/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 201.
    +11
    #
    -o zaman ben çay koyayım. diyerek içeri geçecektim ki
    -bugünümü komple size ayırıyorum dedim küçük bey, bilmem anlatabildim mi. dedi ezgi
    -çaylar da senden yani. dedim gülerek
    gülerek karşılık verdi ve içeri geçti ezgi.
    ben de boş durmamak için poşetteki simitleri çıkartıyordum.
    poşette bir kaç tane de üçgen peynir vardı.
    -yaşasın. dedim çocuk gibi sevinerek.
    ezgi mutfak kapısından kafasını uzatarak neye sevindiğime baktı.
    elimdeki peynirleri görünce "hey allahım" diyerek geri döndü içeri.
    içerde oturmuş ezgi'nin gelmesini bekliyordum.
    biraz sonra geldi ezgi, yanıma oturdu.
    -iyi misin. dedi
    -bi daha bana "iyi misiniz" diye sorarsanız iyi olmıcam. dedim şakayla karışık sinirlenerek.
    -tamam be, şimarma hemen. diye azarladı ezgi beni.
    sohbet muhabbet derken lafa daldık.
    havadan sudan konuşuyorduk zaman geçirmek için.
    ezgi sinemaya çok güzel bi film geldiğini, ona gitmek istediğini söyledi.
    haftasonu için plan falan yaptık. sonra konu döndü dolaştı ve dün konuştuğumuz muhabbete geldi.
    -kızgın değilsin di mi bana? dedi
    -yoo, değilim, şaşkınım sadece. dedim
    -neden? dedi
    -bana hala doğruları anlatmadığınız için. dedim
    alaycı bir gülümsemeyle karşılık verdi ezgi.
    -o kızı, aslı'yı tanıdığınızı biliyorum ezgi, ama merak etme sormayacağım artık, çünkü anlatmayacağınızı biliyorum. dedim
    -o kız hiç kimse ali, güven bana, o kız hiç kimse. dedi
    -belki seni çok sevdiği birine benzetti, ona dokunur gibi dokundu sana, sende gördü onu, olamaz mı? diyerek devam etti. (bu cümleyi unutmayın beyler)
    -kafam o kadar karışık ki neye inanacağımı şaşırdım ezgi. dedim
    -bana inan ali, bize inan. dedi elimi alıp kalbine zütürerek.
    -bana inanmasan bile ona inan, hisset onu. diye devam etti.
    -ya karşılık veremezsem. dedim
    -ben yine yanındayım ali. dedi
    -ya yanımda olman bana acı verirse. dedim
    -işte o zaman giderim ali. dedi
    -daha önce gittin mi ezgi. dedim
    -gitmedim ali, ben hep senin yanındaydım. dedi
    -o zaman bana acı da vermedin? dedim
    -ben sadece sevdim seni ali. dedi
    konuşma gittikçe derinleşiyor dudaklarımız her kelimede yakınlaşıyordu.
    tehlikeli sulara çoktan girmiştik, panik oldum birden.
    öksürme bahanesiyle kafamı yana çevirdim ve öksürdüm yalandan.
    mevzuyu çakan ezgi beni sıkıntıya sokmamak adına
    -çay demlenmiştir. diyerek yerinden kalktı gülerek.
    içeri geçti çayları doldurmak için.
    güne çok keyifli başlamıştım ezgi sayesinde.
    biraz sonra ezgi'nin telefonu çaldı.
    "çağdaş demirci" diye biri arıyordu.
    önce bi kaç saniye duraksasam da sonra bu soyadı daha önce murat'dan duyduğumu hatırladım.
    bu bizim çağdaş, adana'da evinde kaldığım çağdaş'tı.
    artık ezgi de ortadan kaybolduğum zaman oraya gittiğimi bildiği için rahatlıkla açtım telefonu.
    tam "alo" diyecektim ki.
    -ezgi..? dedi telefondaki ses.
    ama bu ses çağdaş'ın sesi değil, çok daha iyi tanıdığım birinin sesiydi...
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster