1. 2901.
    0
    iyi geceler tekrar, başlayalım panpalar
    ···
  2. 2902.
    +1 -1
    http://www.hotimg.com/image/MAqyxmC
    http://www.hotimg.com/image/9hxFnCV
    http://www.hotimg.com/image/JhQvEcT
    http://www.hotimg.com/image/hfGa3t8
    http://www.hotimg.com/image/768sVM5
    http://www.hotimg.com/image/WkCYwdx
    ···
  3. 2903.
    +12
    http://fizy.com/tr#s/1dln5b

    bizim mekana doğru ilerlerken aklıma geldi, biliyorsunuz artık basket dışında da sporlar yapıyordum ve şehirdeki kick taks salonlarını biraz araştırmıştım, hazır çarşının bu tarafındayken gidip aklıma yatanlardan bir tanesiyle konuşabilirdim,

    "nilay, bu arada benim bir işim var, önce onu halletsek olur mu?"

    "olur ya farketmez, ne işi?"

    "spora yazılıcam boş otura otura göbek yapmıştım geçen sene, yazın zorla forma girdim, bir daha aynı hatayı yapmak istemiyorum"

    "hıı, ne sporu bu fitness, body filan mı?"

    "yok, gidince görürsün * "

    bu allah allah der gibi kafa salladı, bizim mekanın biraz daha aşağısında kalan lisenin karşında olduğunu bildiğim salona doğru yöneldim, neyse girdik içeri, salonda sadece kick taks değil, tekvando ve body hizmeti de var, bayan erkek karışık bir yer, güzel naif bir mekan yani, tek sıkıntısı kick taks antrenmanlarının akşam vakti ve saatli olması..en nefret ettiğim şeydir böyle kendimi plana programa bağlamak ama işte body gibi değil, gidip istediğin zaman çalışamıyorsun zira sana orada öğreten ve gözeten birinin olması lazım söz konusu bu tarz sporlar olduğunda.

    bankonun arkasındaki adamla selamlaştık, tokalaştık, oturduk filan, nilay o ara mekanı gözlemliyor, çalışma yerleri iç tarafta, burası sadece giriş kısmı ama nispeten içersi de görülebiiyor, bizimkinin gözü oralarda, kaslı erkek mi kesmeye çalışıyor ne * neyse bunu sonra kullanırım ben ;)

    adama dedim böyle böyle, yazılmayı düşünüyorum, konuştuk şartları filan, kafama yattı* *, aslında bakmak istediğim bir iki yer daha vardı ama öyle iyi elektrik alınca gerek yok dedim aq fuzuli dolanmaya..

    tabi konuşmalar neticesinde nilay kick-taks a yazıldığımı öğrendi, nasıl bakıyor, böyle "inanamıyorum?" tarzı şaşkın bakışlarla, hatta bir iki şaşırma ünlemi de koyverdi.

    form filan doldurdum, o ara kibar ve kurt muhattabım, nilaya yöneldi,

    "siz de düşünmez misiniz, fitness vesaire? (bizim ki şaşkın şaşkın bakınca) yanlış anlamayın yani fazlanız var anlamında demiyorum ama spor sadece kilolarından kurtulmaya çalışanlar için değildir, tam tersi hatta, sağlıklı yaşamak isteyen herkes için"

    bizim ki gülerek "yok ya böyle iyiyim ben" dedi, o ara yine işte komiklikler şakalar, ben de formu doldurup bitirdim, ilk önce test antrenmanına filan gelecek mişim, o ara vegibalık filan da getiricem, paranın da yarısını peşin veriyoruz, o zaman gelince verirsin dedi, perşembe gününe ayarladık test antrenmanını.
    Tümünü Göster
    ···
  4. 2904.
    +16
    hala poor binimi diye bakıp duruyorum amk.
    edit:ben seni ne zamandır takip ediyorum panpa merak ettim lan ?
    ···
  5. 2905.
    +13
    salondan çıktık, nilay koluma yapıştı, sarsıyor, yarı şaka yarı ciddi, epey şaşırmış bir halde, gülecek gibi,

    "oğluumm ne kick taksu la?? ohaa senden hiç beklemezdim?"

    niye lan?

    "neden be, nesi var spor işte"

    "ya biliyoruz öyle vurmalı kırmalı, adamların ağzı burnu kanıyordu, horoz gibi tepeleşiyorlar??"

    "ya kızım biz birbirimize girmicez her halde, antrenman yapıcaz sadece, arada da belki ufak ufak korumalıklarla ısınma maçları filan yani.. abarma"

    "valla bilmiyorum ben, çok şaşırdım sadece, sen-kick taks?"

    "nilay!..biraz daha konuşursan şehirdeki ilk antrenmanımı senin üzerinde yaparım ona göre * "

    "şehirdeki derken? yani yazın da gittin ha? vay vay adam kick takscu yaa * "

    "tamam kes kes * , hadi gidiyoruz, iyice meraklandım zaten * "

    mekana vardık, oturduk içeceklerimizi söyledik, benim elemanla bi tokalaştık, yarı kucaklaştık, hal hatır sorma-ufak ayak üstü bir sohbet..

    nihayetinde masaya yerleşip içecekler de geldikten sonra "ee?" der gibi nilaya baktım,
    bunun biraz önceki neşeli havası kaybolmuştu.

    "nilay, şekerim, bir şey konuşucaz demiştik?"

    "hımm evet..ama nerden başlasam bilemiyorum ki..zaten anlatıp anlatmamakta da tam emin değilim ya.."

    "nilayy!"

    "tamam tamam, anlatıcam * ama işte, nasıl girsem bilemiyorum"

    "sen bir yerden dene gerisi gelir, ya da ben sora sora açayım konuyu, kim hakkında öncelikle onu bir söyle bakalım?"

    "ee..senin hakkında tabi.. doğal olarak * ..sonra.. mine, serhat..ben... bir iki yabancı.. böyle yani.."

    allah allah.. mine, serhat, ben filan deyince iyice kıllandım,

    bu üç ismin, hele ki baş rolünde benim olduğum bir hikayede aynı anda ne işi vardı? * *
    ···
  6. 2906.
    0
    sen taktan biryerde bitirsende biz bekleriz tsi. akıcılığı gidiyor hikayenin gerçekten bak. millet çayını birasını almış sigarasını yakmış seni dinliyordu eskiden.şu sonuç bölümünü partlarında ortaya al eskisi gibi rahat rahat dinleyelim.
    ···
  7. 2907.
    +36
    http://fizy.com/tr#s/20jrpm

    "ee peki, bizi aynı olayın içine bağlayan şey ne?"

    "ya aslında..epey eskiye dayanıyor..bir de uzun bir süreç..şu sizin, basketbol maçlarıyla başlıyor..hatta sanırım daha öncesi de var, serhatla senin aran kötü sanırım o aralar? değil mi?"

    "evet de, ben pek gibl..sallamıyorum, maçtan dolayı da kırgınlığı bir kenarıya bırakmıştık zaten"

    "hımm işte anlaşılan o bırakmamış.."

    "ne demek istiyorsun, nasıl yani?"

    "bak tsigalko, şimdi ben sana olayları anlatıcam ama çok fazla bölme zaten zor çıkarıyorum kelimeleri boğazımdan, bir de lütfen sakin kal tamam mı?"

    bu, özellikle son dediği,yüzlerce odalı koca bir malikanede aslında hiç dikkatinizi çekmeyecek bir odanın kapısına "asla girmeyin" yazmak gibi bir şeydi..ve o odaya da genelde girilirdi.."sakin kal" deniyorsa, muhakkak kızılırdı... haydi sonumuz hayrolsun inşalah..

    "tamam, devam et sen dinliyorum"

    "şimdi siz, serhatla kavgalısınız ya..işte, sanırım son maçtan sonra sen gene bunları bırakıp gitmişsin..ee..iki tane yabancı kızla işte..serhat sizi takip etmiş.."

    kaşlarım havada..

