1. 9476.
    +45
    telsizlerimizde an be an, şifreli olarak tabii istihparat raporları geliyordu.

    tahmin ettiğim kadarıyla bunlar köylere uğraya uğraya gidiyorlardı yoksa tek tek bu şekilde bir istihparat vermek mümkün değil. dağlarda kamera yok ki amk.

    işte yaban domuzları şuralarda. işte tugayda hareketlilik var, önemli misafirlerimiz yoldalar ilerliyorlar falan filan gibi telsizden devamlı birliklerin başında ki bölük komutanlarına anonslar geçiyordu.

    fakat özellikle telsizde hareketlilik olmasın diye kegib kegib anonslar çekiliyordu. zaten bizden telsizleri kapatmamız istendi. olurda bazı mallar (mesela ben=) ) mandalı açık unutur ne yaptığımız yayılır diye.

    yanımızda korucular da vardı, zaten devamlı aynı yoldan intikal yaptığımız için yolun güvenliği konusunda bir tereddütümüz olmadığından tarla mezrasına 1 1 buçuk saatte varmıştık, ortasu köyüne varmamızda uzun sürmedi, ancak köye girmeden hatta mümkün olduğunca köy ahalisine gözükmeden gülyazı mevkiine doğru hareket ettik. zaten karanlık iyice bastırldığı için bu konuda pek sıkıntı çektiğimiz söylenemezdi.

    işte bu intikalde mesela sigara içilmesi yasaktı. öyle gelecek bir kanascı vuracak falan değil işte amk. yer belli olmasın manevra yapan birlik iz bırakmasın diye.

    yanlız normal seyirden bir anda değişti,

    acilen yemişci köyüydü sanırım (ki bu köyde ki müstakil evlerin arazilerinin bir kısmı ırak sınırı içerisindedir iç içe geçmiş bir yer yani) oraya gitmemiz gerektiği söylendi nedenini dağdibi mevkkinde tespit edilmiş bir takım unsur o bölgede ki uzungeçit in hemen yanında ki penaper dağının tepesine doğru hareket ettiği söylendi.

    bizde yemişci bölgesinden o dağa doğru tırmanıp önlerini keseceğiz. amacımız bu.

    akşam sanıyorum saat 9 10 gibi biz yemişci (yemişli de olabilir) bölgesinden bu penaper dağına tırmanmaya başladık.

    bir dere yatağından yukarı doğru yol aldık, belli bir mesefe boyunca, bölgede ki sınır jandarma timlerinin kurmuş olduğu mevziler vardı. ancak bir süre yol aldıktan sonra bunları geride bıraktık. her türlü saldırıya açık bir iki tarafı tepe olan bir dere yatağından yol alınca, mecburen öncü timler seçildi. önden gidip yol güvenliğini sağlayacak, arkadan birlik geçecek ve geri gel emriyle öncü birlikte tekrar birliğe dahil olacak.

    tabi o züt veren üsteğmen o gece hep ben ve timimi öncü tim yaptı.
    Tümünü Göster
    ···
  2. 9477.
    0
    abi bittikten sonra bahadır reyizin adamı dövüşünü anlatır mısın?
    ···
  3. 9478.
    0
    Dinlemedeyiz reyiz içimde bi burukluk var hatıların biteceğin içinmi yoksa erdinç'in şehit olduğu içinmi yağmur yengemizi kaybettiğimiz içinmi bilemedim
    ···
  4. 9479.
    +33
    http://www.youtube.com/watch?v=iuF-fFA65lo

    o zamana kadar bestler, cudi, küpeli ve namaz dağlarında intikal yaptım, ama o gece çok farklıydı beyler. içime doğdu heralde. tırmanırken o dağ beni boğuyormuş gibi hissediyordum resmen. içimde çok taktan bir his vardı. hemen arkamda erdinç timin en arkasında uzmanım vardı. bahadır da arkalarda bir yerde.

    üstümüze öyle bir çökmüştü ki o dağ, sanki üstümüzü örtecekmiş gibime geliyordu.

    gece 11 12 ye kadar devamlı öncü tim biz olduk.

    en önden gidip, güvenli olduğunu söyledikten sonra birlik gelip geçiyor arkadan üsteğmenin gelin emrini bekliyorduk.

    her defasında ki bana stresten öyle geliyor olabilir, daha geç gelin emri veriyordu sanki. bir türlü telsizden gelmemizi söylemiyordu. zaman akmıyordu amk.

    artık ben, telsizden anons çekiyordum

    komutanım gelellim mi?

    komutanım hazırsanız çekin bizi

    diye.

    ama her defasında daha bir bekliyormuş gibime geliyordu dıbına kodumun yerinde.

    dağ dibi bölgesine bakan sanırım 260 lı bi tepeydi, oraya geldiğimizde bitmiş vaziyetteydim, yorgunluktan değil, delirecektim. resmen. içimde öyle bir his vardı ki, kalbim duracakmış gibi hissediyordum, miğdem büzülüyordu sanki.

    sigara içmek istiyordum deli gibi,

    devamlı aklıma benim ölümüm değil, yavuz abi gelmeye başladı ve nedensizce yağmurun ölümü gelmeye başladı.

    dağdibi bölgesine bakan tepelere vardık ancak bir tak yoktu.

    bu sefer penaper dağının en zirve noktasına kadar tırmanmamız gerektiği söyledi, ben hayatımda bu kadar s çizerek yürüdüğümü hatırlamıyorum lan. sanki olduğumuz yerde yuvarlak çiziyoduk amk.

    kafayı yiyecektim resmen. kendimi bacağımdan vurmayı bile düşündüm diye bilirim.
    ···
  5. 9480.
    0
    bitmesin isterdim
    ···
  6. 9481.
    0
    dinlemedeyiz reyiz
    ···
  7. 9482.
    +40
    http://www.youtube.com/watch?v=1i45ag5J_hU

    devamlı öncü tim olarak en önden biz gidiyorduk ve ardık bizi hakikaten geç çekmeye başladığını farkettim, devamlı komutanım bizi çek buradan komutanım çekin bizi diye anons geçiyordum,

    dağın önemli bir kısmını tırmanmıştık, fazla birşey kalmamıştı, yani saat 3 gibi falandı, bir kaç saat içerisinde bölgenin en tepe noktasına ulaşacaktık,

    saat 3 gibi işte amk, yolun çatallaştığı bir yere geldik, kayalık bir tepenin üstüne çıkmamız ve bölgenin hakim tepesine mevzilenmemizi istedi bizim, öncü tim olarak oraya çıkacaktık ve birlik geçene kadar orada mevzilenip güvenliğini daha doğrusu sağ tarafının korumasını yapacaktık, bizle beraber sol taraftaki tepenin sırtlarına bir tim daha gönderdi,

    içim içimi yiyo amk şunları yazarken.

    biz çıktık o tepeye, mevzilendik, sol tarafımız 15 20 metrelik bir kayalık boşluk var, sağ tarafımızda bir sırt var. biz tam o arada kaldık orada mevzilendik, sol tarafımız boşluk bir kaya silsilesi olduğu için oradan herhangi bir sıkıntı gelmez, biz tepeden yolu görüyoruz zaten, oradan geçti gitti bizim birlik,

    15 dakika geçti,

    komutanım çekin bizi dedim, ses gelmedi

    komutanım hadi çekin bizi dedim,

    bekle dedi,

    erdinçe dedim ki sen silahı aç kıpırdayan ne varsa vur, içim içimi yemeye başladı, nefes alamıyodum,

    yarım saat boyunca hadi çekin bizi buradan falan diyorum ve sesim yükseldi, benim o halimi gören takım da tedirgin oldu çalı kıpırdasa ateş edicez, dedim hepiniz kıpırdayan bişey olurs vurun serbest, ki yanlışlıkla ateş etseler yerimiz belli olsa operasyonun içine sıçılır ve benim askerliğim yanar. ama stresten artık dişlerimi sıkıyorum çenem ağrıyor, hava soğuk değil elim ayağım titriyor çok kötü his var içimde,

    erdinç in yanındaydım, dedim komutanım çok kötü bir his var çekin bizi artık... derken kayalığın yanına gidip aşaya bakmak istedim bizimkiler nerede diye,

    komutanım dedim ne olur çekin artık bizi buradan diyip daha tam ayağa kalkmamışken..

    erdinç şehit oldu,

    dizimin üzerinde çöktüm, üzerimize onlarca izli mermi gelmeye başladı,

    bizimkiler çığlık atmaya başladılar.

    selim vardı, bağıra bağıra çığlık ata ata kelime-i şaadet getirmeye başladı,

    bu dediğim hadise 7 8 saniyelik olay. erdinç in kafasının yere sert bir şekilde vurduğunu gördüm, etrafına mermiler düşmeye başladı ben 1 2 saniye orada olsam şu anda bunları yazıyor olamayacaktım,

    tamamen bilinçsiz bir şekilde ayağa kalkıp mevzi arama için ayaklarım burkula burkula koşturmaya başladım, etrafıma mermiler düşüyordu, izli mermiler geçiyordu heryerden, ben tabi kayalık bölgenin olduğunu unuttuğum için oradan aşağıya yuvarlandım, uzmanımın sesini hatırlıyorum sadece, komutanım diye,

    ayağım boşuğa düşünce kayarak düşmeye başladım kafamı sağ tarafını vurdum dik bir açıyla topuğumu taşa sapladım, ayağım bir anda sımsıcak oldu, sağ kulağım ıslandığını hissettim,

    bir iki dakika falan hatırlamıyorum, sonra süründüm biraz kafamı basket topu büyüklüğünde belki biraz daha büyük bir kayanın oraya soktum ki kafamdan tek geçen şey şuydu kafamdan vurulmıyım, bayılıyorum ayılıyorum çığlıklar falan geliyor, tepede bize ateş ettikleri yerden adamları net gördüm, net gördüm ama uzaktan, tepede oldukları için gökyüzüne yansıyan kısımlarını seçiyordum, bana ateş ettiklerini beni gördüklerini net bir şekilde hatırlıyorum, bizim takım aydınlatma fişeği atmaya başladı,

    omuzlarımın yanına ateş gelmeye mermi düşmeye başladı,

    sağ kulağımı tuttum bir ara kanadığını görünce kafamdan isabet aldım sandım. vuruldum sandım. bayıldım sonra tekrar ayıldım. telsiz çayır çayır yanıyordu, utanmıyorum bundan. bağıra bağıra bahadıra falan,

    kurtarın beni buradan, üsteğmenin yanında hakan teğmen vardı, hakan abi yalvarıyorum abi kurtarın bizi, abi ölücez abi ne olur alın bizi buradan. abi ölüyoruz abi kurtarın diye feryat figan bağırmaya başladım. tabi bizimkiler tepemde kafalarını kaldıramıyorlar.

    kimse gelemedi o gece.
    Tümünü Göster
    ···
  8. 9483.
    +2 -1
    ben o üsteğmenin...
    ···
  9. 9484.
    0
    @7914 şu sıkıntılı anda güldürdün pbin şuku
    ···
  10. 9485.
    +3
    kimse gelemedi o gece.
    ···
  11. 9486.
    +2
    gelen olmadı. . .
    ···
  12. 9487.
    +2
    reyiz de bu gece gelmiycek galiba gelen olmadı..
    ···
  13. 9488.
    +2
    kimse gelemedi o gece.

    yutkunarak okuyorum gözlerim dolu amk
    ···
  14. 9489.
    +3
    adam dağların bölgenin ve köylerin isimlerine kadar veriyor amk şu anlatılanlara hala inanmayanlar varya te amk onların!
    ···
  15. 9490.
    +85
    http://www.youtube.com/watch?v=YVg09kIXV1M

    ben tamamen kan kaybından bilincimi kaybettim, o kadar taktan bir çukura düşmüşüm ki, sabaha karşı beytüşşebap uzungeçitte gelen tim bunların arkalarından geldiği için saldırıyı kesip kaçmışlar 8 tane leş bırakmışlar,

    benim timi çekmişler, benim uzman 2 şehidimiz var demiş, erdinç ve beni söylemiş,

    beni oradan o çukurdan inip alamadılar, ve bu şehit olduğum haberi tugaya verilmiş,

    haber gittikten sonra benim ölmediği yaralı olduğunu anladılar, benim timi çoktan tugaya zütürmüşler, şehit durmaz çünkü orada, erdinç i ve timi çekmişler oradan. üzerimize bütün cephanelerini göndermişler. bir ara sırt üstü döndüğümü kelime-i şaadet getirdiğimi hatırlıyorum öleceğimiz ve yağmurunda öldüğünü düşünmüştüm huzurlu gidiyordum. ama mukatterad işte. ölemedik,

    o gece de yağmur çok ağırlaşmış, çok kötü olmuş iki üç kere acil müdahale etmişler, artık kesin ölecek diyorlar, bir ara kendine gelmiş ne alakaysa sapancaya gitmek istemiş,

    hiç gitmemişti oraya. bahsi bile geçmemişti,

    o sırada haberlerden geçmeye başlıyor şırnakta şehitlerimiz var bir çok yerde çatışma çıkmıştı o gece 8 9 şehit vardı. isim vermemişler,

    annem huylanmış yağmurda duymuş yalvarmış son isteğim falan demiş arayın orayı.

    aramışlar bizim tugayı bir kaç seferde düşürmüşler,

    bütün aileler arıyor çünkü,

    telsizde kim varsa beddua etmek istemiyorum ama, anneme şunu diyor barış asteğmenin timi döndü iki şehitleri var bir şehidi getirdiler, ama barış asteğmen dönmedi,

    olacağı varmış, diyeceği varmış demek ki.

    annem çığlık çığlığa bağırıp feryat figan yığılmış odanın ortasında yağmurun gözlerinin önünde.

    tabi konuyu tam bilmediği için yağmur annesi şehid olduğumu sandılar. gerçi ben o gece şehit olmam lazımdı. olmalıydım.

    yağmurun zaten bitmek üzere olan vücudu anında iflas ediyor o görüntü karşısında. o gece yağmurum vefat etti.

    beni aldılar, 2 gün sonra yaşadığımı öğreniyorlar. ben diyabakıra getirildim, bir helikopterle giderken hatırlıyorum bir sedyede giderken yüzüme çarpan hastane koridorunun tavan florasanlarını.

    bir ara kendime geldim, yağmurla yavuz abi camın dışından bana bakıyorlardı. bu anı hiç unutmuyorum. yüzleri donuktu. mimik yok. bana bakıyorlardı. hayal meyal erdinçle konuştuğumu hatırlıyorum. yağmur canım dışında hep oradaydı.

    dedim ben yağmur öldü galiba.

    10 gün hastanede kaldım, iç kanama şüphesi olmuş düşünce ayağım çok kötü olunca acıdan duramam diye devamlı uyutuluyorum. hep yağmur yanımda ama hep.

    dedim öldü yağmurum. ölmek için can attım can. ölmek istedim. ölemedik, kenan komutan varya videosu. onun sonu bana çok acı gelir. diyor ki o öldü bu öldü biz hala yaşıyoruz.

    kendimi düşünürüm hep.

    ben ölemedim,

    yağmur öldü,

    yavuz abim öldü,

    ibrahim komutanım öldü,

    sezai onbaşı öldü,

    erdinç öldü,

    ben ölemedim.

    diyarbakırdan bir daha dönmedim şırnak a.

    eve gönderdiler,

    3 ay odamdan dışarı çıkmadın, annemle konuşmadım, kimseyle konuşmadım,

    intihar etmeyi düşündüm, ama yağmur bana mektup bırakmış annem ve kardeşim sana emanet. küfür bile ettim yağmura ölemiyorum çünkü.

    bir sabah balkonda uyandım, akşam kendimde olmadan balkona gidip yatmışım, helikopter sesi her geldiğinde kafamı duvarlara vurdum.

    rüyalarımda hep yağmuru gördüm, o yüzden uyanmak istemedim.

    3 ay sonra bahadır geldi. beni aldı dışarı çıktık, biraz konuştum, çiğdem geldi yağmurun arkadaşı dershaneden onunla konuştum. bahadırla beni babam tatile zütürdü, öğlen uyurken odanın sehpasında olan çakmağa güneş yansıdığı için patladı ben kendimi oradan oraya atıp bağırırken buldum,

    yağmur her gece rüyama girdi, erdinç girdi, yavuz abi girdi,

    hep yüksek tepelerde kalmak istedim, yere inmek istemedim,

    kalabalık yerlerden kaçtım, sokaklarda duvar dibinden yürüdüm,

    yağmur hep kulağıma bişeyler söylüyordu.

    ölemedik işte amk.

    sonra çiğdemle bahadır birlikte olmaya başladılar evlendiler,

    beni yağmurun annesi kendime getirdi. direndim, yağmuru her gece rüyamda gördüm uzun yıllar.

    öle taktan bir hayatım vardı. çok tembeldim başlarda. bişey yapmak istemiyordum. istanbuldan gitmeyi düşündüm. geri dönmeyi şırnak a.

    dönemedim, ölemedim. öle yaşadım.

    o gece gerçekten benim timim iki şehit verdi, biri erdinç asteğmenim komutanım derdi, biri yağmurum oda asteğmen efendi derdi.

    o gece iki canımı şehit ettiler. benimda ölmem lazımdı ama ölemedim, azrail bir yanlışlık yapmıştı o akşam.

    hepsi bu.

    http://www.youtube.com/watch?v=x6K-Wg_thOM

    dinlediğiniz için eyvallah beyler, sağolun.
    Tümünü Göster
    ···
  16. 9491.
    0
    eline sağlık abi,

    ne yalan söyleyim, bunları okuyuncaya kadar ben de askerlik yaptım sanıyordum. halbuki ben 1 yıl tatil yapmışım.
    ···
  17. 9492.
    0
    .
    ···
  18. 9493.
    0
    abi son partta gözlerim doldu sağol abi herşey için sağol sadece bu kadar.
    ···
  19. 9494.
    0
    ah be reyiz :(
    ···
  20. 9495.
    0
    dinlemiyorum
    ···