1. 76.
    +1
    @72 2. sorunda gelince , astronomi konusuna zamanında çok kafa yordum. hatırlarım ilk okudum kitap taşkın tunanın "uzayın sırları" kitabıydı. arkadaşlarım o zaman gliverin maceralerını okurdu. orta birdeydim yanlış hatırlamıyorsam. şu an bilgilerimin güncelliği tartışılır. 7-8 senedir astronomi konusunda tek yaptığım sey şu puzzle : http://www.google.com.tr/...p=25&tx=108&ty=63 şu an duvarımda asılı hatta.
    ama önceki bilgilerime dayanarak sana şunu diyebilirim. uzay boşluğunda herşey atomların dengesiyle alakalıdır. biz "sadece güneş sistemi olsa da yeterdi" diyoruz. bu tamamen bilgi yetersizliğinden olmakta. eğer bu gezegenler siztemimizde olmasaydı dünyanın dengesinin boulması sadece birkaç bin sene sürerdi. veya güneşin en yakınında olan alfa centri ve rigel olmasaydı güneş de dengede duramazdı. daha da ilginci eğer samanyolunu bile dengede tutan andromeda galasisidir , tabiiki onu da diğer galaksiler dengede tutmaktadır. herşey kütle çekimle ve fotonlarla alakalı. yani andromeda olmasaydı dünyada olmazdı. peki bu sistemlerde hiçmi bozukluk olmuyor? tabiiki oluyor. örneğin süpernova oluşan bir yıldızın önceden etrafında yarattığı dengesi ve süpernov sonrası verdiği denge apayrıdır. süper nova sonrası yıldızlar 2 şekilden birine bürünür. ya karadelik yada nötron yıldızı olurlar. aslında karadelikde bir nötron yıldızıdır fakat kütle ve hacim dengesi o derece şaşırtıcıdır ki kütle çekim kuvveti yüzünden kendi ışığını içine çeker ve biz onu kapkaranlık görürüz. hatta bu tip yerlerde 1 gram toprak 1 milyar ton ağarlığına ulaşabilmekt ve bizim bildiğimiz zamanda durmaktadır. neyse konuyu dağıtmayalım. bu yıldızlar supernovadan sonra etrafında dengesizlik yaratırlar ve bozulma oluşur. ancak galaksiler bunları toparlayana kadar binlerce yıl gecer (bizim zamanımıza göre). etrafındaki birçok evrensel dengeyi de altüst ederler ama bu kadar büyük olan birşeyin dengesini bozmak zordur. eğer küçük bir şey olsaydı küçük bir galakside o galaksi tamamen dağılabilirdi.
    bir de şöyle bir olay var ki bu da düşünmeye değer bir durum. bizim ışık yılı dediğimiz şey sudur ; ışık hızı uzay boşluğunda 299798,454 km / saniyedir yani ışık 1 saniye içerisinde bu kadar km gidebilmekte. şimdi 1 ışık yılı nedir diye soracak olursan ; 1 dakika = 60 sn , 1 saat = 60 dk , bir gün = 24 saat , bir yılda = 365,25 gün olduğuna göre ışık bir yılda 60*60*24*365,25*299798,454 = 9.460.730.472,581 km ediyor benim hesaplamalarıma göre. sadece samanyolu galaksisinin br ucundan diğer ucuna 2.2 milyon ışık yılı uzaklık vardır. yani bu bulduğumuz rakamı 2.2 milyon ile çarparak galasimizin büyüklüğünü hesaplayabiliriz. bunları neden anlattım ; olay şu ; mesela duyarız hep "4 milyon ışık yılı uzaklıktaki bir yıldız da supernova gerçekleşti" diye. ışık bize 4 milyon yılda geldiğine göre bu olay aslında 4 milyon yıl önce olmuş bir olaydır fakat biz yeni görüyoruz. demem o ki samanyoluna bakarken bile geceleri , yüzbinlerce yıl önceki şekillerine bakıyoruz çoğu yıldızın. şu an ne haldeler kimse bilemez.
    ayrıca dediğim gibi herşey domino taşı etkisindedir evrende. andromedadaki bir süpernova dünyayı etkiler ama su dalgası gibi düşün , bize gelene kadar etkisini çok fazla kaybeder. belkide sadece ufak bir deprem yaratarak kaybolur. ama byük bir durumda çok tehlkeli durumlar olabilir. eksen kayması bile yaşayabiliriz ebesinin çulundaki bir galaksi yüzünden.
    bilmediğimiz , göremediğimiz bir bulutsu dağılması yüzünden dünya yok bile olabilir. bilemeyiz bunu. astoronomi de ayrı bir mevzuudur aslında. anlatmak isteiğimi tam anlatabildiğimi zannetmiyorum ama yazı çok uzamaya başladı burda keseyim diyorum. o konulara bir girmeni tavsiye ederim. ama taraflı (bilim teknik , yabacı üniversite yayınları) kaynaklardan değil. neden biliyormusun? gecen "The Universe" tv serilerini indirdim. anlatılanların %60ı doğru gerisi saptırılmış diyebilrim. her bölümün sonunda "evrimleşen insanın evreninde... " felan diye bitirmekte ve bu şekilde senin aklına durumları oturtabilmekte. çünkü inanmayan insan her türlü zevki dünyada tatmak ister , çünkü öldükten sonra hayat yoktur. dolayısıya bu dünyada para kazanmalıdır , çalışmalıdır , çarka hizmet etmelidir. tıp da böyledir. hiçbir doktor oturupda "ribozom ne yapıyormuş la bi inceleyelim şunu" demez. kitaptan hazır incelenmişini alır. onun da doğruluğu tartışılır. zaten inceleyecem diyen adamı da sustururlar. bu tp incelemeleri sadece birkaç büyük firma yapar. bunlarda zaten ülkemizde değil. herşey tartışılır aslında. nasıl olsa sen gibi jüpiter görmedin , gördüm diyen adamın dediklerini , yani nasanın dediklerini doğru bileceksin. jüpiter hidrojen okyanusu denir. belki değil? adamlar oraya birşeyler düşünüyorlar ve atmosfer altında kayalık bir zemin var bu yüzden bu şekilde açıkladılar? iki photoshop çekip bize saldılar? güvenme derm. nasa en güvensiz kurumlardan biridir.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster