1. 6876.
    0
    beklemedeyiz reyiz
    ···
  2. 6877.
    0
    rezerved
    ···
  3. 6878.
    0
    buradayız
    ···
  4. 6879.
    +39
    savaş yüzbaşı gelir gelmez çözdük zaten adamı,

    eller arkada, gözde güneş gözlükleri.

    buraya geldiği için bir mutlu bir mutlu anlatamam.

    yıllardır bu anı bekler gibiydi sanki.

    topladı boşta ki bütün subay, astsubay ve uzmanları,

    hem muhabbet etti hem de bilgiler edindi, hem bölge hakkında hem de bizi tanımak adına.

    artvinliymiş kendisi, harbi laz yani.

    bunu duyunca aha dedim gibi avuçladık.

    adam laz lan.

    bıraksan askerlik boyunca dağda tutar bizi.

    zaten ne denli dengesiz bir adam olduğu bize ilk öğütlerinden ortaya çıktı.

    şu tarz şeyler söylemişti;

    komando tugayda dururmu?, komando nun yeri dağ. komando koğuşta yatmaz. arazide yatar. sizin ne işiniz var burada? pusu mu atıyorlar size? giberim pusuyu. komando pusu musu dinlemez yarar geçer. bundan sonra istirahat haricinde hastalık haricinde kimse tugayda durmayacak. ben bizzat raporumu hazırlayacağım. devamlı gece gündüz hareketli olacağız. devamlı gezeceğiz. kahvaltımızı akşam yemeğimizi dağda yiyeceksiniz. durmadan yürüyeceksiniz. bende bizzat sizinle geleceğim. burada durduğumuz sürece bunlar gelir bizi vurur. arazinin hakimi olmak istiyorsak devamlı arazide olmak zorundayız. ananızı babanızı kim arayacaksanız arayım. askerlik bitene kadar aramak yok. yeriniz burası değil arazi

    tabi bu çok özet hali.

    hatırladıklarım.

    1 buçuk saat bu tarzda bir konuşma yaptı.

    bide bunları konuşurken bizim züt üsteğmenin yutkunduğunu hatırlıyorum.

    o yutkundukça zütü tutuştuğunu anladığım için biraz hoşuma gidiyor ama bir yandan da bu durumun beni de kapsadığından ötürü tırstım ne yalan söyleyeyim.

    yanlız bahadır ın savaş yüzbaşıya hayran hayran baktığını ve savaş yüzbaşının dağda yatacaksınız yılan yiyeceksiniz domuzu iki elinizle ikiye ayırıp çiğ yiyeceksiniz tarzı konuşma yaptıkca bahadırın daha da gaza geldiğini gördüm.

    adam harbiden dengesizleşti beyler.

    yani bir saf bir pgibopat.

    şimdi gidin bakın karısının dizinin dibinde kedi misali kıvrılıp yatıyordur.

    ama o zaman görseniz dağ adamı amk.

    o da daha önce bu tarz bir ortamda bulunmadığı için dengesizleşti.

    ben, ilker, feyzullah ve rahmetli yavuz abi falan biraz daha mülayim bir alışma süreci geçirirken (bu manyağa göre tabii),

    bu dengesiz artık kendi içinde nasıl bir alışma süreci geçirdiyse, dağlarbaşı baho lakabını alacak kadar işi büyüttü.

    ileride anlatacağım zaten, bizim baho ve koray asteğmen savaş yüzbaşının en has adamı oldular amk.

    bu üçüde 3.dünya savaşını tek başlarına çıkaracak kıvama geldiler.

    mesela, geçirilen onca anı ve badireden sonra, özellikle kendi adıma konuşuyorum. pek normal bir insan olmadığımı ve geri döndüğümde, çok kötü bir pgibolojide olacağımı düşünüyordum.

    artık rahatlıkla insanın midesinin kaldıramayacağı şeyler görmeye alışmış bir bünyem vardı bana göre.

    bir gün tugay da ilker beni ve bahadırı dışarı çağırdı abi gelin şuna bakın diye.

    çıktık,

    baksanıza şuna dedi ilker,

    duvarın dibinde bir kedi ölüsü, ama amk havyan gibi, dedim lan bune böle kedinin ne işi var burada?

    ilker dedi abi kedi değil o fare.

    ananı avradını gibiyim,

    zaten fareye karşı artı bir korku besliyorum,

    karşımda roberto carlos un baldırı kadar fare yatıyo orada,

    başında bir iki asker,

    hayatımda o büyüklükte bir fareyi görmediğim için ne kadar tiksinsemde biraz daha yakından bakmak istedim.

    bizim tugayın köpeği boğazlamış amk fareyi.

    yatırmış.

    biraz yaklaştım yüzünü gördüm kuyruğu falan (ulan şu anda bunu yazarken bile titriyorum amk tiksindim resmen)

    daha fazla yaklaşamadım.

    resmen midem bulandı.

    o anda ampul çaktı kafamda, aha dedim aga pgiboloji pekte bozulmamış, hala miden yerinde iğrenç şeyleri kaldıramıyosun,

    bu iyi bişey dedim.

    bahadırda (yemin ediyorum benden daha hassas bir çocuktu) gitmiş yanına kadar, askerler var, aynen şunu dedi

    la muğagoduğum kaldırsanıza şunu lağn dedi,

    çaaaat bir tekme attı hayvana zütü başı dağıldı.

    ben direk uzaklaştım oradan amk,

    midem daha fazlasını kaldıracak durumda değildi yani.

    ama bahadırın ne derece hayvanlaştığını anlayabildiniz sanırım.

    ben 5 metre yakınına yaklaşamıyorum tüylerim diken diken olurken adam topa vurur gibi vurdu resmen.

    gram midesi bulanmadı heralde.

    çok değişmişti beyler bahadır çok.

    velasıl beyler,

    savaş yüzbaşı gerekli yazışmalar falan yapıldıktan sonra, tugayda ki her timi bir yere gönderilmesine karar verdi.

    4 tim olarak bir bölgede belli karakollara bağlı olarak intikal yapacaktık.

    özellikle tehdit alan karakolların olduğu bölgelerde.

    devamlı intkal halinde kalacaktık.

    sabahın köründe çıkacak akşama kadar belli aralıklarla dinlenip yaklaşık 10 ve 20 km çapında bir bölgede hareketli unsurlar olarak dolaşacaktık.

    amacımız terörist bulmaktan ziyede, alan hakimiyeti sağlamak ve bu muallaklerin manevrasını sıfıra indirmekti.

    zaten belli bir zaman sonra bunlar yer değişikliği yapmak için devamlı bir timimize denk gelip çatışmak zorunda kaldı.

    zütlerini kıpırdamaz hale gelmişlerdi.
    Tümünü Göster
    ···
  5. 6880.
    +30
    beyler bugün biraz erken bitircem yarın işlerimden dolayı bir kaç dilekçe hazırlamam gerekiyor, hafta içi kardan ve şehir dışında olmamdan dolayı çok iş birikti, onların acilen halledilmesi gerekiyor.

    nasılsa yarında buradayım. kusuruma bakmayın.

    evet devam ediyorum son bir uzun part gönderiyorum.
    ···
  6. 6881.
    +2
    savaş yüzbaşı tam entry nick yapmış he size iyi okumalar eyvallah
    ···
  7. 6882.
    0
    reyiz çok beklettin erkenden ayrılıyosun
    neyse canın sağolsun beklemedeyiz
    ···
  8. 6883.
    0
    tamam reyiz yarını bekliyoruz
    ···
  9. 6884.
    0
    rezerve
    ···
  10. 6885.
    +2 -4
    reyiz zütünün kılları ne renk? merak ettim
    ···
  11. 6886.
    0
    devam reyizzz
    ···
  12. 6887.
    0
    tekrardan rezerv
    ···
  13. 6888.
    +32
    beyler bu akşamlık bitirmeden önce size biraz intikal noktalarından bahsetmek istiyorum.

    yanlış hatırlamıyorsam 4 gündüz 4 gece bir programıydı, sonra istirahat 1 günlük.

    yanlış hatırlıyor olabilirim bazı bölge isimlerini şimdiden söyleyeyim.

    bizim grupta, bahadır da vardı feyzullah da vardı ve bir arkadaş 4 tim olarak başımızda bölük komutanı olarak bir üsteğmen ama bizim züt üsteğmen değil.

    bizim sorumlu olduğumuz bölge güçlükonak mevkii idi.

    gezdiğimiz noktaları söylemek istiyorum çekinmeden çünkü bu zaten bir sır değildi. kendi memleketimizde devriye atıyorduk. köylüsünden tutunda herkes biliyordu zaten hangi bölgede intikal yaptığımızı.

    güçlükonakta ki karakoldan çıkardık,

    dicle nehrini takip ederek, çevrili sanıyorum köyün ismi oraya gider ve sabah kahvaltımızı yapardık,

    oradan takribi bir 3 saatlik (oda en az) yürüyüş ile dicle ye (yani mardin şırnak sınır hattı) paralel bir şekilde dağyeli mezrasına doğru giderdik,

    bu bölgede beyler siirt ve mardin ilçe sınırlarının kesiştiği yer ki mardinden gelen timler siirtten gelen timleri belli tepelerde mevzilerde görmek mümkündü.

    hatta bir keresinde dicle kenarında foto çekinmiştik mardinden gelmiş bir timle.

    diclenin karşı kıyısında dururlardı biz diğer tarafta .

    zaten artık arazi hakimiyetini öyle sağlamlaştırdık ki, intikallerimiz ara ara hatıra fotosu çekinmek için dururdu.

    özellikle karakoldan çıktıktan sonra, dargeçit yolu vardı mardin e giden.

    dicle üzerinde mesela o bölgelerde foto çekinirdi askerlerimizi.

    dağ yeli mezrasında bir 15 20 dakikalık dinlenirdik,

    ardından öğle yemeği için taşkonak köyüne uğrar orada öğle yemeğimizi yerdik.

    ardından çıkar taşkonak köprüsü vardı sanırım ismi taşkonak köprüsüydü başka bişeyde olabilir ama o bölgede bir köprüydü,

    orada ki yamaçlarda hatıra resmi çekinirdik.

    olaya bakın beyler şırnak turu yapıyoruz resmen.

    neden o kadar intikal yürüyüş yapılıyor anlayın.

    biz orada devamlı hareket ettikçe bunlar kıpırdayamıyorlardı.

    bunların işi gücü ani baskın pusu falan.

    öyle karşınıza çıkamazlar yani.

    öğle yemeği ve hatıra fotolarından sonra yağız köyüydü sanırım oraya gider akşamüstü dinlenmesine geçerdik.

    yer çok beyler gidilecek yer çok.

    yürüyün yürebildiğiniz kadar.

    fakat bir yerde uzun süre durmayın.

    devamlı hareket devamlı yürüyüş.

    yani adamlar bir timi bir yerde gördükten 2 saat sonra, aynı tim 7 8 km farklı bir yerde çıktığında yemin ediyorum beyin amcıklaması geçirirlerdi.

    çünkü diyorum ya bunlar işi gücü pusu, vur kaç.

    başka da bir tak yapamazlar.

    öyle bizim gibi gezmek falan nerde amk.

    pusu atmadıkları sürece, baskın yapmadıkları sürece girdikleri mağaradan veya oyuktan burunlarını çıkaramazlar.

    siz bakmayın yol kestiklerine. kimlik falan sorduklarına.

    asker çıkıp gezmediği için bunlar o şekilde takılıyorlar bence.

    asker hep intikalde olmak zorunda. ama devamlı. asla ara vermeden. aksi halde hemen bir yere pusu veya mayın falan atar bunlar. fırsat vermemek lazım.

    dediğim gibi bir noktada asla uzun süre kalmazdık.

    özellikle akşam üstü dinlediğiniz yerde o geceyi geçirmeye kalkarsanız sıçtınız. net söylüyorum yani sıçmak ne kelime avuçlarsınız o kadar diyim.

    biz akşam üstü dinlediğimiz yerden kalkar en az 6 7 km uzakta bir yere yürür orada akşamı geçirir gerekirse pusu atardık.

    ikinci gün beyler, yağızdan çıkar 1 2 saatlik yürüyüşün ardından, başka bir köye giderdik çok yakındı bu köy. ismini çıkaramıcam.

    ardından karageçit e doğru giderdik eski bir kaç küçük pkk kampı vardı sanırım orada. tam kamp değilde ufak ufak bölgeler. oraya giderdik ve o kamplara bakardık. boşalmış kamp tabii.

    öğle yemeği için seslice tarafına güneye doğru iner orada yemeğimizi yer köylüyle muhabbet ederdik.

    sanırım orada ki köy korucu köyüydü.

    ardından akşam üstüne doğru kalkar,

    oradan güneşli köyüne geçer bir istirahatten sonra (gabar dağı eteklerinde sayılırız zaten), orada bir bölgede pusuya geçerdik.

    bir keresinde akçay köyü vardı oraya gidip çay içmiştik güveç falan vermişti köylü.

    hatta bi defasında mardin den gelmişlerdi askeri bir kaç tane tim.

    onlarla oturup muhabbet etmiştik.

    kısacası güçlükonak merkez olmak üzere,

    gabar ve dicle nehirinin çevrelemiş olduğu bir alanda devamlı intikal yapıyorduk.

    inanın bu süre zarfından o bölgede en ufak bir olay olmadı.
    Tümünü Göster
    ···
  14. 6889.
    +18
    evet beyler. bu akşamlık bitiriyorum. dilekçe falan yazmam gerek. buradayım sorunuz falan varsa cevaplayabilirim. hikayeye yarın devam edeceğim.
    ···
  15. 6890.
    0
    savaş yüzbaşı orada göreve başladıktan sonra büyük bi değişim oluşturmuş demek ki helal olsun
    ···
  16. 6891.
    0
    peki abi unutmuş olabilirim şu anda kış mı yoksa, bahar falan mı?

    edit: yani bu intikaller başladıktan sonra.
    ···
  17. 6892.
    +6
    5809.peki abi unutmuş olabilirim şu anda kış mı yoksa, bahar falan mı?

    yaz ayına giriyorduk o sıralar havalar ısınmaya başlamıştı
    ···
  18. 6893.
    0
    spoiler gibi olmasın ama, peki bunlar sizle nasıl temesa geçicek.

    geçmezler inşallah abi. biz intikalleride okuruz gerekirse.
    ···
  19. 6894.
    0
    abi daha önce de sorulmuştu ben de merak ediyorum o kaçan asker kayıtlara nasıl geçmişti?
    ···
  20. 6895.
    0
    abi topuğun parçalanması ne zaman olucak bide intikal sırasında yağmur ablayla konuşabildin mi hiç yada o sıralar durumu nasıl?
    ···