    "sonra... sonra işte sen, bir ara kızlardan birinin omzuna elini atmışsın.."

    "sen nerden biliy.."

    "dur, bölme işte..işte sen..neyse, kızlardan birine sarılmış gibisin böyle..ben biliyorum çünkü, serhat telefonuyla sizin öğle resminizi çekmiş.."

    yüzümün şeklini çok merak ediyorum beyler..

    "sonra..işte bu, mineye gidemez tabi de, ona zütü yemezdi yani..bana geldi..gösterdi filan resmi..dedi "bak işte senin kanka dediğin, arkadaşını ayarladığın adam böyle, her gün başka biriyle" bilmem ne diye konuştu..yani inanmazdım ama..fotoğraf filan..ben yine de o kadar sallamadım o ara, bir ara aramız soğumuştu hani,siz mineyle ayrılmadan da önce, o zamana denk geliyor bu.."

    "mineye sen söyledin o zaman öyle mi?" dedim donmuş halde..hala duyduklarımı sindirmeye çalışıyorum..oğlum serhat..dur sen..

    "... şey..evet..ama, yani ne yapabilirdim ki? sonuçta o da benim yakın arkadaşım ve, bilmesi gerekiyor diye düşündüm..sonra da senle konuşurdu, belki de yanlış bir anlaşılma olduğunu görürdük, ben de öyle dedim zaten, tsigalkoyla sakin sakin konuşun yani, çocuk seni seviyor, bir yanlışlık vardır dedim"

    "hee, çok sakin konuştu aq..saol"

    "ya neyse işte..o ara siz olayı aranızda halledince, ben de serhatın gazına gelmedim yani, sonuçta seni daha iyi tanıyorum zaten..geçti gitti diye düşündüm..ama, sen ondan öyle sebepsiz yere ayrılınca... film koptu bu sefer..ben sana çok kızdım başta..sonra tabi, serhat yine devreye girdi, gene beni pohpohladı..

    buna rağmen ben yine de seninle muhabbeti kesmeyecektim, en azından ayrılığınızın üzerine gidecekti yani..ama ben ne zaman senin yanına gelmeye yeltensem, bana attığı o bakış var ki..ya tsigalko..bilemezsin..inanılmaz bir pgibolojik baskı... hani, ne bileyim ben de kendimi kötü hissettim o öyle imalar yapınca.."

    evet, anlayabiliyordum..kıza resmen "aha gene pekekentin yanına mı gideceksin? git git de seni de gibsin" bakışı ve imaları atıyordu serhat efendi..

    "neyse işte..bende mecbur onlarla takıldım o ara..gelmek istedim aslında tsigalko, inan istedim ama, eli çok güçlüydü..bir de sen çok hata yaptın... daha doğrusu hata yapmış gibi göründün bana.."

    sıcak basmıştı..

    çizgi filmlerdeki gibi, böyle kademe kademe kırmızılık alnıma doğru yükseliyordu, acaba kulaklarımdan duman da çıkaracak mıydım?
    dişlerimin arasından tısladım,

    "peki sonra ne oldu da, bana yeniden dönüp tüm bunları anlatma gereği duydun?"

    "işte oraya geliyorum... tsigalko..serhat..yani, çok yoz bir kişilik, yemin ediyorum sana okulumun son bir kaç haftasından nefret ettim desem yeridir..ama işte, bu olayı bizim kızlara filan da yayınca, onların hepsiyle, bizim kızlar ve ben bir araya gelmiş gibi olduk..şimdi ben yine kendimi tutamayıp gelsem..bu sefer kızlar neder?... çok zordu gerçekten..pgibolojim bozuldu resmen..bir yandan tsigalko yapmaz diyorum..bir yandan da olanlar..

    ta ki bu yaz elifle konuşup tesadüfen bu konulara girene kadar..bu arada sen elifin evinde de kalmışsın?"

    kaldık aq kaldık..birazdan da cerenle sürtüştüğümüzü de bildiğini söylede kendimi atıvereyim camlardan aşağıya..

    sessizce onayladım..

    "işte kız anlattı, seni biraz denemiş o... aslında bakma o da az huur değil ama (nilay ikidir küfrediyor, ilginç) seni savundu epey, dedi "kızım biz onla kafalar bulanıkken aynı koltukta kol kola kaldık, eğer öyle bir çocuk olsa.." anladın işte..sonra ben bunları duyunca, bir de biraz o senin sarılıp ettiğin kızı araştırdım, onla da bir yakınlığın olmamış (sen öyle san amk)..anlayacağın, seni aslında boşa suçluyor gibi olduğumu hissettim..mineyle ayrılmanın bu olaylarla bağlantısı yokmuş anladım..halbuki ben öyle düşünmemiştim başta..

    işte o suçluluk duygusuyla da sana mesaj attım zaten biliyon..bence serhat sana o kadar nefretle dolmuş ki, seni yalnız bırakmak için yaptı bunları, sanırım başardı da, bir süreliğine.."

    yüzüm gerçekten korkunç hallere bürünmüş olmalı..

    "bak tsigalko..bunları sana kavga et, olay çıksın diye söylemiyorum..yalvarırım..sadece, bil istiyorum ve beni de o zamanki saçmalamalarım için affet istiyorum..lütfen bak..benim de başımı belaya sokma..hı?"

    vay anasını serhat ya neler dönmüş..

    bu laf tam da gediğine oturuyor olsa gerek..

    sen, huur çocuğu serhat efendi..

    bana kin güt,

    beni gizlice takip et, sinsice, yılan gibi komplo kur,

    en yakın arkadaşıma şantaj ve duygusal baskı yap..

    beni yalnız bırakmak için sınıfı ve kızlar tayfasını kendi yanına çek..

    arkamdan kuyular kaz...

    kıs kıs gül..

    hem den ben kendimi duvarlardan duvarlara vururken..

    ve tüm bunlara karşılık tsigalko sakin olsun he?

    ananı gibtim çocuk...
    Tümünü Göster
    ···
  8. 2908.
    +14 -1
    yürü be =)
    ···
  9. 2909.
    +14
    sonra gün boyunca anlattıklarının tek kelimesini duymadım.. hatırlamıyorum da..hatırladığım tek şey, saç telimin ucundan, ayak tırnağıma varıncaya değin, tüm vücudumu, daha önce hissetmediğim ve tarif edilemez tarzda bir nefret kapladığıydı..

    sinsilik.. nefret ederim..

    huur çocuğunun teki olabilirsiniz, ayyaş olabilirsiniz, tinerci olabilirsiniz, pekekent olabilirsiniz, bin kurusunun teki olabilirsiniz, gamsız, korkak, güvenilmez olabilirsiniz..

    bunların hepsi, bir şekilde ve bir noktaya kadar tolere edilebilir..

    ama sinsilik.. bana göre insanlığın en aşağılık karakter özelliğidir.

    yüzük eşeğin zütü gibi, ama tavırlarım sakin bir şekilde günün nilayla olan faslını bitirdik.. barıştık gibi bir şey oldu, işte bu sarılıyor ediyor, devamlı telkin "aman tsigalko, lütfen bak, burası lise değil" bilmem ne..

    akşama ebruyla buluşacağız güya ama tak gibi hissediyorum.. eğer bu şekilde kızla buluşursam o da rahatsız olur, hatta keyifsizliğimi kendi üzerine alınabilir..

    arayıp iptal etsem, yine aynı kapıya çıkar.. gene tatsızlık olur "ne o nilayla gittin, bize artık gerek kalmadı galiba gene?" tarzı durumların içine girebilir..

    öff..

    hissetmekten olduğum tek duygu nefret ve intikamken, olaylardan tamamen habersiz ve bağımsız bir haldeki, zavallı, masum sevgilinizle nasıl buluşabilirdiniz ki? o buluşmada ona ne katabilirdiniz?
    ···
  10. 2910.
    +1
    ee panpa
    ···
  11. 2911.
    +14 -1
    http://fizy.com/tr#s/1d78ik

    yurda gitmedim çünkü kaza bela o huur çocuğunu yolda filan görürsem oracıkta öldürürüm..soğumam lazım..
    nilayı kafe çıkışına kadar yolcu ettim, dedim ben buradan çıkmiyim, ebruyu direkt buraya çağırıcam..

    gittim defalarca yüzümü yıkadım lavaboda..ayran söyledim ayran içtim aq sırf mayışırım belki biraz diye..

    ebruya onu kafede beklediğimi, karşılayamayacağımı söylediğimde bile "ne oldu bir sorun mu var?" dedi..lan bir de ben buluşmamayı düşünüyordum, he, sonra al başına belayı.

    konuyu ona da anlatıp, gerginliğimin nedenini bilmesini sağlasam mı? diye düşündüm..ama yok..onu bu mevzulara bulaştırmaya gerek yok, şimdi mineler, ayşen two lar filan..eski defterleri yeterince kurcaladık zaten..

    geldi bu,görmedi önce, bakınıyor, yüzü gergin onunda..el ettim,

    geldi öptü, yanıma oturdu, ama biraz da keyifsizce sordu,

    "naber? bir sıkıntı yok ya?" dedi kafasını sallayarak,

    "yook..işte..yoruldum biraz sanırım.."

    "ne dedi nilay?"

    direkt damardan girdi gördüğünüz gibi,

    "özür diledi işte..barıştık"

    "onun için mi çağırmış dışarılara? hıh..okulda diyememiş mi?" deyip küçümsercesine güldü,

    "benim vereceğim tepkiden çekinmiş olabilir"

    "ne tepki verdin?"

    "ebru..canım? beyaz florasan da yakalım mı başımın üzerinde? müfettiş gecıt ı geçtin hea.." aslında bunu, sinirlenmiş olmama rağmen espirili söylemeye çalışmıştım ama ses tonumu, gerginliğimden ötürü ayarlayamadım ve ayarı alan ebru oluverdi..

    ben öyle deyince "iyi, bak sen?" der gibi mimikler yaparak sustu, geçti karşıma oturdu..

    "ben de iyiyim işte..sana başka bir şey sormayıyım, neme lazım dayak filan yeriz.."

    dayak yiyecek biri var evet ama o sen değilsin bitanem rahat ol..

    "ebru saçmalama allah aşkına, şaka yapmaya çalıştım ben..biraz muhabbet gerildi diye..gel yanıma.."

    ellerimi uzattım, yüzüm nispeten nötr ifadeye gelmiş olmalı..başımı yana büktüm, kaslarımı yırtmak pahasına zorlayarak gülümsedim hafifçe, "gel" dedim..göz kırptım..

    bana karşı koyamazdı beyler..ne olursa olsun, ne yaparsam yapayım, gel dediğimde gelecekti..ve şu arada yaptığı kadınlara has triplerini de bir kenara bırakırsak, kovsam da gitmezdi.

    işin tuhafı, ben de onu çağırıyordum, yani o da kendini bana alıştırmıştı bir anlamda..düşündüm de, yarın bir gün, olmaz ya, ebru harbi harbi gibtiri çekip gitse, ne yapardım?

    herhalde baştaki gibi rahat olamazdım, bu durum karşısında, çünkü ister kabul edeyim ister etmeyeyim, bu kız kendini de bana sevdirmeyi başarıyordu..alkolün bünyenizi ağır ağır sarhoş edip kendinden geçirişi gibi..o da, milim milim, an be an, yaptığı her hareket, attığı her bakış, yüzündeki her gülümseyişle beni sarhoş ediyordu..

    kalktı yanıma geldi..sıcak bedenine sarıldım, başını göğsüme yatırdım..saçlarını, yüzünü okşarken bir yandan da, muhabbet açmaya çalıştım,

    "ee sahi sen ne yaptın bugün?"
    Tümünü Göster
    ···
  12. 2912.
    +14
    tutmayın küçük enişteyi
    ···
  13. 2913.
    +3
    @2450 bana da herkez öyle diyor aq
    ···
  14. 2914.
    +20
    http://fizy.com/tr#s/21vtrh

    konuşmamız nihayet normal seyrine yaklaşır, bizim ruh hallerimiz de yumuşarken, bir kez daha ebrunun sevgisinin beni ne kadar yumuşatabildiğini farkettim..

    çok, ama çok değişik bir duygu beyler..ve aynı zamanda korkutucu * * ..yani, nasıl tarif edeyim, ne ile, hangi kelimelerle betimleyeyim bilemiyorum ki..bu kızın bana duyduğu sevginin büyüklüğünden hem şeref duyuyor, hem de korkuyorum,

    kaldıramamaktan korkuyorum,

    öpüşleri, dokunuşları öyle yoğun öyle içten ki, dudakları dudaklarıma her deyişinde, sanki ilk öpüşmesini yaşayan liseli aşıklar gibi heyecanlanıyorum..ama her seferinde..kendimi bu denli sevdirecek kadar ne yaptım bilmiyorum, ama sonuçta olan oldu ve ben, çoğu insanın hayatı boyunca rastlayamacağı türden bir duygu selini, 19 yaşındaki toy bir kızın bulutlarının yağmuru altında yaşıyorum..ah be ebru..keşke bu kadar sevmeseydi beni..keşke sevdirmeseydin kendini..o zaman, olur ya, bir gün ayrılırsak, birimiz "yürümüyor" "sen daha iyilerine layıksın" ya da "sen beni hak etmiyorsun" dediğinde, en azından benim açımdan kolay olurdu..

    ama şimdi kolay olmayacak..biliyorum..ben de acı çekeceğim..kahretsin ki ben de bir şekilde ortağım artık o hisseye..hem..baksana sen! bence sen beni değil, kendini seviyorsun aslında..kendini sevdiğin için bu kadar çok seviyorsun beni,

    beni sevseydin, beni bu kadar çok sevmezdin çünkü..

    ve ben,

    ben de seni seviyorum..

    yine de git gide daha dik duruyorum öpüşlerinin karşısında, onları daha fazla hak ediyorum, ezilmiyorum artık dokuşlarının içtenliği karşısında, zira ben de öyle dokunabiliyorum artık sana..

    bir de benim bir huyum vardır, ellerimi çok kullanırım beyler..yani ellerimi kullanırım dediyse, kızların sağını solunu parmaklamıyorum aq..genelde yanakara odaklanırım ve saçlara, boyna..kadını kadın yapan, ve dokunuşlarınızda karşınızdaki sevdiğiniz biriyse, onunla cinsellik boyutundan farklı, fazlasıyla romantik bir boyut daha yaşamanızı sağlayan bölgeler..

    ebrunun yumuşak, dalgalı saçları, bebek pürüssüzlüğündeki bembeyaz yanakları ve ne çok kalın ne çok ince, biçimli, hatlı güzel boyununu, küçük tsigalkonun harekete geçmesine dahi mahal vermeyecek bir özel frekansta okşuyor, onun da çok hoşuna giden bu dokunuşlarım sayesinde, biraz da olsa onun aşkına karşılık durumu eşitliyorum..

    beyler bu arada kız arkadaşı olanlara tavsiye babında bir iki kelam etmek istiyorum,
    tamam öpüşüyor, sevişiyor hatta gibişiyor olabilirsiniz, ama arada bir, böyle içinizden geldikçe ama, kendinizi ne gaza getirerek ne de frenleyerek, kızın saçını, yüzünü gözünü okşayın, ama öyle hayvan gibi değil, kibar, sakin dokunuşlar..gibiş sokuş düşüncelerinden uzak bir biçimde, sanki tv deki heyecanlı bir yarışmaya dalmış gibi, dalıp gidin ona..kendinizi unutun..zaten bir süre sonra o da kendini unutacak..

    tıpkı çiçekler gibi, kadınlar da narin dokuşları severler, bakmayın siz brazzersdeki kel adamın öyle hoyrat davranışları karşısında zevkle inlemelerine, rol icabı onlar biliyorsunuz.

