1. 2901.
    +36
    http://fizy.com/tr#s/20jrpm

    "ee peki, bizi aynı olayın içine bağlayan şey ne?"

    "ya aslında..epey eskiye dayanıyor..bir de uzun bir süreç..şu sizin, basketbol maçlarıyla başlıyor..hatta sanırım daha öncesi de var, serhatla senin aran kötü sanırım o aralar? değil mi?"

    "evet de, ben pek gibl..sallamıyorum, maçtan dolayı da kırgınlığı bir kenarıya bırakmıştık zaten"

    "hımm işte anlaşılan o bırakmamış.."

    "ne demek istiyorsun, nasıl yani?"

    "bak tsigalko, şimdi ben sana olayları anlatıcam ama çok fazla bölme zaten zor çıkarıyorum kelimeleri boğazımdan, bir de lütfen sakin kal tamam mı?"

    bu, özellikle son dediği,yüzlerce odalı koca bir malikanede aslında hiç dikkatinizi çekmeyecek bir odanın kapısına "asla girmeyin" yazmak gibi bir şeydi..ve o odaya da genelde girilirdi.."sakin kal" deniyorsa, muhakkak kızılırdı... haydi sonumuz hayrolsun inşalah..

    "tamam, devam et sen dinliyorum"

    "şimdi siz, serhatla kavgalısınız ya..işte, sanırım son maçtan sonra sen gene bunları bırakıp gitmişsin..ee..iki tane yabancı kızla işte..serhat sizi takip etmiş.."

    kaşlarım havada..

    "sonra... sonra işte sen, bir ara kızlardan birinin omzuna elini atmışsın.."

    "sen nerden biliy.."

    "dur, bölme işte..işte sen..neyse, kızlardan birine sarılmış gibisin böyle..ben biliyorum çünkü, serhat telefonuyla sizin öğle resminizi çekmiş.."

    yüzümün şeklini çok merak ediyorum beyler..

    "sonra..işte bu, mineye gidemez tabi de, ona zütü yemezdi yani..bana geldi..gösterdi filan resmi..dedi "bak işte senin kanka dediğin, arkadaşını ayarladığın adam böyle, her gün başka biriyle" bilmem ne diye konuştu..yani inanmazdım ama..fotoğraf filan..ben yine de o kadar sallamadım o ara, bir ara aramız soğumuştu hani,siz mineyle ayrılmadan da önce, o zamana denk geliyor bu.."

    "mineye sen söyledin o zaman öyle mi?" dedim donmuş halde..hala duyduklarımı sindirmeye çalışıyorum..oğlum serhat..dur sen..

    "... şey..evet..ama, yani ne yapabilirdim ki? sonuçta o da benim yakın arkadaşım ve, bilmesi gerekiyor diye düşündüm..sonra da senle konuşurdu, belki de yanlış bir anlaşılma olduğunu görürdük, ben de öyle dedim zaten, tsigalkoyla sakin sakin konuşun yani, çocuk seni seviyor, bir yanlışlık vardır dedim"

    "hee, çok sakin konuştu aq..saol"

    "ya neyse işte..o ara siz olayı aranızda halledince, ben de serhatın gazına gelmedim yani, sonuçta seni daha iyi tanıyorum zaten..geçti gitti diye düşündüm..ama, sen ondan öyle sebepsiz yere ayrılınca... film koptu bu sefer..ben sana çok kızdım başta..sonra tabi, serhat yine devreye girdi, gene beni pohpohladı..

    buna rağmen ben yine de seninle muhabbeti kesmeyecektim, en azından ayrılığınızın üzerine gidecekti yani..ama ben ne zaman senin yanına gelmeye yeltensem, bana attığı o bakış var ki..ya tsigalko..bilemezsin..inanılmaz bir pgibolojik baskı... hani, ne bileyim ben de kendimi kötü hissettim o öyle imalar yapınca.."

    evet, anlayabiliyordum..kıza resmen "aha gene pekekentin yanına mı gideceksin? git git de seni de gibsin" bakışı ve imaları atıyordu serhat efendi..

    "neyse işte..bende mecbur onlarla takıldım o ara..gelmek istedim aslında tsigalko, inan istedim ama, eli çok güçlüydü..bir de sen çok hata yaptın... daha doğrusu hata yapmış gibi göründün bana.."

    sıcak basmıştı..

    çizgi filmlerdeki gibi, böyle kademe kademe kırmızılık alnıma doğru yükseliyordu, acaba kulaklarımdan duman da çıkaracak mıydım?
    dişlerimin arasından tısladım,

    "peki sonra ne oldu da, bana yeniden dönüp tüm bunları anlatma gereği duydun?"

    "işte oraya geliyorum... tsigalko..serhat..yani, çok yoz bir kişilik, yemin ediyorum sana okulumun son bir kaç haftasından nefret ettim desem yeridir..ama işte, bu olayı bizim kızlara filan da yayınca, onların hepsiyle, bizim kızlar ve ben bir araya gelmiş gibi olduk..şimdi ben yine kendimi tutamayıp gelsem..bu sefer kızlar neder?... çok zordu gerçekten..pgibolojim bozuldu resmen..bir yandan tsigalko yapmaz diyorum..bir yandan da olanlar..

    ta ki bu yaz elifle konuşup tesadüfen bu konulara girene kadar..bu arada sen elifin evinde de kalmışsın?"

    kaldık aq kaldık..birazdan da cerenle sürtüştüğümüzü de bildiğini söylede kendimi atıvereyim camlardan aşağıya..

    sessizce onayladım..

    "işte kız anlattı, seni biraz denemiş o... aslında bakma o da az huur değil ama (nilay ikidir küfrediyor, ilginç) seni savundu epey, dedi "kızım biz onla kafalar bulanıkken aynı koltukta kol kola kaldık, eğer öyle bir çocuk olsa.." anladın işte..sonra ben bunları duyunca, bir de biraz o senin sarılıp ettiğin kızı araştırdım, onla da bir yakınlığın olmamış (sen öyle san amk)..anlayacağın, seni aslında boşa suçluyor gibi olduğumu hissettim..mineyle ayrılmanın bu olaylarla bağlantısı yokmuş anladım..halbuki ben öyle düşünmemiştim başta..

    işte o suçluluk duygusuyla da sana mesaj attım zaten biliyon..bence serhat sana o kadar nefretle dolmuş ki, seni yalnız bırakmak için yaptı bunları, sanırım başardı da, bir süreliğine.."

    yüzüm gerçekten korkunç hallere bürünmüş olmalı..

    "bak tsigalko..bunları sana kavga et, olay çıksın diye söylemiyorum..yalvarırım..sadece, bil istiyorum ve beni de o zamanki saçmalamalarım için affet istiyorum..lütfen bak..benim de başımı belaya sokma..hı?"

    vay anasını serhat ya neler dönmüş..

    bu laf tam da gediğine oturuyor olsa gerek..

    sen, huur çocuğu serhat efendi..

    bana kin güt,

    beni gizlice takip et, sinsice, yılan gibi komplo kur,

    en yakın arkadaşıma şantaj ve duygusal baskı yap..

    beni yalnız bırakmak için sınıfı ve kızlar tayfasını kendi yanına çek..

    arkamdan kuyular kaz...

    kıs kıs gül..

    hem den ben kendimi duvarlardan duvarlara vururken..

    ve tüm bunlara karşılık tsigalko sakin olsun he?

    ananı gibtim çocuk...
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster