Uyandığımda öğlen olmuştu bile bişeyler atıştırıp kahveye indim ve ihtiyar heyetiyle birazcık muhabbet ettim laf siyasete gelince kalktım oradan. Ne yapayım filan derken gülnihal ablayı gördüm ve yanına gittim. Nasılsın gülnihal abla dün iyi görünmüyordun neyin vardı
Bende bilmiyorum hikayeanlatpanpa birkaç gündür kabus görüyordum sırasında kötü şeyler oldu sağolsun baban yardımcı oldu iyileştim dedi. Aklıma kendi gördüğüm kabus geldi ve babama anlatayım diye içimden kendi kendimi şartladım. Lokman hekim gibi adam nasıl olsa her taka bi çare buluyor. Gülnihal ablaya görüşürüz dedikten sonra camiye gittim ve babamı içeride buldum caminin görevlisi ile 4 halifeyi konuşuyordu. Beni görünce ooo hikayeanlatpanpa bey siz buralara uğrar mıydınız dedi. Baba bişey konuşmamız lazım eve geçelim mi dedim. Benim ciddi olduğumu anlayınca o da işi şakaya vurmadı ve benimle geldi. Olan biteni anlattım ve babam aklın karışmıştır dedi. Geçiştirdi. Ardından akşam ezanını okumak üzere tekrar camiye gitti. Ben de o sinirle bir sigara yakıp evin yakınında bir yere oturdum. Annem elinde bir tabak ile evden çıktı hemen sigaramı arkama saklayarak nereye dedim börek yaptığını ve komşunun tabağını boş göndermenin ayıp olacağını söyledi böreği verip geleceğim dedi. Benim de canıma minnet dışarısı soğuktu sigaramı içeride bitirdim ve odamın kapısını açtım. içeride çırılçıplak küçük bir çocuk duruyordu

Aradan yarım saat geçti ve odadan çıktılar muhtar babamın eline yapışıyor öpmeye çalışıyor babam izin vermiyor filan gülnihal abla da eski sevecenliğiyle çıkıyor odadan bana gülümsüyor içimden ne oluyor amk babam içerde iyi muamele yaptı herhalde diyip kendi kendime güldüm. Muhtar ve kızını yolcu ettikten sonra babam soğuyan çayını tazeledi ve normal bir akşam geçirdik yatmak üzere yataklara dağıldık. Ben işemek için tuvalete gittim ve ardından yatağıma geçtim. Benim kaldığım oda mezarlığa bakıyordu ve bizim evin konumu cami ile mezarlık arasındaydı camiden kalkan cenaze direk mezarlığa defnediliyordu köyde fazla insan olmadığı için ve cenaze aracı olmadığı için böyle bir çözüm yolu bulunmuştu. O gece rahat bir uyku çekerim diyip müzik dinleyerek uyuyakaldım. O gece bir kabus görmüştüm ilk kabusum değildi son kabusum da olmayacaktı ama herşeyin başlangıcıydı bu kabus. Önce odamda başlıyordu kabus mezarlıktan ses geliyordu önce cama bakıyordum birşey göremeyince ışığı yakıyordum ardından sesler gitgide artıyordu ben de merakıma yenik düşüp dışarıya çıkıyordum mezarlığı geçiyordum ve tepeye çıkıyordum. Tepeye çıktığımda sesler netleşiyordu ve davul sesi olduğunu anlıyordum tepeden aşağıya doğru davulun sesine doğru biraz daha ilerleyince derenin hemen kenarında bir kalabalık görüyordum. Kalabalığın ortasında atın üstünde bir gelin duruyordu davul çalıyordu ama kimse oynamıyordu sadece dere boyunca yürüyorlardı ben de pek fazla yaklaşmıyordum aramızda 200 metre filan vardı kalabalıktan birisi beni görüyor ve üzerime doğru koşmaya başlıyordu diğerleri de peşinden geliyordu tam arkamı dönüp kaçacakken yüzü belli olmayan sakallı olduğunu bildiğim uzunca bir adam beni kolumdan tutuyor ve gülmeye başlıyordu o sırada korkuyla uyanıyordum. Söve söve bir sigara yaktım ve sabah olmasını bekledim ardından babamın sabah ezanını okumak için uyanmasıyla temiz bir uyku çektim.

Beyler sözlüğe uzun süre sonra tekrar girdim başlığı farklı bir isimle açmıştım fakat imla hatalarından dolayı tekrar açıyorum olay gerçek fakat beni başımdan geçmedi sivasın doğantepe köyünde 90 ların sonunda geçen bu olayda şahısların ismini değiştirmem istendi olayı yaşayan Cevdet beyin (kendi ismi değil) kendi adı yerine nickimi kullanacağım hikayede herkese iyi akşamlar

Saat 22:00 civarıydı annem ve ben televizyon izliyorduk köy imamı olan babam ise yatsı namazını kıldırmış muhtemelen 5-10 dakika içinde evde olurdu zaten cami ile evimiz bitişikti köylerde yaşayanlar ya da gidenler bilir çoğu köyde imamlara tahsis edilen caminin bitişiğinde bir ev vardır. Biz babamı beklerken dışarıda bir bağırtı koptu hemen bizim kapımızın önünden gelmişti bu ses ve hiç de yabancı değildi bu ses köyün muhtarı olan selim amcanın sesiydi yetiş hocam yetiş kızıma bişeylee oluyor diyordu. Ben daha fazla yaygara çıkarmadan selim amcayı susturmak için dışarıya çıktım ve selim amcayı içeri buyur ettim babamın birazdan geleceğini söyledim. Annem çay ikram etti su getirdi fakat hiçbirini içmedi sürekli camdan yola baktı. Sonunda babam göründü ve evin içinde bekleyemeden dışarı koştu muhtar. Babam şaşırmıştı fakat muhtarla birlikte içeri geldi ve babamın çalışmak için kullandığı ve bizim çok nadir girdiğimiz kiler odasına gittiler çıktıklarında muhtar kızımı alıp geliyorum hocam dedi. Babama ne olduğunu sorduk fakat babam geçiştirdi ve çay istedi. Çaylar tazelendi babama yeni çay geldi ve günlük muhabbete başladık derken kapı çaldı tekrar ve selim amca yanında kızı ile birlikte geldi. Kızı gülnihal abla köyde talibi çok olan alımlı bir kızdı ve benden 2-3 yaş büyüktü ben küçüklükten beri abla dediğim için alışkanlık oldu hala abla diyorum. Gülnihal abla 20-21 yaşlarında güzel bir kızdı ama ne olduysa gerçekten çok kötü görünüyordu o gün. Saçları incin belinde basma eteği ve kafası öne eğik geldi babasının yanında babam kiler odasına geçti tekrar ve ardından muhtar ve kızı da geçti babam köyde böyle işlerle çok uğraştığı için pek yadırgamıyorduk artık annemle ben.

Final part 3/5
Yaklaşık yarım saattir aşağıdaydım ve hiçbir ses duyamıyordum gidip gelen ışıkta yoktu artık karanlıkta ve yalnız başımaydım. Ne yapacağımı bilmiyordum yukarıda neler olduğunu düşünürken birden gün ışığı yüzüme vurdu ve gözlerim acımaya başladı. Bir süre kimin çukuru açtığını göremesemde bana atılan ipe sımsıkı sarıldım ve yukarı doğru çektiler beni. Dedem koşmuştu yardımıma yine. Yukarı çıktığımda durum içler acısıydı hiköet ve adamlarının çoğu ölmüş kalanlar ise cevahir için çalışıyordu. Duyduğum ilk ateş hikmetin kafasına sıkılmıştı. Yaklaşık 15 kadar adam kalmıştı ve artık olaylar bitmeliydi. Dedem elinde bir poşetle kendi payına düşen parayı almış ve hadi kaçalım evlat diyordu tam o sırada ensemde bir nefes hissettim ki bu da cevahirden başkası değildi bizi bir ağaca bağladı ve elimizdeki parayı aldı. Ardından adamlarına arabaları hazırlamalarını söyledi. Kısa bir toparlanmanın ardından bizi ağaçta bağlı olaral bırakıp arabaya doğru yöneldi ben korkuyordum dedem ise buradan kurtulunca bu avradını gibtiğimi vurmazsam cümle alem beni gibsin diyordu

Final part 2/5
Amk telefonundan yazıyorum yazdım silindi ne gibindirik bi iş her neyse sabahın ilk ışıklarıyla arazinin önünde bir araba belirdi içinden inen hikmetti ve hikmet yaralıydı elinde bir heykel ile bize doğru yürümeye başladı ama birkaç adım attıktan sonra yere düştü hemen yardımcı olduk ve o sırada cevahir bana heykeli verip çukura bırakmamı söyledi heykeli aldım ve aşağıya indim kapıya kadar geldim ve kapıyı geçtikten sonra sağdaki odacığa bıraktım heykeli tam merdivenin olduğu yere tekrar giderken birden ışıklar yanıp sönmeye başladı ve ardından merdivenin üstündeki gün ışığı kapandı ve yaklaşık 1 dakika sonra merdiven yere düştü ya da atıldı. Birisi benim burada kalmamı istiyordu ama kim ben aşağıdan bağırıyordum ama sesim yukarı ulaşmıyordu derken yukarıdan 2 el ateş sesi duyuldu. Sonra birden çatışma başladı yaklaşık 5-6 dakika sonra silah sesleri kesildi ve artık hiçbir şey duymuyordum sadece aşağıdan inşallah dedeme birşey olmamıştır demekten başka birşey de yapamıyordum acaba yukarıda neler olmuştu kim kimi koparmıştı gerçekten merak ediyordum.

FiNAL PART 1/5
Anlaşılan birşeyler yolunda gitmiyordu. Hoca hemen bir oda istedi dedemden ve en küçük odaya geçti ayna kağıt gibi şeyler aldı yanına ve odaya girip yarım saate yakın hiç ses çıkarmadan durdu. Kapının önünde sanki ameliyathanede bir yakınımız varmış gibi bekliyorduk hepimiz. Bir süre sonra hocanın konuşma seslerini duymaya başladık. hoca yaklaşık 4-5 dakika duraklayarak konuştu ve ardından kapıya yöneldi. Yanımıza geldiğinde heykellerden bir tanesi yerinden alındığı için başımıza bunlar geliyormuş ve eğer onu yerine getirmezsek yakınlarımızın vefaat edeceğini söyledi hoca. Hikmet abi sinirli bir şekilde adamlarını topladı ve ölen adamın arabayla nereye gittiğini sordu. içlerinden bir tanesi arabanın anahtarını aldıktan sonra çukura girip çıktığını ve ardından benzinliğe gittiğini söyledi orada Süleyman ... ile buluşacağını söyledi bana hikmet abi dedi sadece. Hikmet hemen birkaç telefon ile süleymanı buldu ve ondan alması gerektiği heykeli anlattı önce addıbının cesedinden parayı buldu ve sonra benzinliğe doğru yola çıktı. O paranın iki katına satacaktı süleyman heykeli. Zaten süleyman heykeli aldıktan sonra başına kötü şeyler geldiğini söyledi telefonda Hikmet abiye. Hikmet abi arabanın anahtarını aldığı gibi arabaya koştu. biz ise gerçekten şaşkındık ve sabah olur olmaz çukurun üstünü kapatıp gidecektik sadece havanın aydınlanmasını bekliyorduk. Papaz kendisinin burada yapabilecek başka birşeyi olmadığını söyledi ve gitmek istediğini belirtti. Dedem adama hak verdi ve yolladı evine. Ardından hoca heykelin yerine konulduğu takdirde hiçbir sorun çıkmayacağını söyleyip gitmek istediğini söyledi ona da izin verdi dedem. Acaba bize ne zaman sıra gelecekti amk ? herşeyi geçtim sadece sabah olsun diyordum artık. Dedemle olayın muhabbetini yaptıktan sonra payıma düşen parayı sordum dedeme. Dedem altınları bozdurduktan sonra para olarak vereceğini söyledi bana. inşallah bir binlik olmaz dedim içimden gerçekten bu parayı alamazsam dedemle bozuşurduk. Biz bunları konuşurken içeriye Cevahir geldi ve şimdi ne yapacağımızı sordu. Dedemde Cevahire doğru dönerek bu sabah buradan gideceğimizi söyledi. işte bu habere sevinilirdi...

liseli detected!!! eskilerden beri hikaye altincisinde paylaşırım hikayelerimi korkunçlu nedir amk. ilk partı okudun beğenmediysen gibtir git tutan mı var kardeşim ?

Beni hesaba katmadan 3 ortağa paraları dağıttı ve 18 tane bizans gibkesini de papaz ve hocaya paylaştırdı cevahir. Ardından herkesin payının kendisine dağıtıldığını ve kimsenin kimseden alacağı vereceği olmadığını söyledi. Herkes bunu kabul etmişti ve o sırada Hikmet abinin adamlarından birisi araba istemek için geldi ve sigarasının bittiğini söyledi. Hikmet abi anahtarı verdi ve bizde yavaş yavaş toplanmaya başladık buradaki son gecemizi geçirecektik çünkü ya da biz öyle olacağını sanıyorduk. ikindi vakti olmuştu neredeyse ve bir yemek yedikten sonra ben hırkamı çıkarıp evin içinde demlenmeye başladım. Papaz yanıma geldi ve havadan sudan muhabbet ederek o da demlenmeye başladı yavaş yavaş akşam oluyordu . Hikmet abinin adamı bağırarak eve koşmaya başladı arabanın anahtarlarını getirmiş ama ağlıyordu. Eşinin öldüğü haberini almıştı ve gerçekten başta ona üzülmüştüm. o gece o da burada kalacaktı çünkü hep birlikte buradan gidecektik. Akşam oldu yataklara geçtik ve uyumaya çalıştı herkes. Hikmet abinin adamı yüzünden uyuyamıyordum ağlama sesi bizim odaya geliyordu. Dedem sinirlendi ve biri şu avradını gibtiğimi sustursun yoksa sıkacam kafasına dedi. Dedeme döndüm ve amk evladı adamın karısı ölmüş hala avradını gibtiğim diyosun ayıp be dedim. Dedem güldü ve tekrar yatağa yattı birkaç dakika sonra ses kesildi ve uyumaya başladım. Garip rüyalar görüyordum ve hayatım boyunca hiç görmediğim babaannem beni kendisine çağırıyordu her adımda dahada üşüyordum ama gitmem gerekiyordu. Tam babaannemin elini tutacakken uyandım ve uyandığımda evin çatısındaydım yanımda ise hoca ve 2 arkadaşı vardı. Arapça birşeyler okuyor ve bana üflüyorlardı. Ben hala olayın şokunu atlatamamıştım ki evin ışıkları açıldı ve olanları herkese anlattım. Hoca ve 2 arkadaşı herkesin bir arada yatmasını istedi geniş olan oturma odasından koltuklar çıkarıldı ve yer yatakları hazırlandı bu sayede birisi dışarı çıkmak istese bile çıkarken birine basacak ve bastığı kişi uyanacaktı. Akıllıca bir çözümdü hoca ve arkadaşları bana bir muska taktı ve çukurun olduğu yere inmek istediklerini söyledi yaklaşık yarım saat orada durduktan sonra tekrar yukarı geldiler. Geldiklerinde sinirliydi hoca. hava henüz aydınlanmamıştı ve ben hala düzgün bir uyku çekememiştim. Hoca sinirli bir şekilde kim aldı o küçük heykeli diye bağırdı. Kimsenin heykelden haberi yoktu ve arazinin dışına çıkan sadece hikmet abinin adamı vardı ve bütün oklar onu gösteriyordu. Ama hikmet abinin adamı ortalıkta yoktu araziyi aradık ve en son hocanın bağırışlarıyla hikmet abinin addıbını bulduk. çukurun tam kapı hizasındaki ağaca kendini asmıştı adam ve hala sallanıyordu. Hemen ipten kurtardık ve kalp masajı yapmaya başladık ama nafile adam hayata geri dönememişti. Ben iyice tedirgin olmaya başlamıştım ve bir an önce buradan gitmek istiyordum. tekrar eve çıktık ve birkaç saat sonra hikmet abinin annesinin ölüm haberi geldi.

(P:papaz, B: ben)
P: bak evladım hiç bu işe bulaşmayın gidin buradan sizin için hayırlı değil burası
B: benim elimde olan birşey değil papaz efendi
P: o kapıyı açtığınızda iyi şeyler olacağını sanıyorsanız yanılıyorsunuz
B: Ne olacak hiçbir fikrim yok ama bir an önce buradan bana düşen payı alıp tatil bitmeden evime gitmek istiyorum.
P: kendine dikkat et evlat bu işten sonra evine gidemeyebilirsin
cevap vermeden kafamı salladım ve oradan uzaklaştım bir cigara sardım kendime ve tekrar o kayalıkların olduğu yere gittim bu papaz beni ürkütmüştü ikide bir gizemli konuşup duruyordu. Bir an önce şu hoca gelsede şu kapıyı açsa ne oluyorsa olsa diye düşünüyordum. o sırada arazinin yakınına bir araba yaklaşıyordu. Büyük ihtimalle bu hocanın arabasıydı. Tepeden indim ve arazinin girişine doğru ilerlemeye başladım. Hoca tek gelmemişti yanında 2 kişi daha vardı ki bunlar benden yaşça en fazla 4-5 yaş büyüktü ve hocada orta yaşlı birisiydi. Selam verdikten sonra içeriye girdi ve papazı görünce şöyle bir süzdü ama birşey demedi. Dedem olanları anlattı hocaya ve aşağıya doğrru inmeye başladık hoca papaz ile birşeyler konuştu ve papaz kapıyı açtığında hoca gereken duaları okuyacaktı. Papaz malzemelerini aldı ve ritüele başladı. Önce sesini titreterek birşeyler okumaya başladı gittikçe sesi yükseliyordu. Kağıtları kapının önüne dizdi ve tütsüler yaktı ardından sırayla kağıtları ateşe verdi fakat kağıttan çok fazla duman çıkmaya başlamıştı. Bir kağıttan çıkabilecek dumanı düşünün işte ondan çok daha fazlası ve garip kokuyordu duman. Yine toprak titremeye başladı ve kapı hafifçe açıldı sadece 1 insanın sığabileceği kadar açılmıştı. Hoca o sırada birşeyler okuyup bize üflüyordu. hocanın içeriye girip birşeyler yapmasını bekliyordum. Hoca ağzını kapatınca neden içeri girmediğini sordum. Aldığım cevap karşısında gerçekten şaşırmıştım çünkü hoca buraya bizim güvenliğimizi sağlamak için geldiğini söylemişti. Biz bu konuşmayı yaparken papaz içeriye doğru yöneldi ve kapının arkasından birşeyler daha yaptı ardından kapı açıldı iyice ve topraklar dökülmeye başladı. Toprakları temizledik ve önümüzde bir yol vardı. Birkaç odacık vardı yolda sağda ve soldaki odacıkların içinde küçük heykeller ve yer yer altınlar vardı. Papaz kimse heykellere dokunmasın sadece altınları alın ve burayı terkedin dedi. Herkes bunu onayladı ve sadece altınları aldık geriye kalanlara dokunmadık. Altınları büyükçe bir poşete doldurup eve doğru yürümeye başladık.

EVET BEYLER SON 7 PART KALDI VE 2 TANESiNi SERi SERi YAZIYORUM KALAN 5 TANESiNi AKŞAM SAAT 21:00- 22:00 ARASINDA YAZMAYA BAŞLAYACAĞIM UZUN ZAMANDIR SÖZLÜĞE HiKAYE YAZMAK iÇiN GiRMiYORDUM AMA BUNDAN SONRA HER CUMARTESi BU TÜR HiKAYELER YAZACAĞIM HiKAYELERiMi TAKiP ETMEK iSTEYENLER HESABIMI TAKiP EDEBiLiR SAYGILARIMLA hikayeanlatpanpa...

Arabaya bindiğimizde dedemle konuşmaya başladım
B: bak babalık bu mafya bozuntusu cevahiri gözüm hiç tutmadı
D: sen ne bileceksin bu ortamları amk sus da işine bak sağlam adamdır bunlar
B: öyle olsun bakalım ananın dıbını görmede sonra
bir türkü açtı ve yola koyulduk. Ardından yine aynı benzinliğe gelip alacaklarımızı aldım şimdi niye bu amk salakları benzinlikten alışveriş yapıyor diyen panpalarım olacaktır amk yerinde bir tane market yok bizde mecburen benzinlikten alışveriş yapıyoruz . Alacaklarımızı alıp döndük tekrar araziye. Birkaç adam vardı kapının önünde onlara anahtarı verdik ve poşetleri eve taşımalarını söyledik. Eve gider gitmez ben yatıp uyudum gerçekten çok yorulmuştum. Ama amk yerinde saat 6 da adammı uyandırılır amk papaz geldi diye saat 6 da uyandık ve kahvaltı yaptık. Bu sefer hayvan gibi yemiştim çünkü her istediğim zaman yemek yiyemiyordum bu amk yerinde papazla tanıştık papaz rumdu ve çat pat türkçe konuşuyordu eski zamanlarda dedesi istanbul da kuyumculuk yapıyormuş. Neyse babacım kahvaltımızı yaptık tekrar o deliğin içine girdik. Amk yeri sabahın köründe çok soğruk oluyordu bir de toprağın altındaysanız buzhane gibi oluyor. Neyse ki yanımda hırkam vardı ve ona sarılıp aşağıya indim. Papazı kapının oraya zütürdük ve papaz kapıyı incelemeye başladı yaklaşık 15-20 dakika inceledi ve çeşitli yerlerine dokundu. Bu kapıda papaz büyüsü olabilir dedi ama ben taşşak geçiyor sanıyordum. Ardından birkaç bişey okudu ve kapı birazcık yerinden oynadı ama hala açılmamıştı ardından birşeyler daha okudu ve toprak sallanmaya başladı kapı yine eski haline döndüp kapandı. Papaz bize dönerek burayı koruyanlar gerçekten akıllıca davranmış siz kapıyı açsanızda bu hazineyi kullanamazsınız. Cevahir papazı azarladı ve sen işini yap dedi. Papaz buna biraz bozulmuş olsada yukarıya çıktı ve hemen gerekli kağıtları tütsüleri malzemeleri topladı tekrar kapının önüne gelmek için çukura indi. Saat 9 a geliyordu ve amk papazı hala hiçbir tak yapamamıştı. Papaz ritüeli yapmadan önce son kez dedeme döndü ve bakın eğer bu kapıyı açarsanız içerideki kötü ruhları serbest bırakmış olursunuz tehlikeli bir iş bu sizin dininizdeki hocalar burada olmadan bu işi yapmak risklidir dedi. Kötü ruh dediği cinlerdi çünkü hristiyanlarda cinlere kötü ruh deniyordu gibisinden bir beyin fırtınası yapmıştım orada dedem haklı buldu papazı ve bağlantılarının olduğunu söyledi bu da akşama kadar bekleyeceğimiz anldıbına geliyordu. Yukarıya çıktık ve dedem bir telefon daha açtı bu seferde cinci hoca geliyordu. Ama saat daha erkendi bulunduğu yerden buraya gelmesi 2-2 buçuk saat sürecekti. Papazın konuşması çok hoşuma gitmişti şivesi çok güzeldi ve muhabbet etmek istedim yanına gittim ve nereden muhabbet açabilirim diye düşünürken papaz lafa girdi

Dedem yaklaşık 2 km ötedeki bir maden ile konuştuğunu orada kendi tanıdıklarını devreye soktuğunu ve elindeki dinamitleri göstererek onları maden ile eş zamanlı olarak patlatacağımızı söyledi saat 18:00 da ilk dinamiti patlatacaktık ve 5 dakika sonra bir tane daha toplamda 3 tane dinamit patlatacaktık. Madenle eş zamanla patlatırsak çevredeki köylerden sıkıntı çıkmayacağını söyledi dedem. Saat daha 15:00 dü ve karnımız acıkmaya başlamıştı. Hemen benzinlikten aldıklarımızı tekrar aldık az kalmıştı yemek stoğumuz onlarıda yemeye başladık. Yemeğin ortasında Cevahir telefonu çaldığı için kalkmış ve diğer tarafa geçmişti. Benim gözüm bu adamı hiç tutmamıştı vardı bir binlik bu adamda ama yakında kokusu çıkar dedim ve peşinden gitmedim. yemeği yedikten sonra yanıma benden 2-3 yaş büyük bir çocuk geldi takım elbiselilerin arasından çocuk bana abi diyordu amk. Anadolu şivesiyle konuşan temiz yüzlü biriydi. Ben evin arkasında cigara sarıyordum. Bir tane verirmisin dedi bana. Paketten çıkarıp bir tane parlement uzattım. içti ve abi bundan başka varmı sende dedi elimdekini göstererek. Bu bildiğin sigaralardan değil kardeşim boşver sen takılma benimle bak elin yüzün düzgün bozma kendini. Abi sen ne kadar kazanıyorsun bu işten dedi çocuk. Amk bi türlü gitmiyordu çocuk neyse ki sonunda cigarayı sarmayı bitirmiştim ve içmeye başladım . Bir anda bir rahatlama geldi ve çocuğa cevap vermeden yukarıya doğru çıktım. Tel örgüleri geçtim ve yüksek bir tepeye çıkıp civar köyleri ve bizim alanı izlemeye başladım. Yanımda demlenmek için birkaç bişey getirmiştim. tam kıvama geliyordum ki dedem yine yanımda bitti. Amk müneccimmiydi neydi bu herif ama iyi ki gelmişti bu amk dağında tek başıma canım sıkılıyordu. hazır mısın evlat dedi. Hazırım. Hadi yapalım şu işi dostum dedim ve yaklaşık yarım saat sonra dinamit patlatacağımızı öğrendim. ama dinamiti biz koymayacaktık oraya adamlar koyacaktı. Zaman geldi ve biz deliğin dibinde bekledik cevahirin adamları dinamiti koyup yukarı çıkıyordu. Birincisi patlamıştı ve üstünde durduğumuz toprak sallanmıştı hemen içeriye girdik üstten biraz toprak düşmüş odacıkların bazıları dağılmıştı ama kapı hala olduğu gibi duruyordu. 5 dakika sonra diğer dinamiti patlattık yine aynı senaryo sonra 3. ve son dinamiti patlattık değişen birşey yoktu o kapıyı açamamıştık bir türlü. Ama yılmak yoktu dedem hemen telefona sarıldı ve aşağıya inerken birkaç kişiyi aradı. Tünelde telefon çekmiyordu bu yüzden sadece kapının önünü açtık küreklerle ve kapının üzerindeki işaretleri çekmeye başladı dedem. Ardından mesaj olarak birine gönderdi ve beklemeye koyulduk. çok geçmeden dedem bu işaretlerin kesinlikle bizans dönemine ait olduğu ve büyük ihtimalle saray hazinesi olabileceğini söyledi. Üzerinde bir büyü olduğunu ve daha fazla dokunmamamızı söyledi. işin ehli birini çağırmamız gerekiyordu. Bizans hazinesine imamlar büyü yapamayacağı için bir papaz bulmamız lazımdı. Dedem bir papaz tanıyordu ve onu arayacağını söyledi. Hep birlikte eve geldik dedem telefon açtı ve papazla konuştu. Papaz yarın sabaha burada olacağını söyledi ardından ben dedemle birlikte yiyecek almak için arabaya doğru yöneldik.

BEYLER SON 7-8 PART KALDI BU AKŞAM BU HiKAYEYi BiTiRiYORUM REZLERiNiZi EKgib ETMEYiN ŞUKUNUN BiR ÖNEMi YOK

Eve girdiğimizde dedem önce bir sigara yaktı ardından derin bir nefes alarak konuşmaya başladı
Bakın beyler bence bu işte bizim yapamayacağımız şeyler var bu yüzden imam papaz ya da işin pgibolojik tarafına bakan birini bulmamız gerekebilir. Önce balyoz bulalım adamları içeri gönderip kapıyı kırdırtmaya çalışalım o sırada bende kapının üstündeki işaretleri araştırayım evlat sen cevahir abinle gidiyorsun dedi.
Demek mafya bozuntusu adamın adı cevahirdi tamam dedim ve işe koyulduk cevahir bana durmadan şunu getir bunu zütür şöyle yap böyle yap diyordu. Önce balyoz aldık biri bende diğeri cevahirdeydi. Merdivenin başından aşağıya attık ve önce ben indim kapının önü ancak iki kişinin sığabileceği kadar olduğu için 2 tane balyoz aldık. Ve kapının önüne bırakıp yukarıdan iki tane adam çağırdık balyozla vurmaya başladılar kapının alt tarafından demir sesi geliyordu balyozla vurulunca üste çıktıkça taş sesi gelmeye başlıyordu yaklaşık 3-4 saat balyoz ile nöbetleşe çalıştı adamlar ama kapı yerinden bile oynamadı sadece üstündeki işaretler zedeleniyordu. Cevahire daha fazla uğraşmayalım işaretleride kaybedersek yannanı yeriz dedim ama sen karışma çocuk gibi bir cevap alınca sinirlendim ve yukarı çıktım eve gidip sigara paketimi aldım ve evin arka tarafında içmeye başladım yarım saat sonra merdivenin orada cevahiri gördüm ve ardından adamları çıktı anlaşılan hiçbir şey olmamıştı dedem ortalıkta yoktu telefonu da evdeydi acaba kayalıklarda hikmetimi gibiyor diye düşünsemde yarım saat daha bekleme kararı aldım ve sigara içip telefonumla uğraştım henüz yarım saat geçmemişti ki aşağıdan dedemin sesi geldi. Elinde büyükçe bir poşetle eve girdi ve mafya bozuntusu cevahiride içeri çağırdı poşeti açtı ve içindekileri dışarı çıkardı. Ardından bir ufak toplantıya daha başladık

Arazinin içine girdiğimizde mafya bozuntusu bir adamla selamlaştık ve eve doğru yürümeye başladık. Evde küçük bir kahvaltı yaparken dedem ve mafya bozuntusu adam konuşmaya başladı. (M:mafya,D: Daşşaklı dedem )
M: Tarık abi sizi erken çağırdım çünkü bi yere geldik ve bir türlü kapıyı açamıyoruz (dedemin adı tarıktır bu arada beyler.)
D: Bölüm sonu canavarına denk geldiniz yani kardeşim öyle mi
M: öyle sayılır. istersen gel bi bak sen bu konuda daha tecrübelisin
D: gel bakalım kardeş bi bakalım ne olmuş ne bitmiş
diyip evin arka tarafına doğru ilerlemeye başladık. Evin arka tarafında yaklaşık 20 tane takım elbiseli adam etrafı kolluyordu. yaklaştıkça adamların ortasındaki yerde duran kocaman çukur gözümde belirginleşmeye başladı. Çukurun ağzında bir merdiven vardı toprağa sabitlemişler. Merdivenden aşağıya önce Mafya bozuntusu olan herif sonra dedem hikmet abi ve en son ben indim. Yaklaşık 7-8 basamak indikten sonra yerin altındaki tüneli görmeye başladım. Burası derin bir şekilde kazılmış ve zıplasam bile kafamın yukardaki toprağa değemiyeceği bir yerdi. tünelin sağ ve sol tarafına yaklaşık 2 metre aralıkla taktıkları led ışıklarla aydınlanmayı sağlamışlardı. ilerledikçe sağda ve solda küçük odacıklar görünmeye başlamıştı. Burası bir labirent gibiydi. Düz devam ederken birden Mafya bozuntusu adam arka cebinden 4 e katlanmış bir harita çıkardı ve led ışığa doğru yaklaştı. Ardından sol taraftaki küçük odacığa girerek yola devam etti. Arkasından bizde onu takip ettik biraz daha yürüdükten sonra bahsettiği kapıya gelmiştik. Kapı gerçekten çok büyüktü ve üzerinde garip semboller vardı. kapının önüne büyükçe bir çukur açılmış fakat aşağısı bulunamamıştı. Dedem kapıyı incelemeye başladı ve ardından mafya bozuntusu adama işaret vererek tekrar dışarıya doğru hareket etti. Merdivenlerden tekrar yukarı çıktık. Gün ışığını görmek gerçekten güzeldi. Eve doğru yürümeye başladık anlaşılan küçük bir toplantı yapacaktık.

Kaç saat uyuduğumu bilmiyordum ama uyandığımda hava aydınlanmıştı. Bir benzinliğe girmiştik ve arabada sadece ben vardım. Büyük ihtimalle tuvalette ya da markettelerdi. Arabadan indim ve küçüklükten beri sevdiğim arabaların havalarına bakılan yere gidip oradaki suyla yüzümü yıkadım. Popmacı bana bakıyordu. Hiç aldırış etmeden markete doğru yöneldim dedem kucağını yiyecekle doldurmuş kasaya doğru gidiyordu. Yanına gittim ve selam verdim.
D: uyandın mı evlat
B: uyandım da dede bu kadar yiyeceği kime alıyosun amk aşevimi açtın naptın ?
D: geldik sayılır amk orda kaç tane adam var bi kahvaltı yaparız oraya gidince
B: iyi bakalım öyle olsun.
diyip istediğim şeyleri de dedemin kucağına koydum. Ardından tuvalet ihtiyacımı görüp arabaya doğru yürümeye başladım. Başım çok fena bir şekilde ağrıyordu. Telefonumu açtığımda 5 cevapsız arama 10-12 tane mesaj vardı cevapsız aramalar yelizden mesajlar da bizim tayfadandı. Arabadan indim ve yelizi aradım.
(Y:yeliz B: ben )
Y: alo
B: alo
Y: efendim hikayeanlatpanpa
B: beni aramışsın ne oldu
Y: konuşmamız gereken birşey var parka gelirmisin
B: yazlıkta değilim bu yaz gelmem daha büyük ihtimalle ne oldu ?
Y: hikayeanlatpanpa ben hamileyim heralde
B: ney ! ?
Y: maalesef öyle ne yapacağız şimdi
B: test mest yaptınmı ?
Y: yaptım pozitif çıktı
B: vay amk. Onun hapı filan vardır git ondan al
Y: o kadar param yok
B: bizim eve git hikayeanlatpanpanın bana borcu vardı vermedi de annem sana verir parayı
Y: olurmu ki öyle
B: olur olur öyle yap sen
Y: tamam
derin bir oh çektikten sonra endişeli endişeli arabaya döndüm birkaç dakika sonra da dedemler geldi zaten. yaklaşık yarım saatlik bir yolculuğun ardından iki dağın arasında kalan taşlık bir araziye geldik. Genişçe bir araziydi burası ve ortasında 3 katlı bir ev vardı.
Civarda görülmesi zor ve yolu olmayan bir yerdi dedemin neden burayı tercih ettiğini anlıyordum. araba zor da olsa arazinin yakınına girdi ve 6 aracın yanına bizde arabayı park ettik. Hepsi makam aracı gibiydi aşağıya indik ve kapıyı açarak arazinin içine girdik.

Yazlığa geldiği arabanın içinde beni bekliyordu dedem. Yanına gittim ve kapıyı açtım ön tarafta bir adam vardı bu yüzden arka koltuğa oturdum ve dedem beni adamla tanıştırdı
D: dedem, B: ben, A: adam )
D: bak evlat bu da gömü ortaklarımızdan birisi sağlam adamdır tanış
B: ben hikayeanlatpanpa
A: memnun oldum kardeşim bende Hikmet
B: abi sen mafya filanmısın takım elbise silah filan hayırdır bizimi koparıyosun ?
Ufak bir gülümsemenin ardından
A: Sayılır kardeşim mafya olmasakta civarda saygı görürüz
D: şimdi beyler ben anlatacaklarımı anlatayım sonra ne muhabbeti yapıyorsanız yapın
Bu gömü alanı cinliymiş duyduğuma göre önceden de cinlerin koruduğu gömüleri çıkardık. Ama bu bizans zamanından kalma kallavi bi gömüymüş bu sefer bize Hikmet aracı oldu ve tehlikeli adamlarla işe giriyoruz. Ona göre heryerde taşşak muhabbeti yapma evlat. Yaklaşık 25-30 tane adam olacak orada. Hem hikmetin hem de mafyanın adamları onlarla da pek muhabbete girme anladın mı ? gittiğimizde her ne görürsen gör bizim gömü alanımızın dışına çıkma biz orayı Tellerle çevireceğiz zaten arsayı 3 ortak birlikte aldık. bi problem çıkmaz. Bir de işten kaytarma yoksa payını keserim ona göre.
B: bu kadarmı babalık
D: bu kadar
B: tamam o zaman ben uyuyorum geldiğimizde uyandırırsın
D: yat sen yorgunsundur zaten
cevap vermedim ve kulaklığımı takıp uyumaya başladım o arada zaten araba çalıştı ve yola çıktık.

