1. 76.
    0
    Kasımdan beri oyuna giremiyorum kale cadı felan çıkmış vay be.. Anlat panpa süper gidiyosun. Bide hani lapis lazuli den bişey yaptım dedinya o ne işe yarıyo moruk?
    ···
  2. 77.
    0
    45. gün

    kendimi tutamayıp devam ediyorum. ve korkunç gerçekle karşılaşıyorum. buz dışında her türden iklimin bulunduğu 5 tane büyük adadan ibaret bir yerdeyim, etrafımı okyanus sarmış. her şeyim var, ama yine de uçsuz bucaksız sayılmayacak topraklara sahip bir bölgede değilim, sadece bulunduğum adalar biraz daha büyük...
    ···
  3. 78.
    0
    @67 hiçbir şeye yaramıyor panpa, ama onu yatağın yanında zigon mu deniyor, şifonyer mi, onun gibi kullanmayı seviyorum. rengi de gayet iyi.
    ···
  4. 79.
    0
    devam et go go go!
    ···
  5. 80.
    0
    Bide oyunda kafa var.. Normal bi bloğun 5 te 1 i kadar felan süs kafa.. Duvara felan konuluyo.. Onun nasıl yapıldığını söylersen nik6 gircem bi bulamadım şu dıbına kodumunun süsünü
    ···
  6. 81.
    0
    panpa sadece nether'de bulunan wither skeleton denen siyah iskeleti öldürünce kafaları düşüyor, onlar da nadiren. ve üç tanesini biriktirip wither boss yapıyorsun. diğer kafaları sadece creative mod'da veya başka modlarla bulabilirsin (too many items benim favorim inventory mod olarak)
    ···
  7. 82.
    0
    46-47-48-49. günler

    batı okyanusunu takip ederek kuzeyde bir ada daha buldum, çimen ve düzlük. ama oradan devam edip bir okyanusla karşılaşacağımı biliyorum. eve dönüyorum. domuzları kullandığım havuçlar çoktan bitti, yolculuk umduğumdan uzun geçti. bu günlerin sonunda evime geri döndüm. uzaklarda okyanuslarla çevrildiğimi bile bile, yine de canımı sıkmıyorum ve yalnızlığımla geçen 50 kadar günün keyfini sürmeye devam ediyorum. muhtemelen günlerin hesabını çoktan kaçırdım, ama böyle devam edeceğim.

    50. gün

    hala aynı demir zırhı kullanıyorum. artık daha güçlü eşyalara sahip olmanın vakti geldi. zırhımla beraber en azından kılıcım da diamond olmalı. yer altına inememe korkusundan vazcayıp yavaş yavaş cesaretimi toplamam gerekiyor. belki eye of ender toplamaya başlar ve the end'e gidip ender ejderini öldürecek kadar güçlü olurum belki, kim bilir? bunun için beni uzun bir hazırlık süreci bekliyor gerçi, overworld ve nether arasında defalarca gidip gelmeli ve en kötüsü de oyunda yalnızca 3 tane bulunan stronghold'lardan birini bulup oyunun sonunu getirmeliyim
    ···
  8. 83.
    0
    51. gün

    şu oyunda analog çok şeyden anlıyorum ama dijitallik sıfır. iki tane kabloyu bağlayayım diye yarım saat uğraştım. olmadı bıraktım. millet nasıl hesap makinesi yapıp ona bi de cosinüs aldırıyor aklım almıyor. ben bunlarla uğraşmayacağım. ama bir gün multiplay sahasına yetkili bi abiye benzeyen arkadaşlarla dönecek olursam ilk bu işleri çözmeye çalışacağım.
    ···
  9. 84.
    +1
    rezerved
    ···
  10. 85.
    0
    http://www.minecraftwiki....utorials/Beginner's_guide

    bugünlük bu kadar beyler, başlangıç seviyesinden panpalarım mesaj atıyorlar arada, bu wiki size çok yardımcı olacak, oyundaki ilk gününüz için. benimki ekstrem bi gündü gördüğünüz gibi, ama şoku atlatınca her şey sizden yana oluyor. unutmayın, insan alet kullanabildiği gibi üretebilen de bi varlık ve minecraft bunu gösterebildiğimiz en iyi oyunlardan biri.
    ···
  11. 86.
    0
    bugünlük iyiydi bro hadi sana kolay gelsin
    ···
  12. 87.
    0
    reserved
    ···
  13. 88.
    0
    reserved
    ···
  14. 89.
    0
    ···
  15. 90.
    +1
    ...

