1. 26.
    -1
    sonrasında dersaneden birlikte dönmeye ikna etmeye çalıştım neredeyse bi hafta. hiç istemedi, anlamıyodu çünkü, onu görmeden duramadığımı bilmiyodu, hissettiklerim bişey ifade etmiyodu onun için. hiç bi erkeğe birlikte en ufak bi buluşma sözü veremezdi zaten, ama öyle "üf be salak" triplerinden değil, hanımlığından. evet korkmayın, hala kaldı böyleleri, ya da sonuncusunu ben kaptım emin değilim :)
    neyse nihayetinde istemeye istemeye kabul etti ama hala durmuyo yolda buluşacağımız yere yürürken bile. "ne gerek vardı, neyim olarak eve bırakıcaksın sanki beni, sabah otobüste görüşürdük işte çok istiyosan.." olur mu ama, arkadaşlarının yanında rutin bi yerde görmek başka, hususi, böyle basit gelen bişey için buluşmak bambaşka. neyse geldi, altgeçitte bekliyorum ben o sırada tabi, indi aşağı ama eriyorum ben resmen böyle aşağıdan yukarı görünüyo ya yavaş yavaş hele saçları göründüğünde off... (yer vereyim, bursa ahmet hamdi tanpınar alt geçidi, zaferin aşağısındaki hani). geldi, nasılsın iyi misinler filan kıpkırmızı yüzler, evine kadar gittim, aynı semtteyiz ama, onun evden benimkine yürümek ölüm, bayır falan resmen, ya da 2 minibüs değiştiriceksin öyle. ama gittim. sonra ertesi hafta yine istedim, daha az bi uğraşmayla kabul etti. sonra bu eve dönüşleri çarşambalara rutinledik, daha doğrusu zorla rutin yaptırdım, artık "çarşamba bugün" dediğimde tamamdı, söz vermişti bi kere ben anlamam.
    ···
   tümünü göster