oluşan, camları olan tek odalı dikdörtgen bir ev düzenledim. bir köşesinde balkon oluşturdum. evin köşelerinde ve önemli kısımlarında odun olması gerekiyor, yoksa küp yapraklar odunla birkaç blok uzaklıkta olmadığı müddetçe yok oluyorlar. evde bir adet yatak, crafting table, sandık, fırın ve bunun gibi hayatı malzemeler var yalnızca. bunlar dışında pek bir şey yok, zaten evimin yakınında.

    eski ağaç evimden söz edeyim yeri gelmişken. arkadaşlarım genelde deniz kıyısında yer alırken ben onların hemen yakınındaki tepeye yerleşirdim (o zamanlar böyle çeşitli tropikalmiş, bataklıkmış gibi bölgeler yoktu pek). arkadaşların bulunduğu bölgeye doğru bir şelale ve şelalenin altına iki üç blok derin bi havuz yapardım. bu havuza atlayarak aşağıya iner, arkadaşlar ile bulunur, yine bu şelaleye girip yükselerek yukarıya çıkardım (doğal asansör, ve derin yer altı vadilerine inerken kullandığım prensip). böylece yükseklerde ağaç süsü verilmiş, canavarların pek dokunmadığı güzel, doğal bir evim olurdu, beraber oynarsak binler böyle bir şey yapacağım yine (tabii köy usulü herkesin belli bi bölgesi olacaksa o zaman başka planlarım var)
    ···
  11. 61.
    0
    35. gün

    evimin çevresindeki duvarı güçlendirdim. tarlamı yapılandırdım. nether'dan topladığım bitkiler ile potion yapma zamanı geldi. potion yapma aşamaları şöyle, önce brewing stand yapıyoruz, bunun en önemli parçası nether'de öldürdüğümüz yaratıklardan çıkan blaze rod. sonra camlardan kova yapar gibi cam şişe yapıyoruz. bunları suyla dolduruyoruz. sonra bu suları nether bitkileriyle işleyip awkward potion oluşturuyoruz. bunları da farklı itemlerle işleyip yeni yeni, daha güçlü iksirler elde ediyoruz. potion çizelgemiz şöyle:

    edit: link daha açıklayıcı versiyonuyla değiştirildi
    http://cdn2.planetminecra...38/background_3628208.jpg
    ···
  12. 62.
    +1
    36. gün

    ilk potion'larımı yaptım. yine zindanlarda ele geçirdiğim karpuzları büyüterek birkaç tane instant healing iksiri yaptım. bunların etkisini tersine çevirip öldürücü iksirler de yaptım. bunları barutla birleştirince el bombası vari silahlarınız olabiliyor elbette. zehirli iksirler de yapmayı unutmadım. bunlar beni bazı durumlardan kurtardılar, örneğin bir enderman ile yanlışlıkla göz göze geldiğimde hızla azalan canımı normale döndürüp kaçabildim. potion yapımı çok zor da olsa özellikle fire resistant iksiri olmadan nether'e gitmek intiharmış onu anlıyorsunuz kullandıktan sonra.

    not: iskelet, zombi gibi ölümsüzlere öldüren değil, can veren iksirler zarar verebiliyor doğal olarak, bunu göz önüne almazsanız boşa gidebilir iksirleriniz.
    ···
  13. 63.
    +1
    giblenmiyorum amk...
    ···
  14. 64.
    +1
    burdayım panpa
    ···
  15. 65.
    0
    37. gün

    sonunda yarım adamın devdıbını, batı parçasını inceleme fırsatım oldu. çölün batı sınırlarını incelediğimde yeni bir yokuşlu sisteme vardım, yani buralar da çok amaçsız noktalar. daha büyük bir haritayla gezdiğim yerleri işaretliyorum. muhtemelen bu işleme devam edeceğim, taa ki işime yarar bir bölge bulana kadar. oyunun başında bulduğum kedinin miyavlamalarına dayanamayıp (artık bi işlevi de olmadığı için) onu öldürdüm, şimdi ise kendime kurt arıyorum ve bi kurt için de hile yapmak istemiyorum. ama şu oyunda her şeye yakın olduğum gibi bi kurta kilometrelerce uzağım.
    ···
  16. 66.
    +1
    38-39-40. günler

    çöl aşırı ülkede sonunda bir inek görebildiğim. haritaya göre oldukça parçalı, dev adalardan oluşan bir takım kıta-ada zincirinde buunuyormuşum, ve şu an geldiğim nokta evimin olduğu yere göre daha düzenli. kovboylar gibi batıya yol almaya devam ediyorum. umarım çok uzaklaşmadan tundra veya tayga bölgeler keşfederim.

    uzun yolculuklarda geceleri dışarıda geçiriyorum. tehlikeli olabilecek gecelerde ise altın kuralımızı yıkıyorum, yani dikine kazma. dikine üç blok kazıp üstümüze bir blok yerleştirdiğimiz anda oyundaki en kolay aşılamaz sığınağa yerleşmiş oluyoruz, yani bu günlerin geceleri böyle geçmekte.
    ···
  17. 67.
    0
    Beyler :(
    ···
  18. 68.
    +1
    41-42-43. günler

    gezi devam ediyor, haritam olmasa çoktan yeni evimi kurmuş hayatımı sürüyor olurdum, çünkü evimden çok uzaktayım. ve yine hava ısınıyor, yine tropikal ormanlara varıyorum. uzun bir normal orman zincirinden geçmiştim, ve şimdi daha yüksek ağaçların tepesinde yürüyorum. her ne kadar cennette bir ev kurmuş da olsam, evimin dışındaki her yerde su veya ağaç var. ve bu durum benim canımı sıkıyor. hala karlı bir bölgeye rastlamadım. geri dönmenin eşiğindeyim.
    ···
  19. 69.
    0
    iyi fikirmiş. okurum ben bunu.
    ···
  20. 70.
    0
    44. gün

    geri dönüyorum. evimi ve normal hayatımı özledim. gibmişim kurdunu diyerek kıtayı keşfetmeyi başka bir bahara bırakıyorum. direkt bi yol tutturursam eve daha çabuk varabilirim.

    @63 ne oldu panpa?
    ···