Ardından üstümdekileri çıkarmaya başladım. O ana kadar hiç bu kadar istekli olmamıştım yeliz ayağa kalktı ve üstündekilerini benim çıkarmamı istermiş gibi hareketler yapmaya başladı. Bende napıyo bu amk huuru diyip üstündeki gömleğin düğmelerini çözmeden asıldım ve gömlek koptu. Yelizin yüzü biraz düşsede hiç umrumda değildi eteğini çıkarttı ve haşmetliye doğru eğildi. Birkaç dil hamlesinden sonra ayakta durmakta zorlandım adeta dizlerimin bağı çözülmüştü bu huur kesin daha öncede yapmıştı bunları. Yeliz haşmetliyle olan selamlaşmasını bitirdikten sonra südyenini ve tangasını çıkarttı yatakta kısa süren bir öpüşmenin ardından artık maç yapmaya gelmişti sıra. Yelizi yatağın baş kısmına zütürdükten sonra doggstyle yapmaya karar verdim tam işe koyuldum yeliz inliyordu ki birden geriye çekildi ve hemen geliyorum diyip odasına gitti. Birkaç saniye sonra elinde kelepçelerle geldi. işte bende bundan korkuyordum amk neyse ki onun elinden alıp hemen yatağa bağladım yelizi. Ardından türlü fanteziler yeliz çıldırıyordu ama sesi çok yükselmişti. Çevredekiler duyarsa benim için sıkıntı olabilirdi çünkü babam böyle şeylere kızıyordu. Kendisi yapamamış zamanında bari yapana engel olmasın amk . 2. posta da bittikten sonra birer sigara yaktık ve tavana bakmaya başladık. Tabi ben yelizi çözmüştüm. Sigaram henüz bitmemişti ki yeliz birden haşmetliye oturdu ve garip garip sesler çıkarmaya başladı artık kontrol yelizdeydi. Derken tam bende kıvama gelmişken telefonum çalmaya başladı. Arayan tahmin edeceğiniz gibi Koca Taşşaklı dedemdi. Yeliz boşver açmaağ diye bişeyler desede dedemin telefonunu açmak zorundaydım.
(D:dedem, B:ben)
D: napıyosun lan eşşoleşşek
B: (nefesimi düzenlemeye çalışarak) arkadaşlarla sahildeyim babalık
D: bende dünkü çocuğum zaten gavata bak anlamadım sanki. Git üstünü filan giy çabuk buraya gel sana anlatmam gereken şeyler var
B: dede saykomusun nesin amk yataktan adammı çağırılır ?
D: lan gel amk kokmuş amcıklı kızlarla sevişiyosun zaten şu gömü işi bitsin bu işin inceliklerini anlatacağım sana
B: geliyorum dede amk geliyorum
Yelize bir bakış attıktan sonra son bir öpüşmenin ardından üstümü giyindim ve evden çıktım. Bizim eve doğru yürümeye başladım. Acaba bu huur çocuğu yine bana ne anlatacaktı ? eve yaklaştığımda kapının önünde bir kalabalık vardı. iki valiz ve dedem gülerek bana bakıyordu. yanına gittiğimde dedem
D: yolda konuşuruz erken gitmemiz gerekti gömü alanına
B: (dedemi kenara çekerek sessizce) Lan manyakmısın amk cünüp cünüp gömüyemi zütürcen beni
D: amk bi işide düzgün yap be gibtir git duş al 15 dakika sonra kapının önünde ol
B: aramasan düzgün yapacaktımda neyse amk tamam geç sen kapının önüne ben duş alıp alacaklarımı alıp geliyorum
D: valizin biri senin züt oğlanı herşeyi aldım
B: adamsın bro geliyorum o zaman
Dedim ve gusülden sonra saçımı kurutup kapının önüne çıktım.

Bende yanına oturdum ve Yeliz konuşmaya başladı.
(Y: yeliz , B: ben )
Y: ne oldu bitanem bişeyin mi var ?
B: yok sadece baş başa vakit geçirmek istedim o yüzden buraya gelmek istedim
Y: Hmm iyi yapmışsın sen demeseydin ben diyecektim zaten
B: öyleyse sex başlasın
Ufak bir gülüşmenin ardından gözgöze geldik ve öpüşmeye başladık. Kırmızı ojeli tırnaklarını sırtıma geçirmeye başlamıştı yeliz. Önceleri acıtmasada dillerin dansı hızlanmaya başladıkça tırnakların kuvvetide artıyordu. Bir süre sonra ben geri çekildim ve
B: napıyosun dıbını yediğim yavaş sırtımı acıttın
Y: (gülerek) tamam konuşma devam et
Bu amk kızıda ya çok abazaydı ya da saykonun önde gideniydi. Birbirimizi öpüşürken ufak ufak ellemeye başladık ve ardından yeliz geri çekilerek
Y: dışarısı soğudu baya istersen bize gidelim babamlar bugün eve gelmeyecek
tırnaklarını sırtıma geçirdiği için önce pgibopat bir fetişçi olduğunu düşünsemde sonra kaç gün buna ihtiyacım olacağını düşünerek kabul ettim ve eve doğru yürümeye başladık. Yaklaşık 10-15 dk yürüdükten sonra binadan içeriye girdik anahtarı eline aldı kapıyı açacakken elimi daldırdım eşofmanının içine bir anlık refleksle arkasına döndü ve dudaklarına yapıştım daha eve girmeden başlamıştık kapıyı zorda olsa açtı ve içeriye benim kucağımda girdi. Hiç konuşmadan boş bulduğum ilk odaya zütürdüm büyük ihtimalle burası babasının ve annesinin sex odasıydı ama bu sefer sıra yelize gelmişti. ışığı açtım ve yelizi yatağa doğru fırlattım

D: nasıl gidiyo hayat basıyomusun karıya kıza
B: ne karısı kızı dede bu aralar durumlar karışık. gibtir et karıyı kızı şimdi sen nerden aldın o arabayı geçen sene iett kartı istiyodun benden
D: sanki bilmiyosun eşşoleşşek düzenli bi işimmi var benim gömü ne zaman bulunursa o zaman çıkarmaya gidiyorum bu seferki gömü sağlamdı arabayı aldık
B: vay amk o kadar para çıktımı
D: ne sandın zütelek. Bak yine bi tane gömü bulmuşlar benim ortak yan çizdi tek gitmek istemiyorum ben yolda sıkılırım sende benimle gel hem ordan pay alırsın hem de öğrenmiş olursun bu işleri
B: bana kalsa gelirimde bu cücük kafalı babam ne der bilmiyorum
D: kim giber onu. Ben geliyosun dedim bitti valizini hazırla 2-3 gün sonra yola çıkıyoruz
B: tamam o zaman ben gitmeden bi sahile ineyimde karı kızla uğraşıyım
D: git bakalım buldun sıcak amcığı beni kim gibler al şunuda cebinde dursun
B: eyvallah babalık sonra görüşürüz
D: fazla ağrıtma belini lazımsın bana