    dediğimi yaparsanız, (ama uygun bir anda yapın tabi, yoksa bayram değil seyran değil, eniştem beni niye öptü muhabbetine dönmesin) bir takım farklı şeyler yaşayabilirsiniz ilişkinizde, hem o an için, hem de ilerleyen zamanlarınızda. çünkü her kavga ettiğinizde dahi, eğer sizi gerçekten seviyorsa, gözünü yumduğu an o sevgi dolu dokunuşlarınız gelecektir aklına, üzerinde nasıl tepindiğiniz, dudaklarını nasıl sömürdüğünüz değil..

    onu herkes yapar zaten, ama öbürünü herkes yapamaz-yapmaz..sizin bir farkınız olsun..

    yapan olursa tepkileri paylaşsın bizlerle ;)
    Tümünü Göster
    ···
  15. 2915.
    +8
    @2451, entry-nick güldüm amk *

    beyler son bir part daha yazıp kaçacağım, takip ettiğiniz için bir kez daha teşekkürler
    ···
  16. 2916.
    +3 -9
    adamın biri anana bastı ama kim bilmiyoz.
    bildiğimiz bişey var oda sensin panpa.
    ···
  17. 2917.
    +2
    panpa iyi güzel hoş yazıyorsun da çok yavaş yazıyorsun. bu hıza gidersen 2013 yazında anca bitirecen yüksek lisans anılarını.
    ···
  18. 2918.
    -5
    zorunamı gitti ?
    ···
  19. 2919.
    +16
    http://fizy.com/tr#s/1ahg5c

    vee, nihayetinde ertesi gün..

    ha bu arada şunu da belirteyim, bu yarak serhat eve çıktı 2. sene, o ve iki arkadaşı, neco iyi bari ev meselesinde de onlara katılmadın aq..

    daha gördüğüm anda, yine kan beynime sıçramasına rağmen, insan üstü bir çabayla kendimi frenlemeyi başardım, zira ben temiz bir iş istiyordum..öyle sınıf içi arbedeler, hır gürler hiç de faydalı olmazdı içimdeki yangına..

    nilayın kendini acındıran ve yalvaran bakışları da devamlı beni takip halindeydi..

    ama beyler, kalbi temiz adammışım demek ki..ya da aslında kalbimle hiç alakası yok, tamamen kaderin kaosu, kanı ve göz yaşını sevmesiyle alakalı bir durum..

    çünkü bizler her zaman hayatımızla ve hayatımızdakilerle bir tür arbede halindeyizdir ve kader, yaptığı yemeğin lezzeti karşısında keyfinden parmaklarını yalayarak gülücükler dağıtan bir aşçı gibi, size yarattığı bu kaosların içinde debelenişinizi görmekten hoşlanır..

    ama onun bu özelliği bu kez benim için bir avantaj olacaktı..

    sinirden uyuyamadığım, yatakta dönüp, havayı yumruklayarak denemeler yaptığım ve kavga sonu için artistik-racona uygun kelimeler düşündüğüm gecelerden sonra, nihayet bir perşembe günü, bir şekilde serhatla tuvalette yalnız kalmayı başardııık...

    dediğim gibi, temiz iş istiyorum..bu huur çocuğu, her ne kadar yılanın önde gideni olsa da, gururuna da düşkündür, yani eğer ben bunu tek yakalayıp gibersem gidip de "tsigalko beni dövdüüüeee" diye ağlayamaz..

    peki diyeceksiniz ki, e arkadaşım ya sen dayak yersen ne olacak? hep dövücem, dalıcam diyorsun da, sen hayatın da kaç kişiyi dövdün?

    valla beyler ben gönül adamıyım, şiddetin her türlüsüne karşıyım..hayatım boyunca, çocukluğumdaki pokemonluk zamanlarımı saymazsak böyle tekme tokat ettiğim kavga sayısı, bugün bile hala sadece bir adet. evet bir..25 senede sadece bir kere çok ağır kavga ettim, 2 sene kadar önce. detaylarına girmeyeceğim, ailevi bir mesele.

