1. 251.
    -1
    geldim panpalar devam ediyorum.

    - hastaneye annem, babam, yildiray abi ve ben dordumuz gelmistik. babam: -oglum sen git esyalarini topla, biz de kaydini
    aldiralim, dedi. annem de doktorumla gorusmek istedigini soyledi. -tamam, dedim. musayit vakti varsa gorustururum sizi
    odamin bulundugu kata ciktim. odamin kapisi kapaliydi, yavasca kapi kolunu cevirerek actim. icerde hic de beklemedigim
    biriyle karsilasmistim: ercan. zamaninda bana cok iyi davranan bu genc asker, carsaflarindan yastigina herseyi
    degistirilmis yatagimin basucundaki sandalyede oturuyor ve agliyordu. elinde simgibi birsey tutuyor, ve tuttugu sey her
    neyse, ona simgibi sarilmis vaziyette agliyordu. -ercan??? dedim saskinlik icerisinde. ne isin var senin burada? ercan
    aglamaktan kipkirmizi olmus sirke satan bir suratla bana bakti: -yok birseyim.. ... yavasca yerinden dogruldu, sanki butun ailesi birden ayni gun olmus gibi kederli bir hali vardi. -benim icin mi geldin buraya? dedim merak icerisinde. ofkeli bir sekilde bana bakti. -carsi izni.. dedi. bu kadar guleryuzlu ve iyi kalpli birinin boylesine degigib davranmasina epey sasirmistim dogrusu. birden elinde tuttugu seyi ucundan goruverdim ve o anda saskinligim ikiye katlandi. kollarinda simgibi tutup sarildigi sey, sedefin bana hediye ettigi "ozgurluk" ismindeki kitapti. kitabimi tuttugunu gordumu farkeder farketmez kitabi komidinin ustune seri bir hareketle birakti ve bir o kadar seri sekilde oturdugu yerden kalkti.
    gozyaslari hic dinmiyor, elleriyle surekli yasaran gozlerini siliyordu. -bir sorun mu var kardes??? dedim garip garip
    bakarak. -yok, dedi. kusura bakma, kusuruma bakma.. bunlari soyledikten sonra bir ok gibi firlayarak odayi terketti..
    allahallah, dedim. lan bu herif ne ariyor burda amk? diye dusunmeden edemedmi birden ilgimi cekiverdi bu kitap. hic acip
    dogru duzgun okumamistim. yavasca kapagini kaldirdim, kitabin kapaginin altinda "seni okyanuslar kadar seven askin sedef"
    yaziyordu. kitaba detayli bir sekilde goz atmaya basladim: bir delinin anilari anlatiliyordu kitapta. ya da onun gibi
    birsey. assagi yukari yarisina yakini cikan yanginda yanmis olan bu garip kitabin butun sayfalarini hizli hizli cevirip
    daha ayrintili goz atmaya basladim. sonlara dogru bir sayfada kalakaldim, cunku sayfa arasinda bir not vardi: sedef
    tarafindan yazildigini dusundugum bu notta, tam olarak soyle yaziyordu ". "ancak okudukca anlar, okudukca farkeder insan.
    "oku!" emirlerin ilki degil midir? oyleyse okumadan bilemez, anlayamaz insan. okumadan rahata eremez insan." altinda da
    arap harfleri oldugunu dusundugum muhtelif harflerle yazilmis yazilar vardi. ilk once, nasil okuyacam ben bunlari amk
    diye icimden gecirsem de, sonrada her satirin altinda parantez icinde turkce okunuslarinin yazili oldugunu farkettim.
    isin en uzucu tarafi ise, bu duanin yarisindan cogunun yanip kule donmus olmasiydi. -herneyse, dedim. kitabi ve diger
    esyalarimi cantama tiktiktan sonra assagi kata, hilal hanimi bulmak icin yola ciktim.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster