1. 6851.
    0
    abi hoşgeldin bir haftadır özlettin valla hikayeni. dört gözle bekliyorum.
    ···
  2. 6852.
    0
    evey abi bu gece uyku yok valla bi de benim saatim uc saat geriden geliyor nasil olcak bilmiyorum
    ···
  3. 6853.
    +12
    beyler geldim. birazdan başlıyorum toplanalım yavaş yavaş.
    ···
  4. 6854.
    0
    rezerve bekliosssssssssss
    ···
  5. 6855.
    0
    tamam abi bekliyoruz
    ···
  6. 6856.
    0
    bekliyoruz komutanım
    ···
  7. 6857.
    0
    arkalardan bi rezerv
    ···
  8. 6858.
    0
    rezerve
    ···
  9. 6859.
    +8
    başlıyorum beyler.
    ···
  10. 6860.
    +50
    uzun bir aradan sonra tekrar 1995 senesine dönüyoruz beyler. tüm kaybettiklerimiz için gelsin, bizim oralardan bir parça gene;

    http://www.youtube.com/watch?v=fkfAf_vIDQw

    hayatın en zor anları bir gün karşına çıkacak oğlum.

    öyle zor anlar ki bunlar,

    şu yaşında bunu anlamanı beklemiyorum elbette.

    büyüyeceksin,

    o zaman hayat daha da zorlanacak.

    o an geldiğinde, yani sevdiklerine en ihtiyaç duyduğun anda bir bakacaksın ki yoklar.

    tek başınasın.

    işte o anda güçlü olmak zorundasın.

    küçük yaşta sana bunları söylüyorum kızanım ki, iyi oku derslerine iyi çalış, o an geldiğinde ayakta kalabilesin.


    derdi dedem, ders çalışmaktan gına geldiği zamanlarda. sıkıldığımda ders çalışmayı bıraktığımda.

    korkmaya başlardım bende,
    ne? tek mi?!

    niye tek kalacakmışım ki annem babam var, sen varsın babanem var, halam var. halam atina da ama giderim yanına ne olmuş?

    ama ondan bahsetmemişti dedem. sonra farkediyor insan.

    yanlız olduğumuz bir gün olacak.

    ayakta durmamız gerektiğini anladığımız anlar.

    ama eminim dedem bile bu anın bu şekilde geleceğini tahmin etmemişti.

    yavuz abim bir daha sevdiklerinin yanına dönemedi.

    hep bestlerde kaldı.

    hala daha oradalar hepsi.

    inanın buna.

    ben inanıyorum. hala daha intikaldeler, nöbetteler. ama akılları hala sevdikleri insanlarda. o yüzden gözleri açıktı hepsinin. benim düşüncem bu.

    çok zor anlar geçirmiştik her birimiz.

    özellikle ben insan hayatını derinden etkileyecek şeyler gördüğümü düşünmüştüm.

    kızmayın ama ara ara ulan dönünce anlatacak ne hikaye birikti haa dediğim bile olmuştu bahadıra.

    ama bunu hiç beklemiyordum beyler açık söyliyim.

    herşeye alıştım orada.

    patika yollara, dağlara, kayalıklara, yamaçlara, oyuklara, barut kokusuna, yeşil renge, sıcağa ve soğuk havaya,

    nedendir bilmiyorum, yavuz abinin ölümü çok derinden çizik atmıştı kalbime ve beynime.

    yavuz abinin hikayesini yazdıktan sonra uzun bir süre çeşitli nedenlerden dolayı yazmadım biliyorsunuz.

    şöle bir rüya gördüm o arada beyler. bu hafta içerisinde. bilmem siz nasıl yorumlarsınız.

    askerdeyim gene. şırnak tayım ama şırnak a hiç benzemiyor, ağaçların arasında bir ev. yanımda babam ve halam var. yavuz abi de var.
    üzerim sivil. elimde bir bıçak. etrafta örgüt mensupları geziniyor ama yani nasıl diyim, bir sıkıntı yok öyle takılıyorlar, bizde yavuz abinin yanına gitmişiz. dışarıda teröristler geziniyor ama bende de bir tedirginlik yok sanki normal bir şey gibi. yavuz abinin yanına gidiyorum o son gördüğüm gibi aynı. aslan gibi. sonra ne oluyorsa artık yavuz abi bana geliyolar geliyolar olum geliyolar diye tedirgin bir şekilde konuşuyor. elimde bıçak var üstümde üniformam bir anda geriliyorum ama nasıl gerilmek elim ayağım titriyor, sonra bir anda benim ve yavuz abinin boğazını kesiyorlar. böyle bir rüya gördüm. bu rüyadan sonra da açıkcası işim çıkmasada biraz ara vermek niyetindeydim hikayeye.

    bunu paylaşmak istedim.

    neyse dönelim tekrar konumuza.

    yavuz abimi ve kardeşlerimizi memleketlerine gönderdikten sonra, boş boş oturmaya başladık. o kadar zaman şırnak ta bir asker olarak görev yaptığımız halde, en azından ben kendi adıma söyleyebilirim. oda da sigara içerken ilk defa ölüm anı, ölmek, vurulmak, ailene haber verilmesi, tabuta konulmak, gömülmek, şehit haberinin verildiği ilk an falan bunları düşünmeye başladım.

    nasıl oluyor falan diye,

    ben hiç şehit haberinin verilmesine şahit olmadım beyler. ailenin o oğlunuz şehit oldu başınız sağolsun lafları ilk duyduğu anda neler yaşadıklarını hiç bilmiyorsunuz sizde eminim.

    allah kimseye yaşatmasın zaten.

    merak edenler buradan bakabilirler.

    http://www.youtube.com/watch?v=1EhPSr30x60

    bakın kendi adıma konuşayım.

    hayatımda askerden önce askerdeyken ve askerden sonra pek çok zor anla karşılaştım. kötü haber ölüm haberi bile vermek zorunda kaldım. ama şu videoyu çocuğun annesi ağlamaya başladıktan sonra izleyemiyorum.

    muhtemelen,

    yavuz abinin ve diğer şehit kardeşlerimizin aileleri o ilk haberi aldığında neler yaşıyor az çok tahmin edebiliyorsunuz.

    o gözlerin komutanlara bakışlarını görebiliyorsunuz heralde.

    belli anlıyor zaten pek iyi bir haber değil ama bir umut işte.

    kapınıza bir yada iki askeri araç, polisler ve ambulans yanaşır önce.

    iki subay ve bir bayan astsubay veya subay, ambulanstan çıkan sağlık görevlileri gelirler yanınıza.

    anlarsın çocuğuna, eşine veya her kimse amk işte, anlarsın bir pislik var.

    ama bırak oğlum şehit oldu galiba lafını dillendirmeyi, oğluma bişey mi oldu? diye soramazsın bile,

    düşünün şu hayatta ki en büyük korkunuz ne ise, he işte bu sorunun cevabı sizi öylesine korkutur ki en büyük korku falan kalmaz.

    düşünmek bile istemezsiniz bırakın sormayı. ama sonrasında o anla yüzleşmek zorunda kalırsınız.

    hani dedem demişti ya

    o an geldiğinde ayakta durmak için şimdiden çok çalışman lazım derslerine iyi çalışman lazım

    ben şimdiye kadar hiç bir diploma ya da makamın veyahut paranın bu anı göğüslemeye yardım ettiğini görmedim.

    boğaziçiliydi işte yavuz abi. diplomaysa kralı amk.

    varsa gören bizi aydınlatsın.
    Tümünü Göster
    ···
  11. 6861.
    0
    Hoşgeldin reis.
    ···
  12. 6862.
    0
    devam reis
    ···
  13. 6863.
    0
    hoşgeldin komutanım beklemedeyiz
    ···
  14. 6864.
    0
    rezerved
    ···
  15. 6865.
    +39
    daha önce de bahsetmiştim size beyler.

    muhaciriz biz,

    dedemin babası selanikten gelmiş edirneye,

    sonra dedem istanbul yolunu tutmuş.

    bir zaman sonra halam selanik e geri döndü, evliliğinden dolayı. enişte de mühendis atina dalar şu anda.

    he bu arada,

    bu mübadele zamanlarında,

    babanemin annesi vefat edince hayrabolu da yaşayan bir adam babanemi evlat edinmiş,

    bir subayda babanemin kız kardeşini evlatlık edinmiş onlarda izmire gitmişler,

    babanenin babası nerede diye soracak olursanız makedonya dağlarında çeteci kovalarken şehit olmuş.

    yıllar sonra birbirlerini buldular kız kardeşler.

    fakat babanemin kız kardeşinin torunları buldular babanemi, vefat etmiş büyük babane yani.

    kısmet mi artık kadermi bilemem.

    anlayacağınız benim hayatım istanbul, edirne, hayrabolu, izmir, selanik ve atina gibi yerlere gidip gelmekle geçti.

    bunu şimdi ne diye anlatıyosun amk diyenler olabilir.

    hem kendimi biraz daha tanıtmak istedim, hemde şırnak ve o bölgeyle alakası olmayan bir adamın oraya adapte olurken ne gibi sıkıntılar çektiğini anlamanızı istedim.

    oraya ilk gittiğinizde aşırı derece yabancılık çekiyorsunuz tahmin edebileceğiniz gibi.

    ki size telsizden falan ve bir çok şekilde işgalci lafı geliyor.

    bunu bilerek yapıyorlar zaten.

    ben ve benim gibi çocuklar daha da yabancılaşsın diye.

    alışmakta epey bir zorlanıyorsunuz anlıyacağınız.

    farklı bir kültür, farklı bir ortam ve bunu asker olarak alışmanız gerektiği için oraları hep başka bir gözle görüyorsunuz.

    geri dönebilenler ise orada ki anılarını anlattığında, buradakilerde daha bir ön yargılı oluyorlar o tarafa karşı. kısacası önyargılı olmayın orada ki insanlara karşı. eğer olursanız o zaman kaybederiz işte.

    neyse.

    yavuz abim ve kardeşlerimizin şehit olmasının ardından, olay pek büyümeden üstesinden gelindi.

    fakat o kadar şehit verilmiş arkadaş.

    bu kadar basit bitmedi elbette.

    yüzbaşının kelleyi alıp sürdüler.

    nası sürgünse amk. daha ötesi yok ki zaten.

    heralde en güzel sürgünlerden biridir.

    şırnak veya hakkariden daha ilerisi yok zaten.

    e tahran a sürülecek hali de yok adamın amk.

    geri hizmete alındı başka bir bölgede diyelim.

    ardından binbaşıda kıdem tenzili yedi yanlış hatırlamıyorsam.

    yeni bir yüzbaşı geldi beyler.

    adı savaş.

    adam ağır pgibopat.

    bir söylenti çıktı zaten dedikodu diyelim.

    doğruluğu yok yani.

    en azından dedikodudan öteye gidemedi zihinlerimizde.

    savaş yüzbaşı, bosna da bulunmuş diyenler oldu, orada bulunan bm gücünde çalışırken bosna lı polislere eğitim verilmiş gizliden gizliye. hatta sırp avlamış falan denildi.

    arkasından biri çıktı yok efendim azerbeycan da bulunmuş karabağ da bulunmuş dendi. ermenilere karşı çarpışmış azeri ordusu bünyesinde.

    neler neler yani.

    adamın pgibopatlığını tescillemek için bir çok dedikodu.

    zaten bu laflarada gerek yoktu.

    bir görseniz bu dedikoduları doğru çıkaracak şekilde bir fizik mevcut.

    1.90 a yakın bir boy, belkide 1.90 tam bilemiyorum.

    hafiften saçlar dökük.

    cildinden midir bilmiyorum sanki devamlı biraz kirli sakal mevcut yüzünde.

    gırtlar kanseriymiş gibi bir ses tonu.

    donuk bir bakış.

    eller arkada ağa gibi dolaşan bir adam.

    bazı binbaşıların abi çektiğini gördüm bu adama.

    oda kıdem tenzili yememiş ama lise ve akademiyi epey bir geç bitirmiş, çift dikişçi anlıyacağınız.

    aslen devreleri binbaşı olmuşlar bu yüzbaşı henüz.

    komando ama anadan doğma amk.

    doğarken ağızda kasaturayla doğmuş, kendi göbek bağını kendi kasaturasıyla kesmiş sanki o derece=)

    şehit çocuğu bu savaş yüzbaşı.

    o yüzden ne kadar sıyrık bir tip olsada döve döve sopa yiye yiye bitirtmişler lise yi ve akademiyi.

    bi hikayesini anlatmıştı bizzat kendi;

    ingilizce dersinde liseyi söylemiyim şimdi ama kuleli değil.

    ingilizce dersine sivil bir bayan girermiş beyler. bu da zaten sayko bir tip olduğu için sabıkalı anlıyacağınız.
    ilk ders ingilizceydi, bende sınıfın en arkasına karton serer uyurdum amk, delirtirdim kadını demişti.

    mezuniyet gününde kapıda hatıra fotosu çektiren üst devrede ki yaşıtlarına çatıdan balona su doldurup atan bir tip.

    hatta akademiye geçtiğinde 1. sınıfta okurken, 3.sınıfta ki çocuklar bundan küçük beyler. düşünün amk ne kadar kalmış.

    bir gün bahçede yaka açık geziniyormuş bizim ki, üst sınıftan bir çocuk(ama yaşı küçük bizimkinden) zemin katta ki bir pencereden buna seslenerek

    sen benim önümden geçerken niye selam vermiyorsun lan? gibi bişey söylemiş.

    tahmin edebileceğiniz gibi savaş yüzbaşıda çenesini söküp eline vermiş çocuğun.

    savaş yüzbaşı aynen şunu demişti,

    çocuğu camdan aldım, yakasından tutup camdan aşağıya aldım ve ağzını burnunu kırdım.

    böyle bir adam gelmişti işte başımıza.

    tam bahadırın kalemi anlıyacağınız=)
    Tümünü Göster
    ···
  16. 6866.
    0
    ···
  17. 6867.
    0
    harbi ulan millet senelerce zütünü yırtarak okuyo , hele boğaziçini kazanıp bitirmek ayrı bi dert tam okul hayatı bitiyo artık para kazanıp aile kurucam diyosunuz bi bakmışsınız şırnakta ölümle burun burunasınız iyide sen bunun için yıllarını harcamadınki bunun için eğitim almadın , şu zamana kadar yaptığın tek şey kitaptakileri ezberleyip sınavlara hazırlanmaktı kaldıki bide orda şehit olmak var tamamen sararıp solan bi hayat daha evlenemeden çocuğunu kucağına alamadan emekli olup artık çalışmicam keyfime bakıcam amk diyemeden oracıkta şehit düşmek :'(
    ···
  18. 6868.
    0
    abi bişey sorucam ben denizcilik fakültesinde okuyorum, askerliği denizci olarak mı yapacam ?
    ···
  19. 6869.
    +1
    devam reis 10'a kadar seni okuyacam sonra gidip çizim yapacam
    ···
  20. 6870.
    +4
    galiba bu dediğim mümkün olmayacak
    ···