    tahminlerim doğru çıktı. upuzun, dik bir yamaç üzerinde kabak gibi belli bir mağara tespit ettim. yola çıktığımda akşam vaktiydi, tarla-hayvan işleriyle uğraşmıştım. uzun zamandan sonra iki kere üst üste kalemin içinde zombiler doğdu. biraz ışıklandırma yaptım. umarım işe yaramıştır. akşam olması sebebiyle dışarıda vakit harcamama gerek yoktu, derhal kendimi mağaraya attım. zaten mağara derinlere ulaşmadan bitse hiç kendimi dışarıya atmaz, mağarada konaklardım. geçenki serüvenlerimdeki gibi uzak değildim eve, aslında çok da yakın sayılırdım, ama yine de geceleri kendimi tehlikeye atmamalıydım. şans bu ya önümde mağara uzadıkça uzadı. önce bir su kaynağına rastladım, kovamı doldurdum (yine unutmuşum dolu kovayla gitmeyi :D). sonra suyu takip ettim. su ince bir delikten aşağıya iniyordu. altın damarlarına rastladım. biraz daha aşağıya inmem gerekiyor dedim içimden. sonra etraf aydınlandı ben aşağıya indikçe. evet lavlara yaklaşıyordum. ilk mağaramda bahsettiğim uzunca yer altı vadilerinden yoktu burada, fakat lav denizleriyle dolu irili ufaklı birkaç odacık vardı, kimisi diğerinden yüksekte, kimisi alçakta. yüksek olan odacıklar redstone ile doluydu (hala devreleri çözemediğim için bi taka yaramayan redstone'lar). bolca iron topladım, ama artık iron istemiyordum. daha derinde olan odacıklara girdim. kimisinin tavanı boyumdan bile alçaktı. tavana baktım: jackpot! iki damar diamond bana bakıyordu. önce yere su döktüm, güzelim diamondlar lava düşsün istemeyiz. ardından tavanı kazdım. kazdığım yerin arkasından bir adet daha damar çıktı. böyle ufak sürprizleri çok seviyorum
    ···
  16. 91.
    0
    53. gün

    53 diyorum, çünkü bu sefer saatimi yanımda aldım, en azından bu maden serüvenimde günleri doğru hesaplamalıyım. yol daha da aşağıya iniyordu. ardından biraz da kendim kazdım. başka lav nehirlerini ziyaret ettim, yerlerden redstone topladım. haritamı dikkate alarak okyanusun altlarından çıkacak gibi hep aynı yöne gitmedim tabii ki. hatta arada bir altın kuralı ihlal edip yere doğru dikine kazıyordum, fakat temkinliydim, lava düşüp her şeyimi kaybetme lüksüm yoktu. biraz daha kazdıktan sonra altın kuralı bildiğime şükrettim, bir lav denizinin üzerindeydim. kendimi korumaya alıp lavı kuruttum ve aşağıya indim. bu oyunun hemen hemen en alt tabakalarından biriydi. yani en çok diamond bulabileceğim yerler. bir set elbise için 24 diamond gerekiyordu, yoldayken bulduklarımla beraber 9-10 tane diamond'um olmuştu.

    bulduğum yeni sistem çok derindi. genişçeydi, sanırım bu dağın altı tamamen böyle sistemlerden oluşuyordu desem yanlış olmaz. redstone toplamıyordum artık. golden ve iron'lar zor noktalardaysa almıyordum, zaten lava düşme tehlikesi vardı her daim. buraya bir daha gelmem olanaksızdı, buradan çıkmam da daha şimdiden imkansız olmuştu, yarı yolda çoktan bitmişti tüm meşalelerim. geldiğim yönü bilmiyordum
    ···
  17. 92.
    +1
    54. gün

    cehennem bile bu kadar kapalı ve korkutucu değildi. keşke nether'de olsam diyordum. diamond sayımı 24 e tamamlamaya uğraşıyordum. ufak bir lav birikintisinin yanında, yerde birkaç tane daha diamond bulmuştum. almak için taşı delerken o lanet sesi duydum "tsss"... bu bir creeper'dı. şu bakışma oldu: http://images2.wikia.noco.../c/cd/Creeper_In_Cave.png

    lanet şey bir anda patladı. canımın bir kısmını zütürdü yanında, yarısı kadar. ama olay bu değildi. yanımdaki lav birikintisine düştüm. çıldırmıştım, yanıyordum! elimdeki diamond kazmayla demin üzerinde bulunduğum paramparça olmuş sütuna çıkmaya çalıştım. çıktım da, ama hala yanıyordum, 10 kalp candan 3 tanesi kalmıştı. niyeyse demin baktığım diamondları aradım, canı unutmuş mala sarılıyordum hala. onlar çoktan parçalanıp lav ile yok olmuştu. öleceğimden eminken bir anda öylesine yaptığım can iksiri geldi aklıma. envanteri bir umutla açtım. oradaydı! bir hışımla içtim, canım yarıdan biraz yukarıya kadar arttı. buraya inerken düşüşümü yavaşlatan su birikintisine koştum. bir kez daha canımı kurtardı o su birikintisi. ardından "giberler" nidasıyla yukarıya doğru kazmaya başladım. altın kuralı yine yıkıyordum. ama yapacak bir şey yoktu. altıma sütun kura kura yukarı doğru çıkacaktım, her ne pahasına olursa olsun.
    ···
  18. 93.
    0
    giblenmiyorum ama sabah benimle olan panpalarım yeniden takip edeceklerdir
    ···
  19. 94.
    +1
    55. gün

    56 da olabilir. hatta 57 bile. ama böyle devam edeceğim. saate bakmayalı uzun zaman oldu. bir sürü şok atlattım, en kötüsü burada yazdığım olmak üzere. şimdi dikine kazıyordum. haritadaki yerim dağların çok yüksek olmadığı bir yerdi, yani bi dağın tepesine kadar kazmayacaktım, deniz seviyesine yakın bir yerden çıkacaktım. tutup evimin içinde de çıkmayacaktım tabii ki. böylece dikine doğru kazdım. en büyük korkum yine bir lavın altından çıkmaktı. bu duruma karşı hazırlıklıydım. hemen bir blokla engelleyecektim lavı. ama bu olmadı. bir anda geniş bir boşluğa çıktım. dimdik devam etmem gerekiyordu, fakat yine ufak bir damar diamond beni baştan çıkardı. onları topladım. yola biraz devam ettim. yükselen doğal merdivenlerden çıktım, şelalelerin içine girip yükseldim. yemek stoğumu böyle uzun bi yol için tutmamıştım, bitiyordu yanımdaki yemek. pişirdiğim patatesler çoktan bitmişti zaten. ama ben bu gün çıkacaktım bu mağaradan.

    şelaleler beni farklı odalara zütürdü. haritama göre dağın girdiğim yöresine göre biraz daha batısındaydım. girdiğim yöne doğru yol aldım. duvarları kazdım. elementleri toplamadım bile, önüme çıktıklarında yalnızca. artık diamond veya redstone çıkmayacak kadar yükselmiştim, lavlara çok denk gelmeyecektim. merdiven gibi hem yükselip hem ileriye kazdım. ve sonra ufak bir delik çıktı önüme. delikten içeri su döktüm, mini şelaleyi asansör gibi kullanarak indim. ve bir anda sevinç çığlığı attım, etrafımda daha önce koyduğum meşaleler vardı, ve burayı hatırlıyordum, şimdi geldiğim yolu bulabilirdim!
    ···
  20. 95.
    0
    ...
    bahsettiğim gibi yine bir akşam saatinde çıkışa vardım. hiç beklemeden, bir zombi dalgası daha yemeden koşarak evime gittim. üzerimdeki çöpleri boşalttım. fırına gidip demir ve altınları eritmeye başladım. hala dünkü şokun etkisindeydim. sonra aklıma diamond'lar geldi, envanterin çok saçma bi köşesinde olduğundan görmemişim bile. kaç tane olduğuna baktım. 26 tane vardı. yani bir kılıç ve bir set! derin bir oh çektim, ve inşa masamın yanında bu başarılı maden operasyonunu yeni elbiselerimle ve kılıcımla kutladım.

    56. gün

    bugün emektar iron elbiselerimi lava attım. birçok kez tamir edilmişlerdi, yamalanmışlardı yani. şu an yaşıyorsam o elbisedeye bastığım "fire protection" kitabı beni korumuştur. onu öylesine geçerken terk edilmiş madende buluşumu hatırlıyorum. bir tesadüf nelere mal oluyor bu oyunda... iron kılıcımı da onların peşinden çöpe yolladım. yeni kılıcıma 30 levellık enchanting uyguladım, keskinliği ve dokunduğu yeri yakmasını sağlayan özelliği ile süper bir kılıç oldu. elbiselerimi de ileriki günlerde yeni levellarla yükseltecektim. anlaşılan batı yakasındaki çölde uzun bir süre daha avlanacaktım.
    ···