    onun haricinde de kavga diyemeyeceğimiz, ama benim ya da karşımdakinin minimum hasarlarla atlattığı yumruklaşma, itiş kakışlar filan var, misal 4. sınıfta bir çocuğun dudağını kanatmıştım, bütün kavga sadece bir yumruk sürdü, ben ilk vurunca o ağladı ve olay bitti * ilk vuran o olsa muhtemelen tam tersi durumla karşı karşıya kalacaktık.

    neyse,

    bu serhat olayını biraz ayrı tutalım istiyorum çünkü pek kavga sayılmaz;

    yüzümü yıkadığım sırada, gözlerimi araladığım anda, "o anın bu an" olduğunu anlamıştım..aynadan, hemen arka tarafımda, pisuvara işemekte olan serhatın profilini gördüm..

    aceleyle yüzümü koluma kuruladım..

    soğuk kanlı bir şekilde gidip tuvaletin ayrık kapısını kapadım, içeriye doğru döndüm,

    o ara bu da işemiş, lavabolara doğru ilerliyor..

    bir taktan haberi yok tabi,

    ben de ona doğru ilerledim,

    pisuvarlarla lavabolara giden yolun ortasında aramızdaki mesafe son derece uygun hale gelince, içgüdüsel olarak,

    "hiş, baksana" dedim,

    ve dediğim saniye,

    lafımla arasında belki de saniyenin 10 da biri bir kadar es vererek, omzumun gerisinde, bütün vücudumu ve gücümü kullandığıma inanarak, böyle hafif yukarıdan aşağıya doğru açılı bir biçimde yumruğumu savurdum, tam gözünün altına, elmacık kemiğinin biraz üzerine "trrotk" diye oturttum..

    tamamen hazırlıksız ve dengesiz yakalanan serhat bildiğin pisuvlara uçtu, ben de savurduğum kolumun etkisiyle öne doğru bir iki adım sendeledim..ama var ya, böyle bildiğin kendimi olimpiyat rekorunu kıran ciriti atmış gibi filan hissediyorum..

    aynı zamanda elimde de korkunç bir acı var..

    serhat züt üstü oturakaldığı yerden pisuvarların yan taraflarına tutunarak adiden doğrulmaya çalıştı, karşı atağa geçecek güya..ama sen öldün babacım..sen öldün haberin yok..

    öyle aniden de fırlamaya kalkınca, bir daha dengesini kaybetti, bir daha züt üstü oturdu, sonra da boylu boyunca uzattı kendini yere..

    başın mı dönüyor?

    ben karşımda, yerde balık gibi yatmakta olan serhata bakakalmış bir vaziyette, gardım inik duruyorum..ağzımı açtım..bir şey söylemem lazım sanki, böyle kurtlar vadisi repliklerini aratmayacak cinsten..ama bir şey diyemeden geri kapattım... aq aklıma bir şey gelmedi çünkü ben de ne tak yediğimin farkında değilim..sonra elim, felaket acıyor lan..serhat çakmasın durumu?..gerçi çaksa ne olur adam ağlamak üzere lan?

    önce, serhatın yerde sesli sesli soluk almaya çalışırken ekşiyen yüzüne baktım,
    sonra, az önce atmış olduğum mega punch u düşündüm..

    zaten başka ne söze ne de harekete gerek vardı..

    dönüp hızlıca tuvalette dışarıya fırladım,

    işte o anda, dünyanın bir tuvalet ve orada atılan bir yumruktan ibaret olmadığını sanki bilmiyormuşum gibi yeniden keşfettim..
    acıyan elimi diğerinin içine almış, sınıfa doğru ilerlerken beynime hücum eden düşüncelerle mücadele etmeye çalıştım, bir tanesi hepsinin arasında çok daha belirgin, adeta fosforlu bir tonla parıldamaktaydı:

    "ne yaptım lan ben? ne yaptım??"
    Tümünü Göster
    ···
  20. 2920.
    +4
    takip eden panpalara iyi geceler, görüşmek üzere *
    ···