1. 101.
    0
    up up up
    ···
  2. 102.
    0
    up up up
    ···
  3. 103.
    0
    up up up
    ···
  4. 104.
    0
    up up up
    ···
  5. 105.
    0
    up up up
    ···
  6. 106.
    0
    seri şukuladım.
    ···
  7. 107.
    0
    rezerved
    ···
  8. 108.
    0
    Reserved
    ···
  9. 109.
    0
    Atatürk'ün Anıları
    Sivas Kongresi için Tokat’tan Sivas’a gidiliyordu. Otomobiller Sivas’a doğru bomboş mesafeler arasında hızlandıktan sonra bir ara düşünceli sessizliğinden ayrıldı; gülümseyerek ve şaşarak dedi ki: - istanbul’dakiler, rütbelerimi, nişanlarımı geri alacaklarmış! Hakları yok ya. Çünkü ben onların her birini bir harp meydanında, bir hizmet mukabili kazanmıştım. Salonlarda, saraylarda değil! Haydi kordonumu alsınlar, o sarayındı. Fakat her ne ise... Zaten ben, o kimselere tekaddüm edip istifamı verdim. Varsın alsınlar!.. “Ancak bunu vermem! Diyerek göğsündeki bu altın imtiyaz madalyasını okşar gibi gösterdi. Bunu benden kimse alamaz! Bunu, Anafartalar’da harp meydanında, ateşin karşısında benim göğsüme taktılar.” Dedi ve sustu.

    Gene bugünlerde sarı saçları o dağlardan esen rüzgârlarda savrularak dedi ki: - Yahu! Memleketi ben mi batırdım? Yabancıyı Anadolu’ya ben mi soktum? Ben mi nizamı bozdum? Ben kalanı korumak, dağları kurtarmak ve nizamı kurmak için çalışıyorum. Bana müteşekkir olmaları lâzım gelirken, müstevli düşmanlarımızın menfaatine (yararına) uyarak nankörlük ediyorlar. Yanlış yoldadırlar.

    Ruşen Eşref Ünaydın

    Mukabil: Karşılık olarak.
    Tekaddüm: Önceden davranma.
    imtiyaz Madalyası: Sultan II. Abdülhamid`in 11.10.1885 tarihli emriyle devlet ve memleket yararına hizmet edenlere, vazifeyle gönderildikleri yerde başarı gösterenlere verilmek üzere çıkarılan madalya.
    Nizam: Düzen.

    (bkz: )

    *
    ···
  10. 110.
    0
    Kral Edward istanbu'a geldiği zaman, yatından bir motora binerek Dolmabahçe Sarayı'na yanaşır. Atatürk de rıhtımda onu beklemektedir. Deniz dalgalı olduğundan, kralın bindiği motor, sürekli inip çıkmaktadır. imparator rıhtıma çıkmak istediği bir sırada, eli yere değerek tozlanır.

    O sırada Atatürk elini uzatmış bulunduğundan, kral da ona elini uzatmadan önce mendiline silmek ister. Ama Atatürk hemen devreye girer ve:

    Yurdumun toprağı temizdir, o elinizi kirletmez. diyerek kralı elinden tutup rıhtıma çıkarır.
    ···