Bu konuşmanın ardından tekrar sahile indim ve demlenmeye kaldığım yerden devam ettim o sırada dedemle birlikte gideceğimiz gömü yerini düşünüyordum acaba nasıl birşeydi. Sonra dedemin bi gün meteliksiz dolaşırken bir gün arabalarla eve gelmesini düşündüm. Dedem garip adamdı amk oradan buradan arsa alıp babam ve amcama borcunu ödettiriyordu. Hiç düzenli olarak kredi ya da senet ödediğini görmedim bu adamın Babaanem genç yaşta vefat ettiği için kurulu bir düzeni olamamış adamın bu yüzden parayıda elinde tutamamış. Amk saykosu milletinde dedesi var hacca gider namaz kılar bizimki taşşak muhabbeti yapan kendini benimle aynı yaşta gibi gören delinin teki. Deli filan ama benim dedem iyi adam be. Ben denize bakıp bunları düşünürken yazlıktaki yaz aşkım yeliz beni dürttü.
(Y:yeliz , B: ben )

Y: ne oldu daldın gittin hikayeanlatpanpa bi derdin mi var
B: evet bi derdim var
Y: ne oldu anlat
B: gel parka doğru gidelim burada anlatmıyım
Y: gidelim hadi
Dedi ve parka yani daha ıssız bir yere gitmeye başladık. Gömü çıkarmaya gittiğimizde hep erkekler olacaktı oraya gitmeden önce bir maça çıkmalıydım. yoksa dağı taşı delerdim dedem taşşak geçebilirdi. Televizyona çık ama o adamın diline düşme çok lanet bir çenesi vardır dedemin. Parka doğru gittik ve yeliz banka oturdu.

Olayın geçtiği yeri gömü hala çıkarılamadığı için buraya yazmayacağım.

Bu işlerle ilgilenen kişi Bizim sülalemizde Emekli polis olan Dedemdir. Dedem ömrü boyunca gömü uğrunda koşmuş sigarası alkolü ekgib olmayan ve 5 tane torunu olan bir adamdır. Tek iyi geçindiği torunu benim çünkü yaptığı taşşak muhabbetlerine aynı samimiyetle sadece ben cevap veriyordum.

O zamanlar lise 3 de olan bir panpanızdım okullar kapanmış ve yazlığa gitmiştik. Yazlık ortamı güzeldi kızlar havuz deniz azıcık da gitar çalmayı biliyordum herşey çok güzel gidiyordu ta ki dedemin yazlığa beni ziyaret etmek için gelmesine kadar.

Sahilde demlenirken evimizin önüne lüks bir arabanın yanaştığını gördüm bu araba babamın olamazdı çünkü o 8-5 arası işe gidip gelen ve gümrükde çalışan bir memurdu ayrıca cimri herifin tekidir diyip yanımdakilerden müsade isteyerek kalktım. Arabanın yanına giderken aşağı inenin dedem olduğunu gördüm. dönüp bana baktı ve :
(D: dedem, B: ben )

D: nabıyon la avradını gibtiğim
B: iyi napıyım sahilde oturuyodum sen napıyosun
D: seninle konuşacaklarım var gibtir et şimdi sahili gel yukarı çıkalım
B: hadi çıkalım bari (sessizce) amk acaba yine ne diyecekse
D: bi kerede söylenme gavat yürü.

Yazlık kendisinin olduğundan bu kadar rahat davranıyordu. Ama babacan adamdı kendisi yazlıktaki herkesin maddi durumu bizden iyiydi buna rağmen dedemin sayesinde en çok harçlıkla dışarda dolaşan genç bendim o sıralar. Dedemin peşinden gittim ve babama ufak bir selam verdikten sonra üst kattaki odama geçtim üst kat sadece bana aitti dedem çatı katındaki tek odayı bana vermişti ve anahtarı sadece onda ve bende vardı. Yazlığın alt katında ise her ay bir kardeş gelip kalıyordu. Babamlar 3 kardeş olduğu için hiçbir problem çıkmıyordu. Odaya geçtik dedem bir tane sigara istedi benden ve cebinden çıkardığı zippo çakmakla sigarasını yakarak konuşmaya başladı :

Rezervasyon

Teşfkdürler ryşriz kudkura basdkma tek rlle bu kasdar oluyo

PART7
Pakize teyze yengemin emanetini bize verecekti fakat onunda iletilmesi gereken bir emaneti olduğunu söyledi. iki köy ötede yaşlı bir ninenin olduğunu ve buna gerçekten çok ihtiyacı olduğunu filan söyledi. Bir an önce bu köyden kurtulmak istiyordum bu yüzden kabul edip hemen zütürüp vereceğimi söyledim. Şimdi yola çıkacağımı ve kutuyu getirmesini söyledim. Bir gün daha fazla kalıp rüyaların devam etmesini istemiyordum. Kutuyu vermeden önce de rüyalarımı anlatmak üzere bu köyün camisine gitme planım vardı. Pakize teyze odasına doğru yürüdü. Aradan fazla bir zaman geçmemişti ve elinde bir kutuyla geri döndü. Emanetinin bu kutuda olduğunu ve bunuda iki köy ötedeki sevim nineye zütürmem gerektiğini söyledim. içimden inşallah sevim ninenide iletilecek bir emaneti yoktur diyerek kutuyu aldım. Evden çıktım ve arabaya doğru yürümeye başladım. Bu sırada pencereden yine o çocuk bana bakıyordu. Ama bu sefer değişikti. Birden arkadan birisi çocuğu içeriye çekti ve ardından çocuğun çığlıklarını duymaya başladım. köy bomboştu bir allah kulu yoktu. Hemen çocuğu kurtarmak için eve doğru koştum tam evin kapısının önüne gelmişken çocuk tekrar pencerede belirdi ve bu sefer yine o yüz ifadesi ve alaycı kahkahasıyla beni karşıladı. işte buna sinirlenmiştim kapıyı yumrukladım ve bir süre sonra uykulu bir şekilde kızgın yüz ifadesi ve yüz hatları korkunç bir adam kapıyı açtı. bininize sahip olun elimde kalır! amk köyünde bir tane düzgün adam yokmu lan! diye bağırdım. Adam hiç istifini bozmadan Az kaldı ademoğlu ! dedi sadece imalı sözcüklerle. Ardından da kapıyı kapattı. Arkamı döndüm ve bu köyden bir an önce gibtirip gitmek için arabama doğru yürümeye başladım. Bu çocuk her kimse gerçekten çok zekiydi çünkü her fırsatta benimle kolayca dalga geçebiliyordu. Ama artık buna bir son vermem gerekiyordu. Pgibolojim iyiden iyiye bozulmaya başlamıştı. Arabanın yanına geldiğimde camları hafif buz tutmuştu. içi ise çok soğuktu. Biraz üşüdüm ve ellerimi ağzıma yaklaştırarak ısıtmaya çalıştım. Ardından kontağı çalıştırdım ve kutuyu yan koltuğa koydum. Köye geldiğim yola doğru sürmeye başladım. Köyün girişine zor da olsa gelebilmiştim ve hala bir insana rastlamamıştım beni ürküten şeyde buydu işte. Aklıma yaşlı amcanın dedikleri geldi. Sabah kimsenin olmayıp akşam herkesin sokaklara dökülmesi amcanın söylediklerini destekliyordu burası cinnilerin köyü olabilirdi. Köyün girişine geldiğimde bu köye ilk gelirken yolu sorduğum çobanın sürüsü yine önümden geçiyordu ama bu sefer başında başka birisi vardı. Sonunda bir insana rastlamıştım ve Camii nin nerede olduğunu sormak için yanına yanaştım ve konuşmaya başladık. ( Ç: çoban- B:ben )
B: selamın aleyküm
Ç: Aleyküm selam yeğenim
B: dayı bu köyün camisi ne tarafta acaba ?
Ç: Bu köyde ne camisi yeğenim bu köyde cami filan yok.
B: Nasıl yani dayı şimdi koskoca köyde cami yokmu ?
Ç: Bir bu köyde bir de 2 köy ötede ademoğlu yaşamaz yeğenim şerli varlıkların köyleridir oralar. Müslüman olmadıkları için camileri de yok.
B: Dayı bu sürünün başında geçen gece sen yoktun hayırdır ?
Ç: yeğenim son birkaç gündür şerli varlıklar benim sürümü alıp köy köy dolaştırıp getirip yerine koyuyorlar gece gidip bakıyorum ki hayvanlar nefes nefese kalmış koyunlar zaten kendileri bu tarafa geliyor alıştıkları için en getirmiyorum şimdi de sürünün önünü alamıyorum ki diğer tarafa çeviriyim.
B: Anladım dayı kolay gelsin sana
Ç: sağol yeğenim
işte şimdi gerçekten korkmaya başlamıştım. Köyde camii yoktu ve gerçekten bu sefer köyde cinnilerin yaşadığına inanmıştım. Bu emaneti vermem lazımda çünkü annem hala o köydeydi. Bir an önce buralardan kurtulmak için arabayı sürmeye başladım ve yaklaşık 15-20 dakikalık bir yolculuktan sonra sevim ninenin köyüne vardım. Manzara yine aynıydı 10-15 ev ve dikkat ettim bu köydede camii yoktu. Tedirgindim ama köy meydanına doğru arabayı sürdüm. Kimse yoktu ortalıkta. Arabayı köyün girişine parkettikten sonra arabadan indim ve etrafı izledim. ilk evin kapısını çaldım dışarıya yaşlı bir adam çıktı yüzüme bakıyordu ben sadece sevim nine diyebildim eliyle çaprazda kalan evi gösterdi ve kapıyı kapattı. Arabadan kutuyu alarak sevim yengenin evine doğru yürümeye başladım. Kapının önüne geldim ve birazda korkarak kapıya tıklattık fakat kapıya tıklattığımda farketmiştim ki kapı açıktı. Kapıyı biraz daha iterek içeriye girdim.

PART6
Köyün girişine doğru yürüyordum. Pakize teyzenin evinden çıkmış olmalıydım. Uzaktan bir çocuk geliyordu. Evet o çocuktu. Pakize teyzenin evini sorduğum çocuk. Bana geldikçe boyu uzuyor ve gözleri belirginleşiyordu. Bunun yanısıra yüzü çirkin bir hal alıyordu. Yanıma geliyor ve bana arabamı gösterip bana gülerek 'nazrat lm yaeud fi 'aydina . la yumkin alttakhallus minna' cümlesini tekrarlıyordu. Onunla birlikte gidip arabanın yanında duruyorduk. Ardından egilip arabanın içine baktığımda kendimi görüyordum. Arabanın içindeki bensem şuan içinde bulunduğum beden kimdi ? Bir an şaşırıyor ve aynaya bakma isteği duyuyordum. Hemen eğilip arabanın dikiz aynasından kendime bakıyordum fakat gördüğüm kişi ben değildim. Gördüğüm kişi çocuğun gözlerinin aynı renginde olan mat bir mavi renkte gözlere sahip, zift siyahı dişlere sahip olan fakat birkaç tane diş eksiği olan ve uzun yağlı ve porsuk saçları ile korkunç yüzüne bir de iğrençlik katan birisiydi. Aynada gördüğüm kişi sesli bir şekilde kahkaha atıyordu ama gerçekten bu kahkaha çok ürkütücüydü. Korkudan sıçrayarak uyanmıştım uykumdan. Uyandığımda Etraf karanlıktı. Gece saatleriydi ve cama birisi tıklatıyordu. Ne olduğunu anlamamıştım fakat hala gördüğüm rüyanın etkisindeydim. Bir daha cama vuruldu perdeyi aralayıp baktım fakat görünürde kimse yoktu. Yine şaşırmıştım ama bu sefer uyanıktım. Bu köye geldikten sonra korkmaya başlamıştım. Bu sefer uyumak yerine kulaklığımı takıp müziği son ses açtım ve gözlerimi kapayarak müzik dinledim. Uyumak yerine sadece sabah olmasını bekliyordum. Bir an önce sabah olmasını istiyordum çünkü gözlerimi her kapattığımda gözlerimin önüne aynada gördüğüm çirkin adam geliyordu. Farkında olmadan kulağımdaki kulaklıkla uyuyakalmışım. Bu sefer rüya görmeden geceyi bitirmiştim. Sabah kulağıma gelen müzik sesiyle uyanmıştım. Kulaklığı kulağımdan çıkarıp gözlerimi ovuştururken annemin telefonunun çaldığını duydum. Annem bakmayınca odasına girip ben baktım. Telefondan gelen ses sabah namazı için annemin kurduğu alarmın sesiydi. Annem çok yorgun olduğu için uyanmakta zorlanıyordu. Yanaklarından öperek saçını okşayarak uyandırdım annemi ve sabah namazı vaktinin geldiğini söyledim. Yatağından kalkarak abdest almak için lavaboya doğru yürüdü. O sırada bende yatağıma geri yattım. Birkaç saniye sonra annemin açtığı suyun sesi gelmeye başladı. Pakize teyze bu sese uyanmış olacak ki gözlerini ovuşturarak salona geldi. Pakize teyze bazen çok şeker bir insan olabiliyorken bazen hiç anlamadığım hareketler yapabiliyordu. Bana nasıl uyuduğumu sorduktan sonra kahvaltıyı hazırlamak için mutfağa doğru yöneldi. Daha 2 adım atmışken annem de lavabodan çıktı ve yanımıza geldi. Pakize teyze mutfağa gitmeyi bırakıp birazda annemle muhabbet etti ve ardından kahvaltıyı hazırlamak için mutfağa girdi. içimden bu saatte ne kahvaltısı diye söverken annem namazını kılmak için odasına çekildi. Bende burada işlerin erkenden başladığını düşünerek yatağımı topladım ve pencereyi açarak derin bir nefes aldım. Evin hava alması için pencereyi açık bıraktım ve hep gözüme takılan koç ve koyun kafalarını incelemeye başladım. bunlar ölmüş bir koyun veya koç kafasına göre çok parlak gözleri olan ve adeta her anımı izleyen bir insandan farksızlardı. içime bir ürperti gelmişti. Onları incelerken aklıma birden dün gece gördüğüm rüya geldi bir süre bu rüya hakkında tekrar düşünmeye başladım. O çocukta benim çözemediğim birşeyler olmalıydı fakat ne ? Ben bunları düşünürken Pakize teyzenin sesiyle irkildim ve kahvaltı sofrasına oturmak için mutfağa geçtim. Gece gördüklerimden sonra iştah filan kalmamıştı bende ama anneme belli etmemek için zor da olsa birşeyler atıştırmıştım. Kahvaltıdan sonra yengemin emanetini konuştuk. Yengem ta evlendikleri sene vermiş emanetini pakize teyzeye.